Denemeden çıktım girdi diyemeyeceğim ehehe.
IŞIKLAR YANAR KIRMIZI MAVİ TYT MATIN A*INA KOYMUŞUM ABİ.
Nasılsınız efendim?
Birazcık Kuzey'siz bir bölüm oldu, ama sonraki bölüm geliyor merak etmeyinn.
Keyifli okumalarrr <3
Kuzey;
3 cevapsız arama
Siz: Güzelim neden ulaşamıyorum sana?
Siz: Bir şey mi oldu?
Siz: Bakmamazlık etmezdin.
Eylül'ün sohbetinden çıkarak Emir'in sohbetine girdim.
Siz: Emir
Siz: Ablan yanında mı?
Emir: Ben evde değilim abi.
Emir: Noldu ki?
Siz:Olum sen daha gelmedin mi?
Emir: Yoo.
Siz: Ablana ulaşılamıyor.
Emir: Uyuyordur.
Emir: Ya da lahmacuncuya gitmiştir, yemek yerken rahatsız edilmek istemiyordur.
Emir: Ablama bir şey olmaz be.
Emir: Aslan gibi karı maşallah.
Siz: Diyorsun?
Emir: Sen raad ol abim.
Emir'in dedikleri az da olsa beni rahatlatsa da instagram'a girdiğimde gelen rahatım geri gitti.
KardelenAkar, EylülAkar'la birlikte;
"Çağrılarıma bu yüzden mi bakmıyordun Eylül? Cidden mi?" sinirle telefonu bir kenara fırlattığımda kendime sakin olmam gerektiğini söyledim.
Belki de iş için oradadır.
İş için olsa story atmazlardı.
Belki de Kardelen'in story açtığından haberi bile yoktu.
Eylül yoksa bakmamazlık etmezdi.
Evet, kesinlikle iş için orada.
Arasam mı ki?
Açmaz ki.
Son bir kararla Eylül'ü aradım. Dördüncü çalışta açıldığında arkadan yüksek bir müzik sesi geliyordu.
"Kuzey!"
"Eylül neden aramalarıma bakmıyorsun?"
Fısıldarcasına, "Baskın gibi bir şeydeyim şuan. Türkçe konuşamam. Sonra ara." dedi.
"Gibi bir şey?"
"Evet."
Arkadan gelen erkek sesiyle dikkatim telefona yoğunlaştı. İngilizce bir şekilde, "Selam kızlar, bir şeyler içer miydiniz?" diye sordu.
Kardelen hafifçe gülerek, "Ben bir şeyler alırım." dedi.
"Eylül sen nasıl bir ortamdasın?"
"Kuzey kapatmam lazım." telefonun yüzüme kapanmasıyla hayretle telefona baktım.
Kızların yanına yanaşan erkeğe sinirlenirken elimdeki telefonu sıktım.
Ya o adam bir şey yaparsa. Eylül haddini bildirirdi gerçi. Ama ya görev diye sesini çıkartmazsa. Yine de uzak dururdu. Yapmazdı Eylül.
Şakaklarımı ovarken usulca ayağa kalkıp depoya ilerledim."Sakin ol Kuzey. Sakin ol." Biraz eski aktivitelerimize dönersek hiç bir şeyimiz kalmazdı.
Eylül;
"Gerizekalı ne içeceksin? Bunlara güvenilir mi?" diye kuzenimi dürttüm. O ise storysini izleyenlere bakmakla meşguldü.
Yanımızdan geçen bir garsonu Kardelen gömleğinden tutarak çekiştirdi. İngilizce;
"Menüyü alabilir miyiz?" dedi.
"Elbette madam, hemen getiriyorum."
Garsonun gitmesiyle Kardelen bana dönerek sırıttı.
"Ee nabersin?" oflamam üzerine güldü.
"İstediğimiz, kazık fiyatları öğrenmek değil miydi?" usulca başımı sallarken menü önümüze geldi.
Kardelen menüyü açar açmaz gözleri fal taşı gibi açıldı. "Kuzen?"
"Kardelen?"
"Yanına limon konulmuş beypazarı elli dolar." Kardelen'in tanımına kahkaha atarak,
"Dolar diyince beynim durdu." dedim.
"Nereden baksan bin beş yüz Türk lirası." Vay amk, o kadar uçtu mu?
"Kalk Kardelen kalk. Ekipleri çağır mühürü bastırıyoruz." dedim kolundan tutup ayaklanarak.
...
Polis ekipleri geldikten sonra usulca oradan sıvışarak evime ilerledim.
Bakın bastırıyorum EVİME. Kuzey'in evine desene sen şuna, diyen iç sesime ehehe, diye yanıt verdim.
Direkt olarak odama ilerleyerek ayıcıklı pijama takımımı giyip yatağıma uzandım. Bilgisayarı kucağıma çektiğimde genişçe esneyerek kendime Karayip Korsanları: Ölü adamın sandığı filmi açtım.
Tam filmin giriş kısmında Kuzey'in aramasıyla oflayarak aramayı açtım. "Efendim."
"Güzelim görüntülü aradım." Kuzey'in kıkırtısını işitince, "He pardon." diyerek telefonu kulağımdan çekip yüz hizamda tuttum.
"Eylül sen nerede-"
"Gece kulübündeydim, bir süredir kulağımıza gelen duyumlar vardı onları doğrulamak icin mekana gitmistik. İçmeye sıçmaya gitmedik yani. Kardelenin hikayesinde görüp şeyaptın sende tabi. Ama öyle bir şey yok. Zaten mekanı da mühürlettik." hızlıca konuşmam üzerine Kuzey,
"Hızlıca filmine dönmek istiyorsun değil mi? Sen normalde açıklama yapmazsın çünkü." dedi gülümseyerek.
"Evet." dedim biraz kısık çıkan sesimle.
"Beraber izleyelim o halde. Olur mu?" Kuzey'in teklifine güldüm. "Olur, olur."
"Zoom bağlantısı atıyorum o zaman."
"Bekliyorum." dedim gülümseyip onu inceleyerek.
Ulan Allah seni bana yanlışlıkla mı gönderdi acaba? Gökten para yağması; böyle bir şeyin, böyle güzel bir şeyin beni bulmasından daha olasılıklıydı çünkü.
Biraz sonra gelen bağlantıya tıkladığımda bir yanda Kuzey'in bir yanda filmin görüntüsü vardı.
"Emir daha gelmedi mi güzelim?"
"Bilmem." dedim omuz silkerek.
Kuzey gülerek, "Mükemmel bir ablasın biliyorsun değil mi?" dedi.
"E herhalde. Sahi gelmedi mi acaba? Bir saniye." Emir diye bağırmamla evde çıt çıkmadı. Neredeydi bu pezevenk bu saatte?
"Bağırmak yerine arayabilirsin bebeğim."
"Onun için dakika yiyemem. Neyse biz filme dönelim."
Kuzey bana bakmaya devam ederken ben çoktan filmi izlemeye başlamıştım bile.
...
"Uyusan mı artık Eylül? Çenen çıkacak." Kuzey'e esneyerek yanıt verdim.
"Dur zaten bitmek üzere."
"Daha yarıya bile gelmedik."
"Sus Kuzey, Bu film bu gece bitecek."
"Keçi inadı var sende gözlerin gidiyor bak."
"Yoo."
"Of tamam güzelim. İzle filmini."
"Sen izlemiyorsun zaten sana noluyorsa?"
"Seni izliyorum, filmden daha güzel." yanaklarım kızarınca Kuzey'in gülümsemesi büyüdü.
"Karayip Korsanlarına laf ettirmem Kuzey sus."
"Sustur güzelim." dedi göz kırparak.
"Kuzeey!" dedim sinirle.
"Öküzsün Eylül."
"Biraz." diyip güldüm.
Kuzey;
Yarı kapalı gözleriyle klavyenin üzerine yatmış zorla ekrana bakıyordu. Yanakları al al olmuş, uykusuzluktan gözleri kızarmıştı. Büzülen dudaklarını öpmek istesemde şuanlık sadece bakmakla yetinebiliyordum.
Bu kadın bütün öfkemi sadece varlığıyla dindirebiliyordu.
Eylül'ün gözleri tamamiyle kapanırken bir süre onu izledim. Filmi durdurup ekrandaki yansımasını izlerken bile binbir türlü duyguyu aynı anda kalbimde hissettim. Daha önce aşık olmamıştım ama onun sayesinde bunun nasıl hissettirdiğini öğrenmiştim.
Bu aşk denen şey her neyse, onun uğruna ölürdüm.
Bir saat boyunca Eylül'ün mırıldanmalarını izledim, o güzel yüzüne bakarken hiç sıkılmadım. Her baktığımda başka bir şey gördüğüm, başka bir şey hissettiğim bir tabloydu sanki.
Titreyen telefonuma göz attığımda Başkan Yardımcısının aradığını gördüm. Derin bir nefes alarak telefonu açtım.
"Buraya geliyorsun. Hemen."
Bahsedilen yer depoydu ve gitmek zorundaydım. Olacaklardan habersiz bir şekilde.
"Bana on dakika verin."
"Anlaşıldı." ve telefon kapandı.
Eylül;
Gece uyurken su içme ihtiyacı duyduğumdan dudaklarımı yalayaraktan gözlerim kapalı alt kata, mutfağa doğru ilerledim.
Koridorda ayağım bir şeye takılınca gözlerimi araladım. Kendi ayağıma takılmışım, tamam bir şey yok.
Duvardaki aynayla bir bakış yaşadığımızda ben ona o salak bana bakıyordu. Beynim yavaş yavaş yerine gelirken yanağımdaki tuş izleriyle gözlerim kocaman oldu. Klavyenin üzerinde sızıp kalan bir gerizekalı olduğum için suratımda izi çıkmıştı.
Mutfaktan gelen seslerle adımlarımı durdurdum. "Kuzey gelmiş olamazdı. E evde başka kimse de yoktu." fısıltılarım eşliğinde mutfak kapısını yavaşça araladım. "Haydi bismillah."
Başını masaya yaslamış bir Emir ve ona kahve içirmeye çalışan bir kız. "Emir hadi, ayılman lazım."
Emir ve bir kız. EMİR VE BİR KIZ. Gözlerim pantolununa kayarken kız olduğundan emin olmak istercesine inceledim. Kız gibiydi. Vay anasını satayim.
"Emir?" Kız irkerek bana baktı. "Afedersiniz, ben şey. Ben şey, burada bu saatte burada. Yani buraya Emir için geldim. Çok sarhoştu yolda karşılaştık. Be-bende onu eve getirdim. Yanlış bir niyetim y-yoktu." kekelerek konuşması beni güldürürken kıza teşekkür ettim.
"Tek başına mı çıkmış dışarıya?"
"Hayır, yanında Serkan vardı ama sonra gitti. Emir'de tek dönemeyecek haldeydi."
"Lise arkadaşı Serkan mı?" dedim hayretle.
"Evet, biz aynı lisedeydik. Ben Yaren bu arada."
"Yaren." elini sımsıkı tuttum. "Sen o Yarensin." dedim bir aydınlanma yaşayarak.
"Anlamadım?" dedi kız mahçupça gülerek.
"Emir efendiden duysan daha iyi ama pek hali yok gibi." dedim gülerek.
Bu Emir'in platonik sevdiği kızdı. Demek aynı şehiri tutturmuşlar. Ulan kadere bak be.
"Emir." dedim dürterek ardından omuzlarından tutup sallamaya başladım. "UYAN YEĞEN SABAH OLDU!" diye bağırmamla kafasını kaldırarak mal mal etrafa baktı. Yaren'le biz kahkaha atarken ayaklarıma dolanan bir şeyle sandalyenin üzerine fırladım.
"Ay!" attığım çığlıkla Emir'de gülerken yerdeki kediyi kaldırarak bana gösterdi. "Bak abla, çok tatlı değil mi? Bizimle kalabilir mi?" turuncumsu sarımsı minnoş bir kediydi.
"Kuzey abine sormak lazım. Bu günlü dursun bakalım. " dedim kedinin başını okşarken.
Emir başını sallayarak Yaren'e döndüğünde, "Benim yüzümden anahtarını da kaybettin. Eve nasıl gireceksin?" dedi.
"Bir arkadaşımla kalırım. Sorun değil, teyzem pek takmıyor."
"Ne oluyor bakayım?" dedim ikiliye bakarak.
"Yaren teyzesi gilde kalıyor okullar açılana kadar. Ama benim yüzümden anahtarı kanalizasyona düştü-' bir kahkaha atmamla Emir bana aval aval baktı.
"Kanalizasyona nasıl düşürdünüz be?" dedim gülerek.
"Sorma abla, sorma." dedi Emir başını eğerek.
"Neyse, anladım ben sizin karın kuruntunuzu. Arkadaşında kalmak falan yok Yaren'ciğim, bu gece benim misafirimsin."
"Yok ben rahat edeme-"
"Edersin, edersin. Ben sana hemen bir oda vereyim. Sende yürü kendi odana bir duş al Emir. Leş gibi kokuyorsun. Seninle sabah görüşeceğiz."
"Sıçtım ben." diye mırıldanan Emir'e göz kırptığım da dehşetle bana baktı. Ben ise kolumu Yaren'in omzuna atarak misafir odasına yönlendirdim.
"Bak şimdi fıstık. Yani bizde o zamanlardan geçtik az çok anladım ben sizi," dolabımdan getirdiğim pijama takımını Yaren'e uzattım. "ama yapma kızım. Bu çocuk gerizekalı. Akraba olduğumdan yakinen tanıyorum. Salak bu çocuk, varma buna."
"Öyle bir şey yok zaten. Siz yanlış anladınız. Biz sadece arkadaşız." dedi Yaren yanakları kızararak.
"Hmm, öyle olsun madem. Yerin rahat gelmezse söyle. Gerçi git Emir'i uyandır ya banane. Saat olmuş üç. Yatıyom ben." kendi kendime mırıldandığımı farkedip kızcağıza dönerek gülümsedim. "İyi geceler, tatlı rüyalar."
"İyi geceler." diyip gülümsedi.
Ay ne tatlı kızdı öyle ya. Salak Emir'i nereden bulduysa? Yazık çok yazık valla.
Kendi kendime mırıldanarak yeniden yatağıma uzandım. Bir türlü gelmek bilmeyen uykumla Kuzey'i aramayı düşünsem de Bu saatte sapık gibi olur diyerek fotoğrafına bakmakla yetindim.
Biraz sonra ise telefondaki fotoğrafına sarılı kaldığım Kuzey'le uykuya dalmıştım.
EmirAkar: Yaren'i kucaklarken anahtarını kanalizasyona düşürdük. Nasılız? 😌😌
Yorumlar:
YarenÇelik: Gerçekten bunu yaptığımıza inanamıyorum.
SerkanCuma: İnanılmaz bir acemilik.
UmutDoğan: LAN SENİN YANINDA BİR KIZ MI VAR?
BurakÖztürk: HELAL LAN YUSUFİ. HELAL LAN.
726: Aldatmam dedin aldattın.
872: Şaka mı? Kim bu kız ya?
620: Sevdiği kızın başkasına vardığını duyan Ali Cabbar'ın hissettiği duyguları yaşıyorum şuan.
YarenÇelik ve 342 diğer kişi beğendi.
Emir'i de kaybettik arkadaşlar. Ne düşünüyorsunuz? kdbskfbsjdbsjd
Yıldıza basmayı unutmayınnn.