EZIK

By The_Vampires

35.3K 2.9K 656

"Ben geldim anne. Seni çok özledim. Biliyormusun anne annesi hayatta olmayanlar ezik oluyormuş. Bende ezigim... More

DUYURU
E1◆
E2◆
E3◆
E4◆
E5◆
E6◆
E7◆
E8◆
E9◆
#Gazze
E11◆
E12◆
E13◆
E14◆
E15◆
#FENERINMACIVAR
E17◆
E18◆
E19◆
E20◆
E21◆
E22◆
E23◆
E24◆
E25◆
E26◆
E27◆
E28◆
E29◆
E30◆
E31◆
E32◆
E33◆
E34◆
E35◆
E36◆
E37◆
E38◆
E39◆
E40◆
41◆
E42◆
E43◆
E44◆
E45◆

E46◆

225 10 6
By The_Vampires

Içimi kaplayan korku ile kendimi banyoya kitledim. Arda'nın telefonunu da elime aldım.

Aras'ı tuşladım. Kesinlikle Kıvanç buradaydı. Açmadı! Tam 6 kez aradım ama hala açmadı! Arda'yı arayamazdım zaten. Aptal! Hiç değilse Kıvanç'ın ellerinde ölmezdim. Kıvanç'ın burada olduğundan bile emin değildim. Belki de ben paranoyak oldum.

Esma'yı arayacaktım. Ağzıma geleni sayarsam ölmeden önce içim rahat ölürdüm. Esma'yı tuşladım. Ilk çalışta açtı.

" Esma?"

" Mina?"

" Bu mesajları sen gönderiyorsun değil mi? Beni korkutmaya çalışıyorsun! "

" Ne mesajı? Bak daha planımı yapmadım ağzımdan laf almaya çalışıyorsan boşuna çünkü söylemeyeceğim"

" Hiç komik değilsin! Doğru düzgün yalan bile söyleyemiyorsun. Bana neden mesaj atıyorsun! Kiminle iş birliği yapıyorsun! "

" Tamam başa alalım. Aslında korkutmak istemiştim ama işe yaramış. Aslında birileri sana şaka yapacak bende izleyeceğim."

" Eren mi?"

" Hayır! Eren'in haberi yok küçük şeytan. Ama o kişiyle de yeni tanıştım zaten. Ortak yönlerimiz var ikimizde intikam istiyoruz"

" O kim!"

" Bunu sana söyleyeceğimi mi sandın? O kadar aptal mı duruyorum."

" Evet. "

" O zaman görüşürüz! Belki de benden önce oyuna başlamıştır bile."

Dedi ve kapattı. Belki Eren'i arasaydım Eren Esma'ya kızardı ve bunlar biterdi. Ama Arda istemezdi. Son çare olarak Bahadır'ı aradım.

" Alo?"

" Bahadır! Sonunda"

" Noldu? Ne bu heyecan?"

" Buraya gelir misin? Yani bara! Lütfen. "

" Neden? Arda nerde?"

" Arda gitti. Çok olaylar oldu korkuyorum. "

" Şuan gelebilecek gibi gözükemiyorum aslında sıkıcı bir davetteyim ama anlarsın Şevval ve anne baskısı! "

" Tamam anladım. Kusura bakma"

" Saçmalama! Hatta seni şu lanet yüzükleri kestiklerinden sonra arayacağım. Hatta yanına gelirim zaten sıkıcı. Kaçarım"

Kıkırdadım.

" Gerek yok sen eğlencene bak"

" Işime gelir.... güzellik kapatmam gerek Şevval çağırıyor! "

" Tamam! Seviyorum seni. Şevval'e selam söyle. "

" Şevval bir dakika! Şevval telefonu siktin!.. Ah kusura bakma güzelim görüşürüz bende seni seviyorum" dedi ve kapattı.

10 dakika sonra odanın kapısı çalındı. Banyonun kilidini sessizce çevirdim. Kapıya doğru gittim. Delikte yoktu ki? Sesimi çıkarmadan karşıyı dinlemeye çalıştım. Karşımdaki her kimse sesini çıkarmayana kadar bende çıkarmayacaktım.

" Kimse var mı? " dedi. Barmenin sesine benziyordu.

" Arda! Dostum ben gidiyorum!"

Kapıyı hafifçe araladım.

" Ah şey Arda gitti yani gelecek geri."

" Seni ilk defa görmüyorum herhalde?"

" Evet. Şey içeride birisi var mı? "

" Hayır. Herkes odasındadır ya da kimse yoktur. "

" Anladım. Teşekkürler. " dedim ve kapıyı tekrar kitledim. İçim rahatlamıştı. Daha fazla uykuma dayanamadım ve kendimi yatağa attım.

**

Burnuma gelen çikolata kokusu ile gözlerimi araladım.

Arda yeni duş almıştı saçları tam kurumamıştı ve dudağı patlamıştı. Parmağımı dudağının üstünde gezdirdim. Belime kollarını sarmış başını göğsüme yaslamıştı. Onu sarsmayacak şekilde yatakta doğruldum. Ellerinde eklemlerinin üstü de hafif yaraydı.

Dudağına doğru eğildim ve yarısını emmeye başladım. Gözlerini hafif araladı.

" Günaydın kelebek"

" Günaydın. Dün neredeydin?"

" Ah sorular!"

" Arda! Dudağın ve elin! Arda dün kiminle kavga ettin!"

" Tamam sakin ol. Erenle."

" Onunla işin bitmişti Arda! "

" Onu mu koruyorsun!"

" Saçmalamaya devam et! Dudağına bak ya! Ben seni böyle görmek zorunda değilim! Dün telefonunu neden almadın yanına. "

" Unutmuşum aklıma buraya gelince geldi."

"Demek bende orada aklına gelmemiştim merak etseydin telefonunu arardın! "

" Mina tabiki düşündüm. "

Hızlıca yerimden doğruldum. Banyoya girdim. Umrunda değildim! O sadece kendi egosunu ve gururunu düşünmüştü. Dün gece nasıl korktuğumdan haberi yoktu. Ve Eren'in suçu yoktu bu işte!

Tekrar onun yüzünü morarttığına eminim! Önyargılı davranmıştı! Neden dövdü onu? Onu düşündüğüm için değil ama yapılan yanlışa boyun eğemiyordum. Kızarmış gözlerimle banyodan çıktım ve çantamı alıp odayı terk ettim.

Dün telefonunu aramadı bile! Belki de ben Arda'yı rahatsız ediyorum. Onu hep arayan benim! Artık aramayacağım. Arda arkamdan geliyordu.

" Mina! Çocuk gibi kaçacak mısın?"

" Ben kimseden kaçmıyorum!" Yürümeye devam ettim. Kolumu yakaladı.

" Hey! Saçmaladın!"

" Hep saçmalarım zaten! Arda seni rahatsız ediyorsam söylemen yeterliydi anladın mı! "

" Ben öyle bir şey demedim! Etmiyorsun! Nereden çıkarıyorsun? "

" Kolumu bırak. Eve gitmek istiyorum! Telefonunu bile aramadın. Ben seni aramadıkça telefona bakmıyorsun bile!"

" Bırakmıyorum! Bakıyorum telefonuma ama dün çok sinirliydim! Abine sor o anlatsın istersen!"

" Kolumu bırak hep birilerinden bir şeyler duyarım zaten ben."

" Böyle yapma"

" Arda beni rahat bırak. Yorgunum tamam mı hemde çok! Direnecek gücüm yok. Sadece eve gitmek istiyorum"

" Tamam. Git" dedi pes ederek. Arkamı döndüm ve güçsüz göz yaşlarımı tüm yorgunluğumla serbest bıraktım. Kara bulutlar geliyordu. Taksiyi çevirdim.

Arda içeri girdi. Umrunda değildim. Dün çaresizliğimden Esma'yı bile aramıştım! Aleyna da aramamıştı beni. O da Berk ile uğraşıyordu.

Bahadır bana geri dönmemişti belli ki o da yorgundu. Aras beni aramamıştı bile! Taksiyi durdurdum eve az kala. Yağmur yağıyordu ve belki ıslanmak rahatlatırdı.

Sesli bir şekilde ağlıyordum kimseyi umursamadan. Zaten burası o kadar kalabalık bir yer değildi. Eve gitmek istemedim yönümü parka çevirdim.

Çocuklar evlerine gitmişti belki. Onları merak eden anneleri seslenmişti belki de çocuklarına. Çocuklar kirlenmiş kıyafetleriyle eve gidene kadar yolu uzatmışlardı belki. Ve evde annelerin söyleyeceği azarlamaları göz önüne alarak yapmışlardı bunu.

Göz yaşlarımı silmeme gerek yoktu. Yağmur kendisiyle götürüyordu zaten akan her damlayı. Içimizi su değil göz yaşı temizlermiş. Bunu bir kitapta okumuştum hangi ünlünün dediğini tam hatırlamıyorum.

Telefonuma döndüm ve Aras dahilinde Arda da aramış ve mesaj atmıştı. Umrumdaydı ama umursamamayı tercih ettim. Tam 2 saattir dışarıda oyalanıyordum. Eve doğru yavaş adımlarla bozulmuş ve ıslanmış bedenimle yol aldım.

Yarım saatin sonunda eve vardım. Aras burnundan soluyordu.

" Neredeydin sen bu saate kadar! " diye bağırdı. Yüzüne bakmadan merdivenlere yöneldim ama izin vermedi.

" Mina bana cevap ver! "

" Şimdi mi aklına geldi! Sana cevap vermek zorunda değilim! Beni rahat bırak" sesim titremişti. Güçsüzlüğümün kanıtıydı bu.

" Ne demek şimdi mi ya! Nasıl zorunda değilim! Zorundasın anladın mı! "

" Değilim! Dün gece seni aradığımda altında hangi kız vardı Aras! Elin adamı bana mesaj atıyor ve sen yoksun. Ulaşamıyorum! Şimdi gelip beni umursuyomuş gibi görünmeyi kes!" Ayşegül abla Aras'a sakin olmasını söylerken odama gittim.

Kapıyı kitledim ve balkonu da kapattım. Üstümdekileri çıkardım ve küveti doldurdum. Telefonuma gelen mesajlara göz gezdirdim. Tekrar bilinmeyenden mesaj vardı.

"Özledim sevgilim! Sende beni özledin mi? Ve Arda'yı harika güçsüz yapıyorsun elime koz vermen harika oldu! Onu üzmeye devam et sonunda benim olacaksın! "

Ellerim titremişti. Telefonu yere fırlattım. Arkası çıkmıştı ama batarya yerindeydi. Şükür! Bunu ben bile yaptıysam sinirlerim fazlasıyla gerildi demektir. Çeşmeyi kapattım ve küvete girdim. Soğuyan vücudum ısındı.

Sesimi kısmadan kimseyi umursamadan ağlamaya başladım. Birisi benimle uğraşıyordu. Ve bu birisinin Kıvanç olmasından korkuyordum. O beni artık bulamazdı ki!

En sonunda duş aldım ve banyodan çıktım. Aynadan çürümüş Mina'ya tekrar baktım. Ruhu çürümüş Mina.

Üstümü giyindikten sonra yatağa uzandım. Tekrar mesaj geldi. Açtım. O her kimse Kıvanç bile olsa beni kullanmasına izin vermeyecektim. Bu savaşta tek başıma savaşsam bile!

" Ve şunu da unutmuşum güzelim parktayken çok masumdun acaba yanımda da o masumiyetini koruyabilir misin? Yanlız telefonu yere atma sana mesaj atamam yoksa."

Birisi ciddi anlamda beni izliyordu ve bu korkutucuydu. Parktayken beni takip etmişti belkide! Oradaydı. Ve telefonu fırlatırken de görmüştü. Yorganı kendime sardım. Babam daha gelmemişti akşam olmasına rağmen.

Ayşegül abla odamın kapısını çaldı.

" Mina tatlım kapıyı açar mısın? Hadi gel yemek yiyeceğiz"

" İstemiyorum. "

" Mina hadi! Baban bir haftalığına yurtdışında gitti. Gel hadi Aras da bekliyor seni"

" Teşekkür ederim ama aç değilim ben."

" Kapıyı aç konuşalım. Sen yemezsen bende yemem"

" Ama.."

" Kapıyı aç hadi" yataktan kalktım ve kilitlediğim kapının kilidini sola çevirdim.

" Çok kötü gözüküyorsun! Kendini neden yıprattın bu kadar. "

" Ben sadece yorgunum." Ayşegül abla odama girdi. Yatağıma oturdu eliyle oturmamı işaret etti.

Saçlarımı okşadı.

" Böyle yapma Minacım. Noldu anlat hadi."

" Ben sadece kırıldım herhalde ya da kırılmaktan yoruldum."

" Kime? Abin pişman oldu ama çok korktu o sen eve gelmeyince. Arda aradı abini Mina geldi mi diye o da hayır deyince sinirlendi."

" Ama şimdi umrunda oldum! Dün ben çok korktum ve yanımda kimse yoktu!"

" Neyden korktun?"

" Korkularımın gerçekleşmesinden. "

" Kendini yorma bu kadar hadi gel yemek ye."

" Canım istemiyor"

" Hadi! Olmaz öyle" kolumdan tuttu ve beni aşağıya kadar sürükledi. Aras hala sinirliydi. Yorgun bedenimle Aras'ın karşısına oturdum.

Ayşegül abla tabağıma az koydu yemekten.

" Mina seninle konuşacağız yemekten sonra" dedi Aras.

" İstemiyorum. "

" Istiyor musun demedim! Konuşacağız dedim!"

" Iyi ben konuşmam. "

" Mina! Sabrımı zorlama! Ne işin var senin 2 saattir dışarıda! "

" Bunda ne var? Tabi normal bir hayatımız olmadığı için 2 saat normal insanlar gibi dışarıda dolaşmam çok göze battı. Şimdi mi aklına geldi!"

" Tekrar aynı şeyleri mi konuşacağız"

" Biz seninle bir şey konuşmadık ki Aras!"

" Konuşalım o zaman! "

Cevap vermedim. Yemeğim bitmişti.

" Eline sağlık Ayşegül abla. "

" Afiyet olsun kızım " odama çıkarken arkamdan Aras da geldi.

" Uyuyacağım! "

" Banane! Konuşacağız"

" Ya uykum var yorgunum"

" O yüzden şuan bana bağıracak kadar yorgunsun dimi? "

" Evet! "

" Mina sen ne yapıyordun dışarıda? "

" Oturdum Aras! Sıkıldım anladın mı! Parka gittim. Islandım! Elin adamı beni izledi! Çok korkutucuydu hatta dün de elin adamı bana mesaj attı! Ve yardım isteyeceğim yanımda olan tek bir kişi yok! "

" Dün Eren'in yanındaydık"

" Eren'in suçu yok! Çaresizlikten Esma'yı aradım. Şakaysa mesaj atma diye o ne dedi Erenle iş birliği yapmıyorum manyak mısın? Dedi! Arda orada beni umursamadı bile. Elin adamı bardaydı! Ve şimdi de beni izliyor. Şuan bile izliyordur! Korkuyorum ve kimse yanımda değil! "

" Yanındayız! Arda dün fazlasıyla sinirliydi! Ben bile ilk defa onu öyle gördüm. Kendisine zarar veriyordu! Onu zor tuttuk. Kıvanç burada! Bulmuş seni! Seni korumak için Esma ile bile konuştuk dün! "

" Ama Esma ile ben konuştum"

" O Esma'nın ses kaydıydı o Kıvançtı!" Korkudan gözlerim ağrımıştı. Dün Kıvançla konuşmuştum. Tüm enerjim bitmişti.

Sesli bir şekilde hıçkırarak ağlıyordum.

" Bana mesaj attı Aras!"
Aras telefonu elimden aldı ve son mesaja baktı.

" Beni izliyor şimdi! " ellerimi saçlarıma götürdüm ve saçlarımı çekmeye çalıştım. O beni izliyordu. Bu korkunçtu. Berbat hissedemiyordum hislerim kapanmıştı.

" Mina! Sakin! Seni yanlız bırakmayacağım güzelim sakin ol!"

" O burada! " Aras beni sarstı ve yatağa yatırdı. Ayşegül abla su getirdi. Arda eriyordu. Kıvanç'ın dediği gibi gücünü kaybediyordu benim yüzümden.

Telefonu elime aldım ve Arda'yı tuşladım.

" Özür dilerim Arda!"

" Mina!"

" Özür dilerim! " Aras telefonu elimden aldı.

" Onu güçsüzleştiriyorum Aras!"

Aras sert bir şekilde telefonla konuşuyordu. Gözlerim ruhum ve bedenim daha fazla dayanamadı gerçeklere. Sevdiklerim gidecekti elimden birer birer. Belki de sevmek hataydı benim hayatımda.

Belki de hayattı beni seven. Ve hayatın elinden ben gidiyordum benim gitmem için de sevdiklerim...

Merhaba! Biracık geç oldu biliyorum ama sınavlarım izin vermediler gireyim :/

Umarim begenmişsinizdir. Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayınız ♥












































Continue Reading