kuytu / Gay +18

由 umrii_

209K 4.4K 1.4K

"beni arsızlaştırıyorsun" "sen zaten arsızsın" 更多

giriş
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.5
2.6
2.7

2.4

1.1K 37 24
由 umrii_


Sana deli, olan beni
Harca hiç korkma
Hastayım sana dermansızım
Başkayım sana, sana arsızım

(iyi okumalar benim tatlı bayram şekerlerimmm)

Kiralık aracı her zaman yaptığı gibi iki sokak öteye park edip gecenin karanlığında dip dibe inşa edilmiş evlerin dar yollarında ilerlemeye başladı. İki saat önce içtiği sigara etkisini kaybedince hemen yenisini yakmak için cebinden paketi aldı. Paketin eksik sigaralar yüzünden boşalan alanına yerleştirdiği beşiktaşlı çakmağını çıkartıp dudaklarının ucuna yerleştirdiği sigarasını yakmaya çalıştı.

Ama başarılı olamamıştı. Esen rüzgar ona engel oluyordu. Elini sigaraya siper edince ucunu tutuşturmayı başardı. İçine çektiği zehirli dumanı gecenin siyahına leke sürer gibi gökyüzüne bakarak üfledi. Gri dumanın havada süzülüşü hoşuna gidiyordu.

Hafiften yağmurun çiselediğini farkedince giydiği sweatshirtün şapkasını kafasına geçirdi. Şapka neredeyse gözlerini kapatacak kadar aşağı inmişti. Kot ceketinin önünü kapatıp hafif dik yokuş merdivenlerinden çıkmaya başladı. Elleri cebinde pek etrfata ne olup bittiğiyle alakasız,  kendisine bakarken gözlerinin parladığını gördüğü çocuğu düşünerek ilerliyordu.

Ne vardı bu çocukta kendini bu kadar kaptırdığı anlam vermiyordu. Sürekli onu düşünürken yakalıyordu kendini. Onu boynundan öpmeyi, kucağına almayı, dudaklarını ısırmayı, hatta si... 

Yani onunla yaptığı her şeyi. Sıkkın bi soluk çıktı ağzından. Yoksa onu özlüyormuydu? Onunla yatmatı evet ama peki ya onu?

Bu düşünceler genç adamı gülümsetmişti. Kendide ne istediğinden bi haberdi. Aşkın nasıl hissettirdiğini bilmiyordu ki anlasın. Karşılaştırma yapabileceği bir şey yaşamamıştı ki. İlk kez yaşıyordu bu duyguların hepsini.

Heycanı, tecrübesizliği, belirsizliği, kuralsızlığı.

Onunla ilgili her şey çok net ve bi o kadarda şüpheliydi. Belkide tam olarak bu yüzden ilgisini çekmişti bu çocuk.

Merdivenlerin başında, kafasını telefona gömmüş kara kara düşünerek bir şeyler yazan kızı fark etti. Kız yazdıklarına anlık olarak sırıtıyor bir kaç saniye sonra ciddi bi ifadeyle devam ediyordu. Geceye karışan siyah dalgalı saçları, rengarenk kıyafetleri ve simsiyah makyajıyla dikkat çekici duruyordu.

Genç bir kaç merdiven aşağıda, yukarısında kalan kızı izliyordu. Bir kaç saat sonra sabah olucaktı. Tek başına sokakta oturmuş ne yazıyor olabilirdi ki?

Bir kaç saniyelik duraklamadan sonra bunun anlamasız olduğunu düşünüp merdivenleri çıkmaya devam etti. Elinde ki sigaranın külünü yere döküp, dudaklarına sıkıştırarak bir nefes daha çekti.

Tam kızın yanından geçerken kız izlenme hissiyle aniden başını kaldırıp genç adama baktı. Etrafı aydınlatıcak bi sokak lambası yoktu. Şapka yüzünün yarısını kapattığı için kız gencin yüzünü görememişti. Tekrar ilgisini telefonuna vericekti ki dehşete düşmüş bi ifadeyle tekrar genç adama baktı. Çoktan arkasında kalmıştı genç adamın. Karanlıkta uzaklaşmasını izlerken kendi kendine mırıldandı.

"Rüzgar..."

Bu gerçek miydi? Yada rüya olabilirdi.

"Kuytu... "

Kendi kendine tekrar etti. Gözleri kocaman olmuştu. Elini ağzına götürüp çığlığını engellemeye çalışmıştı ama pek başarılı olamadı.

*

Genç adam biten sigarasının izmaritini yere atıp atakkabısıyla ezerek söndürdü. Kapının önünde duran çöp kutusunun kenara çekip siyah demir kapıyı açtı. Ağır adımlarla içeri girdi ve alıştığı kokunun tüm ciğerlerine dolmasına izin verdi. Arka kapıdan mekanın ana kapısına geldi.

Karanlığı loş bir şekilde aydınlatan, yoğun kızıl renkli ışıklardı. Bi süre sonra kulağının alıştığı ağır tempolu müzik, muhtemelen bu geceyi birlikte geçirceklerini düşündükleri partnerleriyle dans eden insanlara eşlik ediyordu.

Ustalıkla kıvrılan bel oyuntularını kavrayan eller, birbirine istekle sürtünen bedenler, yüzlerinde tatmin olmuşluğun gülümsemesi olan kafası güzel insanların. Geçmiş sıkıntılarını, gelecek kaygılarını bir kenara bırakmış anın tadını yaşıyorlardı.

Üst katın merdivenlerini çıkarken göz ucuyla baktı aşağıda kalan, dans eden kalabalığa. Şarkı çalmak için bi dj olmadığı, bar kısmında üç sandalyeden fazlasına gerek duyulmadığı, yalnızca iki garsonun çalıştığı küçük bi gece kulübüydü. Çünkü burayı gelen insan sayısı çevrede ki bağımlı sayısıyla aynıydı. Burası küçük bi uyuşturucu yatağıydı.

Dağıtım buradan yapılmazdı insanlar buraya kullanmaya gelirlerdi. Onlar gibilerin toplumda yeri yoktu. Bu yüzden kendileri gibi olabildikleri bi yere ihtiyaçları vardı. Ayrıca içkiler yarı fiyatınaydı buna kim hayır derdi ki?

Müzik sesi merdivenlerden çıktıkça  azalıyordu. Rüzgar üstünde ki kot ceketin önünü açıp nefes verdi. Gözlerini kapattı ve bu işten hızlıca kurtulmak için dua etti. İçeriden anlaşılmayan konuşma sesleri gelirken, kapıyı çalmadan direkt olarak içeri dalmıştı. Bu odada ki iki kişinin dikkatini çekip konuşmalarını yarıda kesmelerini sağladı.

Masanın başında oturan adam biraz önce bir şeyler hakkında konuştuğu adama başıyla gitmesi gerektiğinin işaretini verdi. Konuk sandalyesinde otıran adam aynı şekilde başıyla onaylayarak odadan dışarı çıktı.

Genç odada ki tanımadığı adamın çıkmasıyla daha rahat hareket ederek biraz önce boşalan sandayeye kendi geçip kuruldu.

"Oo paşam niye zahmet ettiniz buralara kadar kendinizi yordunuz. Bir kaç gün daha geç gelseydin zaten ben bizzat gelicektim. "

Karşısınsaki iri yapılı esmer adam, oturduğu koltuğunda yeriye doğru yayılırken alaylı bi tonda konuştu.

Rüzgar yorgunluka başını yeriye yasladı.

"aslında fena olmazdı"

Esmer adam elini kirli sakallarına çıkarttı. Kaşır gibi parmak uçlarıyla sakalına dokunuyordu.

"kafana göre hareket edemezsin. Son zamanlarda iyice savsaklık ediyorsun ve bu gözüme batmaya başladı."

Rüzgar anlık olarak güldü. Kendi gibi burda kaç gencin hayatını karartmışlardı kim bilir. Ama Rüzgarın diğer herkesten farkı onu bu işe büyük patron dedikleri adamın sokmasıydı. Bu yüzden her zaman kendisine torbacılık yapan keş muamelesi yapmıyorlardı.

" Kurallara aykırı bir şey yapmıyorum ama"

Adamın yüzünde ki alaylı ifade yerini sert ve ciddi bi hale bıraktı.

"kuzgunlar... Hatırlıyormusun?"

Genç adamın zihnine dolan hatıralarla göz bebekleri titredi. Ama bunu karşısında ki adama belli etmemeye çalışıyordu. Korkusunu gizlemek istedi.

"Evet hatırlıyorsun güzel. Zaten senin için pek unutulucak türden bi olay değildi."

Rüzgar gözlerini kapattı ve sakin olmaya çalıştı. Söylediklerini duymamaya. Canı sıkıldıkça bunu Rüzgara hatırlatmaktan asla çekinmiyordu. Biraz korku insanı diri tutardı.

Bu sefer sırıtma sırası kendisindeydi. Kendinden emin dik başlı gencin bu çaresiz ruh hali ona zevk veriyordu.

Rüzgar onun burda yıllardır muhattap olduğu tek kuryeydi. Odasına kafasına göre dalabilecek tek kişi. Karşısında oturup gevşek gevşek konuşabilen tek kişiydi. Bu adamın hoşuna gidiyordu. Rüzgarla aralarında garip bi samimiyet vardı.

Sırıtan adam koltuğunda geriye yaslanıp rahat bi pozisyon aldı.

"çocuklar geldiğini söylenediler. Yine arka kapıdan mı giridin"

Rüzgar tek eliyle kaşlarının yol hattını izleyip şakaklarına kadar elini bastırdı. Esmer adamın keyifli ifadesini göz ardı etmeye çalıştı.

" Geç bu teferruatları. Sadade gel."

Bi an önce teslimatı alıp gitmek istiyordu.

Esmer adam gülerek kafasını hafif hafif sağ sola salladı ve masanın çekmescesinden küçük bir kutu çıkartıp önüne koydu. Kutuyu Rüzgara doğru itip tekrar koltuğuna doğru yayıldı.

"bu ne bu?"

Rüzgarın anlamsız ifadesine sırıtıp açıladı.

"yeni teslimatın."

Rüzgar istemsizce kaşlarını çattı ve kutuyu eline alıp inceledi. Daha önce kendisinim bi kutu teslim edilmesi istenmemişti

Kapağını açtığında içinden siyah, ne olduğu anlaşılmayan ama daha çok tohuma benzer bir şeyler çıkmıştı.

"ne oldu? Pek beğenemedin gibi"

Genç adam kutunun içinden bir tanesini eline alıp incelemeye başadı.
Hayatında ilk kez görmüştü ve ne olduğunu bilmiyordu.

"nedir bu peki?"

Esmer adam elini ensesine götürüp ovuşturdu.

"öncekilerden pek bi farkı yok merak etme. Sadece daha pahalı"

Bu cevap onu tatmin etmemişti. Ne olduğunu bilerek satış yapmak daha iyi oluyordu. Ama bunun üstünde durmadı. Bu konuda umursamaz olmaya başlamıştı. Kimin ne içtiği ile ilglenmiyordu.

" Şu geçen paket götürdüğün adam vardı ya, bekir. Ona götürceksin yine"

Rüzgar duyduğu isim ile gerilmişti. Çünkü en son teslimatı bekir yerine oğlu almıştı ve kutunun içinde ne olduğunu biliyordu. Rüzgar o zamanlar velihat prensi tanımadığı için sorun etmemişti. Taki o velihattın Irmağı boğmaya çalışan Oğzu olduğunu öğrenene kadar.

Dünya gerçekten çok küçük bir yerdi.

Rüzgar sıkıntıyla saçlarını karıştırdı ve şapkasını yeriye doğru indirdi.

Bundan haz etmemişti. O meymenetsizin yüzünü görmek istemiyordu gene. Ona olan öfkesi dinmemişti. Yalnızca kuytuya çekilmişti. Eğer onu görürse, öperken içinin titrediği boyuna ellerini sürdüğü aklına gelecek ve gene kendini tutamayacaktı.

"İstemiyorum"

Esmer adam tek kaşını kaldırıp Rüzgarı süzdü.

"Hayırdır ne ayak?"

Umursamazca omuz silkti.

"son seferde adamın tipini beğenmedim"

Erkay oldukça sinir bozucu bi şekilde sırıttı.

"merak etme lan götünü vermeye gitmiyon. Kutuyu teslim et yeter"

Rüzgar gözlerini karşısında ki adama dikti. Eğer gücü yeticek olsaydı çenesini kırmak isterdi. Ama burda patron o sayılırdı. Bir şey diyemezdi. Ama onu sinir edebilirdi.

Dövmeli elini masaya koyup biraz yaklaştı.

"denemek istermiydin?"

Esmer adam söylediklerini anlamamıştı.

"ne diyon lan?"

Rüzgar piçimsi sırıtışıyla konuşmaya devam etti.

"sürekli götüme ilgili şeyler söylüyorsun. Senin şu merakı bi sonlandırsak mı ne dersin?"

Erkay kast ettiği şeyi anlayınca sinirden gerildi ve ölümcül bakışlarını Rüzgara yöneltti. Onu dokunmadan boğmak istiyordu. Sinir bi anda tüm bedenini sarmıştı.

Rüzgar karşısında ki adamı en çok sinirlendirecek şeyin eşcinellik olduğunu biliyordu ve bunu kullanıyordu. İki erkeğin birlikte olma ihtimalleri bile onu deliye dönderiyordu.

"Rüzgar ırzını sikerim senin çocuk"

Dişlerinin arasından neredeyse hırlayarak konuştu. Ayağa kaltı ve sert bi şekilde ellerini masaya dayadı.

"mesela yani demek istedim"

Rüzgar masanın kendi tarafında kalan kutuyu hızla alıp ayağa kaltı.

Erkayla bir kaç yıllık samimiyetlerine güvenerek kendisini öldürmeyeceğinden emin olduğu için böyle konuşa biliyordu. Ama bi o kadarda uzak insanlardı birbirlerine. Yalnızca iş için görüşürleri. Ama Erkay severdi Rüzgarı. Yaşı çok küçük olmasına ramen daha olgun duruyordu ve işin altından rahatlıkla kalka bilmişti. Bu yüzden hep tolerans gösterirdi. Ha tabi bide büyük patronun biraz etkisinde vardı.

"çık dışarı!"

Rüzgar istediğini elde etmenin sevinciyle hızla ofisten uzaklaştı.

Dışarı çıktığında çoktan güneş doğmuştu. Telefonunu çıkartıp Erkaya mesaj attı.

~yeri-zamanı mesaj olarak atarsın

Çok yorun hissediyordu artık kendini. Sürekli savaş vermekten yorulmuştu. Bitkin düşnek üzereydi. Eğer düşerse akbabalar leşini yemek için başına üşüşürkerdi.

Onu koricak kimse varmıydı emin değildi. Kimseye güvenmiyordu. En çokta Erkaya güvenmiyordu.

Yarın okul vardı ve o hiç uyumadan okula gidicekti. Derslerini çok önem veriridi Rüzgar. Çünkü içinde hala güzel bi geleceğinin olabileceğine dair bi umut vardı.

Mesaj uygulamasından çıkıp tam telefonu kapatacaktı ki aklına gelen şeyle galeri uygulamasına girdi.

Yüzüne bakmak istemişti. Pek emin değildi ama sanıyordu ki Irmağı özlüyordu.

.

Hemen Aaa bu ne ya böyle bölüm mü olur demeyin bu ara bölüm. Yarın atıcam hemen diğer bölümü.

Şimdiden hayırlı bayramlar.

Bölümü kontrol etmedim muhtemelen yanlışlar vardır takılmayın.

繼續閱讀

You'll Also Like

19.6M 1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
3M 159K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
1.6M 116K 28
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
807K 45.5K 37
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...