Köy Güzeli (Texting)

By Kfrancessca

15.5K 1K 322

05**: Pişt 05**: Köy güzeli 05**: seni peşleyen tavuğun yumurtasını yere atarsan 05**: kovalamayı bırakır... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
13
14
15
16

12

934 66 39
By Kfrancessca


Selam KG okuyucuları! ((:

Uzunnnn zamandır bölüm atmıyordum. Öncelikle verdiğiniz desteklerden dolayı teşekkür ederim. Çok güzel yorumlar aldım. Cevap veremesem bile okuduğumu bilin lütfen. Sizleri seviyoruuuum.

İyi Bayramlar ve İyi okumalar <3

"Amcacım, güzel amcacım; bir un, bir tuz, on çikolata, iki cips, bir makarna nasıl 290 lira tutabilir?" Diyerek sitem ediyordum karşımdaki amcaya.

Hayır, küçücük bir köyde bu pahalılık ne kardeşim ya?

Akşamın altı buçuğunda, annemin ısrarları üzerine alışveriş yapmaya gelmiştim. Neymiş efenim, At Ağız ve ailesi bize gelecekmiş.

Karşımdaki amca, sabır diler gibi kafasını yukarı kaldırdı ve on saniye boyunca o şekilde bekledi. "Kizum, pahali diyrum pahali! Ne istiysun sen benden?"

"Tamam amca, sen al bunları geri yerine koy!" dedim ve arkamı dönerek bakkaldan çıkıyordum ki, "Bu sefer benden olsun be köy güzeli" diyen Araf ile kalakaldım.

Araf, elleri ceplerinde bakkal kapısından içeriye girdi. Bakkalcı amca, onu görünce derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Ha, Allah senden razi olsun Araf oğlum. Aha bu deli kiz sabahtan beri beni yedu biturdu!"

Araf, ona gülümsedi. Ben ise, kınarcasına amcaya çevirdim yüzümü. "Yazıklar olsun amca sana. Sabahtan beri muhabbet sohbet ediyoruz, bu at ağızı gördün, hemen sattın. Ayıp! Bir cips otuz lira! Böyle bir şey olabilir mi? Hayırdır, nusr'et ile mi görüşüyorum? "

Amca daha fazla dayanamayarak Araf'a baktı ve o da kolumdan tutarak beni çıkartmaya çalıştı. "Tamam köy güzeli, yeter bu kadar."

Zoraki bir şekilde dışarıya çıktığım zaman, kollarımı onun elinden çektim direkt.

Araf, "Köy ahalisi ile kavga etmeyi ne zaman bırakacaksın, köy güzeli." Diyerek gülümsedi.

Şeytan diyor ki, çak bir tane ağzının ortasına, görsün!

"Sizin köy deli, anlatabiliyorum değil mi? Deli!" Dedim ve onu ardımda bırakarak ilerlemeye başladım ama karşıdan gelenleri görünce tekrardan duraksadım.

Benim, kendi öz ve öz kardeşim; At Ağız Araf'ın kardeşi ile sarılmış bir şekilde buraya geliyordu ve beni henüz farketmemişlerdi. Benim gördüklerimi Araf'da görmüş olacak ki o da durmuştu.

Sinirle arkamı döndüm. "Lan, oğlum! Nesiniz siz! Biri kardeşimin aklını alır, diğeri bana yazar! Nesiniz lan siz?"

Araf bana cevap vermek yerine derin bir nefes aldı ve kardeşi Efe'ye doğru elini salladı. Bizi farkeden Efe ve Yasmin, şaşırmış bir şekilde birbirlerinden ayrıldılar ve yanımıza doğru geldiler.

Yasmin'i kendi yanıma çekerken, Efe'de kendi abisinin yanına gitti.

"Evet, burada neler oluyor anlatmak ister misiniz?" Diye sordum ikiliye. Efe, derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Kiraz tey-"

Sinirle ellerimi ensesine geçirdim. "Lan oğlum, sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? Senin yüzünden kendimi 65 yaşında Esra Erol izleyen teyzeler gibi hissediyorum! Abla diyeceksin tamam mı çocuğum, ab-la!"

Araf benim bu hallerime alışmışçasına, hiç-bir şey olmamış gibi Yasmin'e doğru döndü. "Nasılsın abicim?"

"İyiyim Araf abi, Efe ile birlikte biraz gezmeye çıkmıştık. Akşam bize geliyormuşsunuz sanırım?"

Araf gülümsedi ve bana dönerek konuşmaya başladı. "Evet abicim, ablan bana yemek yapacakmış."

Sinirli bir nefes aldım. "O anca rüyanda koçum, rüyanda" dedim. Yasmin ve Araf'ın bu kadar iyi anlaşmasına şaşırmıştım. Nedense kendimi üvey evlat gibi hissediyordum.

Efe'nin kolundan tuttuğum gibi yanıma çektim. "Gel Efecim, biz birlikte gidelim. Nasıl olsa abin ve Yasmin yolu biliyorlar." Diyerek Efe'nin koluna sarıldım ve onları ardımızda bırakarak yürümeye başladım.

Efe şaşırmış bir şekilde bir şey söylemiyordu.

E haklı çocuk, az önce dövüyordum.

"Ee Efecim, nasılsın?" Diye bir soru yönelttim. Efe boğazını temizledi ve konuşmaya başladı. "İyiyim Kiraz abla, seni sormalı?"

İçimden bir oh çekmiştim. Allah'a şükür bu defa teyze kelimesini bana kullanmamıştı.

"Bak, isteyince o kelimeyi kullanmıyorsun"

Mahçup bir şekilde kafasını yere eğen Efe ile tekrardan konuşmaya başladım. "Tamam oğlum tamam, şaka yaptım." 

"Ee, anlat bakalım."

Efe sorgu dolu gözlerini bana çevirdi ve ne demek istediğimi anlamadığını belirtti. "Bu köyün merkezine nasıl gidebilirim?" diyerek sorumu daha açıkça belirttim.

Sorum üzerine, saniyelerce sessiz kalan Efe, konuşmaya başladı. "Sen şehir merkezini ne yapacaksın ki Kiraz abla?"

Gaçacağım.

"Kaçacak halim yok ki oğlum, ne yapabilirim? Öyle bir bakacağım neler var diye."

"Yani, yirmi dakikalık bir mesafede kalıyor. Kiraz abla, tek gitmene müsade edemem. Kaybolma ihtimalin yüksek. İstersen ben seni götüreyim, ya da abimden rica edelim, o götürsün."

"Hayır, sakın!" Dedim ve hızla devam ettim. "Yok oğlum, yani biz birlikte gidelim seninle en iyisi. Sen beni gezdirirsin. Ama yarın sabah çok erken bir saatte çıkalım ki, evdekiler yokluğumuzu farketmesinler."

Efe kafasını salladı ve elini cebine sokarak telefonunu çıkardı. Ne yapacağını dikkatle izliyordum.

"Bu benim numaram Kiraz abla, sabah yedi gibi, köyün ilerisinden merkeze giden araba kalkıyor. Ona yetişmemiz lazım." Diyerek elindeki telefonu bana uzattı. Ekranda yazan numarayı kendi telefonuma yazarak, Efe'yi rehberime ekledim.

"Tamamdır, yarın haberleşiriz. Kimsenin haberi olmayacak tamam mı, oğlum?" Dedim ve omzunu sıvazladım. O da tekrardan kafasını sallayarak beni onayladı.

Eve doğru yaklaşınca, adımlarımı yavaşlattım. "Yolculuğumuzun sonuna gelmiş bulunmaktayız. Hadi selametle!"

"Görüşürüz Kiraz tey-" diyemeden ayakkabımı çıkarmaya yeltendim. Bunu gören Efe, arkasına bakmadan koşmaya başladı.

Sabır azizim, sabır...

Saat yedi buçuk olmuştu. Annem, tüm yemekleri hazırlamış ve giyinmişti. Bizi de giyinmek üzere odamıza göndermişti.

Yasmin, gözleri ile uyumlu mavi bir elbise giyinmiş, renkli bir makyaj yapmış, ve saçlarını düzleştirmişti.

Hayırdır, istemeye mi geliyorlar haberimiz yok?

Dolabıma yöneldim. Ne elbise giyecek havamdaydım ne de makyaj yapıp süslenecek. Elime ilk geçen düz siyah renkli eşofman takımını aldım. Ev topuzu olan saçlarımı açtım ve at kuyruğu yaptım.

Oh be, işte rahatlık işte güzellik işte kadın gibi kadınlık.

Odadan çıktım. Gözüme ilk olarak ananem çarpmıştı. O da Yasmin gibi siyah ama uzun bir elbise giyinmişti. Keskin bakışları yetmiyormuş gibi, gözlerini kara kalem ile boyamıştı.

Yanına giderek yanağını öptüm. "Oo anamın anası, bu ne şıklık"

Ananem, istifini bozmadan konuşmaya başladı. "Senin gibi paspal gezmediğim doğrudur."

Ananem 1 Ben 0

"Paspal mı? Aşk olsun, ne paspallığı mı gördün?" Diyerek sordum. Gözlerini gözlerimden çekerek üzerimde gezdirdi. Hafif bir küçümseme ifadesi ile tekrardan konuşmaya başladı. "Ah, ah! Şu güzeller güzeli kardeşinden az örnek alaydın da, nerdeee!"

Ananem beni sevmiyor be, azizim. Üvey torun muyum neyim ben?

Dedem, beni yanına çağırarak "Gel güzel Kiraz'ım. Sen her halinle güzelsin." Dedi. Kocaman öptüm yanağını ananeme nispet yaparcasına.

Kapının çalması ile birlikte, dedemden ayrıldım. Babam ve annem önden ilerleyerek kapıyı açtılar. Önde, Araf'ın babası nam-ı diğer Kara Cevdet, onun arkasında Araf'ın annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın belirdi.

Babam ile el sıkışan Kara Cevdet, ananemin ve dedemin elini öperek bize doğru geldi.

Kara Cevdet'in elini öperek "Hoşgeldin Kara Cevdet amca!" Diyerek selam verdim. O da bana karşılık vererek "Hoş gördüm Sevdaluk kızım!" Dedi.

Sevdaluk? Haa, o sevdaluk!

Onun ardından Araf'ın annesi yanıma geldi. Onunda elini öperek "Hoşgeldiniz." Dedim.

"Hoşbulduk kızım. Ben Araf ve Efe'nin annesi Aynur. Çok memnun oldum. Ayfer senden çok bahsetmişti ama tanışmak bugüne kısmetmiş."

Kafamı sallayarak gülümsedim bu tatlı kadına. O da Kara Cevdet'in yanına doğru ilerledi. Sonra Efe; annem, babam, dedem ve ananemin yanına gelerek ellerini öptü. En son benim yanıma geldi. Selam vermesini beklerken, hiç tahmin edemeyeceğim bir şey yaptı.

Elimi öptü.

Benim elimi öptü.

Elimi öptü ve alnına koydu.

Ardından "Vallahi yanlışlıkla oldu Kiraz tey- aman abla! Hepsi heyecandan yemin ederim ki heyecandan!" Diyerek telaşlı bir şekilde konuşmaya başladı. Sinirli bir nefes aldım ve gülümsedim. O da anlamış gibi içeriye geçti.

Araf, en son eve giren kişiydi. O da kardeşi Efe'nin yaptığı şeyleri uygulayarak, yanıma ulaştı. Tüm aile üyeleri salona doğru geçmişti.

"Seni tekrardan görmek, güzel köy güzeli.

"Ya ya seni de tekrardan görmek mükemmel." Dedim isteksizce. Anlamış gibi gülümsedi ve elindeki paketi bana uzattı. Sorgulu bakışlarımı ona gönderdim ve konuşmaya başladım. "Bu nedir? Belki de bomba koydun getirdin. Nereden bileceğim ben!"

Güldü. "Hayal gücüne hayranım be köy güzeli. Merak etme bomba değil. Dün gece nutella kavanozuna sarılmış bir şekilde balkonda oturduğunu gördüm. Paketin içerisinde istediğin kadar tatlı var, bugün aldım."

Karizmanın öz evlâdı mısın be yiğidim?

Ellerimi omzuna koydum. "Sen, sen. İşte bu be adamım. Beni nereden vuracağını iyi biliyorsun. Çak bir beşlik!"

Bir kahkaha koptu Araf'dan. Az önce ne saçmalamıştım bilmiyorum ama kendimi aklamak üzere telaşla konuşmaya başladım. "Bunlar hep Amerika'nın oyunu!"

Kendimi aklama yöntemim daha da saçma olunca, Araf kafasını salladı ama bıyık altından da gülmeye devam ediyordu. İçeriden çağrılınca konuşmamız yarım kaldı ve o içeriye ben ise mutfağa geçtim.

Annem, Yasmin ve ben önce çorbaları servis ettik. Sofrada babam, dedem ve Kara Cevdet hariç pek konuşma geçmiyordu.

Araf ile çapraz oturuyorduk. Benim karşımda Araf'ın annesi Aynur teyze vardı ve ara ara göz göze geliyorduk.

Yalnız ben çoh tırstım hocam.

Kara Cevdet; sofraya bomba etkisi yaratacak cümlesini kurdu. "Ee sevdaluk kızım, sen napıyorsun?"

Deme onu be. Deme onu.

Araf ile birbirimize baktık. Kafasını sağa sola döndürdü. Bu, the end demekti.

Bizi bitirdin be. BİZİ BİTİRDİN BE!

Gülümsemeye çalıştım. Ananem, yemi yuttu ve o malûm soruyu sordu. "Sevdaluk derken? Kiraz ne oluyor?"

"Bir şey olmuyor anane. Sevdaluk derken, öylesine bir şey yani. Kara Cevdet amca ile aramızda bizim o."

Kara Cevdet gülümsedi. "Evet, Kiraz kızım ile sizden önce tanıştık biz. Maşallah çok iyi, çok terbiyeli, çok ağırbaşlı bir kız."

Bu ben değilim ki.

Tekrardan gülümsedim Kara Cevdet amcaya. O sırada konu dağıldı ve bir şekilde paçayı kurtardım. Masanın üzerindeki telefonum titreyince elime aldım ve masanın altından gelen mesajı okumaya başladım.

At Ağız: o sırada ağırbaşlı olan Köy güzeli

At Ağız:


Kiraz:

At Ağız: JDUDJSJSJDJHSHSHSHS

Kiraz: Anırma oğlum anırma.

At Ağız: :D

At Ağız: Şuan masada bizim ile ilgili konuşuyorlar köy güzeli, bi bak istersen.

Araf'ın attığı mesajla kafamı telefondan kaldırdım ve masadaki kişilere döndürdüm.

"E hadi çıksınlar. Zaten camış gibi yatıyor bizim kız evde akşama kadar. İki insan yüzü görsün." Diyerek Ayten teyze ile konuşan annem ile Araf'a tekrardan mesaj attım.

Kiraz: Annem dışarı çıkın derse hayır de.

Kiraz: Anladın mı? HAYIR DEEEEEE!

Annem, Araf'a döndü. "Sen de ister misin Araf oğlum. Biraz gezdir bizim kızı."

Araf, önce anneme daha sonra bana baktı. Gözleri gözlerimdeysen, anneme cevap verdi.

"Olur Ayfer teyze, gezdiririm tabi."

"Efe ile Yasmin'de gelir sizinle. Hatta mahalledeki gençleri de alır, öyle gezersiniz. Bizim kızı ahırından çıkarın da."

Annemin yakarışlarını kulak asmadan, Araf'a telefonunu işaret ettim.

Kiraz:

Kiraz: Beni sen tükettin.

At Ağız: ne yaptım ki köy güzeli:d

Kiraz: Sen daha ne yapacaksın ya

Kiraz: Niye demiyorsun oğlum yorgunum diye!

At Ağız: Seni ahırdan çıkarıyorum köy güzeli, fena mı ediyorum? (;

Kiraz: Allahım sen bana sabır ver

Kiraz:


Ayyyhehshshshs diğer bölüm için sabırsızlanıyorum hshshdhdhdhdhdgdhdhdh

Continue Reading

You'll Also Like

175K 7.4K 40
Lina'nın sarı saçları kömür siyahına bulanmıştı. Lina bağırdı 'yapma' dedi kaç kez fakat hiç bir şeye yaramadı çığlıkları Çınar Aden Lina'ya bir çok...
53.3K 917 35
İstediğini elde eden ruh hastası şımarık bir ağa çocuğu Kendisini seven psikopat ruh hastasından kurtulmaya çalışan masum kızımız DURHAN~TUTKU NUN...
2.1M 50.8K 51
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
453K 21.4K 48
Hiç beklemediği bir anda baba olan Bora Bey ve hiç beklemediği bir anda iş sahibi olan Sevgili Bakıcı Yasemin.. ** Gözlerimi ağlama sesiyle açtım. G...