İmkansız Bir Aşk

By Aqjifsa

3.4K 186 146

Arya: Rahat bırak beni. Araf: Seni seviyorum Arya. Anlamıyor musun! Arya: Ben sevmiyorum Araf. Araf: Senin i... More

×Böʟüᴍ 1. (Biʟᴇᴋʟiᴋ)
Bö𝙻ü𝙼 2 (Yüᴢʟᴇşᴍᴇ)
Böʟüᴍ 3 (ʀüʏᴀᴍɪ ɢᴇʀçᴇᴋᴍɪ)
Böʟüᴍ 4 (ᴋiᴍsᴇʏᴇ ɢüᴠᴇɴᴍᴇ)
Böʟüᴍ 6 (Eᴠʟᴇɴᴅiᴋ)
Böʟüᴍ 7 (𝚈𝚎𝚗𝚒 𝚎𝚟)
Böʟüᴍ 8 (ʏᴀʟᴀɴ ᴀşᴋ)
Böʟüᴍ 9 (İyi Günleri)
Böʟüᴍ 10. ( 𝙱𝚎𝚋𝚎𝚔 )
Böʟüᴍ 11. ( 𝚒ᴛ𝚒ʀᴀғ )
bilgilendirme..

Böʟüᴍ 5 (Cinler Âlemi)

274 16 28
By Aqjifsa

Arya, nedensizce Salih'e bakıp gülmüştü. Sonra ise bunu fark ettiğinde. Her ne olursa olsun o bir insan, ben neden onun ölmesine seviniyorum diye düşündü.
Araf, Arya'ya güldü.

Araf: Neden bu kadar acımasız olduğunu düşünüyorsun dimi?

Arya: B-ben neden böyle bir tepki verdim bilmiyorum Araf sonuçta o bir insan ve öldü!

Araf: korkma Arya ilerleyen zamanlarda neden bu kadar acımasızlaştığını anlayacaksın.



Arya, Araf'ın ne demek istediğini anlayamamıştı kafası iyice karışmış durumdaydı. O sırada Arya'nın başı ağrımaya başladı.

Araf: Arya iyi misin?

Arya: başım yine ağrımaya başladı.

Araf: neden ağrıyor?

Arya: ne bileyim ben neden ağrıyor. Ayrıca bu baş ağrılarını sen yapmıyor musun?

Araf: ne diyosun Arya ben sana aşık olduğumdan bellidir sende baş ağrıları falan yapmıyorum. Bir doktora gitmelisin.

Arya: giderim.

Arya'nın dinlenmesi gerekiyordu Araf, Arya'yı kucağına alıp kapıya kadar getirdi. Araf, Arya'nın kolundan tutuyor destek oluyordu. Araf, Arya'nın durumunun kötü olduğunu fark edince. Kapıyı çalmadı. Arya'nın da kapıyı çalmasına izin vermedi.

Araf: bekle Arya senin durum kötüye gidiyor. Hastaneye gitmeliyiz.

Arya: A-Araf başım dönmeye başladı g-gözlerim kararıy-

Arya kapının önünde bayılmıştı. Eğer annesi kapıyı açıp Arya'yı böyle görürse telaşlanırdı.

Arya:

Gözlerimi açtığımda bir odanın içerisindeydim. Yatakta uzanıyordum. Birden karşımda Araf belirdi. Bu sefer korkmamıştım.

Araf: sonunda uyandın Arya iyi misin?

Arya: burası neresi?

Araf: korkma Arya seni bizim alemimize getirdim.

Arya: A-Araf sen ciddimisin?

Araf: evet Arya bizimkiler gelicek şimdi seni kontrol edecekler.

Arya: N-Ne?

Araf: annem ve kız kardeşim gelicek. Hem düğünden önce tanışmış olursun.

Arya: Hastaneye neden götürmedin?

Araf: sen baygın iken seni hastaneye insan kılığında götürdüm. Doktorlar film çekip baktığında ise başının ağrısına dair hiçbirşey bulamadılar. Buda demek oluyor ki bu tıp ile ilgili birşey değil.

Arya: ben baygın iken sen beni hastaneden buraya nasıl getirdin?

Araf: doktorlar çözüm bulmaya çalışırken ben hızla seni alıp kendi alemimize getirdim. Doktorların yapacak birşeyi olmadığı için ben buna bir çözüm bulmaya çalıştım.

Biz Araf'la konuşurken odaya 2 cinni geldi. Sanırım bunlar Araf'ın annesi ve kız kardeşiydi. İçlerinden birisi yanıma yaklaştı sanırım bu Araf'ın annesiydi.

Araf: anne neyi varmış?

Araf'ın annesi bir elini başımın üzerine koyarken diğer elini de, sol elimin üzerine koydu. Gözlerimin içine bakarak İbranice sözler konuştu. Daha sonra göz kapaklarım ağırlaştı. Gözlerimi her ne kadar açmaya çalışsam da engel olamadım. Gözlerim kapandı ve uyumuşum. Ne kadar böyle kaldım bilmiyorum uyandığımda karşımda sadece Araf vardı. Araf uyandığımı görünce bana yaklaştı ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı.

Arya: ne oldu bana?

Araf: b-bişeyin yokmuş Arya sadece biraz dinlenmen gerekiyor. Bizim alemde.

Arya: Araf annem merak eder. Ne diyosun sen?

Araf: merak etme ben onu hallettim.

Arya: hallettin mi? Ama nasıl?

Araf: senin kılığında bir arkadaşımı gönderdim. Yarına kadar bizde kalacaksın.

Arya korkulu gözlerle Araf'a baktı. Arya, Araf ile evlenmek istemiyordu ama az zaman kalmıştı. Bu hikayenin sonu nereye varacaktı?

Araf 1 saniyede gidip geri gelmişti. Geldiğinde elinde siyah bir şort ve siyah bir üst vardı. Araf Arya'ya elbiseleri verip giymesini söyledi. Arya, Araf'a arkanı dön dedi. Araf gülerek Arya'ya baktı ve arkasını döndü. Arya kıyafetleri hemen giydi. Araf, Arya'yı baştan aşağı süzdü. Çok güzel olmuşsun dedi. Bunu duyan Arya hoşuna gitmiş olacak ki, dudağının ucuyla hafif gülümsedi.
Araf, Arya'yı yatağına koydu ve yanına uzandı. Arya hiç bişey demedi. Araf, Arya'ya yaklaştı Arya'nın başını göğsüne koydu. Ve Arya'nın kulağına arapça sözler fısıldadı. Bu sesler Arya'ya hem huzur vermişti, hem de Arya'nın başının ağrısını geçirmişti.

Araf: başının ağrısı geçti mi?

Arya: evet

Araf: şimdi uyu bakalım yarın sabah uyandığında seni evine bırakırım.

Arya: neden burada yatıyorum?

Araf: başının ağrısı daha da kötüye gidebilir. Başının ağrısının geçmesi için arada bu alemin de havasını alman gerekiyor.

Arya: ne diyosun Araf?

Araf: anlatıcam Arya ama şimdi değil.

Arya: Araf noluyor anlat herşeyi!

Araf: Arya bunu sana şuan anlatamam ama söz veriyorum. Bunu sana evlendikten sonra anlatacağım.

Arya: Araf ben seninle evlenemem.

Araf: evleneceksin!

Arya, Araf'dan artık korkmuyordu, ama nedense şimdi korkmuştu. Araf ona bağırmıştı ve Arya onu daha fazla sinirlendirmek istemedi. Sonra Arya'nın çok uykusu gelmişti. Arya bu alemdeyken nedense huzur buluyor. Hep uyumak istiyordu.

Sonunda sabah olmuştu. Gözlerimi açtığımda Araf'ın göğsünde yatıyordum. Hayatımda ilk defa bu kadar rahat, bu kadar güzel bir uyku çekmiştim. Araf hâlâ uyuyordu. Sabah'a kadar onun göğsünde uyumuştum. Evet bir ifritin göğsünde uyumuştum. Ve korkmamıştım. Aksine huzurla uyumuştum. Araf hala uyuyordu, yavaşça yataktan kalktım ve etrafı incelemeye başladım.

Burası ne kadar da garip bir yer. Perde kapalıydı, ama dışarıyı çok merak etmiştim. Perdeyi çektim ve dışarıya baktım. Dışarıda bir sürü cin vardı. Korkmuştum. Perdeyi geri kapattım arkamı döndüğümde Araf arkamda durmuş beni izliyordu.

Arya: A-araf.

Araf: buraya alışman gerekiyor. Evlendikten sonra hep buraya geleceğiz.

Ben bir cinle evlenemem böyle bir şeyin imkanı yok. Araf sinirlenir diye daha fazla inat etmek istemiyorum ama bu olanları anneme anlatmam lazım, yoksa Araf'la evlenicem. Belki annem yardımcı olur bana.

Araf: eğer annnene bugün anlatırsan. Anlattığın gibi annenin ölüsüyle karşılaşırsın. Eminim bunun olmasını istemezsin Arya. Bir gün kaldı. Sadece 1 gün. Yarın evleniyoruz. Yarın sabah uyandığın gibi annene herşeyi anlatabilirsin.

Arya: Araf zihnimi okumayı bırak. Tamam dediğini yapıcam. Yarın sabah uyanır uyanmaz anneme herşeyi anlatıcam ve senden sonsuza kadar kurtulucam!

Araf: AHAHAHAHAHAHA
ÇOK SAFSIN ARYA!

Araf: her neyse bu kadar konuşma yeter şimdi seni evine bırakıyorum. Eve gittiğinde annene bir şey anlatacak olursan annen ölecek.


Araf, Arya'yı kucağına aldı ve Arya'nın gözlerini kapatmasını söyledi. Arya gözlerini kapattıktan sonra kendisini odasında buldu. Yatağında birisi uzanıyordu. Ne bu Arya'nın ta kendisi.

Araf: Arya sen yanımda olduğun sürece arkadaşım olan bu cinni senin kılığında gezdi.

Arya: annem anlamadı mı?

Araf: hayır, zaten 1, 2 saat falan senin yerine geçti.

Arya: Ne? 1, 2 saat mi? İyi de ben orda neredeyse 12, 13 saat falan kaldım.

Araf: bizim alemdeydin Arya. Zaman kavramı orada çok farklı. Bizim alemin 1 yılı buranın 1 haftası falan.

Arya: işte bunu bilmiyordum.

Araf: daha bilmediğin o kadar şey var ki.
Ama merak etme zamanla öğreneceksin.



Arya'nın kılığına girmiş olan cin kendi haline döndü. Bu bir erkek cindi. Araf'a döndü ve anlamadığım bir dilde konuştular. Sanırım İbranice konuşuyorlardı. Konuşmaları bittikten sonra o cinni ortadan kayboldu. Arafla baş başa kalmıştık. Araf gözlerimin içine anlamlı anlamlı bakıyordu. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir an Arafın gözlerimin içine bakarken ki duygularını hissettim. Gözlerimin içine büyük bir aşkla bakıyordu. Onun aşkını iliklerime kadar hissediyordum. Gözleri, gözlerimi yakıyordu. Araf bana yaklaşırken gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. O bana yaklaştıkça içimde anlam veremediğim bir heyecan oluyordu. Araf'da bu heyecanımı hissetmiş olacakki daha da yakınlaştı. Gözleri dudağıma doğru kaydığında daha da çok heyecanlanmıştım. Neden bilmiyorum ama o an Araf'ın beni öpmesini beklemiştim. Araf tekrardan gözlerimin içine baktığında. Güldüğünü gördüm. Utanmıştım, çünkü ne istediğimi anlamıştı. O yüzden gülmüştü.


Araf dudaklarıma baktı ve daha çok yaklaştı. O an neredeyse kalbim yerinden çıkacaktı. Dudaklarımı dudaklarının arasına aldığı an karşılık vermek istedim. Araf beni tutkuyla öpüyordu. Bende o an ona karşılık verdim. 3, 4 dakika boyunca öpüştükten sonra. Durdu ve gözlerimin içine baktı.

Araf: Annen geliyor. Ona bir şey anlatma, seni sevdiğimi unutma. Yarın görüşürüz.

Görüşürüz demeye kalmadan Araf gitti. Annem kapıyı açıp içeri geldi.

Annem: kızım gel akşam yemeğini yaptım.

Arya: anne ben aç değilim.

Annem: kızım sen sabah kahvaltı da yapmadın. Seni yemeğe çağırdığım da miğdem bulanıyor demiştin. Hala miğden bulanıyorsa gel en azından bir yemek ye ilaç veriyim.

Sanırım benim kılığıma giren o cinni anneme böyle söylemişti. Eğer şimdi de yemek yemezsem annem şüphelenirdi. Tamam anne dedim ve annemle beraber içeriye gittik. Hiç iştahım olmamasına rağmen kendimi zorlayarak yemek yemeye çalıştım. Yemek bittikten sonra annemle beraber sofrayı topladık. Anneme ve kendime çay doldurdum annemle biraz oturup kız kıza dedikodu yaptıktan sonra akşam olmuştu. Daha önce kendimi hiç bu kadar tuhaf hissetmemiştim. Saat daha 8 bile değildi ama benim çok uykum gelmişti. Anneme uykumun geldiğini ve uyumak istediğimi söyledim. Annem de şaşırmıştı, hiç bu kadar erken uyumazdın. Ama madem uykun geliyor uyu biraz dinlen demişti.



Uyumak için odama gittim. Üstümü değiştirecek halim bile yoktu. Zorla üstümü değiştirdim. Rahat birşeyler giymek için dolaba yaklaştım. Alt için rahat kırmızı bir eşofman, üst için de siyah kısa kollu bir üst çıkarttım. Üstümü giydikten sonra yatağa uzandım. Ve daha fazla dayanamayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.









Arya'nın Annesi: Esra hanım

Arya'nın odasına gittiğimde Arya uyumuştu. En son miğdesi bulanıyordu, ilaçlarını getirmek için odasına çıkmıştım. Ama uyuduğunu görünce uyandırmak istemedim ilaçlarını masanın üzerine bıraktım ve odadan çıktım. İçeriye gittim ve kendime sıcak bir çay doldurdum. Hem dizi izliyor, hem de çayımı içiyordum. Birden kapı çaldı. Saat 9' a geliyordu. Kim olabilirdi ki bu saatte? Kapıyı açmak için ayağa kalktım. Kapıyı açtığımda hiç kimse yoktu. Her halde yanlış duydum diye düşünürken bu sefer de birden zil çaldı. Kapıya doğru yaklaştım. Kapıyı açtığımda yine kimseyi göremedim. Açıkçası ne olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Koltuğa oturdum kafamdaki düşünceleri attım diziyi izlemeye devam ettim. Birden televizyonun ekranı siyah, beyaz oldu. En sonunda televizyon kapandı. Korktuğum başıma geliyordu. Ben en çok Arya için korkuyordum. Ama Arya her ne kadar anlatmasa da biliyordum. Ona gelmişlerdi, şimdi ise sıra bendeydi.



Ben bunları düşünürken yanımda birinin oturduğunu fark ettim. Gözleri masmavi. Cam gibi parlıyor. Simsiyah korkutucu bir ifrit. Evet bu bir ifritti. Ayağa kalktım ve geri adımlar attım.

Arya'nın annesi yani Esra hanım. Bu durumdan fazla korkmamış, sadece güçlü bir ifritle karşılaştığı için tedirgin olmuştu.


Esra hanım: Ne istiyorsun bizden? Kızıma bir zarar vermedin dimi?

Araf: korkma, kızına bir zarar vermedim.

Esra hanım: zeyd nerde? Kocam'a ne yaptınız. Söyle!

Araf: sakin ol. Zeyd ölmedi, onu yıllardır Zuzula kabilesi en karanlık zindanında esir tutuyorlar. Bilirsin, zuzula kabilesi çok tehlikeli cin kabilesidir.

Esra hanım: 7, 8 yıldır ondan haber alamıyorum. Kızım babasını kötü biliyor. Gün geçtikçe babasından nefret ediyor. Allah sizin belanızı versinn!!!

Araf: ben senin bildiğin ifritlere benzemem, Afarid cin kabilesinin. En güçlü ifritiyim. Benim babam İblis Hared.

Esra hanım: İ-İblis Hared mi?

Araf: Evet yanlış duymadın!

Esra hanım: ne istiyorsun benden ey ifritt!

Araf: Eminim ne kadar güçlü bir ifrit olduğumu anlamışsındır. Bak Zeyd'i en güçlü kabilenin elinden kurtarabilecek kadar güçlü olamasam da. Onlarla anlaşma yapıp Zeyd'i kurtarabilirim. Ama herşey karşılıklı.

Esra hanım: İsteğini Söyle ifrit!

Araf: Arya'yı istiyorum.

Esra hanım: Hayır kızımı da beni de rahat bırak!!

Araf: kocanın da oğlunun da gebermesini istemiyorsan, yarın kızını düğünümüz için dediğim yere getireceksin!!!

Esra hanım: oğluma ne yaptın seni
pislik ifritt!!!

Araf: sende kızın gibisin. Eğer kızına bu kadar aşık olmasaydım, bunu dediğin için seni şuan' a kadar gebertmiş olurdum!

Esra hanım: oğluma ne yaptın? Kızımın ne zamandır peşindesin!?

Araf: oğlun şuan benim ezifer zindanımda. Kızına aşık olduğum günden belli bu planı kuruyordum. Oğlunu ezifer zindanımda 3 aydır tutsak tutuyorum. Bir düşünsene oğlun 3 aydır neden yanına hiç gelmiyor. Marid'ler ona her gün işkence ediyor. Yarın oğlunun son günü. Oğlunun ölüp yada yaşaması senin elinde! Biliyorsun o Arya gibi melez doğmadı! Sen onu cinler aleminde doğurdun. O yüzden o bir cin olarak orada büyüdü. Kardeşiyle tanışmayı çok istiyordu. Nasip değilmiş yazıkk yarın geberecek babasıyla beraber!

Esra hanım: Tamam, tamam dur kızımı sana veriyorum. Ama bu burada bitmeyecek ifrit. Kızımı senin elinden kurtaracağım.

Araf: evlendiğimiz gecenin sabahı oğlunla kocan yanında olacak. Bu yaptığına pişman olmayacaksın. Arya'ya 1 aydır canlı olarak gözüküyordum sana söylememesi için tehdit ettim. Yarın sabah sana benimle ilgili herşeyi anlatacak. Sende kurtulman için bir köyde hocanın olduğunu yanına gitmeniz gerektiğini anlatacaksın. Siz yola çıkın köye ben sizi ip uçları sayesinde yönlendiricem. Ama en ufak hatanda, oğlun ve kocan ölecek sonrasında ise kızını gözlerinin önünde parçalayacam!!.

Esra hanım: Dediğin olacak ifrit. Ama bu yaptığın yanına kalmayacak.















Evet arkadaşlar, bugünlük bu kadar, bakalım Arya'nın başına ne gelecek?
Arya'nın Annesi Esra hanım. Oğlu ve kocasının kurtulması için Araf'ın bu teklifini kabul edecek mi?

Arya henüz bir cin kardeşi olduğunu bilmiyor. Aynı zaman da babasının da bir cin olduğunu bilmiyor. Acaba bunları öğrenecek mi. Ayrıca Arya bir melez. Annesi insan babası cin. Bakalım Arya bunları öğrendiğinde ne olacak.

Yeni bölüm biraz geç gelebilir ama bölümleri daha uzun yazmayı düşünüyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim

Hoşçakalınn❤️💗

Continue Reading

You'll Also Like

74.9K 1.9K 29
Arkadaşlar rubyxchaund hesabından devam edemiyoruz bu yüzden bu hestan devam edicez. Ana karakterlerimiz Arya ve Uraz umarım kitabı beğenirsiniz
251K 11.9K 26
Yeni bir evden ne zarar gelir ki? Karanlıkta arkanda bir şey olduğunu hissedebiliyor musun? Kabus-11🏅
114 40 8
"Hissetmek yok göz göze gelmek yok. Zamanın Kırbacı'na Hoş Geldiniz."
65.4K 5.2K 59
Elisa Snow 16. Yüzyılda yaşayan 16-17 yaşlarında bir asilzadedir. Babasıyla ve ablasından kalan tek şey olan yeğeni ile yaşamaktadır. Yaşıtları gibi...