Kalp Atışı

By the_nzreen

17.4K 1K 2.5K

Bir asker ve doktorun hikayesi... Emre Alparslan Atasoy& Doğa Korkmaz More

1-ci bölüm: İlk karşılaşma
2-ci bölüm: Gerginlik
3-cü bölüm: Soğuk
4-cü bölüm: Eriyen buzlar
5-ci bölüm: Güven
6-cı bölüm: Şüphe
7-ci bölüm: İftira
8-ci bölüm: Söz
9-cu bölüm: Yakışıklı oğul
10-cu bölüm: İlacım sensin
11-ci bölüm: Bilmediğim hisler
12-ci bölüm: Gerçekler
13-cü bölüm: Alevlenen duygular
15-ci bölüm: Seni seviyorum
16-cı bölüm: Kod adı: Kara
17-ci bölüm: Böyle bitemez...
18-ci bölüm: Gitme...
19-cu bölüm: Hüzün
19.1
20-ci bölüm: Operasyon
21-ci bölüm: Kardeş
22-ci bölüm: Alp
Yeni kitap
23-cü bölüm: Çakal
24-cü bölüm: Korku
25-ci bölüm: "Küçük kardeşim"

14-cü bölüm: "Günübirlik aşkım"

584 39 93
By the_nzreen

Satır arası yorumlarınız ve tepkileriniz çok güzel. Böyle devam.
İyi okumalar♥️

Emre Alparslan Atasoy'dan:

Doğayla dövüşüp yenmiştim. Gerçekten çok güçlüydü. İyice zorladı beni. Kaybettiği için üzülmüştü ama sonunda neşesini geri getirebildim. Albayın kabul etmeyeceğini biliyordum. Ama Doğanın surat asmasına da dayanamazdım.
Ayağa kalkıp elimi uzattım.

"Kalkalım mı asker kızı?" Uzattığım elimi tutup ayağa kalktı.

"Çekişmeli bir maçtı. Yine tekrarlamak lazım bunu."

"Bence de." Dedi. Dışarı çıktık. Vedalaştıktan sonra arabama binip tabura gidiyordum. Telefonum çaldı. Üniversiteden arkadaşım Erdem arıyordu.

"Erdem?"

"Alparslan. Nasılsın abi? Uzun zamandır görüşmedik nerelerdesin?"

"İşler güçler işte. Sen neler yapıyorsun?"

"Evleniyorum."

"Ne? Hayırlı olsun kardeşim. Hep mutlu olursunuz inşAllah."

"İnşAllah. Benim kız Mardinde yaşıyor o yüzden yarın geliyorum. Bide yarın bir yemek yiyeceğiz velhasıl kelam yengeyi de al gel. İtiraz etmek istersen etme."

"Yenge mi?"

"Yenge. Sevgilim yok deme sakın. Yakışıklı adamsın yok mu sevgilin yani?"

Olacak yakında merak etme sen.

"Yoo. Var tabi. Öyle birden diyince şaşırdım. Geliriz biz."

"Tamamdır kardeşim. Kapatıyorum ben. Hayırlı günler."

"Sana da." Diyip kapattım. Aklıma Doğayla girdiğimiz idda gelmişti. Ben kazandığım için sevgili oyununu oynayabilirdik.

Oyun deme yarın öbür gün gerçeğine de oyun dersen ayvayı yersin.

Tabura varmıştım sonunda. Odama girip duş aldım ve günlük askeri giysilerimi giydim. Muhammet albay odasındaydı. Kapıyı tıklatıp içeri girdim.

"Müsait misiniz komutanım?"

"Gel aslanım."

Koltuğa oturup "Komutanım, sizden bir şey istemeye geldim." Dedi.

"Dinliyorum."

"Geçen sefer Doğa hanımla birlikte Andreye esir düştüğümüzde onunla ilgili bir kaç gerçekler öğrendim. Babası çok ünlü bir istihbaratçıymış. Bir süre kendisi de eğitim almış. Profesyonel şekilde silah kullanabiliyor ve dövüşebiliyor."

"İlginç. Hem doktor olup hem de bu kadar bilgili olması şaşırtıcı kadar iyi."

"Bence de. Bizimle birlikte operasyonlara katılamayı çok istiyor. Hatta babasıyla birlikte bir göreve de gitmiş .Ben diyorum ki acaba bizimle gelse mi?"

"Aklından bile geçirme Alparslan. Böyle bir şeyin mümkün olmayacağını biliyorsun. Eğitim almış olabilir ama görevlere katılamaz. O bir sivil. İstihbaratçı olduğunu kanıtlayan belgeleri olsaydı olabilirdi. Başka sorun var mı?"

"Yok komutanım."

"İyi. Çıkabilirsin."

"Emredersiniz." Diyip odadan çıktım.
Bizimkilerin yanına gittim.

"Hoşgeldiniz komutanım."

"Hoşbuldum aslanım. Neler yapıyorsunuz?"

Arif "Komutanım neler öğrendik neler." Diyip güldü.

Selim "Arif!" Diye onu uyardı.

"Bu Selim var ya Doğa hanıma ilk görüşte aşık olmuş. Ama söyleyememiş. Ama merak etmeyin artık hoşlanmıyor."

"Bak sen."

"Arif seni var ya... Komutanım valla öyle bir şey yok. Doğa hanım dünya ahiret bacımdır. Hem ben başka birinden hoşlanıyorum."

"Sevindim. Neyse hadi eğitim alanına. 2 dakikanız var." Diyip dışarı çıktım.
Hepsi geldiklerinde sıraya girdiler.

"35 tur koşuya başla!" Dediğimde koşmaya başladılar. 1 tur koştuktan sonra ben de onlara katıldım.

Doğa Korkmaz'dan:

Spor salonundan çıktıktan sonra arabama binip eve gittim. Hava kararmıştı. Üstümü değişip evdeki işlerimi yaptıktan sonra Alparslan aradı.

"Efendim üsteğmenim."

"Müsait misin asker kızı?"

"Evet. Buyur dinliyorum."

"Sana 2 haberim var. Kötüden başlıyorum. Albayla konuştum. İzin vermedi. Operasyona çıktığının, eğitim aldığının kanıt belgesi olmazsa olmaz dedi. Var mı?"

"Hadi ya.Yok tabi nerden olsun. Annem iki yıllık İtalyaya gitmişti çalışmak için, o zamanlarda zaten eğitim alıp babamla küçük bir göreve gitmiştim. Belgem yok yani."

"Babanla nasıl gittin o zaman?"

"Ayıp ediyorsun albay kızıyız olacak o kadar."

"Vay be. İyimiş. Neyse gelelim diğerine. İddayı ben kazandığıma göre şimdi isteğimi söylüyorum."

"Dinliyorum."

"Yarın bir arkadaşım beni yemeğe davet etti. Gelirken yengeyi de getir dedi."

"Ne yengesi ya?"

"Olmayan sevgilimi mi kıskandın?"

"Ne alakası var? Sen de her lafımdan bir şey çıkarıyorsun."

"Tamam tamam kızma hemen. İşte ben de buna yalandan sevgilim olduğunu söyledim."

"Niye böyle bir şey yaptın diycem. Boşuna soru işareti harcamış olacağım."

"Aynen öyle. Gelelim zurnanın zır dediği yere. Yarınki sahte sevgilim sen olacaksın Doğa Korkmaz."

"Hm? Rol icabı yani?"

"Hm hm evet. Rol icabı aynen."

"Güzel. Sevdim bunu. Kabul."

"Kabul etmeseydin bile kabul etmen gerekiyordu çünkü iddayı ben kazandım asker kızı."

"Cümlen yakıyor valla. Tamam ben gelirim yarın. Ya da yok. Biz sevgiliyiz ya. Sen beni evden alırsın o zaman aşkım." Diyip güldüm.

"Hızlısın bakıyorum. Yakışır."

"Role çalışıyorum istemezsen demem."

"Yok yok yok yok. De sen. Hatta biraz inandırıcı olsun diye tatlım, sevgilim falan da diyebilirsin. Güzel bir performans bekliyorum senden."

"Merak etme yarın göreceksin performansımı."

"Diyorsun. Görelim bakalım sevgilim."

"Diyorum. Aynısını senden de bekliyorum tatlım."

"Yarın görürsün ,kalbimin tek sahibi."

Gülerek "Alparslan sanki şuan yürümüyor, uçuyorsun gibime geldi." Dedim.

"Yok canım. Sen de dedin ya. Role çalışıyorum. Neyse ben kapatayım. Yarın görüşürüz. İyi geceler güzelim."

"Sana da yakışıklım." Diyip kapattım. Bu rol işi çok hoşuma gitmişti. Bu sayede Alparslana rol adıyla hislerimi söyleyecektim. Ay bide öperse var ya benden mutlusu yok. Ama o kadar da ileri gitmez bence. Albayın kabul etmemesine üzülmüştüm ama bu oyun tüm üzüntümü götürmüştü.

Düşüncelerden arınıp yatağa uzandım ve uykuya daldım.

•••

Sabah kalkıp günlük işlerimi hallettim ve hastaneye gittim. Hastane giysilerimi giydikten sonra doktor odasına gittim.

"Selam millet."

Leyla "Selam aşık. Hoşgeldin. 32 diş sırıtıyorsun ne iş?"

"Hiç öylesine." Telefonum çaldı.

"Efendim Alparslan."

"Alparslan mı? O kademeyi geçtik sanıyordum tatlım?"

"A evet unutmuşum. Kusura bakma aşkım. Ee bu gün kaçırıyor musun beni?"

Leyla ve Ömer bir ağızdan "NE?" dediler

"Çok iyi gidiyorsun haberin olsun. Saat 7de hazır olabilir misin güzelim?"

"Öyleyimdir. Sen iste ben şimdi de hazır olurum."

"Ağzından da bal damlıyor. Sevdim ben bu işi. Neyse benim şimdi kapatmam gerek. Akşam görüşürüz sevgilim."

"Görüşüz canım." Diyip kapattım. Ömerle Leylaya döndüğümde şaşkınlıkla bana bakıyorlardı.

"Noldu?"

"Kızım ne demek noldu? Siz Alparslanla sevgili mi oldunuz?"

"Haa şu mesele. Hayır. Rol icabı. Bir günlük sahte sevgili rolu oynayacağız. Nasıl ama?"

"Manyaksınız siz."

"Ay çok sağol. Hadi ziyaret etmemiz gereken yeşil gözlü bir yakışıklı daha var." Dedim ve odadan çıkıp Alpin yanına gittik. İçeri girdiğimizde Doruk hoca odadaydı.

"Günaydın."

"Günaydın arkadaşlar."

"Nasılsın kaçak?"

"İyiyim aşık sen?"

"Alp! Ee şey hocam durum nedir ne zaman ameliyata alıyoruz?"

"Ben de sizinle bu konu hakkında konuşacaktım. Ameliyat için aramıza Çınar hastanesinden bir cerrah katılacak. Birazdan gelir. Az sonra kapı çaldı ve içeri kıvırcık saçlı, orta boylu, kumral bir kız girdi.

"Hah geldi. Gel Neslihan." Neslihan içeri girdiğinde gözü ilk olarak Alpi buldu ve bir süre bakıştılar. Yok daha neler. Bu kadar çabuk mu?

"Merhaba. Ben Çınar hastanesinden Neslihan Güngör. Bir süre birlikte çalışacağız."

"Hoşgeldin Neslihan. Ömer Özen." Diyip el sıkıştılar.

"Leyla Parlar."

"Doğa Korkmaz." Hepimiz el sıkışıp tanıştıktan sonra Alpe döndü.

"Hastamız sensin sanırım. Adın ne?"

"Yalnız, hasta demezsek sevinirim çünkü ben çok iyiyim. Alp Kılıç ben. Memnun oldum."

"Bu yatakta yatan her kes hastadır, Alp. Memnun oldum."

Doruk hoca "Neslihan Alpin ameliyatına kadar bizimle çalışacak. Beyin cerrahımız Cahit bey yurtdışında olduğu için Neslihan bize yardımcı olacak." Diye izah etti.

"Gerek yoktu. Ben canımı tanımadığım birine mi emanet edeceğim?"

"Tanışırız o zaman. Sen hele bi iyileş te."

"Allah Allah. Sağ çıkacağım ne malum?"

"Benim her ameliyatım başarılı geçer. Sen hiç merak etme ,yeşil."

"Yeşil ne ya?"

"Yeşil gözlü değil misin? Yoksa gözlerin lens mi?"

"Yok daha neler."

Doruk hoca "Tamam yeter bu kadar şamata. Alp sen dinlen. Siz de işinizin başına." Dedi. Hepimiz dışarı çıktık.

Neslihan Doruk hocayla gittikten sonra Ömer "Siz de benim düşündüğümü mü düşünüyorsunuz?" Diyip güldü.

"Valla evet. Bak, Doğayla Alparslan da ilk başta kavga ediyorlardı. Ama bak kaç kere birlikte u-..."

"Eeee Leylacım, detaylara girmesek te olur canım." Diyip onu susturdum ve acile gittik.

•••

Mesaim bittikten sonra eve gidip akşam için hazırlandım. Dolabı açıp kiyafet seçtim. Mavi dizüstü bir elbise giydim.
Saçlarımı da açıp güzel bir model verdikten sonra hazırdım. Aşağı inip pencereden baktığımda Alparslanı arabasına yaslanmış telefona bakarken gördüm. Yüzümde bir gülümseme oluştu.

Ceketimi de alıp evden çıktım ve yanına gittim. Beni görür görmez kafasını kaldırdı.

"Vaaaaay, çok güzel olmuşsun sevgilim."

"Sen de çok yakışıklı olmuşsun, günübirlik aşkım."

Öyle deme lazım olur.
Olur tabi şaka yapıyorum.

Siyah gömlek ve siyah pantolon giymişti. Gömleğin düğmesini sonuna kadar iliklemişti.

"Ama sanki bir şey eksik gibi." Diyip bir kaç tane düğmesini açtım ve yakasını düzelttim. Parmaklarım tenine değdikçe dudaklarının kenarı kıvrılıyordu.

"Böyle daha güzel oldu."

"Bence de. Biliyorsun he bu işi. O zaman her gömlek giydiğimde sonuna kadar iliklerim sen açarsın." Diyip güldü.

"Abart istersen. Hadi gitmiyor muyuz?"
Ön koltuğa oturmam için kapıyı açtı ve eliyle işaret etti.

"Buyrun Doğa Atasoy." Diyince ona doğru bakıp

"Ne?" Dedim yüzümü buruşturarak.

"Çok pardon ağzımdan kaçtı. Ben bu rol işine kendimi fazla kaptırdım sanırım."

"E evet öyle oldu biraz." Diyip oturdum. Kapıyı kapattıktan sonra sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

"Doğa."

"Efendim."

"Şimdi biz sevgili oyunu oynuyoruz ya."

"Ee?"

"Bunun gerçek olmasını ister miydin?"

"Şey. Alparslan, bence bunları düşünmek için henüz çok erken."

Senin ben kafanı s...

"Neden içindeki gerçekleri söylemiyorsun? Ne zamana kadar onlardan kaçacaksın?"

"Kaçmıyorum. Sadece korkuyorum. Sana seni s..." Kaşları çatılmış şekilde dikiz aynasına bakıyordu.

"Takip ediliyoruz."

"Ne?" Tam o sırada ateş ettiler.

"Doğa aşağı eğil! Sakın kafanı kaldırma!" Diyip daha da hızlandı. Dolaşık yollara girerek izimizi kaybettirmeye çalışıyorduk ama yine de geliyorlardı.

"Alparslan, karşılık vermemiz gerek. Başka silahın var mı?"

"Olmaz Doğa, seni tehlikeye atamam."

"Seni kurtardığımı unutuyorsun."

"Şurayı aç orda bir silah daha var." Dedi. Gösterdiği yerin kapağını açtım ve silahın içine baktım. Kurşunla doluydu.

"Hazır mısın?"

"Hazırım." Diyince arabayı durdurdu. Hızla arabadan inip kapıların arkasına saklandık ve susturma ateşi ettik. Onlar da arabayı durdurup bize karşılık verdiler.

"Sayıları çok fazla, bu silahlarla yapamayız."

"Destek istedim. Onlar gelene kadar dayanmamız lazım." Dedi. Bir kaç kişi öldürmüştük ama yine de olmuyordu.

"Alparslan böyle olmayacak bir şeyler yapmamız gerek. Mühittimatımız tükeniyor."

"Kaç kurşun kaldı?"

"2."

"Her şeye rağmen seni tanımak güzeldi Doğa. Seni s.."

"Yettik komutanım!" Alparslan cümlesini tamamlayamadan timden arkadaşları desteğe geldiler."

"10 saniye geç gelseniz olmuyor dimi. Yiğit şarjör gönder." Yiğit şarjörleri verince hemen silahı doldurup ateş etmeye devam ettik.

Serhat "Yok anasının gözü. Doğa sen nasıl?"

"Şuanda sırası değil." Bir kaç dakika sonra adamlar dayanamayıp geri çekilmişlerdi. Saklandığımız yerden çıktık. Alparslanın arabası delik deşik olmuştu. Arabasını çok seviyordu ve bu yüzden yüzü düşmüştü.

"Komutanım biz sizi gideceğiniz yere bırakalım. Arabayı da yaptırırız."

"Yok gerek yok. Zaten yenisini alacaktım. Siz bizi bırakın yeter."

"Nasıl isterseniz." Arabadan eşyalarımızı aldık ve timin geldiği arabaya bindik.

Arif "Ya ben şeyi anlamadım. Yenge sen nasıl silah kullanabiliyorsun?"

"Yenge ne ya? Tövbe estafurullah."

"Pardon öyle ağzımdan çıkı verdi."

"Arif! Susar mısın aslanım?"

"Nasıl isterseniz komutanım." Bir kaç dakika sonra restorana vardık.
Teşekkür edip arabadan indik.

Tim gittikten sonra Alparslan "Ee hazır mısın sevgilim?" Diyip kolunu uzattı.

"Hazırım tatlım." Diyip koluna girdim ve içeri geçtik. Girince bir adam Alparslanı eliyle işaret edip yanına çağırdı.

"Hoşgeldiniz kardeşim." Diyip sarıldılar.

"Hoşbulduk kardeşim."

"Tanıştırayım. Nişanlım Simge."

"Memnun oldum. Ben de tanıştırayım, sevgilim Doğa." Diyip gözlerime bakıp güldü.

"Memnun oldum."

"Hadi oturalım artık." Alparslan oturmam için sandalyeyi çekti ve kendisi de yanıma oturdu. Siparişleri verdikten sonra Erdem

"Ee Alparslan görüşmeyeli neler yapıyorsun? Rütben nedir?" Diye sordu.

"Üsteğmenim. Sen?"

"Daha yeni yüzbaşı oldum. Yenge ne iş yapıyor?"

"Özel Gümüşok hastanesinde genel cerrahım."

"Ne güzel. Simge de öğretmen."

Alparslan "Genel cerrah. Ama ondan çok benim kalp doktorum." Diyip elimi tuttu.

"Vaay, kardeşim sen görüşmeyeli çok romantik olmuşsun. Ee sizi ne zaman evlendiriyoruz?"

"Çok yakında. Davetiye yollarız." Yemeklerimiz gelmişti. Hem sohbet ediyor, hem de yemek yiyorduk. Alparslan beklediğimden daha güzel oynuyordu rolünü. Belki de gerçek düşünceleriydi.

•••

Yemeklerimiz bitmişti ama sohbet hala devam ediyordu.

"Yenge siz Alparslanla ilk tanıştığınızda onunla ilgili ne düşünmüştün?"

"Hm? Alparslan eskiden çok öküz birisiydi, egoluydu. Kavga etmeden konuşamazdık. Ama sonra o öküz adam gitti, yerine romantik, tatlı dilli bir adam geldi." Diyip Alparslanın gözlerine baktım.

"Bak gördün mü? Nasıl da çok seviyor beni. Sizin eseriniz bu Doğa hanım." Diyip güldü.

Simge "Öküzlük gitmiş ama ego hala duruyor sanki."

"Öyle. Kendisini beğeniyor. Haklı tabi."

"Maşallah aşkım. Bu gün de ağzından bal damlıyor."

"Hep damlamıyor yani?"

"Yok canım ben öyle mi dedim şimdi?"

"Yenge Alparslan seni çok seviyor. Bence sen kaçırma bu çocuğu. Geç olmadan başını bağla."

"Seviyorum tabi. İlk ve son aşkım o benim." Diyip dudaklarını yanağıma bastırdı. Yaptığı şeye çok şaşırdım, bir o kadar da etkilendim. Biraz fazla kaptırmıştı kendini role. Ama çok hoşuma gitmişti.

Sen de öp. Durma hadi. ÖP!

"Bak sen. Şımartıyorsun beni üsteğmenim."

"Şımar zaten güzelim. Ama öyle kuru kuru olmaz." Diyip yanağını işaretledi. Şimdi düşüp bayılıcam. Bu çocuk beni kalpten mi götürmek istiyor?

"Emrin olur komutanım." Diyip bir elimle omzunu sarıp, diğerini de yanağıyla boynunun arasına getirdim ve gözlerimi kapatıp yanağından öptüm.
Hayallerimi yaşadım resmen. İlk defa Alparslanı öptüm. Bu çok güzel bir histi. Tekrarlanmasını istiyordum ama o kadar ileri gidemezdim.

Simge "Siz çok tatlısınız ya. Erdem senden de böyle performans bekliyorum."

"Valla Alparslan beni geçmiş durumda." Saat geç olmuştu. Hesabı ödedikten sonra kalktık.

Simge "Tanıştığımıza gerçekten çok memnun oldum Doğa. Ne zaman isterseniz bize de gelebilirsiniz."

"Ben de çok memnun oldum. Umarım çok mutlu olursunuz."

Erdem "Darısı sizin başınıza yenge."

Alparslan "İnşAllah." Diyip bana baktı.
Erdemle Simge gittikten sonra biz de taksiye binip eve gittik. Evimin önüne vardığımızda

Alparslan "Teşekkür ederim asker kızı. Çok güzel bir akşamdı. Ama şaka bir yana ilk defa öptüm he seni." Dedi.

"Lafı bile olmaz. Ben de çok eğlendim zaten. Rol gereği ben de seni öptüm. Boş ver."

"Gel şimdi gece uyu. Neyse. İyi geceler. Yarın görüşürüz."

"Sana da." Diyip arabadan indim ve eve girdim. Üstümü değiştikten sonra kendimi yatağa attım ve Alparslanı düşüne düşüne uykuya daldım.

•••

Sabah kalkıp hastaneye gitmek için yola koyuldum. Varınca günlük giysilerimi giydim ve acile gittim.

Emre Alparslan Atasoy'dan:

Dün gece çok güzeldi. Doğaya rol adıyla gerçek düşüncelerimi söylemiştim. Saldırı sırasında tam ona seni seviyorum diyecekken tim gelmişti ve cümlem yarım kalmıştı. Gece eve gelip üstümü değişip direk uykuya dalmıştım. Rüyamda bile Doğayı görmüştüm.

Sabah uyanıp tabura gittim. Bizimkilerin yanına geçip selamlaştım.

"Selam gençler."

Selim "Selam komutanım. Dün valla ateş ediyordunuz."

"Sağ ol aslanım. Her zamanki halimiz."

Murat "Bilmez miyiz? Hele yengeyi demiyorum. O nasıl silah kullanmaktır arkadaş?"

"Uzun hikaye." Kapı açıldı ve içeri bir asker girip Muhammet albayın bizi çağırdığını söyledi. Vakit kaybetmeden odasına gittik.

Göreve gitmemiz gerekiyordu. Sınır dışıydı ve aylar sürebilirdi. Vedalaşmak için 1 saat vaktimiz vardı. O sırada hem Doğayla hem de annemlerle vedalaşabilirdim. İlk iş hastaneye gitmek için yola koyuldum.

Doğa Korkmaz'dan:

Acile giderken koridorda Aylin hemşireyle karşılaştık. Kolumdan tutup durdurdu.

"Evet? Yine canın neye sıkıldı da bana sarmaya karar verdin?"

"Hayırlı olsun demek istiyorum. Alparslanı ele geçirmişsin sonunda."

"Ne diyorsun ya Allah aşkına sabah sabah?"

"Geçen sefer Alparslan yaralanıp hastaneye getirildiğinde yarasına pansuman için odasına girmiştim."

"Ee? Ne var yani?"

"Sizi gördüm. Sarmaş dolaş uyuyordunuz. Valla tebrik ederim. Çok hızlısın."

"Aylin. Bundan sana ne? Seni ne ilgilendirir?!"

"Beni çok ilgilendirir. Sen benim Alparslandan hoşlandığımı bile bile ona asıldın."

"Bana bak doğru konuş gebertirim seni."

"Çok korktum ya, ne yapabilirsin ki en uzağı? Yapacağını yapmışsın sen zaten. Senin yüzünden Alparslan artık beni görmüyor. Sen onu çaldın benden."

"Canım, bak ben isteseydim çoktan yapardım. Hala senin yüzüne bakıyorsa benim sayemde. Ben istersem şimdi Alparslana aşkımı itiraf eder, bir daha da senin yüzüne bakmamasını sağlarım!"

O sırada Alparslanın sesini duydum.
"Doğa?" Başımı ona doğru çevirdim. Dediklerimi duymuştu. Resmen durduk yere ilani aşk etmiştim ve bunu Alparslan duymuştu.....

Bölüm sonu...

Selamlar. Nasıl buldunuz yeni bölümü? Alpin partneri olmayı çoğu okur istiyordu. Kimse üzülmesin diye farklı bir isim yazdım. Umarım kızmamışsınızdır💓
Birde karakter tanıtımları bölümünü sildim çünkü modelleri pek beğenmedim. Yorumlarınızı ve oylarınızı merakla bekliyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere💓♥️

En sevdiğiniz sahneler👉👉

Doğa ve Alparslanla ilgili düşünceleriniz👉👉

Sizce yeni bölümde neler olacak👉👉

Continue Reading

You'll Also Like

190K 4.4K 30
based upon the netflix movie; The King. love is not easy for a normal person, let alone the king of England. as Hal falls for his best friend, they...
152K 11.7K 13
Her şey bana gelen mektupla başlamıştı. Ufacık bir not kağıdında yazan şeyler büyük olaylara ve hayatımın değişmesine yol açmıştı. Ben kendimden emin...
73.4K 2.8K 37
ᴅɪᴠᴇʀɢᴇɴᴛ; ᴛᴇɴᴅɪɴɢ ᴛᴏ ʙᴇ ᴅɪꜰꜰᴇʀᴇɴᴛ ᴏʀ ᴅᴇᴠᴇʟᴏᴘ ɪɴ ᴅɪꜰꜰᴇʀᴇɴᴛ ᴅɪʀᴇᴄᴛɪᴏɴꜱ.
16.9M 651K 64
Bitmiş nefesi, biraz kırılgan sesi, Mavilikleri buz tutmuş, Elleri nasırlı, Gözleri gözlerime kenetli; "İyi ki girdin hayatıma." Diyor. Ellerim eller...