Element Avcıları

De HayalPeResT0244

14.6K 3.5K 4.2K

Oyunculuk kariyeri peşinde olan Açelya bir gün doğa üstü güçlere sahip olur ve sonradan aslında bu güce sahip... Mai multe

GİRİŞ
İLK KARŞILAŞMA
TUZAK
SON ÇARE VE YENİ KIZ
ONİ MASKESİ
YILIN İLK HATASI
MASKELERİN GÜCÜ VE HAİN
ZEHİR
SESSİZ ÇIĞLIKLAR
ÖZGÜRLÜK
KIZIL ONİ
TEKRAR EDİLEN ANILAR
TEKRAR BAŞLAMAK
GEÇMİŞE ÖZLEM
OYUN
ÇETE
BENİM İÇİN ÖLÜRMÜSÜN?
ÖZGÜRLÜĞÜM OL
BENİM SEVGİLİM
ABİ KARDEŞİN GAZABI
SEÇİM
BÜYÜK KATLİAM
DOĞANIN HÜKÜMDARI
ÖLENE KADAR
AŞIĞIM
YÜZLEŞİLEN GERÇEKLER
YENİ ELEMENT KULLANICISI
GÖRÜNMEZLER

RÜYA

499 161 130
De HayalPeResT0244

Oy verip yorum yapmayı unutmayın canlarım.

❤️❤️❤️İYİ OKUMALAR ♥️♥️♥️

Evin içinde bizimkileri aramaya başladım.Bütün odaları gezindim fakat kimse yoktu.Oturma odasındaki masaya geldiğimde birisinin adım seslerini duydum.

Adım sesleri giderek yaklaşıyordu fakat ben kimseyi göremiyordum.
"Kimsin sen" diye titreyen sesimle sordum.

Sorumun ardından arkadan birisi fısıldayarak konuşmaya başladı.

"Bir çok adım var.Hangisini duymak istersin?"

Hızla kendimi geriye attığımda ayağım halıya takıldı ve yere düştüm.Karşımda bir Oni duruyordu.Kan kırmızısı gözleri ve uzun boynuzları vardı.Vücüdunda kırmızı çizgiler geziniyordu.Gözlerinin kenarlarında da bir maskeyi andıran kırmızı şekiller vardı.

"Sen bir Oni'sin.Bu imkansız,maskenin içinde olman gerekiyordu."

"Zaten içindeyim ve aşırı sıkıldım."

"Öyleyse nasıl oluyorda şuan karşımda duruyorsun?"

"Ruhun onun ruhuna çok benziyor küçük kız.Bak ne diyecem,bana ruhunu ver.Bende karşılığında peşinde olduğunuz kişiyi öldüreyim."

"Ölürüm ama yinede sana ruhumu vermem,unut bunu."

"Cesaretin ruhunu isteme arzumu dahada arttırıyor."

Güçlerimi kullanmalıydım ama bunu yapamıyordum.Bana doğru her adım attığında yerde olan bedenime dahada büyük bir korku kaplatıyordu

"Tekrar görüşeceğiz,işte o zaman bana ruhunu kendi ellerinle vereceksin.Şimdilik sadece hayatta kal küçük kız..."

Çığlık atarak oturduğum sandalyeden yere düştüm.Yere düştüğümde oni maskeside benimle beraber yere düşmüştü.Maskeyi uzağa fırlatıp nefes alışımı düzeltmeye çalıştım.Etrafa iyice bakınmaya başladım.Ardından maskeyle beraber yere düşen antik dil kitabına baktım.Sadece bir kabus görmüştüm.

Işıklar açıldı ve herkes pijamalarıyla oturma odasına geldi.Hepsinin gözü yerde olan benim üzerimdeydi.

Ceren yanıma gelip elimi omuzuma koyarak "Açelya sen iyimisin?" dedi

Elimi başıma koyarak "Sanırım iyiyim." dedim.Alper esniyerek "Peki neden çığlık attın o zaman.Rüyamın en güzel yerindeydim." dedi.

"Mağarada olan yazıları araştırırken uyuya kaldım ve rüyamda bir Oni'yle konuştum.Daha korkuncu ise uyandığımda ise Oni maskesi elimdeydi." dedim.Sesim hala titriyordu.

Asena bir süre bana baktıktan sonra "Sana ne söyledi?" dedi.

Söyleyip söylememek arasında kararsız kaldığım için bir süre sustum.Umarım beni deli sanmazlar.

"Ruhumu ona vermemi söyledi." dedim kısık bir sesle.Kulağa çok saçma geliyordu.

Batur maskeye bakarak "Oni'lerle ilgili pek bir bilgim yok ama binlerce yıldır o maskenin içine hapisler.Eğer birinin ruhunu almak isteselerdi bunu çok daha önceden yaparlardı.Muhtemelen kabus gördün." dedi.

Doruk elini Batur'un omzuna koyarak "Batur'a katılıyorum.Geldiğimizden beri o yazıları araştırıyorsun.Sonunda kafayı yedin ve garipten rüyalar görmeye başladın." dedi.

Aylin'in bana uzattığı elini tutarak ayağa kalktım.Fırlattığım maskeyi bir süre izledikten sonra içimi kaplayan korku sebebiyle kafamı diğer yöne çevirdim.

"Tamam ben odama geçiyorum.Fakat şimdiden söylüyeyim,bir daha asla o maskeye dokunmam haberiniz olsun." dedim üzerimi düzeltirken.Doruk maskenin olduğu yere gidip eline maskeyi alarak "Tamam bundan sonra maskeler benim odamda kalacak.
Mutlumusun?"

"Hemde çok." dedim gülümseyerek.
Merdivenlerden yukarı çıkarak odama girdim.Birkaç dakika sonra elinde bir bardak suyla Aylin odama girdi ve bana suyu uzattı.Gülümseyerek elindeki suyu alıp içtikten sonra boş bardağı yatağımın yanında olan sehpanın üstüne koydum.

"Biraz daha iyimisin?" dedi gülümseyerek.İyi hissetmesi için bende gülümseyerek "İyiyim merak etme.Söylediklerim senide korkutmuş olmalı." dedim.Aylin aramızda normal olan tek kişiydi.Daha doğrusu şuanlık normal olan tek kişi.Hala Element Avcısı'nın neden onun peşinde olduğunu çözmüş değildik.

Aylin bir süre sessiz kaldıktan sonra "Söylesene Açelya,güçlerinin olması nasıl hissettiriyor?" dedi.Buna nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum.

"Aslına bakarsan bende bilmiyorum.Çocukken çizgifilm izleyip güçlerimin olduğunu hayal ederdim.Fakat elementsel güçlere sahip olmanın asla bu kadar korkunç olduğunu tahmin edemezdim.Her zaman duygularını kontrol etmek zorundayım.Sanki elimde patlamaya hazır bir bomba varmış gibi hissediyorum.Ne zaman toplum içerisine girsem,sanki kontrolümü kaybedecek ve orada olan herkese zarar verecekmişim gibi bir korku kaplıyor içimi."

"Güçlerim yok,bu yüzden seni tam anlamıyla anlayamam.Fakat insanlara zarar verme düşüncesi nedir iyi bilirim."

Aylin'in bunları söylerken neden bahsettiğini anlamadım.Saat epey geçti bu yüzden bu sohbeti sonraya erteledim.Birkaç dakika bekledikten sonra Aylin odadan ayrılıp kendi odasına gitti.

Yatakta uzanıp bir süre Oni'nin bana söylediklerini düşündükten sonra kendimi uykunun eşsiz güzelliğine bıraktım.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Arabadan inip AVM'nin girişine doğru ilerledim.Asena,Ceren ve Aylin'le beraber alışveriş yapmak için buraya gelmiştik.

-Ceren etrafına bakınarak "İlk hangi mağazaya girelim." dedi.Asena elini karnına götürerek "Bence ilk yemek yiyelim." dedi.Bende aşırı açtım bu yüzden "Asena'ya katılıyorum.Açlıktan ölmek üzereyim." dedim.Aylin küçük bir çocuk gibi ellerini birbirini vurarak "Körili tavuk yemeye
gidelim mi?" diye sordu.

Ceren Aylin'in sevincine gülerek "Madem öyle hadi gidelim." dedi.
Yürüyen merdivenlerden yukarı çıktıktan sonra yemekleri sipariş edip beklemeye başladık.Bir süre bekledikten sonra Ceren'in ısrarı üzerine sparişler gelene kadar bir kaç adım uzağımızda olan foto kabinin içine girip saçma sapan fotoğraflar çekindik.

Şuanda elimde olan dört fotoğrafa bakıp giden ikiyüz tl parama üzülüyordum.Resmen kedi kulakları yaptığı için o hurdaya ikiyüz tl vermiştim.Oysa snapchatte bedavaya çekerdik.

Fotoğrafları cüzdanımın fotoğraf yerine koyup masaya oturdum.Garsonlar yemekleri getirdikten sonra masaya bir süre sessizlik hakim oldu.Herkes yemeklerine odaklanmıştı.Birkaç dakika sonra Ceren ve Aylin doyduklarını söyleyip tabaklarındakileri yemeyi bıraktılar.

Tabaklarının yarısı dahi bitmemişti.Ben ise tabağımın hepsini bitirmiş ve hala açtım.Çok fazla yemek yiyen birisi değildim fakat yemek yemeye bir kere başlarsam kendimi durduramazdım.
Aylin ve Ceren'in tabaklarındaki yemeği ben ve Asena aramızda paylaşıp yedik.İkimizde aşırı doyduğumuz için yürüyecek halde değildik bu yüzden cafeye oturup çay spariş ettik.

Asena elini karnına götürerek "O son lokmayı yemiyecektim." dedi pişmanlıkla.

Oturduğum sandalyede büzüşerek "Sen birde bana sor,midemde hiç boş alan kalmamış gibi hissediyorum." dedim.Sanırım birazdan kusacağım.

Ceren kahkahalar eşliğinde fotograflarımızı çekerek "O kadar yerseniz olacağı buydu." dedi.Aena elini ağzına koyarak "Sanırım kusacam"Bağırarak "Sakın kusma,sen kusarsan bende kusarım." dedim.

Ceren çantasını eline alıp ayağa kalkarak "Üzgünüm ama buraya eğlenmeye geldik.Ben şimdi lavaboya makyajımı tazelemeye gidiyorum.Geldiğimde ikinizide ayakta ve kusmamış bir şekilde görmek istiyorum." diyerek yanımızdan ayrıldı.

Asena gülümseyerek "Merak etme,benim midem alışık.Birazdan sindirir hepsini." dedi.

Asena'nın karnında oluşan küçük göbekçiğe bakarak gülmeye başladım.Bunu fark edince oda gülmeye başladı

"Şuanda kaç kilosun Asena?"

"Ellibeş kiloyum."

"Minik göbekçiğini es geçersek çok daha zayıf gözüküyorsun.Bu yönden çok şanslısın."

"Düzenli olarak spor yaptığım için böyleyim.Yoksa balık etli birisiyimdir."

"Karnım aşırı ağrıyor,en iyisi bende lavaboya gideyim."

Çantamı alıp oturduğum yerden ayağa kalkıp lavaboya doğru ilerledim.Lavaboya vardığımda yerde duran ve kolu kopmuş olan çanta dikkatimi çekti.Kiminse koptuğunu fark etmemiş olmalıydı.
Çantadan yere düşmüş olan eşyaları toplayarak çantanın içine geri koydum.Geriye sadece biraz öteye sürüklenmiş olan cüzdanı koymak kalmıştı.Cüzdanı almak için eğildiğim sırada birisi lavaboya girip kapıyı kapattı.

Bu bir erkekti.

"Burası kızlar lavabosu,yanlış girdiniz sanırım."  dedim adama bakarak.Gülümseyerek "Hayır doğru geldim.Yanlış yerde olan sensin." dedi.

Sanırım yanlış lavaboya girmiştim diye düşünmeye başladım.Aynı zamanda yerdeki cüzdanı alarak içini açtım.Çantanın sahibi her kimse kimliğinin cüzdanda olmasını umuyordum.Bir süre elimde olan cüzdandaki isme bakındıktan sonra hızla cüzdanın yüzündeki fotoğraf koyma yerini açtım.

Cüzdan Ceren'e aitti.

Karşımda olan adama daha yeni pek dikkatli bakmamıştım fakat şimdi baktığımda maske ve şapkayla yüzünü gizlemeye çalıştığını anladım.Çantayı bulmam ve adamın gelmesi.İkiside saniyeler içinde olmuştu.

Cebimden çıkardığım elektro şok cihazını kullanarak adama saldırdığımda ona etki etmediğini gördüm.Tam bu sefer çakmağı cebimden çıkaracakken yüzüme sıkılan bir spreyle beraber başım dönmeye başladı.Başından beri hepsi bir tuzaktı.Yanlış yerdesin derken lavaboda olmamdan değil,hücrede olmam gerektiğinden bahsediyordu.

Yere düşüp bilincimi kaybetmeden önce duyduğum son cümle adamın
"Element Avcısı senin ilk olarak şimşek elementi kullacağını söylerken haklıymış" sözleriydi.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Gözkapaklarımı hafiften araladığım zaman limuzinin içinde olduğumuzu anladım.Ellerim arkadan bağlanmıştı.Yanımda ise birkaç tane adam vardı.Aynı zamanda önümde ağlamaktan gözleri şişmiş olan Ceren duruyordu.Onunda elleri aynı benimki gibi bağlıydı.Bir süre gözlerim cama vuran yağmur damlalarına takıldı.Yollarda küçük göletler oluşmuştu.İlerlediğimiz yolda tek bir ev dahi yoktu.Bu olanlar yaşanmadan önce İstanbul'da boş alanların bulunmadığını sanırdım oysaki.

Araba durduğu zaman benzinliğe geldiğimizi fark ettim.Bir şekilde buradan kaçmamız gerekiyordu.Şuanda Ceren yerine Asena ile olmak için ömrümün yarısını dahi verebilirdim.Eğer Asena burada olsaydı yağmuru kullanarak saniyeler içinde bizi kurtarırdı.
Olmayacak olan hayallerimi bir köşeye bırakıp yanımda duran adama baktım.

"Lavaboya gitmeliyim."

"Bekle biraz"

"Çok sıkıştım.AVM'den beri tutuyorum.Eğer gitmezsem altıma ederim."

Arabanın içindeki adamlar birbirine bakarak düşünmeye başladı.

"Aynı zamanda adetim.Eğer petimi değiştirmezsem idralle karışık olan kanı temizlemek zorunda kalırsın." dedim öfkeyle.

Adamlardan birisi arabadan inip kapıyı açtı.Beni kolumdan tutup çektikten sonra tekrardan kapıyı kapattı."Sakın kaçmaya çalışmak gibi bir hata yapma." dedi tehtid ederek.Dur ben şimdi senin ağzına sıçacağım,sadece bekle.

"Arkadaşımı bırakıp kaçacak değilim." dedim benden daha fazla şüphelenmemesi için.

Tamamen yaşarmamı sağlayan yağmurun altında ilerliyerek petrolün marketine girdik.Adam peti satın aldıktan sonra bağlı olan elime uzattı.

Bağırarak "Eğer elimi çözmezsen nasıl
alabilirim ki." dedim.Bu adam beni delirtecek.

Sessizce birlaç küfür geveledikten sonra ellerimi açtı.Benimle beraber lavaboya kadar geldikten sonra adamın elini tutup lavabonun ışığına bağlı olan kabloları hızla kavaradım.

Onu bayıltmak istemediğim için sadece yere düşmesini sağlayacak kadar elektrik verdim.O daha elektriğin etkisindeyken belinde gördüğüm bıçağı alıp boğazına dayadım.

O yerde uzanırken bende çömelmiş boğazına bıçak dayıyordum.Lavabo petrolün araksındaydı.Bu yüzden bizi göremezlerdi.Bir yandan bıçağı tutarken diğer yandan adamın ceplerini arayıp telefonunu aldım.

Telefonun şifresini açtıktan sonra gözlerim tekrardan adamın gözleriyle buluştu.

"Şimdi bıçağı boynundan çekeceğim fakat eğer tek bir yanlış hareketin olursa öyle yüksek voltta bir elektrik veririmki bedenine,tüm hayatını felç olarak geçirirsin.
Öldürmem,süründürürüm seni." seni öfkeyle.

Adam onaylar şekilde kafasını hafiften salladığında bıçağı boynundan çektim.

"Şimdi hızla üztündekileri çıkar." dediğimde sorgulamadan dediklerimi yapmaya başladı.

Adamın boyun bir yetmişlerde olmalıydı.Boyumuzun arasında pek fark yoktu.Yinede muhtemelen kılığına girersem ben olduğumu anlarlardı.Bu yüzden kaçmak için tek bir yolum vardı.

Adam sadece don ve atletle kaldığı zaman arkasını dönemsini söyleyerek kıyafetleri aldım.Kıyafetleri giyindikten sonra maske ve şapkayı taktım.Artık hazırdım.

Telefonun ses kayıt cihazını açarak adama baktım.

"Kız kaçtı diye var gücünle bağır."

Adam dediklerime itiraz etmeden uydu ve bağırdı.O bağırdıktan sonra hafif bir volt daha elektrik vererek onu bayıltıp lavabodan çıktım.

Elimi karnıma götürüp hafif eğildim ve sanki acı çekiyormuş gibi davranarak lavabodan çıktım.Ses kaydını açarak arabanın olduğu yöne gittim.Sesi duyan adamlar arabadan inip bana baktılar.Elimi petrolün arkasında ki yöne uzattım.Bu sayede oraya kaçmışım izlenimi verdim.

Adamlar olayı hiç sorgulamadan işaret ettiğim yöne doğru koşmaya başladılar.Onlar gözden kaybolana kadar role devam ettim.Gözden kaybolduklarında ise koşarak arabaya gittim.

Kapıyı açtığımda içeride sadece bir adam vardı.O daha benim kimliğimi anlamadan bıçağı boynuna götürüp arabadan inmesini sağladım.O indiği anda bıçağı bacağına sapladım ve şöför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdım.

Hızla arabayı sürdüğümde dikiz aynasından kaçtığımı gören adamların yüzlerini gördüm.
Bir yandan arabayı sürüp diğer yandanda daha yeni adamdan aldığım telefondan tuşları açıp Doruk'un numarasını girdim.

Doruk'un ısrarı üzerine ezberlediğim numara hayatımızı kurtaracaktı.

Telefon bir süre çaldıktan sonra telefon açıldı ve Doruk'un sesini duydum.Daha yeni olayların sebebiyle stresten ağlamaya vakit bulamamıştım fakat şuanda gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.

Hoparlöre aldığım telefondan Doruk birkaç kez seslendikten sonra boğazıma dizilmiş ve konuşmamı engelliyen acıdan kurtulup titreyen bir sesle konuşmaya başladım.

"Doruk yardım et bize!"

"Açelya nerdesiniz?" dedi korkuyla.

Konuşurken ağlamam giderek dahada artmıştı.Gözlerim öyle dolmuştu ki yolu bılanık görmeye başlamıştım.

"Bilmiyorum,hiçbir şey bilmiyorum.Ceren'le beraber kaçırıldık.Bir şekilde kaçmayı başardık.Şuan arabayım ama rastgele sürüyorum.Nereye gittiğim hakkında en ufak fikrim yok."

"Tamam telefonu şimdi sen yola odaklan ve telefonu Ceren'e verip bana konum atmasını söyle."

"Veremem,elleri bağlı."

"Tamam konumu biz buluruz.Sadece bulunduğun yerden olabildiğince uzaklaş.Telefonuda sakın kapatma."

"Doruk hızlı ol,ben araba sürmeyeli çok uzun bir zaman oldu."

"En kısa sürede yanınıza gelecem.Şimdi derin bir nefes alıp yola odaklan."

Ceren ağlıyordu,çok korkmuş olmalıydı.Benimde ondan pek bir farkım yoktu.Gözyaşlarımı kolumla silip ağlamamaya çalıştım.Benim ağlamam sadece Ceren'in dahada çok korkmasına sebep olurdu.

Bir süre sonra Ceren ellerini açmayı başardı ve arabanın çalışmasını umursamayıp yanımdaki koltuğa geçti.Bunu arabayı sürmekte zorlandığımı fark ettiği için yapmıştı.Ceren araba sürmeyi biliyordu fakat yer değiştirecek vaktimiz yoktu.

Neredeyse yarım saattir yoldaydık.Sonunda azda olsa evler gözükmeye başlamıştı.Habire arkamızdan araba gelip gelmediğini kontrol ediyordum.

Tam onları tamamen atlattığımızı düşünüp derin bir nefes alacakken önden bir arabanın hızla bize doğru geldiğini fark ettim.Eğer araba bize önden çarparsa kesinlikle ölürdük.
Direksiyonu sağa doğru kırdığımda araba birkaç metre aşağıda olan yola ters bir şekilde düştü.

Kollarımı cam kırıklarının yüzüme gelmemesi için kullandım.Ters olan arabanın içinde kemer sayesinde hala koltukta duruyordum.Gözlerimi açtığımda acıyan kollarımdaki kanlarla karşılaştım.Gözlerimden akan yaş ve acı dolu haykırışlarım Ceren'i görmemle beraber dahada büyüdü.

Benim aksime o yüzünü tamamen koruyamamıştı.Yüzünde birsürü kesik vardı.Defalarca kez seslenmeme rağmen ses vermeyen Ceren'e bir süre öylece baktım.

Emniyet kemerimi çıkarıp ters olan arabanın kapısını açmaya çalıştım.Açılmayan kapı bir süre boyunca tekmelemem sayesinde sonunda açıldı.Ceren'in kapısına doğru gidecektim fakat korkudan titreyen bacaklarım buna izin vermiyordu.Tam gücümü toplayıp ayağa kalktığım zaman birinin beni arkadan tutmasıyla beraber hareketsiz kaldım.

Birkaç dakika içinde etraf bir sürü adamla dolmuştu.Adamlardan birisi Ceren'i arabadan çıkarıp nabzına baktı,yaşıyordu.Adamın elinde çırpınarak kaçmaya çalıştım.Bağırıyor,tekmeliyor ve yumrukluyordum.Fakat çabalarım boşunaydı.

Sonunda pes edip hareket etmeyi bıraktım.Daha doğrusu bırakmak zorunda kaldım.Kafamdan akan kan korkmama sebep oldu.Kendime baktığımda durumumun içler acısı olduğunu gördüm.Yağmur damlaları kanımın suyla karışmasına sebep olmuştu.Bedenimden yağmurla suyuyla beraber kanlar akıyordu.

Kendimi görmemle beraber tamamen ayakta duramaz oldum.Tek adım dahi atamıyordum.Göz kapaklarımı dahi açık tutmak zorlaşıyordu giderek.

Beni tutan adam beni kucağına alıp yolun üstüne doğru ilerlemeye başladı.Cesetten farkım yoktu.

Yağmur damlaları adeta uyanık kalmamı ister gibi yüzüme vuruyordu.Şuanda tek destekçim yağmurdu.

Adam beni arabaya koyup kapıyı kapattığında büyük bir su dalgası arabanın etrafından geçti.Sanki sel olmuş ama arabaya değmemiş gibiydi.Ayağa kalkıp neler olduğuna bakmak istesemde bunu yapamıyordum.Gözlerimi kapattığımda arabanın kapısının tekrardan açıldığını duydum.Birisi beni tekrardan kucağına almıştı.

Göz kapaklarımı zorla açtığımda bana bakan Doruk'u gördüm.Korkmuş gözüküyordu.Yağmurdan dolayı saçları ıslanmış ve yüzüne yapışmıştı.

Gözlerimi tekrar kapattığımda artık acı hissetmediğimi fark ettim.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

"Neden suyu kontrol etmedin?"

"Ben ateş ve şimşek elementi kullanıcısıyım.Suyu kontrol edemem."

"Denedin mi?"

"Neyi?"

"Suyu kontrol etmeyi denedin mi?"

"Neden sahip olmadığım bir gücü deniyeyim ki?"

"O zaman sahip olmadığını nereden biliyorsun?"

"Biliyorum çünkü olması imkansız."

"Ya değilse"

"Kimsin sen?"

Gözlerimi açtığımda her şeyin bir rüya olduğunu fark ettim.Bu aralar çok garip rüyalar görmeye başlamıştım.Sanırım deliriyordum.

"Su istermisin?" dedi tanıdık bir ses.

Kafamı çevirdiğimde bana bakan Doruk'u gördüm.Sandalyede oturmuş beni izliyordu.Etrafıma bakındığımda odamda olduğumu fark ettim.

"Hayır gerek yok,Ceren nasıl?" dedim endişeyle.

"Senden bile daha iyi.Sadece ufak çaplı çizikler var.Merak edilecek bir şey yok.Emniyet kemeri sayesinde ikinizde ölümden son anda kurtulmuşsunuz."

"Peki Asena ve Aylin nasıl?"

"Onlarda gayet iyi.Adamlar sadece Ceren'i alacaklarmış.Sen son anda plana dahil olmuşsun."

"Peki bizi nasıl bulmuşlar,bizi takip etmiş olamazlar.Nede olsa evin yerini bilmiyorlar.Peki o an AVM de olduğumuzu nereden bildiler?"

"Orasını bizde bilmiyoruz.Belkide şehrin kameralarına girebiliyordur."

"Umarım burayıda bulmaz."

"Merak etme bir çaresine bakar kurtuluruz.Hem sen hani araba sürmeyi biliyordun.Ben sana güvenip araba sürdürdüm o kadar.Resmen canımla oynamışsın."

"Kapı gibi ehliyetim var benim.Sadece paslanmışım biraz."

"Onu bunu bilmem,bir daha sana ölsem bile araba kullandırmam."

"Görürüz bakalım."

"Görürüz."

Yataktan kalktığımda Doruk'ta benimle beraber ayağa kalktı.

"Hala iyileşmedin,biraz daha yatağında kal."

"Sadece birkaç parça kesik.Merak etme iyiyim."

Birkaç adım attıktan sonra uzun bir süredir yatmam sebebiyle gözlerimin önü karardı.Tam dengemi kaybedip yere düşecekken kendimi Doruk'un kucağında buldum.

"Anlaşıldı sen biri seni taşımadan yürüyemiyeceksin"

Doruk beni kaldırdı ve zaten açık olan kapıyı iterek tamamen açtı.Merdivenlerden aşağıya inerken zorlanıyor gibi gözüküyordu.

"Ben iyiyim Doruk,sadece aniden kalkınca başım döndü o kadar." dedim düşmesinden korkarak.

"Birkaç adımlık yer kaldı.Hareket etme yoksa düşeriz." dedi gülümseyerek.

Sevgili Doruk,bazen hareketlerin senin hakkındaki düşüncelerimi tamamen değiştiyor.

Merdivenlerden inip salona geldiğimizde herkes oradaydı.Ceren'de dahil olmak üzere herkes sıcak çikolata içiyordu.
Doruk beni tekli koltuklardan birini bıraktıktan sonra Asena'nın yanına oturdu.Asena beni baştan aşağıya süzdükten sonra "Nasılsın Açelya?" dedi.Gülümseyerek "Çok iyiyim,sadece birkaç parça kesik.Sorun edilecek bir şey değil." dedim.

Ceren elleriyle oynayıp başını öne eğerek "Üzgünüm Açelya,hiçbir şey yapamadım." dedi.Evet hiçbir şey yapamamıştı fakat Ceren'in bu masum hallerine alışmıştım.Ayrıca neredeyse ikimizinde ölümüne sebep oluyordum.

Ceren'in elinin üstüne elimi koyup gülümseyerek "Sorun değil,benimde pek işleri becerdiğim söylenemez.Az daha ikimizide öldürüyordum." dedim.

Batur elinde olan çikolatanın paketini açarak "Bence kendine haksızlık ediyorsun,Ceren adamlardan birinin kılığına girip herkesi kandırdığını söyledi.Fakat anlamadığım tek şey onlar sesini nasıl tanımadı?" dedi.Sıcak çikolata içerken aynı anda nasıl çikolata yiyordu? Bu çocuğun midesine acıyorum.

Herkes merakla bana bakarken  "Konuşan kişi ben değildim.Kılığına girdiğim adamın telefonuna zorla sesini kaydettirdim.Tek yaptığın ses kaydını açmaktı." dedim.

Alper beni alkışlayarak "Vay be, zekaya gel." dediğinde Doruk eliyle beni göstererek Alper'e "Bakta örnek al" dedi.Alper alkışlamayı bırakarak Doruk'a "Asıl sen bak,joleden beynin yanmış senin." dediğinde Batur çikolatasından bir ısırık alarak "Bence ikinizde bakın,ikinizde aptalsınız" dedi.

Asena elindeki boş bardağı sertçe sehpanın üzerine koyarak "Tamam bırakın kavgayı.Çok ses yapıyorsunuz.Bırakında huzurla sıcak çikolata içelim." dedi.Asena'ya katılıyordum,başım şişti.

Aylin telefonunun ekranını bize göstererek "Haftaya kar yağışlı gözüküyor.Yılın ilk karını görmüş olacağız." dedi.

Alper küçük bir çocuk gibi sevinerek "Sonunda be,desenize yılbaşında kar yağacak diye." dedi.Batur gülümseyerek "Şimdi sen noel babadan hediyede beklersin." dedi.Alper hınzırca gülümseyerek "İnsan kendinden bilir derler.Yoksa sen istiyormusun?" dediğinde Doruk kahkaha atarak "Ooo fena kapak oldu" dedi.Batur tam Alper'e cevap verecekkem içeri gelen Murat abi ile sesler son buldu.Genellikle aramıza girmezdi.Hatta hiç girmezdi.Şuanda burada olduğuna göre bir şeyler olmuş olmalıydı.

Alper ellerini saçını götürerek "Nolur iyi bir haber ver Usta,bünyem adrenalin kaldırmıyor artık." dedi.

Batur sırıtarak "Görende yaralanan kişiyi kendisi sanır.Oğlum her olaydan en zararsız sen çıkıyorsun." dedi.

Alper Batur'a bakarak "İşte bu yüzden korkuyorum.Şansımın hepsini diğer görevlerde tükettim.Kesin sonraki görevde öleceğim." dedi.Bu çocuk birgün habire öleceğim demekten ölecek.

Doruk gülerek "Sende aptal şansı var.Bu kafayla sen asla ölmezsin merak etme." dediğinde Asena bağırarak "Eğer sessiz olursanız beyler, Usta konuşacak." dedi.
PAsena'nın sözleriyle beraber etrafı yine bir sessizlik kapladı.Asena erkeklerle baş eden tek kişiydi.

-Murat Usta:Konuşmayı hiç uzatmıyacağım.Diğer oni maskesinin yerini sonunda buldum.Gidip onu almanız gerek ama bu sefer onu almak diğeri gibi kolay olmuyacak.

-Alper:Ben dedim size,kesin ölecez.

Hep bir ağızdan "Alper sus" diye bağırdıktan sonra Alper eliyle ağzındaki fermuarı kaparmış gibi yaptı.

-Murat Usta:Bir sonraki oni maskesi bir müzede sergileniyor.

-Batur:Eğer bir müzedeyse onu alamayız.Almayı geçtim dokunduğumuz anda bizi hapse tıkarlar.

-Alper:Aslında gayet güzel fikir.En azından hapiste güvende oluruz.

Hepimiz dik dik Alper'e baktıktan sonra Murat Usta konuşmaya devam etti.

-Murat Usta:Normalde dediğiniz gibi olur fakat bu sefer olmuyacak.Yılbaşı akşamı çok az bir sayıda güvenlik bulunuyor.Ayrıca kameraların hepsini kapatacağım.Kısacası geriye tek bir iz dahi bırakmıyacaksınız.

-Doruk:Sadece Alper gidip alsa daha güvenli olmaz mı?

-Alper:Doğru ya lan,ben görünmez olabiliyorum.

-Doruk:Günaydın.

-Murat Usta: Eğer maskenin peşinde olan tek kişi biz olsaydık dedigini yapardık.Fakat Element Avcısı'da o maskenin peşinde.Muhtemelen onun adamlarıda orada olacak.Hatta belki direk kendisi işi halletmek için gelir.

-Doruk:O zaman sadece bir haftamız var demek oluyor.

-Murat Usta:Aynen öyle.

-Ceren:Peki bu müze nerede?

-Murat Usta: Ankara'da

Hepimiz birbirlerimize bakıyorduk.

-Murat Usta:Uçak biletleriniz alındı.Yılbaşından bir gün önce gidiyorsunuz.

-Doruk:Peki ya Açelya'nın çekimleri ne olacak.

-Yılbaşı sebebiyle bizde bir haftalık tatile gireceğiz.Yani sadece bu hafta çekimlerim var,haftaya yok.

-Asena:Bu iyi oldu işte.Şuanda yaralı dahi olsan aramızda en güçlü olan sensin Açelya.Sen bizim b planımız gibi bir şeysin.

-Doruk:İki gün önceye kadar en güçlümüz sensin abi diyordun.

-Alper:Birileri kıskanmış sanırım.

-Asena:Sen gönüllerin
şampiyonusun abi.

-Doruk:Ben anladım anlıyacağımı.

-Açelya:Merak etme Doruk,ikici olmakta güzel bir şey.

Herkes kahkaha atarak gülmeye başladığında Doruk ters ters bana bakıyordu.

Aylin elime sıcak çikolata verdiğinde bardağı sehpaya bırakıp yerimden kalktım.

-Aylin:Nereye gidiyorsun,istersen seninle geleyim?

-Lavaboya gidip geleceğim,sorun yok.

Odadan ayrılıp lavaboya girdikten sonra ellerimi yıkamak için suyu açtım.Ellerimi yıkadıktan sonra bir süre akan suyu izledim.Aklımda sadece rüyamda duyduğum cümleler vardı.Ya duyduklarım bilinç altı değilse diye düşünmeden edemiyordum

Suyu kapatarak elimi musluğa doğru uzattım.Asena kapalı musluklardaki suyu dilediği gibi akıtabiliyordu.

Bir süre kapalı olan muslukla uğraşıp durdum.Kapının tıklanmasıyla beraber korkuyla sıçradım.

-Doruk:Deliğemi düştün Açelya,hızlı ol.Altıma etmek üzereyim.

-Çıkıyorum şimdi,az dayan.

Son kez elini musluğa götürüp şansımı birkez daha denedim.

Elimi havluyla kurutup dışarı çıktım.
Benim çıkmamla beraber Doruk hızla içeri girdi.Hepsi tamamen bilinç altımdı.Suyu kontrol edemiyordum.Bunu görmek rahatlamamı sağlamıştı.

Derin bir nefes alarak salona gidip tekrardan koltuğa oturdum.Elime aldığım sıcak çikokata Doruk'un bağırmasıyla beraber yere düştü.

Hepimiz koşarak lavaboya gittik.
Asena kapıyı tıklattığında tamamen ıslanmış olan Doruk birkaç küfür söyleyerek kapıyı açtı.

-Batur:Burası banyo değil yalnız,yanlış yerde yıkanmışsın.

-Doruk:Oğlum dalga geçme döverim seni.

-Asena:Abi ne oldu sana böyle?

-Doruk:Musluk patladı,zaten hep beni bulur böyle şeyler.

-Alper:Birkaç damla su için böyle çığlık atılmazki oğlum.Saldırı altındayız sandım.

-Doruk:Sevmiyorum lan suyu.

Patlamış olan musluğa bir süre bakmaya başladım.Demir kısmı kopmuştu.İçimi düşünceler kemirmeye başladı.Ya gerçekten doğruysa,ya üç elementim varsa.

Belkide sadece şanstı,yada sahidende suyu kontrol edebiliyordum...

Haftada iki bölüm yazdığım ve sınavlara çalıştığım için bölünler biraz kısa canlarım.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

❤️ Hepinize iyi akşamlar❤️







Continuă lectura

O să-ți placă și

5.8K 1.3K 42
Pera: Benim için her şeyi yapabilirsin yani Uraz: Evet Uraz: Başka soru? Pera: Kalbimin durmasını engelleyebilir misin? Görüldü. Uraz yazıyor... Görü...
5.9K 3.1K 19
Tüm hakları saklıdır izinsiz herhangi bir işlem yapıldığı taktirde hukukî işlem baslatılacaktır.©️ ☁️ Watpadde "mavi kum tanesi" adıyla yazılmış ilk...
1.1K 59 4
O günden sonra hiçkimse eskisi gibi olmadı. Bedenlerini değiştiren hastalık, akıllarını değiştiren bizlerdik. Kim kimden daha çok nefret etti, kim ki...
71.3K 1.4K 94
Hayat işte sen onu seversin ama o başkasını