Yanlış bir numaradan doğan biraz alevli, biraz tatlı, birazda mizah dolu bir aşk...
******************************************************
Müzik bitmişti, biz hâlâ birbirimize aşkla bakıyorduk. Devam ediyordu bizim için melodi, devam ediyordu bizim...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kapının açılmasıyla Kuzey belimden kavrayarak dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
"Afedersiniz." içeriye giren adamın aynı hızla kapıyı kapatışıyla dudaklarımız ayrıldı.
Bir elim hâlâ kravatında Kuzey'e bakarken onun gözleri yüzümün her bir köşesinde dolaşıyordu. Belimdeki eli sıklaşırken kravatından tutup çekerek dudaklarıyla nefes buldum.
Başta sadece öylece durduk ne o hareket etti ne de ben. Kuzey'in ensesindeki saçlarla oynamaya başladıģımda boğuk bir inilti çıkardı.
Dudaklarımı araladığımda alt dudağımı emmeye başladı. Öpüşmemiz hız kazanırken Kuzey kendini bana bastırarak duvara yasladı. Sırtım soğuk duvarla buluştuğu esnada dudağını ısırdım.
Eli usulca yırtmacımdan bacağımı okşamaya başladığında kendimi ona itekledim. Üst bacağımdan tutarak havaya kaldırdığında erkekliģini kadınlığımda hissetmemle bir inleme çıkardım.
"Neredeniz siz?" Halil abinin sesini duyduğumuzda Kuzey dudaklarını benden uzaklaştırarak ikimizinde kulaklıklarını çıkarıp bir kenara fırlattı.
Baş parmağı ile dudağımı okşarken, "O ruju bozacağım demiştim." dedi gülümseyerek. Kuzey'in dudakları da aynı şekilde kırmızı ruja bulanmıştı. Elim çenesini kavradığında bende aynı şekilde ona gülümsedim. "Umarım dudaklarına bulaşan tek ruj benimkilerdir Kuzey Kurt."
"Beni korkutuyorsunuz Savcı Hanım." dediği şeyle gülümseyerek yeniden dudaklarını buldum.
Kuzey'in eli iç çamarımın üzerinde hareket etmeye başladığında kendimden geçerek boynumu geriye attım. Dudakları boynuma temas ettiği zaman hafif bir inleme çıkardım. Kuzey boynumu yalıyor, emiyor ve ısırıyordu. O tüm bunları yaparken aldığım zevkle ensesindeki saçları çekiştiriyordum.
Beni kucaklayarak odadaki küçük masaya oturttuğunda öpüşmemiz kesilmedi. Bacaklarımı beline doladığımda bir eli kalçamı bir eli bel oyuğumu buldu. Kalçamdaki eli sıkılaşırken boğuk bir inleme çıkardım. Kuzey sesimi dudaklarına hapsederken elim usulca boynundaki kravatı bir çırpıda çözdü.
Bir elim gömleğinden içeriye girerken diğer elim sırtını kavramıştı. Kuzey'in büyük elleri kalçamdan çıplak bacağıma hareket ettiği esnada popomu kaydırarak kendimi ona bastırdım.
Elbisemin ipleri omuzlarımdan düştüğü esnada Kuzey'in dudakları gerdanıma kaydı. Bana bakaraktan oraya öpücükler kondurmaya başladı.
Aşağıdan gelen silah sesleri ile öpüşmemiz bölündü. "Bu burada kalmaz." dedi Kuzey dudağıma minik bir öpücük bırakarak.
Kuzey'in dudaklarındaki ruju ıslak mendille silmeye çalıştığımda gülümseyerek bana bakıyordu. "Gülme de sileyim Kuzey." dedim onun gibi gülerek.
