Küçük Prenses (Aşkım)

By balhnm

265K 17K 3.7K

Ege kapıyı kapatıcakken yerde duran puseti fark etti. Kaşları havalanırken şaşkınca pusetin içinde uyuyan beb... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
🎗
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18. Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23. Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27. Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36.Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43.Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
!Deli Bal |R~S Tanıtım!
46. Bölüm
🇹🇷
47. Bölüm
48.Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm (1. Yarı)
50. Bölüm (2. Yarı)
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
DUYURUU
60. Bölüm
61. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm

62. Bölüm

2.5K 235 156
By balhnm

Selam ballarım🍯

Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir...

Ay bir tık geciktik ama sorun yok hafta sonu diyordum hep hala hafta sonundayız.

Bol bol yorum bekliyorumm oylar da unutulmasın..

Bir de Deli Bal | R~S kitabıma da bakmanızı rica ediyorumm.

Sizleri çokkk seviyorum keyifli okumalar🤍🤍🤍

1 ay sonra... (3 Mayıs)

Kaan ve Sarp, Onur'un kollarına girmiş Onur'u adım adım yürütüyorlardı. Ege, Aşkım'ı kucağına alıp Onur'un önüne geçti ve geri geri yürümeye başladı.

-Yakala yavrunu. Hadi yürüü.

Onur gülerek Ege ve Aşkım'a baktı. Aşkım Ege'nin kucağında çırpınıp Onur'a uzanmaya çalıştı.

-BAAAABAMMM. Nel nelll.

Aşkım ellerini açıp kaparken Onur gülerek adım atmayı denedi. Bir ay geçmişti zor olsa da  bir kaç saniye tek başına ayakta durabiliyordu. Adım atmayı ise tek başına yapamıyordu. Sarp ve Kaan onu sıkıca tutarken doktorun gözetiminde adım atmaya çalışıyordu. Kaan'ın sağ bacağı Onur'un sol bacağına bağlı, Sarp'ın sol bacağı Onur'un sağ bacağına bağlıydı. Böylelikle biri ileri adım attığında Onur da aynı hareketi yapıyordu. Kaan ve Sarp birbirlerine uyarak adımlar atarken Onur onların hareketleri sayesinde yürüyordu.

Aşkım kıkırdayıp babasına bakarken Onur da gülerek ona bakıyordu.

3 ay sonra... (3 Ağustos)

Onur artık tamamen yürüyebiliyordu. Eskisi kadar rahat olamasa da destek almadan istediği yere gidebiliyordu. Sadece uzun süreli yürüyüşler sıkıntı oluyordu.

Aşkım elindeki oyuncağı paytak paytak yürüyüp babasına götürdü.

-Babam al.

Onur koltukta otururken Aşkım'ın elindeki bebeği aldı. Kar Onur'un kucağında yatmaya devam ederken Aşkım'a baktı. Aşkım onun kuyruğunu nazikçe okşayıp yanlarından gitti. Kar, Onur eve geldiğinden beri hep Onur'un kucağındaydı. Neredeyse on gün olmuştu ve bu on gün içinde Onur nerdeyse Kar dibindeydi.

Onur Kar'ın tüylerini okşarken Hilal yanlarına geldi. Onur'un yanına oturup koluna sarıldı ve omzuna başını koydu.

Onur gülümseyip başını Hilal'in başına yasladı.

-Noldu ela boncuk özledin mi?

Hilal cevap vermeden Onur'un koluna sarılmaya devam etti. Son yaşananlardan sonra herkes Onur'a karşı daha hassaslaşmıştı. Aşkım Kar ve Hilal'e bakıp kaşlarını çattı. Babasının iki kolunda da biri vardı. Elindeki oyuncağı yere atıp çatık kaşlarıyla babasına yürüdü. Hilal onun bakışlarına gülerken Aşkım babasının bacaklarına ulaşmıştı. Babasının bacağından tırmanmaya çalıştı. Biraz debelenip çıkmadığında Onur zorla bacağını havaya kaldırıp Aşkım'ı da bacağının üstünde havalandırdı.

Onur Aşkım'ı o şekilde tutmakta zorlansa da tüm gücünü kullanıp tutmaya devam etti.

-Aferin Aşkımm. Sayende baban sınırları zorluyor.

Hilal kıkırdayıp Onur'a baktı. Onur kaşları çatık dayanmaya çalışıyordu. Aşkım en sonunda babasının kucağına çıkınca Onur rahat bir nefes aldı.

Aşkım Kar'ın üstüne atlayıp sarıldı.

-Namnam. DİT.

Aşkım Kar'ı aniden itince Kar koltuğa devrildi. Onur hızlıca Kar'ı tutarken şaşkınca kızına baktı. Aşkım bu seferde kaşları çatık Hilal'e bakıyordu.

-Baba benim. (Hilal)

Aşkım'ın kaşları havalanırken gözlerinde sinsi bir parlama belirdi. Aniden Hilal'in üstüne atlayınca Hilal gülerek çığlık attı. Onur Aşkım'ı tutmuşken Aşkım ellerini Hilal'in saçlarına geçirmişti bile. Bacaklarını da Hilal'in boynuna sarınca Hilal'in yüzü Aşkım'ın boynu hizasındaydı.

Onur Aşkım'ı çekince Aşkım'ın parmaklarına dolanmış Hilal'in saçlarıda çekilmişti. Hilal çığlık attığında Kaan koşarak içeri girdi.

-Ne olduu?

Kaan Aşkım ve Hilal'e ardından da onlara gülüp ayırıyormuş gibi yapan Onur'a baktı.

-Aşkım bırak kızımı hemen. (Kaan)

Kaan Aşkım'ın yanına gelirken Aşkım Hilal'in saçını daha çok çekti.

-VOO.

-Ay Aşkım şaka yaptım tabi baba senin. Kaan benim. (Hilal)

Kaan gülümserken Aşkım kaşlarını çattı.

-Namna civcivvvv.

Amcasını da sahiplenirken Hilal'in saçını bırakmadı. Hilal'in artık acıdan gözleri dolunca Onur sinirli bir ses tonuyla araya girdi.

-Aşkım. Bırak halanın saçını.

Aşkım daha çok çektiğinde Hilal bağırmıştı. Onur Aşkım'ın ellerini tutunca Aşkım daha da sinirlendi.

-Bırak dedim.

Aşkım babasını dinlemezken ellerini kurtarmaya çalıştı. Kaan da Aşkım'ı tutunca Aşkım ağlamaya başladı.

-Bıaa vooo.
(Bırak yok)

Onur en sonunda Aşkım'ın saçını küçük miktarını çekti. Aşkım anlık hissettiği az acıyla ağlamayı bırakıp babasına baktı.

-Acıyor dimi? Halanın da canı acıyor.

Aşkım saçlarını çekince acıdığını bilmediğinden duraksadı. Daha önce kimse onun saçını çekmemişti bu yüzden acıdığını bilmiyordu. Sinir olduğu için en kolay yöntem saç çekmek olduğundan son zamanlarda sık sık yapıyordu. Hilal'in canının yandığını anlayınca ellerini bıraktı Hilal dolmuş gözlerle ona bakınca Aşkım'ın dudakları büzülüp gözlerli doldu.

Hilal'in boynuna sarılıp kucağında ayakta durunca Hilal de ona sarıldı.

-Özür dilemelisin Aşkım. (Onur)

Aşkım eliyle gözünü ovup Hilal'e baktı.

-Özüü lilal lala.
(Özür dilerim Hilal hala)

Aşkım Hilal'i öpünce Hilal de onu öptü.

10 gün sonra... (13 Ağustos)

Spor salonundalardı ve herkes programlarına uygun şekilde çalışıyorlardı. Onur kanguruda kendine bağlı Aşkım'ın saçını öpüp yürüyüş bandında yürümeye devam etti. Onur'un kardiyosu daha uzun tutulurken eski kas kütlesine gelebilmesi için programı yoğunlaştırılmıştı. Aşkım onun için ek ağırlık olurken oldukça mutluydu.

Normalde sabit bir şekilde uzun süre bir yerde oturmaz hemen sıkılırdı ama babasının kucağındayken saatlerce durabiliyordu. Onur koşu bandından inip sabit bisiklete bindi. Pedalları çevirirken Aşkım'ın elleriyle oynuyor Küçük ciciv şarkısını mırıldanıyordu. Aşkım başını sağa sola sallayıp babasına eşlik ederken Onur bisikletin güç seviyesini arttırdı. Artık pedallar daha zor dönüyordu.

Farkında olmadan bu iyileşme sürecine hırs yapmıştı ve sınırları zorluyordu. Antrenör onu izleyerek kontrolleri yaparken bunun farkındaydı ama psikolojik olarak agresif bir halde olduğundan çok zorlamadığı sürece müdahale etmiyordu.

Bacaklarının kaybı büyüktü buna ek üst gövdesi de hareketsiz yatmasından dolayı zayıflamış bu süreçte oldukça kilo kaybetmişti. Şuan normal boyutlara düşmüş zayıf denecek bir haldeydi oysa onun heybetli bir vücudu vardı.

Kilo almak için de bir diyetisyenle görüşüyordu. Eski haline dönecekti.

Aşkım babasının parmaklarını tutup oynarken elini ağzına götürüp babasının parmağını ısırdı. Onur parmağında hissettiği anlık acıyla irkildi.

-Aa Aşkımm.

Aşkım kıkırdayınca Onur'un çatık kaşları anında düzeldi.

Onur bisiklette işini bitirip kalktı ve diğer aletlere yöneldi.

Ahenk elindeki ağırlıkları bırakıp kendini yere attığında Sarp gülerek ona baktı.

-Kalk daha yeni başladık.

Ahenk cevap vermeyip yatmaya devam edince Sarp onun yanında yere oturdu. Ahenk sırt üstü yatmış ona bakarken Sarp gülümsedi ve Ahenk'in önüne gelen siyah saçlarını geriye taradı. Ahenk gözlerini kapatıp gülümserken bacağında hissettiği acıyla bağırıp gözlerini açtı.

-Kalk ne bu bitmiş haller? (Ece)

Sarp Ece'nin vurduğu yeri ovup kaşlarını çattı.

-Ne vuruyorsun marul? Yürü git sevgiline vur.

-Ayyy bana marul dediii. Bana bak yeşil göz o gözlerini oyarımm. (Ece)

-Hadi git Ege'nin yanına. Kış kış. (Sarp)

Ahenk'in canı elbette acımamıştı Ece şakasına hafifçe vurmuştu. Sarp ta zaten ciddi değildi. Kendi aralarında didişiyorlardı. Ece saçını geriye savurup konuştu.

-Sen beni kovamazsın ben kendi hür iradem ve isteğimle sizi terk ederim. Hadi bay.

Ece saçını savurup yanlarından gidince Ahenk ve Sarp gülmeye başladı. Hepsinin dengesi bozulmuştu.

Hilal elindeki çikolatayı yiyip köşede otururken Kaan onu gördü. Sakin adımlarla ona yaklaşırken Hilal yakalandığını fark edip elindeki çikolatayı sakladı.

-Güzelim.

Kaan adım adım ona yaklaşırken Hilal gülümsedi. Hilal'in yanına gelip karşısında yere oturdu.

-Ne o arkana sakladığın?

Hilal gözlerini kaçırıp konuştu.

-Hiçç.

Kaan Hilal'in dudaklarına bakıp güldü. Dudaklarının yanlarında az da olsa çikolata vardı. Hilal Kaan'ın bakışlarını fark edip eliyle hızlıca dudaklarını sildi.

-Benim payımı yok ettin şuan. (Kaan)

Hilal anlamayıp ona baktı.

-Ne? (Hilal)

Kaan Hilal'in elalarına baktı ve yaramaz bir çocuk gibi sırıttı.

-Arkana sakladığın senin payın dudaklarında kalan benim payım. (Kaan)

Hilal'in ela gözleri büyüdü ve yanakları anında kızardı. Bu sırada Kaan bu değişimi hayran hayran izledi.

-Tövbee tövbe yavrumun psikolojisini bozacaklar. (Onur)

Onur Aşkım'ın kulaklarını kapatarak yanlarından geçtiğinde Kaan güldü.

-En sevdiğim anın içine ettin. (Kaan)

-Kes. (Onur)

Kaan Onur'un ardından gülerken tekrar Hilal'e baktı. Hilal'in de güldüğünü görünce yanağından makas aldı.

-Yediğin çikolataya ceza her hareket iki set daha arttı. (Kaan)

Hilal'in gözleri irice açılırken anında mızmızlandı.

-Yaaa hayır yaa. Yemedim çikolata falan. Bir ısırık aldım. Bir ısırık bedeli bu olamaz.

Kaan tepkilerini gülerek izlerken başını iki yana salladı. Hilal yumuşamadığını anlayınca ona yaklaşıp bağdaş kurulu bacaklarına oturdu. Kaan'ı kandırma konusunda en işe yarayan kozunu kullanmak için gülümseyerek konuştu.

-Hadi öpüşelim.

Kaan sesli bir şekilde gülüp başını hafiften geriye attı. Hilal onun kahkahasına gülümseyip ellerini Kaan'ın omuzlarına koydu.

-Bunlar sadece Aşkım'ın değil benim de psikolojimi bozuyor. Hoşt ulan. (Ege)

Kaan ve Hilal, Ege'yi takmazken Kaan Hilal'in dudaklarına kısa bir öpücük kondurup geri çekildi.

-Beni bir öpücüğe kandıramazsınız hanımefendi. Sonra, aynaya bakıp ağlıyorsun. Oysa ben o yansımadaki kadına hayranım. Saçma konularda zırlamanı görmek istemiyorum o yüzden spora devam.

Hilal Onur'un durumunda bir kaç kilo vermiş sonrasında ise verdiklerini ve dahasını geri almıştı. Şimdi ise eski görüntüsü için uğraşıyordu. Kilolu asla değildi sadece ufacıktan bir göbüşü olmuştu.

-Şişko oldum diye sevme benii. (Hilal)

Hilal diziden alıntı yaparken Kaan güldü.

-İster iki yüz kilo ol.

Hilal'e hayran hayran bakan kendi gözlerini gösterdi.

-Bu bakışlar değişirse en adi şerefsizim.

Hilal anında gülümserken boynuna sarıldı.

-Ay kusucam şimdi. Öğğ. (Ege)

-Ama neden öyle diyorsun çok tatlılarrr. (Ece)

Ege Ece'ye bakıp konuştu.

-O konuşmayı biz yapsak çok tatlı tabi. Onlar yapınca iğrenç. Bizim dışımızda kimse aşık aşık konuşmasın midem bulanıyor. (Ege)

Kaan ona dönüp göz devirince Ege dil çıkarıp Ece'nin elini tuttu ve ordan uzaklaştılar.

🤍

Eve döndüklerinde Aşkım uyuya kalmıştı. Onur onu yatağa yatırıp hızlıca duşa girip çıktı. Esra hanım dönmek zorunda kalsada her gün görüntülü konuşuyorlardı. Duştan sonra Onur annesiyle konuşmak için aşağı indi. Ege onun odadan çıktığını görüp odaya girdi ve yatakta uyuyan Aşkım'a doğru ilerledi.

-Boncuğum uyan hadi. Biz senle çok az oynadık bugün. Özledim seni.

Aşkım bana mısın demeden uyumaya devam edince Ege ofladı.

-Aşkımm.

Aşkım hala uyumaya devam edince Ege hafifçe Aşkım'ın burnuna dokundu. Aşkım huylanıp eliyle burnunu ovup kaşlarını çattı aynı zamanda dudakları da büzülmüştü.

-Hihi tipini yediğim. Ne kadar da tatlııığğ.

Ege Aşkım'ın yanaklarını öpüp kokladığında Aşkım mırıldanıp diğer tarafa döndü.

-Hihh bana poponu mu dönüyorsun? Çok ayıp.

Aşkım'ı tekrar kendine döndürmüştü ki Aşkım'ın maviş gözleri aralandı. Ege anında sırıtıp ona baktı.

-Günaydınnn çiçolamm.

Aşkım'ın dilinde çikolatam dediğinde Aşkım'ın boncuk gözleri parladı. Elini ağzına götürüp mırıldandı.

-Çiçola nam nam nam.

Yeni uyanan maviş gözleriyle Ege'ye bakarken gözleri tekrar kapanıyor gibi oldu. Ege hemen onu kaldırdı.

-Uyumaa çiçola yiyelim hadi.

Aşkım'ın gözleri kapanırken başı Ege'nin omzuna düştü. Minik burnu Ege'nin omzuna çarpınca dudakları büzüldü. Dudaklarından hıçkırık kaçarken elini minik kalkık burnuna götürdü.

-Naamnaa ufff.

Ege hızlıca burnuna bakıp öptü.

-Oy çok acıdı mı?

O Aşkım'ın burnuna bakarken içeri Onur girdi. Onur sinirli bakışlarla Ege'ye baktı.

-Sen mi uyandırdın? (Onur)

Ege anında başını iki yana salladığında Aşkım hala uykusu olduğundan babasını isteyip ellerini uzattı ve açıp kapattı. Onur onu kucağına aldığı gibi Aşkım yüzünü boyun girintisine saklayıp gözlerini kapattı.

-Ben kaçayım en iyisi.

Ege anında odadan fırlarken Onur arkasından hafifçe bağırdı.

-Bekle sen eski formuma döneyim ilk seni döveceğim. (Onur)

-KAAAN İMDATTTT. (Ege)

Ege koşarak uzaklaşırken Onur Aşkım ile birlikte yatağa uzandı. Bedeni çok yorulmuştu. Bütün bedeni sızlarken gözlerini yumdu. Kendini çok zorlamıştı.

🩷

Ece'nin ısrarı üzerine erkekler kör sağır dilsiz olarak yemek yapacaklardı.

-Üç kişilik bu bem yokum o yüzden. (Kaan)

-Kaçmak yok yaaa. (Hilal)

Kaan kaçmak için bahane arasa da o bahanesini bulamadan Hilal onu mutfağa itekledi. Onur'un ve Kaan'ın gözü kapalı Ege'nin kulağı kaplı Sarp ağzı kaplıydı. En klasiğinden pasta yapacaklardı ama pandispanyası dahil her şeyi kendileri hazırlayacaklardı.

Kaan ve Onur'un gözleri kapandığında ikiside elleriyle masayı aramaya başladı.

-Lan bi masaya yönlendireydiniz. (Kaan)

Onur elini öne uzatırken masaya ulaştığını anladı.

-Buldum ben gel. (Onur)

-Nerdesin amk? (Kaan)

Onur gülüp konuştu.

-Kızım var küfür etme it. Sesime gel işte.

Ege kulağındaki kulaklıkla hiç bişe duymazken dans etmeye başladı.

-WOWW MÜKEMMEL ŞAKIYMIŞ.

Ege'nin ani bağırışıyla herkes irkilirken Aşkım elinde tuttuğu oyuncağını düşürmüştü. Ece yere eğilip oyuncağı geri Aşkım'a verirken Aşkım şaşkınca Ege'ye bakıyordu.

Kaan Onur'un yanına ulaştığında tarifin yazdığı kağıt Sarp'a verildi.

(Tarife internetten baktım)

4 adet oda sıcaklığında yumurta
1 su bardağı toz şeker
Yarım çay bardağı ılık su
1 paket kabartma tozu
1 paket şekerli vanilin
1 su bardağı tepeleme + 2 çorba kaşığı un
1 fiske tuz

Sarp eliyle dört yapıp yumurtayı işaret etti. Ege hareket etsinler diye Kaan ve Onur'a baktı ardından onların görmediğini hatırlayıp konuştu.

-SİZ GÖRMÜYORDUNUZ DEMİ? SARPİŞKO DÖRT YUMURTA DİYOR.

Ege'nin bağırışıyla herkes irkilirken Kaan sesin geldiği yöne döndü.

-Bağırmaa biz duyuyoruz.

Ege kaşlarını çatıp ona baktı. Ne dediğini dudaklarını okuyarak anlamaya çalışmıştı.

-NEYİNİ ANLAMADIN MAL DÖRT YUMURTA İŞTE.

Ege daha çok bağırınca Kaan yüzünü sıvazladı.

-Yumurta nerde? (Onur)

Sarp Onur'un bileğini tutup yumurtaya uzatacakken Hilal bağırdı.

-Yokk öyle. Kendiniz bulun. (Hilal)

-Yaa sabırr. (Kaan)

İkisi birlikte masayı elleriyle aramaya başladılar. Dokundukları şeylerinde ne olduğunu anlamadıklarından sadece yuvarlak bir şekil arıyorlardı. Elleri birbirine değince ikiside irkildi.

-Ödüm koştu masada canlı bişe var diye. (Kaan)

Onur gülüp aramaya devam edince yumurtaları buldu.

-Buldumm.

Aldığı yumurtayı Kaan'a uzattığında Kaan aldı.

-DÖRT TANE DÖRT. İKİ SAATE BULAMADINIZ ZATEN ÖNÜNÜZDEKİ YUMURTALARI.

Kaan sabır diler gibi başını eğdiğinde Onur ikinci yumurtayı almak için elini uzattı. O sırada Ece sessizce yumurtanın yerini değiştirdi. Sarp isyan eder gibi ona baktığında Ece omuz silkip güldü.

-Lan yumurtalar nerde?

Kaan onu takmayıp önündeki kabın köşesine dokundu. Kabın içini sanarak yumurtayı dışına kıracakken Ege çığlık attı.

-DIŞI ORASI. İÇİNE KIR İÇİNEE.

Kaan eliyle tekrar kontrol edip doğru yeri buldu. Yumurtayı içine kırdığında yumurta küçük kabuk parçalarıyla düştü. Ege tepeden kaba bakıp bağırdı.

-KABUK DÜŞTÜ KABUKK. AL ONU.

Kaan dibinde bağıran Ege'yi itmek için kolunu kaldırmıştı ki kolu Onur'un suratına çarptı. Onur acıyla inlerken Ege güldü.

-GERÇEKTEN GÖRMÜYORLARMIŞ.

-Burnumu kırdı biriniz. (Onur)

-Benidim galiba. (Kaan)

Kaan Onur'a sarılmak için tekrar kolunu uzatmıştı ki bu seferde çenesine vurdu. Onur tekrar inleyince Aşkım bağırdı.

-NAMNAAA vuuu voo.
(Amca vur yok)

-Bilerek vurmadımm. İyi misin lan?

Sarp ağzındaki bant yüzünden tam gülemese de gülüyordu. Onlar yumurtaları bulup kırana kadar Ege dans etmişti.

-KABUĞU ALMADINIZ. (Ege)

Kızlar bu konuda yardım edip kabukları temizlediklerinde Sarp tarifin devamına baktı.

Eliyle bir yapıp su bardağını gösterdi ardından da şekeri gösterecekti ki kızlar araya girdi.

-Göstermek yokkk.

Sarp göz devirip Aşkım'ı işaret etti. Şeker gibi bebekti Aşkım. Ege Aşkım'a bakıp kaşlarını çattı.

-AŞKIM SUSADI MI? NE DİYE AŞKIM'ı GÖSTERYORSUN? AŞKIMLI PASTA AHAHA ÇOK İYİ OLURDU.

Sarp başını iki yana sallayıp farklı bir şekilde anlatmak için düşünürken Onur konuştu.

-Şekerrr. Şeker kızım benim yaa. Oy özledim onu.

Sarp başını sallasa da Onur görmemişti. Onur Şeker paketini alıp tuttu ardından Sarp'a döndü.

-Ne kadar koyucam? Omzuma dokunduğun kadar koyarım.

Sarp bir kere dokununca Onur konuştu.

-1 bardakmış. Kaan bardağı bul.

Kaan bardağı bulduğunda ikisi birlikte bardağı doldurmaya başladı. Onur elini bardağın üst kısmında tutup dolup dolmadığını anladı. Ege o sırada onları unutmuş dans ediyordu.

Şekeri de döktüklerinde Sarp onları alkışladı. Sıra çırpma işlemine gelmişti. Sarp Ege'ye baksa da Ege ona bakmayıp dans ediyordu. Sarp Ege'yi çekiştirip kendisine baktırdı ardından da eliyle çırpıyor gibi yaptı.

-KARIŞTIRIN DİYOR. KARIŞTIRINNN. ORTALIĞI KARIŞTIRANLAR GİBİİ HEM DEEE.

Hepsi gülerken Kaan eline aldığı mikseri çalıştırdı. Aniden çalışan mikserle Onur ve Kaan'ın üstü tamamen yumurta ve şeker olmuştu. İkisi aynı anda çığlık atarken diğerleri kahkahayı basmıştı.

-MAL. HER YERİME GELDİ. (Onur)

Kaan cevap vermezken bulduğu peçeteyle yüzünü siliyordu.

Çırpma işlemi bittiğinde Sarp yarım çay bardağı suyu anlatmak için Ege'ye baktı ama Ege gene dans edip onu takmıyordu. Bu sefer Onur'un omzuna dokundu.

-Ne? (Onur)

Sarp Onur'a anlatamayacağını anlayıp tekrar Ege'ye döndü. Ege ona bakınca Sarp musluğu gösterdi ardından çay bardağını. Kızlar bu sefer bişe dememişti.

-1 ÇAY BARDAĞI SU.

Sarp başını iki yana sallayıp bardağı aldı ve yarısını gösterdi.

-HEEE YARIM ÇAY BARDAĞI SU.

Sarp bu sefer başını onaylar şekilde salladı.

Bu şekilde devam ederken sıra una geldi. Unu bardağa koymuşlardı Kaan bardağı kabın içine devirdi. Yeteri kadar unu koyup mikseri aldılar.

-Ver lan ben bu sefer. (Onur)

Kaan ona verdiğinde Onur mikserin tuşunu ararken yanlışlıkla bastı. Amacı aslında sadece düğmenin yerini bulmaktı. Havada duran mikser sadece toz olan un tabakasının içinde döndüğünde tüm un yüzlerine ve üstlerine gelmişti. Masa da Aşkım yüzüne gelen unla irkilirken Ahenk kahkaha atıp onun yüzündeki unları sildi hemen.

-Hay sı.. (Onur)

🤍

Zor da olsa pandispanyaları fırına yolladıklarında sıra kremayı yapmaya gelmişti. Onur krema paketini eline alıp açmak için çabaladı. Paket Onur'un gücüyle patlayarak açıldığında aniden konfeti etkisiyle havada krema tozları uçmaya başladı.

-Hİİİ NAPTINN?

Kaan ve Onur göremediklerinden ne olduğunu anlayamazken Onur konuştu.

-Paket bi hafifledi.

-Yarısını döktün çünküüü. (Ece)

Kaan gülmeye başladığında Onur da güldü. Farkında değillerdi ama saçları kremadan beyaz üstleri undan beyazdı.

Krema hazır olduğunda pandispanyalar da pişmişti. Kızlar pandispanyaları kalıplardan çıkarıp Kaan ve Onur'un önüne koydu.

İlk kata krema sürmek için Kaan kremayı aldı ve kekin üstüne attı. Daha doğrusu o öyle sandı çünkü krema masaya düşmüştü. Kaan hiç bozuntuya vermeden kremayı tekrar aldığında Onur kek tabağını biraz ona yaklaştırdı amacı Kaan'ın işini kolaylaştırmaktı. Tam o sırada Kaan sertçe kaşıdaki kremayı sirkeledi. Krema tam Onur'un önünde masaya çarparken kremanın çoğu Onur'un yüzüne geldi. Ege bunu görüp kahkahayı basarken Onur konuştu.

-Kaan yapacağın işi yaa. Neyse tadı güzelmiş?

Kaan ona gülüp tadına bakmak için kremaya parmağını daldırdı.

-Güzelmiş evet.

Pastayı bitirdiklerinde Kaan ve Onur gözlerini açtı. Pasta dört katlıydı ve Pisa kulesini aratmayacak bir yamukluktaydı. Kaan ve Onur pastaya gülerken birbirlerine baktılar. İkisi aniden susup güçlü bir kahkaha patlattıklarında herkes gülmeye başladı.

-Gözlerin dışında bembeyazsın. (Onur)

-Sen sanki çok farklısın. (Kaan)

Hepsi gülerken Aşkım da alkışlayıp kahkaha atıyordu.

Devam edecek...

Ay bölüm yetişsin diye çokkk uğraştım. Umarım sevmişsinizdir. Bulduğum tüm boşluklarda bölümü tamamlamaya çalıştım.

Yazım hataları varsa kusura bakmayın ballarım. Düzeltmeye zamanım olmadı.

Bol zaman atlamalı bir bölüm oldu. Diyorum ki artık biraz daha atlayarak gidelim.

Önemli‼️‼️

Sizce tek kitaptan devam mı edelim yoksa devam serisi olarak ikinci bir kitaba başlayalım mı? Kitabın daha biteceği yok bölüm sayısı da çok fazla o yüzden ikinciye geçsek mi devam etsek mi bilemedim.

Ya da Aşkım'ın bebekliği, çocukluğu ve gençliği olarak üç ayrı kitap şeklinde olur.

Hiçç karar veremedim. Sanki çocukluğu bu kadar uzun olmaz gibi de geliyor ama emin de değilim.

Continue Reading

You'll Also Like

271K 22.7K 39
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
734K 32.7K 19
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
76.9K 2.2K 8
Bir polis, Bir doktor, Ve onları bir araya getiren baş belası bir komşu... 🌙 Bicirik Biricik isimli tek kitaptır... 13.06.2022 Kitaplarım şahsıma ai...
7.4K 458 6
Baş döndürücü bir güzellik...İz Aden Yaman... Ve bu güzelliğe vurgun Alessandro Moreno... Aşka inanmayan Aden, Alessandro'ya ne kadar dayanabilecekti...