Element Avcıları

By HayalPeResT0244

15.1K 3.9K 4.2K

Oyunculuk kariyeri peşinde olan Açelya bir gün doğa üstü güçlere sahip olur ve sonradan aslında bu güce sahip... More

GİRİŞ
İLK KARŞILAŞMA
SON ÇARE VE YENİ KIZ
ONİ MASKESİ
RÜYA
YILIN İLK HATASI
MASKELERİN GÜCÜ VE HAİN
ZEHİR
SESSİZ ÇIĞLIKLAR
ÖZGÜRLÜK
KIZIL ONİ
TEKRAR EDİLEN ANILAR
TEKRAR BAŞLAMAK
GEÇMİŞE ÖZLEM
OYUN
ÇETE
BENİM İÇİN ÖLÜRMÜSÜN?
ÖZGÜRLÜĞÜM OL
BENİM SEVGİLİM
ABİ KARDEŞİN GAZABI
SEÇİM
BÜYÜK KATLİAM
DOĞANIN HÜKÜMDARI
ÖLENE KADAR
AŞIĞIM
YÜZLEŞİLEN GERÇEKLER
YENİ ELEMENT KULLANICISI
GÖRÜNMEZLER

TUZAK

891 221 225
By HayalPeResT0244

Kitabıma destek olmak için oy verip yorum yaparsanız sevinirim canlarım.

♥️♥️♥️♥️İYİ OKUMALAR♥️♥️♥️♥️

Gelen e-posta ile yatağımdan kalkarak odanın içinde sevinç çığlıkları atmaya başladım.Mutluluktan ağlamak istiyordum.Girmek istediğim filme kabül edilmiştim.Kendimi her türlü sonuca hazırlamıştım ama bu sefer şans yüzüme gülmüştü.

Hemen hazırlanıp imza için bana gönderilen adrese gitmem gerekiyordu.Dolabımı açtığımda güzel kıyafetlerimin hepsini evde bıraktığım aklıma geldi.Eve dönmeyi planladığım için sadece yanıma pantolon ve sweatshirt almıştım.En iyisi bugün dönüşte eve ugrayıp eşyalarımı almaktı.

Odamdan çıkıp Asena'nın odasının kapısını çaldım.Asena kapıyı açtığı zaman yatağının üstündeki gitarı fark ettim.Anlaşılan daha yeni duyduğum müzik sesleri Asena'ya aitti.

Asena merakla bana bakarak "Noldu bir sorun mu var Açelya" dedi.

"Daha önceden başvurduğum bir oyunculuk işine kabül edildim fakat kıyafetlerim hala evde.Bu yüzden bana kıyafetlerinden birini ödünç verebilir misin diye soracaktım" dedim.

Asena benim üzerimdeki kıyafetlere bakarak "Dolabımdan istediğini alabilirsin fakat bence benim tarzım pek senlik değil" dedi.

Asena dolabına doğru ilerleyerek dolabın kapağını açtı.Dolabın çoğu sewatshirt ve crop ile doluydu.Elbiselerinin ise hepsi siyah ve lacivertti.Gülümseyerek "dediğim gibi pek iş görüşmesi için uygun bir dolabım olduğu söylenemez.Genellikle erkek reyonundan alışveriş yaparım.Bazende abimden çalarım.
Kıyafetlerin şıklığına değil rahatlığına bakarım" dedi.Asena'nın tarzını beğenmiştim.Siyah renk ona çok yakışıyor ve onu havalı gösteriyordu.

"Aslında gayet güzel bir tarzın var.Aynı zamanda bir kız olarak böyle giyinmek bence cesaret ve özgüven ister" dedim.

Odaya izinsiz giren Ceren aniden arkamızda belirip yüksek bir sesle "Ne yapıyorsunuz kızlar" dedi.Kulak zarım isyanlardaydı.

Asena Ceren'in bağırmalarına alışmış olacakki gülümseyerek "Açelyanın iş buluşması için kıyafet seçmeye çalışıyoruz" dedi.

Ceren bana bakarak "Bekleyin beni" dedi ve odadan çıktı.Asena ile birbirimizin yüzlerine baktık ve odada bir süre Ceren'i bekledik.Bu süre içinde Asena'nın odasını incelemeye başladım.Duvarına birkaç tane plak asmıştı.Aynı zamanda ismini bilmediğim birçok grubun posteri vardı.Köşede iki tane kitaplığı vardı ve içi manga ve dünya klasiği ile doluydu.Odasında siyah ve beyaz renkte eşyalar tercih etmişti.Renkli olan tek şey duvarda asılı olan çerçeveli fotoğraftı.Fotoğrafa daha yakından baktığımda fotoğraftakilerin Asena ve Doruk olduğunu anladım.Bu onların bebeklik fotoğraflarıydı.Asena muhtemelen birkaç aylık,Doruk ise aralarında ki yaş farkından hesaplarsak üç yaşında oluyordu.

Asena bana bakarak "Bebekliğimi beğendin mi" dedi.Resme daha dikkatli bakarak "çok tontişsin" dedim
Asena bu dediğimin üstüne gülmeye başladı."Ceren'de aynı şeyi söylemişti" dedi.

Biraz daha fotoğrafa baktığım zaman gözüm Doruk'a kaydı.Elinde bir demet papatya vardı.

Odaya giren Ceren ile fotoğrafa bakmayı bıraktım.
Yanıma gelerek elindeki elbiseyi bana uzattı.Elbisenin rengi pembeydi,üzerinde ise beyaz papatyalar vardı.Kollarıda hafif geniş ve tüllüydü.

Ceren gülümseyerek "Bu elbise saçlarınla acayip uyumlu olur.Hadi hemen giyin ve makyajını yap" dedi.Bu kız resmen yürüyen neşe topu.

Başımı sallayarak odadan çıktım ve kendi odamda elbiseyi giyindim.Neyseki saç bakım malzemeleri mi çantama koymuştum.Saçımı açarak spreyle ıslattım,uzun zorluklarla saçımı açmayı başardıktan sonra saçımın önünden iki parça alıp arkadan ördüm.Saçımın açık kalmasını ve rüzgarda uçuşmasını seviyordum.Bu yüzden genellikle hep aynı saç modelini yapardım.Odamdaki boydan aynanın karşısına geçerek kendime baktım.Her zamanki gibi mükemmeldim.Yinede kilo almam gerekiyordu.
Boyum yüz altmış altı santim kilom ise kırk dokuzdu.

Saçlarım hafiftende olsa kalçamın altına kadar iniyordu.Bunca zaman özenle uzattığım ve her türlü bakım malzemesini üstünde kullandığım için boyalı olmasına rağmen parlak ve canlı gözüküyordu. Birçok kişi tarafından pembe saç çocuksu ve ergence olarak bulunsada bu benim saç rengimi değiştirmem için bir sebep olmamıştı.Kendimi en çok pembe rengin içinde mutlu hissediyordum.İnsanların hakkımda ne düşündüğü umurumda dahi değildi.

Anneminde pembe güzel saçları vardı.Annem çok genç bir yaşta evlenmiş ve erken çocuk sahibi olmuştu.Bu yüzden pek olgun bir kadın değildi.İnsanlar anneme pembe saçın çocukça olduğunu ve çocuk sahibi bir kadın olarak daha sade bir renk kullanmasını söylerlerdi.

Annem ise "ben saçımı pembe seviyorum,insanların lafları kimin umurunda" derdi.

Annem kimseyi umursamayan, özgürlüğüne düşkün bir kadındı.Lisedeyken hep ona özenmiştim,halada özeniyordum.

Odadan çıkarak Ceren'in odasına gittim.Bir süre beni övdükten sonra makyaj malzemelerini çıkardı.Cildim için düzenli olarak cildiyeye gider ve en pahalı ürünleri kullanarak kusursuz olmasını sağlardım.Bu yüzden sadece hafif bir makyaj yaptım.Son olarak glossumu sürdükten sonra artık hazırdım.

Ceren kıyafetime uygun bir çanta ve topuklu ayakkabı verdikten sonra odadan çıktım.Merdivenlerden aşağıya indiğim zaman Doruk önümü kesti.

"Nereye gidiyorsun" diye sordu.Cehennemim dibine gidiyorum,sanane oğlum.

Vaktim kısıtlı olduğu için "Bir filmde oynamak için teklif aldım.Gidip imza falan atmam gerekiyormuş" dedim.

Önüme geçerek "Tamam bende geliyorum" dedi.Oğlum seni davet eden olmadı.

"Yalnız gidebilirim,sadece imza atıp geri geleceğim" dedim.

Gözlerimin içine bakarak "Murat abi seni yalnız bırakmamam gerektiğini söyledi.Yani ya gitmeyeceksin yada beraber gideceğiz" dedi.Oflayarak "tamam gel" dedim.Doruk ile beraber evden dışarı çıkarak arabaya bindik.

Tam beş dakika boyunca arabanın koltugunda oturarak Doruk'un arabayı çalıştırmasını bekledim.Doruk'a bakarak "Neyi bekliyoruz,çalıştırsana arabayı artık" dedim.

Gülümseyerek "Emniyet kemerini takmanı bekliyorum" dedi.

İlk başta şaka yaptığını düşünsemde gerçekten bunu bekliyordu.Gıcıklık olsun diye normalde takmazdım fakat şuan acelem vardı.Bu yüzden emniyet kemerini taktım.Bunun üstüne Doruk arabayı sürmeye başladı.Murat abinin kullanmam için bana verdiği telefondan konumu açtım ve konuma doğru ilerlemeye başladık.

Mesafe yakındı fakat trafik sebebiyle ulaşmamız tam bir saatimizi almıştı.Arabanın aynasından kendime bakıp saçlarımı düzelttikten sonra arabadan indim.Çantamda çıkardığım parfümü üzerime sıkıp tekrardan çantama koydum.Ofise girdim ve girişteki kadına bana mesajı gönderen kişinin odasını sordum.Kadın bana sorduğum kişinin odasına kadar eşlik ettikten sonra yanımdan ayrıldı.

Etraf elektronik eşyalarla doluydu ve bu beni korkutuyordu.Derin bir nefes alarak kapıyı tıkladım ve içeriye girdim.

Odada masada oturan adam pek güler yüzlü birine benzemiyordu.İçeride olan koltuklardan birine oturarak bekledim.

Adamla aramızda pek bir konuşma olmadı.Sadece açık sözlüydü ve girme sebebimin oyuncu eksikliği olduğunu söylemekten çekinmemişti.Bu her ne kadar kalbimi kırsada aynı zamanda işi aldığım için sevinmiştim.Kağıtta yazanları okuduktan sonra imza attım ve odadan çıktım.

İşi almanın sevinciyle merdivenler hızla inmeye başladım.Asansörle inecektim fakat malesef dibine kadar doluydu.Saatin kaç olduğuna bakmak için çantamdan telefonu çıkaracakken kazayla boşluğa bastım ve merdivenlerden aşağıya düştüm.

Canım aşırı derecede yanmış ve ufak bir çığlık atmıştım.Tekrardan ayağa kalkacağım sırada birinin bana elini uzattığını gördüm.

Yakışıklı bir çocuk bana elini uzatarak "iyimisiniz hanımefendi" diye sordu.

Bana uzattığı elini tutarak ayağa kalktım ve gülümseyerek "İyiyim teşekkürler" dedim.

Kıyafetimdeki tozu sirkelerken bana bakarak "İsterseniz size aşağıya yere kadar eşlik edeyim" dedi.
"Merak etmeyin gayet iyiyim,kendi başıma gidebilirim" diyerek cevap verdim.

"Madem öyle diyorsun,görüşürüz" diyerek yanımdan ayrıldı.

Yerde duran çantamı alarak merdivenlerden aşağıya indim.Resmen rezil olmuştum.Neyseki güçleri kullanmamıştım.Gerçi güçlerimin çalışmamasına şaşırmıştım.En ufak bir streste dahi çalışan güçlerim bu sefer çalışmamıştı.Herneyse fazla kafaya takmama gerek yoktu.Evren bana acımış olmalıydı.

Sonunda ofisten dışarı çıktığımda arabaya yaslanmış beni bekliyen Doruk'u gördüm.

Kirlenmiş olan kıyafetime bakındıktan sonra "Oyuncu olarak değildi hizmetli olarakmı işe aldılar seni,bu kıyafetinin hali ne böyle" dedi.
Doruk'a bakarak "espri yeteneğin berbat" dedim.

"Ciddiyim bu halin ne"

"Merdivende düştüm"

"İç çekerek bilseydim bu kadar sakar olduğunu seninle gelirdim" dedi.

Alaycı bir şekilde gülümseyerek "Senin bana olan yardımını geçen gün gördüm.Yani gelmene gerek yoktu" dedim.O günü ona asla unutturmayacağım.

Dediklerimi hesaba almayıp gülümseyerek "Zaten gelmeyi isteme amacım seni tutmak değil,burada canım aşırı sıkıldı.En azından senin düşmeni izleyip gülerdim" dedi.Ben bu çocuğu döverim,elimde kalacak bu gidişle.

Doruk'a bakarak "Tam bir öküzsün,iyiki yanımda sen değil o erkek vardı" dedim.

Doruk ciddi bir ifadeyle "O erkek derken" dedi ve bana doğru bir adım attı.

Doruk'a bakıp alaycı bir ifadeyle gülümseyerek
"Tanımıyorum ama senin aksine gayet kibar bir beyefendiydi." dedim.

Dediklerimi hesaba almayarak
"Ben mağaramda mutluyum" dedi.

Arabaya binerek sohbetin bitmesini sağladım.Emniyet kemerini taktıktan sonra Doruk'ta arabaya bindi.Doruk'a eve gidip eşyalarımı almam gerektiğini söyledim.Bu yüzden önce benim evime doğru ilerlemeye başladık.

Eve vardığımızda Doruk beni kapıda beklemeye başladı.Kıyafetlerimin hepsini bavula koyduktan sonra son kez evime baktım.Eşyalarımı almama gerek yoktu,zaten orada benim odamı çoktan hazırlamışlardı.

Elimdeki valizle beraber aşağıya indim.Doruk elimden valizimi aldı ve arabanın bagajına koydu.Tekrardan arabaya bindim ve bu sefer eve doğru ilerlemeye başladık.Yol uzundu bu yüzden kulaklığımı takarak camdan dışarıyı izlemeye başladım.Yaklaşık bir saat boyunca arabada ilerledikten sonra Doruk kulaklığımı çekti.

Sinirle "Noldu,niye çektin kulaklığımı" dedim.Bu çocuk bana bılaşmadan bir saat duramıyor.

"Ehliyetin varmı" dedi dikiz aynasına bakınırken.

Doruk'a bakarak "Yok artık şimdiden araba kullanmaktan yoruldun mu" dedim.Bağırarak "varmı yokmu" dedi.Ne bağırıyor ya bu,çakma kabadayı."Var" dedim sinirle.

"İyi o zaman.Şuanda bir araba bizi takip ediyor" dedi.İşte bunu beklemiyordum."Eminmisin" diye sordum,sonuçta sadece şans olabilirdi.Bu yol sadece bizim eve gitmiyordu sonuçta.

"Evet eminim,o kadar yol değiştirmeme rağmen arkamızdan gelmeye devam etti" dedi.Ya bir günümde belasız geçsin dişimi kıracağım.

Arabanın arka camından dışarı bakınarak "ne yapacağız" dedim.Hiç panik belirtisi göstermeden "merak etme icaplarına bakarım" dedi.Umarım adamlarım elinde su silahı yoktur.

Doruk kimsenin olmadığı bir yere varana kadar arabayı sürmeye devam etti.Sonradan aniden arabayı durdurdu ve arabadan indi.O inince bende arabadan indim.

Doruk'un peşinde koşarak "Doruk kafayımı yedin,ne yapıyorsun" diye bağırdım.Birkaç çivisinin eksik olduğunu biliyordum ama bu kadarıda delilikti.

Bana bakarak "Sürücü koltuğuna geç ve beni bekle,birazdan geleceğim" dedi.

Doruk yolun ortasına geçti ve gelen arabaya baktı.Araba yavaşlamıştı fakat durmak gibi bir niyeti yoktu."Doruk delirdinmi" diye bağırdım.

Doruk bana baktı ve eline cebinden çıkardığı çakmağı aldı.Çakmağı yakmasıyla beraber bütün vücudu alev aldı.Elini arabaya doğru uzattı ve kapalı olan avcunu açtı.Bunu yapmasıyla beraber bütün yol tamamen alev aldı.Küçücük çakmaktan çıkan alev büyümüş ve bir bomba gibi patlamıştı.Metrelerce alanın alevle kaplanması üstüne aniden bir patlama sesi duyuldu.Doruk'un çakmağı kapatması üzerine bütün alevler dağıldı.Fakat araba yanmaya devam ediyordu.Asfalt sıcaktan erimişti,etraf tamamen mahşer alanına dönmüştü.

Asena dün bana aralarında en güçlü olanının Doruk olduğunu söylemişti.Gücü ateş olduğu için bunu mantıklı bulmuştum fakat bu kadar güçlü olmasını beklememiştim.Küçücük bir çakmak ateşiyle metrelerce alanı kül etmişti.

Doruk arabaya doğru geldiğinde ben sürücü koltuğuna o ise yanıma oturdu.Arabayı sürmeye başladığımda Doruk peşimizden başka biri geliyormu diye bakındı ve sonra gözlerini kapattı.

"Peşimizde kimse yok.Bu lanet olası güç başımı ağrıtıyor bu yüzden varana kadar yatacağım.Bir şey olursa beni uyandır" dedi."Tamam" diyerek arabayı çalıştırdım.

Daha öndeceden telefonuma kaydettiğim evin konumunu girerek arabayı kullanmaya devam ettim.Ehliyetimi aldığımdan beri hiç araba kullanmamıştım bu yüzden arabayı sürerken aklıma gelen bütün duaları okumak zorunda kaldım.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Bana bir ömür gibi gelen bir saatin ardından sonunda varmıştık.Doruk hala uyuyordu.Belkide onu uyandırmak için beklemeliydim.Şuanda daha yeni olduğunun aksine hiçte korkunç gözükmüyordu.Hatta sevimli dahi gözüktüğünü söyleyebilirdim.Saçları açık kahverengiydi,beyaz teni ateş dumanıyla lekelenmişti.İkimizde oturuyorduk fakat buna rağmen aramızdaki boy farkı dağlar kadardı.

Biraz daha evin önünde arabada bekledikten sonra Alper arabanın kapısını açtı.

Alper bize bakarak "Bazı sorunlar var,usta içerde sizi bekliyor.Arabada durmayı bırakında gelin artık" dedi.

Alper'e Doruk'u göstererek "Doruk gücünü fazla kullandı,bu yüzden onun uyanmasını bekliyorum" dedim.

Alper Doruk'a bakarak "O iş kolay" dedi.

Alper benim kapımı kapatıp Doruk'un oturduğu yerin kapısını açtı.Hızla Doruk'un ensesine vurup 'uyan' diye bağırdı ve ardından kaçmaya başladı.Uyanıp birkaç saniye sonra ne olduğunu anlayan Doruk arabadan inip yerden bir taş aldı ve Alper'in peşinden koşmaya başladı.

Sanırım bu eve asla alışamıyacaktım.

Arabanın kapılarını kitledikten sonra bende içeriye girdim.Herkes masaya oturmuştu.Murat abide oradaydı,Alper sanırım bu sayede hala yaşıyordu.

Bende masaya oturdum ve Murat abinin konuşmasını bekledim.

Murat abi hepimize bakarak "Herkes burada olduğuna göre artık konuşabilirim.Hepinizin telefonuna bir konum yolladım.Bu akşam size attığım konumdaki depoda element hapı satışı yapılacak.Bu yüzden bu akşam sizde oraya gidip haplar kamyonlarla götürülmeden önce depoyu patlatacaksınız" dedi.

Doruk ayağa kalkarak "Madem öyle hemen hazırlanıp yola çıkalım" dedi.

Murat abi Doruk'a bakarak "Sen burada benimle beraber kalacaksın Doruk,bugün yeterince enerji harcamışsın.Devamı seni ölüme götürür" dedi.Doruk her ne kadar itiraz etsede Murat abi kararından vazgeçmedi.

Bu sözlerinin üstüne Murat abi masadan kalktı ve kendi odasına gitti.Hepimiz birbirimizin gözüne bakıyor ve ne yapmamız gerektiğini düşünüyorduk.

Doruk tekrardan sandalyesine oturarak "Plan nedir Batur" dedi

Batur Doruk'a bakarak,oğlum ben niye plan yapıyorum.Sen yapsana birkezde planı dedi

Doruk jöleli saçlarını düzelterek "İçinde bulunmayacağım yerler için plan yapamam.Hem ben bu grubun yakışıklısıyım,sende zekisisin.Yani plan işleri sana ait" dedi.Bu çocuğun egosu beni gebertiyor.

Alper Doruk'a bakarak "üzgünüm ama grubun yakışıklısı benim" dedi.

Batur Alper'e bakarak "sen ekibin gevezesisin"dedi

Alper Batur'a bakarak "Nesin sen Batur,
keyif kaçıran mı" diye sordu.

Doruk gülerek "Bay keyif kaçıran diyeceksin" dedi.

Alper Doruk'a bakarak "konuştu yine jöleli" diyerek güldü.

Batur'un bu sözlerinin üstüne bende dahil olmak üzere herkes gülmeye başladı.Sanki olanların hepsi bir oyun gibi davranıyorduk.

Asena ortamdaki ciddiyetsiz havayı dağıtarak "Ben direk saldıralım derim.Hem zaten Alper görünmez olabiliyor,bu bizim için bir avantaj.
Önce onu göndeririz ve yolumuzu açar.Sonrada kimseye belli etmeden depoyu patlatıp kaçarız" dedi.

Ceren direk saldırmak taraftarı olmadığı için "Bence kalıp biraz daha düşünelim" dedi.Ceren'e katılıyorum,direk dalmak delilik olur.

Batur bize bakarak "Burada beklediğimiz her saniye vakit kaybediyoruz.En iyisi Asena'yı dinlemek" dedi.

Alper nereden geldiğini bilmediğim cesaretle "ben varım" dedi.Sanırım itiraz etmek boşaydı.

Doruk Batur'a kızlar sana emanet dediğinde Asena "kendi başımızın çaresine bakarız" dedi.Doruk "Neyse ben odama gidip biraz daha yatacam.Şu pembe cadı yüzünden başım feci ağrıyor" dedi

Doruk'a bakarak "Senden arabayı patlatmanı isteyen ben değildim" dedim.Bütüm yolu ateşe veren oydu.

"Ama senin eşyalarını almaya gittiğimiz zaman peşimize takıldılar" dedi.

"Peşime takılan kişi sendin,sana gelmemeni söylemiştim" dedim.

Doruk dediklerimi duymamış gibi yaparak "Başım ağrıyor,sonra tartışırız.Fazla ses yapmayın,ben kaçar" dedi.Bu çocuğu birgün öldüreceğim.

Hepimiz odalarına dağılıp hazırlanmaya başladık.Bende arabadan valizimi alıp odaya geçtim.Dikkat çeken bir kıyafet giyinmemek en iyisiydi.Siyah bir sweatshirt ve yine siyah geniş bir pantolon giyindim.Saçlarım yüzünden çok dikkat çekiyordum bu yüzden saçımı topuz yaptım.Artık sweatshirtin şapkasını takarak saçımı kolayca gizleyebilirdim.

Odadan dışarı çıktığım zaman Doruk,Alper ve Ceren'in koridorda beklediğini gördüm.Doruk ve Alper'de benim gibi siyah rengi tercih etmişti.Ceren ise kahverengi bir tulum giyinmişti.Burada olmayan tek kişi sadece Asena'ydı.

Batur Alper'e bir parfüm şişesi uzatarak "Alper şu yeni aldığım parfüm baya güzel kokuyor.Asena gelmeden sıksana" dedi

Alper parfüm şişesini elime alarak "Ben aceleden sıkmamıştım,ne kokuyor bu" dedi.

Batur "Yasemin kokuyor" dediğinde Alper "Güzel bir şeye benziyor,ver bana" dedi

Alper parfümü birkaç kez üstüne sıktı.Tam o bunu yaptıktan sonra Asena odadan dışarı çıktı.Yine ilk karşılaştığımız zaman giyindiği kıyafetleri giyinmişti.Sanırım bu onun görev kıyafeti gibi bir şeydi.Asena yanımıza geldi ve bir süre sonra burnunu kapatarak bizden biraz uzağa gitti.

Asena sinirle "Size geçen günlerde menekşe kokusundan nefret ettiğimi söylemiştim.Hanginiz sıktıysa hemen üstünü değiştirsin" dedi.

Asena hızla bizden uzaklaşıp merdivenler aşağıya indikten sonra Alper elindeki parfüm şişesinin etiketini kaldırdı ve üzerinde yazan menekşe kokusu yazısıyla karşılaştı.Batur bunun üzerine gülerek kaçmaya başladı.Alper ise elindeki şişeyi g*t*ne so****ğını söylüyerek onun peşinden koştu.

O an anladım ki Alper Asena'ya aşıktı ve Batur bu olayı ona eşek şakası yapmak için kullanmıştı.

Ceren "erkekler" diyerek iç geçirdikten sonra aşağıya inmeye başladı.Bende onunla beraber gittim.
Asena her zamanki gibi motoruna binmişti.Biz ise arabaya bindik,Batur şöför koltuğunda Alper ise onun yanındaydı.Ben ve Ceren ise arka koltukta oturuyorduk.Erkekler önde konuşurken biz ise Ceren'le çikolata yiyorduk.Ceren'in çantasında neredeyse her çeşit tatlı vardı.Adeta yürüyen dükkan gibiydi.

Gittiğimiz yer baya uzaktı.Tam dört saat boyunca yol aldıktan sonra anca varabilmiştik.Bir ormanın içindeydik ve etraf ağaçlarla çevriliydi.Alper önden gittikten sonra sırayla deponun etrafını sarmaya başladık.Hepimizin elinde Murat abinin verdiği bombalar vardı.Depo beklediğimizden çok daha büyüktü bu yüzden ayrılarak herkesin bir köşeye bomba koyması kararına vardık.Böylece işleri daha hızlı halledebilecektik.Ben,Ceren,Batur ve Asena bombaları koyarken Alper ise adamları bayıltmakla meşguldü.Alper gücünü sadece on dakika kullanabiliyordu bu yüzden hızlı olmalıydık.

Elimdeki bombayla beraber deponun diğer ucuna doğru sessizce ilerlemeye başladım.Yakalanacağım diye ödüm kopuyordu.Gideceğim köşeye vardığım zaman bombayı Batur'un söylediği şekilde kurmaya başladım.Birkaç dakika içinde kurduktan sonra sırt çantamdan başka bir bomba daha çıkardım.Batur, bombasını kurmayı erken bitirenler rastgele yerlere bomba yerleştirsin demişti.İşim erken bitmişti ve etrafta kimse yoktu.Yani birkaç bomba daha kurabilirdim.

Tam üç tane bomba kurduktan sonra on dakikanın çoktan geçtiğini fark ettim.Bu demek oluyordu ki artık buluşma noktasına dönmem gerekiyordu.Sırt çantasını sırtıma takıp koşmaya başladım.Koşarak ilerlediğim sırada aniden birisi tam önüme silahla ateş etti ve geriye doğru hareket ettiğim için yere düştüm.Kıl payıyla vurulmaktan kurtulmuştum.

Şuana kadar karşılaştığım adamlar genellikle yaralamadan yakalamaya çalışıyordu fakat bu adam az önce neredeyse beni vuruyordu.

"Tek bir adım dahi atarsan ölürsün.Söyle kimsin ve burada ne işin var" diye bağırdı kırklı yaşlarda olup bana silah doğrultan adam.
Beni tanımıyordu,demekki element kullanıcısı olduğumuda bilmiyordu.
Yere bir süre gözümü kırpmadan baktıktan sonra gözümden yaşlar geldi.Sonrada sesimi olabildiğince titreterek karşımda bana silah doğrultan adamla konuşmaya başladım.

"Arkadaşlarımla az ileride kamp kurduk ve saklanbaç oynadığımız için buraya saklanma kararı verdim.Buraya girmenin yasak olduğunu bilmiyordum,lütfen beni öldürmeyin" dedim.

Adam silahını bana uzatmayı bırakmıştı,buda yalanıma inandığı anlamına geliyordu.Mesleğimi çok seviyorum.Adam bana bakarak gidebileceğimi söyledi.Adama teşekkür ettikten sonra yavaş adımlarla yürümeye başladım.Aniden esen rüzgar başıma geçirdiğim kapüşonun arkaya doğru düşüp saçımın gözükmesine sebep oldu.Adam bunun üzerine "sen pembeli olansın" dedi ve silahını bana tekrardan uzattı fakat arkadan gelen Ceren ondan önce davranarak onu sarmaşıkla sardı.

Sabahtandır beni tanımayan adam saç rengim yüzünden element kullanıcısı olduğumu anlamıştı.Neyseki Ceren imdadıma yetişmişti.Ceren telaşla yanıma gelerek "Sen iyimisin" diye sordu.

Gülümseyerek "Evet sayende iyiyim.Senin burada ne işin var" dedim.

"Geciktiğini görünce yanına geldim,iyikide gelmişim" dedi.Hala etrafta adamlar olabilirdi,en iyisi biran önce toz olmak.

Ceren'e "Neyse hadi hemen buluşma noktasına gidelim"  dedim ve Ceren'le birlikte koşarak buluşma noktasına gittik.Çok şükür herkes oradaydı.

Asena gülerek "Depoyu patlatma onurunu kim ister" diye bağırdı.

Alper sevinçle "Ben isterim" dedi.

Asena bombayı patlatacakları aleti Alper'in eline verdikten sonra Alper telefonunu bana vererek "Açelya beni videoya çek.Ağalarla depo patlatıyoruz yazıp paylaşacağım" dedi.

Batur gülerek"Sonrada doğru karakola" dedi.

Alper somurtarak "Hayallerimi altüst etmeyi bırak lütfen.Neyse Açelya sen yinede çek, anı kalsın" dedi.Bu çocuğun kafasından istiyorum.

Alper azıcık uzaklaştıktan sonra bende videoyu başlattım.Alper düğmeye bastığı anda yerleştirdiğimiz bütün bombalar aynı anda patladı ve atrafı yıkılan binanın dumanı kapladı.Binanın tamamen yıkıldığını gördükten sonra arabaya bindik ve eve doğru ilerlemeye başladık.Yarın çekimler vardı fakat ben hala ezber yapmamıştım.Ezber yapmayı geçtim daha senaryoyu bile okumamıştım.

Neyse ki evden çıkmadan önce senaryonun olduğu kağıdın fotoğraflarını çekmiştim.

Dört saatlik yolculuk boyunca ezber yapmıştım.Hatta ezber yapmaya öyle odaklanmıştım ki geldiğimizi dahi fark etmemiştim.Hava iyice kararmıştı ve uykum geliyordu.Alper hariç herkes odasına uyumaya gitmişti.Alper ise çektiğim videoyla hava atmak için Doruk'un odasına gitmişti.

Mutfakta kendime kahve yaptıktan sonra bende odama çekildim.Masama oturarak tekrardan ezbere devam ettim.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Makyajımın son adımlarınıda uyguladıktan sonra artık hazırdım.Kot tulum ve altınada beyaz bir kazak giyinmiştim.Pembe saçlarım her zamanki gibi gayet güzel ve uzundu.O kadar mutluydum ki merdivenlerden sekerek inmiştim.Kulaklıkla müzik dinliyor ve nakarat kısımları sesli söylemekten çekinmiyordum.

Ceren elindeki kahveden bir yudum alarak "Bugünki mutluluğunu neye borçluyuz Açelya hanım" dedi.Sevinçle "Bugün bir dizede yan karakter olarak işe başlıyorum.Dizinin çoğu sahnesinde rol yapacağım ve bu benim için harika bir şey" dedim.Gerçi pek anlayacaklarını sanmıyorum ama neyse.

Asena lafa girerek "Peki dizinin konusu ve rolün ne" dedi.

"Bir lise dizisi ve ben ana karakterin sevdiği oğlana aşık olan zengin kızı oynayacağım" dedi.Dizi izleyenlerin her üç dakikada bir küfrettiği o rolü almıştım.

Asena bana bakarak "Yani kötü kızsın" dedi.

"Evet öyleyim" dedim.

Ceren rolümü pek beğenmeyerek "Kötü bir karakter olmak sencede iyi fikir mi,sonuçta birçok insan seni bu diziden tanıyacak" dedi.

"Kötü karakterler herzaman akılda kalır.Hatta bazı kötüler ana karakterlerden bile daha akılda kalıcıdır.Bu yüzden bu rolü oynamak benim için çok önemli.Eğer güzel bir oyunculuk sergilersem başka dizilerdende teklif alabilirim" dedim.Yoksa bende ana avrat küfredilen karakter olmaya meraklı değildim.

Ceren gülümseyerek "Ben bile heyecanlandım şuanda.O zaman sana bolşans dilerim" dedi.

Ceren'e teşekkür edip "bana şans dileyin" dedim ve elime çantamı alarak evden dışarı çıktım ve arabaya doğru ilerledim.Sürücü koltuğunda oturan Doruk'un yanına oturdum ve emniyet kemerini taktım.Defalarca kez yalnız gitmek için ısrar etsemde yinede sonunda pes eden ben olmuştum.Dizi özel okulda çekilecekti.İlk başta lisenin ismini görünce çok şaşırmıştım çünkü bu benim okuduğum liseydi.Yaklaşık bir saat sonra varmıştık.Vardığımız zaman Doruk'ta yanımda gelmişti.Ona buranın kalabalık olduğunu ve güvende olduğumu söylesemde Doruk'a gören nefes alan her canlı süpheliydi bu yüzden her daim bodyguard gibi yanımda dolaşıyordu.

Dizinin ilk bölümü olduğu için öncelikle başrolün okuldan önceki hayatıyla ilgili çekimler yapılmıştı.Bana verilen okul formasını giyinmiş sahnemi bekliyordum.Daha doğrusu filmde oynuyacak erkek karakteri bekliyorduk.Karavanda makyajı yapılıyordu.Bütün oyuncularla tanışmıştım fakat daha onunla tanışmamış.Dizideki ana karakterlerden birisiydi bu yüzden kim olduğunu çok merak ediyordum.

Sonunda makyajı bittikten sonra karavandan inmiş ve yanımıza doğru geliyordu.Onu gördüğüm anda gözlerime inanamadım.Bu geçen gün merdivenden düştüğümde bana elini uzatan kişiydi.

Yanıma geldiği zaman oda benim gibi şaşırmıştı.Bir süre sadece beni inceledikten sonra içten bir gülümsemeyle bana elini uzatarak
"Geçen gün tanışma fırsatı bulamamıştık,ben Kerim.
Senin adın ne" dedi.Şaşkınlığımı gizlemeden "Adım Açelya,memnun oldum" dedim.

Gamzeleri ortaya çıkacak şekilde gülümseyerek "Bende memnun oldum" dedi.

Tanışma faslı bittikten sonra Kerim ile Aleyna (başrol kız) sınıfta gerçekleşen bir sahneyi oynamaya başladı.Tam beş dakikalık bir çekimden sonra sahne bitti.Sırada benim sahnem vardı.

Filmdeki adım Almila'ydı.Başrol kızın adı Ece,Kerim'in adı ise Baran'dı.

Herkes yerlerine geçtikten sonra geri sayımı yaptılar ve sahne başladı.

Aleyna'ya Kerim'in verdiği meyve suyunu elindenden çektim.

-Sen kim oluyorsun da Baran sana meyve suyu alıyor.

-Aleyna(Ece):Sabah kazayla meyve suyumu dökmüştü bu yüzden bana bunu almış.

Elimde olan meyve suyunu Aleyna'ya attım.Meyve suyu kıyafetine bılaştı.

-Sence ben saf biri gibimi gözüküyorum.Senin sınıfta ona nasıl baktığını gördüm.Sabahtandır susuyorum fakat sanırım sana yerini hatırlatmam gerekiyor.Eğer bir kez daha onunla konuşursan bu kadar kibar olmam.
Anladın mı?

-Aleyna(Ece):Gerçekten aramızda hiçbir şey yok.Sen yanlış anladın.

Gülümseyerek Aleyna'ya baktım.

-Zaten aranızda hiçbir şey olamaz,bir kendine bak birde Baran'a.
Güzel değilsin,zeki değilsin,zengin değilsin ve hiçbir yeteneğinde yok.Sen oksijen israfından başka bir şey değilsin.
Baran'ı çocukluğumdan beri tanıyorum.Senin gibi bir bursluyla hayatta ilgilenmez.Muhtemelen sadece sana acıdı o kadar.

Sakın onun kibar davranışlarını başka bir şey sanma.

Ve sahne bitti.

Gülümseyerek Aleyna'ya "İyi oynadın" dedim.Aleyna önüne gelen saçını çekerek "Sende harikaydın,bir an beni döveceğini sandım" dedi

İkimizde beraber gülümsemeye başladık.Ardından yanımıza Kerim gelerek "Bakıyorum da birbirinize hemen alışmışsınız.Kendimi dışlanmış hissediyorum" dedi.

Kerim'e "Kusura bakma filme öyle çok
odaklandık ki seninle konuşamadım" dedim.Heyecandan sesim hala titriyordu.Acaba herkes benim kadar heyecanlımı diye merak etmiyor da değilim.

Kerim bana bakarak "Şaka yapıyorum,daha ilk gün olduğu için hepimiz heyecanlıyız.Bakın ne diyecem,film çıkışı yemek yemeye gidelim mi?
Hem böylelikle hepimiz tanışmış oluruz" dedi.Köşede beni izleyen Doruk'a baktım.Muhtemelen izin vermezdi fakat yinede şansımı denemek istedim.Belkide bir kereliğinede olsa öküzlüğü tutmaz.
Kerim ve Aleyna'nın yanından ayrılarak Doruk'un yanına gittim.

Doruk bana bakarak "Ne diyeceğini biliyorum,hayır" dedi.

"Daha sormadım bile" dedim yüksek bir sesle.

Doruk gülümseyerek "Bende sen kendini yorma diye söylüyorum zaten,hayır gidemezsin" dedi.Bu çocuktan doğduğunda göbek bağıyla beraber eğlence anlayışınıdamı kestiler.

"Hadi ama arada eğlenmek benimde hakkım dedim.

İç çekerek "Bana bir sözü bin defa söyletme Açelya,hem o çırpıyla yemek yemenin neresi eğlenceli anlamıyorum.Evde masanda yersin" dedi.

"Oğlanın adını çırpı ettinya pes artık sana"

"Ne yalan mı,çırpı işte.Aslında top desek daha doğru olur.Yüzünde seninkinden daha fazla makyaj var.Adamın suratını silsek yüzü değişecek" dedi Doruk gülerek.

"Başrollerden birini oynadığı için bu kadar makyaj yapıyorlar.Hem ayrıca abartıyorsun.Kerim makyajsızda gayet yakışıklı birisi.Sadece yüz hatlarını belirginleştirmişler o kadar" dedim.Sırf beni yemeğe yollamamak için resmen Kerim'i atıyordu.

Doruk gözlerimin içine bakarak "Noldu aşıkmı oldun yoksa" dedi.Ne alaka oğlum şimdi,her yakışıklı bulduğum erkeğe aşık olsaydım vay halime.

"Saçmalama,sadece arkadaşım.
Her neyse çekmem gereken bir sahne daha var,gidip makyajımı tazelemeliyim" dedim ve karavana doğru yürümeye başladım.Doruk arkamdan bağırarak

"Fazla uzaklaşma,ayrıca kimseyede güvenme" dedi

Arkamı dönerek "Başka uyarınız varmı Doruk bey" dedim sinirle.

Gülerek "Evet var,eğer biri sana şeker verirse sakın yeme" dedi.Bu çocuk resmen benimle kafa buluyordu.

Sinirle karavanın içine girip aynadan kendime bakarak dudağıma glossumu sürdüm.Şuanda Kerim ve Aleyna'nın sahnesi vardı.Birazdan yine ben ve Aleyna bir çekim daha yapacaktık.Ben ve oyun gereği iki arkadaşım Aleyna'yı lavaboda tutup ıslatacaktık.Ardından Aleyna'nın yakın arkadaşı olacak kişi gelip Aleyna'yı alacak ve benim üzerime paspas kovasında suyu dökecekti.
Böylece bugünki son sahnemi oynamış olacaktım.

Karavandan çıkarak çekimlerin olduğu yere gittim.Doruk öküzü beni uzaktansa olsa takip ediyordu.

Ben vardığım zaman sahnenin çekimi bitmişti.Sırada benim çekimim vardı.
Herkes yerlerini aldı Aleyna lavaboya girdi ve çekim başladı.

Hızla lavabonun kapısını açarak içeriye girdim.Aleyna lavabonun içindeydi.Yanımdaki kız telefondan videoyu başlattığı anda köşedeki su dolu olan kovayı üstteki boş kısımdan onun üzerine döktüm.Aleyna lavabodan dışarı çıktı.
Önce bize sonra kameraya baktı,gözleri dolmuştu.

Bunu üstüne gülmeye başladım

-Noldu yoksa ağlıyacak mısın?

Aleyna ağlamaya başladığı sırada lavaboya diğer kız girdi ve yanımda ki videoyu çeken kızın telefonunu alıp yere attı.Tam ona "sen ne yapıyorsun" dediğim anda paspas suyunu kafamdan aşağıya döktü ve Aleyna'yı kolumdan tutup lavabodan çıktı.

Ve sahne tekrardan sona erdi.

Kızlarla birbirimize bakarak gülmeye başladık.Hepimiz berbat bir haldeydik.Bu günlük çekimler sona ermişti.İlk çekimler için oldukça zorlu bir çekim olmuştu.Lavabodan çıkıp Doruk'un yanına gittim.

Doruk sırılsıklam olmuş olan bana bakarak "Bu ne hal böyle,kimse sana lavaboda banyo yapılmaması gerektiğini söylemedimi" dedi.

"Yine sen ve yine bayat esprilerin.Hadi bahçeye çıkıp karavana gidelim.Kıyafetlerimi giyindikten sonrada eve gideriz" dedim.

Doruk ıslak olan bana baktı ve ardından deri ceketini çıkarıp üstüme atarak "Giy şunu hemen,hava çok soğuk,ıslak kıyafetlerle dışarı çıkarsan hasta olursun" dedi.

Doruk'a bakarak "Vay demek seninde kalbin varmış.Bu beyefendiliğin gözlerimi yaşartıyor" dedim.

Kafasını başka yöne çevirerek "Usta seni bana emanet etti.Eğer hasta olursan azar işitirim.Yani sadece görev için bunu yapıyorum" dedi.

Gülümseyerek "Eminim öyledir" dedim.

Yanımıza gelen Kerim ile konuşmayı bıraktım.Kerim bana bakarak "Bizimle yemeğe gelecekmisin Açelya" diye sordu.Doruk benden önce davranıp "İşimiz var,bu yüzden gelemez" dedi.Kerim Doruk'a bakarak "Sana değil Açelya'ya sordum.Bırakta kız cevap versin" dedi.Bu kelimeleri Doruk'un sinirlenmesine sebep olmuştu.Eğer araya girmezsem kesin olay çıkardı.İlm günden kovduracak bu beni.Doruk'un önüne geçerek Kerim'e "Üzgünüm Kerim ama işlerim var.Başka sefere gelirim artık" dedim.Kerim elini uzatarak "Madem öyle diyorsun,sonra görüşürüz" dedi.
Elini tutarak "Görüşürüz" dedim.

Doruk bu cevabımın üzerine Kerim'e bakarak gülümsedi.Kerim ise hiçbir şey demeden uzaklaştı.
Doruk ile beraber okuldan çıktık ve karavana gittik.Ben üstümü değiştirdikten sonra arabaya bindik ve eve doğru ilerlemeye başladık.

Doruk bir yandan arabayı kullanırken diğer yandan "O Kerim denilen topu hiç gözüm tutmadı ona göre" deyip duruyordu.

Kafamı cama yaslamayı bırakarak "Sende kimseyi beğenmiyorsun,ne zararını gördün ki çocuğun.Gayet kibar ve beyefendi birisi" dedim.Çocuğa kafayı takmıştı.

Doruk lafı uzatmadan "Herneyse uzak dur o çocuktan" dedi.Aynı dizide oynarken o biraz zor canım.Doruk'a gülerek "Baksana sen yoksa Kerim'i
kıskandın mı" dedim.

Yüksek bir sesle "Neresini kıskanacam ben o çırpının,ben ondan bin kat daha yakışılıyım" dedi.Aynen kesin öylesin.

Doruk'a bakarak "Yani bilmem ki çocuğun etrafımda bir sürü kız vardı,ayrıca gayet centilmen birisiydi" dedim.Eğer kıskanmıyorsada zorla kıskandıracağım.

Doruk sinirle "Bana şu çocuğu anlatmayı kes,adı bile midemi bılandırıyor" dedi

Sessizce "Seninle sohbet edende kabahat" dedim ve tekrardan kafamı cama yasladım.

Bir süre daha arabayla ilerledikten sonra nihayet eve varmıştık.Kızlara ilk çekimi mi anlatmak için can atıyordum.

Evin kapısına vardığımız zaman evin içinden gelen bağırma sesleri duyduk.İkimizde hızla içeri girdiğimizde Alper ve Batur bizi gördü ve bağırmalarına son verdi.Alper çok sinirli gözüküyordu.Yerde kırık cam parçaları vardı.Belliki bir şeyi yere atarak parçalamışlardı.

Doruk etrafına bakındıktan sonra "Ne oluyor burada,niye bağırıyorsunuz" dedi.

İkiside cevap vermedi.Etrafı ölüm sessizliği sarmıştı.Doruk aynı soruyu tekrar sordu fakat hala cevap yoktu.Ceren köşede ağlıyordu,korkmuşa benziyordu.Doruk bir süre atrafına bakındıktan sonra tekrardan Alper ve Batur'a baktı.

Korkuyla "Asena nerede" dedi.

Yine kimse konuşmadı.Sorunun cevabı belliydi

Doruk daha şiddetli bir şekilde bağırarak "Size kardeşim
nerede diyorum" dedi.

Alper dolmuş gözler ve titreyem bir sesle "Markete gitti fakat geri dönmedi" dedi.Sesinde pişmanlık vardı.

Doruk Alper'in yakasınl tutarak "Ne demek geri dönmedi, iyice baktınızmı etrafa" dedi.Alper ise Doruk'a karşı çıkmadan "Sadece motorunu ve bir not bulduk" dedi.

Alper konuşurken aynı zamanda elini sıkıyordu.Sesinin titremesi mektubu okumadan da olsa anlamamı sağlamıştı.

Doruk yanlarına gitti ve Batur'un elinden mektubu aldı.Sadece bir adres yazıyordu ama aynı zamanda mektup Asena'nın kanı olarak düşündüğüm bir kanla lekelenmişti.

Doruk bu mektubun üzerine evden hızla çıktı ve arabaya bindi.Onun arkasından koştum fakat ben yetişemeden o arabayı çalıştırdı.Hızla tekrardan eve döndüm.

Bizimkilere bakarak "Neyi bekliyoruz,hadi gidelim" dedim.

Batur ciddi bir ifadeyle bana bakarak "Bunun bir tuzak olduğu çok ortada Açelya" dedi.

Yüksek bir sesle "Bende biliyorum ama tuzak olması kimin umurunda,Asena'nın başı dertte ve Doruk sinirle tuzağa gidiyor.Eğer bir şey yapmazsak ikisinide kaybederiz" dedim.

Alper hiç düşünmeden yanıma geldi.Ceren gözyaşlarını sildi ve oda yanıma geldi.Batur bizim aptal olduğumuzu söyledi fakat anahtarı alarak diğer arabayı kendisinin süreceğini söyledi.

Bunun ardından hepimiz arabaya bindik ve Doruk'a yetişe bilmek için oldukça hızlı ilerledik.Neyseki sonunda onun arabasına yetişmiştik.Yinede Doruk bütün hız kurallarını çiğnediği için bizde aynı hızda ilerlemek zorunda kalıyorduk.

Alper bana yanına aldığı çantasından bir elektro şok cihazı uzattı.Murat abi benim için almış fakat işleri olduğu için bana vermesi için Alper'e vermiş.

Elimdeki elektro şok cihazına bakıyor ve olacakları düşünüyordum.Şuanda kendi ayaklarımızla bir tuzağa gidiyorduk ve bir planımız dahi yoktu.

Tek güvencemiz şansımızdı ve bende ondan hiç yoktu...

Çığlık atarak yazdığım bir bölüm oldu.Yazarken çok eğlendim umarım sizde okurken eğlenmişsinizdir.

Favori karakteriniz kim oldu?

















Continue Reading

You'll Also Like

74K 5.4K 37
Altı elementin bulunduğu bir okul. Bu okula her şeyden habersiz, bir gece yarısı zorla kaçırılıp getirilen bir baş rol. Annesiyle aynı gece kaçırılıp...
116K 14.3K 32
"Çok yakınımdasın kedicik. Dikkat et, ısırabilirim." "O halde sana yeni bir bilgi daha çıngıraklı." Öfkesi birden çekilmişti. "Bir Aslanın dişleri de...
24.7K 321 21
Şahsıma kurulan şeytani bir kumpas sebebiyle ayak kölesi oldum. Bu durumdan nasıl kurtulacağım (Şantaj Kölesi hikayesinin 2.sezonudur. 35 bölümden de...
1.9K 172 23
Kerb Diyarı artık Karanlığın elinde. Malorie ve diğerleri ne yapacağını bilemez halde tam 3 yıldır çıkar yolu arıyorlar. Kaybedecek zamanları yok. K...