~WELCOME TO KOLEJ~

By ZeynepYlmaz439942

317K 17.8K 7.7K

Hadi ama nerden bilebilirdim ki okulun ilk gününden müdürün oğluna tekme atıcağımı! More

~İLK TANIŞMA~
~2.Bölüm~
~3.Bölüm~
~4.Bölüm~
~5.Bölüm~
~6. Bölüm~
~7.Bölüm~
~8.Bölüm~
~9.Bölüm~
~10.Bölüm~
~11.Bölüm~
UYARI
~12.Bölüm~
~13.Bölüm~
~14.Bölüm~
~15.Bölüm~
~16.Bölüm~
~17.Bölüm~
~18.Bölüm~
~19.Bölüm~
~20.Bölüm~
~21.Bölüm
~22.Bölüm~
~23.Bölüm~
~25.Bölüm~
~26.Bölüm~
~27.Bölüm~
~28.Bölüm~
~29.Bölüm~
~30.Bölüm~
~31.Bölüm~
~32.Bölüm~
~33.Bölüm~
~34.Bölüm~
~35.Bölüm~
~36.Bölüm~
~37.Bölüm~
~38.Bölüm~
~39.Bölüm~
~40.Bölüm~
~41.Bölüm~
~42.Bölüm~
~43.Bölüm~
~44.Bölüm~
~45.Bölüm~
~46.Bölüm~
~47.Bölüm~
~48.Bölüm~
~49.Bölüm~
~50.Bölüm~
~51.Bölüm~
~52.Bölüm~
~53.Bölüm~
~54.Bölüm~
~55.Bölüm~
~56.Bölüm~
~57.Bölüm~
~58.Bölüm~
~59.Bölüm~
~60.Bölüm~
~61.Bölüm~

~24.Bölüm~

4.9K 326 157
By ZeynepYlmaz439942

:Sen ne diyorsun Bade!

:Beni duydun küçük prens. Sevgilinin zarar görmesini istemiyorsan bazı şeylere katlanıcaksın.

İyice sinirleniyordum. Işıl'a bunu yapmamı nasıl isterdi! Ama onun zarar görmemesi lazımdı... Ne yapacağımı bilmiyordum!

:Kahretsin!

:BADE!

~Işıl~

Nerdeyse 10 dakikadır Derin'lerle sohbet ediyorduk ama Kuzey gelmemişti. Nereye gitmişti bu çocuk şimdi. Ayrıca Derslerde bitmişti artık eve gidicektik. Sıradan kalktım.

:Nereye?

Dedi Sıla.

:Kuzey'imee

Dedim gülerek.

:Ay git sen Kuzey'ineee.

Dedi Derin hafif kıskanç çıkan bir sesle.

:Kıskanma kız sanada gelirim.

Hemen yanağından bir makas alıp sınıftan çıktım. Nerdeydi şimdi bu birde onu arayacaktık! Koridorda yavaşça ilerlemeye başladım. Şimdiden özlemiştim yakışıklımı.

Durdum. Koridorun az daha ilerisinde iki kişi vardı. Sanki tartışıyor gibiydiler. Azıcık daha onlara doğru yaklaştım. Bu Kuzey miydi? Ve yanındaki Bade...

Neden onlar birlikteydi? Seslerini duyabilmek için daha çok yaklaştım. Duvarın arkasına saklandım. Bade'nin sesini duydum.

:Işıl'dan ayrılıp benimle çıkıcaksın.

Ne diyordu bu! Ne demek ışıldan ayrılıcaksın! Yumruklarımı dahada sıktım. Kuzey'in hafif bağıran bir sesi geldi

:Sen ne diyorsun Bade!

:Beni duydun küçük prens. Sevgilinin zarar görmesini istemiyorsan bazı şeylere katlanıcaksın.

Nasıl yani ne zararı! Kuzey bu pislikle anlaşmamı yapmıştı. Canımın yandığını hissettim. Bu kadar mı güvenmiyordu bana?

:Kahretsin!

Yeter artık! Hemen saklandığım yerden çıktım.

:BADE!

İkside birden bana döndü. Bitti artık Kuzey bile elimden alamıycak bu pisliği.

:Seni uyarmıştım aşşağlık!

Yumruğumu sıkıp suratına geçirdim. Kuzey hemen kolumu kavradı. Onu hemen ittirdim.

:Dokunma bana!

Tekrar Bade'e döndüm acıyla inleyip burnunu tutuyordu. Daha dur yeni başlıyoruz. Saçını kavrayıp kafasını yukarı kaldırdım.

:Sana sevgilimden uzak duracaksın demiştim!

Bu seferde sol yumruğumu sıkıp karnına sertçe vurdum. Acıyla yere düştü. Elimdeki kanları temizledim. Bir Kuzey'e bir ona tiksintiyle baktım.

:Alın şimdi oynayın sevgicilik hadi eyvallah.

Arkamı dönüp gidiyordum ki Kuzey kolumu kavradı.

:Işıl sevgilim öyle bir şey yok! Dinle beni! Sadece zarar görme istedim!

Dolan gözlerimle ona döndüm.

:Keşke Kuzey keşke Bade'nin yumrukları canımı acıtsaydı. Senin bana sunduğun bu acı değilde keşke onun yumrukları canımı acıtsaydı! Şimdi sakın! Bundan sonra ne yanıma yaklaş nede gözüme gözük!

Kolumu ondan kurtarıp koşar adım okul çıkışına ilerledim. Göz yaşlarımı sildim ama yerine hemen başkası ekleniyordu. O kadar aptaldı ki onun bu yaptığının canımı ne kadar acıtacağını bilmeyecek kadar aptaldı!

Şimdi ne mi olucaktı? Üç gün boyunca bu lanet okula gelmiycektim. Sadece antrenman yapıcaktım. İşte intikamı en acı şekilde o gün alıcaktım.

~2 gün sonra~
~Kuzey~

:Işıl iki gündür okula gelmiyor neden yanına gitmiyorsun?

:He gideyimde anamı ağlatıp geri göndersin! Hayır mallık bende! Neden gidip o kızla anlaşma yapmaya çalışıyorum ki? Şimdi ben Işıl'a kendimi nasıl affettircem!

:Valla Kuzey sende gerizekalısın önüne gelenle anlaşma yapıyorsun. Allah bilir kız şuan ne kadar üzgündür.

:Offf benim mal kafam offf.

:Abi sende malsın he!

:Lan tövbe bismillah! Batu oğlum altıma sıçtım ne geliyon arkadan sinsi sinsi!

:Sinsi sinsi gelmedim iki saattir burdayım sen fark etmedin.

:Mal niye yanımıza oturmuyon o zaman?

:Burası daha rahat.

:Siktirgit Batu.

:Beni boşverde git Işıl'ın evine. Ayrıca telefon diye bir şey icat edildi. Arasana lan!

:Vay anasını Batu sen bu beğinle varya... Lan gerizekalı telefonlarımı açmıyor! Derin ve Sıla'nın telefonunuda açmıyormuş. Hatta onları eve bile almıyormuş.

:Oha o derece üzgün galiba.

:Üzgün mü bilmiyorum ama ben onsuz hergün bitiyorum işte bunuda çok iyi biliyorum.

Berk hemen sırtımı sıvazladı. Ne yapacaktım ben? Hayır! Bade'nin teklifini bile kabul etmiycekytim! Neden edeyim ki! Keşke Işıl benim cevabımı tamamen dinlemeden gelmeseydi! Ben orda "Kahretsin! Ne bok yersen ye Işıl'ı ben çalıştırırım! Diyecektim. Ama o beni dinlemedi. Her zamanki gibi...

~Işıl~

:Işıl! Daha ne kadar okula gitmiyceksin? Ayrıca arkadaşların iki gündür kapıya geliyor! Senin yüzünden kovmak zorunda kalıyorum.

Sıkıntıyla kulağımda ki kulaklığı çıkardım. Elimdeki boks eldivenlerini bir kenara koyup aşşağıya indim.

:Bir gün daha sabret anne sonra gidicem okula.

:Niye hergün o bilmem ne torbasına vuruyorsun! Ayrıca sabahları yemek olarak sadece yumurta ve salata yiyorsun!

:Çünkü öyle gerekiyor! Ayrıca onun adı boks torbası!

Bu yersiz çıkışımla annem kaşlarını çattı.

:Ben senin annemin ışıl! Her ne oldu bilmiyorum ama eğer kendine gelmezsen okula gidip ne olduğunu öğrenirim!

:Ben gayet kendim deyim!

:Her gün gece sessizce ağlayarak mı kendin desin!

Boğazımda büyük bir yumru oluştu. Annem duymuşmuydu? O kadar da bağırmıyordum oysaki.

:Anne bak bir arkadaşımla kavga ettik. O kadar ikimizde sakinleşene kadar okula gitmek istemiyorum. Zaten bir gün sonra gidicem.

:Işıl bizim eve gelen o çocuk mu? Müdürün oğlu olan.

Ellerim stresten terlemeye başladı. Neden bunların hepsini bilmek zorundaydı?

:Evet anne o çocuk şimdi izninle çalışmam gereken bir maç var.

:Ne maçı!

:Boks...

~1 gün sonra~

~Derin ve Sıla~

:Kafayı yicem bugün maç günü! Telefonlarımı açmıyor evine giriyorum kapıyı annesi açıyor geri kovuyor!

Derin son olanlardan sonra gayette sinirliydi. Işıl'ın ne halde olduğunu bilmediği için bu dahada sinirlenmesine sebep oluyordu. Kuzey olayı baştan sona anlatmıştı. Hemde her şeyiyle. Evet Kuzey çok hatalıydı. Ama keşke Işıl onun sözünü sonuna kadar dinleseydi.

:Benide cevaplamıyor. Ayrıca baksana. Bütün herkes spor salonunda oturdu yerlerine.

Sıla'da gayet Derin kadar sinirli ve endişeliydi. Ama başka ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Ayrıca evet spor salonu ağzına kadar dolmuştu.

:Lan maç başlıyor!

Dedi Berk. Kuzey'de hemen Berk'in yanındaydı. Batu'da kuzey'in.

:Ya gelmezse.

Dedi Batu kafası karışık bir şekilde. Ama Kuzey onların yerine gayet sakindi. Işıl'ın neden okula gelmediğini anlamıştı. Üç gün boyunca tek yaptığı antrenmandı. Şimdi ise bugünü beklediği için birazdan geleceğini çok iyi biliyordu.

Babası eline mikrofonu alınca bütün gözler ona kaydı. Sonuçta okul müdürü ve sahibiydi.

:Evet çocuklar! Sizleri burda görmekten çok mutluyuz! Bugün sizleri güzel bir maç bekliyor olucak! Ve kazanannn turnuvalara kadar özel bir eğitim göricek!

Herkes bir anda alkışlamaya başladı. Onlarda maçı büyük bir hefesle bekliyorlardı.

:Evet o zaman sözü fazla uzatmadan yarışmacılarımı çağıralım. İlk yarışmacımızzz! Bade Porsuk!

:Porsuk ne lan bende diyorum niye bu kadar kötü kokuyor.

Sıla hemen espri yapıcaktı tabi. Onun doğasında vardı.

:Sıla yapacağın esprini...

:Ne var be! Benim sadece bu esprim kötü senin hepsi!

:Sıla sus!

Sıla tabi el mecbur sustu.

:Şu mala bak el sallıyor birde!

:Yalnız kızın harbiden kası-

Berk anında sustu. Ölmek için çok gençti.

:Evet arkadaşlarr şimdi ise 2. Yarışmacımızz!

Bütün herkes nefesini tuttu. Işıl'ın üç gündür ortalarda olmadığını bütün okul biliyordu.

:Işıl ACARR!

~Işıl~

Yavaş hareketlerle okula yöneldim. İçeriye girmek asla istemiyordum. Niye bu okula gelmiştim ki? Adımlarımı hızlandırdım birde geç kalırsak başımıza iş çıkardı.

Üstümde 1,2 ay öncesinde Boks için aldığım özel yarım atlet vardı. Altımda ise eşofman. Ben üstüme kısa giyince altımada kısa giyemiyordum. Ama Allah'tan bu eşofman çok rahattı. Saçlarımı topuz yapmıştım. Sonra iki debir önüme gelirler falan olmaz.

Spor salonuna doğru yaklaşınca müdürün sesini duydum. "Bade Porsuk!" Demişti. Soyadıda kendi kadar iğrenç. Salonun gidişinde yarışmacılar için eşya bırakma yeri vardı. Çantamı oraya koydum. Eldivenler bizim okulda olduğu için almama gerek yoktu.

Hemen sahneye çıkmak istiyordum. Sonra heyecan yapıyordu. Ayrıca bayadır hiç maça çıkmamıştım. Müdürün son sözleriyle derin bir nefes aldım. "Işıl ACARR!"

Bakışlarımı sertleştirip içeriye doğru sert adımlar attım. Evet en sonunda salona giriş yaptım. Hemen girmemle bizimkileri görmem bir oldu. Derin ve Sıla beni gördüklerine mutlu gibiydiler. Berk ve Batu ise işte bu demişlerdi. Kuzey ise... Bana bakamıyordu bile. Tabi bakıcak yüzümü vardı. Alkış sesleri durdu. Bade'yi görmemle yüzümü ekşitmem bir oldu.

Bu kıza katlanamıyordum. O kendi ben kendi köşeme geçtim. Güvenlik için başımıza kolumuza her boku taktılar. Takma işleri bitince ringe çıktık. Bade'nin sırıtan ifadesini gördüm. Bir azdan sırıtamıycaktı. Hakem yani Adem hoca ortamıza geldi ve bir takım uyarılar verdi. Sonra ise eldivenleri tokuşturduk.

Evet işte oan geldi. Maç başladı. İkimizde ilk hamleyi karşı taraftan bekliyorduk. Bade daha fazla dayanamadı ve yumruğunu yüzüme doğru savurdu. Hemen kafamı sağa eğip yumruktan kurtuldum.

Ancak bu seferde karnıma tekme atmasıyla. Geriye doğru savruldum. Adı pislik bu günü bekliyordu!

:Kimin pestili çıkıyormus görücekler.

Dedi sinsi bir sırıtışla.

:Söz değil icraat güzelim.

Yumruğumu ona doğru savurdum. Oda kaçtı ama bende onun gibi karnına tekme attım. Geri savrulduğu an bir boşluğunu yakalayıp suratına yumruğumu geçirdim.

Hafiften yere düşer gibi oldu ama hemen toparlandı. Bu sefer ise çok sinirli olduğunu görebiliyordum. Bağırarak bana doğru geldi. O kadar hızlıydı ki çoğu yumruğundan kaçamadım. Dizimi karnına geçirip çenesine yumruk attım. Bende aynen onun gibi yumruklarımı ona doğru hızla atmaya başladım. Ama onun refleksleri iyi değildi. Bunu fark etmemle güldüm.

Bu demek oluyor ki en küçük bir boşluğunda onu yere serebilirdim. Düdüğün çalmasıyla durup kendi köşeme geçtim. O ise kendini toparlayıp kendi köşesine geçti. Bakışlarım bizimkilere kaydığında Derin ve Sıla'nın bana el sallayıp yap şunu dediğini duydum. Gülüp başımı salladım. Ama bu seferde ben Kuzey'e bakmayıp ayağa kalktım.

Tekrar pozisyonumuzu aldık ve başladık. Bana doğru savurduğu tekmeden kaçıp karnına yumruk attım. Bu gidişle kaybedicekti. Ama güldü.

:Başlıyalım prenses!

Bana doğru hızla gelip tekmesini kaburga bölgenme geçirdi. Acıyla inleyip geriye savruldum. Bu seferde çeneme yumruk atıp yere düşürdü. Üstüme çıkıp yumruklarını yüzüme atmaya başladı. Kollarımı yüzüme kalkan yaptım ama bu işe yaramıyordu. Artık dayanamıyordum. Taki o sesi duyana kadar. "Şimdi!" Bu sesle Bade'yi üstümden attım hemen ayaklanıp tekrar bana doğru geliyordu ki. Olduğum yerde zıplayıp tekmemi suratına geçirdim.

Bade buna dayanamazdı. Bu yüzden en küçük bir boşluğunu bekliyordum işte. Yere düştü. Kalkabilecek durumda değil gibi gözüküyordu. Burnundan kanlar geliyordu. Hakem saymaya başladı.

:10,9,8,7,6,5,4,3,2...1!

Ve düdük sesi maç bitti! Hakem yanıma gelip tek kolumu havaya kaldırdı. Sonra ise müdürün sesi...

:Kazanan Işıl ACARR!

Devam edicek...
(Oy vermeyi unutmayınn)

Continue Reading

You'll Also Like

4.3M 269K 45
Aylardır izlediği yayıncıya olan hislerinin arttığını düşünen İzem, artık onun dikkatini çekmek ister. Dağhan'a ilk mesajı değildi ama bu sefer onun...
661K 27.5K 45
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
28.8K 1.4K 30
Bilinmeyen numara:Seni hak etmiyor. Bilinmeyen numara:Yemin ederim hak etmiyor. Bilinmeyen numara:Onu çok seviyorsun. Bilinmeyen numara:Onun gibi bir...
5.2M 284K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...