Konser +18

ecemziyagil

4M 65.7K 31.7K

Eğlencesine gidilen konserde bir insanın hayatı değişebilir mi? Unutulan anılar adına nasıl birine aşık olabi... Еще

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Soru Cevap!!
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
43
44
45
46
47
48
49
50
51
Soru Cevap 2
52
Özel Bölüm /1
Özel Bölüm/ 2
Özel Bölüm/ 3
Açıklama

42

12.9K 452 125
ecemziyagil

Media: Öykü Beran 

İyi okumalar ziyagillerr

--

Ceylin'in çığlık sesleri yükselirken birden kesilmesi ile iyice telaş yapmıştım. Atlas'a baktığımda kaşlarını çatmış etrafa bakıyordu. Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu.

"Yardım edin!"

Devrim'den duyduğumuz sesi takip ederek hızlı adımlarla yanında gittik. Devrim yerde oturmuş, Ceylin ise kollarındaydı. Gözleri kapalı bir biçimdeydi. "Ne oldu!?" Diye sordu Atlas telaşla.

"Kedi Ceylin'in ayağında dolandı." Dedi. Alerjisi vardı, değil mi? Atlas gibi onun da hayvan tüylerini alerjisi vardı. Yanlış hatırlamıyorsam, Çağrı'nın dediği kadarıyla ilk başta kaşınıp sonra ise baygınlık geçiriyorlardı. Ceylin'in yerde baygın şekilde durmasından olayın ciddiyetini fark ettim.

Peki ya sonraki aşama neydi?

Atlas "Sen getir Ceylin'i ben arabayı çalıştıracam." Dedi ardından koşar adımlarla yanımızdan uzaklaştı. Devrim kucağında Ceylin'le beraber ayağa kalktı. Arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya doğru yürürken Çağrı onlar bizi gördü. "Ne oluyor?" Diye sordu Çağrı.

"Hastaneye gideceğiz Ceylin'in alerjisi tuttu." Dedim. Devrim arabaya Ceylin'i koyarken Derin "Haber et bizi!" Diye seslendi.

Hepimiz arabaya bindiğimizde Atlas şoför koltuğundaydı. Ben onun yanındaki koltuktaydım, Devrim ve Ceylin arka koltuktalardı. Telefonumu elime alıp navigasyondan en yakın hastaneyi bulmaya çalıştım.

En yakın hastane bile yarım saat uzaktaydı. Navigasyonu açıp Atlas'a gitmesi gerektiği yolu tarif etmeye başladım.

"Emniyet kemerini tak." Dedi. Kafamı onaylarcasına sallayıp emniyet kemerimi taktım.

Şehir arası bir yolda olduğumuzdan dolayı pek bir trafik yoktu. Zaten Atlas arabayı öyle hızlı kullanıyordu ki eğer trafik olsaydı büyük ihtimalle kaza yapmıştık. Yarım saatlik yolu hızlı kullandığından dolayı on beş dakikaya indirmişti.

Atlas'ın yüzünde ki korku ve endişeyi ilk defa bu kadar yakından görmüş ve hissetmiştim. Resmen Atlas'ın hızlı atan kalbini ben bile hissedebiliyordum. Korku bütün bedenini hapsetmiş gibiydi. Sanki çıkmaz bir sokağa girmiş gibi. Umutsuz ama bir o kadar da telaşlıydı.

Hastaneye geldiğimizde küçük bir hastane olduğunu fark ettim. Büyük ihtimalle köy hastanesi. Arabada inip kafam yukarı doğru kaldırdım. Hastane dediğim yerin üstünde koskocaman 'Sağlık Ocağı' yazdığını fark ettiğimde kendimin ne kadar salak olduğumu bir kez daha fark ettim.

Doktor olduğunu düşündüğüm bir kadın yanımıza sedye getirdi. Devrim sedyenin üstüne Ceylin'i bıraktığında sağlık ocağından iki tane adam gelip kadına yardım ederek sedyeyi içeri aldılar.

Arkalarından giderken kadın "Ne oldu?" Diye sordu. "Hayvan türlerine alerjisi var kedi ayağında dolandı." Dedi Devrim. Ceylin'i birer odaya doğru götürürken kadın bize "Siz dışarıda bekleyin biz size haber vereceğiz." Dedi.

Kapının önünde oturmaları için sandalyeler koymuşlardı. Birine oturup Atlas ve Devrim'e bakmaya başladım. Atlas bir sağa bir sola doğru giderken Devrim sırtını duvara yaslamış eliyle yüzünü kapatmıştı. "Hay sikeyim ya! Korumam lazımdı!" Devrim sitem ederek kurduğu cümlenin ardından Atlas durup Devrim'e baktı.

"Senin bir suçun yok alerjisi olduğu için kendisinin daha çok dikkat etmesi gerekiyor."

Devrim sanki Atlas'ın dediği cümleyi duymamışçasına "Benim suçum." Diye sitem etmeye devam etti.

Atlas şu an ne derse desin Devrim'in fikrini degişmeyecekti. En azından Ceylin'i ayakta sapasağlam görene kadar kendini suçlamaya devam edecekti. Atlas bunu anladığı için daha fazla bir şey söylemek yerine etrafta bir sağa bir sola doğru yürümeye devam etti.

Atlas birden durup yanındaki sandalyelerden birine oturunca ona bakındım "İyi misin?" Diye sordum. "Midem bulanmaya başladı." Diye cevap verdi. Kafasını duvara yaslayıp gözlerini kapattı derin bir nefes alıp verdi. "Zamanı mı şimdi ya?" Diye sordu kendi kendine.

Ayağa kalkıp etrafa bakılmaya başladım. Doktor olduğunu düşündüğüm bir adamın yanına ilerledim. "Burada kan tahlili veriliyor mu? Diye sordum. Adam elindeki dosyaları bir kenara bırakıp bana baktı. "Evet, ne için kan tahlili vereceksiniz?" Diye sordu. "Sevgilimi çok fazla midesi bulanmaya başladı ve arada kan kusuyor." Adam kaşlarını çatarak bana baktı.

"Burayı normal bir hastane değil. Kan tahlili alıyoruz ama müdahale için hastaneye yönlendiriyoruz." Dedi ve bir odaya girdi. İğne mi getirecek? Onu beklemeye başladığımda bir yandan karşımda duran Atlas'a bakıyordum. Gözlerin sıkıca yummuştu. Ellerini karnına götürmüştü.

Doktor yanıma geldiğinde bana bir ilaç ver kapalı bir su uzattı. "Bu ağrı kesici. Şu anlık ağrısını keser fakat sizin dediğiniz kadarıyla gerçekten ağzından kan geliyorsa acilen hastaneye gitmesi gerekiyor."

"Çok teşekkür ederim." Diyerek elindeki kapalı suyu ve ağırı kesici aldım. "Yiine de dediğim gibi en kısa zamanda siz bir hastaneye gidin."

Tekrardan doktora teşekkür ettim. Ardından hızlı adımlarla Atlas'ın yanına geçtim. Elimdekileri ona uzatıp "Ağırı kesici getirdim." Dedim. Atlas gözlerini açıp elime baktı. "Nereden buldun?" Diye sordu. "Doktordan istedim." Dedim.

Atlas gülümseyerek ilacı içti. Suyu içerken tekrardan gözlerini kapattı.

Yanımızdaki kapı açılınca ayağa kalktım. Ardımdan Atlas ayağa kalktı. Doktor bize bakınca "Nasıl oldu?" Diye sordum. "Gayet iyi hiçbir sorun yok hatta serum taktık fakat birkaç gün evde oturup dinlenmesi daha iyi olur."

"Ne zaman görebiliriz?" Diye sordu Atlas. "Hasta şu an dinleniyor. Bu yüzden hepinizi birden içeriye alamam fakat tek bir kişi içeriye girebilir. O da kısa sürsün lütfen."

Atlas kafasını çevirip Devrim'e baktı. Doktor geldiğinden beri Devrim hiçbir şekilde soru sormamıştı. Kendini suçladığından dolayı Atlas ona baktığında kafasını çevirmişti.

"Devrim sen gir içeriye."

Devrim kafasını Atlas'a çevirip baktı. "Ben mi? Yok sağol. Sen gir." Dedi, sesinden bile anlaşıyordu kendini suçlu hissettiği. "Hadi Devrim." Dedi ve sandalyeye oturdu. Atlas'ın yanına oturup Devrim'e baktım.

Devrim yavaş adımlarla içeriye doğru girdi.

Ertesi Gün

"Yani dinlenmem lazımmış ama tatile geldik, zaten dinleniyoruz. Mesela Lal'den uzağım. Şahsen burada dinlenmek daha keyifli." Dedi Ceylin.

Sağlık ocağından döndüğümüzde hava kararmıştı. Aslında serum bittikten sonra dönecektik fakat doktor bir süre daha orada durmasını söyledi. Ardından tekrardan bir serum taktılar ve bu serum bayağı bi uzun sürdü.

Bungalov evlere geldiğimizde Derin ve Çağrı çoktan uyumuştu. Bu nedenle kimseyi rahatsız etmemek adına herkes kendi evine geçmişti. Tabii kimse düşünmedi ama ben geceleyin aşırı acıktığım için evin içinde olan küçük malzemelerle kendime tost yapmaya çalıştım. Tost yaparken Atlas'a yakalandığım için mecbur onu da tost yapmıştım.

Sabah uyandığımda harika bir haberle karşılaştım (!) Üniversite binasının tadilatı bittiği için bu hafta dersler başlıyormuş. Bu nedenle tatili kısa kesecektik ve en geç iki gün içerisinde eve geri dönmemiz lazımdı.

Şimdi ise hep beraber kahvaltı yaparken Devrim şimdiden dönelim demişti. Devrim özelde okuduğu için okulu pek umursamıyordu. Ceylin ise açıktan okuduğu için istediği zaman istediği yere gidiyordu.

"Bence o kadar para verdik bari yarın dönelim." Dedi Derin.

Aslında ben de buradan gitmek istemiyorum. Zaten kim buradan gitmek ister ki? "O zaman bugün dinlenmemiz gerekiyor çünkü malum arabayı yine biz kullanacağız." Dedi Atlas Çağrı'ya bakarak. 

"Ne yapayım yani? Arabayı ben kiraladım siz kullanın diye."

"O zaman şöyle yapalım: bugün dinlenmek yerine eğlenelim. Yarın dinlenirsiniz istediğiniz kadar, ondan sonraki gün sabah da yola çıkarız." Dedi Ceylin. "Onun yerine yarın sabah da yola çıkabiliriz biliyorsun değil mi?" Diye sordu Atlas. Ceylin önüne dönündü.

"Gidelim o zaman yarın sabah." Dedim. Atlas bana bakıp hafifçe sırıttı. Tabi seni destekliyor ya sevgilin, sırıtırsın. 

Oylama birliği ile yarın sabah yola çıkacağımız ortaya çıkınca kahvaltıya devam ettik. 

Bir süre sonra herkes havuz başına geçti. Şezlonglardan birine oturdum. Atlas yanıma oturunca ona bakındım. "İlk iş hastaneye gidiyoruz." Dedim. Atlas kafasını onaylarcasına salladı. "Zaten ben randevu aldım." Dedi. Yanağına buse kondurup "Aferin." Dedim.

Atlas elini bacağıma koyunca etrafa bakındım. Bize bakıyorlar mı diye. Derin ve Çağrı çok ciddi bir şekilde tartışma yapıyorlardı. Ceylin ise Devrim'i havuza girmesi için ikna etmeye çalışıyordu. 

Atlas kulağıma doğru yakınlaştı. "Bana verdiğin sözü de unutmadım." Dedi fısıldar bir biçimde.

Zorlukla yutkundum. 

Elini bacağımdan çekince ona baktım. "Ulu ortada böyle şeyler yaparsan, o söz gerçekleşmez." Dedim. Atlas dudak büzmeye başladı. "Ne yaptım ki?" Hızlı bir şekilde dudağıma buse kondurup cümlesine devam etti: "Sanki herkesin içinde öptüm."

Alt dudağımı yalayarak ona baktım. Yüzümdeki sırıtmayı görünce o da sırıtmaya başladı. 

"Şişe buldum! Doğruluk cesaret oynayalım mı?"

Çağrı'nın sesi üzerine herkes ona baktı. Derin kaşlarını çatmış bir biçimde bakarken bir sorun olduğunu anladım. "Bana fark etmez." Dedi Atlas. Ceylin sevinçle "Olur, oynayalım!" Diye çığlık attı.

Derin bir şey demeden şezlonga oturunca tüm dikkatimi ona verdim. Bir şeye morali bozuktu ve onun morali bozukken Çağrı oyun mu oynamak istedi?

"Ben oynamak istemiyorum." Dedim. Derin bana baktığında göz göze geldik. "Niye ya? Eğleniriz işte." Dedi Çağrı. Gözlerimi Derin'den ayırmazken Derin bana hafifçe tebessüm etti.

"Oynuyor." Dedi Derin.

Sorgularcasına kaşlarımı yukarıda kaldırdım. "Neyse, oynarım." Dedim önüme dönerek.

"Siz bakışarak ne konuştunuz?"

Atlas'ın sorusu üzerine kahkaha attım.

Herkes oyunu kabul edince şezlongları kenara itip ortaya bir alan açtık. Ardından açtığımız alana yuvarlak şekilde oturduk.

Çağrı ortaya şişeyi koydu. "Sınır var mı?" Diye sordu. Kimse cevap vermezken Derin soğuk bir ses tonuyla "Hayır." Diye cevap verdi. "Pekala, şişenin uç tarafına gelen soruyu cevaplar. Diğer taraf zaten soru soruyor."

Çağrı şişeyi çevirince Atlas ve Devrim arasında durdu. Atlas soru soruyordu. "Doğruluk mu cesaret mi?" Devrim derin bir nefes alıp verdi. "Doğruluk." Atlas Ceylin'e baktı, ardından Devrim'e geri döndü. "Ceylin ile ne zamandır sevgilisin?" Ceylin öksürünce anlam veremeden izlemeye devam ettim.

"Beş yıldır."

Atlas gözlerini fal taşı gibi açtı. Ceylin'e bakarak "Hani iki yıldır sevgilindi lan!?" Diye bağırdı. Ceylin yalandan sırıtan bir yüz ifadesiyle "Konumuz bu mu şimdi?" Diye lafı geçiştirmeye başladı.

Devrim şişeyi tekrardan çevirdi. Bu sefer soran bendim, soruyu ise Derin'e soruyordum. "Doğruluk mu cesaret mi?" Diye sordum. Derin bıkkın bir ses tonuyla "Doğruluk." Dedi. "Çağrı neden kızdırdı seni?"

Derin Çağrı'ya, Çağrı da Derin'e bakıyordu. "Sinirli misin sen bana?" Diye sordu Çağrı. Derin bana bakıp sakince nefes verdi dışarıya. "Sadece ben konuşurken beni dinlemek yerine sürekli eğlence aramasına sinir oldum."

"Bunu yaptığımın farkında değilim." Dedi Çağrı. "Biliyorum, sana karnım ağrıyor derken şişe aramaya çalışıyordun."

Atlas bana bakıp gözleriyle 'Ben böyle degilim' havalarına girerken önüme döndüm.

"Kusura bakma."

"Ama baktım."

Herkes sessizce ikisinin tartışmasını izliyordu. "Çevirelim mi şişeyi?" Diye sordu Çağrı. Derin bacaklarını kendisine çekip bacaklarına sarıldı. Çenesini dizine koyup şişeyi izlemeye başladı.

Çağrı şişeyi çevirdi. Soruyu soran Ceylin, cevaplayan ise Çağrı oldu. "Doğruluk mu cesaret mi?"

"Biraz eğlence lazım, cesaret."

"Herkesin içinde bağırarak 'Senin kalbini kıracak kadar aptalım, özür dilerim Derin.' diye bağır." Hafifçe sırıttım. Derin Ceylin'e bakıp "Buna gerek yok." Dedi. "Sana göre gerek yok ama ben bunu yapmasını istiyorum."

Çağrı hafifçe sırıttı. "Kolay bu, yaparım." Derin Çağrı'ya baktı. Kızın yüzündeki kırgınlık her halinden belli oluyordu ama Çağrı bunu anlamayacak kadar salak gibiydi.

"Kolay tabi, her seferinde özür diliyorsun."

Galiba şimdi kavga başlayacaktı. Atlas elimi tutunca ona baktım. Dikkatle Çağrı'ya bakıyordu. Atlas'ın omzuna kafamı yasladım.

Derin ayağa kalktı. "Ben oynamaktan yoruldum, size iyi eğlenceler." Derin kendi bungalov evine doğru yürüdü. "Kızın arkasından git gerzek." Dedi Atlas. Çağrı göz devirip ayağa kalktı. Ardından Derin'in arkasından bungalov evine gitti.

"Görüyorsun dimi sevgilim? Ben böyle değilim. İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkt-"

"Tamam Atlas övme hemen kendini." Diyerek susturdum onu.

"Atlas doğruluk mu cesaret mi?" Diye sordu Ceylin. "Ben ne alaka?" Ceylin saçını savurup "Ha sen ha Çağrı canım, hadi cevapla." Dedi.

Atlas Ceylin'i taklit ederek olmayan saçını savurdu. Ceylin Atlas'ın omzuna vurunca gülmeye başladım.

Elime telefonumu alıp Derin'e mesaj attım.

Öykü: Yanına gelmiyorum diye aklım sende değil sanma. Biraz konuşun siz, sabah erkenden buluşalım gölün orada. Hem konuşuruz ;)

Telefonu elimden bıraktığımda "Cesaret." Dedi Atlas. Ceylin ayağa kalkıp kendi bungalov evine gidince arkasından bakındım. "Ne getirecek?" Diye sordum. Atlas ve Devrim bana bilmeyen gözlerle bakarken hepimiz sessizce Ceylin'i beklemeye başladık.

Ceylin elinde bir yumurta ile gelince Atlas gözlerini fal taşı gibi açtı. Ceylin Atlas'ın eline yumurtayı uzatıp yerine oturdu. "Kusura bakma Öykü." Dedi. Neden böyle söyledi ki?

"Öykü'nun kafasında yumurta kır."

Demin sırtımdan mı bıçaklandım?

Atlas hiç düşünmeden kendi kafasında yumurtayı kırdı. Gülümseyerek Ceylin'e baktım, saçımı savurdum. "Bu arada ben yapmazdım bunu." Dedi Devrim.

Atlas ayağa kalkıp "Ben bi duşa girip gelecem." Dedi.

Yanımızdan ayrıldığında Ceylin Devrim'e "Nasıl yapmazdın?" Diye sitem etmeye başladı.

"Ben bi Atlas'a bakayım. Malum uzun sürüyor onun duş alması." Dedim. Ceylin bana bakıp "Utanmasa kendini ıslak mendille silecek olan çocuktan mı bahsediyorsun?" Dedi. Yalandan yüzüme bir tebessüm yerleştirdim. "Bence siz beklemeyin çünkü Atlas bu aralar çok bakımlı."

Yanlarından ayrılıp bungalov eve girdim. Dış kapıyı kilitleyip yukarıya çıktım. Kulağıma su sesi gelince banyoynun içerisine girdim. Atlas'ı çırılçıplak görünce sırıttım.

"Yardım lazım mı?"

Atlas bana bakınca "Kandırma beni." Diye söyledi.

Üstümdeki tişörtü çıkardım. Altımdaki kısa şortu çıkarınca iç çamaşırlarım ile karşısında durdum.

"Yardım lazım mı?"

"Lazım."

İç çamaşırlarımı çıkarıp yanına doğru yürüdüm.

--

Selamın aleykümmm 

Nasılsınız??

Ay ben de iyiyim tenk yu veri maçç

Sizi çok ama çok seviyorum!!

Bir sonraki bölümde görüşelim olur muu??

İnsta: ecemziyagl ve konserkitabi

Tiktok: EceZiyagil 

Продолжить чтение

Вам также понравится

Son Müzik Notası esmeralda_burada

Подростковая литература

246 69 5
"Gerçeklerle yüzleşmek istediğinden emin misin? İnan, gerçekler düşündüğünden daha fazla korkutuyor beni. "Bu gerçekler canını hiç olmadığı kadar ya...
TUTSAK(Çağtu) YankiiiSarca

Подростковая литература

21.9K 949 28
kim bilebilirdi Karanlık bir adamın intikam için küçük bir kız çocuğunu hayatını mahvedip sonra aşık olacağını İşte Bu Kitaptada Bunu. Çağtu yani İM...
KAÇIŞ (Tamamlandı) 🌏

Детектив / Триллер

2.1K 377 40
"Her şey sadece senin içindi. Seni üzmek için , senin canını acıtmak için. Seni görevine hazırlamak için. Senin bir ruhun vardı Hannah, ve biz onu al...
501K 23.4K 19
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...