Ve Bir Italiano(+18)

Av LaviniaG4

2.3M 73.2K 18.1K

İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürüklene... Mer

~9123~
~2222~
~5858~
~6727~
Huzursuzluk
~4444~
Başlangıç(+18)
~4589~(+18)
~1~
~8888~
~8989~
~3131~
~2626~
~3131~
Sınırlar
~7878~
~01~
~067~
~2189~
~3131~
~2626~
~3131~
~Yakıcı sır~(+18)
Eski bir yalan
~933~
~8989~
Olağanüstü bir gün
~3~
~~8755~~
~2898~
Çerez bölüm
~4548(+18)~
35
0167
~5678~
~~Ölüm~~
~~40 [+18]~~
~4101~
~7~
~5678~
~~44~~
~1598~(+18)
~6689~
Çerez bölüm
48
~~4918~~
Hisler
52
53
2. Sezon
7
~~8597~~
Bilgilendirme
58
59
60

~7777~

59.1K 1.9K 1K
Av LaviniaG4

Kadın şaka maka valize eşya dolduruyor. Nasıl böyle kabullenebilir. Hak var Hukuk var.

"Ne yapıyorsun anne delirdin mi sen!"

"Ben gidiyorum sen kalıyorsun Arya!"

"YOK YA!" Dedim dalga geçerek.

"BENDE GELİYORUM!"

"ARYA!"

"YETER!" Dedim sinirle.

"Tek nereye gidiyorsun sen! Bende geliyorum!"

Oflamaya başladığında bana laf anlatamayacağını fark etti. Bir koruma buraya gelip acele etmemizi söylediğinde valizi açtığım gibi içine her şeyi doldurdum. Hatta koruma taşıyamasın diye ekstra kitap bile koydum. Koruma tek seferde valizimi kaldırdığında yüzümü buruşturdum.

"Ne olursa olsun. Başımıza bir şey gelecekse bile benim başıma gelecek tamam mı Arya! Benim yüzümden şu an gitmek zorundaysak.. Benim yüzümden bu psikopat adam buradaysa.. Olan bana olacak." Ya he der gibi salladım başımı. Aşağı indiğimizde annem kapıyı kilitledi. Uzun siyah hırkam üstümdeydi. İtalyanın sonbaharı bir sıcak bir soğuk oluyor. Bende anlamadım.

Dört araba arka arkaya gidiyordu. Yarım saat boyunca annemle olabilecekler hakkında konuştuk. Emmaya durumu belli etmeden bir mesaj çekmiştim. İçimden bir ses bu adamda kötü bir şeyler olduğunu söylüyordu..

Hastaneye geldiğimizde Diavolo kapıyı açtı.

"Melisa Geliyor. Arya sen kalıyorsun." Dediği anda kaşlarım çatıldı. Çocuk muydum! Kapıyı açıp indim.

Bir koruma annemle ilerlerken Diavolo yanıma yürüdü sinirle.

"Üstün yanımıza yakışık kalmıyor! Arabaya bin!" Dedi.

Öfkeyle soludum.

"Seninde tipinde bizim  yanımıza yakışık kalmıyor! Git o zaman!"

Sakalını eliyle düzelttiği gibi soluğu dibimde verdi. Eğdiği kafasıyla adeta işledi sözleriyle aklımın içerisine.

"Benimle konuşurken kelimelerini seç Türk kızı. Pişman ederim."

Yutkundum.

"Cosimo!" Diye ses duydum. Diavolo geri çekildiğinde Gabriel'i gördüm.

"Burada ne arıyorsun?" Şüpheyle sormuştu.

"İşine bak Gabriel." Dediğinde Gabrielin bakışları beni buldu.

"Bu kızla ne işin var?"

"Sana seni ilgilendirmez dedim Gabriel! Babanın yanına dön!"

"Adam yoğun bakımda nereye gideyim!" Dedi sinirle.Kollarını iki yana açıp indirmişti.

"İyi sen bilirsin." Dedi Diavolo.

"Al kardeşinle tanış." Beni işaret etti. kısa bir bakışma yaşandı.

"Baban anlaşmalı evlilik yapmış. Nedenini bende bilmiyorum. Uyanırsa öğreneceğiz. Ve buda sevgili kardeşin."

Gabriel ben? Ben ve gabriel?

"Ona dokunmayacaksın." Dedi gabriel bir adım atıp.

Diavolo güldü.

"Kimle konuştuğuna dikkat et Gabriel. Bem Tommy'a  benzemem." Dediği anda Gabriel gerilen omuzlarıyla bana baktı. Aynı boydalar diyemezdim Diavolo  biraz daha uzundu ve  biraz daha kalıplıydı sadece. Beni baştan aşağı süzdü Gabriel.

"Arabaya binsen iyi olacak." Kaşlarımı çattım ve daha fazla uğraşmadan arabaya bindim. Kısa bir saniye Diavoloya baktığımda sinirli olduğunu gördüm. Onun sözünü dinlemeyecektim tabii ki de.

...

Tam içim geçti uyuyacaktım ki kapı birden açıldı. Hafiften sıçradığımda açılan kapıya baktım. Gabriel bindi arabaya. Hızla nefes alıp veriyordu. Ön koltuğa Diavolo bindi.

"Annem nerede?" Dediğimde Gabriel bana baktı kararmış gözleriyle.

"Babamın yanında kalacak. Biz gidiyoruz." Dediğinde şaşırdım.

"Evinde mi kalacaksın Gabriel ? Yoksa sevgilin Emma seni evinde mi bekliyor? Ya da  villaya mı direkt." Dediğinde Önce algılayamadım. Diavolo Gabrieli sinir etmişe benziyordu. İtalyada Tek Emma benim arkadaşım olan değildir herhalde.

"Emma mı?" Anlamayarak sordum. benim arkadaşım emma mı?  Gabriel, Diavoloya öfkeyle baktı.

"Bravo sana." Dediğinde Gabriel'e döndüm.

"Emmayla sevgili misiniz?" Dediğimde

"Üzülmüşe benziyorsun Türk kızı."Dedi Diavolo çenesini sıvazlarken.

"Şaşırdım!" Dedim sinirle.

Amam emma hep bana kötülemişti onları. Ve Gabriel farklı yaklaşmıştı- Elimle yüzümü sıvazladım. Türkiyenin gözünü seveyim. Maksimim yolda kekolar önümü kesip elli kuruş ister. Şuraya bak organizenin içine düştüm resmen!

"Eve." Demekle yetindi Gabriel.

Yanımda sözde üvey kardeşim önümde onun kuzeni! Şaka mıydı bu durum. İtalya güzel bahçeleri olan tatlı bir ülke olmalıydı! Ah aklıma sıçayım!

"Annem de gelecek!" Dediğimde

"Sür." Dedi Diavolo. Avcumu sıktım.

Araba hareketlendi ve annem orada kaldı. Umarı organlarım yerinde kalır.

"Biri bana artık açıklasın şu durumu!" Dediğimde Gabriel sakince bana baktı.

"İlk seni gördüğümde bir bok yiyeceğini anlamıştım." Dedi aynı sakinlikle.

"Yaptığın saçmalığı hala unutmadım bil." Derince baktım.

"Ne saçmalığı." Dedim anlamıyor gibi.

"Bir daha sarhoş olacak kadar içmezsen, hatırlarsın..."

Beynimi zorlasam da bir şey çıkmadı. Bir şey mi yapmıştım?

Kimse bir şey anlatmadı ve ben yine öfkemle susmak zorunda kaldım.

...

Villa demişti ama saray gibi bir şeyin önünde durmuştuk.. Okula çok uzaktı. Yaklaşık bir saat. Oda arabayla. Gabrieli eve bıraktıktan sonra derin bir sessizlik oluşmuştu. Gerçi Gabriel varken de sessizdi ama..

"Neden buradayız. ne kadar tutmayı planlıyorsun. Ve annem ne zaman gelecek!" Art arda sordum soruları. Bana tip tip baktıktan sonra yargılar gibi konuştu.

"Üç yaşında çocuk gibi anneni sormayı kes."

"Amcam ne zaman uyanırsa o zaman gidersiniz. Kestirip attı. Demir büyük kapıdan evin içine girer girmez iki aşçı kıyafetli adam dikildi.

"Aç mısınız Diavolo Bey?"

"Hayır. yeterince iştahım kapandı." Kafasıyla beni işaret ettiğinde adamlar bana baktı.

"Tokum." Dedim huysuz huysuz.

Birisi valizimi yukarı çıkartıyordu.

"Ne diye evinde kalıyoruz!"

"Amcamda benimle yaşıyor ve burası onunda evi. Üvey babacığını çok seviyormuş gibi görünmen için Türk kızı!" Yavaş yavaş yükselmişti sesi. Tip tip baktım.

"Arya benim adım! "

Aldırmadan yürümeye devam etti. Peşinden gidip durdurdum.

"Neden Diavolo olduğunu gizlememi istedin."

"İstemedim."

"Gözlerinden okudum anneme söyleseydim ikimizi de öldürecektin."

"Evet." Dediğinde şaşırmıştım.

"Beni şu an niye öldürmüyorsun?"

"Uslu bir kıza benziyorsun da ondan"

"Kardeşim çocuk muyum ben!" Bunu türkçe söylediğimde kaşlarını çattı.

"Benim dilimde konuş!" Dedi üstüne bastıra bastıra.

"Sikeyim senin dilini!" Bunu da türkçe söylediğimde sırtımı merdivenlerin demirine ittirip eğildi. Biraz fazla yakındı sanki?

"Annen seni hiç itaatkar yetiştirmemiş. Cesaretini yut Türk kızı. Bakmam gözünün yaşına.Seni de annenide silerim."

"Nereden öğrendin böyle şairane konuşmayı?" Alayla sorduğum cümlem bittiği anda burnumun dibinde soluk verdi. Eli çenemi kavrayıp havaya kaldırdığında ittirsem de yerinden milim kıpırdamadı.

"Benim sinirlerim hassastır Türk kızı. Biraz daha bozarsan-"

"Öldür!" Dedim tek seferde.

"Biz türklerde deli cesareti var bilir misin!" Bağırdım.

"SİKERİM SENİN İTAATİNİ!"

Bu gün kaçıncı küfürdü bu böyle. Bozdular beni.

Boğazımı sıkmasını bile beklerdim ama şeytani sırıtışla geri çekilmesini asla. Bir kaç adım uzaklaşıp çenesini sıvazladı. Beni baştan aşağı bir kez süzdü.Bu şortu bir daha giymeyeğim!

"Sen buradan zor çıkarsın." Dediğinde yüzüm mimiksiz kaldı.

"O da ne demek?" Merdivenlerden yürüyüp yukarı çıktı.

"SANA SORU SORDUM!" Bağırsam da merdivenleri çıkmaya devam etti. Şeytan diyor kır kafasını karpuz gibi yar ikiye!

Bir koruma onu takip etmemi söylediğinde peşinden gittim. Çantam arabada kalmıştı! Beynime tüküreyim.

"Çantam arabada-" Çantamı bana uzattığında buna da şaşırmadım. Odamı gösterdi ve gitti.Çantayı yatağa fırlatıp çığlık atmamak için zor durdum. Sinirlerim alt üst olmuştu! Ve hala üstümde bu lanet olası pijamalar vardı. Hırkayı çıkartıp yere fırlattım. Yatağa kendimi atıp telefonu açtım. Emma'yı yarın arardım. Anneme mesaj attım ama çevrimdışıydı. Telefonunu almış olsalar gerek.. Oflayarak kapısı açık olan banyoya gittim. Ama önce kendi odamın kapısını kilitledim. Saçma salak ağlama krizlerine girersem buradan zor çıkarım. Bu adam beni çubuk kraker gibi yer.

...

Sabah altıya geliyorken uyandım. Telefona baktım. Annemden hala bir haber yoktu. Polisi bir kaç kez aramayı düşünüp annemin sağlığı için bundan vazgeçtim. Duş alıp altıma deri kısa etek üstüme siyah gömlek giydim.  Oldukça dekolteli bir gömlekti. Birde kilotlu çorap giymiştim ama onu sonradan çıkarttım. Siyah sporlarımı giymiştim. Tek çantam dün çıkmadan omzuma taktığım siyah çantaydı. Onun içinde küçük bir makyaj çantam daha vardı. Hep yanımda taşıdığım yedeklerim. Bunun için kendimi ödüllendirmeyi yazdım aklımın kenarına. Onları kullandım. Saçımı elimle düzelttim. İlk görüme her zaman kalıcı olur. Odadan çıktım. Bu gün Üniversite görüşmem vardı ve en fazla bu kadar şık olabiliyordum. Beni olgun görmeleri gerekiyordu. Geldiğim yönden merdivenlere yöneldiğimde ardımdan bir kapı açıldı. Diavolo gömleğinin düğmelerini ilikleyerek yürürken bana baktı. Gömleğine geri döndü sonra çatık kaşlarla kafasını kaldırıp beni süzdü.

"Nereye?"

"Üniversite görüşmem var. Gidiyorum."

"Sana buradan çıkmayacağını söylemiştim."

"Ha ben seni ciddiye almadığım için onu da almamışımdır. "

Yürümek için döndüğümde sözleri beni durdurdu.

"Altı yüz yetmiş iki kişilik bir güvenlik duvarını geçebileceğini mi sanıyorsun Türk kızı?"

Yutkundum.

"Bak." Dedim adım atarak.

"Bu görüşme benim için önemli ve gitmem lazım. Tamam?" Kafasını iki yana salladı.

"Tamam değil."

Sinirleniyordum.

"Aptal değilim! Nasıl boklar yediklerinizi biliyorum. Polise gidecek ya da herhangi bir şey yapacak değilim. Yalnızca üniversite ile konuşup döneceğim."

Yine kafasını iki yana salladı.

"Hayatım hakkında karar verebileceğini mi sanıyorsun sen!" Sesimi yükselttiğimde karşıma dikildi. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

"Bana sesini yükseltme." Tehlikeli ses tonu ürpermeme sebep olsa da nefesimi tuttum ve karşı koydum.

"Sence saçma bir evlilik yüzünden mi buradasın? Yüzümü gördün ve seni öldürüp öldürmeyeceğime bu bahaneyle karar veriyorum." Korkmuş olabilirim.

"YÜZÜNÜ BİR ÇOK KİŞİ GÖRÜYOR!"

"Ama beni Cosimo sanıyorlar. Annen'in yanında asıl ismimi söylemezsen canınız için iyi olur."

"SEN GÖSTERDİN BANA YÜZÜNÜ! BEN İSTEMEDİM! SEN ÇIKTIN KARŞIMA! İTİRAZ ETSEYDİN İNANIRDIM ZATEN! NE DEMEK KİMSE BİLMİYOR YÜZÜNÜ YA! OYUN MU BU!" Oldukça bağırmıştım.Hatta boğazım acımıştı ama Diavolo atak bile yapmadı.

"Sevimli bir üvey evlat olduğunun belirtisini göstermek için buradasın ve bende bu bahaneyle kimliğimi bilen bu küçük kızın ne kadar güvenilir olduğunu araştırıyorum. Söyle bana" Dedi Burnumun dibinde nefes verirken.

"Beni birisine söyledin mi!? Kimliğimi birisine Söyledin mi!"

"BANA YÜZÜNÜ SEN GÖSTERDİN!"

"SÖYLEDİN Mİ!" Dedi aynı şekilde bağırarak.

"HAYIR LANET OLASI HAYIR! SÖYLEMEDİM! Rahat bırak beni. Döneceğim diyorum niye anlamıyorsun! Annemin başı dertte zaten. Farkındayım her şeyin. Bırak!" Belimi sımsıkı tuttuğunu yeni fark ediyordum. Karnım karıncalanmaya başlamıştı. Hiç normal bir reaksyon değildi. 

"Cosimo."

"Gabrielle, sen sarhoşken ne oldu?" Beklemediğim soruyla afalladım.

"Hatırlamıyorum Diavolo bırak beni." Bedenine daha da bastırdı.

"Zorla aklını." Emir verir gibi söylemişti.

"HATIRLAMIYORUM! HEM SANANE!" Asla çekilmiyordu.

"Hatırlarsan sana bir araba veririm ve onunla üniversiteye gidip gelirsin." Dediğinde durdum. çırpınmayı bıraktım ve suyuna gitmem gerektiğini fark ettim.

"Öptüm." Dedim yalan atıp.

"Sarhoştum ve öptüm oldu mu!"

Milim bile kıpırdamadı.

"Duygusuz bir öpücüktü o kadar!"

Kaşları çatıldı.

"Kanıtla." Dedi tek nefeste.

"Neyi?"

"Duygusuz bir öpücük olduğunu." Gözleri karanlığın en koyu tonuydu. İtiraz edecektim ama etsemde bir şey fark etmeyecekti eminim.

"Seni öpmemi istiyorsun." Dedim çatık kaşlarla. Nefesi tenimi yakıyordu.

"Hayır senden duygusuzluğunu kanıtlamanı istiyorum."

Başım döndü. Avuç içlerim çoktan terlemişti bile

"Diavolo." Dedim itiraz etmek için ama oldukça kararlıydı.

"Suyuma gitmen gerek Türk kızı. Bu koca binanın zindana dönmesini istemiyorsan.." Bunu yapacağım için kendime bin bir türlü küfür savurdum. Şu an teslim olmuş sayılacaktım ama yapmazsam bir dönem zaten bildiğim dersleri öğrenerek zaman kaybedecektim.

Titrek bir nefes verdiğimde aramızdaki mesafe bir santim kadardı. Karnım karıncalanıyor. Aklım bulanıyordu.. Hala bana bakıyordu. Ellerim göğsünde itmemek için zor direniyorken gözlerimi kapatıp bir milimlik mesafeyi sıfıra çektim.
Kasıklarım sızlamıştı. Ah buda hiç normal bir tepki değildi!

Dudaklarımı öylece tutarken geri çekilmek için hareketlendiğimde dudaklarını aralayıp alt dudağımı iki dudağının arasına aldı. Gözlerimi açarsam telsim olduğumu anlar diye açamıyordum. Büyük bir açlıkla dudaklarını oynattığında beynim yok oldu ve kasığımdaki sızı beni yönetti. Ellerim ensesine ve saçına uzandığında biraz daha aşağı eğdim. Bacağımdaki sıcak parmaklar dengemi bozuyordu. Bir kaç adım ileri yürüdüğünde duvarla arasında kalmıştım. Tüm bedeni bana yaslıydı. Alt dudağımı dişlerinin arasına alıp sertçe ısırdığında beklemediğim bir anda inledim. Hatasını telafi etmek adına emdi alt dudağımı. Aynısını ona yaptığımda sanırım biraz fazla serttim ki metal tat ağzıma geldi ve ensemdeki eli hareketlendi. Bacağımdaki elinin kalçamda olduğunu yeni fark ediyordum. Bedenim titriyor, yanıyor reaksiyon gösteriyordu. Kalçamı sıktırdığında bir kez daha başım döndü. Gözlerimi zoraki aralayıp baktığımda gözlerindeki aruzuyu bir saniye görebilmiştim. Elektrik almış gibi geri çekildi. Biraz nefes nefese bekledi.

"Bak." Dedim sakince. Elimle taşan parlatıcıyı toparlamaya çalıştım.

"Tamamen duygusuzcaydı.."

Fortsett å les

You'll Also Like

Peyda Av Herkes Yalan

Ungdomsfiksjon

716K 48.3K 32
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
•KARA• Av Esma

Ungdomsfiksjon

341 57 3
Mihra ailesinden kaçmak isterken kendini bir mafya liderinin elinde bulur. Kapkaranlık bir gecede bir ormanda Kara sayesinde hayatları birleşir... Ka...
294K 37.1K 47
aynı üniversiteden hukuk ve uluslararası ilişkiler bölüm birincileri olarak mezun olan minho ile jisung, aynı şirkette işe girer. • texting | minsung...
60K 2.7K 29
Bir insan, bir şeytana aşık olabilir miydi? Olursa bu aşk yaşanabilir miydi? Hayır!! Ya sende şeytan olursun, ya da aşkın olan şeytan'dan olursun!!!