Geçmişte Kalan Kahraman || Ha...

Bởi AdeleMikealson

2.9K 492 147

Harry Potter, herkes için kahramandı. Harry Potter, onların kurtarıcısı, kahramanı, seçilmiş çocuktu. Albus D... Xem Thêm

1. "Yaşamak için, Sebebim Yok."
2."Draco Malfoy'un Gizli Saklı İşleri"
3."Bulunan Sahte Hortkuluk"
4."R.A.B"
5."Nagini'nin Saldırısı"
7."Slytherin'in Dayak Noktası; Regulus Arcturus Black"
8."İlk Olan Ama Aslında İlk Olmayan Quidditch Maçı"
9."Harry Potter Öldü, Artık Regulus Black'sin!"

6."En Genç Ölüm Yiyen?"

286 50 23
Bởi AdeleMikealson

1976

(☆) bu işaretten sonra Harry'nin ağzından yazılmıştır. Bu bölümde ağladım...

"Regulus, garip davranıyorsun. İyi misin sen?"

Regulus. Ona Regulus diye sesleniliyordu, yerde gördüğü suda kendi yüzü değildi. Saçları dalgalıydı, gözleri griydi, bedeni fazla kaslı ve sağlıklıydı.

O an anladı Regulus Black'in bedenine girmişti! Hayır! Bu olamazdı, asla olamazdı! İçindeki telaşı belli etmemek için derin nefesler aldı.

Harry ona ait olmayan bedende kendini garipseyerek Barty Crouch Jr'e döndü. "İyiyim, sadece bir an şok oldum." dedi ve derin bir nefes aldı. Geçmişteydi, anne ve babasının ölmediği zamandaydı. Daha doğmamıştı, Voldemort yok olmamıştı, savaşın en kötü zamanlarındaydı.

Savaşın en kötü zamanlarındaydı ve o, şu an Karanlık tarafta olan bir ailenin oğlunun içindeydi! Sesli söylemek daha garipti!

Tam o an aklına gelen şeyle duraksadı. Sirius şu an yaşıyordu. Vaftiz babası yaşıyordu, Sirius 12 yılını Azkaban'da geçirmemişti, daha sağlıklıydı, özgürdü, en önemlisi ise hâlâ yaşıyordu!

Regulus'un bedeninde olan Harry dondu kaldı. Sirius yaşıyordu, hayattaydı. Onun yüzünden ölmemişti. Hissettiği mutluluk hissiyle geniş bir şekilde kahkaha atmak istiyordu, ama Regulus Black'in bedenindeydi. Bir Slytherin duygularını açık bir şekilde belli etmezdi.

"Ben de şok olurdum. Dostum, en genç Ölüm Yiyen olacaksın! Çok havalı!"

Harry'nin kaşları-aslında Regulus Black'in kaşları- duyduğu şeyle çatıldı. Zamanda geriye gelmişti, Sirius yaşıyordu, Sağ Kalan Çocuk değildi ama ondan daha beter bir şeydi! Bir Ölüm Yiyen! Sol kolunda dövme hissetmediğine göre daha Ölüm Yiyen olmamıştı.

Zamana geri gelmeden önce zaten Voldemort'un yanına gitmiyor muydu? Ölmek veya onun müridi olmak için? Şimdi ne değişmişti? Anne ve babası yaşıyordu, evet, ama o Harry Potter değildi. O artık Regulus Black'in bedenindeydi.

Harry donmuş bir ifadeyle Barty'e döndü. "Ölüm Yiyen mi?"

Barty Crouch Jr ona kaşlarını kaldırarak baktı. "Reg, bak sen gerçekten iyi değilsin. Az önce Mr. ve Mrs. Black'den mektup geldi ya. Noel'de eve gitmen hakkında. Sen söylememiş miydin, Voldemort sizin eve gelmişti, seninle sohbet etmiş ve bildiklerinden epey şaşırmıştı. Hatırla, dostum."

Harry ona anlamsız gelen anılara kaşlarını kaldırarak baktı. Daha Sirius'un yaşadığını sindiremeden en genç ölüm yiyen olacağını öğrenmişti. Bunu sindirmeye çalıştığında olduğu bedenin anıları bir bir aklına uçuşmaya geldi. Sanki Zihnifend yapılmış gibi Regulus Arcturus Black'in her bir anısı aklında canlandı.

O kadar fazla anıydı ki, Harry arkadaki duvara yaslandı. Anıların hepsini artık bitdiğinde derin bir nefes aldı ve Regulus Black gibi olmak için yüzünü ifadesiz tuttu. Bunda hiç zorlanmadı, çünkü Sirius'un ölümünden beri neredeyse Regulus Black gibi bir kişiliği olmuştu. Sadece şu an içinde olduğu beden fazla kaslı ve sağlıklıydı o kadar.

Başı döndüğü için gözlerini kapalı tuttu. Arkasındaki duvara yaslanmak için elini uzattı, ama midesinin bulanmasıyla elini ağzına getirdi.

"Reg? Reg, kendine gel!" Harry gözlerinin karardığını ve bedeninin yere düştüğünü anladı. Son anda duyduğu sesle kalbi heyecanla atmaya başladı.

"Regulus!" Sirius'un sesiydi.

Ona cevap bile veremeden bilinci kapanmıştı.

{☆}

"Kes sesini! Ona bir büye yaptın! Reg asla bu kadar kolay bayılmaz!"

"Ben hiçbir şey yapmadım, Black! Regulus benim arkadaşım! Ona asla bir şey yapmam!"

"Yalan söyleme!"

"Pati, sakin ol."

"Sakin falan olamam, Aylak!"

"Ona bir zarar gelsin seni yok ederim, Crouch!"

"Kesin sesinizi!" dedim. Duyduğum sesler, bana tanıdık geliyordu ama başımın ağrısından gözlerimi açıp bakamıyordum.

"Reg, iyi misin?"

Duyduğum isimle kaşlarımı çattım. Ne Reg'i be? Ben Harry'dim. Tam ağzımı açıp söyleyecekken hatırladım. Geçmişe gelmiştim ve Regulus Black'in bedenindeydim! Gözlerimi açıp hızla ayaklanmaya çalıştığımda acıya dayanamayarak inledim.

"Sakın hareket etmeyin, Mr. Black! Yoksa sizi burada bir hafta tutarım!" Madam Pomfrey'in tehtitini ciddiye alarak arkama yaslandım ve sonunda ziyaretime gelen şahıslara odaklandım.

Sirius'u kanlı canlı görmemle gözlerim doldu. Yaşıyordu, hayattaydı, yanımdaydı. Dolan gözlerimi saklama gereği duymadan ona baktım. "Sirius," fısıltı gibi çıkan sesimle hızla bana sarıldı.

O an gözümden akan yaşları umursamadım, Regulus'un bedeninde olduğumu umursamadım.

Sıkı sıkı sarıldım, o an benim için Regulus değildim. O an Harry'dim. Sadece Harry. Sağ Kalan Çocuk değildim, Potter değildim, kahraman değildim, Voldemort'un baş düşmanı değildim, kehanetteki çocuk değildim.

O an sadece vaftiz babamın oğluydum.

Beni sorgulamadan sarıldı bana. Neden olduğumu sormadı, Regulus'un adıyla beni çağırmadı, neden bayıldığımı sormadı sadece sarıldı.

Herkes odadan çıkıp bizi yalnız bıraktı. Dakikalarca sarılmaya devam ettim, saçlarından gelen ona has kokuyu içime çektim. Yıllar geçse bile, zamanda geriye gelsem bile hâlâ aynı şampuanı kullanıyordu.

"Sirius, özür dilerim. Özür dilerim, her şey için özür dilerim. Benim suçumdu, benim suçumdu. Ben yapmamalıydım, benim suçumdu özür dilerim. Özür dilerim."

Gözümden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Delirmiş gibi sadece özür diliyordum.

"Neden özür diliyorsun, Reg?"

Reg. Regulus'un kısaltmasıydı. O an anladım, ben artık onun vaftiz oğlu değildim, ben artık bir Potter değildim, ben artık Seçilmiş Çocuk değildim, ben artık Lily ve James Potter'ın oğlu değildim.

Ben artık Regulus Black'tim. Sirius'un kardeşiydim. Black'lerin vârisiydim. En genç Ölüm Yiyen'dim.

Benim Sirius'um ölmüştü, ama Regulus'un Sirius'u yaşıyordu.

Benim bedenim ölmüştü, ama Regulus'un bedeni yaşıyordu.

Regulus'un ruhu ölmüştü, ama benim ruhum yaşıyordu.

Gözlerimi kapattım ve Sirius'a daha sıkı sarıldım. Onun kokusunu içime çektim. "Seni seviyorum, Sirius." İçimde ona karşı sevgimi dillendirirken bunun benim Sirius'uma veda olduğunu biliyordum.

O artık ölmüştü ve geri dirilmeyecekti. O, annem ve babamla mutluydu. Onu seviyordum, hem de çok seviyordum. Ama artık onun öldüğünü kabul etmeli, Regulus Black'in hayatını kurtarmalıydım.

Regulus Black'in Sirius'unun hayatta kalmasına yardım etmeliydim.

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

13.9K 1.5K 47
Annesi Mary'nin trajik ölümünün ardından şans eseri babasının kim olduğunu öğrenen Peter ona mesaj atmaya karar verir.
916 61 9
Wolfstarın minik prensesi...
407K 37.3K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
949 235 7
Birinci sınıflardan bir öğrenci Altın Üçlü'ye gelir ve Umbridge'in Kan Tüyü ile kanattığı yerin acıdığını söyler ve ne yapması gerektiğini sorar. Har...