DERT | Yarı Texting

By golgeyazarrr

1.4M 57K 14.7K

Eliz Sarıdoğan ailesini Ankara'daki bir kazada kaybettikten sonra Sakarya'ya, teyzesinde mezun olana kadar ka... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
Final
GİZ

3.1

23.4K 891 143
By golgeyazarrr

keyifli okumalar <3

_________________

Bugün okul vardı ama Aras'la gitmemiştik. Daha doğrusu kendisi gitmek istememiş, bu sebeple de ben de gitmemiştim. Çünkü evde kendi başına ne yapacağı belli olmazdı. Okul çıkışı eve geldiğimde tavanı zeminde, zemini tavanda dahi bulabilirdim.

Dirseklerimin üzerinde kanepede dururken elimde telefonla sosyal medyada geziyordum. Sıkılmıştım. Aras da her zamanki gibi ya uyuyor ya da telefona bakıyordu. Şimdi telefona bakma saatiydi herhalde.

Oflayarak ayaklandım. "Aras ya."

"Efendim?" dedi bana dönmeden. Homurdandım. "Gıcık mısın ya! Of! Sıkılıyorum."

"Ne yapabilirim?" dedi o da aksi bir ses tonuyla. Ayaklarımı yere vura vura salondan çıktım ve odama yöneldim. Sınavlar yaklaşmıştı. Dersleri de bayağı aksatmıştım bu yüzden biraz ders çalışmam gerekiyordu.

Neredeyse 2 saat boyunca ders çalışmıştım. Bu zamana kadar ise Aras'la benim mutfağa gidip su içtiğim zaman dışında hiç karşılaşmamıştık. O her zamanki gibi telefondaydı o sırada da.

Kalemi elimden bırakarak ağrıyan bileğimi ovuşturdum ve gerindim. Bacaklarımı esnetip çıtlattım ve sırtıma da aynı hareketi uyguladım. Belim ağrımıştı.

Daha sonra ayaklanarak odamdan çıktım ve salona ilerledim. Aras koltukta mayışmış, bir eli aşağı sarkarken uyuyakalmıştı. Göz devirerek telefonumu çıkardım ve teyzemi aradım.

"Efendim Eliz?" diyerek telefonu açmıştı hemen.

"Nasılsın teyze?"

"İyiyim kızım, siz?"

"İyiyiz işte. Ne zaman sönüyordunuz ya? Aras evde hiç bir şey yapmıyor. Çok sıkılıyorum valla."

"Birkaç güne oradayız inşallah canım. Bugün okula gitmediniz mi?"

"Yok," diyerek gözlerimi Aras'a çevirdim ve bezmiş bir şekilde nefesimi verdim. "Aras bey ya uyudu ya telefona baktı zaten. Benimle hiç ilgilenmedi."

Böyle de annesine ispiyonlayan kızlar gibi olmuştum sanki...

"Aa! Hıyar herife de bak sen. Şimdi ne yapıyor?"

"Uyuyor." dedim kısaca.

"Uyandır onu da yemek yiyin bari. Kartı bırakmıştım. Olmazsa yemek sipariş edersiniz. Kızım bir de Aras'ın ders çalışmasına yardım eder misin? Sınavlarınız da yaklaşıyor."

"Ederim etmesine de beni dinleyeceğini sanmıyorum teyze, bilirsin ya."

Nefesini dışarı verdi. "Neyse artık. Benim şimdi kapatmam gerek Elizciğim. Dikkat edin kendinize, öptüm."

"Görüşürüz teyze." diyerek telefonu kapattım. Ardından Aras'ın yanına gittim ve onu dürttüm. "Kalk."

"Biraz daha..." diye mırıldanacak diğer tarafa döndü.

"Aras," dedim sinirle bir soluk alıp. "Kalksana be! Öğlen oldu öğlen!"

Gözlerini yarı araladığını kafamı yüzüne tutmamla görebilmiştim. Tekrar parmak ucumla dürttüm. Daha sonra serçe parmağımı kulağının kenarına sürttüm. Ben bu iki hareketle uyandırılmaktan nefret ederdim. Aras'ın da öyle olmasını umdum.

Kulağındaki elimi ittirdi. "Dokunma bana!" Kısık sesle konuşmuştu ama sertti sesi.

Tekrar aynı hareketi yaptım. Bu sefer elimi daha sert ittirdi "Sal beni!"

"Uyan," dedim sırıtarak. "Yemek sipariş edelim."

"Uyumak istiyorum Eliz! Git kendin sipariş et."

"Adresi bilmiyorum." dedim dudak büzerek ama o bu hareketimi görmemişti.

Dudaklarını ve gözlerini araladı. Ardındna adresi söylemeye başlarken durdu. "Uyanmam için yapıyorsun değil mi sen?"

Tatlı olduğunu düşündüğüm bir şekilde güldüm. "İftira! Ben adresi öğrenmeye çalışıyordum."

"Tebrikler," dedi homurdanarak. "Hem adresi hem de sana karşı olan sinir katsayını öğrendin. Şimdi gidebilir misin?"

"Yoo," dedim ve bileğinden tutarak onu çektim. "Kalkıyorsun ve yemek yapıyorsun şimdi."

Bileğini sertçe kendine çekti. "Yemek falan yapmam ben!"

Burnumu kırıştırdım. "Evde kalırsın."

"Evde kalmam ben. Çok yakışıklıyım bir kere. Bulurum bir tane de sugar mommy. Oh. Dünya benden yana."

Ona gözlerimi kısarak baktım. "Karı 50 yaşında çıkmasın da."

"Yok," dedi asabice. "40 yaş ve üstünü kabul etmem."

"Kadının çocuğu vardır belki? Üvey kız kardeşin ya da ablan olmazını mı isterdin?"

"Neden olmasın?"

Ona gözlerimi kısarak ve kollarımı göğsümde birleştirecek baktım. "Üvey bir kız kuzenin neyine yetmiyor?"

"Çok bıdı bıdı yaptığı için sevmedim. Hem erkek gibi o. Bana kız lazım."

"Hani güzeldim ya! Daha yeni demiştin!"

"Aksini iddia eden bir şey demedim zaten."

"İyi de erkekler güzel olmaz ki."

Sinsice sırıttı. "Kendin de bana katılıyorsun yani?"

Gözlerimi tehditkar bir şekilde ona çevirdim. "Lanet çeneni kapat."

"Sen kapat."

"Acıtırım," dedim aklımda dilini makasla kesmenin hayallerini kurarken. "Ve bir daha asla konuşamazsın."

Uykusu tamamen kaçmıştı. Gözleri kararırken ses tonu da aynı karamsarlıktaydı. "Ne yapacaksın?"

"Neyse," dedim elimi rastgele havada sallayarak. "Hadi bakalım, şimdi—"

"Dilimi acıtmayacak mısın?" dedi sözümü keserek.

Sözümü kesmesine sinir olmuştum ama üzerinde durmadım. Onun yerine ellerimi belimin iki yanına koydum. "Ne o? Gay mı olmak istiyorsun?"

"Senin olmak istiyorum."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Ne?"

Boğazını temizledi. "Yani kız gibi davransaydın belki..."

Kaşlarımı çattım. "Ben kız gibi davranıyorum zaten!"

Cıkladı. "Hep küfür ediyorsun. Ayrıca ani yükselmelerin çok can sıkıcı."

Göz devirdim. "Sen kendine bak pislik. Kuduruk köpek."

"Ben mi kuduruğum?"

"Yok ninem." diyerek tersledim onu. "Senden başka kime diyorum gibi gözüküyor acaba? Görünmeyen cinlere mi?" Sahte bir edayla gözlerimi kocaman açtım ve elimi ağzıma örttüm. "İnanamıyorum Miles! Aras'a bunu gerçekten yapmak istiyor musun?!"

"Ne?" diye sordu Aras şaşkınca.

Elimle arkasını işaret ettim. "Arkandaki görünmez hayalet Miles'la geçen gün tanıştık. Ve şimdi senin dilini kopartmak istiyormuş benim yöntemimle."

Yüzünü buruşturdu. "Senin yöntemin ne peki? Öpmek mi?"

Burnumu kırıştırdım. "Arsız seni. Ayrıca hayır. Ben dilini gerçekten makasla kesmeyi düşünüyordum, senin aksine gay değilim."

"Benim aksime olamazsın zaten. Sen erke değils—" Boğazını yalancıktan temizledi. "Neyse." diyerekten de konuyu değiştirdi. "Yemek sipariş edelim."

Daha sonra yemekleri sipariş etmiş ve tartışa tartışa yemiştik. Saat akşam 5'e doğru gelirken Aras yine telefonunu eline almış sosyal medyada geziyordu.

Masayı toplayıp yanına dönmüştüm. Koltuğun başında durdum ve ani bir hareketle elindeki telefonu aldım. "Kalk."

"Ver lan telefonumu." dedi ayaklanırken.

"Ders çakışacağız beyefendi. Teyzem kesi bir dil ile belirtti."

Gözlerimi yumdu Aras ve elini elime doğru, telefonu almak için uzattı ama reflekslerim sayesinde elimi geriye çekmiş ve telefonu almasını engellemiştim.

"Eliz." dedi dişlerini sıkarak.

Omuz silktim. "Ne var be?"

"Ver telefonumu lanet olası kuzen."

"Lanet götüne girsin piç." diye homurdanarak salonun çıkışına yöneldiğim sırada bileğimi tutmuş ve telefonunu almaya çalışmıştı. Benden güçlüydü, bu su götürmez bir gerçekti ama onu göğsünden ittirerek koltuğa düşmesini sağladığımda bileğimi bırakmadığı için bende üstüme düşmüştüm.

Gözlerimi aralayıp ona alttan baktığımda sarı gözleri hızlıca beni bulmuştu. Yutkunup ayaklanmak istediğimde belimi ne zaman tuttuğundan habersiz olduğu bir şekilde elini sıklaştırmıştı. Yüzünü yüzüme eğdi, "Telefonumu ver."

Nefesi dudaklarıma çarptığı sırada düşünebildiğim tek şey bir klişenin başıma gelmesi ve hoşuma gitmesiydi.

______________________

idare eder bir bölüm sanırım.

bu arada 25k için teşekkür ederim. aynı şekilde bç'de 50k olmuş!! gittikçe büyüyoruz canlarım <3

en sevdiğiniz sahne? kısa bölümde neresi bilmiyorum ama belki hoşunuza giden bir yer vardır.

11.05.2023

Continue Reading

You'll Also Like

22.5K 994 20
3 yıldır hayranı olduğu futbolcuya yazan Nil Arslan vee O gece arkadaşlarıyla iddiaya girdiği için ona cevap veren ünlü futbolcumuz Barış Alper Yılma...
25.8K 1.6K 22
-Dudaklarımın kıvrılması için geçerli bir neden olduğunda zor olmuyor. Dedi. -Uzun zamandır kıvrılmıyorlar gibi. Belki de benim dudaklarımın arasında...
6.2K 247 39
Birbirinden uzak olanların hikayesi... 0547**: bilir misin birini kendinden bile çok seversen o kişi sana emanet sayılırmış 0547**: ben seni kendimde...
1M 51.8K 35
*TAMAMLANDI* İdil: Beni öptün İdil: Seninle sahnemiz yokken birde! Güven: Yönetmen istedi İdil: Yönetmenin köpeği olduğunu unutmuşum:) Güven: Ben b...