Yansıma(Tamamlandı)

By ladymonicasworld

523 154 44

Ünlü sanatçının ikiz kızları olan Vera ile Melodi'den büyük beklentiler vardır. Onlar beklentileri karşılamay... More

Sıkıcı Çarşamba(1. Bölüm)
Bir 12 Eylül Sabahı(2. Bölüm)
Aile(3. Bölüm)
Bitmeyen Dert (4. Bölüm)
Kayıp Giden Notalar (5. Bölüm)
Ters Düz (6. Bölüm)
Gel hadi, Pisi pisi.. (7. Bölüm)
Duygusuzluk (8. Bölüm)
Pasta Savaşı (9. Bölüm)
Bilgisayar(10.Bölüm)
Özür Dilerim(12. Bölüm)
Herkese benden Mantı!(13. Bölüm)
İmdat Hırsız var!(14. bölüm)
Caddebostan Sahili (15. Bölüm)
Şık ve Sade(16. Bölüm)
Bir Dost (17. Bölüm)
Sabahın Körü(18. Bölüm)
İzmir Havası(19. Bölüm)
Şair?(20. Bölüm)
Ufak Bir Ziyaret(21. Bölüm)
Bela mıyım?(22. Bölüm)
Son Gün (23. Bölüm)
Küs mü Değil mi(24. Bölüm)
Okul mu Bela mı(25. Bölüm)
Gönderme(26. Bölüm)
Yuna?(27. Bölüm)
Deneme(28. Bölüm)
Market(29. Bölüm)
Beklenmeyen Misafir(30. Bölüm)
Junior Celaller(31. Bölüm)
Günümü Heba Etti(32. Bölüm)
Göçmeyen Kuşlar(33. Bölüm)
Hasret(34. Bölüm)
Yorum(35. Bölüm)
İçimdeki kötü his(36. Bölüm)
Para mı?(37. Bölüm)
Böyle mi olacak benim sonum?(38. Bölüm)
Öldüm mü?(39. Bölüm)
Sende mi?(40. Bölüm)
Karışık Zihnim.. (41. Bölüm)
Benim Yüzümden(42. Bölüm)
No 45(43. Bölüm)
Bunlar kim?(44. Bölüm)
Ben senin değilim! (45. Bölüm)
Yanlışlıkla Oldu!(46. Bölüm)
Geçmişi Açmasak mı?(47. Bölüm)
Saçma Sinirim(48. Bölüm)
Dursun Zaman(49. Bölüm)
Uyanıyor mu?(50. Bölüm)
Yeni Duygularım(51. Bölüm)
Astral Yolculuk(52. Bölüm)
Uyanmak(53. Bölüm)
Gerçeklerle Yüzleşirken(54. Bölüm)
Yalnızlık(55. Bölüm)
Konuşma(56. Bölüm)
İstanbul'a Karşı Hasret(57. Bölüm)
Kavuşmak(58. Bölüm)
Lunapark(59. Bölüm)
Tanışma(60. Bölüm)
FİNAL(61. BÖLÜM)

Git Hayatımdan!(11. Bölüm)

15 4 0
By ladymonicasworld

Sınıfa girer girmez dizlerimin bağı çözüldü. İşte o! O buradaydı. Dinç buradaydı! Normalce duruyor ve bana selam veriyordu. Ayrıca hafiften de sırıtıyor, ardından sürekli bana sesleniyordu. Ona bakmamaya çalıştım. Fakat öyle yüksek sesle bağırıyordu ki.. Kulaklarımı tıkadım, gözlerimi kıstım ve onun susmasını bekledim. O sustuktan sonra sırama çantamı bıraktım. Fakat o sürekli yanıma geliyor, sırtıma dokunuyor ve tekrar tekrar adımı söylüyordu. İyice rahatsız olmaya başlamıştım. Gözlerim doluyordu. Vera bile onu engelleyemiyordu. Celal olanları fark etmiş olmalı ki yanımıza geldi. ''Pardon da ne oluyor? Çekilsene sen.'' Celal Dinç'i ittirdi. Fakat Dinç çılgına döndü. ''Ne oldu, küçük hanımın sevgilisi falan mısın." Celal iyice sinirleniyordu. ''Güzel kardeşim, adam gibi uyarıyorum. Sende sözümü dinleyip çekil.'' Dinç ise daha da sinirlenip  gücünü göstermeye karar verdi. Celal'in koluna sertçe vurduktan sonra beni kolumdan tutup kaldırdı. ''Ben seni uyardım arkadaş. Çekilseydin.'' Dinç sözlerini bitirir bitirmez belime dokunmaya başladı. Fakat bu sefer Vera'da çok sinirlendi ve Dinç'in üzerine atıldı. Ben nefes alamıyordum. Vera ile Celal ise Dinç'i tutmakta zorlanıyordu. Kabus gibi geçen 1 dakikanın ardından edebiyat öğretmenimiz sınıfa geldi. İlk olanlara şaşırmıştı ama üstünden araba bile geçse ağlamayacak beni hüngür hüngür ağlarken fark etti. Coğrafya hocamız, kısaca Nil Hoca yanıma koştu. Bütün sınıf bana bakarken dışarıda anlatmak istediğimi söyledim.

Kısaca Dinç, ortaokuldayken bana kötü şeyler yaşatmış biriydi. Asla kimseye anlatamamıştım. Bir tek Vera biliyordu. Aklım yerine geldiğinde büyümüştüm. İş işten geçmişti. Ben liseli olmuştum. İşte bunları hocama anlattım. Nil Hoca koşarak sınıfa girdi. Dinç'in kolunu sıkıca tuttu ve yerlerde sürükleyerek onu disipline ve ardından müdüre gönderdi. Herkes ne olduğunu soruyordu. Fakat ben cevap verecek durumda değildim. Vera herkesi yanımdan uzaklaştırdı. Bitmeyen bir dersin ardından teneffüs oldu. Asya, Celal ve Vera beni bahçeye götürdüler. Bende kekeleyerek bütün her şeyi onlara anlattım. Celal endişeli gözlerle bana bakıyordu. Asya ise öfkeli öfkeli Dinç hakkında konuşuyordu. ''Vayy vitaminsiz! Demek ki ona cehennem edeceğiz hayatı.'' Fakat bu sözler kendimi daha iyi hissettirmiyordu. Celal ise sinirli bir şekilde Asya'nın cümlesini devam ettirdi. ''Yaşasın o vitaminsiz, cehennemi.'' Dinç'i düşündükçe kulaklarım çınlıyordu. 

Fakat bir anda karşımda Dinç'i gördüm. Beni yine tuttu. Bir anda boğazımı sıkmaya başladı. Celal ise Dinç'i neredeyse parçalayacaktı. Herkes onu dövüyordu. Fakat Dinç onlar ona vurdukça daha da gülümsüyor, kahkaha atıyordu. Celal onu bırakınca cebinden bir şey çıkardı. Üstünde kan izleri olan bir bıçak... Kim bilir en son hangi masum insanı bıçakladı o şeyle. Asya ile Vera bıçağı görünce kenara çekildi. Dinç bıçakla Celal'e doğru yürüyordu. Dinç Celal'i kenara sıkıştırmıştı. Celal'e dayamıştı bıçağı. Bense koşarak oraya gittim. Fakat geç mi olmuştu? Dinç kahkaha atıyordu. Celal'i bıçakladığını düşünüp iyice sinirlendim. Celal'e hafif batmış olan bıçağı aldım ve Dinç'in tam omzuna batıracakken Dinç elimi sıkıca kavradı. Bir hamle yapıp beni yere düşürdü. Bu sefer benim üzerime doğru geliyordu. Sırıtıyordu. Kızlar korkudan hiç bir şey yapamıyor, Celal ise koşmaya çalışıyordu. Fakat oda kitlenmişti. Bende en sonunda bas bas bağırmaya başladım. ''Defol git artık hayatımdan! Kurtulamıyorum, kurtulamıyorum senden. Eğer sen Celal'i azcık bile bıçakladıysan, masum birini bıçaklamış olduğundan ben geleceğimi önemsemeden seni paramparça ederim. Hangi filmde gördün de kime özeniyorsun sen!'' Var gücümle kalktım ve Dinç'in elini tuttum. Ona tekme atıp o düşünce elindeki bıçağı aldım. Bizim daha fazla dayanamayacağımızı anladım ve kızlardan öğretmenleri çağırmasını istedim. Dinç aldığı darbeden sonra ayağa kalkamıyordu. Bense Celal'in yanına koştum. Fazla bir şeyi yoktu ama onunda dizlerinin bağı çözülmüştü. Onu da kaldırdım sonra ona güvende olduğu için sarıldım. ''Vay be cadaloz, ne kadarda cesurmuşsun sen öyle.'' Cadaloz dediği için kızmadım. Zaten zamanı değildi. ''Vay be Celal. Sende her zaman gıcık etmeye meraklısın. Umarım beni ahirette de gıcık etmeye devam etmezsin. 2. kez ölürsün ona göre.'' Sonunda hocalar gelmişti. Ve bir sürü polis de yanlarındaydı. Polisler Dinç'i tuttu ve karakola götürdüler. Ardından hocalar bizi revire götürdü. 

Celal'in yaralı kısmı bandajla sarılmıştı, hepimize de ağrı kesici verilmişti. Sonuçta kavga sırasında yaralanmış ve canımız acıyordu. 

Celal'e döndüm. Canı acıdığına aşırı eminim ama yüzü canı yanmıyormuş gibi bakıyordu. Yanına yaklaşıp oturdum. ''Canın acıyor mu?'' Omzuna elimi attım.  Bana göz ucuyla baktı. ''Merak etme, iyiyim ben. Senin cadalozluğun yanında hiçbir şey bu.'' Keyifli keyifli güldü. Ona yan gözle baktım. ''Seni rahatsız mı ediyorum?'' Bir anda garipser gibi baktı. ''Hayır ne alaka? Senin hareketlerin benim için ancak seninle uğraşmam için bir eğlence, o kadar. Hatırladıkça gülüyorum ama bu olayı hatırlayacak kadar önemsemiyorum.'' Gülümsedim, beni bu olaydan suçlamıyordu ve aksine benimle eğlenmek için bunları yapıyordu. Aslında gıcık bir şey ama yine de düşündükçe, yaptıkları komikti. Mesela yüzüme pasta atan olmamıştı. Veya ablam beni rezil ettiğinde kendini benim için daha fazla rezil eden de olmamıştı. Yüzüme daha çok sırıttı. ''Ne o? Hoşuna mı gitti dediklerim.'' Kahkaha attım, ''Evet, gitti.'' Bakıyordum da... Böyle kötü bir zamanda nasıl gülüyordum ben? Normalde depresyona girerdim fakat şuan içimden tebessüm etmek geliyordu. Olsundu.. 

Celal, bir anda meraklı bir şekilde bana baktı ve yanıma yaklaştı. ''Bu arada cidden merak ediyorum, sen gerçekten neden şarkıları sevmiyorsun?'' Suratımı astım. Demiştim ya niye soruyordu. ''Ablam müzik konusunda çok yetenekli ve ailemin işi de bununla alakalı. Biz de meraksız ve yeteneksiz olunca-'' ''Dur bir saniye'' İşaret parmağını dudaklarıma getirerek susturdu beni Celal. ''Hayır, onu sormuyorum ben. Müzik yapmayı sevmediğini zaten biliyorum, ilk tanıştığımızda anlatmıştın az çok. Ben, şarkı dinlemeyi neden sevmediğini sormak istedim.'' Duraksadım.. Annemlerin yeteneğinden ve benim nefretimden dolayı şarkı dinlemeye asla yeltenmemiştim. Sevmemekten değil de, ilgisizlik vardı bende. Omuzlarımı silktim. ''Yani ne bileyim. Merakım olmadı hiç. Bu yüzden galiba..'' Celal'in her halinden cevabımdan fazla memnun olmadığı anlaşılırdı. Ama anlamasına da gerek yoktu zaten. Bir süre sessizce oturduk. O an, sınıfta yaşanan kaotik olayların ardından huzurlu bir an gibiydi. 

Ardından Celal, konuyu değiştirdi. "Peki ya senin ilgi alanların neler cadaloz hanım?'' Bu soru beni biraz düşündürdü. Gerçekten neyden hoşlandığımı pek bilmiyordum. "Edebiyat belki,  Ayrıca Kitap okumayı seviyorum. Hem yazmak hem de okumak. Ya da şiir dinlemek..." O sırada müdür yardımcısı revire geldi. ''Gençler hadi artık sınıfa gidin. Eşyalarınızı toplayın da gidin evlerinize. Okul bu hafta yok. Zaten okulun kapanmasına 1 hafta kalmıştı. 2 haftaya görüşürüz artık.'' Bu hafta okulun olmaması kendimi toparlamam için bir fırsattı. Bende ağır adımlarla sınıfa doğru yürüdüm. 

Celal ise hızlı adımlarla sınıfa gidiyordu. Resmen koşuyordu. ''Ne bu hız, nereye yetişiyorsun?'' Celal arkasını döndü. ''Cadaloz hanım siz oldukça da meraklıymışsınız bakıyorum da. Çok merak ediyorsan gel. Asya falanda geliyor zaten. Ona sinirle cevap verdim. ''Aman umurumda mı sanki? Ben alıkoymayayım seni değerli insanlardan.'' Ben sözümü bitiremeden Vera ile Asya'nın bağırışını duydum. Ama uzaktan bağırdıkları için fazla anlayamamıştım. ''Yoldaşların seni çağırıyor.'' Vera ile Asya yanıma geldiler. Asya kulağıma bir şeyler fısıldadı. ''Oo birileri kıskanıyor mu?'' Asya'nın ne demek istediğini anladım. Şakacıktan sırtına vurdum. ''Beni bilmem ama sen epey gitmek istiyor gibisin.'' Asya bana göz devirdi. Ondan sonra çantasını yere koydu. ''Celal hadi artık geç kalacağız konsere.'' Celal Asya'ya yan gözle baktı. ''Asya bu halimle nereye gideyim? Ayrıca konser nereden çıktı. Hastaneye gidiyoruz ya Büşralar ile.'' Bir an bütün gerginliğim gitti. Ayrıca Asya'nın davranışlarına anlam veremeyen Celal'in omzuna çarpıp çıkışa doğru ilerledim. Vera'da arkamdan koştu. Garibim koşarken yere düşüp takla attı. Hemen düştüğü yere koştum. ''Vera benimle kal! Öldün mü kız?'' Ardından Vera bir gözü açık, bir gözü kapalı bir şekilde ''iyiyim'' diye bağırdı. Okulda halimizi görenler gülüyordu. ''Kalksana bir şey olmadı ya kız.'' Vera bana göz ucuyla baktı. ''Melodi farkında mısın ruhum bedenimden ayrıldı sen hala kalk diyorsun. 112'yi ara hain!'' Ben Vera'yı kaldırmaya çalışıyordum. Vera ise yere uzanıp poz veriyordu. En sonunda pes ettim ve köşeye oturdum. Bir kaç dakikanın ardından Vera'da uzanmaktan sıkılmış olmalı ki kalktı. ''Hadi eve gidelim. Her yerim acıyor zaten. Annem buz falan tutar belki.'' Vera benden zayıf olduğu için onu omzuma almayı denedim. Denememle düşmemiz bir oldu. Artık bizi görenler akıl hastanesinden kaçtığımızı sanacaktı. Biz yerde debelenirken bizi gülerek izleyen Celal'i fark ettim. Sinema izler gibi bizi izliyordu. ''Ne bakıyorsun komik mi?'' Celal ise bize doğru bir kaç adım attı. ''Bence komik.'' Ardından okul bahçesinin çıkışına yöneldi. Bizde zaten artık Vera ile yerden kalktık. ''Rezil ettin beni ikiz. Saçma sapan davranma artık. Lisedeyiz biz farkında mısın? Lütfen Vera bebek gibi davranma.'' Vera'da bir anda üzüldü. ''O kadar komik anlar yaşadık, ben feci düşmeme rağmen güldüm. Ama sen bana böyle davranıyorsun?!'' Vera bir anda yanımdan ayrıldı ve benden uzakta yürümeye başladı. ''Vera nereye gidiyorsun? Gel buraya! Trip yapma hemen!'' Yürümekte olan Celal'de bize bakıyordu. Ayrıca Vera bana ilk kez böyle davranıyordu...

Continue Reading

You'll Also Like

1.6K 396 22
*WattpadFantasyTR okuma listesinde! Sihirli güçlere sahip kara kobra lakaplı suikastçı Tormen, başarıyla sonuçlanan bir av sonrası kontrolünü kaybet...
1.7M 63.1K 57
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
SOBE By toprak0506

Short Story

846 367 18
MELİK İLE ŞULE'NİN HİKAYESİ... BEĞENİP OKUMANIZ DİLEĞİYLE ESEN KALIN...
442 194 10
Yankı küçükken ailesi ile yurdışına giderken arbadan inip kaçmıştır ve ilerleyen zamanda yetimhaneye gidip orada yaşamaya başlamış ilerleyen yıllarda...