DİCLE

By -Freya_8-

240K 12.3K 2.8K

Siz: Bir dakika... Siz: Ben Zehra olmadığıma göre siz kimsiniz? 0588*******: Ne demek Zehra değilsin? Benim t... More

🌸1🌸
🌸2🌸
🌸3🌸
🌸4🌸
🌸5🌸
🌸6🌸
🌸7🌸
🌸8🌸
🌸9🌸
🌸11🌸
🌸12🌸
🌸13🌸
🌸14🌸
🌸15🌸
🌸16🌸
🌸17🌸
🌸18🌸
🌸19🌸
🌸20🌸
🌸21🌸
🌸22🌸
🌸23🌸
🌸24🌸
🌸25🌸
🌸26🌸
🌸27🌸
🌸28🌸
🌸29🌸
🌸30🌸
🌸31🌸
🌸32🌸
🌸33🌸
🌸34🌸
🌸35🌸
🌸36🌸

🌸10🌸

8.2K 485 72
By -Freya_8-

Selamın aleyküm!
Bölüm biraz geç geldiği için bekleyen herkesten özür dilerim. Sebebi bölümün sonunda.
Medyanın bölümle bir alakası yok ama ben yazarken dinledim ve güzel olduğunu düşünüyorum.
Neyse sizi daha fazla tutmadan iyi okumalar diliyorum.

💫

Annemin yanında otururken bir anda önümden kaybolan tabağımda takılı kaldı gözlerim.

"Getir kızım, sana biraz daha börek koyayım." Aysel Teyze tabağıma orta sehpada duran börek tabağından börek koymak üzereyken hemen atıldım.

"Hayır, teşekkür ederim." Öne atılarak tabağıma bir şey koymasını engellemeye çalıştım.

"Beğenmedin mi kızım? O zaman öbüründen koyayım."
"Hayır Aysel Teyze, ellerinize sağlık çok güzel olmuş ama ben o kadar yiyemem. Doydum." Aysel Teyze yani Zehra'nın annesi beni şöyle baştan aşağı bir süzdü.

"Zayıfsın ama kızım, biraz yesen bir şey olmaz."

Hah! O mu zayıf? Dua et de göbeğinin varlığını öğrenmesinler.

İç sesime hatırlatmak isterim ki ben kilolu değilim. Sadece diğer insanlar fazla zayıflar.

Tabağımı bir gayret aldım ve ortamdaki sohbete odaklandım.

"İşte bizimkiler de hep psikoloji okudular ama işte, atanmadılar."

(Açıkçası Psikologlar atanıyor mu, direkt işe mi başlıyorlar, ya da klinik mi açıyorlar pek bu konulara hakim değilim. Çok takılmayın lütfen.)

"Aman canım, olur inşallah bir gün."

"İnşallah." Kendi kendime mırıldanırken karşımda oturan Yağmur ile göz göze geldim. Gözleriyle bana Zehra'nın babaannesini gösterdiğinde kaşlarımı ne oluyor der gibi kaldırdım. Başımı Yağmur'un gösterdiği yere çevirip baktığımda beni çok ciddi bir şekilde izleyen Sultan nine ile karşılaştım. Beni izliyor arada bir de onaylar gibi başını sallıyordu. Önünde bulunan sehpaya baktığımda çayının bittiğini fark ettim. Yağmur'a beni takip et bakışlarımı attım. O da yanındaki Esra'yı dürttü.

"Sultan Nine, çayınızı tazeleyeyim." Yerimden kalkıp çay bardağını aldım ve Aysel teyzenin elindekini de. Esra da diğer boşları alınca Yağmur da ben bir su alayım bahanesiyle mutfağa kaçtık.

Elimdeki bardakları tezgaha bıraktım ve Arkamdan gelen kızlara döndüm.

"Niye çağırdın kız bizi?" Esra bana bakarkenona omuz silktim.

"Öylesine, ben telefona bakarken sen çayları doldur diye." Esra bana burnunu kırıştırıp bakarken ben de telefonuma bildirim gelmiş mi diye kontrol ettim.

Ondan mesaj gelmiş mi diye baktım demiyor da...

Hiç de bile, demeyi çok isterdim ama iç sesim bir yerde haklıydı. Ama günaha girdiğimin farkındaydım. Bunu istemiyordum. Artık kendimle ilgili bir karara varmalı ve günaha girmekten kurtulmalıydım.

Telefonu elbisenin cebine bıraktım ve çayları doldurup içeri götürdüm.

Çayları servis ettikten sonra tekrar yerime annemin yanına oturdum.

"Kaç yaşındasın kızım?" Sultan Ninenin bana bakan gözlerine karşılık gülümsedim ve cevapladım.

"23 yaşındayım."

Başını salladı ve önüne döndü.

"Kaç kardeşsiniz kızım siz?" Aysel Teyze sormuştu bu sefer.

"2 kardeşiz, abim ve ben." O da önüne dönerken ben de anneme kısa bir bakış attım.

Bakışlarım 'neden bana soru soruyorlar?' İçerikliydi ama annem 'ne diyon gız?' Temalı bakışlarını eksiksiz yüzüme dikti. Ben de ondan ümidi kesip önüme döndüm ve telefonumdan gelen mesaj ile oraya döndüm. Önce WhatsApp'tan gelen abim ve kuzenlerimin ile olan grubumuzun mesajlarına bakıp hızlıca cevapladım. Sonra ise beklediğim ama kendime beklediğimi bir türlü itiraf edemediğim o mesajın geldiğini gördüm. Ama bakmak yerine kapattım ve Aysel teyze ile kendi öz Teyzem arasında dönen muhabbete odaklandım.

"Bu model çok kolay, işte çiçeklerini yapması biraz zor ama o da o kadar önemli değil."

"Ben bunu yapabilir miyim ki acaba, biraz yapayım diyorum. Zehra'nın çeyizine koyardık."

"Yaparsın kız! Senin elindeki model bundan daha zor."

O mesaja bakmaman ve insanları dinliyormuş gibi yapman senin o mesajı beklediğini ve meraktan öldüğün gerçeğini değiştirmez Dicle.

Neden bu kadar mantıklı konuşuyordu?

Ah, herzaman bebeğim!

Şaka maka şu an meraktan çatlıyordum. Yalana gerek yok yani.

Ağzıma attığım börek bir anda boğazıma kaçıverince öksürmeye başladım. Annemgil hemen bana bakarlarken kendimi biraz toparladım ve öksürmekten dolayı pürüzlü çıkan sesimle konuştum.

"Ben bir su içip geleyim." Mutfağa doğru geçtim ve dolaptan aldığım bardağa su doldurdum ve mutfak masasının sandalyelerinden birine oturdum. Yavaş ve sakin bir şekilde suyumu yudumluyordum ki kapı zilinin çalması, o kapının açılması ve içeri bir erkek sesinin dolması ile kaşlarımı çattım. Kapıya yönelip ne olduğunu anlamaya çalışırken içeri birden giren uzun boylu ve iri yapıda olan adam ile ne yapacağımı birden şaşırıp öylece bakakaldım. Kahverengi gür ve dağınık dalgalı saçları ve aynı tonda gözlere sahipti. Kirli sakalları, yüzünde tam duran bir burnu vardı.

Ne yapıyorsun Dicle! Allah'tan kork! Günah.

Başımı hızla önüme eğdim ve bardağımı bırakıp çıkmaya yeltendim fakat kalın ve bir o kadar da nazik sesi duyana kadar,

"Kusura bakmayın ben bir anda girdim. Siz oturun lütfen." Hızla mutfaktan çıktı ve kapıyı da arkasından kapattı.

Kapının camlı kısmına yansıyan görüntülere göre hala oradaydı. Bir anda başka birinin görüntüsü de belirdi.

"Fırat abi! Ne dikiliyorsun orada, madem dosyanın almaya geldin mutfaktan bir şeyler ye de öyle git." Bu Zehra'ydı

"Hayır, teşekkürler. Ben aç değilim. Alayım dosyayı." Elini uzatıp bulanık görüntüden mavi bir dosya aldığını gördüm.

"Az önce açım dedin."

"Artık değilim." Daha sonra iki siluet de kayboldu.

Bu neydi şimdi? Ya da ne yaşadık biz az önce?

Öylece bakarken bir anda bir düşünce dank etti.

Ben rahat rahat suyumu içeyim diye aç olmasına rağmen yemek yemeden mi gitti o?

Demek hala böyle erkekler var. Şoklardayım şu an.

Ben de iç ses.

《•》

Şalımı çıkartıp masamın üstüne top gibi yapıp attım. Üzerimdeki elbiseyi de çıkardıktan sonra portakal desenli pijamalarımı giydim. Saçlarımı da tokadan kurtarıp ellerimle dağıttım. Onları tarayıp gevşek bir örgü yaptıktan sonra yatağıma sırt üstü attım kendimi.

Hafif sorgu havası verse de güzel geçmişti günüm. Telefonumu almak üzere iken kapım çalındı. Ben de yattığım yerde hafif toparladım ve "Gelebilirsin!"  komutunu verdim. Kapı açıldı ve arkasından abim göründü.

"Geldin bari insan bir abisine selam verir." Kendi kendine söylenip odama girerken ben de sadece yorgun gözlerle onu izledim.

"Selamın aleyküm abi."

"Aleyküm Selam. Çok erken oldu ya!" Yanıma geldi ve beni eliyle itekledi.

"Az kay kız, ben de yanına yatayım." Kenara kayınca abim de yanıma uzandı ve örgümün ucunu eline alıp uğraşmaya başladı.

"Nasıl geçti günün?" Esnemekten ağzımı zor kapatsam da ona cevap verdim.

"Güzel ama yorucu. O kadar kadının yanında sohbet dinlemek zor oluyor. Başım ağrıdı biraz."

"Anlıyorum." Abim bir profesyonel edasıyla başını aşağı yukarı salladı.

"Ee senin günün nasıl geçti abi?"
"Nasıl geçsin, iş güç işte." Ben de ona başımı salladım.

"Senin aşk meşk işleri nasıl gidiyor Kutay Bey?" Bunu dememle elini ağzıma kapatması bir oldu.

"Ne bağrıp duruyorsun kızım ya! Annemlere megafonla ilan et istersen!"

"Son ostorson nodon olmoson!" (Sen istersen neden olmasın)

Elini ağzıma kapattığı için boğuk ve bozuk bir sesle cevap verdim ona. Bir lafının altında kalır mıydım? Asla!

"Ben gidiyorum!" Abim elini ağzımdan çekti ve koşar adımlarla uzaklaştı.

Böyle konularda utangaç bir adamdı.

Ay yerim ya! Bu günleri de gördük ya çok şükür Allah'ıma!

Sen neden gururlu anneler gibi davranıyorsun anlamadım.

Telefonuma gelen mesaj sesi ile hemen telefonuma atıldım ve ondan geldiğini gördüm. Bu sefer dayanamadım ve her ne kadar içim el vermese de mesajları açtım.

isimbulamadım_48: Bence artık bir şeyleri düşünmenin zamanı geldi. Sence?

isimbulamadım_48: Mesajıma bakmadın, başına bir şey gelmediğini umuyorum.

Son mesajı şimdi atmıştı ben de kısa bir süre ne yazacağımı  düşündüm. Bu olay artık fazla uzamıştı. Adamın nasıl biri olduğunu bilmiyordum, onu tanımıyordum ve niyetindeki ciddiyet bana göre cesaretten yoksundu. Gerçi bir ciddiyet var mıydı o bile kesin değildi. Ama bu şeylerin en önünde çok önemli bir şey vardı.

Günahtı.

Ben iki mutlu olacağım, heyecanlanacağım, kalbim hızlı atacak diye Allah'ın emirlerini çiğneyemezdim. O yüzden bu sefer bu işi bitirmek için atacağım son hamlesi attım ve bu iş bitti. Benim kafamda.

çeliker_dicle8: Eğer bir gün cesurca karşıma çıkabilirsen, günaha girmeden bir yol bulursan ve Allah'ın emrettiği yoldan bildirirsen o zaman ciddi bir şekilde bir cevap düşünebilirim. Allah'a emanet ol ve bana bir daha yazma.

💫
01.08.2023

Bölüm biraz geç geldiği için bekleyen herkesten özür dilerim.

Bölümün geç gelmesi bazı sağlık problemlerim ve ilham gelmemesinden kaynaklı. Ayrıca beni üzen başka bir şeyden de dolayı.

Geçen bölüm 1k olmamın heyecanıyla hemen bir bölüm attım. Ama normalde olan bölümlere göre hem daha az oy aldı hem daha az yorum aldı. Ve açıkçası bu benim motivasyonumu düşürdü.

Ben sizi bekletmemek için yapabildiğim en hızlı şekilde bölümleri atmaya çalışıyorum ve sizden de beğendiğinizi ya da beğenmediğiniz yerleri belirtmenizi bekliyorum. Yorumlarınız ve oylarınız benim için çok önemli.

Bölümü nasıl buldunuz?

Karakterler hakkındaki fikirleriniz?

Kitabın gidişatı hakkındaki fikirleriniz?

Okuyan herkese şimdiden teşekkür ediyorum.

Kendinize iyi bakmanız dileğiyle Allah'a emanet olun!
👋✨️🌇

Continue Reading

You'll Also Like

2.4M 126K 75
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini ke...
28.4K 3.5K 57
Bilinmeyen numara| Neclaaa Siz| Ne var lan Bilinmeyen numara| Yan sınıftaki Begümün hoşlandığı biri var mı Siz| Bilmiyom kereviz sapı Bilinmeyen numa...
KOMUTAN By bsaa

Teen Fiction

29K 573 34
"Ben seni sadece bir dakikalığına değil ömrümün sonuna kadar kahraman olarak bileceğim."
leylâ By 📚

Spiritual

35.4K 2.9K 48
Yüreğine kazıdığı bir sızıydı o adam. Her geçen gün canı bir öncekinden daha çok yansa da, her gece başını yastığa koyduğunda gece karası gözlerinden...