Element Avcıları

By HayalPeResT0244

14.8K 3.5K 4.2K

Oyunculuk kariyeri peşinde olan Açelya bir gün doğa üstü güçlere sahip olur ve sonradan aslında bu güce sahip... More

GİRİŞ
İLK KARŞILAŞMA
TUZAK
SON ÇARE VE YENİ KIZ
ONİ MASKESİ
RÜYA
YILIN İLK HATASI
MASKELERİN GÜCÜ VE HAİN
ZEHİR
SESSİZ ÇIĞLIKLAR
ÖZGÜRLÜK
TEKRAR EDİLEN ANILAR
TEKRAR BAŞLAMAK
GEÇMİŞE ÖZLEM
OYUN
ÇETE
BENİM İÇİN ÖLÜRMÜSÜN?
ÖZGÜRLÜĞÜM OL
BENİM SEVGİLİM
ABİ KARDEŞİN GAZABI
SEÇİM
BÜYÜK KATLİAM
DOĞANIN HÜKÜMDARI
ÖLENE KADAR
AŞIĞIM
YÜZLEŞİLEN GERÇEKLER
YENİ ELEMENT KULLANICISI
GÖRÜNMEZLER

KIZIL ONİ

569 135 138
By HayalPeResT0244

♥️Lütfen oy vermeyi ve yorum♥️
♥️yapmayı unutmayın canlarım♥️

Uyarı:Fazla vahşeti kaldıramayanlar bu bölümü okumasın lütfen.

Not:Psikolog paranızı ödeyemem.

(Yazarın Anlatımıyla)

Gökyüzü yanan deponun dumanlarıyla siyaha boyanmıştı.Etrafta hala polis veya ambulans yoktu.Fakat eninde sonunda yoldan geçen birilerinin haber vermesi sebebiyle burada olurlardı.Avcı'nın yanında getirdiği yirmisekiz adamdan sadece onbir tanesi yara almadan kurtulmuştu.Herkesin gözü yanan alevlerin üzerindeydi.Eğer Avcı ölmüşse bu onların başını belaya sokardı.

Herkes Avcı'nın öldüğüne emindi.Fakat bir ümit beklemeye devam ediyorlardı.Yanan depoda büyük bir patlama gerçekleşmesi ve etrafa saçılan taşlar ile herkesin gözü alevlerin içinden çıkan Avcı'ya bakıyordu.Ölmemişti,daha doğrusu hasar bile almamıştı.Elinde üç oni maskesi vardı.Onlarıda kendisiyle beraber o depodan çıkarmıştı.Herkesin aklında ise tek bir soru vardı,oradan nasıl çizik dahi almadan kurtulmayı başarmıştı?

Avcı yanan depodan biraz uzaklaştıktan sonra ellerindeki maskeleri yere bırakarak diz çöktü.Elini ağzına götürdüğünde eli ağzından gelen kan sebebiyle kırmızıya boyanmıştı.Başı dönmeye başlamıştı.Bir süre sonra burnuda kanamaya başladı.Element hapını kullanmak bedenine hasar vermişti.Bunun olacağını biliyordu, yinede her şeye rağmen kullanmıştı o hapı.

Avcı'nın adamları Avcı'nın yanına gelerek ona baktılar.Aralarından birisi arabadan su getirip Avcı'ya uzattı.Hızla yağan yağmur giderek alevlerin azalmasına sebep oluyordu.

Avcı bir süre yerde kaldıktan sonra her şeye rağmen gülümsüyordu.

Adamlardan birisi merakına yenik düşerek Avcı'ya neden güldüğünü sordu.

Avcı burnundaki kanı sildi ve gülerek adama

"Dört element,o lanet kızın dört elementi varmış".

Avcı gülümsemeye devam ediyordu.Adamlar ise neyden bahsettiğini anlamaya çalışıyordu.

Avcı baş dönmesine rağmen koşarak arabasının yanına gitti ve içinden telefonunu çıkardı.Bir süre telefondan numaralara bakındıktan sonra aradığı numarayı buldu.Bir süre telefon çaldıktan sonra karşı taraf telefonu açtı?

Avcı telefon açılır açılmaz karşı tarafın konuşmasına fırsat vermeden sordu,"Açelya toprak elementine sahip olduğunu biliyormu"?

Cevap tahmin ettiği gibiydi.Karşı tarafın "hayır" demesiyle beraber yüzündeki gülümseme dahada büyüdü."Ben seni sonra arayacağım" diyerek telefonu kapattı.

Ellerini arabaya yaslayarak sesli bir şekilde gülmeye başladı.Turnayı gözünden vurmuştu.O an anladıki Açelya sıradan bir element kullanıcısı değildi.Elementsel güçler nesilden nesile geçen bir güçtü.Herkese bu güç ailesinden miraz kalmıştı.En başta şüphelenmişti fakat yinede bunun gerçek olma ihtimali çok düşük olduğu için fazla kafaya takmamıştı.

Açelya milyonlarca yıl önce bütün elementsel güçlere sahip olan kişinin soyunda geliyordu.

Buda onun bütün elementlere sahip olduğu anlamına geliyordu.

(Açelya'nın anlatımıyla)

Hepimiz salonda oturmuş kaçak siteden film seyrediyorduk.Önümüzde olan masayı çeşit çeşit tatlılarla doldurmuştuk.Avcı'nın ölümünün üstünden tam bir gün geçmişti.Fakat biz hala kutlamaya devam ediyorduk.

Cips paketinin içine elimi sokup avucumun içini cipsle doldurdum.Arkama yaslanıp elime aldığım cipsleri yiyerek filmi izlemeye devam ettim.Onca film arasından hababam sınıfını açmıştık.Her sahnesini ezbere biliyordum.Fakat yinede her izlediğimizde olduğu gibi şimdide gülmemi sağlıyordu.

Son cipside ağzıma attığımda film bitti.Şimşek gücümü kullanarak kapalı olan ışıkları açtım.Elektriği kullanmakta her geçen gün dahada iyi oluyordum.Üzerinde kontrol yeteneğimin en fazla olduğu elementimde buydu.

Alper yaptığıma tebrik manasında gülümseyerek sessiz bir alkış çaldı.Bende bacak bacak üstüne atarak geriye yaslandım ve "işte ben" demek manasında çenemi havaya kaldırıp gülümsedim.

Doruk'un kafama patlamış mısır atmasıyla beraber gülümsemem son buldu.

-Doruk:Alper şımartmasana şu kızı,sonra başımıza falan kalkar.

Elimi havaya kaldırıp Doruk'un elindeki suyun üzerine dökülmesini sağladım.Doruk sanki üzerine kaynar su dökülmüş gibi davranıyordu.

Herkes Doruk'un hareketi sebebiyle kahkaha atmaya başladı.Doruk'un bu hayatta en nefret ettiği şey suydu.

-Asena:Çok ayıp Açelya,sende biliyorsun ki beni abim ıslandığında aynı kediler gibi savunmasız kalıyor.

Herkes dahada fazla gülmeye başlamıştı.Doruk'a kedi muamelesi yapmak Asena'nın hoşuna gidiyordu.Doruk için ise tam tersiydi.

Batur Doruk bakarak gülümsedi ve aynı anda bardağına meyvesuyu doldurdu.

-Doruk:İstediğiniz kadar ugraşın,böyle bir anda kimse morelimi bozamaz.

-Alper:Doruk hayatında ilk kez doğruyu söyledi.Şuan morelimi kimse bozamaz.

Batur meyvesuyundan bir yudum aldı ve elindeki bardağı havaya kaldırdı.

-Batur:O zaman özgürlüğümüze!

Hepimiz aynı anda bardaklarımızı havaya kaldırdık ve "özgürlüğümüze" diye bağırdık.Hepimiz uzun zamandır ilk defa bu kadar mutluyduk.Kısa bir süre sonra hepimiz tekrardan kendi evlerimize dönecek ve tekrardan kendi hayatlarımızı yaşayacaktık.
Bu demek oluyordu ki bu beraber aynı evde geçirdiğimiz son zamanlardı.

Buradan ayrılsamda hiçbiriyle bağlantımı kesmeyi düşünmüyordum.Çok kısa bir süredir beraberdik lakin seneler süren dostluklarımdan daha yakın hissediyordum onlara.Belkide bunun en büyük sebebi aramızda bir sır olmamasıydı.

Elime bitmiş olan gazozu aldım ve kolumla masada olan her şeyi masanın uç kısımlarına ittim.Sonrada gazoz şişesinide tam ortaya koydum.

-Hadi doğrulukmu yoksa cesaretmi oynayalım.

-Asena:Ben varım,fakat görevlerde itiraz istemem.

-Alper:Söyleneni yapmayanın bundan sonra adı şempaze olsun.Bundan sonrada kimse ona adıyla seslenmesin.

-Batur:Kotayı arttırıyorum,denileni yapmayan kişi hepimize ayrı ayrı pizza ısmarlıyacak.

-Doruk:Siz kaşındınız,madem öyle bende kural ekliyorum.Bir kişi üst üste üç kez doğruluk derse hepimize yemek ısmarlar.

Hepimiz verilen seçenekleri kabül ederek oyunu oynamaya başladık.Şişeyi sırayla çevirecektik ve oyunu ben başlattığım için ilk sıra bendeydi.

Şişeyi çevirdiğimde şişenin ucu Ceren'e diğer ucu ise Alper'e denk gelmişti.

-Alper:İlk soru benden desenize.
Doğrulukmu Cesaretmi?

-Ceren:Doğruluk

-Alper:Sevgilin varmı?

-Ceren:Hayır

-Batur:Abi bu çok basit bir soru oldu ya.

-Alper:İlk soru diye kolaya kaçtım.

Şişeyi bu sefer Batur çevirdi.Şişenin ucu Doruk'a arkası ise Batur'a gelmişti.

-Doruk:Sen sormadan söyleyeyim,cesaret diyorum.

-Batur:Banyoda duran üç kutu saç jöleni hemen şimdi yak.

-Doruk:Ne istiyorsunuz lan jolemden.

-Alper:Pizzaları hemen şimdimi söyleyeyim yoksa sonramı yeriz.

-Doruk:Tamam be yakıyorum,sırf siz pizza yemeyin diye yapıyorum bunu.

Doruk banyoya giderek jolelerini getirdi ve onları camı açarak yaktı.Camı açmasına rağmen evi berbat bir koku sarmıştı.Hepimiz kokudan rahatsız olsakta Doruk'a gülmekten ses çıkarmıyorduk.

Doruk masaya oturdu ve şişeyi bu kez o çevirdi.Şişenin uç kısmı bana,arkasıda Doruk'a çıkmıştı.

-Dogruluk

-Doruk:Tamam sen bilirsin,o zaman klişe sorumuz geliyor.Aşık olduğun birisi varmı?

-Evet var

Masadan sesler yükselmişti.Hiçbiri bunu beklemiyor gibiydi.Çok iyi bir oyuncuydum bu yüzden belli etmemem normaldi.

-Doruk:Peki adı ne bu şanssız erkeğin?

-Üzgünüm ama soru hakkın bitti.

Şişeyi Asena eline alıp dönderdiğinde şişenin ucu Ceren'e diğer yönüde bana denk gelmişti.

-Doğrulukmu cesaretmi?

-Ceren:Doğruluk

-Küçük yaştan beri elementsel güce sahip olmana rağmen neden gücünü tamamen kullanamıyorsun?

-Ceren:Kullanamıyor değilim,gücümü kullanmakta oldukça iyiyim fakat sizin elementinizin aksine benim elementim canlıları kontrol ediyor.Bitkilerin acı çekişini hissedebiliyorum.Bu yüzden onlara zarar vermiyorum.

Bunu hiç tahmin etmemiştim.Dediklerinde haklıydı,Ceren her zaman çimlere dahi basmayan bir insan olmuştu.Nedeninin onların acısını hissetmesi olduğunu daha önceden anlamam gerekirdi.

-Asena:Daha önceden söylediklerim hakkında özür dilerim Ceren.Gücünü kullanmadığını görünce aklıma direk senin hain olabileceğin düşüncesi geldi.Fakat bu yönden hiç bakmamıştım.

-Ceren:Sorun değil,kim olsa aynısını düşünürdü.

-Alper:Evet barışma merasimi bittiyse dönderin artık şişeyi.

Ceren şişeyi dönderdiğinde şişenin ucu Alper'e arkasıda Doruk'a geldi.

-Alper:Doruk'a güven olmaz,doğruluk diyorum.

-Doruk:Yine klişe sorumuz geliyor.Aşık olduğun kızın adı ne?

Bu sorunun cevabını yarımız biliyordu.Fakat bunu Doruk'un bilmemesi gerekiyordu.

-Alper:Pas geçiyorum

-Batur:Gelsin pizzalar.

Batur istediğine ulaşmıştı.Bu oyuna katılma sebebi sadece beleş yemekti.

-Aylin:Pizzalar gelene kadar dışarı çıkmaya ne dersiniz?

-Ceren:Kardan adamda yapalım.

-Doruk:Olmaz,daha şişe çevirmece oyunu bitmedi.

-Yada sen yağan kar sebebiyle ıslanacağın için mızmızlık yapıyorsun.

-Doruk:Saçmalama,kardan korkacak değilim.

-Alper:Doruk'un karda yarım saat bile dayanamıyacağına iddeaya giriyorum.

-Batur:İddiayı arttırıyorum,on dakika bile dayanamaz.

-O zaman bende iddiaya noktayı koyuyorum,dışarı bile çıkamaz.

Gözler Doruk'un üzerindeydi,hepimiz sırf o dışarı çıksın diye bunu yapıyorduk.Doruk'un ıslanması hoşuma gidiyordu.Etraftakilerin gülümsemesine bakılırsa bu durumdan zevk alan tek kişi ben değildim.

-Doruk:Siz kaşındınız

Doruk montunu ve eldivenini almak için ilerlediğinde hepimiz onun arkasından gittik.Herkes montlarını giyindi ve eldivenleri ellerine geçirdi.Ceren ve Aylin odasından atkılarınıda aldıktan sonra hep beraber evden dışarı çıktık.Hiç durmadan yağan kar yarım metreye ulaşmıştı.Hağlada yağmaya devam ediyordu.Evin kapısından en son Doruk çıkmıştı.O çıktığında hepimiz alkış çalmaya başlamıştık.Alper'in ıslık çalması olayıda dahada komik bir hale getirmişti.

Doruk eline aldığı kârı kârtopu yaparak Alper'e fırlattı.Alper geriye çekilerek topun ona değmemesini sağlamıştı."Değmediki değmediki" diyerek gülen Alper'i Doruk eline aldığı taşlaşmış karla kovalamaya başladı.

Batur ne ara yanına aldığını bilmediğim pekmezi elindeki kara döküp yemeye başlamıştı.Hepimiz elimize biraz kâr alıp Batur'a uzattık.Gülerek hepimizin elindeki kâra, kavanozda ki pekmezden akıtmaya başladı.

Tadı beklediğimden çok daha güzel olmuştu.En son küçükken yediğim için tadını unutmuştum.

-Doruk:Ne yiyorsunuz?

-Aylin:Pekmezli kâr

-Doruk:Banada verin

-Batur:Sana yok,zaten azıcık kaldı.

-Doruk:Cimri seni,hadi ver bana

-Batur:Sonra bana iki paket alırsan veririm.

-Doruk:Sizde iyice dolandırıcı çıktınız,biriniz cicibebe ister,diğeri pekmez ister.Param kalmadı lan

-Batur:Acıdım ya,gel verem biraz.

-Doruk:Bir zahmet ver yani

Elime aldığım kârı top haline getirdikten sonra yerde sürümeye başladım.Kartopum giderek büyüyüp büyük bir top haline geldiğinde kardan adamın gövdesi hazırdı.Asena ile benim yaptığımı kaldırarak onu yaptığı kâr topunun üstüne koyduk.Ceren kardan adamın kafasını yapmıştı.Onunkinide koyduğumuz zaman kârdan adamı sadece süslemek kalmıştı.Aylin içeriden getirdiği zeytin ve havucu kullanarak kârdan adamın yüzünü yaptı.Alperde bahçede bulduğu dallarla kârdan adama kol yaptı.

Kârdan adamımız tamamlanmıştı.Ceren içeriye gidip telefonunu ve selfi çubuğunu aldı.Hepimiz kardan adamın etrafına dizildik ve topluca fotoğraf çektik.
Ceren hepimizin telefonuna fotoğrafları attıktan sonra instegramdan fotoğrafı paylaştığının bildirimi geldi.Fotoğrafın altındada şu yazıyordu,

"Yılın en mutlu günü"

Fotoğrafı beğenerek telefonu cebime koydum.Kızlar ve erkekler olarak ayrılıp kârtopu savaşı yapma kararı aldık. Kârtopu biriktirmek için beş dakikada süre vermiştik.Asena kâr toplarının içine taş koyuyordu.Ona uyup bende aynısını yapmaya başladım.Hepsini Doruk'un kafasına atacaktım.

Beş dakikalık süre bittiğinde iki tarafta birbirine kâr toplarını atmaya başladı.Alper Asena'nın attığı kâr toplarından kaçarken yere düşmüştü.Gülmekten elimdeki kâr toplarını atamıyordum.

Doruk Asena'ya kâr topu atarken büyük bir kartopu yaparak gizlice Doruk'un arkasına geçtim ve yaptığım büyük kârtopunu Doruk'un kafasına geçirdim.Hepimiz Doruk'a gülerken Doruk hiç beklemediğim bir anda beni kucağına aldı ve yaptığımız kardan adamın üstüne attı.Saniyeler içinde kara gömülmüştüm.

Bu sefer herkes bana gülüyordu.

-Ceren:O kardan adam için o kadar uğraşmıştık ama yaa

-Asena:Kardan adam namus meselesidir,herkes abime saldırsın.

Herkes aynanda Doruk'a saldırınca Doruk daha fazla direnemeyip kendini eve attı.Bir süre öyleyece güldükten sonra tekrardan kârdan adam yaptık ve bizde eve girdik.

Odalarımıza gidip ıslak olan kıyafetlerimizi çıkardıktan sonra salona geçip Ceren'in hazırladığı sıcak çikolataları içmeye ve gelen pizzaları yemeye başladık.Hepimiz elimize telefonumuzu aldık ve süre bir şey konuşmadık.Dışarıda kar yağmaya devam ediyordu.Hava hala aydınlıktı,o kadar şey yapmamıza rağmen saat hiç ilerlememişti.

-Ceren:Benim canım sıkıldı.

-Doruk:Benimde çok sıkılıyor,sanki saat hiç geçmiyor gibi geliyor.

-Dışarıda bir yerleremi gitsek acaba,ne dersiniz?

-Batur:Harika olur.Peki nereye gidelim,fikri olan varmı?

-Bence AVM ye gidelim,alışveriş falanda yaparız.

-Doruk:Olur,bende kendime jole alırım.Malum bugün bazı insanlar yüzünden evde kalmadı.

-Ceren:Benimde makyaj malzemelerimden bazıları bitmişti,bende onları alırım.

-Tamam o zaman itirazı olan olmadığına göre karar verilmiştir.

Hepimiz ayağa kalkıp odalarımıza geçtik.Dolabımı açıp bir süre içine bakındım.Hava soğuk olduğu için kahverengi tulumumu giyinme kararı verdim.Beyaz kazağımı giyinip üstünede tulumu giyindim.Saçımı tarayıp topuz yaptıktan sonra hazırdım.Makyaj yapmaya üşeniyordum.Sadece maskara ve glos sürüp çantamı elime aldım ve odadan çıktım.Aşağıya indiğimde kızlardan sadece Asena vardı.Batur ve Alper sade siyah renkte sweatshirt giyinmişlerdi.Doruk ise beyaz renkte ön kısmında küçük bir kafatası,sağ kolunun alt kısmında sonsuzluk işareti olan ve sırt kısmında karmaşık resimler olan bir sweatshirt giyinmişti.Asena'nın sweatshirtüde onun sweatshirtine çok benziyordu.Sanırım Asena Doruk'un dolabından çalmıştı.Bir süre bekledikten sonra Ceren ve Aylin'de aşağıya indi.Ceren kahverengi boğazlı bir kazak ve altınada ispanyolpaça pantalon giyinmişti.Aylin'de pembe balon kollu sweatshirt ve altıda kot rengi bir geniş pantalon giyinmişti.

Hepimiz montlarımızı giyinip evden dışarı çıktık ve arabaya bindik.Asla akmayan İstanbul trafiği ve yoğun kar yağışı sebebiyle varmamız üç saatimizi aldı.Vardığımızda ilk olarak girişte kendimize süt mısır aldık.Bazen evde de kendime süt mısır yapıyordum fakat asla aldıklarım kadar güzel olmuyordu.Nasıl bu kadar güzel yapıyorlar aşırı merak ediyordum.Bir gün mısırcı abinin yakasına yapışıp zorla tarif alacağım.

Yada sadece kibarca sorarım...

-Alper:İlk olarak nereye gidiyoruz?

-Aylin:Bugün benim arkadaşımın doğumgünü partisi var,ona hediye almam gerekiyor.

-Ceren:Takıştır bijuteriye bakınalım,orada çok güzel ürünler var.

-Defactoda indirim var diye duymuştum,hala indirim devam ediyorsa yarı fiyatına sweatshirtte alırız.

-Doruk:Bende duymuştum o indirimi,bir parfüm alana ikincisi bir TL kampanyasıda vardı.Ayrıca bir cüzdan alana ikincisi otuz TL ye geliyordu bu yüzden onuda aldım.

-Yok artık,bu nasıl bir beleşçiliktir.

-Batur:Bende bu cimri nasıl oldu da poşet poşet alışveriş yaptı diyordum.

-Asena:Bende nereden estite abim bana cüzdan aldı diyordum.Ne kadar pisliksin abi ya,bende gerçekten beni düşündüğünden aldın sanmıştım.

-Doruk:Tamam ucuza aldım ama sonuçta seni düşünerek aldım.Mesela senin yerine Açelya'ya verebilirdim.

-Sen bana günahını bile vermezsin.

-Doruk:Tamam neyse,hadi nereye gidiyoruz.

-Batur:Bu konuyu değiştirme taktikleri bizde işe yaramaz gardaşım.

-Doruk:Şansımı deniyeyim dedim.Ümit fakirin ekmeğidir.

-Aylin:Doruk'un cezasını sonra veririz,öncelik olarak benim şu hediye mevzusunu halledelim.

Alper Doruk'un sırtına vurup "yine yırttın çakal" demesiyle beraber hepimiz gülerek yürüyen merdivenlerden yukarı çıktık.

İlk başta sweatshirtlere bakınmak için mağazaya girdik.Neredeyse yarım saat boyunca mağazanın içinde dolaşmıştık.Aylin'in arkadaşı erkek olduğu için hediye seçmede Doruk'tan yardım istemişti.Tabikide amacı yardım istemek değil ona yakınlaşmaktı.Sırf fazla yakınlaşmasınlar diye onların yanına gidip onlarla beraber sweatshirtlere bakındım ve kendime erkek sweatshirti aldım.

Aldığım sweatshirti nerede giyineceğim hakkında en ufak fikrim dahi yoktu.

Sonunda mağazadan çıktıktan sonra Takıştır bijuteriye gidip kolyelere bakındık.Ceren'in yanına giderek doğal taş kolyelerine bakındım.

-Ceren:Sence hangisini alayım.

-Doğal taşlara inanmıyorum ama şuradaki turuncu ve kızıl renklerde olan çok hoş görünüyor.

-Ceren:Güzel bir seçim.

-Anlamı ne ki?

-Ceren:Seçtiğin taş Güneş Taşı,özgürlük ve liderlik taşıdır.

-Sevdim bu taşı,fiyatıda gayet ucuzmuş.

-Ceren:Seninde dikkatini çekti değilmi taşlar.

-Hayır,hala inanmıyorum.Sadece anlamı güzel olduğu ve rengini beğendiğim için satın alıyorum.

Bilekliği satın almak için kasaya gittiğimde Alper'in ateş ve su oyunundaki suyun şeklinde olan bir kolye aldığını ve onu hediye paketine koyduğunu gördüm.

-Onu Asena içinmi aldın?

-Alper:Tabikide hayır.

-Hadi ama Alper,benden sır çıkmaz.Hem zaten hepimiz senin ona aşık olduğunu biliyoruz.

-Alper:Peki madem,sence beğenirmi?

-Bence kesinlikle beğenir,bir su elementi kullanıcısına verilebilecek en güzel hediye bu olmalı.

-Alper:Dalga geçmiyorsun değilmi?

-Tabikide geçmiyorum,emin ol buna bayılacak.Peki ne zaman ona vereceksin?

-Alper:Doruk etrafımızdan kaybolur kaybolmaz.

-Dur ben onu oyalayayım sende ona ver.

-Alper:Hemen şimdimi?

-Evet

Doruk'un yanına gittim ve onu kolundan çekiştirerek arka rafların oraya götürdüm.

-Doruk:Kafana kutu falanmı düştü senin,neden geldik buraya?

Etrafıma bakındığımda bu bölümün sadece çocuklar için olan taçlarla çevrili olduğunu gördüm.

-Sence hangi tacı almalıyım?

-Doruk:Ciddimisin sen?

-Tabikide ciddiyim,bir türlü karar veremedim bende sana sorayım dedim.

-Doruk:Bir sorun varsa gidip kızlara sorsana,ben ne anlarım tokadan.

-Tüm vaktini dışarıda kızlarla geçiriyorsun,sence erkekler hangisini daha çok beğeniyor?

-Doruk:Yani toka tokadır.

Alper'in işim bitti manasında elini havaya kaldırmasıyla beraber elimdeki tacı bıraktım.

-Sana soranda suç,neyse ben gidiyorum.

Doruk'un yanından ayrılıp bizim kızların yanına gittim.Baktığım ilk yer Asena'nın boynu olmuştu.Kolyeyi takmıştı.

Hepimiz mağazadan çıktığımızda Doruk hala içerideydi.Yavaş adımlarla diğer mağazalara ilerledikten bir beş dakika sonra Doruk hızlı adımlarla yanımıza geldi.Sonrada yanıma gelip arkadan kafama bir şey taktı.
"Ben bunu beğendim,saçınla uyumlu ve çok şirin" dedikten sonra yanımdan ayrılıp Batur ve Alper'in yanına gitti.Elime telefonumu alıp kameradan kafamdaki taca bakındım.

Tüylü kedi kulakları olan bir taç almıştı.Kulakların iç kısmı pembe,arka kısmı ise gıri renkteydi.İki kulağında köşesinde küçük kurdalye vardı.

Gülümseyerek telefonu indirdim ve kızların yanına gittim.Hiç biri taç hakkında soru sormadı.Bu benim için iyiydi.

Bir süre daha alıverişe devam ettikten sonra AVM'nin üst katına çıkıp hammurger yedik.Aylin partide pasta yiyeceğini söylediği için sadece salata spariş etmişti.Bu kız bu yedikleriyle nasıl hayatta kalıyordu anlamış değilim.

Yemekler bittikten sonra herkes kahve içmek için aşağıya indi.İnmeyen tek kişi ben ve Aylin'dik.Ben ayna karşısında saçımı düzeltirken Aylin ise lavabodaydı.Kafamdan çıkardığım tacı tekrardan kafama takıp gülümsemeye başladım.Bunu benim için seçmişti.Ayrıca bunu takınca şirin olduğumu söylemişti.Ben bir süre daha ayna karşısında sırıtırken ne zaman lavabodan çıktığını fark etmediğim Aylin yanıma gelip ellerini yıkadı.

-Aylin:Taç çok güzelmiş.

-Teşekkürler

-Aylin:Aranızdan çekiliyorum Açelya.

-Ne demek istiyorsun?

-Aylin:Basbaya çekiliyorum işte.Doruk bana aşık falan değil.Her defasında dost olduğumuzu yüzüme vurup duruyor.Benim aksime seninle daha iyi anlaşıyor.

-Peki ya sen,ona aşık değilmisin?

-Aylin:Sanırım sadece aşık olduğumu sandım.Fakat bana olan ilgisiz tavırlarını görünce ona olan hislerim tamamen çöp oldu.

-Eğer ondan hoşlanıyorsan aranızdan çekilirim Aylin.Evet Doruk'a aşığım.Fakat benim yüzümden ondan vazgeçmene izin veremem.

-Aylin:Çok kibarsın Açelya ama bunun tek sebebi sende değilsin.Uzun zamandır konuştuğum bir erkek arkadaşım bana çıkma teklifi etti.İlk başta Doruk yüzünden reddettim fakat Doruk'u sadece takıntı haline getirdiğimi ve aslında ondan hoşlandığımı anladım.Doruk'un aksine o bana değer veriyor.

-Sen ciddisin değilmi?

Aylin gülerek "çok ciddiyim" diye ekledi.Anlattıklarının sevinciyle kendimi camdan aşağıya karların üzerine fırlatmak istiyordum.O kadar mutluydumki şuanda ağlayabilirdim.

Bunun yerine Aylin'e sıkıca sarıldım ve ona teşekkür ettim.Bunca zaman onun hakkında olan düşüncelerim için pişman olmuştum.

-Peki kim bu kalbini çalan yakışıklı?

-Aylin:Üniversiteden arkadaşım,hatta bugün doğum günü.Yanına gidip teklifini kabül ettiğimi söyleyeceğim.Bence bu onun için harika bir sürpriz olacak.

-Kesinlikle öyle olacak.

Aylin ile lavabodan çıkarak tekrardan herkesin yanına döndük.Aylin ve bende kahve spariş ettik ve bir süre öylece konuştuk.Asena ne zaman konuşsa gözüm eliyle oynadığı kolyesine gidiyordu.İlk defa bu kadar çok gülüyordu.Asena komik biriydi fakat dışardıda ciddiyetini korurdu.Bugün ciddiyetinden eser yoktu.

-Doruk:Asena sen kendine kolyemi aldın?

-Asena:Evet,yoksa beğenmedinmi?

-Doruk:Hayır beğendim,genellikle zincir taktığın için garip geldi.

-Ceren:Alması için ben ısrar ettim.Sonunda dayanamayıp satın aldı.

-Doruk:Şimdi anlaşıldı.Dur tahmin edeyim,Açelya'nın elindeki bilekliğide sen seçtin.

-Ceren:Doğal taşları gösteren benim ama seçen kişi Açelya oldu.

-Doruk:Doğal taşlara inandığını bilmiyordum.

-İnanmıyorum zaten,sadece hoşuma gitti.

-Batur:Hadi eve gidelim,aşırı yediğim için uyku çöktü.Biraz daha gezinirsem beni taşımak zorunda kalırsınız.

-Ceren:Bende yoruldum,biran önce duşa girmek istiyorum.

-Aylin:Gitmeden önce bana taksi numarasını verirmisiniz? İnternetim bittiği için bakamıyorum.

-Doruk:Nereye gideceksin ki?

-Aylin:Bir arkadaşımın doğum günü partisine gideceğim.Geldiğimiz zaman ve dün sana söylemiştim unuttunmu?

-Doruk:Dalmışım pardon

-Aylin:Neyse verinde gideyim.Pastanın kesilme anını kaçırırsam ayıp olur.

-Alper:Tek başına gideceğine eminmisin?

-Aylin:Avcı öldüğüne göre bir sorun olmaz,hatta ben yeni ev bile bakınmaya başladım.Artık daha fazla korunmaya ihtiyacım olduğunu sanmıyorum.

-Doruk:Evet Avcı öldü fakat hala tamamen güvende olup olmadığımızı bilmiyoruz.En azından yanında birisi bulunsa iyi olur.

-Aylin:Madem öyle isterseniz benimle gelin.

-Ayıp olmazmı,sonuçta bizi tanımıyor.En azından bir haber ver

-Aylin:Geleceğimden haberi yok.Sana demiştim ya, sürpriz yapacağım.Hem beni yalnız bırakmamış olursunuz.

-Batur:Pasta varsa bende varım.

-Alper:Daha yeni uykun yokmuydu lan senin?

-Batur:Kahve etkisini gösterdi ve uykumu götürdü,hadi gidelim.

AVM'den çıkıp arabaya bindiğimizde Aylin'in bize gösterdiği yere doğru ilerlemeye başladık.Trafik sebebiyle varmamız baya uzun sürmüştü.Kar hiç olmadığı kadar fazla yağıyordu.Eğer böyle yağarsa trafik tamamen kapanırdı.İstanbulda il defa bu kadar fazla kar yağıyordu.Yol kenarlarındaki karlar bir metreye ulaşmak üzereydi.Defalarca kez açılmasına rağmen yollar kapanmaya devam ediyordu.Aylin geciktiği için üzgün gözüküyordu,sürprizi maffolmuştu.Hava hafiften karadığında sonunda vardık.Avcı'nın öldüğünü gözlerimle görmeme rağmen böyle ıssız yerlerde içimi korku kaplıyordu.Bir insan neden ormanın içine ev yaptırırdıki zaten.

Ev baya büyüktü,sahibinin aşırı zengin olduğuna şüphe yoktu.Zili çaldıktan bir kaç dakika sonra açan kişi elimdeki poşetlerin yere düşmesine sebep oldu.Bir adım geriye doğru hareket edip Avcı'nın gözlerine baktım.

-Bu imkansız,sen öldün!

-Avcı:Hayat sürprizlerle dolu.

Yanımda duran Aylin ona tokat atarak beni tuttu ve diğerlerinin yanına çekiştirdi.Korkudan elleri titriyordu.Elektro şok cihazım yanımda değildi.Şuan yapabileceğim tek şey su gücümü kullanmaktı.Sağımıza geçen Doruk hepimizden hızlı davranıp onu alevlerle kapladı.Dumanlar dağıldığında hepimiz farklı yerlere dağıldık.Yan yana olmak sadece birbirimize zarar vermemizi sağlardı.Alper ortadan kaybolmuştu.Bazen onun gibi görünmez olmak istiyordum.

Dumanlar dağıldığında Avcı'ya hiçbir şey olmamıştı.Yine benim element hapımı kullanmış olmalıydı.Hap sorun değildi ama elinde tuttuğu oni maskesi korkmama sebep oluyordu.Onu kullanmasına izin veremezdim.

-Doruk:Islandığım için artık elementimi kullanamam,yani sakın bana göre plan yapmayın.

Asena sudan bir ok yaparak Avcı'ya fırlattığında buda ona etki etmemişti.Avcı'yı yere deviren tek şey Alper'in ona attığı yumruk oldu.Batur onun yere düşmesini fırsat bilerek etrafını toprak ile kapladı.

-Ceren:Yakaladık onu!

Hepimiz sevinçle Avcı'ya bakarken Batur'un çığlık sesiyle beraber hepimizin gözleri onun bulunduğu yöne çevrildi.Aylin elinde bulunan bir şırıngayı Batur'un boynuna saplamıştı.Şırıngayı çektiğinde Batur yere devrildi.

-Aylin:Bu çoçuk iyice canımı sıkmaya başladı.

Aylin kafasından tutarak peruk olan beyaz saçlarını çıkardı.Eliyle saçlarını şekillendirdiğinde beyaz saçlarının yerini siyah uzun saçlar almıştı.

Sen,başından beri hain sendin.

-Aylin:Birde bana bu işin zor olacağını söylemiştin Avcı.Hepsi bir avuç aptal.

-Asena:Ağzından çıkanlara dikkat et Aylin,lakin seni öldürme arzumun artmasına sebep oluyorsun.

-Aylin:Yalanmı,bir avuç aptal değilmisiniz?
Masum ve yardıma muhtaç zavallı bir kız,böyle bir klişeye nasıl inandınız aklım almıyor.Resmen gözünüzün içine baka baka hain benim diyordum ama siz kerizler anlamıyordunuz.

-Doruk:Kendini zehirleyende sendin değilmi? Bizi birbirimize düşürmeye çalıştın.

-Aylin:Şüphe çekmeye başlamıştım,hesaplanmış bir karardı.Zehrin etkisi çok azdı,yardım etmeseniz dahi hayatta kalmayı başarırdım.

-Her şeyi anladım fakat neden Doruk'a aşık gibi davrandın?

-Aylin:Canım biraz eğlenmek istedi.Zaten ne yapsam kanıyordunuz.Pişmanda değilim,senin o halini görmeye değerdi.

Bedenimi suyla kaplayarak Aylin'in üzerine doğru koştuğumda Avcı onun önüne geçti.Hızımı kesmeden ilerlemeye devam ettim.İkisinide öldürmek istiyordum.

Yaptığım sudan kılıçla kafasını hedef aldığımda kafasını çekti.Yinede yanağını kesebilmiştim.

Elini hareket ettirdiğinde muhtemelen su elementini kullanacağını bildiğim için korkmadan tekrardan kılıcımı ona doğru yönlendirdim.

Fakat asla beklemediğim bir şey oldu,yerdeki toprak havaya kalktı ve beni metrelerce uzakta olan ağaca fırlattı.Sırtımı sertçe ağaca vurduğumda ağzıma kan tadı gelmişti.Sol kolumu hissetmiyordum.Acıma dayanamayıp çığlık attığımda gözümden yaşlar gelmeye başlamıştı.Sol kolumu kırmıştım,kafam kanıyordu ve ağzımdan kan gelmeye başlamıştı.

Şuana kadar olabilecek tüm acıları çektiğimi sanıyordum,meğersem yanılıyormuşum.

Ayağa dahi kalkamıyacak derecede canım acıyordu fakat ona zarar veremesemde amacıma ulaşmıştım.Sol elimle fırlatılmadan önce oni maskesini tutmuştum.Maske artık bendeydi.

-Avcı:Sanırım fazla ileri gittim.Herneyse,ölmediğin sürece sıkıntı yok.

-Ceren:Bu imkansız,iki element hapı içmek ölüme sebep olur.

-Avcı:İki hap içtiğimi kim söyledi.

-Doruk:Buda ne demek oluyor?

Avcı eliyle beni işaret ederek gülümsedi.

-Avcı:Tanıştırayım,nesillerdir bütün elementlere sahip olan DNA'ya sahip taşıyıcı.

-Asena:Elementsel güçler rasgele kişilerde oluşur.Bu dediğin imkansız.

-Avcı:Üzgünüm ama kandırılmışsınız.Elementsel güçler nesilden nesile geçen bir güç.Hepiniz birer element kullanıcısının çocuğusunuz.

-Aylin:Hadi ama ben sıkıldım.Sohbeti bırakıp biran önce işi bitirsen diyorum.

-Avcı:Sen ne dersen o sevgilim.

Avcı gözden kaybolduğunda Asena'nın arkasında belirdi.Karnından aldığı darbeyle Asena yere düştü.Doruk Asena'nın adını bağırdığında Avcı tekrardan ortadan kayboldu.

Avcı tekrardan kime saldıracak diye düşünürken Ceren yerlerden çıkardığı ağaç kökleriyle Avcı'yı sardı.Onu nasıl bulduğu hakkında fikrim yoktu.Şuan düşündüğüm tek şey ağrıyan vücudumdu.Maske yanımdaydı fakat maskeyi koruyacak gücüm yoktu.Uykum gelmeye başlamıştı,çok kan kaybediyordum.Gözümü kapattığım anda bilincimi yitireceğime emindim,belkide ölürdüm...

Doruk Asena'nın yanından ayrılıp yanıma geldi.Sweatshirtünün kolunu saniyeler içinde koparıp kanayan başıma götürdü.

Ceren sardığı köklerden kaçmaya çalışan Avcı'yı tutmak için direnirken Ceren'in arkasından oni maskesi takan birisi belirdi.Tam Ceren'in kafasına vuracakken birisi Ceren'i itti.Göremiyorduk fakat bu kişi Alper'di.

Ceren'in düşmesi ile Avcı köklerden kurtuldu ve yere düşmüş olan Ceren'i toprakla kapladı.Olaylar çok hızlı gelişiyordu,bu çok sinir bozucuydu.En sinir bozucu olan ise bize gülen Aylin'in kahkaha sesleriydi.

Asena'da buna sinir olmuş olacakki Aylin'e sert bir şekilde yumruk attı.Su elementini kullanmak yerine yumruk atmayı tercih etmişti.Böylece birazda olsa sınırını gidermişti.

Oni maskesi takan kişi olduğu yerde duruyor ve üstündeki tozu sirkeleyen Avcı'dan emir bekliyordu.Ceren hareket edemiyor,Batur baygın,Doruk gücünü kullanamıyor ve ben ise zar zor nefes alıyordum.

Aniden beliren Alper Avcı'nın boğazına bıçak dayamıştı.Sabahtandır bıçağı gizleyip bu anı bekliyor olmalıydı.

-Alper:Yolun sonuna geldik Avcı.

-Avcı:Tam bende sana aynısını diyecektim.

Avcı'nın gülümsemesiyle beraber Alper ve oni maskesini takan kişi yer değiştirdi.Bunu maskenin gücünü kullanarak yapmışlardı.Başından beri bu anı bekliyor olmalılardı.

Alper tekrardan görünmez olmuştu.Asena Alper için endişelenmiş olacakki Aylin'i dövmeyi bıraktı.Alper gücünü çok fazla kullanıyordu.Her ne kadar bize söylemesede bu ona zarar veriyor olmalıydı.Eğer biraz daha görünmez kalırsa bedeni bunu kaldıramaya bilirdi.

Asena Aylin'e sırtını döndüğü anda hızla yerden kalkan Aylin sinirle cebinden çıkardığı bıçağı Asena'nın sırtına sapladı.

Asena birkaç saniye öylece ayakta durdu,etrafı büyük bir sessizlik kaplamıştı.Asena'nın sırtından aşağıya doğru akan kanlar kârı boyuyordu.

Yerdeki beyaz kârlar masum rengini kaybetmişti.Asena yere düştüğünğünde Doruk çığlık atarak Asena'ya doğru koştu.

Aylin bir adım daha attığında aniden önünde beliren Alper Aylin'i boğazından tutup ağaca yasladı.Aylin Alper'den kurtulmaya çalışsada nafileydi.Alper'in gözünden yaş geliyordu.Normalde susmayan Alper tek kelime dahi etmiyordu.

Aylin'in gözleri yavaşça kapanıp bedeni tamamen hareketsiz kaldığında onu durduran kişi Avcı olmuştu.Alper bağırarak küfrediyordu.Gözleri kanlı elleriyle kolyesini tutan ve her şeye rağmen Alper'e gülümseyen Asena'nın üzerindeydi.

Doruk Asena'nın yanına vardığında oni maskesini takan kişi Doruk'u sıkıca tuttu.

Sağ elimle yanımdaki ağaçtan destek alarak ayağa kalktım ve Avcı'nın gözlerinin içine baktım.Aynı anda oda bana bakmıştı.Bir süre birbirimizin gözüne öylece baktık.Taki o bana bakmayı bırakana kadar.

-Avcı:Yolun sonuna geldik,eğer en başta teslim olsaydınız bunlar olmazdı.Yinede boşuna endişelenmeyin,kızın ölmesine izin vermem.Aynı sizin gibi oda bana lazım.

-Öl artık,düş yakamızdan!

Sesim yalvarır gibi çıkmıştı,ayakta durmak giderek güçleşiyordu.Ayaklarım bedenimi taşıyamıyordu.Gözlerim giderek kararmaya başlasada olabildiğince dik durmaya çalıştım.Oni maskesini takan kişinin elinden başka bir oni maskesini aldıktan sonra bana bakmaya devam etti.Şuanda son maske hariç bütün maskeler ondaydı.Bu demek oluyordu ki Aylin'in dedikleri doğruysa amacına uulaşmasına az kalmıştı.

-Avcı:Pes et artık pembe saç,kaybettiniz.Ayakta dahi zor duruyorsun.

Son gücümle sudan bir kılıç yaptım ve giderek bılanıklaşan gözlerimle Avcı'ya baktım.

-Evet kaybettik ama kaybeden taraf sadece biz olmuyacağız.Sende kaybettin Avcı,hayallerine elveda de.

Kılıcımı havaya kaldırdım ve yerde duran oni maskesini ortadan ikiye ayırdım.Maske bölmemle beraber toza dönüştüğünde bende kan öksürerek yere düştüm.

Artık hiçbir şey görmüyor veya duymuyordum.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Gözlerimi açtığımda etraf bembeyazdı,büyük bir boşluğun ortasında gibiydim.Daha şaşırtıcı olan ise karşımda o vardı.

-Oni:Tekrardan hoşgeldin küçük kız.

-Ne işin var senin burada?

-Oni:Ölüyorum,aynı senin gibi.

-Ne demek istiyorsun?

-Oni:Maske yok oldu,yani birazdan tamamen öleceğim.Aynı zamanda sende çok kan kaybettin,kalp atışların giderek yavaşlıyor.
Kısaca,ölüyorsun.

-Arkadaşlarım beni kurtarır,burada ölmeme izin vermezler.

-Oni:Elleri bağlı olan arkadaşlarındanmı bahsediyorsun?
Onlar kendilerine bile yardım edemezler.Gerçi şu maskeli sana yardımcı olacakmış gibi gözüyor,şanslı kızsın.

-Şans mı?
Onun eline düşmektense kendimi öldürüm.

-Oni:O zaman seninle bir anlaşma yapalım.Bana ruhunu ver,bende onu öldüreyim.

-Sana daha öncede bunu yapmıyacağımı söylemiştim.Sana ruhumu verirsem dahi ben ölürüm.Ayrıca arkadaşlarımın başı dahada derde girer.

-Oni:Amma inatçısın küçük kız,bu huyunu sevdim.Bana ruhunun yarısını ver ve yaşamamı sağla.Karşılığında hem seni hemde arkadaşlarını kurtarayım.
Vaktim kısıtlı,bu yüzden kararını hızlı ver.

Bunu yapmak istemiyordum,başıma neler geleceği hakkında hiçbir fikrim yoktu.Beni kandırıyor dahi olabilirdi.

Yinede tek şansımda buydu.Hem kendimi hemde arkadaşlarımı kurtarmamın tek yolu buydu.Avcı yaşamamı sağlasa bile tüm hayatımı kafes içinde geçirecektim.

Derin bir nefes aldım ve Oni'ye doğru bir adım attım.

-Beni ve arkadaşlarımı kurtaracaksın.Eğer onlara zarar verirsen seni yine öldürmekten çekinmem!

-Oni:Kabül ediyorum.

Bir süre yalan söyleyip söylemediğini anlamak için gözlerinin içine baktım.Tekrardan derin bir nefes aldım ve elimi uzattım.

-Teklifini kabül ediyorum,ruhum senindir.

Öldür onu!

(★★YAZARIN ANLATIMIYLA★★)

Avcı, Alper'in ellerini bağladıktan sonra Açelya'ya doğru ilerlemeye başladı.Açelya yerde dakikalardır hareketsiz bir biçimde duruyordu.Maske ise tamamen küle dönüşmüştü.

Avcı ile Açelya'nın arasında birkaç metre kaldığında Açelya sol kolunu kullanarak dizlerin üstüne oturdu.Kafası yere bakıyordu,kanaması aniden durmuştu.

Elini maskesine götüren Avcı,olduğu yerde durarak Açelya'ya baktı.Açelya'nın saçlarının alev almasıyla beraber korkuyla birkaç adım geriye doğru gitti.Kar yağarken ateş elementini kullanması imkansızdı.Alper hariç herkes Açelya'ya baktı.Alper'in gözleri ise hala Asena'nın üzerindeydi.

Alevlerin son bulmasıyla beraber Açelya ayağa kalktı,Avcı dahada fazla korkmaya başlamıştı.

Sönen alevlerle beraber Açelya'nın bütün yaraları iyileşmişti.Pembe saçlarının yerini beyaz saçlar almıştı,cildi herzaman olduğundan daha beyazdı ve gözleri ise kan kırmızısıydı.

Açelya birkaç adım attıktan sonra aniden ortadan kayboldu.Herkes etrafa bakınırken Açelya oni maskesini takan kişinin arkasında belirdi ve ona tekme attı.Bu tekmenin üzerine metrelerce uzağa fırlayıp bir ağaca çarparak durdu.Maske, yüzünden yere düştü,bedeni tek bir tekmeyle paramparça olmuştu.Bedeni kanlar içinde olan erkek sadece bir dakika içinde parçalanan organları yüzünden öldü.

-Doruk:Açelya,sana ne oluyor böyle?

-Açelya'mı,doğru ya bu kızın adı oydu.Açelya şuan seninle konuşamaz erkek,bedeni şuanda bana ait.

-Doruk:Sanamı ait,sende kimsin?

-Benim bir adım yok.Fakat siz insanlardan bazıları bana Kızıl Oni diye seslenir.

-Doruk:Açelya nerede,ne yaptın ona?

-Sorularına cevap verecek vaktim yok erkek.Olduğun yerde otur ve usluca olanları izle.Daha yeni gördüklerin sadece başlangıçtı.

Asıl eğlence şimdi başlıyor!

Heyecandan evde çığlık atarak yazdığım bir bölüm oldu.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir canlarım.

Bu bölümle ilgili bu fotoyu bırakıyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

1.1K 59 4
O günden sonra hiçkimse eskisi gibi olmadı. Bedenlerini değiştiren hastalık, akıllarını değiştiren bizlerdik. Kim kimden daha çok nefret etti, kim ki...
3.5K 1.2K 35
Dünya hiç olmadığı kadar kaos içinde. Büyük bir savaş, bambaşka bir evrene açılan boyut kapısı, çeşitli yaratıklar, büyücüler ve çok daha fazlası. E...
237 58 3
İg: cynefin_.0 ʙᴀᴢı şᴇʏʟᴇʀ ᴋᴀʟʙɪɴɪᴢɪ ᴋıʀᴀʀ ᴀᴍᴀ ɢᴏ̈ᴢᴜ̈ɴᴜ̈ᴢᴜ̈ ᴀᴄ̧ᴀʀ. ᴋᴀʟʙɪɴɪᴢɪ ᴋıʀᴀɴ ᴋɪşɪʟᴇʀᴅᴇ ʜᴇᴘ ᴇɴ ʏᴀᴋıɴʟᴀʀıɴıᴢᴅıʀ..
1K 228 28
25 yaşındaki ünlü tasarımcı Barkın Güneş, Dünyaca ünlü bir marka yaratır, fakat bu markadan oluşan ürün sınırlı olmak ile kalmayıp, daha satışa sürül...