socialite

By lilostsea

1.6M 79.2K 16.6K

[texting] bade: sevgilim olman karşılığında haftalık 4.000₺? tuğra: güzel şakaymış :d (❕bazı bölümler argo, k... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.7
6.8
6.9
7.0
7.1
7.2
7.3
7.4
7.6
7.7
7.8
7.9

7.5

7.6K 601 44
By lilostsea

Göğsümün üzerinde hissettiğim baskıyla gözlerimi araladığımda ilk birkaç saniye neler olduğuna anlam verememiş, ardından başımı hafifçe aşağıya doğru eğerek baskının sebebini öğrenmek istemiştim.

Dışarıdan gelen güneş yeni uyanmış olmamın etkisinden dolayı gözlerimi rahatsız ediyordu ama yine de bu göğüslerimin üzerinde uzanan Tuğra'yı görmeme engel değildi.

Sanki yastığın üzerindeymiş gibi kafasını yerleştirmiş, kollarını da belime sarmıştı. Bir nevi beni kollarının arasında sıkıştırmış vaziyetteydi. Hâl böyleyken uyanmamam imkansızdı zaten.

Yüzündeki gülümseyen ifadeyle "Günaydın," dedi. Ardından belimde duran sağ elini yukarıya çıkararak yüzümü örten saçlarımı geriye iteledi.

Aynı onun gibi gülümseyerek "Günaydın," diye karşılık verdim. Yeni uyandığım için hâlâ daha sersem gibiydim. O ise benim aksime fazlasıyla ayıktı. Bu da çok önceden uyandığını gösteriyordu.

Uzanıp ellerimi saçlarının arasına daldırdığımda kafasını biraz olsun çıplak göğsümden uzaklaştırıp rahat bir nefes almayı umdum. Neredeyse benim iki katım ağırlığında olduğu için altında ezilmiştim resmen.

Tuğra onu kendimden uzaklaştırmamı umursamadan iki göğsümün arasına öpücük bırakıp bakışlarını bana çıkardığında "Nasılmış bakalım benim bir tanem?" diye sordu.

Bana söylediği güzel sözler kalbimi yerinden tekletirken heyecanımı biraz olsun azaltmak adına parmaklarımı onun saçlarının arasında gezdirmeye devam ettim ve bir yandan da "Doyumsuz sevgilim beni biraz fazla yorsa da çok iyiyim," diye mırıldandım. O ise cevabıma karşılık gülmüştü.

"Bu konudan ötürü yapabileceğim bir şey yok. Senin gibi bir kadınla birlikteyken doyumsuz olmama imkan yok güzelim."

Bu sabah ayrı bir keyifliydi ve enerjisi ister istemez beni de etkiliyordu. Sürekli birbirimize bakarak gülümseyip duruyorduk.

"Sen de haklısın, sevgilim."

Kafasını göğsümden kaldırıp yüzlerimiz aramızdaki mesafeyi kapattığında "Sevgilin her zaman haklıdır tabii," dedi gülümseyerek. Ardından ekledi. "Bana sevgilim demen feci hoşuma gitti, bunu da ayrıca belirtmek istiyorum."

Şapşaldı bu çocuk.

Saçlarının arasındaki parmaklarımı çekip yüzüne yerleştirdim ve "Benim de gidiyor," dedim. Tuğra ise karşılık olarak yanağındaki elime hızlıca öpücük kondurup gülümsemişti. Lakin bu yeterli olmamış olacak ki bu sefer de elimi bırakıp dudaklarıma uzandı.

Art arda hızlıca birkaç kere dudağımı öptükten sonra üzerimden doğruldu. Lakin bana bu kadarı yeterli gelmediği için onu ensesinden tuttuğum gibi kendime çektim ve tekrardan birleştirdim dudaklarımızı.

Bu sefer onunkinin aksine uzun uzun öpüşürken yattığım yerden doğrularak dudaklarımızı kısa süreliğine ayırdım. Tuğra'yı omuzlarından geriye doğru itip yatakta uzanmasını sağladıktan sonra karnına yerleştiğimde onun da elleri anında bacaklarımı iki taraftan kavramıştı.

Kalçamı karnından aşağıya doğru kaydırıp tekrardan dudaklarına yöneldiğimde onun "Duş almamız gerek bebeğim," diyen sesini duydum fakat umursamadım. Dudaklarını teğet geçip kafamı boynuna yönelttim. Son anda orası daha cazip gelmişti.

Dudaklarımı ufak dokunuşlarla boynunda gezdirirken bir yandan da kalçamı harekete geçirdim ve kendimi hafifçe ona sürttüm. Bu hareketim karşısında vücudu saniyesinde kasılarak tepki verirken dudakları arasından firar eden kısık sesli küfür de onu ufacık dokunuşlarımla bile etkim altına aldığımı gösterir nitelikteydi.

Dudaklarım memnun bir şekilde kıvrılırken erkekliği üzerinde yavaş yavaş hareketlenmeye başladım. O da ellerini belime yerleştirerek bana yön veriyordu.

Boynuna dişlerimle eziyet etmek istiyordum ama dün gece bu işlevi fazlasıyla yerine getirdiğim için zaten boynuyla köprücük kemikleri arasındaki birçok yer kızarmıştı. O yüzden biraz daha insaflı davranmaya karar vermiş, dün geceki hasarlarımın üzerini öpücüklerimle telafi etmeye çalışıyordum.

Yeterince boynuyla oyalandığım kanısına vardıktan sonra hafifçe geri çekildim. Kasıklarının üzerindeki hareketimi de eş zamanlı olarak durdururken ellerimi göğsüne yerleştirip "Bana ne istediğini söylemek ister misin?" diye onu kışkırtacak cinsten bir soru sordum.

Tuğra zevkten kararmış gözlerini aralayıp alttan bana baktığında "Ne istiyorsan onu yap!" diye dişlerinin arasından tıslarcasına konuştuğunda durmamdan ötürü sinirlendiğini anlamam zor olmamıştı. Onu altımda kıvrandırmam sinirlerini bozmuş olmalıydı. Ne güzel, dün gece bana da tam olarak aynı şeyleri yaşatmıştı ve nasıl hissettirdiğini şimdi daha iyi idrak ediyordu.

"Pekala. O zaman şöyle yapalı-"

Daha cümlemi tamamlayamadan beni belimden kavradığı gibi yatağın bir ucuna yatırırken çok geçmeden üzerimde yerini almıştı. 

"Ya da şöyle yapalım. Mesela güne sevişerek başlayalım?"

Cümlesini tamamlamasının üzerine kalan son sabır kırıntılarıyla "O zaman öyle yapalım," der demez içimde hissettiğim dolulukla gözlerim kocaman açıldı. Bu kadar hızlı olmasını beklememiştim.

"Böyle mi?"

Gözlerimi zevkten kapatmamak için kendimi zor tutarken "Aynen böy-" diyecektim ki kendisini geri çekip tekrardan içime girmesi sayesinde cümlemi zevk dolu iniltilerim tamamladı.

Tuğra her içime girdiğinde bir öncekinden daha da hızlı bir vaziyette devam ettiğinde bir yandan da bacaklarımı kavrayıp omuzlarından geriye atmış, bu sayede üzerimdeki hakimiyetini iyice kolaylaştırmıştı.

Dudakları da aynı zamanda boynumla göğsüm arasında mekik dokumaya başladığında ben de elimi saçlarına yerleştirerek kafasını vücuduma bastırdım.

Tuğra kısa bir süre daha aynı pozisyonda devam etmesinin ardından yavaşça içimden çıktığında bacaklarımı da omzundan indirerek yatakta doğruldu. Kalçalarımdan kavrayarak beni de beraberinde kaldırırken son anda kollarımı boynuna dolamayı akıl edebilmiştim neyse ki.

Ben daha ne yaptığını idrak edemeden o çoktan adımlarını odasının kapısına çevirmiş, büyük adımları sayesinde çok geçmeden banyoya ulaşmıştı.

Beni kucağından indirmeden duşakabine girdi ve sırtımı mermere yasladı. Ben hâlâ daha neden banyoya geldiğimize anlam veremeyip sabırsızca "Duş mu alacağız?" diye sorduğumda da ondan cevap gecikmemişti.

"Evet."

Suyu açıp vücudunu altına soktuğunda benim vücudum mermere yaslı olduğu için tamamen ıslanmamıştım ama yine de soğuk sudan nasibimi almıştım.

Ona daha da sokulup biraz olsun ısınmayı ümit etmiştim lakin o benden de soğuktu. Oflayıp "Tuğra kapat şunu!" diye cırladım. O ise beni dinlemek yerine sırtımı yasladığı yerden ayırıp beni kendisiyle birlikte iyice suyun altına sokmuştu.

Çığlık atıp gözlerimi kapattığımda sanki kurtulabilecekmişim gibi kafamı onun göğsüne yerleştirdim. O esnada onun gülme sesini işitmiştim.

Tam cevap vermek için ağzımı aralayacakken kalçalarımdaki elleri hareketlendi ve yavaşça kendisini içime itmeye başladı. Kafamı kaldırıp onunla göz göze geldiğimde "Duştan kastın bu şekilde mi?" diye sormaktan kendimi alamamıştım.

Göz kırparak beni onayladığında ister istemez güldüm. Üzerimizden akan ve gitgide ılıyan suyun altında sevişmek gerçekten de güzel bir duş yöntemiydi. Tabii daha da hızlanırsa.

"Duştan sonra mutfakta ve oturma odasında da devam etmeliyiz bence. Böylece evde baktığım her yerde aklıma o anlar gelecek."

Güldüm.

"Bu senin için fazlasıyla zorlayıcı olacak."

"Haklısın. Yanımda olmadığın her dakika içindeki bu sıcaklığı özleyeceğim kesin."

"O zaman yanında olduğum anların tadını çıkarmalıyız... Biraz daha hızlanırsan tam da o tadını çıkarma kısmına geçebiliriz sevgilim."

"Başka şartlarda olsa daha da acımasız davranabilirdim ama dün gecenin üzerine kıyamıyorum kızım. Canın yanacak sonra benden çıkaracaksın acısını."

"Canım yanmıyor Tuğra. Aksine aşırı derecede zevk alıyorum fakat senin bu monotonluğun sayesinde yaşlı bir insanla sevişiyormuş gibi hissediyorum."

Umarım bu sözlerim onu kışkırtmak için yeterli olurdu.

"Öyle mi küçük hanım?"

Ben cevap veremeden sırtım yeniden arkamdaki mermerlerle birleştiğinde bu sefer kendisini içime sertçe itmiş ve hızlıca gitgel yapmaya başlamıştı.

Gözlerimi zevkle kapatıp kendimi tamamen ana bıraktım ve inlememek için dudağımı dişledim. O bir şeyler söylemeye devam ediyordu ama algılarım kapalı olduğu için çok geç idrak ediyor, ona cevap verecek gücü bile kendimde bulamıyordum.

Dün gece de aynısını yapmıştı. Bana bol bol övgü dolu ve kışkırtıcı sözler söyleyip sanki yeterince zevk almıyormuşum gibi bir de işin içine dirty talk karıştırmıştı. Bu yaptığının hoşuma gitmediğini inkar edemeyecektim.

Sevişme esnasında ne yapması gerektiğini fazlasıyla iyi biliyordu şerefsiz.

"Şu anda da yaşlı birisiyle sevişiyormuş gibi hissediyor musun?"

Onun nefes nefese sorduğu soruyu algılar algılamaz "H-ayı..." diyecektim ki kendisini tekrardan sertçe içime itince kelimem yarım kalmış, yerini çığlığım almıştı.

"Tekrar söyle."

Birkaç saniye kendimi toparlamaya çalışıp "Hayır!" diye çığırdım. Halihazırda kollarımı doladığım boynundan ensesine tırnaklarımı geçirirken "Sakın durma," diye uyardım onu. Hoş, söylediğim o yaşlı kelimesinden sonra kolay kolay dinginleşecek gibi de değildi zaten.

Dakikalarca suyun altında beni zevkin doruklarına çıkardıktan sonra en sonunda sona ulaştığımı hissedince kafamı onun göğsüne yerleştirerek "T-Tuğra..." diyerek ona kendimi açıklamaya çalıştım. Konuşacak takatim bile kalmamıştı.

"Tut kendini, bebeğim. Çok az kaldı."

Onu dinlemeyip cümlesini bile bitirmeden boşaldığımda "Yaramaz kız. Söz dinlemeyi öğrenmen gerek," diyen sesini duydum lakin oralı olmadım.

Kısa süre sonra rahatlamanın verdiği hisle gözlerimi araladım. Tuğra önüme gelen saçlarımı kulaklarımın arkasına atıp beni kucağından indirdiğinde onun "Sanırım şu an soğuk bir duş almam gereken andayız," diyen sesini duydum lakin oralı olmadım.

Uzanıp suyu kapattım ve tekrardan onunla vücutlarımızı birleştirdim. Bir elimi göğsünden aşağıya kaydırıp oradan karnına ulaştım. Çok geçmeden elim olması gereken yeri kavradığında parmaklarımın arasında kocaman kalan erkekliğinde yavaşça elimi hareketlendirdim.

Bana bu kadar zevk vermişken onu soğuk duşa mahkum bırakacak değildim tabii ki. Benim gibi bir sevgiliye yakışır mıydı bu hiç?

"Sıra sende sevgilim," dedim yüzümdeki masum gülümsemeyle. Düzeltiyorum, ona göre masum ama bana göre şeytani olan bir gülümsemeyle.

Tuğra ise karşılık olarak sadece sertçe yutkunmakla yetinmişti.

zahmet oldu ama yb yazdım sonunda :d

umarım beğenmişsinizdir bölümü :)))

burayı inanılmaz aksattığımın farkındayım bu yüzden bi tık mahcup hissediyor olabilirim ama o bok gibi online geçen üni hayatımın 2.döneminin üzerine kafa dağıtmak için farklı bi şehre gidip gezip eğlenmem şarttı yani ig'den takipleştiğim dostlarım anlamıştır bunu diye düşünüyorum🥲

çoğunuz yorumlarda önceki bölüme devam etmemi istemiş ama o bölümle ilgili daha ne yazabilirim bilemedim her şey açık zaten bi de üzerinden 1 ay geçti yani unuttum bölümü ÖSWŞÖSWŞÇEWŞEÇWŞÇWWŞWŞ

o yüzden bu bölümde ertesi günü yazmak istedim, bundan sonraki bölümde artık text olacak yeter bu kadar düzyazı bölümü yazdığım canım aaaa

bu arada kontrol etmeden atıyorum umarım bi yazım hatası yoktur

bir sonraki bölüm ne zamana gelir bilemiyorum artık yarından itibaren muafiyet sınavlarım var ve aşırı gergin bi durumdayım umarım bir an önce şu salak sınavlarım biter de yeni kurgu yayımlayabilirim😔😔

Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 88.8K 57
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
Eftalya By esmaa

Teen Fiction

340K 15.6K 21
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
601K 39.8K 29
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
ZORBA | BXB By Lord

Teen Fiction

673K 60.8K 32
Zorbasına aşık olmak onun yanlışıydı. Hatelove ilişki içerir. Olumsuz ögeler ve zorba davranışlar barındırır. Şerefsiz bir karakter ve enayi bir kara...