12

178 30 12
                                    


Jungkook

Üzerime elimdeki ceketide geçirdikten sonra son kez boy aynasında kendime bakmış ve hazır olduğumu anlamıştım. İşe çok geç kalmıştım çünkü uyandığımdan beri kafam çok dalgındı. Tabiki bunun tek suçlusu da Taehyungtu. Dün gece bir anda gelişen şekilde onunla yakınlaşmıştım ve bu içimde anlamsız bir duygunun yer edinmesini sağlamıştı. Aşırı bir yakınlaşma olmamasına rağmen resmen aklım uçup gitmişti. İşe gitmeden önce Taehyungun yanına uğramalı mıydım bilmiyordum. Yanımda olmasa bile dün akşam ki yakınlaşmamız, mimikleri falan hep aklımdaydı. Kendime bile itiraf etmekten utansamda bir gerçek vardı, Taehyungla daha fazla yakınlaşsak ne olurdu diye düşünmeden edememiştim.

Düşüncelerimle boğuşurken kapının bir anda açılmasıyla aynadan bakışlarımı kapıya çevirmiştim. Taehyung olduğunu zaten anlamıştım çünkü bu evde benim odama bu şekilde sadece Taehyung girerdi.

Kafamı arkaya çevirmeden aynadaki yansıma ile içeriye giren bedeni süzmüştüm. Üzeri tamamen çıplaktı sadece altında giydiği şortlarından biri vardı. Tanrım, deli edecekti beni.

"Jungkookie, artık kendi başıma havuzdan çıkıp yürüyebiliyorum."

Sevinçle anlattıklarını gülümsemiş ve en sonunda bedenimi tamamen Tarhyunga çevirmiştim. Elimde olmadan bakışlarım vücuduna kayıyordu. Bir erkeğe göre fazla güzeldi. Erkek olmasına rağmen vücudu kıvrımlı ve inceydi. Deniz erkeği olduğu için mi böyleydi yoksa Tanrı onu özenerek mi yaratmıştı bilmiyordum ama o kesinlikle çok güzeldi.

"Jungkook! Bir şey söylemeyecek misin?"

Hafif sinirle kurduğu cümleyle tekrar sırıtmıştım.

"Aferin mi bekliyorsun?"

Taehyung'un çatılı kaşları biraz daha çatılmış ve sert adımlarla tam önümde durmuştu. O her ne kadar kaşlarını çatsada ben gülümsemeden edemiyordum, sinirli göründüğünü falan mı sanıyordu?

"Hayır! Öküz olmayan bir Jungkook bekliyorum sadece!"

Sözlerinin ardından arkamdaki gardropa ulaşmaya çalışsada onu engellemiş ve iki elimlede kollarından tutarak kendi bedenime yaslamıştım.

"Öküz demek ha?"

Ani hareketimle ilk başta afallasada hemen kendini toparlamış ve eski yüz haline geri dönmüştü.

"Evet, aynen öyle."

Taehyungun kollarında duran ellerimi biraz daha sıkılaştırmış ve olabilecekmiş gibi kendi bedenime biraz daha yaklaştırmıştım. Bana neler oluyordu en ufak bir fikrim yoktu ama şu an bedenlerimizin tamamen birleşmesi deli gibi hoşuma gidiyordu.

Taehyung benim sessiz kalmam ile bakışlarını aşağıya indirmiş ve kollarımın arasında çırpınarak benden kurtulmaya çalışmıştı.

"Jungkook bıraksana ya!"

"Sen şimdi göreceksin öküz nasıl olunurmuş."

Anlık bir şekilde Taehyungun bedenini bırakmış fakat zaman kaybetmeden hızla ellerimi bacaklarının altına ve bedenine atarak kucağıma almıştım. Ani hareketimle Taehyung irkilmiş ve sıkıca siyah ceketime tutunmuştu.

"Ya! Ne yapıyorsun sen!"

Kucağımdaki bedenin bağırışlarına sadece kıkırdamış ve hiç cevap vermeden odadan çıkmıştım. Merdivenlerden inerken Taehyung bana hala sesli bir şekilde homurdandığı için çalışanların meraklı bakışları bize dönmüştü. Pek umrumda olmadan mutfaktaki bahçe kapısından dışarıya çıkmış ve arka bahçedeki havuza doğru ilerlemeye başladım.

Poseidon Where stories live. Discover now