Küçük Prenses (Aşkım)

De balhnm

272K 17.6K 3.9K

Ege kapıyı kapatıcakken yerde duran puseti fark etti. Kaşları havalanırken şaşkınca pusetin içinde uyuyan beb... Mais

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
🎗
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18. Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23. Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27. Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36.Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43.Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
!Deli Bal |R~S Tanıtım!
46. Bölüm
🇹🇷
47. Bölüm
48.Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm (1. Yarı)
50. Bölüm (2. Yarı)
51. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
DUYURUU
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm

52. Bölüm

2.9K 239 76
De balhnm

Selam bebeklerimm🤍🤍

Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir.

Saat 02:47 bu saatte ne bölümü dediğinizi duyar gibiyim. Cumartesi ve Pazar şehir dışına çıkmam gerektiği için bölümü düzenlemeye vaktim olmayacaktı bende uykumu feda ettim sizin için. Sabah bölüm ne zaman diye sormaya uygulamaya girince bi bakmışsınız bölüm atılmış aaaaa.

Hadi herkes okuduğu saati yazsın. Üzmeyin beni yazınn. Çok hevesleniyorum yorumlara.

Uzunnn bir bölüm oldu umarım seversi.

Yorumlarınız beni çokkkk mutlu ediyor böyle devam ballarım çokkk teşekkür ederim. Oylar da unutulmasınnn🤍🤍.

♥️

16 Şubat Pazar
12:30

Ahenk, Ece ve Hilal geldikleri güzellik merkezinde hem saçlarını hem tırnaklarını yaptırırken evdekiler kendi hallerinde takılıyorlardı.

Ece saçlarıyla ilgilenen kadına aynadan bakıp tatlı bir şekilde uyardı.

-Sadece iki parmak. Uçlarından alınıcak daha fazlasını istemiyorum.

Aslında kendi değil Ege hiç istemiyordu. Kendisi de uzun saçlarını seviyordu tabi ama Ege saçlarına aşıktı. Kimsenin dokunmasını istemezken Ece kestireceğim diyince küsmüştü. En sonunda da kırıkları alınması için iki parmak anlaşmışlardı. Hatta Ege kendi parmakları daha kalın olduğundan Ece'nin iki parmağını seçmişti. 'Senin iki parmağın kadar. Fazlası giderse küserim' Ece bunları düşünüp gülerken Ahenk konuştu.

-İki parmaktan fazla keserseniz Ege burayı başımıza yıkar. (Ahenk)

Ece kıkırdarken Didem hanım gülümsedi.

-Ege sevgilin galiba.

Ve klasik en lüksünden en basit kuaförüne her yerde olan o derin sohbet başlamıştı. Tırnakları ve saçları yapılıncaya kadar hiç durmadan konuşmuşlardı.

Ahenk koyu kahve saçlarını küt ve perçemli kestirmişti, Sarp bunu görünce büyük bir şoka uğrayacaktı. Ahenk aniden aklına estiğinden kestirmişti ama kendisi çok beğenmişti.

Hilal ise saçlarına hafif ışıltılar attırıp doğal bir parlaklık sağlamıştı.

Hepsi kuaförden çıkıp arabaya bindiğinde kısa sürede eve gelmişlerdi. Kuaförde geçirdimleri altı saat sonucu birlikte çok eğlenmişlerdi. Hava kararmış, güneş kaybolmuştu. Saat yediye geliyordu.

Kapıdan girdiklerinde Aşkım salon kapısındaki parmaklıktan onlara bakıp çığlık attı ardından bakışları Ahenk'in saçlarını bulunca daha çok bağırdı.

-AAAAAAAAAAAĞĞĞ ANEKKK

Sarp Aşkım'ın çığlığı ardından bağırdı.

-AAAA nolmuş Ahenk'ime? (Sarp)

Sarp koşup Aşkım'ın yanına geçerken gözleri Ahenk'in kahvelerini buldu ardından da kısalmış kaşlarını. Gözleri beğeniyle parıldarken parmaklık kapıyı bakmadan açtı ve Ahenk'e ilerledi.

-Nasıl olmuşş? (Ahenk)

Ahenk gülerek başını hafifçe iki yana salladığında Sarp hayranlıkla gülümsedi.

-Güzel. Çok güzel.

Mırıltı şekilde mırıldanıp Ahenk'in omuzlarındaki saçlarına dokundu.

Ege gözleri kapalı koridora gelirken acıyla konuştu.

-Yapmadım de kıvırcığım. Bakim mi? AY BAKMİYİM. Artık oynayamayacak mıyım o güzel kıvırcıklarınla? (Ege)

Ece kıkırdayıp kollarını Ege'nin beline sardı ve geriye eğilip yüzüne baktı.

-Aç gözlerini prensim. (Ece)

Ege anında gözlerini açarken ilk Ece'nin boncuk gözlerine ardından da kahveden sarıya kaçan kıvırcık saçlarına baktı. Elyile nazikçe uçlarına kadar okşayıp uçlarında durdu ve hafifçe parmaklarını oynattı.

-İki parmaktan biraz fazla ama çok değil. Bir haftada o kadar uzuyor zaten senin saçların. (Ege)

Ege gülerek sarılınca Ece'de sarıldı.

-Beğendin mi? (Ece)

-Ben senin her halini beğeniyorum kıvırcığım soru mu bu?

Ece kıkırdarken Hilal hevesle karşısında duran Kaan'a baktı.

-Eee sen ses çıkarmadın. Anlamadın dimi?

Hilal suratını asınca Kaan çapkın bir gülüş atarken Hilal'e yaklaşıp belinden kavradı ve kendine çekti.

-Saçlarındaki tatlı ışıltılarını da arkanda salladığın bordo tırnaklarını da fark ettim yavrum.

Hilal kıkırdayıp ellerini arkasından çekti ve tırnaklarını gösterdi.

-Nasıllll? Sen bordo seversin.

Kaan gülüp onayladı.

-Severim.

Kaan Hilal'in gülen yüzünü inceledi. Gülünce kısılan ela gözlerini, kıvrılan dolgun dudaklarını, belirginleşen elmacıklarını.

-Konu sen olunca her şeyi seviyorum yavrum. İstersen en sevmediğim rengi giyin kuşan, ben o rengi sen taşıdığın için severim.

Hilal'in gözleri parıldarken hızlıca kollarını Kaan'ın boynuna doladı ve sıkıca sarıldı.

-Seni seviyorum Kaan. Çok seviyorum .

Kaan gülümseyip Hilal'in boynundaki yerini alırken kokusunu içine çekti.

(İsteyen daha farklı bir model hayal edebilir)
(Bana link atıp yardım eden bebeğime de teşekkür ederim senin zevkin ve kendi zevkimi karıştırıp seçtim tırnaklarıı)

Ece Ege'nin saçlarını okşarken mırıldandı.

-Sen bişeyi unutmadın mı?

Ege hala Ece'nin saçlarıyla ilgilenirken mırıldandı.

-Neyi unuttum?

Ece Ege'nin saçlarında dolaşan tırnaklarını hissetmesi için hafifçe bastırıp gezdirince Ege anlamıştı. Ece, Ege'nin değilen yüz ifadesi ile kıkırdayıp ellerini gösterdi.

-Baakkkk.

-AAAAA çok iyiii. Ver bakayım ellerini.

Ege Ece'nin minik ellerini tutup tırnaklarını yakından inceledi.

(Bu mesela direkt olarak bebeğimin attığı linkteki tırnağa benziyor sadece bunun duruşunu daha çok beğendim)

Sarp diğerlerinin tepkilerine karşı onalara baktı ardından da Ahenk'e döndü. Tek kaşı havalanırken Ahenk'in kahvelerine merakla baktı. Ahenk gülümseyip ellerini Sarp'ın göreceği şekilde kaldırdı.

(Bu pek benzemiyor linktekine)

Ahenk Sarp'ın yüzünü incelerken Sarp gülümseyip parmaklarını Ahenk'in tırnaklarında gezdirdi ve ucuna hafifçe bastırdı.

-İyi can yakarsın bunlarla.

Ahenk istediği tepkiyi alamayınca Sarp'ın omzuna vurup kollarından kaçmaya çalıştı.

-İlk tepkin bu muuu?

Sarp gülerek Ahenk'i daha çok kendine çekti.

-Bakışlarımdan anlamış olman gerekiyordu.

Ahenk ilk bakışlarını hatırlayınca tatlı tatlı güldü. Sarp bu gülüşe karşılık dudağı ve yanağı arasını öpüp hızlıca geri kaçtı.

-Öf hadi. Yavrum sizi bekliyor. (Onur)

Hepsi Onur'a dönündüklerinde Onur'un kucağında kıpır kıpır zıplayan Aşkım'ı fark ettiler. İnmek için tepiniyordu ama Onur diğerlerinin özel anlarını bozmamak için onu tutuyordu. Daha fazla tutamayacağını anlayınca araya girmek zorunda kalmıştı.

Kızlar Aşkım'ı görünce anında sevgililerinin kollarından çıkıp Aşkım'a yöneldiler. Aşkım sırayla hepsinin tırnaklarına bakarken en çok Ahenk'in tırnaklarını beğenmişti çünküü maviydi. Aşkım kendi tırnaklarını gösterip babasına dudak büzünce Onur kızlara baktı.

-Alın işte yavrumu özendirdiniz. (Onur)

Onur Aşkım ile içeri yürüdüğünde Kar'da peşlerine koştu.

-Ama senin parmakların daha çok minik bebeğim. Büyümen gerek. (Onur)

Aşkım dudaklarını daha çok büzerken gözleri doldu.

-Civciv büü. (Aşkım)
(Civciv büyük)

Onur gülüp kızının sevimli suratını öptü ve dikkatini dağıtmak için farklı şeyler söylemeye başladı.

-Babaanne nereye gitti bebeğim? (Onur)

Aşkım ellerini kaldırıp dudaklarını büzdü.

-Ditti. (Aşkım)

Esra hanım sabahleyin evine geri dönmek zorunda kalmıştı. İşlerini uzun süre bırakamıyordu. Aşkım ve Onur konudan konuya atlarken diğerleri çift olarak takılıyordu. Ege ve Ece koltukta, Kaan ve Hilal mutfakta, Sarp ve Ahenk üst kattaydı.

Ahenk üstünü değişmek için odasına yönelecekken duraksadı. Artık Esra habım yoktu. Sarp hangi odada kalacaktı? Ahenk kendisiyle kalmasını istiyordu ama bunu söylemeye utanıyordu. Sevgili olsalar bile henüz bunu söyleyecek cesareti yoktu. Sarp Ahenk'in duraksaması ile durup yüzüne baktı.

-Ne oldu güzelim?

Ahenk daldığı düşüncelerden çıkıp Sarp'a döndü.

-Hı.

Sarp onun bu masum tepkisine gülüp ellini tuttu ve odaya yöneldi. İçeri girdiklerinde Sarp yatağa oturup dirseklerinden destek alarak geriye yaslandı.

-Hangi odada kalmak istersin? İki oda da bizim seç birini. (Sarp)

Ahenk Sarp'ın kendisiyle kalıcağına sevinip gülümsedi ve odayı baştan inceledi.

-Hmm dur diğer odaya da bir bakayım. (Ahenk)

Ahenk yan odaya girip orayı incelemeye başladı. İki oda da aynı büyüklükte oldukça genişti. Ahenk'in kaldığı oda tamamen beyazken bu oda beyaz ve lacivert tonlarının uyumuyla dekore edilmişti. Duvarlar lacivertin siyaha kaçan tonlarındaydı. Geniş odada bulunan masa ve komidinler beyaz, çekmece kulpları aynı tonda lacivertti. Giyinme odası ve banyo kapısı da beyazdı. Oda beyaz ve lacivertin birleşimiydi.

-Burası olsun. (Ahenk)

Sarp arkasından Ahenk'e sarılıp çenesini omzuna yasladı.

-Olsun. (Sarp)

Ahenk'in içini hissettiği güven duygusu ısıttı. Sarp'ın kollarında içindeki kız çocuğu mutluluktan, huzurdan ve güvenden sevinç çığlıkları atıyordu. Yoğun ve güzel duygular çocukluğunu sevindiriyordu. Dışarıya karşı daha sert ve dik duran kadının içinde minik bir kız çocuğu yatıyordu. Onu korumak için dışarıya karşı daha mesafeliydi. Böyle büyümüştü. Çocuk olmayı bilmeden büyümüştü. O çocukluğunu saklarken Sarp'ın her sarılışınca içindeki çocuk ortaya çıkıp masumca o kollara sığınıyordu.

Sırtını Sarp'a yaslarken mırıldandı.

-Bu hissi seviyorum.

Sarp neyden bahsettiğini az çok anlasa da ondan duymak istedi.

-Hangi hissi?

Ahenk gözlerini kapatıp başını geriye attı ve Sarp'ın omzuna yasladı. Hissettiği duyguya bu şekilde daha çok odaklanabiliyordu.

-Sanki...

Bir süre bekledi. Doğru kelimeleri aradı.

-Sanki kollarındayken kimse bana zarar vermezmiş gibi. Kendim bile.

Sarp kollarını daha sıkılaştırıp Ahenk'i daha sıkı sardı.

-Babam beni hiç sevmezdi Sarp. Bazenleri vurur bazenleri bağırırdı. Onur'a bakınca anladım. Bir babanın nasıl olması gerektiğini. Onur kızını sevgiyle büyütüyor benim babam beni korkuyla büyütmeye çalıştı. Ama beni o büyütmedi kendim büyüdüm ben. Senin hissetildiklerinle fark ettim hala bir kısmım büyümemiş, güvende hissedeceği yeri bulana kadar saklanmış. 

Ahenk yaslandığı yerden doğrulup Sarp'ın kolları arasında ona döndü.

-Sarp belki diyeceğim saçma gelicek ama dinle. Beni hiç bırakma tamam mı? Bırakırsan babamdan daha kötü hissettirirsin bana. O bana sadece kötü duyguları yaşatıp iyilerine muhtaç bıraktırdı, onları bana verip geri alma.

Ahenk'in gözleri dolunca Sarp ellerini yanaklarına koyup yanaklarını okşadı.

-Saçma düşünceleri aklına sokup kendini üzme. Seni ölsem bırakmam güzelim. Bir daha böyle şeyler söyleme, düşünme, hissetme. Bırakmam seni. Sen istesende bırakamam seni.

Sarp tek elini Ahenk'in beline indirip kendine çekti ve dudaklarına kapandı. Dudakları buluştuğu an Ahenk'in gözlerinden birer damla yaş süzüldü.

Tam o an Ege odanın kapısını açtı.

-Nerde..

Ege kapıyı açmıştıki Sarp Ahenk'ten ayrılamdan geri geri gidip sırtını kapıya yasladı ve kapıyı Ege tam açamadan kapattı.

-Noluyo lan? (Ege)

Ege kapıyı zorlayınca Ahenk kıkırdayıp geri çekildi.

-LAN NAPIYONUZ ORDA? GÜNAH GÜNAHHHH.

Sarp sinirden çenesini kasarken derin nefes aldı. Ahenk ile birbirlerine hala çok yakınlardı. Gözlerini açtığında Ahenk parıldayan gözlerle ona bakıyordu. Ahenk tek elini Sarp'ın yanağına koyup yeni çıkan sakallarını okşadı.

-Açsanızaa. (Ege)

-Ya rahat bıraksanaaaa. (Ece)

-Ayıplı şeyler yapıyorlar olmaz. Günaha girmelerine izin veremem. (Ege)

-Sen hiç günaha girmedin sanki. (Ece)

-Kıvırcığım.  (Ege)

Kısa bir süre sessizlik oldu. Ahenk ve Sarp birbirlerine bakarken bir yandan da Ece ve Ege'yi dinliyorlardı.

-İmam nikahı mı kıydırsak günaha girmeyiz. (Ege)

Sarp bunu duyduğunda kahkaha atıp başını Ahenk'in omzuna yasladı.

🐣

Akşam yemeği ardından herkes odasına çekilmişti. Aşkım babasının göğüsünde yatıp babasının kalp atışlarını ve kendisi için söylediği Küçük Civcivim şarkısını dinliyordu.

🩷
(Aynı saatte Ece ve Ege)

Ece Ege'nin karnına oturmuş zorla yüzüne maske yapıyordu. Ege istese Ece'nin altından çok rahat kalkabilecekken kalkamıyormuş gibi yapıp Ece'nin daha çok eğlenmesini sağlıyordu.

-Kalksana kıvırcığım kıpırdayamıyordum.

Ece kıkırdayıp yerinde kıpırdandı.

-Yaaa işte böyle kıstırırım adamı.

Altındaki karın kaslarına inat minik bedeniyle şov yapıyordu. Ege onu bırak tek eliyle tek parmağıyla bile havaya kaldırabilecekken kendi kendine eğleniyordu.

-Yavrum arada 50 kilo olduğunu unutuyorsun sanki.

Ece Ege'nin göğüsüne vurup kaşlarını çattı.

-Sen bana şişko mu diyorsun?

Ege sesli bir şekilde güldü.

-Aslında tam tersini iddia etmiştim kıvırcığım.

🖤
(Aynı saatte Kaan ve Hilal)

Kaan, Hilal'in göğüsünde yatarken Hilal'in ince beline sıkıca sarılıyordu. Gözleri kaplı anın tadını çıkartıyordu. Hilal tek eliyle saçlarıyla oynuyor tek eliyle çıplak sırtında tırnaklarını gezdiriyordu.

-Ruhuma ve bedenime bu denli hükmediyor olman hem aciz hissettiyor hemde dehşet hoşuma gidiyor. (Kaan)

🤍
(Aynı saatte Ahenk ve Sarp)

Sarp yatağa uzanmış yastıklar sayesinde hafif oturur şekilde dururken Ahenk bacak arasına oturmuş ona yaslanıyordu. İkisinin elinde de oyun konsolu varken Sarp Ahenk'e oyun oynamayı öğretiyordu. Sarp'ın elleri Ahenk'in beli hizasında kucağındayken Ahenk arada onun ellerinden kopya çekip tuşlara basıyordu.  Sarp kendi konsolunu bırakıp Ahenk'in konsolunu tuttu. Ahenk'in elleri arada kalırken Sarp parmaklarını Ahenk'in parmakları üstüne koydu. Fifa oynamayı öğretiyordu.

-Bak güzelim eğer kısa pas atmak istersen X, uzun pas atmak istersen üçgen, şut atmak istersen O basıyorsun. (Sarp)

Ahenk böyle böyle tüm hareketleri öğrenmişti. Sarp hamleyi söyledikten sonra tuşlara basıp hangi hareket olduğunu da gösteriyordu.

İki saatlik oyunun ardında da sıkılıp oyunu kapatmışlar ve sarılarak uyumuşlardı.

🐣

17 Şubat Pazartesi
Saat: 08:30

Aşkım çığlık atıp evin içinde Kar'ı kovalarken diğerleri okula gitmek için hazırlanıyordu. Onur kafasından sweati geçip Aşkım'ı tutmak için peşinden koştu.

-Aşkımm geç kaldım geçç. Gel buraya.

Aşkım babasının sesini yakında duyunca daha çok çığlık attı ve gülerek masanın altına girdi. Onur kafasını vurucak sanıp bağırarak masanın köşesine elini koymuştu ama Aşkım minik boyuyla masanın altına masaya değmeden girmişti. Onur yere oturup ani yaşadığı korkuyu atlatmaya çalışırken Aşkım gülerek masanın diğer tarafından çıkıp mutfağı dolandı ve diğer taraftan geri salona geçti.

-GEL BURAYA MİNİK CİVCİV.

Aşkım babasının sesine gülerken, kollarını açıp, içeriye doğru gelen Kaan'a koştu.

-NAMNAAAA.

Kaan gülerek Aşkım'ı kucağına alıp havaya atınca Aşkım kahkaha attı. Diğerleride koştur koştur aşağı inerken evden ilk çıkan Ege ve peşinde sürüklediği Ece olmuştu.

-Devamsızlık hakkım bitti koş kıvırcığımmm. Geç kalırsak sıçtım.

Onur'un aklına aniden olmayan devamsızlığı gelince yerinden fırladı ve kapıya koştu. Kaan'ın yanından geçerken de Aşkım'ı hızlıca Kaan'ın kollarından almıştı. Kaan ne olduğunu anlayamazken bağırdı.

-Kapkaççı it.

Onur ayakkabılarınu ayağına giyerken Aşkım'ın minik ayakkabılarını Aşkım'ın beline doladığı eline aldı. Aşkım babasının göğüsü ve kolu arasında kalmış babasının ne yaptığına bakarken Onur onun üstüne montunu örtüp dışarı fırladı. Aşkım monttan dolayı hiç bişe göremezken çığlık attı.

-AAAAAAA BABAAMM.

Onur arabaya koşarken konuştu.

-Giyinmeye vaktimiz yok yavrum dur. Üşüme diye örttüm.

Onur arabaya gelince Aşkım'ı oto koltuğuna oturtup kemerini bağladı. Ege ve Ece, Sarp'ın arabasındayken Hilal ve Kaan da o arabaya bindi. Ahenk ve Sarp da Onur'un arabasına binince okula doğru yola çıktılar. Ahenk arkada Aşkım'ın yanında oturunca ona ayakkabılarını ve montunu giydirmişti.

-Baba üstüne mi attı montu?

Aşkım dudaklarını büzüp kaşlarını çatarken Ahenk'i onayladı. Ahenk ona gülerken Onur arabayı park etmişti. Onur arabadan fırlayıp arka kapıyı açtı ve Aşkım'ı kucakladı. Hepsi koşarken Kaan konuştu.

-KİMİN DERSİYDİ BU?

-ŞUKUFE Mİ NEYDİ KADININ ADI? (Ege)

-ŞUKUFE KİM BE? (Hilal)

-Ş İLE BAŞLAYAN GARİP BİŞEYDİ. (Sarp)

-SURATSIZ KADIN, ONUR VE BENDEN NEFRET DİYOR. (Ege)

Genelde Ege ve Onur aynı saatte derste olduğundan ve hep bir sorun çıkardınlarından kadın ikisini de hiç sevmez ve Onur'un genç yaşta baba olmasını onaylamazdı. Amfi ortasında Ege 'sanane hoca sanane' diye bağırınca Ege ve Onur'un not ortalaması aniden yerleri görmüştü.

-YAVRUMA LAF EDEN KARININ DERSİNE YAVRUMLA GİDİYORUM. KARI DEDİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM AMA HAKETTİ. (Onur)

Hepsi binaya girince Ece ve Hilal kendi derslerinin olduğu amfilere ayrılırken dördü aynı amfiye girdi. Hoca bu ders için iki ayrı saatte olan grupları birleştirmiş bu sebepten hepsi aynı saatte derse girmek zorunda kalmıştı. Onur kucağında Aşkım ile amfiye girince tüm bakışlar ona döndü. Onur artık bakışlara alıştığından hiç birini takmadan üstünü ve saçını düzeltti. Ardından da Aşkım'ın saçlarını düzeltip amfi basamaklarına yöneldi. Aşkım kendisine bakan meraklı gözlere kaşları çatık baktı.

-Civciv bat vo.
(Civcive bakmayın)

Onur Aşkım'ı öpüp boş olan yere oturdu.

-Çok güzel olduğun için bakıyorlar bebeğim.

Aşkım gülüp babasına sarılırken hoca içeriye girdi.

-İsmi neydi hala hatırlamıyor musunuz? (Kaan)

-Şükraniye miydi? (Ege)

-O ne biçim isim? Pişmaniye gibi. (Onur)

Onlar kendi aralarında konuşurken en kenarda oturan Kaan'ın yanında çocuk Kaan'ın önüne bir kağıt itti. Kağıtta kadının adı yazıyordu.

-Şükufe. (Kaan)

Ege ben biliyordum bakışları atarken Sarp mırıldandı.

-Sen Şukufe dedin. (Sarp)

-Aynı şey Sarpişko. (Ege)

Hoca amfide gözlerini gezdirirken Onur'un kucağındaki Aşkım'ı buldu gözleri.

-9 numara gözün var kadın. En arkaya oturup bizim minnağı nasıl gördün? (Ege)

-Sorsak hangimiziz ayırt edemez bu mesafede. (Sarp)

Kadın gözlüğünü düzeltip gözlerini kıstı ve tekrar baktı. Ege o sırada Aşkım'ın başını tutup kendi bacağına yatırınca Aşkım kadrajdan çıkmıştı. Onur gülmemek için kendini kasarken amfide Aşkım'ın gülüşü yankılandı. Ege anında Aşkım'ın ağzını kaptırken mırıldandı.

-Şhh boncuğum. (Ege)

Şükufe bu numarayı yemezken asık suratlı yüzüyle basamakları çıkmaya başladı.

-Sıçık. Devamsızlığımız yok hepimiz sıçtık. (Kaan)

-Kader be Kaan aşkom. Bir seneyi daha okuruz artık. (Ege)

-Bu kadını seven var mı acaba? (Ahenk)

Ahenk yanında oturan Sarp'ın elini tutarken Sarp mırıldandı.

-Sanmam güzelim. (Sarp)

Ecellerini bekler gibi yaşlı kadının basamakları çıkmasını beklerlerken Ege bıkkın bir nefes verdi.

-Bu çıkana kadar ders bitti. (Ege)

Kaan'ın yanındaki çocuk Kaan'ı dürtünce Kaan kaşlarını çattı.

-Dürtüp durma bir dahakine refleksen yersin yumruğu. (Kaan)

Çocuk hafif ürkse de Aşkım'ı işaret etti.

-Bize verin bebeği.

Kaan kaşlarını çatıp bakarken arkasındaki dizli olan gruba baktı. Gruptaki üç kız elleri ile Aşkım'ı işaret ederken diğer erkeklerde onaylıyordu. Kaan Onur'u dürtünce Onur o tarafa baktı. Bakışlardan ne olduğunu anlayınca kaşlarını çattı.

-Vermem yavrumu. (Onur)

Onur erkeklerin arasından tanıdık bir sima görünce ona güvenebileceğini bildiğinden Aşkım'ı uzattı.

-İsmini unuttum turuncu ama sana güveniyorum sen tut yavrumu.

Çocuk gülerek Aşkım'ı kucaklarken Onur Aşkım'a baktı.

-Abilerle dur birazdan alıcam seni bebeğim.

Aşkım onaylarken turuncu çocuk Aşkım'ı yanındaki kız ile arasına oturtturdu. Aşkım ikisi arasında gözükmüyordu. Kız Aşkım'ın elleri ile oynarken Aşkım kızın yüzüklerine bakmaya başladı. O orda oyalanırken hoca diğerlerinin yanına gelmişti.

-Nerde o? Onur ben demedim mi sana beneği bırakacak kimsen yoksa sakın gelme diye? Ne diye bu yaşta yaptın bebeği zaten? Bu nesil ne böyle ya?

Onaylamaz sesler çıkarırken devam etti.

-Sorumsuz. Daha kendine bakamazken bebeğe mi bakacaksın? Sen bi üniversiteyi bitirmeyi başarsaydın sonra denerdin baba olmayı.

Onur sesini çıkarmamak için çenesini kasıp yumruklarını sıktı. Kadını dinlememek için elinden geleni yaşıyordu. Dizlerini titretip gözlerini yumdu. Kadına cevap vermemesi gerekiyordu kadın zaten notlar konusunda fazla cimriydi, kadına cevap verirse kadın asla dersten geçirtmez ve senesinin uzamasına sebep olurdu. Bir süre tahammül etmeyi denedi, dinlememeye çalıştı ama sabrının sonuna gelmişti.

-Sikerim senesini. (Onur)

Onur'un mırıltısını duyan sadece Kaan olurken  Onur ayağa kalktı. Kaan bu atağı bildiğinden tepki vermezken Ege Onur'un koluna sarıldı.

-Mavi boncuk otur.  Kurbanın olayım otur. Ne dinliyorsun muşmula suratlı kadını. Siktir et otur.

Onur hocaya döndü ve yüzündeki sahte gülümseme ile konuştu.

-Hayatım hakkındaki yorumlarınız bittiyse dersinize başlar mısınız?

Tabikide ayağa kalkarken aklında bu konuşma yoktu. Ege koluna asılınca konuşma buna evrilmişti.

-Sen mi karar vereceksin ne zaman başlayacağıma? BAŞLAMIYORUM. İPTAL DERS. Defolun hepiniz.

Onur'un gülümsemesi büyürken turuncu çocuğa döndü.

-Alayım kızımı.

Çocuk Aşkım'ı uzatırken hoca bağırdı.

-AAAAA NE BU SEVİYESİZLİK? Anaokulu mu burası?

Onur onu takmadan yanınan geçerken kadın devam etti.

-Böyle devam et Onur böyle devam et. Sekiz senede anca bitirirsin bu bölümü.

Onur adımlarını durdurup arkasına baktı. Kadın üstü kaplı tehdit etmişti.

-Anlamadım. (Onur)

-Hem çocuk bakıp hem üniversite okumak zordur evladım. Yapamazsın. Ya baba olacaksın ya öğrenci. Öğrenci olacaksan da çocuğu peşinde perişan etme de bakabilcek birine ver.

Onur daha fazla dayanamayıp kadının karşısında dikildi.

-Kapa çeneni artık. Senin görevin ders anlatmak hayatıma karışmak değil. Sadece bir derslik kızım yanımda onu da isteyerek yapmadım. İki ayrı grubu birleştirip devamsızlık hakkımızı azalttığından dolayı buradayız.

Kadın sinirden renk değiştirirken Onur gülümsedi.

-Ders iptal olduğuna göre izninizle ben defoluyorum. (Onur)

Ege gururla Onur'a bakıp ayağa kalktı ve alkışladı. Onun peşine sınıftan bir kaç kişi daha alkışlamıştı.

-Konuş yiğidim. Tam arkandayım. (Ege)

Ege Onur'un peşine giderken Şükufe hocanın yanından geçerken ters ters bakmayı unutmamıştı.

-Hepinizi dersimden bırakayım de görün.

Sarp bunu duyunca hocanın yanında durdu ve hafifçe öksürdü.

-Bölüm birincisi olarak bu dersten kalırsam veya arkadaşlarım sizin yüzünüzden haksız yere dersten kalırsa. Rektörümüz ile bir görüşme yapmam gerekir. Malum bölüm birincileri rektör hocalarımızın gözdeleri. Eminim bana zaman ayırırlar.

Sarp şirince gülüp Ahenk ile giderken Kaan kahkaha atarken peşlerinden iniyordu.

-Seviyorum bu itleri. Sen alınma çiçola. (Kaan)

Sonda Ahenk'i kast ettiğinde Ahenk gülerken diğerleri bağırdı.

-Sensin lan it. (Sarp, Ege)

Hoca Aşkım ve Onur'a son kez bakarken Aşkım kıkırdayıp hocaya el salladı. Bunu gören Ege kahkahayı basmıştı.

Devam edecek.....

Bölüm nasıldıı?

Israrla Aşkım'a bir şey olmasını bekleyen bebeklerim var biliyorum. Aklımdasınız müsait bir zaman kolluyorum.

Başka istekler varsa yazabilirsiniz.

Karakterlere sorular da sorabilirsiniz.

Artık ara ara geçmişlerinden bahsetmeye başladım şuanlık Ahenk ve Ece'nin geçmişinden bahsedildi sadece ileride diğerlerinin de geçmişine değineceğiz.

Dava 5 martta bu arada onu da şimdiden söyleyim.

Bir de beni instagram'dan takip eder misinizzz?? bal.hnm

Sizleri çok çok seviyorum kendinize iyi bakınn🤍🤍🤍

Continue lendo

Você também vai gostar

77.3K 2.2K 8
Bir polis, Bir doktor, Ve onları bir araya getiren baş belası bir komşu... 🌙 Bicirik Biricik isimli tek kitaptır... 13.06.2022 Kitaplarım şahsıma ai...
796K 36K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
Çilek Kız De Lara

Ficção Adolescente

1.2M 86K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
KAYIP BAĞLAR De notteneraw

Literatura Feminina

210K 14.3K 20
Milena, 18 yıl boyunca babasının onu istemediğini sanan bir kızdı. Ne zaman ki annesinin de yakalandığı hastalığa ilik kanserine yakalandı işte o zam...