Gözlerimi açtığımda her yerim ağrıyordu . Etraf karanlıktı ve nerde olduğumu bilmiyordum . En son ne olmuştu ?
Oh, hatırladım . Okuldan çıkmış eve gidiyordum . Sonra ne oldu ? Hatırlayamıyorum .
Yerimde doğrulup etrafıma bakındım . Karanlık bir odaydı . Odayı aydınlatan tek şey sönmek üzere olan bir mumdu . Mumun aydınlattığı yerlere baktığımda buranın bana tamamen yabancı bir yer olduğunu gördüm . Kaçırılmış mıydım ?
Olamaz ! Annem şimdi benim için çok endişelenmiştir . Hele babam , zavallı yaşlı babacığım kalp krizi geçire bilir . Endişeyle ayağa kalkmaya çalıştığımda sendeleyerek yere düştüm . Dizlerim feci şekilde acırken odanın kapısı gürültülü bir şekilde açıldı .
Kafamı çevirip baktığımda sarışın bir anime karaktetinin kapının eşiğinde durduğunu gördüm . Bir dakika anime karakteri mi ?
Bu imkansız . Rüya görüyor olmalıyım değil mi ? Ama benim bu teorimi acıdan sızlayan dizlerim çürütmüştü . Kadın bana iğreniyormuş gibi bakıyordu .
'' Sana sesinçıkmayıcak demedim mi ben ?! '' dedi üzerime doğru gelirken . Yavaşça ayağa kalktım . Boyum çok kısaydı . Ama bu çok mantıksız . vücudum bana ait değilmiş gibi . Çok küçük .
Kadın saçlarımdan sert bir şekilde tutup yüzüme tokat attı . '' HEY NE YAPIYORSUN SEN !? '' diye bağırdım onun üzerine . ''Kimsinki bana vuruyorsun ha pis sürtük !" Dedim onun bacağına tekme atarken .
Kadın bunun üzerine daha da sinirlendi ve karnıma tekme atarak odanın diğer ucuna savrulmama neden oldu . Hem acıdan hem de yaşadığım şeyin şokundan bir süre yerde öylece kala kalmıştım .
Hayatım boyunca kimse bana bu şekilde vurmamıştı . Annem arada terlikle kafama vursa da daha önce kimseden bu şekilde şiddet görmemiştim . Ben daha olayın şokunu atlatamamışken kadın kolumdan tutarak beni ayağa kalkmaya zorladı .
Daha dengemi bile sağlayamamışken yeniden tokat attı . '' Demek bana küfür edicek cesaretin var ha ? DEMEK KENDİNİ BİR HALT SANIYORSUN HA ?! GÖSTERİRİM BEN SANA !" dedi saçımdan tutup kafamı duvara vurarken
Tırnaklarımı onun ellerine geçiriyor ve çığlık atıyordum . Kafamdan kanlar akmaya başlafığında beni yere fırlatıp '' ÜÇ GÜN AÇ SUSUZ KAL DA AKLIN BAŞINA GELSİN ! BAKALIM O HAYRAN OLDUĞUN KAHRAMANLAR GELİP SENİ KURTARICAK MI !" Dedi ve kapıyı çarparak odadan çıktı .
Başımı tutarak ayağa kalkmaya çalıştım ama gücüm yetmeyince odanın köşesinde yere sindim . Mumun zayıf ışığı söndüğünde artık oda tamamen karanlığa gömülmüştü . Gözlerimi kapattım ve bunların bir kabus olmasınl diledim .
İki yıl sonra
İki yıl...buraya geldiğimden beri iki yıl geçti . Ancak değişen bir şey olmadı . Bu kadın bedenine girdiğim küçük kızın annesiydi . Ancak ona anne demüye bin şahit ister .
Kadın çalışmak için sabahları kapıyı kilitleyerek evden çıkıyordu . Akşamları ise körkütük sarhoş bir şekilde eve geliyor ve günün sinirini benden çıkıyordu . Bunun dışında televizyonda gördüğüm kadarıyla burası My hero academia evreni . All might ve diğer kahramanlar sürekli televizyonda haberlerde yayınlanıyorlar .
Ancak ben bu evrene nasıl geldiğimi hatırlanıyorum bile . Bildiğim tek şey bu şartlar altında hayatta kalamıyıcağım . Fırsatını bulduğum an kaçmam gerek .
Bir kaç gün sabahları evin her tarafını talan edip çıkış yolu bulmaya çalışmıştım . Ancak nafile pencerelerde demir korkuluklar var . Eve giriş ve çıkışı sağlayan bir tek kapı var o da kilitli oluyor .
Gecenin bir yarısıydı şimdi . Kadın mutfaktaydı ve sevgilisiyle konuşuyordu . Bana dikkat edemiyicek kadar keyfi yerinde gözüküyordu . Oturma odasındaki pencerenin önünde durmuştum . Korkuluklardan geçebilecek kadar zayıftım . Yani ben öyle düşünüyorum . Bedenim 4 yaşındaki bir kız çocuğunun normalde olması gerektiğinden daha küçük .
Pencereyi ses çıkarmamaya çalışarak yavaşça açtım . Korkulukların arasındaki boşluktan geçmeye çalıştığım sırada birisi arkamdan saçımı sertçe kavrayıp beni geri çekti .
Çığlık atarak yerimde debelenmeye başladım . '' BU NE CÜRRET ! SENİ BESLİYORUM AMA SEN KAÇMAYA MI ÇALIŞIYORSUN ? '' diye bağıran kadına baktım . '' Bırak beni ben senin kızın değilim ! Beni sevmiyorsun bile bırak gideyim !" Dedim ağlarken .
'' Hah ! Seni ben doğurdum ! Seni ben büyüttüm ama sen nankörlük ediyorsun ! CEZANI ÇEKİCEKSİN O ZAMAN !" Dedi yüzüme tokat atarken . Bu sefer öyle sert vurmuştu ki, burnum kanamıştı .
Son günlerde yeni biriyle tanışmamışmıydı bu kadın . Sevgilinin evine gitsene ! Saçlarımdan tutup beni mutfağa doru sürükledi . Tırnaklarımla saçımdaki ellerini çizdiğimde anlık olarak elleri gevşemişti . Bunu fırsat bilerek saçlarımı ondan kurtarmış ve kaçmaya çalışmıştım . Ancak sol kolumu tutup beni geri sürüklediğinde kolumda korkunç bir acı hissettim .
Çığlık çığlığa kolumu tutarken beni sonunda bırakmıştı . Ancak canımın acıaından ayakta duracak halim kalmadığı için dizlerimin üzerine çökmüştüm .
Elinde boş çay fincanını tutarken iğrenç sırıtmasıyla bana baktı . Eğilip dizlerinin üzerine çöktü ve saçlarımdan tutup beni kendisine bakmaya zorladı . '' Bitti buraya kadar . Yarın bu iğrenç evden gidiyorum . Al senin olsun burası . Seni yanımda götürmüyüceğim . Kurtuldum senden . Hahahaha'' diyerek delirmiş gibi gülmeye başladı .
Sonra ayağa kalkıp bana tepeden bakarak '' Kapıyı filan kilitlemiyiceğim . İstediğin kadar dışarda sürtersin . Sana yeterince katlandım . '' dedi . Daha sonra kendi odasına gitti . Ordayken içeri doğru yüksek sesle '' Yara izin benden sana hediye olsun . Yalnız yerinde olsam o yarayı sarardım . '' dedi .
Ayağa kalkıcak takatim kalmamıştı . Kolumsa deli gibi acıyordu . Zarzor da olsa ayağa kalkmayı başardım . Duvarlardan destek alarak odama gittim . Daha yatağıma bile varamamışken bilincimi kaybedip yere düştüm .
Ertesi sabah
Bayıldığım yerde uyanmıştım . Kolum hala çok acıyordu ancak yapabileceğim bir şey yok . Acıyla inleyerek ayağa kalktım . Yani en azından denedim . Duvarladan tutarak içeriye doğru gittim . Ancak ev sessizdi . Duvardaki saate baktığımda saatin sabahın dördü olduğunu gördüm .
Kadının odasının önüne gittiğimde onun çoktan uyanmış olduğunu gördüm . Odasının kapısı açıktı bu yüzden ne yaptığını görüyorsum . Kocaman bir valize eşyalarını koyuyordu . Beni fark ettiğinde yüzünde genişçe bir gülümseme oluştu .
'' Ha ha sen de mi erken kalktın . Anneciğini uğurlamaya mı geldin ?"
Dedi . Siktir git lan . Bunu her ne kadar yüzüne söylemek istesem de yapmadım . Valizinin fermuarını kapatmayı bitirdikten sonra valizi yere koydu . Yanıma yaklaştığında geri geri gitmeye başladım .
'' Korkma canım . Sadece veda öpücüğü vericeğim sana '' dedi iğrenç gülümsemesiyle . '' Her ne kadar iğrenç bir mikrop olsan da seni ben doğurdum . Her neyse gel buraya . '' dedi ve kolumdan tutup yanına çekti . Kollarını sıska vücuduma dolarken yanağımdan öptü . '' Oww, iğrenç küçük mikrobum . Umarım yalnız başına kalıp bu evde ölürsün . Senden kurtulduğum için ne kadar mutluyum bir bilsen . '' dedi ve sarılmayı bıraktı .
Daha sonra beni iterek yolundan çekilmemi sağladı . Şarkı mırıldanarak valiziyle beraber kapıya gitti . Onun arkasından gittim ben de . Anahtarları benim olduğum tarafa fırlattı . '' Al bak sana demiştim . Bu ev senin olsun . '' dedi ve kapıyı çarparak evden çıkıp gitti .
Bu gerçekten oldu mu ? İki yıl süren kabus sonunda bitti mi ? Ağlayarak dizlerimin üstüne çöktüm . Sonunda artık dayak yemiyicektim . Sonunda...
O gittikten sonra yaptığım ilk şey çekmecelere doğru gitmek oldu . Yanıklara iyi gelicek bir krem ya da en azından bir sargı bezi bulmayı umut ediyordum . Çekmeceleri talan etsem de bir şey bulamamıştım . Pes edip mutfağa gittiğimde masanın üzerinde duran yanık kremi ve sargı bezini gördüm .
Önce şaşırsam da yavaşça oraya doğru gidip gerekenleri aldım . Yerimden ayrılmadan mutfak masasının üzerine oturarak , kolumu sarmaya çalıştım . Ancak bu minik ellerle pek kolay olmamıştı . Yarayı güç bela sardıktan sonra karnımın gruldamasıyla ellerimi karnımın üzerine koydum . İki gündür yemek yemiyordum . Daha doğrusu yemek verilmiyordu .
Masanın üzerinden aşağı indim ve buz dolabının önünde durdum . Boyunun üç katı kadar olan kapağını iki elimle tutup açtım . İçinde fazla bir şey yoktu . Bir kabın içinde dilimlenmiş peynir ve biraz da ekmek buldum . Ama ekmek bayattı .
Yapıcak bir şey yok . Eğer bir şeyler yemezssem ölüceğim diyerek ekmeğin arasına peyniri koydum ve onu yedim .
Sanarım bundan sonra bu şekilde yaşamak zorundayım .
Devam edicek....