A lost omega ~ 𝑇𝐾

Από sunrisevant

27.9K 2.8K 992

Soylu ailenin prensi Kim Taehyung, ormanda alfalardan kaçarken bir deltaya yakalanır. Περισσότερα

Terimler
Bölüm • 1
Bölüm • 2
Bölüm • 3
Bölüm • 4
Bölüm • 5
Bölüm • 6
Bölüm • 7
Bölüm • 8
Bölüm • 9
Bölüm • 10
Bölüm • 11
Bölüm • 12
Bölüm • 13
Bölüm • 14
Bölüm • 15
Bölüm • 16
bölüm • 17
Bölüm • 18
Bölüm • 19
Bölüm • 20
Bölüm • 21
Bölüm • 22
Final

Bölüm • 23

310 32 3
Από sunrisevant


Selamlar

Biliyorum uzun süredir bölüm gelmiyor bunun için üzgünüm
Zaten yakında final yapacağız

Keyifli okumalar 🤍


Kafamı önümdeki yemekten kaldırıp bakışlarımı masada gezdirdim. Jungkook'un annesi ve babası tam karşımda oturuyordu ve bu çok gericiydi. Ortamda ölüm sessizliği vardı ve tek hissettiğim şey Jungkook'un siniriydi. Yayılan feromon kokusundan dolayı bunu sadece ben değil, masadaki bütün kişiler anlamıştı. Jungkook'un ailesini ilk defa görmüştüm ve anladığım kadarıyla Jungkook onlardan pek haz etmiyordu.

Daha fazla sinirli durmasın diye bir elimi masanın altından Jungkook'un bacağına atmış ve hafifçe okşamıştım. Diğer eliyle elimi tutsada siniri hiç azalmışa benzemiyordu. Yemeğine bile dokunmamıştı ki bende aynı şekilde iştahım kapanmıştı. Rahat rahat yemeğini yiyen tek kişi Jungkook'un babasıydı.

Jungkooku da alıp odamıza çıkmayı düşünmüştüm. Kralların ve misafirin olduğu bir masadan öylece kalkmak büyük saygısızlıktı ama ben bu gerginlikten çok sıkılmıştım. Bu yüzden aklıma gelen fikirle Jungkook'un kulağına eğilip fısıldamıştım.

"Jungkook, midem çok bulanıyor."

Yanımdaki beden yüzündeki siniri atarak endişeyle bana dönmüştü.

"Yediğin yemek mi dokundu?"

"Yemeğimi yiyemedim ki."

Elimden geldiğince üzgün çıkarmaya çalıştığım sesimle konuşmuştum.

"Odaya çıkmak ister misin?"

Jungkook'un teklifiyle istediğime ulaşmış ve kafamı hızla sallayarak onaylamıştım. Jungkookta masadakilere dönmüş ve istemeyerekte olsa bir şeyler söylemişti.

"Taehyung biraz rahatsız, izninizle biz odaya çıkıyoruz."

Jungkook'un elimden tutup ayaklanmasıyla bende aynı şekilde ayağa kalktım. Kapıya doğru adımlayacağım sırada annemin endişeli sesiyle duraksamıştım.

"Taehyung, neyin var?"

"Sadece midem kötü."

Annemi rahatlatmak amacıyla gülümseyerek cevap vermiş ve elinden tuttuğum Jungkookla yemek odasından ayrılmıştım. O gerici ortamdan kurtulduğum için rahatlayarak derin bir nefes almıştım.

"Taehyung, hekimin yanına gidelim."

Jungkook'un bana hala endişeli gözlerle bakmasına gülümsemiş ve bir şey demeden onu da peşimden sürükleyerek odamıza doğru yöneldim. Arkamdan bir şeyler söylese de aldırış etmeden odaya kadar gelmiş ve içeriye girip kapıyı da ardımdan kapatmıştım.

Yavaş adımlarla yatağa ilerleyip kendimi bıraktığımda başımda bana çatık kaşlarıyla bakan bedene gülmüştüm.

"Midem falan bulanmıyor, sen çok sinirliydin bende bizi buraya çıkardım."

Jungkook sessiz kalarak uzandığım yatakta hemen yanıma oturmuş ve bakışlarını bende gezdirmişti.

"Bir deltayı kandırmanın cezası ne biliyor musun?"

Yanımdaki bedenin sırıtarak söyledikleriyle aynı şekilde sırıtmış ve yattığım yerde doğruldum.

"Neymiş?"

Jungkook elini belime atmış ve beni kendine çekerek dizlerinin üstüne oturtmuştu. Bu hareketi karnımın kasılmasına neden olsa da halimden gayet memnundum.

"Eşinin onu bolca öpmesi olabilir mesela"

Gülümseyerek kollarımı Jungkook'un boynuna dolamış ve parmaklarımı ensesindeki saçlarda gezdirdim.

"Seni öpmem bir ceza demek ki?"

Tek kaşımı kaldırarak sorduğumda Jungkook böyle bir cevap beklemediği için afallamıştı.

"Öyle demek istemedim."

"Cezamı çekeyim o zaman."

Kafamı hafifçe yana eğerek Jungkook'un dudaklarına yaklaşmıştım. Belimde hissettiğim eller sıkılaşmış ve beni biraz daha kendine yaslamıştı. Jungkook'un dudaklarına dudaklarımı sürtsemde öpmemiş ve beklemiştim. Sanırım bu Jungkook'un hoşuna gitmemiş ve kaşlarını çatarak bana bakmıştı.

"Burada cezayı çeken ben oluyorum."

Ağzımı açıp bir şey söylecekken Jungkook bir elini çeneme atmış ve hızla dudaklarıma kapanıp beni susturmuştu. Anında sert öpüşüne karşılık vermiş ve alt dudağını ağzıma alıp emmiştim. Jungkookta üst dudağımı emerken arada bir dişlerini bastırdığını hissettiğim için elimde olmadan kısıkça inliyordum.

Öpüşmemizde ilk ayrılan ben olmuştum. Gözlerimi açıp bana yoğun bir şekilde bakan bedene gülümsemiş ve hızla çenesine de küçük bir öpücük bırakmıştım.

"Aşağıda insanlar olmasaydı elimden kurtulamazdın."

Bunun farkındaydım ve bu durum beni biraz heyecanlandırıyordu. Önceden sadece mühürlüydük ve birbirimize karşı bir şey hissetmiyorduk ama şu an durumlar çok farklıydı. Onun beni istediğinin farkındaydım ama benim için kendini geri tutuyordu. Aslında ben onunla birlikte olmayı istemiyor değildim sadece heyecanlanıyordum.

Düşüncelerimin arasında karnımdan sesler gelmesi ile gülümsemiştim. Aşağıda gerginlikten bir şey yiyememiştim ama şu an açlık hissini anlayabiliyordum.

Yavaşça Jungkook'un kucağından kalktığımda yatakta oturan beden anlamayarak bana bakmıştı.

"Acıktım, aşağıdaki görevlilerden buraya ikimiz içinde yemek getirmesini isteyeceğim."

Jungkook'un beni onaylamasıyla hızla odadan çıkmış ve merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Ailelerimizin hala yemek yiyorlardı ve gerçekten aralarında neler konuştuklarını çok merak ediyordum. Jungkook'un ailesi bir anda nereden çıkmıştı anlamamıştım ama elimden geldiğince saygımı bozmamaya çalışacaktım.

Mutfağa ulaştığımda içeriden gelen tanıdık seslerle duraksamıştım. Yoongi ve Jiminin sesiydi ama ne konuştuklarını anlayamıyordum. Daha fazla kapının ardında beklemeden içeriye girmiş ve mutfakta sadece ikisinin olduğunu görmüştüm. Kapının açılmasıyla ikisininde bakışı bana dönmüştü.

"Efendim, bir şey mi istemiştiniz?"

Jiminin sorusuyla gülümsemiş ve aynı şekilde cevap vermiştim.

"Benim odama iki kişilik yemek götürebilir misin?"

Jimin beni onaylamış ve hızla arkasını dönerek yemekleri hazırlamaya başlamıştı. Bende bu sefer bakışlarımı yan taraftaki masada yemek yiyen bedene döndürmüştüm.

"Askerler yemekleri mutfakta yemez ki Yoongi?"

Yoongiye kısık sesle sorumdan sonra hafifçe sırıtmıştım. İma etmeye çalıştığım şeyi anlamış olmalıydı ki kaşlarını çatmıştı. Jiminle hiç anlaşamadığının farkındaydım ama nedense sürekli Jiminin yanında görüyordum.

"Prenslerde odalarında yemezler Taehyung"

Yoonginin bana aynı şekilde cevap vermesiyle gülmüş ve hemen karşısındaki sandalyeye oturmuştum.

"Yemek faslı çok gericiydi bu yüzden odaya çıktık."

"Ne oldu, diğer babanla anlaşamadın mı yoksa?"

Yoonginin dalga geçerek söyledikleriyle gülmeden edememiştim. Aslında onlar bana sıcak yaklaşsaydı aynı şekilde sıcak olurdum. Fakat oğullarının eşi olarak yüzüme bakma tenezzülünde bile bulunmamışlardı.

"Jungkook'un da onlarla arası iyi değil ki"

"Biliyorum."

Yoonginin söylediğiyle bakışlarımı karşımda yemek yemeye devam eden bedene çıkarmıştım. Yoongi bunu Nereden biliyordu ki?

"Nereden biliyorsun?"

Karşımdaki beden ne söylediğinin yeni farkında varmış gibi duraksamıştı. Kesinlikle benden sakladığı bir şeyler vardı. Cevap beklercesine yüzüne baktığımda eliyle beklememi söylemiş ve kafasıyla arkası dönük Jimini işaret etmişti. Sanırım onun yanında konuşmak istemiyordu. Haklıda sayılırdı, Jimin tatlı bir insan olsada saraydaki bir çalışandı. İlk başlarda asker olarak yetiştirilmeye çalışılsa da yapamayınca mutfak işlerine verilmişti. Ve bir çalışanın özel hayatımızı bilmesine gerek yoktu.

Dakikalar sonra Jimin hazırladığı yemekleri bir tepsiye yerleştirmiş ve mutfaktan çıkmıştı. Meraklı bakışlarımı hızla karşımdaki bedene çevirdim.

"Sen ne biliyorsun anlat bakalım."

Yoongi elindeki çubukları masaya bırakmış ve ellerini masaya yaslayarak konuşmaya başlamıştı.

"Jungkook ve babası arasında nasıl bir şey geçti tam bilmiyorum. Fakat buraya geldiklerinde babanla konuşmalarını duymuştum."

"Ne konuştular?"

Merakla söze atlamamla Yoongi duraksamış ve tekrar konuşmaya başlamıştı.

"Taehyung bak, Jungkook bir cinayetle yargılanmıştı ya,"

Yoongi'nin söylemeye zorlandığı için duraksamıştı.

"Onu Jungkook'un babası ayarlamış. Senin babanla bir iş birliği yapmışlar ve Jungkook'un üzerine iftira atmışlar."

Duyduklarımla şaşkınlıkla karşımdaki bedene bakıyordum. Bu nasıl olabilirdi? Bir insan neden kendi öz oğlunun idam edilmesini isterdi ki?

Sinirli soluklarımın arasında hızla ayağa kalkmamla Yoongi bileğimi tutmuştu.

"Sakın bir şey yapma, benimde başımı yakma"

Bakışlarımı Yoongiye çevirdiğimde kafamla onu onaylamıştım. Arada Yoongi var diye susuyordum yoksa çok kötü şeyler olacaktı. Babama bir şey söylemesemde Jungkooka soracaktım. Onun bunu bilmeye hakkı vardı ve ben bunu ondan saklayamazdım.

"Ben odaya çıkayım, Jungkook bekliyordur."

Yoongi beni onayladıktan sonra mutfağın kapısına doğru ilerlemiştim. Ben açmadan kendisi açılmış ve Jimin içeriye girmişti. Benim önümde eğilsede o an ona karşılık verecek durumda değildim. Hızlı adımlarla odama ilerlemiş ve içeriye girmiştim. Yerde yemek sofrası kurulmuştu ve Jungkook hala yatakta oturuyordu. Benim gelmemle ayağa kalkmıştı.

Onun için gerçekten çok üzgün hissetmiştim. Kendi babası tarafından öldürülmek istenmişti. O an tamamen içimden gelerek bir kaç adımla onun yanına gelmiş ve kollarımı sıkıca boynuna sarmıştım. Jungkookta beklemeden kollarını belime dolamış ve kafasınıda omzuma yaslamıştı.

"Taehyung, bir sorun mu var?"

"Sadece sarılmak istedim."

Ona babasıyla arasındaki olayları soracaktım ama yemeğimizi yedikten sonra konuşmayı planlıyordum.

Yavaşça kollarımı boynundan çekerek ondan ayrılmış ve elinden tutarak yere kurulmuş sofraya adımladım. Yavaşça yere oturduğumda Jungkookta karşıma oturmuştu.

Ona baktıkça aklıma olanlar geliyor ve bunu hala söylememiş olmak bile kendimi kötü hissetmeme yetiyordu.
Fakat yemekten sonra olanların hepsini anlatacaktım.


Yatakta oturmuş kucağımdaki minik kediyi severek zaman geçirmeye çalışıyordum. Jungkookla konuşmak istesemde babasının çağırmasıyla konuşmamız yarım kalmıştı. Ne konuştuklarını çok merak ediyordum. Babam, Jungkook'un babası ve Jungkook birlikte çalışma odasına geçmişler ve dakikalardır çıkmıyorlardı. Kavga etmelerinden korktuğum için bir tık endişeliydim.

Sıkıntılı bir nefes verdiğim esnada kapının aniden açılmasıyla irkilmiştim.

"Yoongi! Niye böyle pat diye giriyorsun?"

"Sen bana kapılarını dinle dedin, bende dinlemeye çalıştım."

Kucağımdaki kediyi kenara bırakmış ve hızla oturduğum yerden kalktım.

"evet, ne konuşuyorlar?"

"Maalesef Taehyung, sesleri çok boğuk geliyordu."

Moralimin bozulmasıyla omuzlarımda umutsuzca düşmüş ve tekrar yatağa oturmuştum. Jungkook'un bana söyleyip söylemeyeceği konusunda emin değildim ve söylememe ihtimalide vardı.

"Bak benim eğitime gitmem gerekiyor, sende bozma moralini."

Yoongiyi onaylasamsa surat ifademden moralimin bozuk olduğu anlaşılıyordu. Bana son kez, önemli bir şeyin olmadığını falan söyleyerek odamdan çıkmıştı. Beni rahatlatmaya çalıştığının farkındaydım ama nedensizce içimde kötü bir his vardı.

Oflayarak oturduğum yerde bedenimi geriye atıp yatağa yatmıştım. Bir yandan kötü bir şey olmayacağını söyleyerek sakin olmaya çalışıyor, diğer yandan da sürekli olumsuz düşünüyordum.

Dakikalar sonra kapının tekrar açılmasıyla Jungkook'un geldiğini görmüş ve hızla yattığım yerden doğrulmuştum.

"Jungkook, ne konuştunuz?"

Direkt bunu sormam biraz tuhaftı ama gerçekten meraktan ölecektim. Jungkook kapıyı ardından kapatmış ve bir iki adım atarak yüzündeki anlamadığım ifadesiyle bana bakıyordu.

"Taehyung, evleniyoruz."


Selamlar

Çok uzun zamandır gelmiyordum farkındayım ama gerçekten hayatım bu aralar çok yoğun geçiyor

Ben bölümden emin değilim ama umarım siz beğenmişsinizdir

Diğer bölümde görüşmek üzere 🤍

Συνέχεια Ανάγνωσης

Θα σας αρέσει επίσης

614K 37.4K 102
Kira Kokoa was a completely normal girl... At least that's what she wants you to believe. A brilliant mind-reader that's been masquerading as quirkle...
673K 33.4K 24
↳ ❝ [ ILLUSION ] ❞ ━ yandere hazbin hotel x fem! reader ━ yandere helluva boss x fem! reader ┕ 𝐈𝐧 𝐰𝐡𝐢𝐜𝐡, a powerful d...
10.8M 337K 71
You and Jungkook were childhood best friends. Theres just one thing...You hadn't realized he was in love with you.
31M 1.1M 49
"Screw the rules. I want you, Kim Y/N." THIS FIC WAS MADE INTO CLICKBAIT FOR A YOUTUBE VIDEO COMPLAINING ABOUT KOREABOOS LOLLL ITS NOT THAT BAD GIVE...