Element Kraliçesi

By Edaamc

783 39 27

İşte beklenen an geldi!Element Prensesi'nin ikinci kitabı Element Kraliçesi!Beklettiysem özür dilerim.Konuya... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
Günlük-1
Günlük-2
Günlük-3
Günlük-4
Günlük-5
Günlük-6
Günlük-7
Günlük-8
20.Bölüm
Final-1
Final-2
Teşekkürler

8.Bölüm

17 1 0
By Edaamc

Addison Pearl
   Uyandığım kabusla gözlerimden yaşlar akmaya başladı.Chris'le öpüşüyordum,sonra üst kattan Alex indi ve bizi gördüğünde şaşırıp ne olduğunu sorduğunda ona sinirle cevap vermiştim.Ama sorun şu ki bedenimi kontrol edemiyordum.Alex bağırıp çağırmaya,beni çok sevdiğini söylemeye başladı.Bedenimin kontrolü yavaş yavaş yerine geldi,ardından Alex çekip bana sarıldı ve tüm olanları anlatmaya başladı.Gözlerim dolmuştu.Sonra Chris beni çekip önce bana,sonrada kendisine hançer sapladı lakin Chris ortadan kaybolurken ben acı çığlıklar içinde yere yığılıyordum.Artık kontrol tamamen bendeydi,Alex telaşla yanıma çömeldi.Ona neden bizi bıraktığını sordum,neden yaptığını sordum,gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu,Alex benden çokça kez bağırıp çağırarak özür diledi ama o sırada benim gözlerim kapanmıştı.

    Ve işin ilginç kısmı benim bu rüyayı en ince ayrıntısına kadar hatırlıyor olmamdı.Acaba gerçek miydi?Mantığım harekete geçti,"Bu imkansız,Chris'i öldürmüştük."haklıydı.Yani Alex'in dedikleri de gerçek değildi.Bunun verdiği hüzünle daha çok ağladım.Ama sadece çok gerçekçiydi.Acaba Chris gerçek değilse bile Alex gerçek olabilir mi?Lütfen gerçek olsun çünkü buna çok ama çok ihtiyacım var.İç sesim"Biliyordum!Alex'i özlüyoruz Addie.Ama onu affetme konusunda hala kararsızım."Mantığım,"Bana kalırsa şu anlık bir şey yapmamalıyız.Savaştan sonra onu bulup -belki birkaç tokattan sonra- onunla medeni bir şekilde konuşalım."İkisine de katılıyorum.Çadırın fermuarını açıp dışarıya baktığımda saatin 4.30 civarı olduğu belli oluyordu.Bu kabustan sonra uyuyamayacağımı bildiğimden Lena ve David'e bir nota dolaşmaya çıkacağımı söyleyip yanıma haritamı,suyumu,yiyeceğimi ve ne olur ne olmaz diye çantama attığım kelebek bıçağımı yanıma aldım ve çıktım.Sabah ayazı vücudumu titretirken ilerledim.Kafamı dağıtmaya,biraz da olanları düşünüp ağlamaya ihtiyacım var...

   İlerlerken arkamdan bir çıtırtı sesinin gelmesiyle kelebek bıçağımı çektim.Baktığımda ise yerde karanlığın içinde parıl parıl parlayan iki kobalt mavisi nokta gördüm ve birkaç adım uzaklaşınca birkaç tatlı mırıldanış eşliğinde yanıma geldiğinde dikkatlice eğilip parmağımın ucunda aydınlatma amaçlı küçük bir ateş yaktım.Eğilip daha dikkatli baktığımda gözlerime inanamadım.Bu küçük bir tavşandı.Onu diğer tavşanlardan ayıran en büyük özelliği ise kafasında küçük,tatlı,hafif yosun tutmuş boynuzları,upuzun bir kuyruğu,bembeyaz kürkü ve küçük kanatları olmasıydı.Parmağımda oluşturduğum ateşten korkup küçük bir viyaklamaya arkaya kaçarken parmağımdaki ateşi söndürdüm.Sonra
—S-sen n-ne t-tatl-lı ş-şey-ysin ö-öyl-le.
dediğimde mavi kobalt renkli gözler hafif yana eğildiğinde başını yana eğdiğini anladım.Ardından mavilikler bana daha da yaklaştı ve hızla yükseldi.Omzumda hissettiğim ağırlıkla biraz irkildim ve başımı yana çevirdiğimde beni mavi noktalar karşıladı.Elimi omzuma attığımda sert bir şeylere çarpmamla onun boynuzları olduğunu anlamam çok geç sürmedi.Boynuzuna dokunmamdan hoşlanmamış olacak ki kısık sesli bir tıslama çıkardı.Ona
—S-sor-run y-yok.K-kaf-fan-nı o-ok-kşam-mak i-ist-tem-mişt-tim.
dedim.Ve bu tatlı yaratık kafasını yanağıma sürterken gülümsedim.

       Hava hafifçe aydınlanmaya başlamıştı.Omzumdaki tatlı yaratıkla kamp alanına ilerlerken yine izleniyormuş hissine kapılınca hızla arkama döndüm lakin yine bir sonuç yoktu.Biraz daha hızlandım,ileriden sönmüş ateşin dumanları gelmeye başladığında koşmaya başladım.Koşmamla omzumdaki küçük yaratık ani hızımla geriye fırladı,yere düşmeden kanatlarını açarak benim hızıma yetişebildi.Kamp alanına girdiğimizde Lena ve David'in yeni kalkmış olduğunu görmemle gülümseyip daha da hızlı koştum.Onlar da beni gördüğünde
—Addie,neredeydin?
dedi Lena.Arkamdan uçarak gelip omzuma konan ve hala isim vermediğim tavşan gelip tatlı sesler çıkartınca Lena
—Addie!Bu tatlı şeyi nereden buldun?Bizim olsun mu lütfen!
onun 5 yaşındaki çocuk haline kıkırdayıp zihnimden
—Zaten ayrılmıyor ki bizden.Etrafı aramak için çıkmıştım sonra onu gördüm.O zamandan beri omzumda.
dediğimde David
—İsmini ne koyalım? Gözleri kobalt mavisi.Bence Kobalt olsun ismi!
Lena David'e gülümseyip
—Çok güzel oldu!Yeni üyemiz Kobalt!
ben onların bu heyecanlı hallerine gülümserken Kobalt uçup Lena'nın önünde yere kondu ve başını eğdi.Onun bu hareketine anlam veremezken Lena
—Baksana hayvancağız nasıl da yorulmuş.
dedi ve Kobalt'ı avucuna alıp küçük bel çantasına yerleştirdi.Kobalt halinden memnun bir şekilde mırıldanıp kıvrandı kendi halince. David
—Hadi yola çıkalım.Zaman kaybetmemeliyiz.
dediğinde ikimizde başımızla onaylayıp ormanda bir kez daha yürümeye başladık.

    —Lena!Önden koşturma güzelim!Bak yine bir şey olcak!
David'in bağırmasıyla Lena durdu ve gülümseyip
—En fazla ne olabilir ki aşkım?
dedi ve ayağını atmasıyla bir kayış sesi geldi.Göz açıp kapayıncaya kadar kendimizi havada üç farklı ağa asılmış bir şekilde bulduk.Dehşetle
—N-nel-ler o-ol-luy-yor!
dediğimde Lena
—Bilmiyorum!
dedi.
—Siz kimsiz?
Aşağıdan gelen sesle bakışlarımız aşağıya kaydı.Yüzü örtülüydü.Elinde kalınca bir halat tutuyordu.David
—Asıl sen kimsin?İndir bizi!
dedi.Gizemli kız
—Kim olduğunuzu söylemeden sizi indirmeyeceğim.
dediğinde zihnimden
—Ben Addison Pearl,Elementka tahtının son varisi.Bunlar da arkadaşlarım David ve Lena.Şimdi lütfen bizi indirir misin?
dediğimde kız bizi yavaşça indirdi ve önüme geçip
—Kanıtla.
dediğinde Geri çekildim,bulunduğumuz yer kurak ve verimsizdi.Elimi yere koyduğumda elim ve çevresi yeşillenmeye,çiçekler açmaya başladı.Ardından elimle küçük bir bulut yapıp yağmur yağdırdım.Buluttan yağan yağmurları alıp bir elimde küçük bir küre yaparken diğer elimde ateş topu oluşturdum.Ellerimi birbirine çarpınca iki zıt küre birbirine çarpıştı ve cızlama eşliğinde yok oldular.Gizemli kız hızla önümde eğildi ve
—Affedin majesteleri,siz olduğunuzu anlayamadım.
dediğinde zihnimden
—Sorun yok,bizi elf krallığına götürebilir misin?
diye sorduğumda başıyla beni onayladı.Ardından pelerinini çıkardı ve yüzü gözükmüş oldu.Tabi upuzun elf kulaklarını da öyle.Kızın gözleri maviyle su yeşili arasında gidip geliyordu.Saçları ise gece mavisiydi.Kız gerçekten çok güzeldi.Lena benden önce davrandı ve
—Aman tanrım çok güzelsin,neden yüzünü saklıyorsun ki?
dediğinde kız utançla başını eğip
—Teşekkürler,siz de çok güzelsiniz.
dedi.Sonra kaşları çatıldı ve bir David'e,bir de Lena'ya bakmasıyla Lena rahatsı zoldu ve David'in kolları arasına girdi.David bu duruma kıkırdayıp Lena'nın yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve
—Vakit kaybetmeyelim o zaman.
dedi ve önden yürümeye başladılar.Elfin yanına yaklaşıp zihnimden
—Adın nedir bakalım?
diye sorduğumda
—Sage efendim.
dedi.Ona gülümserken bana
—Bu  patavatsızlığımı mağdur görün efendim lakin onlar arkadaşlarınız mı?
dediğinde Lena ve David'den bahsetttiğini anladım.Başımı olumlu anlamda sallayıp zihnimden
—Evet,onlar arkadaşlarım.Sevgililer.Bir sorun mu var?
diye sorduğumda telaşla kafasını olumsuz anlamda sallayıp
—Hayır efendim ne münasebet.Sadece ikisinin de aurası çok güçlü.Ve yanılmıyorsam arkadaşınız su elementine sahip,değil mi?
dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.Sonra bana
—Bu akşam ruh ormanına gitmeniz lazım kraliçem.Orda ruh hayvanınızı bulacaksınız.
dediğinde şaşkınlığımı gizleyemedim.Lena bizi duymuş olacak ki
— Yaşasın!Ruh hayvanımızı bulacağız!
dediğinde onun bu çocuksu neşesine kıkırdadım ve yürümeye devam ettik.

     Elf krallığına varmış,odalarımızda dinleniyorduk.Bu akşam ruh ormanına gidip ruh hayvanlarımızı öğrenecektik.Heyecanlı mıyım,fazlasıyla.Üzerimdeki pislikten arınmak için banyoya girmiştim.Şimdi ise banyodan çıkmış,üzerim için verilmiş olan elbiseye bakıyordum.Omzu açık,yosun yeşili diz hizama gelen,ucunda dantellerden işleme olan bir elbiseydi.Hızla üstüme geçirip aynada kendime bakıp elbisemi düzelttim.Altıma botlarımı geçirdikten sonra üstüme verilen vişne çürüğü rengindeki cüppeyi üzerime geçirdim ve yakasını bağladım.Aynada kendime baktığımda Profesör Snape'in cüppesini andırdığında kendime gülüp koca oda içerisinde onun gibi yürümeye başladım.Cübbenin arkamda uçuşması daha da hoşuma gidip gülerken Snape'in neden böyle gezdiğini daha iyi kavradım.

      Odamın kapısının acele ile çalınmasıyla kaşlarım çatıldı ve
—G-gir-rin.
dedim ve dememle kapının ardından gözleri ağlamaktan kızarmış ve şişmiş Lena
—Addie,David-
sonra ayakları bedenini taşıyamadı ve yere düştü.Telaşla yanına koştum,kafasını dizlerime koyup gözlyaşlarıyla suratına yapışmış olan saçların çektim.Arkasından muhafızlar koşturarak geldi.Onlara zihnimden
—Lena'ya bakın,ve biri hemen bana neler olduğunu söylesin!
dedim hiddetle.Bir muhafız
—Arkadaşınız bayıldı efendim,sevgilisi de endişelenip sizin yanınıza geldi.
dediğinde hızla ayaklanıp zihnimden
—O nerede?
dediğimde bir muhafız
—Beni takip edin.
demesiyle koşmaya başladık.Muhafız
—Bu taraftan efendim.
dediğinde kendimi durdurup hızla odaya daldığımda başında Sage başını bir kitaba gömmüştü.Yatakta yatan David'e baktığımda ise şok oldum.Dönüştüğündeki çizgiler mor ve beyaz karışımı bir ışıkla parıldıyordu.Hızla Sage'in yanına koşup zihnimden
—Ne oldu Sage?David iyi mi?Nasıl oldu bu?
diye telaşla sıraladım sorularımı.Sage bana
—Lena ile bahçede dolaşırken bir anda bayılmış.O sırada bahçe işlerini halletmek için çıkmıştım.Lena da beni görüp bana seslendi.Ben de onu hastane kanadına getirdim. Ve,sanırım David'in aurasının neden bu kadar güçlü olduğunu çözdüm gibi majesteleri.
dedi ve bana okuduğu kitabı gösterdi,ardından yazılanları seslendirdi:
—Emanet edeceğim elf halkını bir krala/Çizgilerle donatılacak biri/Kraliçenin bir dostudur o/Şükranlarınızı sunun ona ve arkadaşına/Tarafınız Kralınızın tarafı olsun kadim elflerim...
dediğinde bir kitaba,bir de David'e baktım.Sonra zihnimden
—Yani David elf kralı mı?
diye sorduğumda Sage kafasını sallayıp
—Şu anlık öyle gözüküyor efendim,yine de ona kadim sudan içirmemiz lazım.
dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

       Lena uyanmış,yanımda David'in uyanmasını bakliyorduk.Bu akşam ormana gidecektik lakin David'in bu ani bayılmasıyla gidememiştik.Lena'nın sırtını bir kez daha sıvazlayıp zihnimden
—Len,uyuman lazım.
dediğimde başını ruhsuzca başını olumsuz anlamda salladı.Ona zihnimden
—Ama eğer David seni böyle görürse çok üzülür canımın içi.Uyandığında seni uyandırırım.Tamam mı?
dediğinde bana bakıp
—Söz mü?
dediğinde saçlarından öpüp
—Söz.
dedim zihnimden.Ardından başını omzuma yasladım.

    Lena hızla uykuya dalarken onun bu haline gülümsedim.Bir kez daha huzursuz gözlerle David'e baktım.Artık onları daha iyi anlıyordum,ben bayılınca da bu kadar bekleyip huzursuz oluyorlardı.Bu düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey David'in kıpırdanmasıydı.Hızla yerimde dikleştim,Lena'nın başını dikkatlice omzumdan alıp koltuğa yasladım,David'in yanına sessiz ama hızlı adımlarla ilerleyip zihnimden
—David,iyi misin?
diye sorduğumda başını olumlu anlamda salladı.Sonra
—Ne oldu?Güzelim nerde fıstık?
dediğimde gülümseyerek kafamla arkayı gösterdiğimde gözleri oraya kaydı.Ardından gülümsedi ve yerinden yavaşça kalktı.Ona yardım ederken David zihninden
—Neden bayıldım Addison?
diye sorduğunda onu geri yatağa oturttum.Sonra zihnimden
—David sen bayıldığın zaman çizgilerin parlamaya başladı,Sage ile birkaç araştırma yaptık ve senin Elf Kralı olduğunu düşünüyoruz.
dediğimde gözleri şokla açıldı.Sonra zihninden
—Ne!Ben mi?Kral mı?
diye sorduğunda başımı evet anlamda salladım.Sonra zihnimden
—Ama bunnu yarın sihirli su mu ne varmış,onu içirince öğreneceğiz.
dediğimde başını olumlu anlamda sallayıp
—Sonunda ben de senin gibi soylu biri olacağım.Üçümüz de soylu olacağız!
dediğimde gülümseyip başımı salladım.Ardından David hızla yağa kalkıp Lena'yı kucağına aldı ve
—Neyse biz gidelim,güzelim çok yorulmuş baksana.
dediğinde başımı olumlu anlamda sallayıp
—İ-iy-yi g-gec-cel-ler.
diyerek fısıldadım ve önden gidip kapıyı açtım,bana gülümseyip odalarına geçerken derin bir oh çektim ve odama geçip kapımı örttüm.Üsütme toz pembe geceliğimi geçirdim ve yatağıma uzanarak,bir daha kabus görmemeyi umut ederek uykuya daldım...

    Alex Jones
    Uyandığım kabusun etkisini hala üzerimden atamamıştım.Size demiştim ya hani,gözlerimdeki yaşlar tükendi diye,tükenmemiş.Deli gibi akıyor gözyaşlarım.Ya başka biri varsa?Ya başka birini bulduysa benim meleğim?Ne yaparım ben?İç sesim harekete geçti,"Gerçekten tek sorguladığın şey bu mu?Ya başına bir şey gelmişse?Hala 'Yo boşko borono bolmoşsa?'diyorsun!"dediğinde bu düşünce zehirli bir ok misali saplandı göğsüme.İç ses haklıydı.Nefes alamamaya başladım.Sakinleşmek için alt kata indim ve mutfaktan bir bardak alıp su içtim.Kendime biraz daha gelirken sadece dün uçakta tost yediğim aklıma geldi ve buz dolabını aradım.Ve tabi ki her şey bozulmuştu.Bozulan her şeyi çöpe attıktan sonra üstüme hırkamı geçirdim,yanıma bir miktar para aldım,en son da anahtarımı alıp evden çıktım ve evi kilitledim.Yanda bir market vardı,oraya yürürken bir çiftin bahçede piknik yaptığını gördüğümde gözümden akan yaşı elimin tersiyle silip daha hızlı yürümeye başladım.

   Markete gelip bir sürü hazır gıda aldım.Hazır sandiviçler,noodlelar,pizzalar,hamburgerler,patates kızartmaları,tostlar.Sonra 5 litrelik birkaç su aldım.Kasaya geçtiğimde ise adam bana garip bir şekilde baktı.Ardından sabır çekerek bunları öderken bir yandan ben poşete dolduruyordum.En son parayı ödeyip marketten çıktım.Hızla yürürken yine aynı çifti gördüm.Adam diz çökmüş evlilik teklifi ediyordu.Kız ise gülümseyip evet dedi ve üzerine atladı,adam sevgilisini öperken gözyaşlarım yine benden izinsiz akmaya başladı.Şu an olmayabilir ama biz de böyle olabilirdik meleğim,o gün uçakta Lena ile konuşurken dinledim sizi.Çocuklarımızın ismini Luna ve Sol koymak istiyordun,sen yeter ki iste meleğim,anlamları gerçekten de çok hoş.Zevklerini çok seviyorum meleğim.Sana kendimi affettiricem meleğim.Sonra mutlu bir aile olacağız.David ve Lena da evlenip çok mutlu bir aile olacaklar.Gözyaşlarımı bir kez daha silip eve hızla yürüdüm,belli bir süre sonra evin kapısına geldim ve kapıyı açıp eve attım kendimi.

Continue Reading

You'll Also Like

29.4K 376 22
Zehra ile yolları ayrılan Emir, kendini kabus gibi bir ortamda bulur. Acımasız kadınların elinde oyuncağa döner ve tek isteği bu kabustan uyanıp eski...
2.2K 627 30
3000 denek. Terk edilmiş bir hastane. Bu terk edilmiş hastenede bulunan deneklerden biri olan 799. 4 element. Ve bu elementlerden biri olan 799. Yıl...
940K 63.4K 79
*TAMAMLANDI* 053*: Saçların sence de fazla aşık olunası değil mi? 053*: Sanırım ben önce sana sonra saçlarına vuruldum yayınlanma tarihi: 21.11.2018 ...
2K 127 23
"Hey, siz ikiz falan mısınız?" "Hayır, neden?" "Çünkü ikiniz aynı görünüyorsunuz!" "Öyle mi?!" dedik aynı anda Harry ve ben. ╬╬═╬╬═╬╬═╬╬═╬╬═╬╬═╬╬...