Element Avcıları

Bởi HayalPeResT0244

14.9K 3.5K 4.2K

Oyunculuk kariyeri peşinde olan Açelya bir gün doğa üstü güçlere sahip olur ve sonradan aslında bu güce sahip... Xem Thêm

GİRİŞ
İLK KARŞILAŞMA
TUZAK
SON ÇARE VE YENİ KIZ
ONİ MASKESİ
RÜYA
YILIN İLK HATASI
MASKELERİN GÜCÜ VE HAİN
ZEHİR
SESSİZ ÇIĞLIKLAR
ÖZGÜRLÜK
KIZIL ONİ
TEKRAR EDİLEN ANILAR
GEÇMİŞE ÖZLEM
OYUN
ÇETE
BENİM İÇİN ÖLÜRMÜSÜN?
ÖZGÜRLÜĞÜM OL
BENİM SEVGİLİM
ABİ KARDEŞİN GAZABI
SEÇİM
BÜYÜK KATLİAM
DOĞANIN HÜKÜMDARI
ÖLENE KADAR
AŞIĞIM
YÜZLEŞİLEN GERÇEKLER
YENİ ELEMENT KULLANICISI
GÖRÜNMEZLER

TEKRAR BAŞLAMAK

393 127 103
Bởi HayalPeResT0244

Bölüme oy verip yorum yapmayı unutmayın canlarım.

Romanda geçen olaylar tamamen hayal ürünüdür.

13 yaş altı için uygun değildir.

Not: Psikolojisi bozulacak kişiler lütfen okumasın,daha kendi psikolog paramı ödeyemiyorum xjdbdjrbcb

♥️♥️♥️♥️İYİ OKUMALAR♥️♥️♥️♥️

-Niye buradasın Doruk?

-Doruk:Seni almaya geldim.

-Sana gelmiyeceğimi uzun zaman önce net bir şekilde söylediğimi sanıyordum.

-Doruk:Evet söyledin ama ben cevabımı vermemiştim.Benimle geliyorsun,daha doğrusu bizimle.

-Bizimle derken,diğerleridemi burada?

-Doruk:Evet,hepsi senin gelişini bekliyor.

-Gelmemem onlar için en iyisi.

-Doruk:İyi yada değil,hepimiz seni özledik Açelya.

-Kararım kesin Doruk,gelmiyorum.

-Kızıl Oni:Gitme vakti geldi insan.

-Bekle biraz,işim var şuan.

-Doruk:Bekle birazmı,ne işin var?

-Sana demedim.

-Kızıl Oni:Şuan işinden daha önemli şeyler var,dışarıdalar.

-Kaç kişiler

-Kızıl Oni:Bilmiyorum ama kalabalıklar.Hemen uzaklaş buradan.

-Doruk:Kiminle konuşuyorsun Açelya?

Doruk'un yanına gidip kolunu tutup camın önünden çektim.Perdeyi çekip ufak bir boşluk bıraktım.Boşluktan dışarı baktığımda geldiğim zaman dışarıda olmayan iki siyah araba gördüm.

Elime hemen çantamı alıp içerisine birkaç kıyafet ve bıçak koydum.Elime başka bir bıçak alıp arka cebime koydum.

Kaçacak yer yok,dövüşmeliyiz.

-Kızıl Oni:Şu insanı yem olarak kullanarak kaç.

-Saçmalamayı kes.

-Kızıl Oni:Sadece bir öneriydi.

-Hemen buradan gitmeliyiz Doruk!

-Doruk:Önce kulaklıktan kiminle konuştuğunu söyle.

-Kulaklıktan kimseyle konuşmuyorum.

-Doruk:Ne yani duvarlamı konuşuyorsun?

-Hayır,Kızıl'la konuşuyorum.

-Doruk:Ne Kızıl'ı?
Etrafımızda kimse yok Açelya

-Fakat içimde var

Doruk öylece olduğu yerde donakalmışken birkaç adım geriye gidip kapıyı araladım ve kapının arkasına geçtim.Kapı açıldığı anda elime aldığım bıçağı içeriye giren kişinin boynuna dayadım.Diğer elimde ağzını kapattım.Doruk hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.İçeriye girdikleri zaman hiç ses çıkarmadıkları için nasıl anladığımı merak ediyor olmalıydı.

-Şimdi elimi ağzından çekeceğim ve sen bana kaç kişi olduğunuzu söyleyeceksin.Eğer bağırmaya kalkarsan boğazını keserim.

Elimi yavaşça çekerek adamın konuşmasına izin verdim.Fakat o konuşmak yerine gülümsedi,bunu yaptığı anda korkuyla birkaç adım geriye gittim ve hemen ardından Doruk'uda tutup açık olan camdan aşağıya atladım.Biz daha tam atlayamadan adam kendini patlatmıştı.

Ben sırt üstü bir şekilde yere düştüğümde Doruk'ta hemen yanıma düşmüştü.Parçalanmış cam ve tuğla parçaları bedenimde kesikler oluşmasına sebep olmuştu.Canlı bomba kendini patlatalı bir dakika olmasına rağmen hala yerden kalkabilmiş değildim.Bedenim ağrılar içindeydi.Tek başına gelmiş olması mantıklı değildi,bu demek oluyordu ki şuan etrafımızda adamlar vardı.

-Kızıl Oni:Değişelimmi?

-Tabikide hayır!

Yerden destek alarak dizlerimin üstüne çöktüm.Kendime gelebilmem için birkaç dakikaya ihtiyacım vardı.
Derin bir nefes alarak nefes alış verişimi düzelttim.Bedenimdeki yaraların iyileşmesi yarım saati alırdı fakat yinede ayağa kalkabilirim.Daha doğrusu kalkmak zorundayım.

Etrafıma bakınmak için duvardan destek alarak ayağa kalktığımda etrafım tamamen alevlerle kaplandı.

Bunu yapan kişi ben değildim,bu Doruk'tu.

Etrafa iyice bakındığımda etrafımızın çoktan sarıldığını gördüm.Aynı zamanda yerde yanarak ölmüş olan birkaç kişi duruyordu.Daha yeni pek fark edememiş olsamda etraf yanık et korkuyordu.Daha doğrusu yanmış ceset.

Sırtımı duvara yaslayıp Doruk'a baktım.Tek başına halletmesi mümkün değildi.

-Doruk:Sen iyimisin?

-Bir şeyim yok,bana biraz zaman kazandır.Sadece birkaç dakikaya ihtiyacım var.

-Doruk:Olmuş bil

Doruk elini havaya kaldırdığında metrelerce alan alevlerle kaplandı.Bu uzun zaman önce olan alevlerden çok daha büyüktü.Sınırını aşmış gibide gözükmüyordu.

Sanırım güçlerinde gelişen tek kişi ben değildim.

Doruk etrafı alevlerle kapladığında etrafımızda olan herkes geriye çekilmişti.Daha yeni tam sayamamıştım fakat şuanda yananları saymazsak dokuz kişi vardı.

Toplamda iki dakika geçmişti.Yaralarım tam iyileşmemiş olsada acısı geçmeye başlamıştı.En azından kanama tamamen durmuştu.Duvara yaslanmayı bırakıp yavaş adımlarla Doruk'un yanına doğru ilerledim.Doruk'un omzuna dokunup alevlerden kurtulmasını söyledim.Ne yapmak istediğimi anlamış değildi fakat yinede dediğimi yapıp elementini kullanmaya son verdi.Cebimden bıçağımı çıkarıp Doruk'a "beni burada bekle ve sakın hareket etme" dedim.Koşarak tam önümde olan kişinin yanına gittiğimde oda benim gibi bıçağını eline almıştı.Bıçakla kafasını kesmek için hamlede bulunduğumda geriye doğru çekilip hamlemden kurtulmuştu.O bunu yaptığında onun hemen arkasında olan kişi arkadan sopayla kafama vurmak için hareket etti.Bana vuracağı zaman yere çöktüm ve benim yerime daha yeni bıçak hamlemden kurtulan kişinin kafasına vurdu.O bunu yaptığında bende çelme takarak onu yere düşürdüm.Yanımdan birisi tekrardan bana yumruk atmayı denediğinde onu kolundan tutup yerden kalkmayı deneyen kişinin üstüne fırlattım.Ellerimi yere koyduğumda yere düşürdüğüm üç kişiyide toprağa hapsettim.

"Kaldı beş" dedim yüzüme gelen bıçaktan son dakikada kurtulduktan sonra.Duvara saplanan bıçağı çekerek atan kişiye baktım.Gözlerimin kırmızı olduğuna emindim.Görüşüm netletmişti,öfkem artmıştı,öldürme dürtüm herzaman olduğundan daha fazlaydı.

Bedenimdeki Oni kanını hissede biliyordum.Kendimi sanki bütün dünyaya diz çöktürebilecek kadar güçlü hissediyordum.

Derin bir nefes aldım,sakin olmalıyım.

Kendimi ona dönüşmekten korumalıydım...

★★★★★★Bir yıl önce★★★★★★

Japonya:

Gözlerimi yine hiç bilmediğim bir yerde açtım.Zar zor ayağa kalktığımda dizlerimin üstüne düşüp kan kusmaya başladım.Nefes almak tamamen yük olmaya başlamıştı.Her geçen gün bedenimin üstündeki kontrolümü daha fazla kaybediyordum.

Yeniliyordum,ona yeniliyordum.

Ağzımı silip duvardan destek aldım.Ellerim ve vücudum kanlar içindeydi.Asıl sorun ellerimdeki kanın bana ait olmamasıydı.Hafızam bılanıktı,neredeyse hiçbir şey hatırlamıyordum.Hatırladığım tek şey en son bir otelde kaldığımdı.Gerisi tamamen karanlık.Duygularıma ne zaman yenik düşsem bilincimi kaybediyor ve kanlar içinde hiç bilmediğim yerlerde uyanıyordum.

Yavaş adımlarla yürümeye başladım.Ağlayamazdım,
öfkelenenezdim,üzülemezdim kısacası hiçbir şey hissedemezdim.Duygularım benim en büyük düşmanım olmuştu.

Kaç kişiyi öldürdüğüm hakkında hiçbir fikrim yok.Bildiğim tek şey artık tamamen bir canavardım.
Yaşamayı hak etmiyordum,ben bir katildim.Sayamadığım kadar insanı saçma sapan sebepler ve en acı yollarla öldürmüş bir katil.

Etrafıma bakınıp çantamı aradım.Bir süre aradıktan sonra birkaç metre ileride bulduğum çantamı elime aldım.İçimdeki canavar en azından çantamı yanımda bulundurmayı akıl edebiliyordu.Gerçi bunu benim için değil kendisi için yapıyordu.

Belki canavardı ama ölümden benden bile fazla korkuyordu.Belkide bu onun zayıflığıydı,ölüm korkusu.

"Ölümden korktuğumu kim söyledi" dedi bir ses.Korkuyla etrafıma bakındığımda etrafımda kimsenin olmadığını fark ettim.Yıkık dökük bir binanın içerisindeydim.Neden burada olduğum hakkında en ufak fikrim yoktu.Uzun zaman öncede sorgulamayı bırakmıştım.

Bir ses duyduğuma emindim.Deliriyor olmalıydım,burada hiç kimse yoktu.

"Neden etrafına bakınıyorsun insan,kafayımı yedin"

Evet emindim,delirmiştim.Şizofren olmaya başlamıştım.Uzun bir zamanın ardından gözlerimden ilk kez yaşlar akmaya başladı.Bedenimde belirsizliğin korkusu vardı.Sağlam kalan tek şey aklımdı,artık o bile yoktu.

Ellerimi başıma koyup yere oturdum.Sırtımı soğuk olan duvara yasladım.Korkudanmı yoksa soğuktanmı bilmem titriyordum.Sahi hangi aydaydık şuan?
Günler ve geceler birbirine girmişti.Artık zaman algımı tamamen kaybetmiştim.Hangi yıldayız onu bile bilmiyordum.

"Herkes senden korkarken sen kendindenmi korkuyorsun?
Bu saçmalık,zaten siz insanlardan daha azıda beklenmedi."

Sus artık!
Çık beynimin içinden,rahat bırak beni!

"O dediğin imkansız,sen bensin,bende senim."

Görmüyormusun lan halimi,ölüyorum.Bedenim daha fazla dayanamıyor.Bedenim seni kabül etmiyor ve etmeyecekte.

"Sonunda mantıklı bir cümle kurdun,bedenin beni kabül etmiyor.Daha doğrusu sen beni kabül etmiyorsun.Sen beni kabül etmediğin sürece bedenini kullanmam ölümümüz olacak."

Benim için hava hoş,senden kurtulmuş olurum.

"Şaka yapmıyorum insan."

Asıl ben şaka yapmıyorum.Eğer ölümle gözümü korkutacağını sanıyorsan yanılıyorsun.Sonucu ne olursa olsun asla bedenimi kontrol etmene izin vermiyeceğim.Sonunda ölüm dahi olsa sana direneceğim.

"Böyle diyorsun fakat sende ölmeyi en az benim kadar istemiyorsun,bunun farkındayım.Gel seninle bir anlaşma yapalım.Bedenini bazı zamanlarda birkaç dakikalığına kullanmama izin ver."

Aynen bunu yapayımda etrafta insan kalmasın.Seni reddetmeme rağmen bedenimi kullanıp onlarca insanı öldürdün.Eğer izin verirsem kim bilir neler yaparsın.

"Madem öyle,lazım olmadığı sürece kimseyi öldürmeyeceğim"

Sahiden sana birkez daha inanacağımımı zannediyorsun?
Sen neredeyse benim arkadaşlarımı öldürüyordun.Bir daha asla sana güvenmem.

"Senden korkup gitmene izin veren dostlarındanmı bahsediyorsun?
Kabül et insan,biz canavarız ve canavarların dostu olmaz."

★★★★★★Bir yıl sonra★★★★★★★

Yere hızla bir yumruk atmamla beraber yer ortadan ikiye ayrıldı.Metrelerce alan tek yumrukla paramparça olmuş ve iki kişinin düşmesine sebep olmuştu.Bu Oni'nin gücüydü,felaketin gücü.

Hızla birkaç adım ileri gidip hala ayağa kalkamamış olan kişiye yumruk attım.Fakat son saniyede kendini itip yumruğumdan kurtuldu.

Ben daha arkamı dönemeden silah sesi duyuldu.Yavaşça hareket edip arkamı döndüğümde ayakta olan iki kişide bana silah doğrultuyordu.Doruk'a baktığımda merminin ona isabet etmediğini gördüm.Sadece korkutmak amaçlı sıkılmış bir mermiydi.

İşlerini daha önce bitirmem gerekiyordu.Fazla oyalanmıştım,enerjimi korumak için elementsel gücümü kullanmaktan çekinmiştim.Fakat sanırım yanlış karar vermiştim.

Mermiden kaçamazdım,önüme taştan bir duvar oluştursam kurtulabilirdim ama bu bana sadece zaman kazandırırdı.Yerdeki otları kullanıp onları sarabilirim,fakat ben elimi yere vuramadan ateş ederler.Seçeneklerin hepsi birbirinden beter.

-Kızıl Oni:Bırak ben halledeyim.

-Olmaz diyorum,ben hallederim.

-Kızıl Oni:Normalde böyle durumlarda işi bana bırakmaktan çekinmezdin.Şimdi bu korkun neden?

-Korktuğum falan yok,kendim halledebilirim.

-Kızıl Oni:Bana sakın o insan yüzünden gücümü kullanmaktan çekindiğini söyleme.Yoksa senden korkmasındanmı korkuyorsun?Hatırlatmak isterim,senden zaten korkuyor.

-Sus artık!

Önümde ve arkamda ikişer kişi var.Arkamdakileri kalkan olarak kullanabilirim.Fakat onlarında silahı olabilir.Lanet olsun çıkmaza girdim.Doruk'u plana katmak sadece onuda korumama sebep olur.Tek elementle bana yardım edemez.
Bana silah doğrultan kişiye baktığımda öldürmekten çekinmeyeceğini anlamıştım.Amaçları artık canlı yakalamak değil,canlı kalmaktı.Ölüm korkusunun insana yaptıramıyacağı şey yoktur.Bunu en iyi ben bilirim.

Belkide ölmeliydim,zaten yaşıyor sayılmazdım.Bugün bir kez daha anlamıştım yaşamımın ne kadar değersiz olduğunu.

Ölmek istiyorum,kurtulmak istiyorum.

Doruk'a baktığımda korku dolu gözlerle bana baktığını gördüm.Bendenmi korkuyordu,yoksa ölmemdenmi?

Sahi eğer ölürsem arkamdan üzülecek birisi varmıydı?

Bir adım daha attığımda adam korkuyla bana baktı.Delirmiş olduğumu düşünüyordu.

Ben sadece ölmek istiyorum.

Silahlı adamlara doğru birkaç adım daha attım.Ateş ettiği anda yere çöküp onları sarmaşıkla saracaktım.Ölme riskim yüksekti,yinede tek şansım buydu.

Gülümsediğim anda tetiği çekti,o bunu yaptığında bende onları sarmak için elimi toprağa koydum.Onları sarmaşıkla sarmıştım fakat hiçte hayalimdeki gibi olmamıştı.Silah bana değil havaya sıkılmıştı.Silahı tutan kişi benden daha şaşırmış gözüküyordu.Eli hala havadaydı,o an anladım.

Bunu ona yaptıran kişi Alper'di.Bu Doruk'un sakinliğinide açıklıyordu.Alper görünür olduğunda yan yana olan iki kişininde ellerini tuttuğunu gördüm.Ellerini geriye doğru çevirip kırdı ve silahlarını eline aldı.Sonrada bana bakıp gülümseyerek göz kırptı.

Saçları hafiften uzamıştı, her zaman olduğu gibi yine ne sakalı yada bıyığı yoktu.Boyu sanki birkaç santim daha uzamış gibiydi.

Alper bana doğru bir adım attığında kolu kırık halde yerde yatan kişi başka bir silah çıkarıp silahı Alper'e uzattı.Tam onu durdurmak için elementimi kullanacağım sırada aniden etrafı saran su adamın sağlam olan koluyla beraber bütün bedenini paramparça etti.Bu Asena'ydı.

-Asena:Ne cüretle sevgilime zarar vermeyi denersin!

Siyah saçları uzamış ve sırtına gelmişti.Dudağında koyu renkte ruj vardı.Her zaman olduğu gibi simsiyah giyinmişti.Üzerinde geniş bir sweatshirt ve altında ise siyah kargo pantolon vardı.Aynı hatırladığım gibi asil ve güçlüydü.

-Batur:Ortalık yine dağılmış,bir an önce buradan ayrılsak iyi olur.

Hafif uzun siyah saçlarıyla Batur yanımıza gelmişti.Elinde çikolatasıyla yerde yatan kişilere bakınıyordu.Hiçbir değişiklik yoktu,aynı hatırladığım gibiydi.

-Ceren:Umarım kıyafetim kirlenmez,birsürü para verdim buna.
Herzaman yurt dışı alışverişi yapmak mümkün olmuyor.

Uzun saçları ve üzerine yapışan elbisesiyle Ceren Batur'un yanındaydı.Ayağında her şeye rağmen topuklu ayakkabısı vardı.Elbisesinin üzerinde Batur'a ait olduğunu düşündüğüm siyah bir ceket vardı.

Hepsi buradaydı,tekrardan hepimiz birlikteydik.

-Doruk:Hemen arabaya binip gidelim buradan.

-O zaman güle güle.

-Doruk:Sende bizimle geliyorsun.

Doruk yanıma gelmiş ve sadece birkaç santim kala durmuştu.Fazla yakındı,nefesini tenimde hissediyordum.

-Sanırım beni duymadın Doruk,ben gidiyorum.

-Kızıl Oni:Onları öldürmekten korkuyorsun.

-Korktuğum falan yok!

-Doruk:Sana korktuğunu söyleyen olmadı.

-Ben size dememiştim.

Hepsinin gözü bendeydi,bana delirmişim gibi bakıyorlardı.Gözlerine bakarak bana acıdıklarını anlıyordum.

-Ben gidiyorum.

-Doruk:Bizimle geliyorsun,gerekirse zorla!

-Güldürme beni Doruk,hepiniz bir olsanız bile beni yakalayamazsınız,ben gidiyorum.

Doruk sıkıca kolumu tuttuğunda gözlerinin içine baktım.
"Bir kez daha gitmene izin vererek aynı hatayı yapmıyacağım" dedi.

Kolumu çekerek "bir kez daha canınızı tehlikeye atmayacağım" dedim.

Arkamı dönüp birkaç adım attığımda sırtımda acı hissettim.Kafamı dönderdiğimde Doruk'un sırtıma iğne sapladığını gördüm.

Daha konuşamadan gözlerim giderek kapanmaya başladı.Doruk yapacağını yapmıştı.Kollarının arasına düştüğümde "üzgünüm" dediğini duydum.Her geçen saniye giderek kapanan gözlerimin kapanmasına izin verdim.

Korkmuyordum,belkide uzun zamandır ilk defa kendimi güvende hissediyordum.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

-Kızıl Oni:Sana asla güvenmeyecekler.Her zaman senden korkacaklar.

-Biliyorum.

-Kızıl Oni:Peki ne yapmayı düşünüyorsun?

-Olması gerekeni yapacağım,yanlarından ayrılıp başka bir ülkeye gideceğim.

-Kızıl Oni:Nereye gidersen git seni bulurlar.Eğer element kullanıcıları orada olmasaydı yakalanmış yada ölmüştün.

-Aynı hatayı bir kez daha yapmıyacağım.Daha dikkatli olacağım.Başka çarem yok.

Kızıl Oni:Element kullanıcılarının yanında kal.En güvenli yer orası.

-Benim için güvenli,onlar için değil.Onların ölmesine izin vermeyeceğimi sana söyledim.

-Kızıl Oni:Anlaşmamızda hayatta kalman gerektiği var.Fakat sen bilerek ölüme gidiyorsun.Sana söyledim,eğer ölümle baş başa kalırsan bende kuralları çiğnerim.

-Sana dedim,ölmeyeceğim.Bir yolunu bulup buradan kaçacak ve izimi kaybettireceğim.

-Kızın Oni:Söylediğin gibi olsun.Şuanlık bir şey yapmıyacağım.Fakat ucu bana dokunacak bir davranışta bulunursan kontrolü ele alırım.

-Tamam sus ve bekle.

Gözlerimi açıp etrafa bakındım.Bir yatağın üzerinde uzanıyordum.İğnenin etkisi hala geçmiş değildi,bedenim hala uyuşuktu.

Ellerimle yataktan destek alıp oturdum.

-Asena:Uyandın sonunda.

Kafamı yana çevirdiğimde yanımdaki koltukta oturan Asena'yı gördüm.Elinde manga,boynundada kulaklık vardı.Masanın üzerinde olan manga ve bardaklara bakarsak saatlerdir odada olmalıydı.

-Ne zamandır baygınım?

-Asena:Bir gün olmak üzere.

-Bir günmü?

-Asena:Abimin vurduğu iğne baya etkiliydi.Aslına bakarsak günlerce uyumanı bekliyorduk.

Yataktan kalkıp etrafa bakındım.Eski odamın malzemeleri vardı fakat burası eski odam değildi.
Sahi,neredeyim ben?

Kapıya doğru gittiğimde Asena'da arkamdan geldi.Kapıyı açtığımda arasalondaki odalara bakındım.Burası bir villa değildi ama oldukça büyük ve lüks bir yerdi.Heryerde odalar vardı ve ben nereye gitmem gerektiği hakkında en ufak şey bilmiyordum.

Çıkış gibi görünen ilk odanın kapısını açtığımda tuval karşısında oturan Alper ile göz göze geldim.Gülümseyerek bana baktı ve "bir sorunmu var?" dedi.

"Pardon yanlış geldim" diyerek bende ona zorlada olsa gülümsedim.Gülmek artık zor gelmeye başlamıştı.Harika bir oyuncuydum ama artık gülemiyordum.Sanırım oyunculuk kariyerim son bulmuştu.

Odaya iyice bakındığımda her tarafın tamamen resimlerle kaplı olduğunu gördüm.Hepsi birbirinden güzeldi.En güzel ve en büyük olanı ise Asena'nın olduğu tuvaldi.Ona tıpatıp benzemişti.Sanki fotoğraf çekmiş gibiydi.Alper'in güzel resim yaptığını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.

-Hepsi mükemmel.

-Alper:Teşekkürler,vakit buldukça çiziyorum.

-Gördüğüm birçok ressamın resminden çok daha güzeller bunlar.Nasıl olurda ünlü olmazsın anlamıyorum.

-Alper:Şuanlık sadece sosyal medya üzerinden satış yapıyorum.Tabiki yüzümü göstermeden.Fakat birgün bu olaylar bittiğinde adımı herkese duyuracağım.

-Başaracağına eminim.

-Alper:Eğer istersen seninde resmini çizebilirim.

-Ciddenmi,zor olmazmı?

-Alper:Hayır olmaz,birkaç güne bitiririm.

Odanın kapısı tıkladığında odaya Doruk girdi.Neden bilmem ama istemsizce gözlerimi onun gözlerinden kaçırmıştım.

-Doruk:Demek buradasınız,odada görmeyince endişelendim.Çay yaptım,mutfağa gelin.

Ben tek kelime dahi edemeden Asena beni mutfağa sürükledi.Mutfağa geldiğimde Doruk'a bakmamak için etrafa bakınmaya başladım.Dolaplar siyah ve beyaz renkteydiler.Duvar kirli gri rengine boyanmıştı.Odanın sonuna masa koymuşlardı.Boydan boya olan camın önündeki masada çay içecektik.

Sandalyeye oturup dışarıyı izlemeye başladım.Etrafta olan evlere bakıkırsa bir sitede oturuyorduk.Hala nerede olduğumuz hakkında en ufak fikrim yoktu.Yinede ağzım aşırı kuru olduğu için çayımı içip öyle konuşacaktım.

Doruk çayları getirdiğinde bardağıma şekerimi atıp elime aldım.Doruk "senin çayların kadar güzel değil ama idare edersin artık" dediğinde sahteden güldüm.

Çayımdan bir yudum aldığımda sahidende fazla güzel olmadığını fark ettim.Kendi yaptığım çaylara fazla alışmıştım.

-Şuan neredeyiz?

-Batur:İstanbul da

Aldığım yudum boğazımda kaldığı için öksürmeye başladım.Sadece bir gündür baygındım ve beni hemen Türkiye'ye getirmişlerdi.Nasıl getirdikleri hakkında ise hiçbir fikrim yoktu.

-Doruk:Seni yurt dışında bırakacağımızı düşünmüyordun sanırım.

-Sadece işimi uzattınız,en kısa sürede tekrardan gidiyorum.

-Doruk:İzin vermiyorum.

-İzin isteyen olmadı.

-Doruk:Nedir lan senin bu yurtdışı merakın.Bu yola birlikte girdik ve birlikte halledeceğiz.

-Durumu zorlaştırma Doruk!

-Doruk:Durumu zorlaştıran sensin Açelya! Sadece kendini düşünüyorsun.

-Hayır,ben sizi düşünüyorum.Yanınızda olmam sadece sizi riske atar.Siz bu riski alsanızda ben bu riski göze almıyacağım.

-Batur:Tam tersine,bizi riske atıyorsun Açelya.Eğer sen yakalanırsan ve senin gücünü ele geçirirlerse hepimiz yanarız.Sen onlar için piyango gibisin.Eğer seni yakalarlarsa kazanırlar.Bu yüzden seni korumak zorundayız.

-Anlamıyorsunuz,sizi öldürebilirim diyorum.

-Asena:Bizde sana ölmeyi göze alıyoruz diyoruz.Bizimle kal Açelya.Tekrardan bir ekip olalım.Avcı'yı yenelim ve en baştan başlayalım.

-Ceren:,Ayrıca söylemek isterim,beyaz senin rengin değil.Pembe sana daha çok yakışıyor.

Ceren bunu söylediğinde elinde olan poşeti bana uzatmıştı.İçinde pembe boya kutusu vardı.Uzun zamanın ardından ilk kez gülümsedim.

Belkide hala geç değildi.

-Tamam dediğiniz gibi olsun.Fakat sadece Avcı'yı yenene kadar sizin yanınızda kalacağım.Sonra bir daha buluşmamak üzere gideceğim.

-Doruk:Orasını o gün gelince konuşuruz.

-Ben ciddiyim Doruk.

-Doruk:Yav tamam,hele şu işi halledelim de.

Bu çocuğun ciddiyetsiliği beni öldürüyor.Nasıl oluyorda böyle önemli konuları şakaya vurarak kapatıyor anlamıyorum.Herneyse,zamanı gelince nede olsa gideceğim.Boşu boşuna şimdiden kavga çıkarmanın sırası değil.Zamanı gelince hallederiz.

-Bu arada Murat Usta nerede?

Sorumun üzerine hepsi konuşmayı bıraktı.Daha yeni herkes konuşurken şimdi kimse konuşmuyordu.Sessizlik iyiye işaret değildi.

-Size söylüyorum,Murat Usta nerede?

-Batur:Öldü,öldürüldü.

Sıcak havaya rağmen üşümeye başlamıştım.Murat Usta ile yakın değildim fakat ölümü garip hissettirmişti.Çok kısa bir süre tanımış olsamda ağlayacak gibi hissediyordum.Derin bir nefes alıp soğumuş olan çayımı kafama diktim.
Ağlamamalıydım,herzaman olduğum gibi duygusuz olmalıydım.

Duygular zayıflıktır.

-Nasıl oldu bu?

Bu soruyu sormam çok zalimceydi,üzüldüklerinin farkındaydım.Yinede öğrenmem gerekiyordu.Kimin yaptığını öğrenmeliydim.

-Doruk:Bilmiyoruz,ölüsü nerede ondan bile haberimiz yok.Bildiğimiz tek şey Avcı'nın onu öldürmüş olması.

-Bunu size Avcı'mı söyledi?

-Doruk:Telefonuma fotoğraf gönderildi.Kanlar içinde bir sandalyede oturuyordu.Resmin altında ise

"Bir gün sizde böyle öleceksiniz" yazıyordu.

Elimde olan boş çay bardağını sıktığımda bardak elimde paramparça oldu.Sessizlik camın parçalanma sesiyle beraber bozulmuştu.

-Asena:Ben ilk yardım çantasını getireyim.

-Gerek yok,birazdan geçer.

-Doruk:Dinleme onu,hemen getir.

-Ceren:Çok pis kanıyor,doktoramı gitsek.

-Gerek yok,geçer birazdan.

Asena ilk yardım çantasını getirip elimdeki camları temizledi.Ardından tentürdiyot sürüp elimi sardı.Defalarca kez buna gerek olmadığını söylesemde beni dinlemediler.Yaralarımın iyileşme hızı bir insanınkinden üç kat daha iyi iyileşiyor.

Nede olsa ben bir canavarım.

Asena elimi sararken Ceren'de yerdeki cam parçalarını toplayıp mutfağı süpürdü.Alper elimi saran Asena'yı izliyor,Doruk gözlerini benden kaçırıyor ve Batur ise yine zıkkımlanıyordu.Bu çocuğun midesinin içini çok merak ediyorum.Nasıl obezite olmuyor hiçbir fikrim yok.

Ceren süpürgeyi kaldırdığında Batur'da onunla beraber gitti.Alper'de bir süre sonra mutfaktan ayrılıp odasına gitti.Odada sadece ben Asena ve Doruk kalmıştık.

-Asena bana gittiğimden beri olan olayları özet geçermisin?
Eğer her şeyi bilirsem Avcı'yı yakalamak dahada kolaylaşır.

-Asena:Aslında pek değişen bir şey olmadı.Sen gidince Avcı yerini bildiği için o villadan ayrıldık.Aradan bir hafta geçtikten sonra malesef Murat Usta'yı kaybettik.Bir Oni maskesi hala bizde,diğeri ise Avcı'da.

-Peki ya dördüncü maske nerede?

-Asena:Onun yerini hala kimse bilmiyor.Şuan en büyük önceliğimiz onu Avcı'dan önce bulmak.Fakat hala tek bir ipucu dahi bulamadık.Sadece peşimizde olan kişi Avcı değilmiş ayrıca.Peşimizde birçok çete var.Kimisi güç için,kimisi para için bizi istiyor.Bazıları ise sadece gücünü kanıtlayıp diğer çetelerin ondan korkması için bize ulaşmaya çalışıyor.
Daha önceden bir şekilde telefonumuza çetelerine katılmamız için mesaj atan bile oldu.Sırf bu yüzden defalarca kez hat ve ev değiştirdik.

-Ne yani peşimizde artık sadece Avcı yokmu?

-Asena:Aslında başından beri peşimizde olan tek kişi Avcı değilmiş.İcabına baktığımız çoğu kişi başka kişiler için çalışıyormuş.Fakat konuşturamadığımız için çok geç farkına vardık.

-Peki bunu nasıl öğrendiniz, yakaladığımız adamlar genellikle kendilerini öldürüyordu.Konuşturmak imkansızdı.

-Asena:Biz değil,Murat Usta öğrenmiş.Odasına bir mektup bırakmıştı.Öleceğini anlamış ve bizi uyarmak istemiş.Bizde bu şekilde öğrendik.

-Anlıyorum,desene tek kişiyi öldürmekle bu işten kurtulamıyacağız.

-Asena:İyi yönünden bakmak gerek,şuan kimse yerimizi bilmiyor ve ayrıca artık diğer maskeyi bulsalar bile Avcı istediğini gerçekleştiremiyecek.

Ayağa kalkıp elimdeki sargıyı söktüm ve tentürdiyotu yıkadım.Sargı beni aşırı rahatsız ediyordu.Elime baktığımda kesiğin tamamen iyileşmiş olduğunu gördüm.Elimde olan tek şey uzun zaman önce olan o yanık iziydi.Ne kadar zaman geçerse geçsin o iz asla geçmiyordu.

Asena'ya baktığımda hiçte şaşırmış gibi gözükmüyordu.Sanki elimin bu kadar kısa sürede iyileşmesi normalmiş gibi davranıyordu.Asena'yı bu yüzden seviyordum.Her ne kadar duygusuz gibi gözüksede aslında hiçte öyle değildi.Her zaman karşıdaki kişiyi düşünerek davranıyordu.Yanımda o olduğu için şanslıydım.

Çıkardığım sargı bezini çöpe attıktan sonra Ceren'in verdiği poşeti elime aldım ve dolapları karıştırıp bir kase buldum.Boyayı kaseye döktükten sonra mutfaktan çıkıp odama gittim.Odamdaki aynanın karşısına geçip boyayı kutunun içinde çıkan eldivenle saçıma sürdüm.Saçımı tamamen boyadıktan sonra eldiveni elimden çıkarıp boya kasesinin içine koydum.Ayağa kalkıp odadan dışarı çıkıp tekrardan mutfağa gittim.

Mutfaktaki dolabı hiç yabancılık çekmeden açtım.Dolap doluydu ama hiçbir yemek dikkatimi çekmedi.

-Doruk:Üstteki dolapta cicibebe var.

Arkamı döndüğümde duvara yaslanmış beni izleyen Doruk'u gördüm.Geldiğini hissetmiştim ama yinede sesimi çıkarmamayı tercih etmiştim.Kenara gidip sandalyeyi aldım.Boyum buzdolabının üstündeki dolaba ulaşmaya yetmiyordu.Sandalyeyi dolabın üstüne koyup üzerine çıktım.Dolabın kapağını açtığımda içinin tamamen cicibebe dolu olduğunu gördüm.Elime bir tanesini alacağım sırada altımdaki sandalyeden çıtırtı sesi geldi ve aniden ayağı yana doğru yattı.Sandalyenin devrilmesiyle beraber bir yere tutanamadım.

Tam yere düşeceğim sırada Doruk duvara yaslanmayı bırakıp beni tuttu.Sandalye yere düşüp tamamen parçalanmıştı.Batur sandalyenin kırık olduğunu söylemişti fakat Doruk'a odaklanmaktan tamamen unutmuştum.

Doruk hala beni kucağında tutuyordu.İkimizde birbirimizin gözlerine bakıyorduk.Bakışmamız Alper'in içeriye girmesi ile son buldu.
Alper mutfağa girip "bölmüyorumdur umarım" dedikten sonra Doruk beni kucağından indirdi.

-Şey yanlış sandalyeyi aldım ve sandalyeden düşünce Doruk yere düşmemem için beni tuttu.

Nedense açıklama yapma gereği duymuştum.Kendimi suç üstü basılmış gibi hissediyordum.İstemsizce çok utanmıştım.Ah lanet olsun Alper'de tam gelecek zamanı bulmuştu.Zaten böyle zamanlarda niye hep o geliyorduki.

Yere düşen cicibebe kutusunu aldım ve sandalyeyi o şekilde bırakıp mutfaktan çıkıp odama gittim.Odamın kapısını kapatıp odamda olan banyoya girip saçlarımı yıkadım.Saçlarımı iyice yıkadıktan sonra banyodan çıkıp dolaba konulmuş olan kıyafetleri giyindim.

Odamdaki aynanın karşısına geçip kendime baktım.Uzun saçlarım tekrardan tozpembe olmuştu.Aynı bir buçuk sen önce olduğu gibi yine saçlarım uzundu.Fakat eski canlı görümünü tamamen kaybetmişti.
Yinede aynı eskisi gibiydim.Bembeyaz tenim,pembe saçlarım ve incecik vücudum.

Tekrardan kendim olmuştum.

Ve ne olursa olsun bunun sadece görünüşle kalmasına izin vermiyeceğim.

Heyoooo,bölüm nasıldı canlarım??

Bazı aksilikler sebebiyle evde değildim ve bölüm bir gün gecikti kusura bakmayın.Sonraki bölümü kesinlikle Cuma günü yayınlayacağım.

BAYBİİİİİİ♥️










Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

23.7K 297 21
Şahsıma kurulan şeytani bir kumpas sebebiyle ayak kölesi oldum. Bu durumdan nasıl kurtulacağım (Şantaj Kölesi hikayesinin 2.sezonudur. 35 bölümden de...
103K 10.7K 51
la douleur exquise (i.) Ulaşılamayan birinin sevgisini istemekten dolayı oluşan kalp ağrısı. Kitabın bütün hakları, yazarı @sonderingly tarafından, T...
56.5K 3K 29
Gece yarısı sokakta karşısına çıkan evsiz bir kediyi evine alan bir kız en fazla kediyle ne yaşayabilirdi? "ben aslında evine aldığın kediyim, " ger...
5.8K 1.3K 42
Pera: Benim için her şeyi yapabilirsin yani Uraz: Evet Uraz: Başka soru? Pera: Kalbimin durmasını engelleyebilir misin? Görüldü. Uraz yazıyor... Görü...