Selam ballarımm 🍯♥️
Nasılsınız bakalım? Nasıl gidiyor?
Üniversite için tercih yapanlar veya bir daha denemek isteyenler var mı aramızda?
Liseye geçenler ne yaptıı? İstediğiniz liselere yerleşebildiniz mi baklarım?
Pazartesi ve perşembe önemli sınavlarım var o yüzden hafta içi bölüm atamayacağım gibi. Sizi bölümsüz bırakmamak içinde arayı çok açmadan bölümü atmaya karar verdim.
Oyları ve yorumları unutmayalımm. Tatlış yorumlarınız benim için çok çok önemli. ✨✨
Umarım seveceğiniz bir bölüm olurrr♥️♥️.
**************************
24 Eylül Salı
(Günlerde karışıklık olmuş bir önceki güne de salı yazmışım.) (Çokta önemli değil o yüzden çok takılmayın)
Bugün Aşkım'ın doğum günü olduğundan herkes okulu asma kararı almıştı. Sabah hep birlikte güzel bir kahvaltı yapmışlar şimdi de Onur ve Aşkım dışarıya çıkmak için hazırlanıyordu. Diğerleri evi süsleyeceği için Onur Aşkım'ı gezmeye götürüyordu.
Onur Aşkım için bir kombin hazırlayıp yatağa bıraktı. Havalar soğumaya başladığından dolayı kot tulum ve uzun kollu beyaz bir badi ayarlamıştı.
Aşkım yatağa tutunup ayağa kalktı ve yataktaki kombine baktı. Artık rahatlıkla tutunarak ayağa kalkabiliyordu. Kombini görünce kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü.
-Baaaabaaaa ııı ııııı. (Aşkım)
Başını iki yana sallayıp tulumu yere attı. Onur ona dönüp yere eğildi ve Aşkım'ın ne anlatmaya çalıştığını anlamak için kızını inceledi.
-Beğenmedin mi? (Onur)
Aşkım başını iki yana salladı ve poposunun üstüne kendini bıraktı. 'Hık' sesinin ardından hızlı hızlı emekleyerek dolabın yanına geldi ve dolabın kapağına vurdu. Onur dolaba bakmak istediğini anlayıp Aşkımı kucağına aldı ve dolabın kapağını açtı.
Aşkım askıda asılı olan bebe mavisi elbiseyi görünce çığlık atıp ona uzanmaya çalıştı. Onur elbiseyi eline aldı ve konuştu.
-Bunu mu istiyorsun? (Onur)
Aşkım başını bu sefer aşağı yukarı salladı.
-Eeeğ. (Aşkım)
Evet anlamına gelen mırıltısıyla Onur elbiseyi inceledi. Bu elbise tatildeyken aldıkları elbiseydi. Elbise yazlık olduğundan dolayı Aşkım bunu dışarıda giyerse üşüyebilirdi.
-Aşkım bununla üşürsün. (Onur)
Aşkım mızmızlanıp kıpırdandığında Onur tekrar konuştu.
-Eve gelince giyelim bunu. Olur mu? Dışarıda bununla üşürsün. (Onur)
Onur elbiseyi geri yerine asıp kapıları kapattı. Aşkım hala kaşları çatık dudakları büzük duruyordu. Onur ilk Aşkım'ın üzerini ardından da kendi üzerini değiştirdi. Kendisi siyah kot pantolon ve beyaz tişört giymişti. Üzerine de siyah kot ceketini alıp odadan çıktı. Aşkım yerde emekleyerek babasını takip ederken Onur gülerek ona baktı.
-Pıt pıt pıt pıt bi bi bii. (Aşkım)
Emeklerken ellerini yere vuruyordu ve buna da çıkardığı seslerle eşlik ediyordu. Kapıya geldiklerinde Onur Aşkım için aldığı beyaz nike ayakkabıları Aşkıma giydirdi. Artık yavaş yavaş yürümeyi öğrenmesi gerekiyordu. Aşkım ayakkabıları çıkarmak için uğraşırken Onur kendi ayakkabılarını giyip Aşkım'a baktı.
-Çıkarma çıkarma. Bak bende de aynısından var. (Onur)
Aşkım bir kendi minik ayaklarına bir de babasınınkilere baktı. Ardından ellerini ayaktasından çekip babasına uzattı. Onur Aşkımı kucağına alıp siyah sırt çantasınıda sırtına taktı.
-Biz çıkıyoruz. (Onur)
Herkes onaylar sesler çıkartınca Onur evden çıktı. Aşkım'ın bebek arabasını alıp almamak arasında kaldığında almamaya karar verdi.
-Babanın kucağı daha konforludur bence. (Onur)
Aşkım emziğini emerken başını babasının omzuna yerleştirdi. Birlikte yürüyüş yapmaya başladıklarında Aşkım uslu uslu babasının omzunda yatıyordu.
Oyun parkına geldiklerinde Aşkım başını kaldırıp etrafına baktı. Onur boşta olan bir banka sırt çantasını bıraktı ve parkta oynayan çocuklara döndü.
Aşkım ilk kez bu kadar fazla çocuğu bir arada görüyordu. Etrafında daha önce hiç çocuk olmadığından garip hissetmiş ve babasına sokulmuştu.
-Salıncakta sallanalım mı? (Onur)
Onur salıncağa doğru ilerlerken önünden çocuklar koşarak geçti. Aşkım korkup yerinden sıçrayınca Onur Aşkım'a döndü.
-Prensesim. Korkmana gerek yok bak onlar oyun oynuyor. (Onur)
Aşkım emziğini emerken koşan çocukları izledi. Onur salıncağın yanına gelince eliyle temizleyip Aşkım'ı içine yerleştirdi. Aşkım'ın görüş açısından çıkınca tedirgin olacağını bildiği için önünde durup hafifçe geriye itti. Aşkım ne olduğunu anlamayıp kocaman olmuş gözlerle babasına bakınca Onur gülümsedi.
Salıncak Onur'a yaklaşınca Aşkım emziği atıp güldü. Sonra tekrar uzaklaştı ve tekrar Onur'a yaklaştı. Aşkım her babasına yaklaştığında gülüp ona uzanmaya çalışıyor yetişemeyip geriye sallanınca da bağırıyordu. Bağırışı parktaki diğer çocukların sesinden duyulmuyordu bile. Onur kendisine doğru gelen Aşkım'ın bacaklarını iki parmağıyla gıdıkladığında Aşkım çığlık atıp güldü.
Bir süre daha sallandıktan sonra Onur Aşkımı kucağına aldı ve kaydırağın olduğu kısıma ilerledi. Kaydırağın yanında durup diğer çocukların kaymasını bekledi.
-Aaaa bebeğe bakın çok tatlı. (~)
Sarışın çocuk Onur'un yanına gelip Aşkım'a baktı. Yaklaşık 5 yaşında duran çocuk Aşkım'a el sallayınca Aşkım da ona el salladı ve gülümsedi.
-Abi onu yere indirsene. O da bizimle oynasın. (~)
Onur çocuğa gülümseyip konuştu.
-Ama o daha çok küçük. Sizinle oynayamaz. (~)
Çocuk suratını asıp Aşkım'a baktı.
-O zaman üçümüz oynayalım. Sen ben ve bebek. (~)
Onur onaylar şekilde tepki verince çocuk koşarak kaydırağa çıktı. Ardından da Onur'un yanındaki kaydırağa oturdu.
-Abi bebeğin ismi ne? (~)
Onur kızına bakıp gülümsedi ve cevap verdi.
-Aşkım. (Onur)
Çocuk neşeli bir şekilde Aşkım'a baktı.
-Merhaba Aşkımm benim adım Umut. (~)
Çocuk kaydıraktan kayınca Onur Aşkımı kaydırağa oturttu, sırtından ve karnından tutup yaşaca aşağı indirdiğin de Aşkım gülmeye başladı.
Aynı saatlerde evdekiler...
Ege çığlık atarak elindeki hediye paketini salladı.
-Mükemmel bir hediye aldığığığım. (Ege)
Kaan ona doğru yaklaşıp havada tuttuğu paketi aldı.
-Ne aldın? (Kaan)
Ege paketi geri alacakken Kaan havaya kaldırdı. Ege Kaan'ın eline uzanmaya çalışıp bağırdı.
-Versene be. Dev gibisin mübarek tavana değecek elin. (Ege)
Ege'nin boyu 184 civarıydı ve Türkiye standartlarına göre uzun sayılırdı ama 198 boyunda ki Kaan'ın yanında kısa kalıyordu.
Kaan hediyeyi Ege'ye verip Sarp'a yardım etmeye gitti. Aslında üçü bir hediye almışlardı ama Ege bir tane daha almak istemişti. Üçünün ortak hediyesi de salonun köşesine kurdukları oyun alanıydı. Salonları büyük olduğundan dolayı alanları daralmamıştı ve Aşkım için mükemmel bir alan olmuştu.
Sarp elindeki küçük havuzu oyun alanının içine yerleştirdiğinde Kaan küçük pembe ve grili topları havuzun içine boşalttı. Ege heyecanlı heyecanlı ortalıkta dolanmaya devam ediyordu. Kaan onun bu hallerine gülüp başını iki yana salladı.
Evde yankılanan zil sesi ile Ege zıplaya hoplaya kapıya koştu.
-BEN BAKARRIMM. (Ege)
Ege kapıyı açtığında ilk gördüğü Ece ve kucağındaki köpek oldu. Çığlık atıp elindeki poşeti geriye attı ve köpeği kucakladı.
-Aman yarabbi bu da ne? (Ege)
Hilal onun yanından geçerken sırıtarak konuştu.
-Köpek. (Hilal)
Ege'nin gülen yüzü anında değişmişti ve ciddi mi diye Hilale bakmıştı.
-Seni duymamış gibi yapacağım Hilalişko. (Ege)
Ardından tekrar gülümseyip Ece ve köpeğe aynı anda sarıldı.
Ege kucağında duran köpeğe evi gezdirmeye başladığın da diğerleri etrafı süslüyordu.
-Bak şimdi köpekcik. Burası Sarp ayısının odası. Ayı dediğime bakma aramızda ayı olmaya en uzak düzen hastası o. Odasının düzeninden anlamışsındır zaten. Sakın bişeylerini ısırma o da seni ısırır bak. (Ege)
Sarp'ın odasının kapısını kapatıp Kaan'ın odasına girdi.
-Burası Kaan'ın odası. Kaan böyle sert ve korkunç durur ama sıcak bir kalbi vardır. Ondan korkmana gerek yok yani. O seni korkunç olan herrrr şeyden korur. Odasını dağıtırsan da biraz kızar ama çokta kızmaz. (Ege)
Kaan'ın odasından çıkıp kendi odasına girdi.
-İşte burası da benim odam. İstediğin gibi dağıtabilirsin ama parçalama bişeylerimi lütfen bir de odama işemezsen çok sevinirim. Bir yere çok işeyesin gelirse Sarp'ın odasına işe. Ama öyle yaparsan Sarp'ı kalp krizinden kaybederiz vazgeçtim sen en iyisi dışarıya işe. (Ege)
Kendi odasından çıkıp Onur'un odasına girdi.
-Burası da Onur ve Aşkım'ın odası. (Ege)
Aşkım'ın beşiğinin yanına gitti ve konuşmaya devam etti.
-Bunu normalde Aşkım için almıştık ama kendisi babasının yanında yatmayı tercih ediyor. Bende bebek olsam bende büyük yatağı seçerdim. Neyse burada takılıp takılamayacağını bilemiyorum en iyisi Onur'a sor sen. (Ege)
Oradan da çıkıp boş misafir odasının önünde durdu.
-Buranın çok bir olayı yok genelde Esra sultan gelince burada kalıyor o kadar. (Ege)
Her yeri gösterdiğinden emin olunca diğerlerinin yanına gitti.
-Ev turu bitmiş bulunmaktadır. (Ege)
Köpeği yere bıraktığında köpek ortadaki oyun halısına yatıp etrafına bakınmaya başladı.
Herkes gülümseyerek köpeğe bakarken Sarp'ın telefonu çalmaya başladı.
-Alo. (Sarp)
-Naptınız? (Onur)
-Evi hazırladık. Geliyor musunuz? (Sarp)
-Her şey bittiyse gelelim. Kızlar geldi mi? (Onur)
-Geldi geldi. (Sarp)
Ece Ege'nin göğüsüne yaslanmış otururken aklına pasta almadıkları geldi ve aniden ayağa kalktı.
-Pasta. Pasta almadık. (Ece)
Hiç birinin aklıma pasta gelmemişti.
-Ama Aşkım öyle şeyler yiyemiyor. (Sarp)
-Pinti babası ona abur cubur gibi yapay tatlandırıcı içeren şeyler yedirmiyor. Prensesim daha çikolatanın tadını bilmiyor. Bir dondurma yedi o da zaten çikolatalı değildi ve bir kere yedi. (Ege)
Onur telefondan Ege'nin ne dediğini duyduğunda güldü.
-Telefonu hoparlöre alsana. (Onur)
Sarp Onur'un dediğini yapıp telefonu hoparlöre aldı.
-Seni duyabiliyorum Ege. (Onur)
Ege'nin kaşları havaya kalktı ve sevimli bir şekilde güldü.
-Kötü bişe demedim canım. Babası kızına çok iyi bakıyor. Zararlı şeyler yedirmiyor. Mükemmel bir baba. (Ege)
Telefonun diğer ucundan Aşkım Ege'nin sesini duydu ve bağırdı.
-NAMNAAAAAAĞĞ. (Aşkım)
Onur ani çığlığın etkisiyle hafif irkildi ve güldü.
-Ağğğ yerim senii. (Ege)
Aşkım'ın kıkırtısı duyulunca herkes gülmüştü.
-Doğum günü pastasız olmaz. (Onur)
Ege ayağa kalkıp konuştu.
-Alalım mı? Aşkım yiyecek mi? (Ege)
-Alın alın. (Onur)
Kaan ayağa kalkıp Hilal'e elini uzattı.
-Biz alırız. (Kaan)
Hilal ayağa kalkıp Kaan'ın elini tuttu ve birlikte kapıya doğru ilerlediler.
-Ay çok heyecanlandımm. Kıvırcığım duydun mu? Aşkım pasta yiyecek. Ahenk sen duydun mu? (Ege)
🐣
Pasta da geldiğinde her şey hazırdı. Zil çaldığında kapıyı açam kişi Sarp olmuştu. Diğerleride ellerindeki konfeti düdüklerle Onur ve Aşkım'ın içeri girmesini bekliyorlardı.
-Durun. (Onur)
Herkes ne oldu der gibi ona bakınca Onur ayakkabılarını çıkartıp Aşkım'ın gözlerini kapattı.
-Babaaaa. (Aşkım)
Aşkım babasının elinden kurtulmaya çalışırken Onur Aşkım'ın gözlerini açamadan odasına koştu.
-Bekleyin geliyoruz. (Onur)
Odaya girdiğinde arkasından kapıyı kapattı ve Aşkım'ın gözünü açtı.
-Elbiseni şimdi giyebiliriz. (Onur)
Aşkım ellerini alkış yapıp dişlerini göstererek güldü.
Elbiseyi hızlıca Aşkım'a girdirip aldığı beyaz sandaletleri de giydirdi. Sarp kapıyı aralayıp başını uzattığında Onur gülümseyerek ona döndü.
-Geliyoruz geliyoruz. (Onur)
Hızlıca Aşkım'ın saçlarını iki kulak şeklinde topladı ve kurdeleli toklarını taktı.
-Hazırızzzz. (Onur)
Onur Aşkımı kucağına alıp son kez kontrol etti ve ardından kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında ise herkes elindeki konfeti düdüğü üfleyip bağırdı.
-İYİ Kİ DOĞDUN AŞKIM.
Devam edecek.....
Ay çok sinir bozucu bir yerde bitirdim gibi olduu.
Sizce Ege doğum günü hediyesi olarak ne aldı?
Aranızdan biri aslınsa biliyor. O balımın fikriydi diyebiliriz. Balım sen sessizce tahminleri oku ve sakin söylemeee 🤍🤍. Sonraki bölümde zaten herkes görecek.
Hadi herkes doğum gününü yazsın.✨✨
Hepiniz iyi ki varsınızzz✨✨Hepinizi çok çok seviyorum♥️♥️
Salıncak olayınıda unutmamıştım balım umarım istediğin gibi
olmuştur🤍🤍.
Kendinize iyi bakın ballarım🍯🤍