𓆝 𓆟 𓆞 𓆝 𓆟
Patron Lee, her zamanki gibi bir hışımla odasına girdi. Böyleydi bu adam, hiçbir şey olmasa bile götüne sopa sokulmuş gibi sinirliydi. Elindeki güç ve para, onu bu hale getirmişti. Sırf zevk için bile birisini öldürebilirdi. Yüzünde en ufak bir merhamet belirtisi yoktu. 26 yaşında, taş gibi buz kalpli bir adamdı.
Sabahın köründe odasına girdiğinde, masanın tam olarak üzerine oturmuş sağ koluyla göz göze geldi. Hwang ikizlerinin, sarı saçlı olanı. İlk bakışta dümdüz ve basit bir serseri gibi görünse de, asla basit bir adam değil. Birkaç dakika yanında dolanmasıyla, fark ettirmeden götündeki donunu bile çalabilecek kadar eli hızlı bir hırsız, aynı zamanda zeki, umursamaz ve sert karakterli bir çocuktu. Çok güzel bir yüzü olmasına rağmen, karı kızla işi olmazdı. Az konuşur, çok iş yapardı. Ama henüz 23 yaşındaydı. Bilgeliği, bazen olgun olmayan çocukça hareketleriyle baltalanırdı.
Ve ikizler hakkında bilinmesi gereken bir şey daha vardı. Eğer ikisinden birisi bir yerdeyse, diğer de mutlaka çok yakınlardaydı. Yani Felix odaya girerken, bir anda önüne fırlayabilecek diğer kardeşin bilincindeydi.
Daha Felix kapıdan adımı atmadan, kenardan fırlayıp karşısına dikilen eleman, onu korkutmamıştı. Çünkü Felix tam da bunu bekliyordu. Sol kolu, siyah saçlı kardeş kapının üstüne tutunarak karşısında sallanıyordu. "Günaydın patron Lee."
"Günaydın Jin."
Jin'in karakteri, Sam'ın tam tersi gibiydi. Güncel kültürle söylenirse, uçan kuşun elinden kurtulamayacağı, yakaladığını altına alan bir adamdı. İlişki ya da seks, hiç farketmezdi. Tanıştığı hiçbir kadının kilodunu altında bırakmazdı. Ağzı da iyi laf yapıyordu, bu yüzden tavlama konusunda da oldukça iyiydi. Zaten oldukça da... Seksiydi. Bunu yanında büyüdükleri, hatta beraber büyüdükleri patron Lee bile açıkça söyleyebiliyordu.
İkizler birbirinden çok zıt gibi olsalar da, ortak birkaç noktaları vardı elbette. Birincisi, ikisinin de ateş gibi seksi ve yetenekli adamlar olmasıydı. İkincisi, ikisi de onları çocuk yaşta yetiştirme yurdundan kurtarıp büyüten, onlara bu zengin ve lüks hayatı veren büyük patron Lee, yani Felix'in babası için canlarını bile verirlerdi.
Bu yüzden, son birkaç yıllarını büyük patron Lee'nin şımarık oğlu Lee Felix ile ilgilenerek geçirmişlerdi. Ama sorun değildi, ikisi de Felix'le bir bağ kurmuş, onun en güvendiği ve yetenekli adamları olmayı başarmıştı.
Patron Lee paltosunu çıkarken, Jin önünden çekilip yolu açtı. Sam ise hala istifini bozmadan masanın üzerinde oturuyordu. Felix gidip masaya oturduğunda, Sam'ın kalçasına işaret parmağıyla bir iki defa tıklattı. "Kalksan mı artık?"
"Masada görülecek bir şey yok."
"Masaya mı sıçtın Sam?" Diye araya girdi Jin sırıtarak, kenardaki koltuklara otururken. Evet, Jin biraz daha çocukça davranırdı.
"Evet, kokusundan mı anladın?"
"Ne oldu cidden Sam?" Diye ikinci kez şansını denedi Felix. "Sen böyle davranmazdın." Sam yine tepkisiz kalınca, ayağa kalkıp tüm gücüyle Sam'i itti.
Sam tek elini masaya dayayıp zıplayarak masadan inerken, Felix masadaki dosyalara baktı. Sam, cidden bir şey saklıyordu.
Masadaki dosyalar, şantaj dosyasıydı.
Kırılmamış mühürden, dosyanın hiç açılmadığı belli oluyordu. Ama ikizler, içindeki her neyse Felix'in buna delireceğini biliyorlardı. Felix, genelde delirirdi.
"Çıkın dışarı." Dedi Felix, buz gibi bir ses tonuyla. Dosyayı aldı, ikizlerin çıkmasını beklerken kendini koltuğuna bıraktı.
"Ne varmış dosyanın içinde?" Diye sordu Jin, kapının önüne çıkar çıkmaz kardeşine fısıldayarak.
"Söylemem." Sam sırıtarak omuzlarını silkti.
"Lan zaten birazdan öğreneceğiz. Aksiyon yaratma da söyle işte."
"Tamam." Kollarını göğsünde kavuşturarak sırtını duvara yasladı. "Madem birazdan öğreneceksin, bekle de öğren."
"Mühürü kırmadan nasıl açtın?"
"Meslek sırrı."
"Hay sikeyim mesleğini, gören de bana fbi ajanı."
"Ne farkımız var oğlum? Fbi ajanları benim yanımda bok yemiş. O mühürü onlar da kırmadan açamazlar."
"Ego tavan yi-"
"Hasiktir be!" İçeriden Felix'in bağırışıyla iki kardeşin atışması bölündü. İkizler bir anda içeri fırladığında, Felix bir anda ayağa kalktı. Elinde tuttuğu dosyayı arkasına sakladı, boşta kalan elini durması için ikizlere doğru kaldırdı. "Durun!"
"İyi misin patron?" Diye sordu Jin. Felix'in yüzündeki telaştan ne olup bittiğini anlıyordu az buçuk. Onu tanıyordu.
"Yok bir şey, gidin."
Jin, Felix'in telaşından endişe duyarak Sam'e döndüğünde, Sam'in yüzündeki rahatlıktan irrite olmuştu. Utanmasa sırıtacaktı. "Komik olan ne göt kafalı?" Dedi Felix de, dikkatini çeken Sam'e.
"Fotoğrafların çekildiği otel, şehrin en izbe otellerinden birisi, L plaza. Daha önce sizin değil, içimizden kimsenin uğramadığı bir mekan. Ayrıca açık ten renginiz, yüzünüz sonradan eklenmiş gibi bir izlenim yaratıyor. Yani yalanlamak ve montaj olduğunu iddia etmek gibi basit bir yolla işin içinden sıyrılabiliriz." Sam, her cümlesinde donakalmış Felix'e bir adım daha atıyordu. Sonunda söyleyecekleri bittiğinde, tamamen masaya dayanmıştı. Ellerini masaya koydu, öne doğru eğilip ondan epey kısa patronunun karşısında sırıttı. "Ama sahiden, zevkiniz bok gibiymiş patron."
Cümlesinin sona ermesiyle, Sam'in yanağına bir tokat inmesi bir olmuştu. Felix hem utancından, hem de Sam'in neler olduğunu bilmesinden yerin dibine girecekmiş gibi hissediyordu. "Siktir git."
Jin arkada neye uğradığını şaşırmıştı. Ama kardeşinin yanağına yediği tokadın çınlamasıyla kendisine geldi, hızla kardeşinin yanına gitti. "Ne oluyor amına koyayım?"
Sam, yediği tokada rağmen sırıtarak kardeşine döndü. "Patron oğlancıymış."
"Ne?"
"Bana bak!" Felix tam masanın üzerine çıkıp öfkeyle Sam'in üzerine uçacakken, Jin'in kardeşini korumak için araya girmesiyle Felix ile Jin çarpıştı, üçü birlikte üst üste yere kapaklandılar.
Sam yattığı yerde sırıttı. "Etrafında bizim gibi yakışıklılar varken, böyle çirkin bir adamın seni sikmesine nasıl izin verdin?" Diye sordu alay ederek.
Jin daha duyduklarını sindiremeden, Sam ve Felix'in arasında, Felix'in Sam'i dövmesini engellemeye çalışıyordu. "Kes sesini piç!"
"Alındım valla patron!"
Jin "Ya yeter!" Diye bağırarak hem sözlü, hem de fiziksel çatışmalarının durmasını sağladı. Ardından hepsi yattıkları yerden toparlandılar.
Felix masasının önüne giderek dosyaların yanındaki sigara paketini aldı, bir sigara yaktı. İlk nefesini çekip Sam'in yüzüne üfledikten sonra, gözleriyle malum dosyayı işaret etti. "Halledin o zaman."
"Anlaşıldı patron." Dedi ikizler biz ağızdan. Felix'i takip ettiler, birer sigara yaktılar.
Jin ve Sam, patronlarının gay olduğunu, bir sabah öylelikle öğrenmişti. Elbette, ünlü bir mafya babasının düşürülmesi için böyle haince çamurlar atılıyor, ama elbette ki yalan olduğu ortaya çıkıyordu.
Felix de bu işten sıyrılmıştı. Çamur atıldığı söylenerek, fotoğrafların montaj olduğunu kanıtlamışlardı.
Ama Sam ve Jin, fotoğrafların montaj olmadığını biliyordu. Ve şimdi Felix'i rahat bırakmaları için hiçbir sebepleri yoktu.
⋆｡˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧･ﾟ
Yazacak ficim olmayınca hiç mutlu olmuyormuşum bu yüzden fice başlamışımdır. Ama fic hiç tarzım olmayan +18 hyunsamlix'tir (3'lü olsun güçlü olsun) o sırada okuyucular 👁️👄👁️
"GOT IT BOSS!" HYUNSAMLİX MİNİFİC