Konser +18

By ecemziyagil

4M 65.6K 31.7K

Eğlencesine gidilen konserde bir insanın hayatı değişebilir mi? Unutulan anılar adına nasıl birine aşık olabi... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Soru Cevap!!
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
Soru Cevap 2
52
Özel Bölüm /1
Özel Bölüm/ 2
Özel Bölüm/ 3
Açıklama

36

16.4K 552 490
By ecemziyagil

Media: Atlas AKIN

İyi okumalar ziyagiller <3

♡♡

Ertesi Gün

Gözlerimi Atlas'ın kollarında açtığımda kendimi huzurlu hissediyordum. Onu uyandırmak için dudağının yanına birkaç defa buse kondurdum. Atlas sırıtmaya başlayıp gözünü açmadığında rol yapmaya başladığını anlamak çok da zor olmadı. 

"Hadi uyan." Atlas sırıtmasını düzeltmeye çalışırken dudağına tekrardan buse kondurdum. "Biraz uykum var." Diye söylendi. Görmediğini bildiğim halde kafamı onaylarcasına salladım. Ardından yataktan kalkıp mutfağa geçtim. 

Derin'in kahvaltı hazırladığını görünce gözlerimi kapatıp tekrar açtım ama görüntü aynıydı. Resmen erkenden kalkmış ve kahvaltı hazırlıyordu. Normalde bu saatte onun bakım yapmak gibi önemli işleri vardı. 

"Sen niye uyandın bu kadar erken?" Diye sordum. Derin bana dönüp "Uyku tutmadı, erkenden kalktım bakım yaptım. Baktım kimsenin kalkacağı yok, iş başa düştü diye düşündüm." Dedi. Gülümseyerek Derin'in yanına geçtim. "Yardım edeyim o zaman."

Derin önünde duran domatesleri benim önüme verince dolaptan bıçak aldım. "Mülteci kampı diye Atlas onlarla alay ediyordum bizim ev de mülteci kampına döndü." Derin'in dediğine gülecekken arkamdan duyduğum sesle gülmeyi kestim. 

"Gülme komşuna gelir başına diye bir laf var Derin, bilir misin?"

Derin bana bakarak alt dudağını ısırdı. İnatla gülmemi tutmaya çalışırken arakama dönüp Atlas'a baktım. "Günaydın sevgilim." Dedim, konuyu dağıtmak ve Derin'in rezil olmasının geçmesi için. 

Atlas yanıma gelip dudağıma buse kondurdu. "Günaydın balım." 

Derin yalandan öksürünce Atlas Derin'e baktı. "Hem arkamdan konuş hem de karıma dokunmama karış." Derin gözlerini far taşı gibi açarken artık gülmeye başladım. "Karım ne alaka? Benim karım o." Çok üzüldüm (!) benim için kavga edecekler. Ne yapsam ki? Neyse köşeye çekilip izleyeyim.

"Bak şimdi Derin'cim. Ben sana zaten diğer karımı verdim ama Öykü'yü veremem."

"Senin diğer karın kim be?" Derin'in sorusu üzerine ben de merak etmiştim. "Çağrı." 

Kahkaha atmaya başladığımda Derin benim kolumdan tutup çekti. "Uzaklaş bakayım." Dedi. Atlas bana bakarak dudaklarını içe doğru büzdü. "Çifleşme dönemine giren kediler gibi bakıyor bu." Dedi Derin. Atlas ile birbirimize bakıp gülümsedik. 

Ceylin mutfağa geldiğinde Derin kolumu bıraktı. Dün gece planı yaptıktan sonra herkes burada kalmıştı. Ceylin bize bakarak "Ne yaptıyorsunuz?" Diye sordu. "Kahvaltı hazı-" Ceylin'e cevap verecekken Derin benim sözümü kesti: "Önce sabah uyanırım sonra kocamı uyandırırım. Çağrı, Çağrı derim kocam zaten uyanır. Güzel bir kahvaltı sofrası hazırlarım ona. Yanında portakal suyunun eksik etmem. Sonra çocuklarımızı okula bırakırım. Okullara tek tek ilgilenirim. Okul aile birliğindeyim. Mutluyum, kocamı seviyorum. Buzdolabım var, çamaşır makinem var, var da var."

Hepimiz Derin'e bakarken Derin saçını savurdu. Çağrı'nın içeriye girmesi ile hepimiz kahkaha attık. "Size de günaydın." Dedi. 

Derin bize bakarak "Bu gün herkese rezil oluyorum." Dedi. Çağrı Derin'in yanına geçip Derin'in yanağını öptü. "Herkese derken?" Çağrı'nın cümlesi üzerine Derin dudak büzerek "Tabii ki de senden bahsetmiyorum, aşkım. Bu yabani insanlardan bahsediyorum." Dedi. Ulan be, iki dakikaya satıldık diyemedim orada.

Atlas bana baktı. "Gör gör. Daha demin sana 'karım' diyen kişi şu an sana yabani diyor." Kafamı onaylarcasına sallarken "Haklısın aşkım." Dedim aşkım kelimesini bilerek vurgulamıştım. Derin ise bana bakarak omzuma vurdu "Ya alay etmesene."

"O kadar çirkin gözüküyorsunuz ki, dışarıdan yapışık dörtlü çift gibi. Gideyim de sevgilimi uyandırayım. En azından gözlerim biraz kalite görsün." Diye söyledi Ceylin ardından hızlı bir şekilde mutfaktan ayrıldı. Atlas ise Ceylin'in arkasından "Ulan bak! Sevgilim diyor hayırsız köpek! Ben kaç kere söyledim benim olduğum yerde sevgililik ilişkisi konuşulmayacak diye!?" Konuştu. Ceylin mutfakta olmasa bile kahkaha sesi buraya kadar geldi.

Atlas'ın elini tutup "Sakin olsana biraz. Ceylin'in abisi degilsin, ikizisin. Hem kız senin her bokumunda arkandan temizliyor." Dedim. Gözlerini bana döndürdüğünde içime bir tırsma gelmedi değil. Yalandan öksürüp ölüme döndüm.

Derin ve Çağrı'nın bize baktığını gördüğümde ikisi aynı anda kahkaha attı. "Ne gülüyorsunuz yabani insanlar?"

Çağrı Atlas'a bakıp "Farkında mısın lan? Sevgililerimiz bile bize benzedi. Eskiden aşkınla cimri konuşan kızlar, şu an birbirlerini gördüklerinde laf atıyorlar." dedi Atlas bunun üzerine kahkaha atıp bana baktı. Derin yanıma gelip koluma girdi. "Ya aşkım görüyor musun? Bizi kendilerine bensettiklerini zannediyorlar." Sesini hafifçe incelterek gülümsemişti. Başlattığı oyunu bozmadım ve konuşmaya başladım: "Görüyorum görüyorum. Bir de buna seviniyorlar galiba değil mi bir tanem?" Derin kahkaha atıp "Evet aşkım, durum çok vahim." Dedi.

Çağrı ve Atlas birbirlerine baktığında bir şey demeden önüne döndüler.

Kahvaltıyı hazırlamaya devam ederken Atlas ara sıra bana yakınlaşmaya çalıştı. Tabiki de ben buna izin vermedim. Aslında ben de onun kadar bana yakınlaşmasını istiyorum fakat ulu ortada böyle şeyler yapılmayacağını, asla öğrenemiyor bu çocuk

En basitinden sabahki herkesin içinde dudağımı öpmesi, bir an boşluğuma gelmiş olabilir ama çok utanç verici.

Kahvaltıdan sonra planı bir kez daha konuştuk. Aslında plan çok basitti Atlas ile ben Lal'in gözünün önünde kavga edip ayrıldığımızı gösterecektik. Ardından Atlas Lal'e mesaj atacak ve onu evine davet edecekti. Aslında kabul ediyorum, plan buraya kadar çok basit. Bundan sonrası benim için cinnet krizine girebileceğim kıskançlık seanslarından oluşuyor.

Planım bundan sonrası ise beraber içeceklerdi. Atlas içmeyecek, içemez. Sadece Lal içecek ve onun sarhoş olmasını bekleyeceğiz. Yani birnevi Atlas'a yapmaya çalıştığı planı biz ona yapacağız ve Lal sarhoşken Atlas evden çıkacak. Eve biz gireceğiz, Lal'in birkaç saçma fotoğrafını çektikten sonra o fotoğrafları galerimize hatıra diye saklamayı düşünüyoruz (!) Tabii ki de şakaydı. Böyle saçma bir şey yapmayacağız. Yani en azından onun fotoğraflarını hatıra diye galerimizde saklamayacağız. Lal uyanınca babasına bu fotoğrafları göstermek ile tehdit edeceğiz. Yani yine Atlası tehdit ettiği gibi.

Ceylin ve Devrim üçüncü yılları mıydı? Yoksa beşinci yılları mıydı? Pek hatırlamıyorum amma velakin yıldönümlerini kutlamaya gittiler. Tabii giderken Ceylin "Aksiyon planımızı lütfen başka gün yapalım. Yıl dönümümü böyle hatırlamak istemiyorum." Demişti. Benim bu planı her zaman erteleme isteğim ile alakası olmadan Ceylin'in dediğine "Tabii ki, gerekirse bir at erteleyelim." Demiştim.

Bugün başka bir planımız yoktu. Hep beraber evde otururken ben telefondan iş ilanlarına bakmaya devam ediyordum. Malum paraya ihtiyacım var.

"Bu akşam konser varmış. Yılın ilk ama kışın son konseyi diye geçiyor gitmek ister misiniz?"

Konser kelimesini duyan Atlas bana bakıp sırtına başladı. Ben ise Derin'in sorduğu soruya kafama onaylarcasına sallayıp "Evet, tabii ki de gitmek istiyorum. Yani evde bomboş oturup ölmektense konsere gidip eğlenmek daha mantıklı." Diyerek cevap verdim.

Atlas kulağıma doğru fısıldayarak "Ama fazla içmek yok, öyle değil mi? Yoksa yırtık kıyafetlerini aramaya başlarsın." Dediğinde yalandan öksürdüm.

Bu çocuk her anımızın detayını nasıl unutmuyor?

Kafamı Atlas'a doğru çevirip ona baktım. Bu çocuk asla nerede ne konuşacağını bilmiyor ve beni çok sinir ediyor. Sanki bütün dünya bizim için yaratılmış da istediği yerde istediğin konuşabilecekmiş gibi düşünüyor. Ya bu söylediğini Derin veya Çağrı duysaydı? O zaman yerin dibine benimle beraber kendisi de girmek istemez miydi?

Susması için kaş göz yapmaya başladım. Oysa bu yaptığın hareketlerden haz arıyor olacak ki sırıtarak önüne döndü.

Bu arada "Bence de gidelim lan. Bomboş evde oturuyoruz kaç gündür." d
Diye konuştu Çağrı. Atlas Çağrı'ya destek verince hep beraber bu fikir onaylamıştık.

Biz de sanki altılı masa gibiyiz, her boku onaylıyoruz.

Konserin saat kaçta olduğunu ve kimin konseri olduğunu öğrendikten sonra kalkıp üstümüzü değiştik. Konser akşamaydı ve akşama kadar evde oturmak yerine dışarı çıkıp gezmeyi yeylerim.

Üstüme beyaz bir crop giyecektim fakat havanın soğukluğundan dolayı bluz giymeye karar verdim. Akşam bu kombini kafamda yaptığımda çok güzel duruyordu ancak şu an o kadar güzel durmuyor. Yani Derin yanıma gelip "Bu ne böyle?" Diye sorduğunda anladım bunu.

Derin'in mükemmel iltifatlarından sonra üstüm değişime kararı aldım fakat kombin yapmak gibi zahmette bulunmadığım için Derin yanına gidip onun mükemmel fikirlerine uydum.

"Derin'cim." Diyerek yalakalık yapmaya başlayacaktım ki Derin eliyle yatağın üstünü gösterdi. "Çok konuşma, sana kombin yaptım bile."

Yatağını yanına geçip kıyafetlere baktım. Karşı gelmek gibi bir hakkım olduğunu bilsem kesinlikle karşı gelirdim. Kıyafetler bana ben kıyafetlere bakmaya devam ettim bir süre. Bu geçen kısa sürenin ardından kıyafetleri mecburen giyinmiştim çünkü Atlas ve Çağrı artık beklemekten bunaldıklarını söylerken Derin bana hızlı olmam konusunda baskı yapıyordu. Kısacası bu soğuk havada Derin bana etek giydirdi. Zorla da olsa altına külotlu çorap giyebildim. Erkeklerin yanına gittiğimizde Atlas bana bakıp gözleriyle eteğimi gösterdi "Bu havada mı?" Diye sordu. Kafamı onaylarcasına salladım. Atlas mırıldanır bir şekilde küfür ettikten sonra sesli bir şekilde "Neyse." Dedi.

Derin Atlas'ın bu davranışına "Ya Atlas Çomar mısın?" Deyince gülmeme tutamadım.

Atlas bir bana bir Derine bakıyordu. "Ulan Derin kendin pantolon giymişsin. Karıma niye etek giydiriyorsun? Senin havadan da mı haberin yok?" Derin saçını savurup "Eteğin mevsimi olmaz canım." Dedi.

Atlas "Ya sabır." Çekerken evden çıktık. Hep beraber bir kafeye gitmeyi düşünüyorduk fakat birden Atlas'ın değişen moralli yüzünden kafeye gidip bomboş oturmaktan vazgeçtik. Bu yüzden lunaparka gitmeye karar verdik.

Tabii, Ocak ayında lunaparkların kapalı olabileceği gibi bir sorunu hiç kimsenin aklına gelmediği için kapalı olan lunaparka geldiğimizde herkes birbirine bomboş bir yüz ifadesi ile bakmaya başladı.

"Ya zaten sizin aklınıza uyup niye buraya kadar geldim ki?" Diye sorguladım. Üçü birden bana bakınca ağzıma görünmez bir fermuar çektim. Bunların yanında eleştiri de yapılmıyor. Bu kadar kapalı olmayın birazdır açılın yahu. Biraz enerji!

Atlas'ın telefonu çaldığında herkes ona baktı çünkü ortamdaki sessizliği bozan şey Atlas'ın telefonu. Atlas telefonu cebinden çıkarınca "Kimi arıyor?" Diye sordum. Atlas telefonuna bakıp "Doruk." Diye cevap verdi. Doruk da kim? Niye sürekli hayatıma sürekli yeni kişler ekleniyor ama kimse azalmıyor? Çağrı Atlas'a bakıp "Selam söyle." Dediğinde arkadaş olacağını düşündüm. Yani büyük ihtimalle de arkadaşıdır zaten.

Atlas bizden uzaklaşıp konuşmaya başladığında biz üçümüz kaldık. Tabii üçümüz dediğime bakmayın Derin ve Çağrı aşk yaşarken nen de sessizce durup Atlas'ın gelmesini bekliyorum.

Çağrı Derin'e bakıp "Acaba bir diziye mi başlasak?" Diye sordu. Derin ise buna cevap olarak "Olabilir aslında ya Winx mi izlesek?" Dedi. Çağrı Şaşkın veya bıkkın -ki Çağrı'nın mimiklerini tam anlayamıyorum- bir şekilde "Marvel'den bahsetmiştim." Dedi. Bu ses tonundan anladığım kadarıyla bıkkın bir ses tonuydu. Derin asla boş durmayacağı için "O zaman Marvel deseydin." Diye konuştu. Küçük çapılı kavgalarına dahil olmak çok isterdim ama velakin o kadar boş bir şey için kavga ediyorlar ki.

Onlar kavgaya devam ederken Atlas yanımıza geldi. "Ne diyor Doruk?" Diye sordu Çağrı. "Bir şey yok ya, hapisten çıkmıştı onu haber veriyor."

Gerçekten de hiçbir şey yokmuş (!) Hapisten çıkmış ve bunu bu kadar basit bir şekilde anlatması çok tuhaf. Derin bana baktı ardından gözlerini Atlas'a çevirdi "Neyiniz oluyor bu Doruk?" Diye sordu merakla. Atlas ise "Kuzenim." Diye cevap verdi.

Bu Atlas'ın kuzenleri neden sürekli kusurlu oluyor? Genetik de olabilir pek anlamış değilim.

"Şimdi ne yapıyoruz?" Diye sordu Çağrı. Kimseden fikir çıkmazken telefonuma bir bildirim geldi. Telefonumu çıkarıp mesaja baktım. İş bulmak için yüklediğim bir uygulama vardı, ondan mesaj gelmişti. Mesajın üstüne tıkladım.

İş ilanı: Kasiyere ihtiyacımız var! On sekiz yaşından büyük. Çalışma saatlerine uyacak birini arıyoruz. İş başvurusu için telefon numarasından veya adrese gelerek yapabilirsiniz.

Adres bilgilerine baktığımda bize uzak olduğunu fark ettim. Yani yol yaklaşık bir saatti. Şehirin içine girmemiz lazımdı. İlanı favorilere kaydedip telefonu çantama koydum.

"Tamam o zaman." Dedi Atlas. Neye tamam dediler? Konu tam olarak neydi? Hepsi birden yürümeye başlayınca ben de onlara ayak uydurdum. "Nereye gidiyoruz?" Diye sordum. Derin sırıtarak bana baktığında burada bir bokluk döndüğünü hissettim.

"Hani biz alışverişe gidecektik ya Öykü, şimdi hep beraber gidiyoruz."

Biz alışverişe mi gidecektik? Bundan benim niye haberim yok? Atlas elimi tuttuğunda gülümsedim.

Yavaş adımlarla AVM'ye geldik. Derin direkt bizi bir mağazaya soktu. Kıyafetlere bakmaya başladım. Atlas yanıma gelip bana bir kıyafet gösterdi. "Bu çok güzel, sana alayım mı?" Diye sordu. Gösterdiği kıyafet bir sweattı. Sipsiyah bir sweat. Sadece sol göğüs kısmında beyaz ile çizilmiş bir kalp vardı.

"Alma boş ver." Dedim. "Beğenmedin mi?" Diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Beğendim ama boşuna para verm-"

"Alıyorum."

Gülümseyerek önüme döndüm. Atlas tekrardan bana bir sweat gösterdiğinde "Bir tane aldın yeter." Dedim. Atlas beni umursamadan bana kıyafet almaya devam ediyordu.

Çağrı ve Derin yanımıza gelince Derin'in elindeki sweata baktım. Çift sweatı almışlardı. Gülmemek için kendimi tutarken "Nasıl sizce?" Diye sordu Derin. Benim söyleyemediğimi Atlas "Bok gibi." Diyerek söyledi.

Derin göz devirince Çağrı Atlas'a baktı. Sessiz bir şekilde ağzıyla "Yapma." Dedi. Atlas omuzlarını yukarıya kaldırıp ardından indirdi.

Etrafa bakınmaya devam ederken erkek reyonuna geçip Atlas'a kıyafet bakmaya başladım. Atlas yanıma gelip "Erkek reyonundan mı giyineceksin?" Diye sordu. "Hayır, sana kıyafet bakıyorum."

Atlas gülerek elimden tuttu. "Hadi gidiyoruz." Dedi. Ona baktığımda hızlı adımlarla kasaya gittiğimizi fark ettim. "Ben de alacaktım." Dedim. Atlas benimle konuşmak yerine sıraya girdi. Parasını ödedikten sonra mağazadan çıktık. "Teşekkür ederim." Dedim elini tutarak.

Derin ve Çağrı yanımıza geldiğinde Çağrı yorgun bir ifade ile "Kafeye geçip oturalım mı?" Diye sordu.

Çağrı'ya cevap verecektim ki Atlas elimi bırakınca ona baktım. Elini hızla ağzına götürdü. "İyi misin?" Diye sordum. Atlas hızlı adımlarla AVM'nin lavabosuna gidince "Ne oldu lan?" Diye arkasından koşturdu Çağrı.

Derin ile birbirimize baktık. Ardından lavabonun kapısına geçtik. "Bence içeriye girsek bir şey demezler." Dedim. Derin kapıda yazan 'erkek' yazısına baktı.

Daha bir dakika bile geçmemişti ama merakımdan ve endişemden yerimde duramıyordum. Lavabonun içine girdiğimde Çağrı'nın musluğun orada durduğunu Atlas'ın ise kabinde olduğunu fark ettim. Zaten lavabo tek kişilikti, başka kimse yoktu.

"İyi misin?" Diye seslendim. Atlas cevap vermeyince Çağrı kapıya vurdu. "Atlas?"

"İyiyim, midem kötü sadece."

Çağrı bana baktığında ben de lavabo kapısına yakınlaştım. "Gelmemi ister misin?" Diye sordum.

Kapının ardından "Hayır, hallettim." Dedi.

Çağrı'ya baktığımda "Uyku düzeni ile beraber yemek düzenini de bozdu galiba." Dedi. Endişeli bir şekilde kapıya bakmaya devam ettim. Kapı açıldığında Atlas'ın bembeyaz olan yüzünü gördüm. Musluğa geçip elini yüzünü yıkadı.

"Kustun mu?" Diye sordu Çağrı. Atlas kafasını onaylarcasına salladı. "Cipsi çok yedim galiba." Dedi Atlas hafif sırıtır bir şekilde. Ardından bana baktı. "Korkma, iyiyim." Dedi. Duvarda olan peçetelikten bir, iki peçete aldı. Elini, yüzünü silince çöpe attı. "Hadi çıkalım."

Midesinin bulandığını nasıl şu ana kadar anlamadı? Veya şuan nasıl hemen iyileşti?

Lavabodan çıktığımızda içime bir kurt düştü. "Galiba çantamı muslukta unuttum, iki dakika bekleyin alıp geleyim." Derin elimdeki çantayı gösterdi. "Burada ya." Dedi.

Yalandan bir tebessüm yerleştirdim yüzüme. "Yani telefonumu demek istedim, çantamda yok. Hemen geliyorum." Dedim. Erkekler lavabosuna geri yöneldim. İçeriye girince lavaboya girip baktım.

Lavabonun kenarında kan görünce kaşlarımı çattım. Atlas regl olmadığına göre, kan mı kusmuştu?

---

Selam ziyagillerrr!

Nasılsınız? Ben de iyiyim tenk yu veri maç

Üç milyon olmuşuz! 

Zamanında iki milyon için karakter soru cevap yapmıştık. Tekrar aynısını yapmak yerine farklı bir şey yapmaya ne dersiniz?

Ve karakterlerin üç milyon hakkında attıkları tweetler:

Sahnede ismi geçen Doruk sadece bir sahnelikti çünkü o Doruk Şah ve Mat kitaplarında olacak kişi.

Yani kısaca: Konser kitabının başrolü olan Atlas ile Mat kitabının başrolü olan Doruk kuzen.

Bir deee yarın doğum günüm! Haberiniz olsun kfosksmzkzlmdmd

O zaman klişe ama en sevdiğim cümleyi söylüyorum:

Sizi çok çok özledim!

Bir sonraki bölümde görüşelim olur mu? (Pazar günü)

İnstagram: ecemziyagl ve konserkitabi
Tiktok: ecemziyagil

Continue Reading

You'll Also Like

28.6K 1.4K 20
Daha mantıklısı, daha komiği, daha az cringe olanı...
KAÇIŞ (Tamamlandı) By 🌏

Mystery / Thriller

2.1K 377 40
"Her şey sadece senin içindi. Seni üzmek için , senin canını acıtmak için. Seni görevine hazırlamak için. Senin bir ruhun vardı Hannah, ve biz onu al...
4.4M 330K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
794K 21.8K 78
Cinsel içerik şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kısa bir bilgilendirme daha arkadaşlar ana karakterler...