Poseidon

By sunrisevant

3.4K 589 621

Taehyung, okyanusta yaşayan bir deniz erkeğiydi. Babasının zoruyla başkası ile evlenmemek için evden kaçan ve... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
11
12
13
14
15
16 (M)

10

179 31 23
By sunrisevant



Selamm

Aşık Jungkook yapmak istiyorum artık birazcık Taehyung'un peşinden koşsun

Keyifli okumalar 🤍


Ne hissettiğimi bilmiyordum ama kesinlikle iyi şeyler hissetmiyordum. En sevmediğim adam toplantıya geldiği yetmiyormuş gibi kendi kafasına göre benim odama girip Taehyung ile gülüşerek sohbet ediyordu.

Sıktığım yumrukları serbest bırakarak yüzümdeki ifadeyi rahatlatmış ve gülümseyerek içeriye girip yanlarına gittim. Bu adamın yanında sinirli bir tavırla duramazdım, ona istediği şeyi veremezdim.

"Namjoon merhaba, toplantılara gelmediğin için toplantı odasını bulamayıp odama girmen çok normal, sekreterim sana yolu gösterecektir."

İğneleyici sözlerim ile ikisininde gözleri bana dönmüştü.

"Sanada merhaba Jungkook,"

Taehyung'un tam yanına geçtiğimde karşımdaki bedenin gülümsemesi değişmiş ve her zamanki samimiyetsizlikle gülümsüyordu.

"Aslında sana bakmaya gelmiştim ama Taehyung ile tanıştık."

"Bana olan özlemini toplantıda giderirsin, şimdi lütfen bizi yalnız bırak."

Namjoon söylediklerimden sonra kafasıyla beni onaylamış ve son kez Taehyunga gülümseyerek odadan çıkmıştı. Onun çıkması ile bende yüzümdeki sahte gülümsemeyi silmiş ve masama doğru yönelmiştim. Bu adamdan gerçekten hiç mi hiç haz etmiyordum.

"Jungkook neden bu kadar kabasın?"

Masama oturduğum esnada Taehyung'un sesi ile bakışlarımı ona dikmiştim. Bu adamı tanımadığı için bana kaba diyordu ama hareketlerimde gayet haklıydım.

"Pardon, yeni arkadaşına çok mu kaba davrandım?"

"O benim arkadaşım değil"

Ayakta duran beden yavaş adımlarla masamın önündeki koltuklara gidip oturmuştu. Neden böyle davrandığımı anlamaması normaldi ama yakında bu adamın nasıl birisi olduğunu görürdü.

"Baya sevmiş gibi duruyordun"

"Jungkook, neden bu kadar sinirlisin?"

Elimde tuttuğum ve sıktığımı bile fark etmediğim kalemi masanın bir köşesine atmış ve oturduğum yerde arkama yaslanarak gözlerimi kapatmıştım. Yeteri kadar sinirim bozulmamış gibi başıma da ağrılar girmişti. Bir elimi başıma atıp şakaklarıma masaj yaparken yanımdaki bedenin varlığını hissetmiş daha sonrada başımın üzerindeki parmakları hissetmiştim.

İtiraz etmeden elimi çekmiş ve Taehyung'un yavaşça başıma masaj yapmasına izin vermiştim.

"Sakin ol, toplantın çok iyi geçecek"

Kulaklarıma dolan yumuşak ve sakin sesle birazda olsa sakinlemiş ve keyifle mırıldanmıştım. Başımdaki ağrının yavaş yavaş yok olması ile gözlerimi açmış ve şakaklarımda duran eli avucumun arasına alarak küçük bir öpücük bırakmıştım.

"Teşekkür ederim. ben toplantıya gideyim artık, Sen buradan sakın çıkma"

"Tamam, toplantı bitince eve gider miyiz?"

Taehyung'un çekinerek sorduğu ile hafifçe sırıtmış ve tek kaşımı kaldırarak kollarımıda göğsümde birleştirmiştim.

"Ne oldu, sıkıldın mı yoksa?"

"Hayır sıkılmadım ama suyu çok özledim."

Taehyung'un gülümseyerek söylediklerinden sonra hafifçe sırıtmış ve kafamı sallayarak onaylamıştım. Odadan çıkmadan önce de
Neden yaptığımı bilmediğim bir şekilde Taehyung'un yanağına ufak bir öpücük bırakıp odadan çıkmıştım.


Boğazımdaki kravatı birazcık gevşeterek toplantı odasından ayrılmış ve hızla kendi odama doğru adımlamıştım. Toplantı beklediğimden daha iyi geçmişti, neyseki sinir olduğum adamı görmezden gelmeyi başarabilmiştim. Önemli işlerimde vardı ama Taehyung eve gitmek istediği için onunla eve gidecektim. Normalde işlerini aksatan bir adam değildim ama bir seferden bir şey olmazdı diye düşünüyordum.

Odama girdiğimde bakışlarımı etrafta gezdirsemde Taehyungu görememle kaşlarımı çatmıştım. Ona odamdan çıkmaması gerektiğini söylemiştim. Nereye gitmiş olabilirdi ki, hiç bir yeri bilmiyordu.

Odamın hemen çaprazında odası bulunan sekreterimin yanına gitmiştim. Kız, benim gelmemle ayağa kalkmış ve eline bir kaç dosya almıştı ama şu an onlarla uğraşmak istemiyordum.

"Efendim toplantınız bitmiş, bir kaç imzalamanız gereken evrak var."

"Onları sonra imzalarım. Taehyung nerede biliyor musun?"

"Odanızdaki beyefendi az önce tuvaletin yerini sormuştu bana."

Anlamayarak kaşlarımı çatmış ve hızla tuvalete doğru adımlamıştım. Taehyung'un tuvalet ihtiyacı olmuyordu ki, suyla da işi olamazdı çünkü suya temas ederse kuyruğu ortaya çıkardı.

Hızla katta bulunan tuvaletin kapısını açmış ve tek tek kapıları tıklamaya başlamıştım. Ortadaki kapıdan Taehyung'un sesini duymam ile hızla adımlarımı oraya yönlendirdim.

"Taehyung senin ne işin var orada?"

Kapının kilidi açıldığı anda kapıyı yavaşça araladığımda Taehyung'un kuyruğunu görmemle şaşırıp kalmıştım.

"Jungkook bir sorunumuz var."

Bir şey demeden tuvalet kabininden çıkıp hızla tuvaletin kapısını kilitlemiştim. Etraf kalabalıktı ve her an birisi içeriye girebilirdi bu durumda da her şey daha da karışırdı.
Adımları tekrar Taehyung'un olduğu kabine yönlendirmiş ve bakışlarımı klozetin üzerinde oturmaya çalışan bedenin üzerinde gezdirmiştim.

"Taehyung, bu nasıl oldu?"

"Aynaya bakmak için buraya geldim ama bir anda unutup suya dokundum sonrada kimse görmesin diye kendimi buraya attım."

Klozetin hemen yanında bulunan tuvalet kağıdından elime baya bi dolayarak hızlı hareketlerim ile Taehyung'un kuyruğunu kurulamaya başlamıştım. Tekrar insan formuna gelebilmesi için kuyruğunun kuruması gerekiyordu. Her ne kadar bu balık dokusundan nefret etsemde şu an zor durumdaydı ve yardım etmem gerekiyordu.

Elimdeki ıslanmış peçeteleri çöpe atarak tekrar elime almış ve kurulamaya tekrar başlamıştım. Aradan geçen dakikalarda zorda olsa kurulamayı tamamen bitirdiğimde sonunda Taehyung'un bacakları tekrardan çıkmıştı. Fakat şu andaki sorun tamamen çıplaktı.

"Sonunda."

Bakışlarımı hızla Taehyung'un bedeninden çektiğimde, Taehyungta yere düşmüş olan kıyafetlerini alıp giyinmeye başlamıştı. Kıyafetleri kirlenmiş olsada şu an yapabilecek başka bir şeyimiz yoktu, giymek zorundaydı.

"Teşekkür ederim."

"Ya benim yerime başkası gelseydi? Sana odadan çıkma dedim."

Sert sesimle Taehyung bakışlarını yere indirmiş ve mahçup bakışlarını tekrar bana göndermişti.

"Özür dilerim, bir daha yapmayacağım."

Taehyung karşımda böyle bakışlar gönderdiği sürece ona kızmak gerçekten mümkün değildi. Masmavi gözleri ile bana alttan masum masum bakıyordu, nasıl kızabilirdim ki?

"Tamam bakalım, hadi eve akşam misafir gelecek."

"Kim gelecek?"

"Bir kaç iş ortağım ve maalesefki Namjoonda gelecek."

"Böyle özel günlerde senin gibi giyecek kıyafetlerim yok ki benim."

Yatakta oturup üzgün bakışlarını bana göndererek konuşan bedene bakmış ve hafifçe gülümsemiştim. Misafirlerin gelmesine az bir vakit kaldığı için kıyafetlerimi çıkarmış ve bir pantolonla gömlek giyiyordum.

"O şortların hariç istediğini giyebilirsin."

"Neden şortlarımdan birini giyemiyorum?"

Taehyung'un ciddi sorusu ile hafifçe sırıtmış ve aynada olan bedenimi oma çevirerek sorusunu cevaplamıştım.

"Çünkü, misafirlerin önünde şort giyilmez."

Aslında böyle bir şey yoktu tabiki ama bu gece Namjoonun önünde o şortlarını giymesini istemiyordum. Bunu neden istemediğimi bilmiyordum bile ama yinede istemiyordum. Namjoon gibi bir adama güvenmiyordum.

"Ah pekala o zaman."

Taehyung bu konuları bilmediği için dediklerime direkt inanmış ve dolaptan kendisine beyaz bir eşofman takımı çıkarmıştı. En yakın zamanda onun için bir alışverişe daha çıkmalıydım. İlk aldığım zaman rahat olabilmesi için sadece eşofman tarzı şeyler almıştım fakat şu anda gerçekten kıyafetlere ihtiyacı vardı.

Taehyung ilk önce altını sonrada üstündekini çıkarmış ve yeni kıyafetlerini giymişti. İkimizde birbirimizin yanında giyinmeye çok alıştığımız için çekinmiyorduk.

"Bunlarıda niye giyiyorsunuz asla anlamıyorum."

Taehyung yere oturup onun için aldığım beyaz çorapları giyerken bir yandanda söylenmesi ile kıkırdamadan edememiştim. Çorap giymeyi hiç sevmiyordu ve çok anlamsız buluyordu ama ayakkabı giyeceği içinde giymek zorunda kalıyordu.

En son olarak beyaz spor ayakkabılarını da giydikten sonra yerden kalkmış ve eline tarağını alarak ayna karşısında saçlarını düzeltmeye başlamıştı. Üzerinde beyaz bir takım, açık sarı saçları ve masmavi gözleri ile o kadar duru bir güzelliği vardı ki, hayran kalmamak elde değildi. Taehyung'un gerçekten çok duru bir güzelliği vardı.

"Hazırım ben"

"Bence daha tam hazır değilsin."

Sırıtarak söylediklerimle Taehyung anlamayarak üzerine bakmıştı.

"Neyim eksik ki?"

Parmağımla beklemesini söyledikten sonra yatağımın yanındaki komodinden mavi bir kolyeyi elime almış ve tekrardan Taehyung'un yanına adımlamıştım. Avucumdaki kolyeyi ona göstererek konuştum.

"Bunu gözlerinde çok uyumlu olacağı için almıştım, bence takmalısın."

"Teşekkür ederim!"

Taehyung, sevinçle konuşmuş ve gülümseyerek bana arkasını dönmüştü. Takmamı istediğini anladığımda arkası dönük bedenine yaklaşmış ve kolyeyi takmıştım. Böyle küçük hediyelere bile çok mutlu olup heyecanlanabiliyordu.

Bu kolyeyi özellike almıştım. Kolye Akuamarin taşları ve gerçek inciler ile yapılmıştı. Akuamarin, deniz suyu anlamına gelen doğal bir taştı. Dekoratif olmasının yanı sıra enerjisi ve şifası bol bir taştır. Kıymetli taşlardan olup Beril'in şeffaf ve silikatlı bir türüdür. kolyenin ucunda bir adet yunus da vardı ve kesinlikle Taehyungla çok uyumlu bir kolyeydi.

"Çok yakıştı."

Taehyung, bedenini bana çevirmiş ve kollarını belime sarmıştı. Gülümseyerek sarılışına karşılık vermiş ve kollarımı bedenine sarmıştım.

"Tekrardan teşekkür ederim"

"Hadi aşağıya inelim, birazdan gelirler."

Taehyung'un beni onaylamasıyla ikimizde odadan çıkmış ve bahçeye inmiştik. Çalışanalarda bir yandan bahçeye kurdukları masaya yemekleri taşıyorlardı.

"Taehyung bak havuzdan uzak dur tamam mı? Yanlışlıkla düşersin falan başımız belaya girer."

Bahçenin ortasındaki masanın yanına geldiğimizde Taehyung tek kaşını kaldırmış ve bedenini tamamen bana çevirerek konuşmuştu.

"Ben ne zaman yanlışlıkla düştüm havuza?"

"Hmhm, gördük bugün."

"O sadece bir anlık bir kazaydı!"

Kıkırdayarak sinirli olan bedeni daha da sinirlendirmek için ellerimi saçlarına atmış ve hafifçe karıştırmıştım. Taehyung saçlarına çok önem verirdi ve bu hareketim onu daha da sinirlendirmişti.

"Jungkook ya! Daha yeni taradım, yapma!"

Taehyung çatık kaşları ile saçlarını düzeltmeye çalışırken yanımdan geçen çalışana seslenerek durdurmuştum.

"Masadaki bütün suları kaldırıp servis sehpasının üzerine bırakın, su içmek isteyen oradan alır."

Çalışan kadın beni onaylayarak masaya doldurup koydukları suları teker teker toplamış ve kenarda duran, üzerinde peçete ve baharatların bulunduğu daha ufak masanın üzerine taşımışlardı. Nerede neyin olacağını bilemezdim bu yüzden bütün tedbirleri almam gerekiyordu. Taehyung dikkatli olsa bile başka birisinin suyu yanlışlıkla dökmesi ile her şey mahvolurdu.

Bahçe kapısında gördüğüm arabalar ile üzerimi düzeltmiştim. Bu gecenin güzel geçmesini istiyordum bu yüzden sevmediğim kişilerde olsa takmamaya çalışacaktım. Sonuçta bu adamlarla iş yapacaktım ve sevmediğim kişileri görünce kontrolümü kaybedecek kadar toy değildim.

Hoseok misafirleri karşılamış ve buraya doğru eşlik etmişti. Daha gelecek bir kaç kişi vardı ama sorun değildi bekleyebilirdik.

Güler yüzleriyle yanıma yaklaşana üç kişiyle aynı şekilde gülümsemiş ve eğilerek baş selamı vermiştim. Çok konuştuğum adamlar değillerdi ama iyi olduklarını düşünüyordum.

"Hoş geldiniz, Gelecekleri beklerken veranda da bir şeyler içmek ister misiniz?"

"Tabi, olur"

Malcolm'un onaylaması ile yanımdan benimle birlikte gelen Taehyungla ve arkamızdan gelenlerle verandaya girerek koltuklara yerleşmiştik. Çalışan kadın üzerinde içkiler olan tepsiden herkese birer bardak vermişti.

"Bunlar ne?"

Yanımda oturan Taehyung'un kulağıma fısıldayarak söyledikleri ile gülümsemiş ve aynı şekilde kulağına eğilerek fısıldamıştım.

"Bunlara biz içki diyoruz ama sen alışık değilsin, içmesen daha iyi olur."

Taehyung tabiki her zaman olduğu gibi beni dinlememiş ve bardaktaki içkiyi önce koklamış sonrasında bir yudum alarak yüzünü ekşitmişti. Ona içmemesi gerektiğini söylemiştim ama o yine ve yine kendi bildiğini okumuştu. Sarhoş bir Taehyung nasıl olur diye çok merak ediyordum ama bugün misafirlerin önünde sarhoş olması kötü olabilirdi.

"Maalesef Hajun ve Doyun gelemiyor."

Malcolm'un tekrar konuşarak söyledikleri kafamla onaylamıştım. Benim için hiç fark etmezdi hatta daha iyi olabilirdi çünkü ben kalabalıktan pek hoşlanmazdım.

"O zaman sadece Namjoonu bekliyoruz."

Söylediklerimde karşımda oturan bedenler beni kafasıyla onaylamıştı. Sakin olmak istiyordum ama o adamın Taehyungla gereksiz samimiyete girmesine ne kadar sakin kalabilirdim bilmiyordum. Benim yaptığıma kıskançlık denilmezdi sadece sevmediğim birisinin etrafımdaki insanlarla samimiyet kurmasından hoşlanmıyordum. Bu Taehyunga özel bir durum değildi bence.

"Bu yanınızdaki beyefendi kim? Daha önce hiç şirkette karşılaşmamıştık."

Hyunjinin bakışları yanımda oturan Taehyunga değdiğinde gülümseyip bende kafamı yanımdaki bedene çevirmiştim.

"Tanıştırayım sizi Taehyung benim ev arkadaşım şirketle alakası yok."

"Memnun oldum."

Taehyung'un gülümseyerek söylediklerinden sonra Hyunjinde aynı şekilde gülümsemişti. Bu adamla çok bir muhabbetim yoktu ama sıcak kanlı birisine benziyordu.

"Min şirketi ile ortaklığı ayırmışsınız."

Daha önce sadece toplantılarda konuştuğum ve adının Yoongi olduğunu bildiğim adamın konuşması ile bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Borsaya girmek istediklerini söylediler bende bunu yapmayacağımı söyleyince yollarımızı ayırdık."

"Şirketiniz hiç bir zaman borsaya katılmadı, bu yolda kazanan çok insan var."

"Haklısınız borsa kazandırdığı gibi kaybettirebiliyor da, doların sürekli inişli çıkışlı hallerini hepimiz biliyoruz ve boş yere kaybetme ihtimalimin olduğu bir yola girmeyi tercih etmiyorum."

Yoongi haklı olduğuma dair bir şeyler söyledikten sonra elindeki içkiden bir yudum daha almıştı. Bahçe kapısında duyduğum araba sesi ile sonunda Namjoonun da geldiğini anlamış ve bakışlarımı oraya çevirmiştim.

Tahmin ettiğim gibi Namjoon gelmişti. Arabasından inmiş ve Hoseok'un yönlendirmesi ile verandaya doğru adımlıyordu. Nedensizce yüzünden silmediği bir gülümsemesi vardı ama bu gülümse samimiyetten tamamen yoksun ve sinir bozucu bir gülümseydi.

Yanımıza gelen beden herkesle selamlaşmış ve bakışları Taehyungta durmuştu. Evet bu tepkiyi ondan bekliyordum.

"Ah Taehyung! Sende buradaymışsın."

"Evet, ben burada yaşıyorum zaten."

Namjoon şaşırdığı belli olan ifadesi ile karşımdaki tekli koltuğa kendini atarak ortada bulunan sehpadan bir kadehte kendine almıştı.

"Senin Jungkookla yaşadığını bilmiyordum, burayı daha çok ziyaret edeceğim gibi duruyor."

"Sevgilim benimle yaşamayacakta nerede yaşayacak değil mi ama Namjoon?"



Selamlarr

Hayırdır Jungkook sevgili falan diyorsun aşık oldun herhalde

Jungkook çok aşık arkadaşlar

Umarım bölümü beğenmişsinizdir diğer bölümde görüşmek üzere 🤍

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 37.4K 63
𝐒𝐓𝐀𝐑𝐆𝐈𝐑𝐋 ──── ❝i just wanna see you shine, 'cause i know you are a stargirl!❞ 𝐈𝐍 𝐖𝐇𝐈𝐂𝐇 jude bellingham finally manages to shoot...
26.9M 1.1M 42
she dreads to get to school because of one name. ; high school au, tsundere!taehyung lmao » under edit » #4 in fanfiction on 171222
201K 4.2K 47
"You brush past me in the hallway And you don't think I can see ya, do ya? I've been watchin' you for ages And I spend my time tryin' not to feel it"...
31.1M 1.1M 49
"Screw the rules. I want you, Kim Y/N." THIS FIC WAS MADE INTO CLICKBAIT FOR A YOUTUBE VIDEO COMPLAINING ABOUT KOREABOOS LOLLL ITS NOT THAT BAD GIVE...