Gözlerimi açtım bu sefer bedenimi saran kollar yoktu sanırım Engin yine erken çıkmıştı. İki gündür neden bu kadar erken çıkıyordu bilmiyordum.
Komidinin üstünde olan telefonumu aldım ama herhangi bir mesaj yoktu, üzgün gözler ile yataktan çıktım ve lavaboya girdim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynada yüzüme baktım gözlerim uyumaktan şişmişti, bugün öğlene kadar randevum yoktu o yüzden önce hastaneye gidip karnımdaki miniğe baktıracaktım.
Giyinme odasına girdim, üzerime geçen gün aldığım beyaz bol kollu gömleği giydim altına rengini tam bilemediğim yine bol paça pantolonumu beline siyah gümüş tokalı bir kemer taktım.
Makyaj masama oturup saçlarımı düzleştirdim, gözlerime silik bir eyeliner çektikten sonra maskara ile belirginleştirdim.
Pembe rujumu da sürünce parfümümü sıktım ve saatimle yüzüklerimi taktım.
Siyah botlarımı giyip siyah kabanımı omuzlarımı taktırdım ve çantamı alıp evden çıktım. Engin yokken kahvaltı yapmayı sevmiyordum.
Hakan Engine bir şey demesin diye hastaneye tek başıma gelmiştim, kısa sürede tahlilleri vermiş doktorun beni çağırmasını bekliyordum.
İçim içime sığmıyordu, telefonuma gelen bildirim ile mesaj kutuma girdim.
"Günaydın bu sabah haber vermeden çıktım acil bir işim vardı seni seviyorum akşama gelirken bir şey istiyor musun?"
"Günaydın sorun değil hayır bir şey istemiyorum görüşürüz."
Gerçekten kırılmıştım bana ne olduğunu söylemiyordu ve yapmayacağı şeyleri yapıyordu.
Hemşirenin odaya çağırması ile telefonu çantaya koydum ve içeri girdim.
Doktor gülümseyen yüzü ile beni karşılamıştı.
"Hoş geldin eftelya."
"Merhaba Miyase hanım." Önündeki koltuğa oturduğumda elinde olan sonuçlara baktı.
"Hamile miyim Miyase hanım?"
"Tebrik ederim hamilesiniz." Elim otomatik olarak karnıma girmişti.
"Gelin birde ultrasonda bakalım miniğinize" kabanımı çıkardım ve sedyeye yattım.
Soğuk jeli kasıklarıma döktükten sonra aleti gezdirmeye başladı arada bir kaç tuşa dokunuyor inceliyordu.
"Bebek dört haftalık ve sağlıklı görünüyor diğer konuları masam da konuşalım." Peçete ile karnımı sildikten sonra üstümü düzelttim ve geri yerime döndüm.
"Bu bebeğinizin ilk resim size bir beslenme programı vereceğim ona uyarsanız ve vitaminlerinizi alırsanız her şey yolunda gider üç hafta sonra tekrar görüşmek üzere iyi günler."
Miyase hamımla el sıkışmasından sonra hastaneden çıktım ve arabaya bindim.
Elimdeki ultrason kağıdına bakıp bakıp gülüyordum.
Keseyi okşadım."Hoş geldin meleğim iyiki geldin."
🧜🏻♀️
Odama girmem ile Engini görmem bir olmuştu ne işi vardı yahu.
"Hayatım?" Camdaki bedenini bana çevirdi.
"Hoş geldin neredeydin?" Soğuk sesi ile tüylerim ürperdi
"Bir kaç işim vardı seni burada görmeyi beklemiyordum."
"Telefonlarımı açmayınca gelip bir bakayım dedim ama burada da yoksun, sonra bir öğreniyorum karım hastaneye gidiyor."
Nereden öğrenmişti.
"Ever gittim hastaneye çünkü bunun için gittim." Çantam da olan ultrason kağıdını çıkardım ve gösterdim.
"Minik bebeğimizi öğrenmeye gittim doktor da olduğum için de açamadım telefonunu." Elimdeki ultrason kağıdını almış detaylı detaylı inceliyordu.
"Gerçek mi gerçekten mi?" Titreyen sesi ile akmaya hazır göz yaşlarımdan bir kaç tanesi özgürlüğünü ilan etmişti.
"Baba mı olacağım ben şimdi bizim bir çocuğumuz mu olacak?" Kafama sallamam ile dudaklarıma yapıştı.
"Seni çok seviyorum güzel bebeğim iyiki benimsin iyiki benim karımsın."
Karnımla konuşan kocamı izledim, beni kucağına oturttuğu gibi bir eli karnımda bir eli saçımda bebeğimiz ile konuşuyordu.
"Onu şimdiden daha çok sevmeye başladın."
"Ne alaka bebeğim o başka sen başka." Saçımdaki eli belime indi.
"Bilmem öğrendiğimizden beri onunla konuşuyorsun daha dört haftacık bir nokta ile."
"Saçmalama yavrum ya hadi evimize gidelim biraz keyif yapalım."
Kafamı tamam manasında salladım.
Sonrası çok hızlı olmuştu iki günlüğüne bütün işlerimi boşaltmış eve geldiğimiz gibi de yemek yiyip uyumuştuk.
🧜🏻♀️
Beş ay olmuştu hamile olduğumu öğrenmemin üzerinden geçeli minik bebeğimiz aştı aylık olmuştu bile.
Bugün odası babası tarafından yapılmıştı bende şimdi görmeye gidiyordum.
Bir kızımız olacaktı minik bir kız bebeği.
"Hadi bakalım beğenecek misin?" Kapının üstünde asılı olan isimlimle ellerimi gezdirdim.
Alâ.
Kapıyı açması ile burnuma direk yeni mobilya kokusu yerleşmişti.
Güzel bir odaydı gri ve pembenin karışımı bir oda, gri bir yatak onun yanında abajuru.
Emzirme koltuğu yanındaki küçük kitaplık üstünde olan kitaplar hemen yanındaki alt açma masası.
Her yere ufak tablolar asmıştık hepsi özel resimlerdi.
"Çok güzel olmuş." Belime sarılıp boynuna bir öpücük kondurdu.
"Hepsi senin zevkin güzelim senin sayende bu kadar güzel oldu."
"Hayır senin de elin değdi."
Sarıldım sadece sarıldım.
"Hadi gel diğer beşiğine bakalım." Bir beşik daha almıştık bizim oda için.
Tahta ayaklı sepeti örme bej rengi bir beşikti.
"Bunda mı yatacak şimdi minik hanım." Kafamı salladım.
"Burada yatacak güzelim hep beraber bu odada yatacağız her şey çok güzel olacak."
"Her şey çok güzel olacak."