bir rus bir türk

By shingeku0

606 10 14

ruslarla pek içli dışlı olmak istemeyen baha'nın, yeni rus kapı komşusuyla birlikte yaşadığı nsfw içerikli hi... More

yeni komşu
gece misafiri
habersizlik
kim ulan bu adam ?
maç günü
süpriz

sadece nsfw

121 1 0
By shingeku0

normalde saat sekiz gibi kalkardım ama bu sefer nolduysa, uykulu gözlerimle dijital saatten, saati altı olarak görüyordum. 

kollarımın arasında etot, etot'un poposunun arasında sikim vardı. ne o ne de ben hiç pozisyon değiştirmemiştik. galiba uykuya daldığımızdan beri aynı pozisyonda uyuyorduk. 

hava aydınlanırkenki mavi ve lacivert arası hava geçmişti. güneş sarılığını havaya vermiş, antalyayı sıcağıyla yavaş yavaş kavurmaya başlamıştı bile. 

saat daha altıydı, okula yani işe gitmek için yataktan kalkmama daha iki saat vardı.

yatağımdan ya da bir diğer deyişle etot'un yanından kalkmak istemiyodum. hem daha uykumu tam alamamıştım. 

kafamı tekrar yastığa yaslayıp uyumaya koyuldum. 

kafamın içinde kendi kendime konuşurken çok fazla odaklanamıştım ama sikim etot'un içindeydi. 

kafamın içindeki düşünceleri boşaltıp, bu gerçek aklımda belirince ister istemez azmaya başlamıştım. 

(nsfw part)

sanki yatış pozisyonumu düzeltirmiş gibi belimi ileri geri oynatıyordum. böylelikle sikimi içinde hareket ettirebiliyo ya da kökleyip geri çekebiliyodum. 

uyandığımda sikim o kadar sert değildi ama etot'un içinde geçen her saniye sertleştiğini hissedebiliyordum. 

sikimde ıslaklık vardı, uyurken sikim mi ıslanmıştı yoksa etot'un amından gelen ıslaklıklar mı ıslatmıştı bilmiyodum ama kendi fikrimce etot'un amı, benim sikimi ıslatmıştı. 

çünkü ıslaklığı sadece sikimin kafasında değil gövdesinde de hissediyodum. 

zaten bu ıslaklık sayesinde "belimi oynatma" hareketiyle içinde rahat rahat hareket ediyodum.

sikim fazlasıyla sertleşmişti. bu sefer etot'un uyuyo olmasını en azından uyuyomuş gibi gözükmesini istemiyodum. kollarımla vücudunu kafese alıp, etot'tan güç aldım ve kendimi sertçe etot'a bastırdım. 

sikimle amının derin noktalarını hissetmek, değmek çok güzel bi histi. 

amı öyle güzeldi ki siktikçe sikesim, soktukça sokasım, kökledikçe kökleyesim geliyodu. 

bu sefer amacım taciz edermiş gibi ellemek ya da direkt olarak tecavüz edermiş gibi sikmek değildi ama sikimi içinde beklektikçe ve sikim giderek sertleştikçe dayanma gücüm azalıyodu.

sikimi normal sokmak istemiyodum, sanki derisine bi şey saplıyomuşum ya da bi şey batırıp çıkartıyomuşum gibi sokmak istiyodum. bunu yapabilmem için de yüz üstü yatması gerekiyodu. 

işe ilk olarak kolumu boynunun altından çekmekle başladım. kolumu uyuşturmuşlardı sanki, hissetmiyodum ama şu an bunu düşüncek durumda değildim.

belinden tutarak biraz da uyandırcak şekilde hem elimle iterek hem de sikimle bastırarak yüz üstü yatırmaya çalışıyodum. 

uyanır diye endişelenmiyodum çünkü uyanmasını istiyodum.

yüz üstü yatırmıştım ama fevri hareketlerime rağmen uyanmamıştı. "ne uykusu bu aq" diye söylendim. 

-e, madem uyanmadın, yapacak bi şeyim yok- düşünceleri aklımda cirit atıyo ve uyanmadığı için etot'u sikebilme yetkisini ve hakkını bana veriyodu. 

etot yüz üstü yatıyodu, ben de onun üstünde ağırlığımı vermeden, sikim içinde üstüne yatıyodum. 

uyuşuk kolumu büküp güç aldım ve etot'un üstünden kalkmaya başladım. 

bi anda daha fazla güç veremeyip kızın sırtına düştüm. 

çok rezil bi durumdu. 

artık haliyle uyanmıştı. ben de uyanmasını istiyodum ama bu şekilde uyanmasını istemiyodum. hala içindeydim ve uyku sersemiyle nolduğun anlamaya çalışan etot'un yüzüne aval aval bakıyodum. 

beynim bana "kalk, toparlan, kendini kızın yanına at" komutu veriyodu ama ben bunları uygulayamıyodum. ta ki etot ağzını açmaya başladığı ana kadar. 

etot ne zaman ağzını açıcak gibi oldu, hemen kendimi kenara attım.

çarşafı da üstüme çekmiştim. sikimi içinden çıkarttığımda ıslaklıkardan dolayı ses çıkmıştı.  

çarşaf sikime yapışmış, tamamıyla ortadaydı ve kontrolüm dışında sikim kalkıp duruyodu. 

"ben seni uyandırmayı dene-" diye başlayıp kendimi savunmayı denicektim ama "sus" dedi. bu sefer galiba gerçekten faka basmıştım ya da çizfiyi çok fazla aşmıştım. 

bana döndü ve yan yatmaya başladı. yan yatınca sütyensiz memeleri üst üste bindi, gözlerim melerine kayıyordu ama bakmamak için son derece zor bi savaş veriyodum. 

çünkü gözüm ne zaman memesine kaycak gibi olsa sikim daha çok sertleşiyodu. 

sadece "sus" dedi ve tekrar uyumaya koyuldu. yataktan çıkmak istemiyodum, kalkık ama yavaş yavaş inen sikimle kafamı yastığa koydum ve sırt üstü, tavan manzarası eşliğinde gözlerimi kapatmaya başladım. 

etot'u uyandırdıktan sonra da azgınlığım yerini uykuya bırakmıştı ve inanılmaz derecede uykum vardı. hatta okulu arayıp "biraz rahatsızım, bugün gelemicem" diyerek, izin almayı bile düşünüyodum. 

azgınlığım tamamen geçmiş, artık kendimle mukayeseye başlamış ve yaptığım davranışın benim için bi utanç kaynağı olcağı gerçeğiyle yüzleşiyodum. 

"olan oldu artık, geriye dönüp düzeltemem ya" diye kendimi rahatlatıyodum. kendimi iyice bıraktım ve uyumak için gözlerimi kapattım. 

etot yatağın içinde hareket edip duruyodu, naptığını görmek istiyodum ama utanıyodum. 

uyku moduna geçmiştim, uykuya dalacaktım ki etot bana dokunmaya başladı. 

çarşafın üstünden eliyle sikimi okşuyodu. "kalin" dedi. heyecandan çok hızlı nefes alıp veriyodum. çarşafı resmen sikimin etrafına dolamıştı ve eliyle ileri geri oynatıp duruyodu. sikim kalkıyodu. 

tekrar azmıştım bu sefer de gözümde uyku kalmamıştı. 

bana yaklaştı. 

yaklaşmasını yanağımda nefesini hissetmemle anladım. zaten uyumadığımı onun gibi iyi gizleyemiyodum. "gözlerini aç" dedi. hemen açtım. 

ben gözlerimi açınca, o da çarşafı açtı ve bacaklarımın arasına geçti. 

sikim elindeydi. sikimi biraz sağa yatırıp gövdesine ağzı açık şekilde dudaklarını sürtüyodu. 

"sen çok azgın" dedi. "sikim içinde uyandım, azgın olmam normal" dedim. ne dediğimi pek dinlediğini sanmıyodum çünkü kendi sözüne devam etti. "sen çok da sakar" dedi. 

üstümde domine olmuştu. bu saatten sonra domine edebilmem zordu.  

sikimi tamamen bana yatırıp, yalmaya taşaklarımdan başlayarak, hiç çekmeden kafasına kadar geldi ve ağzına alırken göz teması kurduk. sikimi ağzına alıp, kendine çektiğindeyse bu teması koruduk. 

ağzı amı gibi ıslaktı ama amı kadar ıslak değildi. tanıştığımız günden beri nerdeyse her gün birlikte olmuştuk ama ilk defa sakso çekiyodu. bu kadar güzel yapabildiğini bilseydim daha önce çektirirdim. 

sikimin kafasını yanağına dayayıp, kafasını bastırıyo sonra hemen arkasından sikimi gırtlağına kadar alıp bekletiyodu. şimdiye kadar kurduğumuz göz temasını, kaybettiğimiz tek kısım gırtlak yaptığında, öğürmesinden dolayı ileri atılıp, gözlerinin kapanmasından dolayıydı. 

sabah uyandığımdaki azgınlığımdan daha çok azgıdım. sikmde zaten ıslaklık vardı, biraz ağzına alıp, gırtlak yaptıktan sonra, ağzından çıkartıp, üstüme gelmeye başladı.

ama eli hala sikimdeydi ve üstüme geldikçe istemeden de olsa eliyle sikimi okşuyodu. 

resmen bana misillime yapar gibi üstüme yatmıştı. ben de elimi beline attım ama elleriyle ellerimi kenara itti. 

"sana şimdi nasıl yapılır göstercek" dedi ve biraz geriye doğru hareket etti. amı, sikime değdi. değdiğinde ikimizde göz kapatmalı tepki verdik. 

"içimi genişlettin" dedi. "öyle mi dersin" dedim. "bak şimdi çok rahat giricek" dedi. 

dediği gibi de oldu. sikim içine gerçekten çok rahat girdi. amı resmen sikimin kalınlığında genişlemişti. 

sikim içindeydi ve amı genişti. ama öyle bi genişlikti ki amı sikimi tam sarıyodu ve dar hissttiriyodu. 

içinin ıslaklığıysa yastığın soğuk kısmı gibiydi. çok güzeldi. içi hala ıslaktı, haliyle eskisine göre daha kuruydu ama yine de ıslaktı ve içine girdiğimden beri, yastığın soğuk yüzüne yatınca yaşanılan rahatlık gibiydi. 

elleri karın boşluğumdaydı ve bu sefer bastırıyordu. o bastırdıkça ben de istemsizce kendimi kasıyodum. bunu yapmaktan keyif alıyodu galiba. 

sikimi yavaş yavaş köklemeye başladı. ben hiçbi şey yapmıyodum sadece yatıyo ve kendimi kasıyodum. elimi memesine ya da beline atmayı denemiştim ama bu seferde o bastırdığı için ben zorlanıyodum.

yapabildiğim tek temas ellerimi bileklerine koymaktı. bilmiyorum bunu nerden öğrenmişti ama bi yandan bana bastırırken bi yandan da kendini bana siktirmesi aşırı hoş ve zevkliydi. 

"sen yapmayi bilmiyor" dedi. "neyi" dedim. "böyle biraz oturucaksın" diyip içine doğru köklemeye başladı. "sona yaklaştığında böyle birden oturcaksin" dedi ve kendini sertçe sikime oturttu. oturtunca gözleri kapanıp ağzı açıldı ama bunu zevkten mi yoksa acıdan mı yaptı bilmiyorum. 

biraz bekledikten sonra kafasını yukarı kaldırıp, sikim köklenmiş haldeyken belini ileri geri oynatarak bana sürtünüyodu. 

içi daha da genişlemişti. sikimin içinde hafif hafif de olsa hareket edebildiğini ve amının iç duvarlarına çarptığını hissediyodum.

ben yaklaşık yarım saat önce kadar uyanmıştım, sikimi sertleştmiş, zevke gelmiş, sonra inmiş, şimdi tekrar zevke gelmişti ve şimdiki aldığı zevk sabahki denememe göre katbekat daha fazlaydı. 

elimden geldiğince kendimi tutmaya çalışıyodum ama etot gibi bi hatun üstümde tepinirken tutmak bi hayli zordu. 

"geliyorum" dedim. "maç bitti" dedi. o kadar fazla zevke gelmiştim ki zevkten bağırıyodum. "GELİYORUM" dedim. "sen boşalıyosun" dedi. böyle durumlarda konuşması çok komik oluyodu ama o anki zevkle hiç gülemiyodum. hemen kalktı ve yanıma yattı. 

sikim zaten devrilen ağaç gibi karnıma doğru devrildi, sikimi eline alıp çok kısa okşayarak boşalttı. 

dudaklarım kapalı şekilde burnumdan nefes vererek boşalmıştım. uyandığımdan beri uğraştığım boşalma işinde sonunda boşalınca çok rahat ve tatlı hissetmiştim. 

gözlerim kapalı, nefesimi kontrol etmeye çalışıyodum ama bu seferde etot dudaklarıma yapıştı. 

nefessizdim, dudaklarımı açamıyodum ama etot dudaklarımı öpüyodu, bi yandan da ufak ufak sikimi okşuyodu.  

biraz öptükten sonra bıraktı ve onu boşaltmamı beklemeden yataktan kalktı. sanırım elini yıkamaya banyoya gitti. 

iyice kendime geldikten sonra ben de kalktım ve banyoya gittim. banyoda etot'la karşılaşmayı bekliyodum ama karşılaşmamıştık. sadece yerlerde biraz ıslaklık vardı. normal su ıslaklığıydı. demek ki banyodan çıkmıştı. ben de iyice yıkanıp, temizlendikten sonra mutfağa geçtim. 

etot da mutfaktaydı. daha önce bana hiç bakmadığı bi şekilde bakıyodu. "kahve ?" dedim. hemen türklük bulaşmıştı. kafasını eğip "olur" dedi. bu hareketi yapması biraz komiğime gitmişti.

bu sıcakta soğuk sıcak kahve içilmezdi, hele sikişten çıktıktan sonra hiç içilmezdi. dolaptan buz torbasını alıp tezgahın üstüne koydum. 

etot tezgahın üstüne oturmuştu.  ilk başta beni izlicek sanmıştım ama rahat durmuyodu. 

bacaklarını fazla fazla açıp elini amına götürüyodu, sonra da biraz okşayıp yalandan ya da gerçekten inliyodu. 

daha yeni boşalmıştım ama sikim yine kalkıyodu. içimde tarif edilemicek azgınlıkla karışık bi his vardı. sikim nabız atışı gibi "tık tık" kalkıyodu. "bi şeyi unutmadin mi" dedi. "neymiş" dedim. "ben boşalmadım" dedi. sonra da külodunu çıkartıp bana attı ve bacaklarını tezgahın da üstüne çekip iki yana doğru iyice ayırdı. eliyle amına ufak ufak vurup sanki çocuğuna koltuğa oturması için çağıran anneler gibi beni amına çağırıyodu. 

belliydi. bu sefer domine etme sırası bendeydi. elimdekileri bırakıp etot'un önüne gittim. 

resmen amını bana sunarmış gibi bacaklarını açıyordu. iştahım tekrar yerine gelmişti.

elimi hemen amına atmak yerine önce ellerimi  bacaklarında gezdirdim. 

etot'la oynamak, onu heyecanlandırmak istiyodum. 

ellerim bacaklarında gezinirken bu sefer göz temasını ben kurdum ve kontrolün elimde olduğunu belli ediyodum. 

parmaklarımın ucunu bacaklarında gezdirirken elimi yavaş yavaş amına yaklaştırıyodum. parmaklarım her yaklaştığında heyecanlandığını görmek, alt dudağını ısırdığını görmek, istekli oluşunu hissetmek beni daha da istekli yapıyodu. onu böyle görünce ona yaşatabildiğim ve verebildiğim her şeyi verebilmek istiyodum. 

ellerim etot'un olmasını istediği yere gelmişti ama üzgünüm etot, daha çok erkendi. elimi sertçe memesine atıp yavaş yavaş ve kelimenin tam anlamıyla ağır modda memesini sıkmaya başladım. diğer elim bacağının altında, poposuna yakın bi yerdeydi ve sikimi nerdeyse amına dayamıştım. 

elimi amına değdirmeden temasa geçmek istemiyodum. dudaklarımı ısırdığı dudaklarına yakıştırdım ve alt dudağını öpmek yerine emmeye başladım. 

arada sırada heyecanının arasına acı da karışsın diye ufak ufak dudağını ısırıyodum. 

ben amına temas etmedikçe daha hızlı nefes alıyodu.

kolları omzumdaydı, elleri ensemden biraz uzak çarpı işareti gibiydi. 

bi elini önce omzuma sonra göğsüme götürdü. ordan da devam ederek amına doğru hareket ettirdi ama şu an domine eden bendim ve amına dokunmak ya da amına dokunmasını istemiyodum.

poposundaki elimi çekip eline attım ve ellerimizi birlike amına götürdüm. sonra da emmek yerine öpüşmeye başladık. 

uzatmak güzeldi ama içindeki heyecanı da öldürmek istemiyodum o yüzden artık yavaş yavaş da olsa amına dokunmam gerektiğinin farkındayım. 

elimi memesinden çektim ve dört parmağım genital bölgesine, başparmağım klitorisine denk gelicek şekilde elimi yerleştirdim ve okşamaya başladım. 

tam zamanında harkete geçtiğimi düşünüyodum. çünkü ben okşamaya başlayınca, nefesini içine çekti ve ufak bi inleme çıkıverdi. eskisine göre daha fazla heyecanlı olduğunu fark etmek mümkündü.

önüne geldiğimden beri hiç konuşmamışdık ama çok iyi şekilde anlaşıyoduk. aramızda bi uyum vardı. 

amında o kadar ıslaklık olmasına rağmen nasıl yaptıysa kurumuştu. şimdi tekrar ben ıslatıyodum.

parmaklığımda ıslaklığını hissedince parmağım istemsizce daha çok hızlandı.

artık ben de daha fazlasını istiyodum. kafamı yavaş yavaş aşğılara indirdim. 

yeni fark ediyodum; sütyensiz ve sadece tişörtlü kocaman memeleri tişörtün altından fazlasıyla belli oluyodu. çok güzel bi görüntüydü. bi gün okuldan geldikten sonra karşımda etot ve sütyensiz, sadece tişörtlü memelerini görmeyi çok isterdim.

aşağılara yaklaştıkça ben de heyecanlanıyodum. 

parmağımı çektim, artık sadece ağzımı ve dilimi konuşturma vaktiydi ama o da bi yere kadardı. 

dilimi ufak ufak değdirip istediğini hemen vermiyodum. dilimi her değidirdiğimde dilimide daha çok ıslaklık hissediyodum. etot'un ıslakıkları bana bulaşıyodu. hoşuma gitmiyo değildi. 

artık dilimi tamamen değdirmeye başlamıştım. işin içine dilim girince gelen ıslaklıkları artmaya başladı. gelen ıslaklıkları başparmağımla çok fazla zevke getirmicek şekilde sadece yayıyordum. başka hiçbi şey yapmıyodum. 

dilimi deliğinden başlicak şekilde bastırarak klitorisine kadar çekiyodum. klitorisini dudaklarımın arasına almıştım ama asıl can alıcı nokta burası değildi. 

am parmaklarken genellikle orta parmağımı sokardım. ancak ve ancak sadece birden fazla parmak sokucağım zaman işaret parmağını işin içine dahil ederdim ama bu sefer ilk olarak işaret parmağımı soktum. aslında amacım parmaklamak değildi; işaret parmağım joker görevindeydi. 

işaret parmağımı içine soktuktan sonra başparmağım ve orta parmağımla büyük dudaklarını alt kısmından tutup birbirlerine yakınlaştırıcak şekilde çekmeye başladım.  böylelikle biraz da olsa daha darlaştırabilmiştim. kolum düzken tutmak çok zordu, o yüzden kolumu biraz havaya kaldırıp, normalde sağa dudağa gelen başparmağım sol dudağa denk geliyodu. böylesi daha rahattı. 

boşta olan diğer elimin orta ve işaret parmağıyla da amını parmaklamaya başlamıştım. dudaklarımın arasında olan klitorisini de dilimle dövmeye başladım.

nabız gibi atıyodu, daha boşalmamıştı bile ama vakum yapıyodu. yaptığım şeyin işe yaramış olduğunu görmek beni daha çok zevke getiriyodu. 

bacaklarını sırtıma atarak kafamı bacaklarının arasına aldı. bacaklarını sıkıştırıp, serbest bırakmadığı sürece yalamaya devam ettiğim bi senaryo da bulunuyodu ama şu an yaptığım şeyde zevkten bunları düşünücek ya da bacaklarını kasabilecek bi gücü bulabilceğini düşünmüyordum. 

parmaklarımı sikime göre daha fazla kalınlaştırabilirdim ama elimi sokmadığım sürece sikimin boyuyla aynı büyüklükte sokamazdım ve şu an deli gibi içine bi şey sokmak istiyodum, amına giricek bu şeyin sikim harici bi şey olması gerekiyodu. 

bi an aklıma tezgahın üstünde duran buz geldi. buzlar kare şeklinde değil kalıp şeklindeydi. benim kendim kırmam gerekiyodu. 

hızlı olmam gerekiyodu. ani bi hareketle kendimi geri iterek hem bacaklarından hem de amından uzaklaşmıştım. 

sadece nefes nefese kalan etot değildi. ben de nefes nefes kalmıştım ve dudaklarımda etot'un amından kalma ıslaklıkların kayganlığını hissetmek mümkündü. hızlı olmam gerekiyodu ama ben etot'la bakışıyodum. yüzünde hayal kırıklığı var gibiydi. 

bileğimin üstüyle dudaklarımı sildim. bu hareketim hayal kırıklığını arttırmış gibiydi. kızın zevki kaçmıştı ve benim şu anki hareketimi nokta atışı yapmam gerekiyodu. 

hızla buz torbasını tutup, uzunluğuna karar verdikten sonra elimi yumruk yaptım. tüm gücümle hızlıca vurdum. 

biraz fazla kaçırmış olmalıyım ki torba patladı. etrafa buzlar saçıldı ama şu an bununla ilgilenemzdim. torbayı açmak yerine yırttım. kırdığım parçayı alıp etot'un önüne gittim. 

anlamıştı. bu sefer hayal kırıklığı yerine tedirginlik vardı. "hayir" dedi. "şşş" dedim.  bacaklarınını ilk açtığı kadar açmamış, hatta önünde ben varım diye biraz aralık bırakmışti. ben olmasam tamamen kapatıcaktı. etot istemiyodu ama ben bunu yapmanın ona ve bana keyif vereceğini düşünüyodum. "kendini serbest bırak" dedim. derin bi nefes alıp gözlerini kapattı. 

etot'un yüzüne bakıyodum. buzu deneme yoluyla birden amına sokmayı deneyemezdim. bu yüzden yine ilk baştaki gibi dört parmağım genital bölgesine, başparmağım amına denk gelicek şekilde amına yerleştirdim. buz yerine parmağım değmişti ama korkup yerinde sıçramış ve gözlerini daha sıkı kapatmıştı. 

başparmağımla deliğini bulduktan sonra buzun ucundan tuttum ve deliğine yaklaştırdım. buz deliğine geldiği anda vücudunun irkildiğini ve tüylerinin diken diken olduğunu fark ettim. öyle ki bu etki amına kadar gelmişti ve amının dudaklarında ufak ufak boncuk tarzı şeyler çıkmıştı.

amını kayganlaştırmaya gerek yoktu. hatta buz zaten sudan oluştuğu için yeterince kaygandı ve amından daha kalın olmasına rağmen rahat bi şekilde içine alabiliyodu. 

buz yavaş yavaş içine giriyodu. bi anlığına acaba "buz eridi bitti" diyerek sıcak am şakası yapsam mı diye düşündüm ama şu an için pek uygun olmaz kanısına vardım. 

dikkatli olmalıydım, buz içinde kırılırsa eğer sıkıntı olabilirdi ya da bi şekilde buzu eritirdik. böyle bi durumda napılırdı hiç bilmiyodum. ilk defa birine buz sokuyodum. 

elimi memesine atıp biraz sıkmaya, okşamaya başladım. güven istiyodu galiba ki etot da elini elimini üstüne attı.

kendini kasıyodu ama içine aldıkça alışıyo ve kendini daha serbest bırakıyo gibiydi. bu durumu beni azdırmaktan çok, mutlu ediyodu.

kendini gevşettiğini ve duruma alıştığının anlamanın bi diğer yoluysa; sıkı sıkı kapattığı gözlerini biraz daha gevşetmiş ve biraz biraz da olsa inlemeye başlamıştı.

bacaklarını belime sardı, beni daha da kendine çekti. ellerini tekrar omuzlarıma attı.

artık kendini tamamen bana bırakmıştı. 

şöyle bi sıkıntı vardı ki tuttuğum şey buzdu ve soğuktu amk. parmaklarım bi yerden sonra hissizleşmeye, uyuşmaya başlamıştı. diğer elime geçmiştim. 

artık boşalması gerekiyodu. buzu hızlı hızlı sokmaya başlamıştım. zevk verceğini düşündüğüm boyun emmeyi de yapmaya başlamıştım. amı bu kadar sıcak mıdır bilmiyorum ama boynu gerçekten sıcaktı. 

boynunu emmeye başladığımda vücudunu hareket ettirmeye başlamıştı. elimden gelen her şeyin en iyisini yapmaya çalışıyodum. ısınmasını beklediğim elimin başparmağıyla klitorsini okşamaya başladım.

inlemeri giderek artıyodu. doğru yolda olduğumu biliyodum. "beni sik" dedi. buna aldırış etmeyip daha hızlandım ama bu sefer beni durdurdu. 

boşalması gerekiyodu. içinden buzu çıkarttım. ilk soktuğuma göre biraz küçülmüştü gerçekten. çok istekliydi. hemen sikimi tutup deliğine getirdi, ben de soktum. 

bu kadarını beklemiyodum. kelimenin tam anlamıyla içi buz tutmuştu. sikimi sokunca sikim biraz küçülmüş ve büzülmüştü. aldırış etmeden sikmeye devam ettim.

soğuktan sikim acıma seviyesine gelmişti ama etot'un inlemeleri artmıştı. ben de sikerek amını ısıtıyodum. amı ısındıkça sikim kalınlaşıyodu. ellerimi bacaklarına atıp biraz kendime çektim ve içine daha rahat girmeye başladım. taşaklarım tezgaha ve çekmecelere çarpıyodu ama şu an tek amacım etot'u boşaltmaktı. 

ellerimi bacaklarından çekmedim, bacaklarının iç kısımlarına bastırarak bacaklarını daha çok ayrıştırdım. 

kendini kasıyodu. ama bu kasma artık boşalmak içindi. sikim içine girdikçe, ses çıkartmayan buzun su ıslaklıkları yerine amının ve sikimin zevk ıslaklıkları bağırır gibi ses çıkartıyodu.

elleri enseme koydu ve sert şekilde ensemden güç almaya başladı.

sikimi soktuğumdan beri bi an bile olsun gözlerimi etot'un yüzünden ayırmamıştım. dudaklarını içe doğru katlıyo ve gözlerini sıkı sıkı kapatıyodu. bu hali onu daha sert sikmeme sebep oluyodu.

dudakları düzeldi ama bu sefer de ağzı açıldı. gözlerini de biraz araladı ve resmen uykulu gözlerle aralıktan bana bakıp, sesli şekilde inlemeye başladı.

artık oyunu bitirme ama devam ettirme noktasına gelmiştik. o an yavaşladım. sikimi sanki ilk sikişmeye yeni başlamışım gibi yavaş yavaş sokmaya başlamıştım. "neydi" dedim. zevkten hiçbi şey diyemedi. "biraz biraz sokup, biraz kaldığında birden kökliceksin" dedim. sikimi yarısına kadar soktuktan sonra birden kökledim. biraz ileri atıldı. 

köklediğim yerde ben de onun gibi belimi oynattım ve bu sefer tamamen çıkartıp sertçe kökledim. sok çıkart yapmaya başlamıştım. "sertleş" dedi. duymazdan geldim. tişörtümün ense kısmını sıkıyodu. bu hareketi kendi içimde "boşalt artık" diye yorumlamıştım. 

biraz daha sikimi sokup çıkarttıktan sonra artık boşaltmam gerektiğini düşünüyodum ve onun beklemediği şekilde tekrar hızlanıp sikimi sert sert ve hızlıca amına sokmaya başlamıştım. 

inliyodu ama bu sefer inlemesi daha çok arttı. gerçekten titremeye başlamıştı. hızlandıkça hızlandım ve en sonunda etot'u boşalttım. aralıkla baktığı gözleri ve biraz açık olan ağzı kapandı. tişörtümü bıraktı. kendini iyice saldı. inlemeri doppler etkisi gibi yüksekten alçalmaya doğruydu. 

onu tezgahın üstünde öylece bırakamak istemiyodum. sarıldım ve kucağıma gelicek şekilde mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum. etot kucağımdaydı. 

after ilgisi için amını hafif hafif okşuyo, memelerini sıkıyo ve sarılıyodum. ufak ufak da öpücükler konduruyodum. 

etot kendine gelene kadar böyle devam ettim. haliyle sikim de inmedi çünkü etot gibi bi hatunla temas halindeydim ve bugün ikince kez sikmiştim. etot gibi bi hatunla sikişiyosanız durum ne olursa olsun sikiniz zevke geliyodu. 

boşalmayı çok istiyodum. etot resmen aklımdan geçenleri okumuş olcak ki sikimi eline aldı ve hızlı hızlı okşamaya başladı. 

zaten fazlasıyla zevkteydim, üstüne bi de "boşal" demesi zevkimi onla yüzle binle çarpıyodu. 

boşalırken istemsizce elimi beline sarmış ve biraz sıktımıştım ama boşaldığımda kendimi sandalyede serbest bırakmıştım. en az etot'u sikmişim kadar zevk almıştım. dikkatsizliğim yüzünden kız düşüyodü ama napabilirdim ki çok güzel boşaltmıştı. 

boşalırken döllerimin birazı bacağına gelmişti.

bu sefer de benim kendime gelmem bekleniyodu. tabii etot kucağımdan kalkmıştı ve yanağıma bi öpücük kondurup gitmişti. 

derin bi nefes çektim ve kendime iyice gelmeyi bekldim. 

kendime geldikten sonra ilk iş olarak yeri ve tezgahın üstünü temizledim. 

duş almaya fırsatım yoktu. hemencecik sikimi yıkayıp, üstümü giyindim ve okula gitmek için evden çıktım. 




























































Continue Reading

You'll Also Like

3.1M 162K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
6.8M 453K 81
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, hen...
348K 13.1K 62
Bir hastasına iyilik yapmak isteyen Ahu, hastane kayıtlarından aldığı numarayı yanlış girip bir komutana yazarsa ne olur? Nerden bilebilirdi ki bu ka...
370K 28.7K 40
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...