İyi okumalar. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?
"Bu gecede senin yataktayım, haberin olsun. "
"Yok ebenin damı kardeşim! Bir gece dedik bitti. Ne alaka oğlum hem? Siktir git kendi yatağına. "
"Çarşafları değiştiririm oğlum, derdin buysa. Yatacağım, hiç bana laga luga yapma. " Tam yine ensesine tokat atacağım sırada Yavuz çevik davranıp elimden kavrayıp bileğimi büktü. "Oğlum sen beni iyice tokat manyağı yapmaya niyet ettin he! Elinin ayarını sikeceğim lan! "
Metrodakiler bize bakıp eğlenirken, ineceğimiz durağa gelmiştik bile. Kadıköy soğuğa rağmen dolup taşıyordu bugün. Hafta sonuydu ve biz de kendimizi dışarı atmıştık, uzun zamandır sinemaya gitmiyoruz diye vizyondaki filmlerden birine gitmeye karar vermiştik.
Dün odada ilan eder gibi gideceğimiz sinemayı duyurmuştum, şimdi ise kalbimde garip bir heyecan vardı. Eğer Sarı aptal değilse ve bana direnmeyi bırakmışsa sinemaya ne yapıp edip gelecekti.
"Hangisine gireceğiz? İki aksiyon filmi var ne yapalım? " Yavuz afişlerin önünde durmuş hangisi için bilet alacağını düşünürken ,benim aklım Sarı'nın gelip gelmeyeceğindeydi.
"Şişşş baksana lan! Hangisine alalım bilet? " Bir gözüm Yavuz'da diğeri ise yürüyen merdivenlerden çıkmasını beklediğim Sarı'daydı. Eğer gelmezse onun o sarı kafasını bu defa kıracaktım! Uzaktan uzaktan bana bakışlarını, dokunduğum an elimin altında kızaran yüzünü görmesem prens hallerine, aldırmayan tavrına inandırdım ama sarı kafa maskesini bana karşı çoktan düşürmüştü. Direnmesi sırf gururundandı.
"Bilmiyorum oğlum fark etmez,13:45 dekine alalım işte."
"Ne diye bir saat bekliyoruz lan! Madem fark etmez yarım saat sonra olana alalım. Çıkışta vaktimiz kalır. " Yavuz haklıydı haklı olmasına da, işte benim de beklediğim bir Sarı kafa vardı.
Ulan Sarı! Senin ben kibrini, tavrını si- diye içten içe sövdüğüm an yürüyen merdivenlerden çıkan Caner ve Sarı girdi görüş alanıma. Koyu lacivert bir pantolon, krem bir kazakla benim aksime oldukça sade ve klasikti. Sarı saçları AVM ışıklarıyla olduğundan daha parlak ve aydınlık gözüküyordu.
Bakışlarımız kesiştiği an gözlerini kaçırdı, bense doğrudan mavilerine bakmayı bırakmadım. Sakince yüzünde ve saçlarında dolaştı bakışlarım. Benim onu süzdüğümü biliyordu ve dişlerini sıktığını görüyordum. Bu hali beni eğlendirirken, bir kaç adımla yanımıza geldiler.
"Bizimi takip ediyorsunuz oğlum? Kurtulamayacak mıyız sizden? " Yavuz Caner'e bakıp seslendiğinde, Sarı hala etrafa bakıyordu. Bana bakmamak için verdiği mücadele takdir edilesiydi.
"He ya Yavuz sizi takip ediyoruz. Hafta sonu Yavuz ve Cevdet ne yapıyor acaba diye keşfe çıkmıştık. Hey Allah'ım ya! " İkisi atışıp dururken ben Sarı'nın yanına geçip çaktırmadan bir omuz attım. Kulağına eğildim ve kısık sesle, " Naber Sarı? "dedim göz kırparak. İçim kıpır kıpırdı anasını satayım. Hayatımda daha önce böyle bir his yaşamamıştım.
Kokusu burnuma dolarken, boynuna biraz daha sokulup etrafa bakındım. Yavuz ve Cevdet filmler hakkında tartışıyorlardı. " Niye buraya geldin? Hasretime iki saat dayanamadın mı prens? " Ağzım kulaklarımdaydı. Sarı peşimden gelmişti ulan!
"Her şeyden kendine pay çıkarmayı nasıl başarıyorsun sen? Bana egolu diyen herife bak! Ayrıca dibime girip durma Cevdet! " Bu defa o bana omuz atarken Yavuz'un bakışları bizi buldu. Ne oluyor der gibi kaş göz yapınca, Sarı'nın yanından biraz uzaklaştım.
"Hangisine alalım Serdar? Getirdin bizi buraya madem, filmi de sen seç! " Duyduğum şeylerle sırıtmama engel olamadım, eğilip Sarı'nın gözlerinin içine baktım. Yavuz ve Caner ne yapıyorsun bakışları atarken benim umrumda değildi. "Sarı, hala mı inkar? " Deli olduğumu düşünmeyeceklerini bilsem kahkaha atacaktım, öyle keyiflenmistim ki! İşte seni böyle oyuna getiririm Sarı kafa!
"Abi bilmiyorum, seç işte kafana göre! " Sinirden mi yoksa utançtan mı bilmem beyaz yüzü yine kıpkırmızı olduğunda çekip öpme isteğiyle doldum. Şeytan diyordu tut boynundan, yapış dudaklarına, bırakma!
" Cevdet! Aaa sen misin? " Adımı bağıran sesin şaşkınlığıyla ,Serdar'da gezinen bakışlarımı sesin geldiği tarafa çevirdim. Yanımıza hızla gelen kızı, yanlış mı görüyorum diye bir kaç defa süzdüm. Bakışlarım Sarı'ya kaydığında o da benim gibi gözlerini kısmış kıza bakıyordu.
Ani gelen panik haliyle gülerek yanımıza gelen eski kız arkadaşımın şokuyla, kızarma sırası bana geçmişti. "Şaşırdım ya seni görünce. Ne tesadüf! " Yaa evet çok boktan bir tesadüftü. Eski sevgilim tam da zamanında ve yerinde günümün ortasına gökten düşmüştü.
Boynuma sarılıp öptüğü an kısa süreli bir şok yaşarken, Sarı büyüttüğü mavileriyle gözümün içine bakıyordu. " Ya sorma ne tesadüf ne tesadüf Banu!" dedim yüzümü buruşturarak. Keyfim kaçmıştı.
"Filme gireceğiz biz de, beraber girelim. Özlemişim. " Tehlikeli kelimeler kullanmasak mı kızım ya! İçimden şansıma sövüyordum. Banu iyi hoştu ama arkadaş ayağına hala yürümeye devam eden biriydi. Arada sırada irtibat kursakta ona karşı içimde arkadaşlıktan öte bir şey yoktu. Umarım abuk subuk davranıp beni sinirlendirmeden arkadaşlarını da alıp giderdi.
Yavuz'un gözleri kızlardan dolayı parlarken, benim kaçamak bakışlarım Sarı'nın üzerindeydi. Kafasını çevirmiş film afişlerini inceliyordu ya da incelermiş gibi yapıyordu.
"İlk filme aldım.On beş dakika sonra başlıyor film. " Yavuz bana fırsat vermeden kızlara bakıp biletleri salladığında, o biletleri burup sevgili abaza arkadaşımın götüne sokmak istiyordum.
Hemen sonra Caner'in elindeki biletlere kaydı bakışlarım. Onlar da diğer aksiyon filmine iki bilet almışlardı.
"Aa tamam bizde aynı filme aldık Cevdet. Beraber izleriz. Koltukları değiştiririz biz şimdi. " Ulan hayaller Sarı, hayatlar Banu! Yavuz'un parlayan ve yalvaran bakışlarına inat olmaz diyecektim ki, Sarı kafa aniden lafa atladı. "Caner biz de aynı filme girelim. Yarım saat daha mı bekleyeceğiz boşver. "
Caner'in elinden kaptığı biletleri gişeye götürürken, gözleriyle bana öfke saçıyor gibiydi. Ya da ben öyle olsun çok istiyordum. Kıskanç bir Sarı acaba nasıl olurdu?! Dudaklarımın kenarı kıvrılırken, Sarı'nın kıskanmayıp aksine bana posta koyma ihtimali aklıma gelince elim ayağım birbirine girmişti.
Yavuz'un elindeki biletten koltuk numarasına bakıp arkasından ben de gişenin olduğu kısma geçtim. Sarı önümde biletleri bizim filmle değiştirmeye çalışıyordu. Ensesine nefesimi üfleyip bana bakmasını sağladım." F 5-6 bizim koltuklar . Ona göre sıra seç, yanımda oturursun." Bakışları gittikçe kararırken devam ettim. " Koştura koştura bilet değiştirdiğini görmek de varmış be Sarı!" Sırtı göğsüme yaslıydı, heyecanımı saklama gereği duymuyordum. Gülümsemem gittikçe yüzüme yayılıyordu.
"Cevdet dibime girme ulan! Ensemden nefesini çek! " Mavileri çakmak çakmak yanıyordu. Dudaklarını ısırmaktan kızartmış, çok fazla öpülesi duruyordu. "Sarı ya, kıskandın mı şimdi sen beni? Hadi söyle,itiraf et be! Hıım"
"Ya sabır ulan! Vazgeçtim, değiştirmiyorum biletleri falan! " Beni itip gitmeye çalışınca kolundan tutup durdurdum. "Olmaz, o kadar koşturdun geldin. Boşa gitmesin." Elinden aldığım biletleri gişedeki çocuğa uzattım. Değiştirmesini söyleyip istediğim koltukları işaretledim. " Cevdet sen fazla oluyorsun seni uyarıyorum! Bak benim pis tarafımı henüz görmedin, bana böyle emri vakiler yapmayacaksın! "
Aldığım biletleri cebime koyarken, kolunda duran elimi bu defa beline yerleştirip sıradan çıkardım. Sarı belindeki elimi itip duruyordu. Sakin bir yere çekip önce bizimkilerin olduğu tarafa baktım. Yavuz ve Caner Banu'nun yanındaki kızlarla muhabbete dalmış görünüyordu.
"Cevdet kırarım lan ellerini senin. İkide bir dokunup durma bana ! " Ne hissettiğini anlamıyordum. Yine dümdüz bir suratla bakıyordu bana. Kıskandığı için mi kızgındı? Yoksa gerçekten dokunmamı mı istemiyordu?
"Neden? Neden dokunamıyorum? Sakın iğreniyorum, titizim falan filan triplerine girme. Öyle değil biliyorum. Banu mu rahatsız etti seni bu kadar? " Gözlerinin içine doğrudan bakıyordum. Ellerim usulca ellerini buldu. Etraf kalabalıktı, tutamazdım ama ufak bir dokunuşa bile ihtiyaç hissediyordum. İşaret parmağımı hafifçe elinin üzerinde gezdirdim. Mavilerini büyüterek baktı bana. " Banu kim ya! Ne alaka? Sadece rahatsız oluyorum dokunuşlarından. " Parmağım hala teninde geziniyordu. Yalan söylemek Sarı'ya çok yakışıyordu.
Gülümseyerek bakışlarımı ellerimize indirdim. "Yapma Sarı! Dokunuşlarıma şimdiden alışmış gibi duruyorsun oysa ki! " dedim tenini okşayan parmağıma işaret ederken.Gözlerindeki afallamayı görüyordum. Maskesi yeniden benim karşımda çatlıyordu. "Öpesim var, şimdi şurada ama yapamıyorum. " dedim iç çekerek. Deli gibi istiyordum öpmeyi.
Mavileri gittikçe büyürken bakışlarının yumuşayıp yerini tuhaf bakışların aldığını görüyordum. "Banu kim? " Birden sorduğu soruyla şok olma sırası bana geçtiğinde kalbimin atış hızı da iki katına çıkmıştı. Ulan bana böyle aniden söylediği şeylerle kalp krizi geçirtecekti!
"Banu diyorsun yani? " dedim gülerek. Hissetiğim duygunun bir tanımı olsa mutluluk olurdu. Sarı prens beni kıskanmıştı demek! "Eski sevgilim. Yıllar önce yani. Önemli biri değil. Mesela senden asla önemli değil. " Konuşuyordum ama dudaklarından bir saniye bile çekemiyordum bakışlarımı. Hipnotize olmuş gibi hissediyordum.
"Eski sevgilin demek." Bir şeyler daha söylemek istese de kelimeleri yutuyor gibiydi." Merak ettim sâdece. Başka bir sebebi yok. " Bakışlarını benden çekip yere indirirken yüzünü izliyordum. Kusursuz bir herifti! " Neyse yanlarına gidelim artık. Film başlayacak. " dedi az öncenin aksine daha yumuşak bir sesle,siniri biraz daha dinmiş gibiydi.
"Merak ettin! Tamam et tabi et, hakkındır.Hoşuma gitti hem merak etmen. " Arkasını dönmüş giderken söylediğim şeylerden sonra yandan bana bir bakış attı. Dudakları yukarı kıvrılırken, " Duvar kenarında otur, yanındaki koltukta benim! " dedi ve yürümeye devam etti.
Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Çok düzenleyemeden atıyorum umarım beğenirsiniz. 😘
Medya; Cevo ve Serdar'ın görünüşleri