SLM CNM'LEEERRR
Okulda ilk dersim boştu aşklarum benim sizde sınırı aşmışsınız bende bölüm yazayım dedim ehehe.
(Akşamdan uyuyakalmışım bölümü yazarken kxbskxbsjx kusura bakmayın)
Yeni sınır 50 oy 120 yorum
Keyifli okumalarrr <3
Kuzey'den;
Kaza haberini duyar duymaz İstanbul'a gelmiştim. Neyseki güzelimin hiç bir şeyi yoktu. Sadece tansiyonu düşmüştü. Gözleri hafifçe kıpırdamaya başladığı esnada tuttuğum elini dudaklarıma götürerek nazik bir öpücük kondurdum.
Çocukların gözleri Eylül'ün yavaş yavaş kıpırdayan kirpiklerindeydi.
"Uyandığında beni görmese iyi olur." Kübra dolu gözlerle bana kafa salladığında Umut dostça omzumu sıktı, omzumdaki elini tuttuğumda birbirimize baş selamında bulunduk.
Tolga'ya ters bir bakış attıktan sonra hastane odasından çıkarak sahil evine gittim.
...
Eylül'le mesajlaşmamızın üzerinden iki saat geçmişti.
Buse ile hiç bir şey yaşamamıştım. Denilenin aksine ise onu sadece otel kapısına bırakıp geri çıkmıştım.
Birileri üzerimize oynuyordu, birileri Eylül ile aramızın açılmasını istiyordu.
Onu aldattığımı sanıyordu.
Peşime adam takmıştı. Bana güvenmiyordu.
Başkan yardımcısının susmayan telefonları eşliğinde üçüncü kadehin de sonuna gelirken derin bir nefes alarak aramasını yanıtladım.
"Bursa'dan neden ayrıldın?" ağzımı açmak üzereyken susturuldum. "Dur tahmin edeyim. Savcı yüzünden." derin bir nefes aldı.
"İşlerini boşluyorsun, görevlerini yerine getirmiyorsun, o kadın hayatına girdiğinden beri pis işlerden uzaklaşmaya başladın. O kadını hayatından çıkaracaksın." sinirle güldüğümde başkan yardımcısı bağırdı.
"Duydun mu beni?!"
"Gayet net efendim. Ama Eylül'den ayrılacağımı düşünüyorsanız büyük yanılıyorsunuz." elimdeki kadehi havaya kaldırarak inceledim.
"Neler yapabileceğimi biliyorsun değil mi evlat?" bu bir tehditti. Eylül'e karşı yapılan bir tehditti. Kadınıma karşı yapılan bir tehditti... Öfkeyle yumruğumu sıktığımda kadeh elimde kırıldı. Cam parçacıkları etrafa saçılırken,
Öfkeden titreyen ellerime rağmen sesimi sakin tutarak "Ya siz?" diye sordum.
"Beni tehdit edemezsin. Seni bu konuma ben getirdim."
"Sizi tahtınızdan indirecek bütün gerekli bilgilere sahibim." dedim avuç içimden akmakta olan kanı izleyerek.
Sustu. Sessizce bekledi.
"Atilla'nın yerini buldun mu?" dedi.
"Bir kaç adamını, evet..."
"Onları öldür. Atilla'nın emrindeki herkesi öldür."
Sessizce iç çektim ardından telefonu kapattım.
...
"Yapmayın yalvarırım. Çoluğum çocuğum var benim."
"Burak." yaptığım kaş işareti ile Burak adamın beynini dağıttı.
"Genelde öldüren sen olurdun?" sırıtarak yerdeki iki leşe ve bana baktı.
"Ellerimi temiz tutmak istiyorum." dediğimde bir kahkaha savurarak,
"Çıkışta tırnaklarımızı yaptırmaya gidelim mi aşko?" dedi.
"Hiç fena olmaz Burak." ciddiyetle söylediğim şeyle Burak daha da kahkahalara boğulurken depodan çıkarak kapıdaki adamlara içeriyi işaret ettim.
"Temizleyin."
...
Eylül'den;
"Sessize al şu telefonu başım çatladı be kızım."
"Sen al." nevresimi başıma çektiğim esnada Sude yırtarcasına üzerimden çekip aldı.
"Kuzey arıyor bak!"
"Arasın." dedim ama kalbim küt küt atıyordu.
"Ya sabır ya selamet." Sude sinirle mırıldanarak çoraplarımı çekiştirdi. "Kalk! Bak valla bu kız seni aldatıyor diyeceğim."
"Sevdiğim adam başkasına varmış Sudeeğ." hönkürerek ağladığımda,
"Ne diyorsuuuun?" diye bağıran Sude ile yüzümü buruşturdum.
"Ali Cabbar oldum diyorum kızım. ALDATILDIM!!!"
"Nasıl aldatıldın?" dedi Sude hayretle.
Şimdi şöyle ki aşko. Kuzey varya hani kocişkom olamayan kocişkom. Bursa'ya gidiyorum diyip beni yiyip karılarla fink atıyor.
Zihnimdeki sesin rahatlığıyla gerilerek, sinirle yastığıma vurup ayaklandım. "Kuzey. Bir. Kadınla. Beraber. Otele. Gitmiş." dedim bastıra bastıra.
Sude bir kahkaha savurduğunda ona bakakaldım."Yok eniştem yapmaz öyle şey."
"Ben yalan mı söyleyeceğim?" dedim gözlerimden akan yaşı silerek.
"Ya kalk be! Kafanda kurmuşsundur sen yine. Manyak şizofren. Yürü kahvaltıyı hazırladım, ekmek al gel."
Hep ben manyak oluyorum zaten, zihnimdeki sesle beraber daha çok ağlamaya başladım.
"Kübra alsın."
"Kübra aşk kuşuyla beraber."
"Benim aşk kuşum da yok." diyip hünkürdüğümde Sude alık alık yüzüme baktı.
"Kız senin günün geldi." dedi aydınlanma yaşamış gibi. "Sen ondan böylesin. Kalk yürü tuvalete." Sude kolumdan çekiştirirken gözlerimi kırparak ona baktım.
"Ne günü?" dedim sümüğümü çekerken.
"Regl."
Aslan bacım ya. Benim günümü takip ediyordu. Ay bir de kan kaybediyorum of.
Adımlarımı sürüye sürüye tuvalete ilerlerken hâlâ ağlamakla meşguldüm.
...
Tolga; Akşam dışarıdayız.
Siz; Aman kalsın.
Siz; Dün çok fena travmalar yaşadım.
Depresif görl olarak şuan yatağıma oturmuş, temmuz ayının ortasında panduflarımı giyip battaniyeye sarılmış bir vaziyette çikikata yiyordum.
Tolga; Kızlar da geliyor.
Tolga; Seni dobarlamamız lazım. HAYDE!
Siz; DOBARLANAMIYORUM
Siz;
Tolga; Lahmacuncuya götüreceğim.
Heyecanlanarak yatakta ayaklandım.
Siz; VALLAH DE!!!
Tolga; He vallah.
Siz; LAN SENİN ALLAH'INA KURBAN LAN.
Siz; SENİN ANNENE KURBAN. SENİN ANNENLE BABANIN AZIP SENİ YAPTIĞI GÜNE KURBAN.
Siz; ASLANIM BENİM KOÇUM KAPLANIM ÖKÜZÜM HİPOPOTANIM KARDEŞİM.
Siz; Sen ısmarlıyorsun değil mi ona göre övmeye devam etcem?
Tolga; Evet deli kız, evet. ĞIXSVJSSÖXOSSN
Siz; TOLGA REİS OLEEEY TOLGA REİS OLEEEEEEEYYYY.
Tolga; Tamam çok şımarma.
Siz; Tamammm.
Ekrana sırıtarak bakarken dolabıma ilerleyerek akşam giyeceklerime göz atmaya başladım.
Telefonuma gelen çağrıya göz attığımda Kuzey olduğunu gördüm.
Telefonu açıp kulağım ile omzum arasına sıkıştırdıktan sonra dolaptaki elbiselerime göz atmaya devam ettim.
"Eylül."
"Ne var?"
"Triplisin yani?"
"Sence Kuzey?" elime kırmızı bir bluz gelince bir süre evirip çevirdim, ardından yüzümü buruşturarak bir kenara fırlattım.
"Eylül ben seni aldatmadım."
"Şuan için umrumda değil biliyor musun?" siyah düz askılı bir elbise buldum. " Çünkü akşam dışarıya çıkıyorum ve," elbiseyi fazla basit bularak bir kenara fırlattım. "tek derdim ne giyeceğim." dedim kollarımı göğsümde kavuşturarak.
"Konuşmalıyız."
"Konuşuyoruz."
Derin bir nefes verdi. "O Tolga denen herif hiç hoşuma gitmedi."
"Ne güzel, çünkü ben ona çooook aşığım." dedim ima yaparak.
"Eylüül!" dedi yalandan bir sinirle. "Akşam dışarı çıkma."
"Çıkacağım."
"Onunla çıkma."
"Allah Allah, niyeymiş o?"
"Kıskanıyorum." dolabın aynasından kendimle göz göze gelince kızaran yanaklarıma baktım.
"Bende..." durdum ardından tepeme atan sinirle, "Ama sen ne yaptın? Otel köşelerinde bir kadınla- Gözüm seyriyor yeminle." sinirden telefonu sıkarak ekrana kaşlarım çatık bakmaya başladım.
"Ben bir şey yapmadım."
"Yaa sen onu benim külahıma anlat. KUZEY KIZ SENİ "LOVE OF MY LİFE" DİYE PAYLAŞMIŞ NE DİYORSUN SEN YA?"
"Güzelim bende onu sonradan farkedip hemen sildirdim zaten."
"Sus konuşma. Çünkü inanırım."
"İnan bebeğim. Nolur yapma bunu bana. Ben sensiz gerçekten..."
"Şhhh tamam, biz bunları çok duyduk aslan parçası." telefonu Kuzey'in yüzüne kapatırken kırılan kalbimin sesi sonradan kulağımı doldurdu.
Sessizce ayakta durup elimdeki telefona bakmaya devam ederken;
"Eylül?" kapımda dikilen Sude'ye baktım. Burukça bana bakıyordu.
"Gel buraya." usulca yanına yanaşarak kollarımı ona doladım.
"Sen kalbin her kırıldığında şakaya vururdun zaten. Kuzey'le konuşmanı duydum."
"Bok gibiydi."
Sude güldü, "Hadi git duşunu falan al, bir kaç saate dışarıdayız aşkım. Senin moodunu bir yerine getirelim. Erkolar için üzülmeye değer mi yaa?"
Alttan alttan Sude'ye bakıp burnumu çektim. "Haklısın."
...
"YIKILA YIKILA GEZİP DOLAŞALIM!"
"KUZEY'İ UNUUUTT, GEL BARIŞALIIIM." Kübra'ya mal mal baktım.
"Unutamam hocaaam, unutamam." bütün eğlencem solup gitmişti, al işte.
"Ya Kübra öyle denir mi?"
"Ne ya?" Kübra Sude'ye omuz silkip oynarken;
Kızları pistte bırakarak kenara ilerleyip koltuğa oturdum.
Tolga'yı hemen yanımda hissettiğimde ona döndüm. Kolunu omzuma atarak beni yakınına çektiği zaman hiçbir şey demedim.
"Ne oldu bakalım?"
"Of, her zamanki bizimkiler işte."
Tolga güldü, "Bir şeyler ısmarlayayım mı sana?"
"Çıkışta gideceğimiz lahmacunu bana kitlemezsen tamam." diyip masum masum gülümsedim.
"Anlaştık." göz kırparak ayaklandığında arkasından bakarken göz hizama takılan isimle beynime kan sıçradı.
"Vay şerefsiz Sameeet." diye mırıldandığım esnada Tolga çoktan yanıma gelmişti.
"Samet?"
"Götten yiyen." diye yanıtladım. "OHA! BURADA MI?" Tolga'ya ne oluyorsa büyük bir heyecanla yanıma oturarak elindeki kadehi bana uzattı.
"Hayırdır, pek bir heyecanlandın?" diyip göz kırptığımda, "Yuh Eylül. Sen bana gay mi diyorsun?" diye bir yanıt aldım.
Elimdeki kadehi yarılarken "Yarası olan gocunur." diyip yeniden gözlerimi Samet'e odakladım, yanında iki tane sarışın bombayla geziyordu puşt.
"Sen varya sen."
"Napıyorsun?" Tolga'nın ellerini huy olduğum yerlerde hissetmemle kahkaha atarak ayağa fırladım.
"Hakettin ama. Gay miyim ben ya?" kendi kendi cıklayan Tolga'ya bakarak gülümsedim.
"Niye öyle diyorsun? Homofobik misin?" Bu soruyu Kuzey'e ilk mesaj attığımda ona sormuştum...
"Sabır." Tolga gülerek kollarını birbirine bağladı.
"Eylül? Nabersin ya?" gözlerim başımızda dikilen Samet'e kaydığı esnada 'Ne alaka amk' bakışı attım.
A few moments later;
"YOK BEN DALACAĞIM BUNA." Bir sandalye alarak Samet'e doğru fırlatığımda beynim hiç bir şeyi algılamayacak kadar bulanıktı.
"NE DEMEK BENİ ALDATIRSIN LAN PUŞT?"
Samet iki kolunu da havaya kaldırıp teslim olurcasına, "Ya kızım manyak mısın nesin indir şu elindekini." diye ciyaklayınca elimdeki bardağı Samet'in ayaklarına fırlatarak bir Kuzey Tekinoğlu edası ile "LAN MANYAĞIM!" diye bağırdım.
Ben Samet'e saldırırken Tolga beni belimden tutmuş çekiştirmeye çalışıyor, Sude ve Kübra desen Samet'in yanında gelen kadınları yere yatırmış saçlarını yoluyordu.
"Eylül bak anlaşabiliriz." Samet garsonun arkasına geçince garson, "Abi yapma gözünü, evini, yurdunu seveyim. Gencim ben daha." dedi.
Sesimi sakinleştirerek "Anlaşabiliriz." dedim ardından yükselerek, "ANLAŞABİLİRİZ HA! KUZEY SEN BENİMLE HİÇBİR ŞEY KONUŞMUYORSUN Kİ ANLAŞALIM. ALDATMIŞSIN LAN BENİ KÖPEK." diyip yanımdaki kadının çantasını kaparak tam kafasına isabet ettim ama garsonu önüne çekmesiyle adamcağız ara dayağı yedi.
"Ne Kuzey'i Güney'i kızım? SAMET'İM BEN SAMET."
"Samet'i de sikeyim seni de sikeyim. SENİN ANANDAN GİRİP BABAANNENİN KIZ KARDEŞİNİN HALASININ YENGESİNİN ÇOLUĞUNUN ÇOCUĞUNUN KUZENİNDEN ÇIKMAZSAM NEYİM LAN PUŞT!!"
Bir kadının çığlığı basması ile tüm dikkatler ona dönerken elime bir sandalye daha almamla polislerin içeriyi basması bir oldu.
...
İnstagram;
EylülAkar: Kübüşümlee @KübraYilmaz
Y
orumlar;
SudeÖz: Hanfendi Hanfendiiii
TolgaSaat: Şu karşı ki dağları siz mi yarattınız.
EmirAkar: Terbiyesiz bensiz mii
735: Hey maşallah
987: Karılara bak bee
Kuzeykrt ve 726 diğer kişi beğendi
ALLAH ALLAH ALLAH SİZCE NELER OLACAK GELECEK BÖLÜMDEEE