12

857 63 39
                                    


Selam KG okuyucuları! ((:

Uzunnnn zamandır bölüm atmıyordum. Öncelikle verdiğiniz desteklerden dolayı teşekkür ederim. Çok güzel yorumlar aldım. Cevap veremesem bile okuduğumu bilin lütfen. Sizleri seviyoruuuum.

İyi Bayramlar ve İyi okumalar <3

"Amcacım, güzel amcacım; bir un, bir tuz, on çikolata, iki cips, bir makarna nasıl 290 lira tutabilir?" Diyerek sitem ediyordum karşımdaki amcaya.

Hayır, küçücük bir köyde bu pahalılık ne kardeşim ya?

Akşamın altı buçuğunda, annemin ısrarları üzerine alışveriş yapmaya gelmiştim. Neymiş efenim, At Ağız ve ailesi bize gelecekmiş.

Karşımdaki amca, sabır diler gibi kafasını yukarı kaldırdı ve on saniye boyunca o şekilde bekledi. "Kizum, pahali diyrum pahali! Ne istiysun sen benden?"

"Tamam amca, sen al bunları geri yerine koy!" dedim ve arkamı dönerek bakkaldan çıkıyordum ki, "Bu sefer benden olsun be köy güzeli" diyen Araf ile kalakaldım.

Araf, elleri ceplerinde bakkal kapısından içeriye girdi. Bakkalcı amca, onu görünce derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Ha, Allah senden razi olsun Araf oğlum. Aha bu deli kiz sabahtan beri beni yedu biturdu!"

Araf, ona gülümsedi. Ben ise, kınarcasına amcaya çevirdim yüzümü. "Yazıklar olsun amca sana. Sabahtan beri muhabbet sohbet ediyoruz, bu at ağızı gördün, hemen sattın. Ayıp! Bir cips otuz lira! Böyle bir şey olabilir mi? Hayırdır, nusr'et ile mi görüşüyorum? "

Amca daha fazla dayanamayarak Araf'a baktı ve o da kolumdan tutarak beni çıkartmaya çalıştı. "Tamam köy güzeli, yeter bu kadar."

Zoraki bir şekilde dışarıya çıktığım zaman, kollarımı onun elinden çektim direkt.

Araf, "Köy ahalisi ile kavga etmeyi ne zaman bırakacaksın, köy güzeli." Diyerek gülümsedi.

Şeytan diyor ki, çak bir tane ağzının ortasına, görsün!

"Sizin köy deli, anlatabiliyorum değil mi? Deli!" Dedim ve onu ardımda bırakarak ilerlemeye başladım ama karşıdan gelenleri görünce tekrardan duraksadım.

Benim, kendi öz ve öz kardeşim; At Ağız Araf'ın kardeşi ile sarılmış bir şekilde buraya geliyordu ve beni henüz farketmemişlerdi. Benim gördüklerimi Araf'da görmüş olacak ki o da durmuştu.

Sinirle arkamı döndüm. "Lan, oğlum! Nesiniz siz! Biri kardeşimin aklını alır, diğeri bana yazar! Nesiniz lan siz?"

Araf bana cevap vermek yerine derin bir nefes aldı ve kardeşi Efe'ye doğru elini salladı. Bizi farkeden Efe ve Yasmin, şaşırmış bir şekilde birbirlerinden ayrıldılar ve yanımıza doğru geldiler.

Yasmin'i kendi yanıma çekerken, Efe'de kendi abisinin yanına gitti.

"Evet, burada neler oluyor anlatmak ister misiniz?" Diye sordum ikiliye. Efe, derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Kiraz tey-"

Sinirle ellerimi ensesine geçirdim. "Lan oğlum, sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? Senin yüzünden kendimi 65 yaşında Esra Erol izleyen teyzeler gibi hissediyorum! Abla diyeceksin tamam mı çocuğum, ab-la!"

Araf benim bu hallerime alışmışçasına, hiç-bir şey olmamış gibi Yasmin'e doğru döndü. "Nasılsın abicim?"

"İyiyim Araf abi, Efe ile birlikte biraz gezmeye çıkmıştık. Akşam bize geliyormuşsunuz sanırım?"

Araf gülümsedi ve bana dönerek konuşmaya başladı. "Evet abicim, ablan bana yemek yapacakmış."

Sinirli bir nefes aldım. "O anca rüyanda koçum, rüyanda" dedim. Yasmin ve Araf'ın bu kadar iyi anlaşmasına şaşırmıştım. Nedense kendimi üvey evlat gibi hissediyordum.

Köy Güzeli (Texting) Where stories live. Discover now