PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\

By Maysa_58

5.5M 309K 54.7K

🌹 Genç adam, karşısında melekleri kıskandıracak derece güzel olan karısına doğru adım attı. Tam önünde durdu... More

~Tanıtım~
~1.Bölüm~
~2.Bölüm~
~3.Bölüm~
~4.Bölüm~
~Gelecek bölüm Alıntısı~
~5.Bölüm~
~6.Bölüm~
~7.Bölüm~
~8.Bölüm~
~9.Bölüm~
~10.Bölüm~
~11.Bölüm~
~12.Bölüm~
~13.Bölüm~
~ Şahan & Yağmur ~
~14.Bölüm~
~15.Bölüm~
~16.Bölüm~
~Şahan & Yağmur 2~
~17.Bölüm~
~18.Bölüm~
~19.Bölüm~
~Senem & Barut Karadağlı~
~20.Bölüm~
~21.Böüm~
~22.Bölüm~
~23. Bölüm ~
~24.Bölüm~
~25.Bölüm~
~26.Bölüm~
~27.Bölüm~
~28.Bölüm~
~29. Bölüm ~
~30.Bölüm~
~31.Bölüm~
~32.Bölüm~
✨Kesit✨
~33. Bölüm~
~34.Bölüm~
~35.Bölüm~
~36.Bölüm~
🍬 Bayrama özel bölüm 🍬
~37.Bölüm~
~38. Bölüm~
~39.Bölüm~
~40. Bölüm~
~41. Bölüm ~
~42. Bölüm ~
~43.Bölüm~
~44.Bölüm~
~45. Bölüm~
~46.Bölüm~
~47. Bölüm~

~FİNAL BÖLÜMÜ~

90.4K 5.7K 1.1K
By Maysa_58

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İki sene sonra...

Masanın üzerindeki yiyeceklere son kez göz gezdirdi ve yerine oturdu Gülhanım. Hemen ardından Yağmur'da elindekileri masaya bıraktı ve eltisinin yanına oturdu. Dün gece anlık bir kararla İstanbul'a gelmişlerdi. Bugünde hep birlikte mangal yapıp vakit geçirmek istemişlerdi. Mangalın başına Barut geçmiş ve yanında Ayşe vardı. Ayşe heyecanla, gülerek birşeyler anlatıyordu Barut'a, başını sallıyor tebessüm ederek onu onaylıyordu. Şahan ve Yusuf Mirza ise çocuklarla top oynuyorlardı. Mehran Efe tam bir futbol delisiydi, babası ile sabah akşam top oynuyordu, Merih Ege ise tam anlamıyla anlamıyor top ona gelirse vuruyor ve ellerini heyecanla çırpıyordu.

- Allah'ım! Şu Merih Ege'yi yememek için kendimi zor tutuyorum." Demişti Yağmur, o kadar tatlı bir çocuktu ki, tombul tombul yanakları vardı. Asla ağlamıyordu, düştüğü zaman gülerek geri kalkıyordu. Şahan bazen ısırarak seviyordu ona bile gülüyordu çok güler yüzlü idi.. İçleri gidiyordu çocuklara, ama şuan kendileri istemiyordu, onlar önce içindeki kendi çocukları büyütmek için uğraşıyorlardı. Tam o esnada Ayşe ve Ela gelmişti masaya Ayşe'nin gözünden resmen ışıklar çıkıyordu.

- Sende birşeyler var ne oldu?" Diye sordu Gülhanım merakla, Ayşe önce manevî kızı Ela'ya bakmış daha sonra heyecandan deli gibi atan kalbi ile cevap verdi.

- Biz Barut ile evlat edinmeye  karar verdik" Ela anında çocuksu bir neşe ile alkış tutmuştu. Ayşe çekti ve Ela'ya sarıldı. Yağmur ve Gülhanım birbirlerine şokla bakmıştı.

- Çok sevindim," dedi Yağmur, Ayşe'nin anne olmayacağını biliyorlardı üstelik hem anne olmak için doğurmaya gerek yoktu. Merhametli, vicdan sahibi olan herkes bir çocuğa annelik yapardı. Ayşe bunu Ela'ya yaptığı annelik ile çok güzel kanıtlamıştı.

- İsimi Ateş olacak! Ateş Karadağlı" Ela'nın sesiyle kocaman gülümsediler. Erkek bebek evlat edineceklerdi ve Ela isiminin Ateş olmasını istiyordu. Ayşe'de kıyamamıştı kızına, hemen kabul etmişlerdi... Ateş Karadağlı çok yakında aralarında olacaktı.

- Çok sevindim, çok güzel anne olacaksın." Diye destek çıktı Gülhanım. Ayşe mutlulukla başını sallamıştı, daha sonra Gülhanım'dan duydukları ile çok daha çok sevinmişti. Ahmet Korkmaz kaçakçılık yüzünden geçen yaz hapishaneye girmişti, iki evladının acısını yaşayan Avzem hanım dayanamamış ve kalp krizi geçirip ölmüştü. Gülhanım'da, Girişimcilik işine girmişti, Mardin'de ne kadar işsiz kadın varsa hepsine iş imkanı sağlamıştı. Bunlardan biride, Sevda ve Halime idi. İki kadın o konaktan kurtulmuş ve birlikte yaşamaya başlamışlardı. Çocuklarını birlikte büyütüyorlardı. Gülhanım işleri büyütmüş ve dernek bile açmıştı.

Barut'un etleri pişirmesi ile herkes yemek masasına toplanmıştı. Gülhanım iki oğlunun da üzerindeki terli kıyafetlerini çıkarmış ve yeni kıyafet giydirmişti. Daha sonra Yusuf Mirza elinde bir elinde papatya ve mor çiçek ile gelmişti, papatyayı karısının eşarbına geçirmiş diğerini ise pusete uyuyan kızının kulağına takmıştı.

Kızı... Mihra Ece Payedâr.

Sürpriz şekilde gelmişti Mihra onlara, asla beklemedikleri zaman hamile kalmıştı Gülhanım. Şaşırmışlardı hatta kız olması onlara bile sürpriz olmuştu çünkü, doktorlar ilk beş ay kontrollerde erkek bu bebek demişti, ama Mihra herkesi şaşırmıştı, Yusuf'un hayali gerçek olmuştu, karısına benzeyen mavi gözlü, al yanaklı dünya güzeli bir kızı vardı. Asla kucağından indirmediği kızı. Mihra isimini Yusuf Mirza koymuştu, sevecen ve hoşgörülü demekti anlamı.

Merih Ege, Şahan amcasının kucağında Mehran Efe babasının yanında idi. Mihra ise babasının kucağında göğüsünde, Melek ve Şahin yurt dışı gezmesinde olduğu için onlar katılmamıştı. Her yaz bir yer belirliyor ve tüm yazı orada geçiriyorlardı.

Yemekten sonra yine hanımlar ve beyler olmak üzere masayı toparlamışlardı. Az önceki futbol oyununa Barut'a dahil olmuştu. Hanımlar ise Gülhanım'ın yapmış olduğu kahveyi içerek beylerini izliyorlardı. Bir ara Melek ile görüntülü konuşmuşlardı. İkizleri ekrandan doyasıya sevmişlerdi. Vaktin geç olduğu bir zamanda ise herkes kendi evine dağılmıştı. Yağmur ve Şahan, Gülhanım'a gelin bizde kalın deselerde dinlememişlerdi. Kendi evlerine geldikleri zaman, Mehran Efe ve  Merih Ege'yi güzelce yatırmıştı Gülhanım, Yusuf Mirza ise kızını göğüsünde yatırmış televizyon izliyordu.

- Babasının gülü," demiş ve siyah saçlarına öpücük kondurmuştu. Mihra Ece  hemen başını kaldırmış ve babası ile yüz yüze gelmişti. Babasına nazlı bir gülüş sunmuş ve geri göğüsüne yatmıştı. Yusuf Mirza, kızının bu hareketi ile daha çok gülmüştü. Elini beline koydu ve hafifçe okşadı.

- Baba, kız bakıyorum keyifler yerinde." Elinde  kahve tepsisi ile giren karısına kocaman bir gülümseme sunmuştu Yusuf Mirza, yatış pozisyonu düzeltti ve oturur pozisyona geldi kızı Mihra Ece'yi göğüsüne yasladı.

- Büyük kızım gelince keyfim daha çok yerine geldi." Diye karısına göz kırpmıştı. Gülhanım kocaman gülümsedi ve kocasının göğüsüne başını koydu. Kızının deniz gözlerine baktı, sahte bir kızgınlıkla.

- Küçük hanım! Maşallah kocamın göğüsünden hiç kalkmıyorsunuz." Demişti, Mihra annesine kocaman gülümsemişti. Tabiki de kızını kıskanmıyordu Gülhanım, aksine çok fazla mutlu oluyordu bu durumdan. Eliyle Mihra'nın elini tuttu, erkek çocuk annesi olmak çok güzeldi, ama kız çocuğu onun verdiği duygu bambaşka bir şeymiş Mihra'da onu öğrenmişti. Süslü tokalar, çiçekli, böcekli, pembe elbiseler giydiriyordu. Başına takmış olduğu taçlar ile daha güzel oluyordu. Buruna öpücük kondurdu.

- Annesine çekmiş, oda hiç kalkmaz göğüsümden." Dedi Yusuf Mirza,

- Huzur var çünkü" demişti. Yusuf Mirza karısının alnına öpücük kondurdu. Daha sonra birlikte kahvelerini içtiler sohbet ettiler, Mihra ile oynadılar. Gülhanım kızının üzerini değiştirmek için odasına gittiği vakitte Yusuf Mirza, kahve fincanlarını yıkadı ve odasına geçti. Karısı, Mihra'nın pijamalarını gidiyordu. Ama Mihra küçük ayakları ile annesine zorluk çıkarıyordu. Yatağın üzerine oturdu kızının tüm dikkatini kendi üzerine çekti. Mihra, babasına aşkla bakarken, Gülhanım çoktan üzerini değiştirmişti kızının. Yusuf Mirza kucağına aldı, her gece yaptığı gibi önce kızını güzelce öpücüklere, boğmuş, kokusunu içine çekmişti. Daha sonra Mihra'yı yatağın ortasına yatırdı ve  avuç içlerini okşayıp uyumasını sağladı. Mihra'nın böyle bir huyu vardı, avuç içleri okşanmadan hayata uyumazdı. Gülhanım her ne kadar alıştırma dese de Yusuf Mirza, dinlememişti. 

Sabahın en erken saatlerinde ise bahçeden gelen seslerle uyanmışlardı anne kız, Yusuf Mirza, Merih Ege'yi omuzlarına almış Mehran Efe'den kaçıyorlardı. Gülhanım, üzerini değişmiş daha sonra kızına kendi ördüğü pembe kıyafetleri giydirmişti.

- Annesinin güzeli! Nasıl güzelsin sen Rabbim bahtını da güzel eylesin İnşallah çiçek kızım." Demişti başına güzelce tacını geçirdi ve kızını kucağına alıp mutfağa indi. Mihra'yı bebek koltuğuna oturdu ve eline birtane çıngırak verdi. Daha sonra poğaçalık hamur yoğurdu. O dinlenene kadar çay suyunun altını yaktı. Şarkılar söyle söyle, kızı ile poğaçaları yapmışlardı. Mihra annesini dikkatlice izliyor ve gülüyordu. Duydukları adım sesleri ile kapı girişine baktı Gülhanım.

- Günaydın annem!" Diye bağırdı Mehran Efe, Yusuf Mirza, Merih Ege'yi yere bıraktı. Merih Ege annesine doğru koştu ve Gülhanım oğlunu kucağına aldı. Mehran ile arasında çok fark vardı, Merih Ege'nin sessiz sakin, bir çocuktu. Mehran Efe ise tam tersi sinirli, öfkeli idi.

- Günaydın gülüm ve güzel kızım." Demişti önce karısının alnına öpücük kondurmuştu daha sonra kızının alından öpmüştü. Mihra, her zaman ki gibi  babasını görür görmez hemen ayaklarını heyecanla salmış ve onu alması için ağlamıştı. Yusuf Mirza kızını kucağına almıştı, daha sonra birlikte kahvaltıyı hazırlmışlardı. Kahvaltıdan sonra ise evi güzelce evi toparlamışlar ve İstanbul'u gezmek için yola çıkmışlardı.

Yusuf Mirza tüm gün, pembe bebek kangursunda kızını taşımıştı. Kızına aşık bir adamdı, kızı da ona aşıktı. Akşamda bir restoranda güzelce ailecek yemeklerini yemişler ve tekrar eve dönmüşlerdi.

~~~~~

İki gün sonra , Mardin

Gülhanım çay bahçesine girdiği zaman aklına düşen anılarla kocaman gülümsedi. Herşey burada başlamıştı, tam yedi yıl evvel buraya Yusuf Mirza ile buluşmaya gelmiş ve hayatının aşkını bulmuştu. Çay bahçesinde oyun oynayan çocuklarını görünce kocaman gülümsedi, zaman çok hızlı geçiyordu, daha dün gibi hatırlıyordu buraya büyük bir heyecanla gelişini, Yusuf'la ilk göz göze gelişini. Şimdi ise üç çocukları ile birlikte gelmişler ve yine aynı yerlerine oturmuşlardı.

- Yedi yıl önce hayatıma girdiğin için, Bana bu dünyada her duyguyu iliklerime kadar yaşattığın için beni baba yaptığın için çok teşekür ederim seni çok seviyorum evimin gülü.." Demişti Yusuf Mirza, tek eliyle kızını kucağında sabitledi ve karısının elini tuttu. Gülhanım deniz gözlerini kıstı kocasına aşkla baktı.

- Bana çok iyi bir eş, çocuklarımıza çok iyi baba oldun, çok seviyorum." Dedi aşk dolu sesle, Yusuf Mirza karısının elinin  üzerine bir öpücük kondurdu.

- Hikayemizin başladığı yerde, hikayemiz bittiyor." Dedi Yusuf Mirza, kırgın bir sesle Gülhanım başını olumlu anlamda salladı.

- Mutlu başladık, mutlu bitiyoruz Yusuf'um, sonsuz mutlulukla hemde." Demiş ve kalkıp kocasının yanına gitmişti başını göğüsüne koymuş, oğullarını izlemeye başlamıştı. Yusuf Mirza ile başladığı bu yolda üç evlatları ile mutlulukla veda ediyorlardı. Onlarla başlayan hikaye yine onlara bitmişti...








Payedâr'ın son bölümü....

Özel bölüm gelir ama özel bölümleri yazmam için benim kendime biraz zaman ayırmam lazım.🙏🏻

Bu yolda şimdiye kadar bana destek olan herkese çok teşekkür ederim.💖 Tiktok, Instagram'dan edit yapan, kitap önerisi olarak Payedâr'ı paylaşan herkese çok teşekkür ederim.💖

Final bölümünü yazmakta çok zorlandım umarım beğenirsiniz.

Payedâr'ın sevgili okuyucuları yeri geldik güldük, yeri geldik ağladık umarım bu yolda bana eşlik etmekten sıkılmadınız.

Yeni kurgu gelir mi gelir ama ne zaman gelir bilmiyorum 🤭 Ama yeni kurgu olduğu zaman haberdar olmak istiyorsanız.

Maysa_58

Instagram; Maysa_58_ hesaplarımı takip edebilirsiniz. 🤍

Sevgi ile kalın sizi çok seviyorum. 🤍
~Maysa


Continue Reading

You'll Also Like

884K 45.6K 50
Karanlığın Efendisi' nin devam kitabıdır. "Siz Beren Başak, Ares Karal' ı iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta eşiniz olarak kabul ediyor musunu...
32.1K 2.2K 53
#romantizm 🥉 Kim katlanabilirdi ki buna? Önce ailesini, sonra onu hayata bağlayan insanı kaybedince kim dik durabilirdi? Şimdiki mücadelem bana bun...
46.2K 5.1K 57
"O gün büyük bir tokat yemiştim, ardından annemi kaybettim ve ben o gün büyümüştüm. En azından öyle sanıyordum. Ta ki seni görene dek... Sen, yanağım...
5.7K 707 99
Babasına atılan iftira sonucu küçük yaşta ailesi dağılan bir kızın, yıllar sonra babasının suçsuz olduğunu kanıtlamak ve kayıp kardeşini bulmak için...