Taehyungie👥
Tavşan surat:Güüünayyydınnn!🙋♂️
Taehyungie👥:Sabah sabah ne bu enerji ya?
Tavşan surat:Üf aman be!Sana da yaranılmıyor.Gidiyorum ben.
Taehyungie👥:Gitme Kook,ağlarım bak?
Tavşan surat:Tamam ağlama ya🥺Neyse sana effsane bir teorim varrr🤭
Taehyungie👥:Neymiş bakalım?
Tavşan surat:Ya Taehyungie,bence diyorum bi ihtimal,Jin hyung,Namjoon hyunga aşık olabilir mi? 😶
AMA SAKIN YANLIS ANLAMA TEORİ SADECE!
Taehyungie👥:Hmmm bir düşüneyim...
Evet,son birkaç yıldır öyle,sen nereden biliyorsun ki?
Tavşan surat:Ben asla yanilmam
BU ARADA NEE
NİYE SEVGİLİ DEGİLLERTR
Taehyungie👥:tek taraflı diyeyim
Tavşan surat:yaa🥺o zaman iki taraflı olsun?
Taehyungie👥:Ne var o güzel aklında yine?
Tavşan surat:Görüceksin biraz sabret,plan anlaticam ona uy,hm?
Taehyungie👥:Uu,gizemli,severim
Tavşan surat:Sen ikisini de ayrı ayrı arayıp başına bir şey gelmiş gibi davranacaksın,ortak noktada buluşacaklar.Sonra bizi göremciekler cok romantik oetam olucak
Taehyungie👥:Tamamdır,bir saate hazırlatıyorum
(görüldü)
¬¬¬¬¬¬
(jk)
Sevdiğim adamın da teklifimi kabul etmesi üzerine hyungları aramıştı.Organizasyon yeri olan doğal parkta bekliyorduk beraber.Gelmelerine son birkaç dakika kalmıştı ve biz gerekli olan tüm romantik havayı katmıştık ortama.Jin hyung zaten bildiğimiz gibiydi,seviyordu Namjoon hyung'u.Fakat Namjoon hyung pek aynı duyguları paylaşıyor gibi gözükmüyordu.
Buluşma yerine geldiklerini görür görmez Taehyung'u kolundan çekip çalının arkasına geçtik ve onları gözetlemeye başladık.
Evet biraz sapık gibiydik,ama hayırlı bir işe vesile olmaya çalışıyorduk.
İkisinin de gözleri önce Taehyung'u arıyordu,bulamayınca önlerine döndüler ve birbirlerini gördükleri an ani bir kal yaşadılar.Daha sonrasında ise birbirlerine doğru ağır bir şekilde adımladılar.Konuşmayı başlatan kişi Namjoon hyungdu.
"Ah,selam Jin."
"Se-selam?"
"Şey,buralarda Taehyung'u gördün mü?"
"Um,ben de onu arıyordum?"
"Dur ben bir arayayım-"
Jin hyung tam telefonunu çıkarmışken Namjoon hyung onu durdurmuştu bileğinden hafifçe kavrayarak.Ben bu olayları nefessiz bir şekilde izlerken yanımdaki beden ise kuvvetle muhtemel bana bakıyordu.
"Ya Jin,boşversene.Beraber takılalım."
"Ah,p-pekala.Ama Tae..."
"Jin,anlamıyor musun güzelim?"
Dur,NE?!GÜZELİM Mİ?!
"Güzelim derken?"
"Ah pardon,ağzımdan kaçmış."
"Tabi kaçar,kızlara ne kadar söylediysen artık..."
"Jin,uzatma bu konuyu.Asıl resmi gör."
"Ne resmi Namjoon?Yine ne saçmalıyorsun?"
Namjoon hyung,karşısındaki bedene bir adım atarak ellerini saçlarında gezdirmeye başladığında ise farkında olmadan tuttuğum nefesimi özgür bırakmıştım.
"Jin,Taehyung bunu başbaşa kalalım diye yaptı."
"Ne?Nereden biliyorsun ki?"
"Tahminlerime dayanıyorum ve biliyorsun,tahminlerim hep tutar."
Jin hyung,saçlarında gezinen eli tutup kendinden uzaklaştırdığında ise Namjoon hyung,meraklı gözlerle ne yapacağına bakıyordu.Jin hyung ise sadece kolunu geriye bırakmakla kalmıştı.
"Peki Namjoon,bende ne görüyorsun?"
"Çok,çok güzel şeyler görüyorum Jin."
"Mesela?"
"Dünyanın en güzel,en zarif,en kibar,en hamarat,en narin..."
Jin hyung gözleri dolu bir şekilde tebessüm ederek onu izliyordu.Ben ise tek elimi sessiz nefes alabilmesi için Taehyung'un ağzına götürüp kapatmıştım.
"Dostusun."
Namjoon hyungun dediği şey ile Jin hyung,tamamiyle yıkılmıştı.Çiçek misali olan tebessümü solmuştu,dökülüyordu.Kaşlarının orta kısmı yukarıya doğru kıvrılmıştı.Hapsettiği yaşların ise birer birer akmasına izin veriyordu yanaklarından.Bir şey söylemek için ağzını araladı.Fakat hiçbir şey söyleyememişti.Muhtemelen,boğazına büyük bir yumru oturmuştu ve konuşamıyordu.
Empati yapabiliyordum,yaşanmışlıklar aynıydı her ne kadar dozu tamamiyle farklı olsa da.
Arkasını dönüp hızlı adımlarla gözlerini gömleğinin tersiyle silerken burnunu çekiyordu hıçkırıklarının kaçmaması için.Biz ise ne olduğunu anlamamış bir biçimde olanları izliyorduk.
Namjoon hyung,hızlı bir hamleyle gözü dolu dolu olan vücudu tutmuştu ve kendine çevirmişti.
"Namjoon,b-bırak."
"Hayır Jin,ne olduğunu anlat."
Jin hyung hiçbir şey söylememişti buna karşılık olarak.Namjoon yalvaran gözler ile karşısındaki bedene bakarken Jin ise inat yapmış bir biçimde ağzını bıçak açmıyordu.
"Jin,lütfen...Seni böyle görünce içime bir hançer saplanmış gibi acı çekiyorum."
"Ah,demek benim de yaşadığım şeyleri yaşayabiliyormuşsun?Ne güzel,en azından duygusuz olmadığını görmüş oldum.Gerçi banane ki..."
Jin hyung her ne kadar kendisini tutan kollardan sıyrılmaya çalışsa bile başarısız oluyordu çünkü karşısında kendisinin iki katı bir beden vardı.Namjoon hyung ise en sonunda bu inatçı tavır karşısında göz devirmiş ve karşısındaki bedeni tek hamleyle omzuna atmış bir hâlde yürüyordu.
"H-HEY!NAMJOON APTAL MİSİN BIRAKSANA İMDAT!?"
"Az bir dursun çenen."
Namjoon hyung,omzundaki bedeni banka oturttu ve cnaını acıtmadan omzundan tutarak konuşmaya başlamasını bekledi.
"Anlat Jin,bekliyorum?"
Bir süre sustu fakat susmanın çözüm olmadığını anladığı gibi ağzını araladı burnunu çekerek Jin hyung.
"Namjoon,senden nefret ediyorum.Ama insan nefret ettiği kişiyi deliye dönercesine merak etmez,aklı tüm gün onunla dolmaz bunu da biliyorum.S*keyim,yıllardır sana köpekler gibi aşığım,hala farkında değil misin?"
"Farkındayım."
"Ne?Nasıl farkındasın?Eğer farkında olsaydın sana her adım attığımda bana on adım gelirdin Namjoon,senin için sadece bir arkadaşım.Hatta dostuz,değil mi?"
"Jin,sen mi fazla safsın?"
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Sence seni dost olarak gören bir insan,o gün karşına geçip bıçağın sana gelmesini engelleyip kendi kalbine bıçak yer mi?"
Taehyung,duyduğu şey ile yüzünü buruşturup ellerini şakaklarına koyup ovmaya başlamıştı.Sanki o günü hatırlamak istemiyor gibiydi.Ben ise ne olduğunu merak ediyordum.
"Ya da seni dost gören biri,sırf çiçeğinden bir demet çaldı diye tüm gün onun peşinden koşup yakalayınca da sana uğurlu rakamın diye yedi demet çiçek aldırır mı?"
Jin hyung sustu,bir şey diyememişti.
"Ya da Jin,seni dost olarak gören biri,sırf sen onunla ilgilen diye kendini dövdürtür mü?"
Jin hyung yine sessiz kalma hakkını kullanmıştı.
"Jin,ben sana tüm sinyallerimi gönderdim.Asıl kör olan ben değildim,sendin."
Dolan gözleri daha çok dolmuştu ikisinin de.Dokunsam ağlayacak gibiydiler.
"O zaman,o zaman niye hiç gelmedin yanıma Namjoon?Niye başka erkeklerden bahsettiğimde sesini çıkarmadın? "
"Korktum.Her başka erkeklerden bahsettiğinde daha da korktum."
"N-neyden?"
"Beni reddetmenden,sana yeterli gelememekten.Seni kaybetmekten."
"Ne demek o şimdi?!"
"Ben sana yeterli sevgiyi verebileceğimi düşünmüyorum Jin,sen çok çok daha iyilerine layıksın.Her erkeklerden bahsettiğinde öyle kötü hissediyorum ki,ama hiçbir şey yapamıyorum elimden bir şey de gelmiyor.Çok özür dilerim."
Aniden ağlamaya başlayan Namjoon hyung,ne yapacağını bilemeyen Jin hyungun kolları arasına girmişti.
"Şş,ta-tamam Namjoon.Bir şey yok..."
"Çok üzdüm seni."
"Hayır,geçti hepsi bitti bile Namjoon.Hem,bence yeterli sevgiyi verebilirsin bana."
Söylediği şey ile yerinden doğrulanan Namjoon hyunga göz kırpmıştı.Resmen bir davetti bu.
"O zaman...Benim dünyalar güzeli sevgilim olur musun Jin?"
"Ne yani,dünyalar güzeli olmayan başka sevgililerin de mi var?"
"Tanrım..."
"Ah,şaka yapıyorum sadece!Tabi ki olurummm!"
Jin hyung,sevgilisinin boynuna atladığı gibi döndürülmeye başlanmıştı.Evet,klasik bir hikayeydi.Ama güzeldi,sevenler kavuşmuştu.
Umarım bir gün,bir gün bizden başlamak üzere tüm sevenler kavuşur.
¬¬¬¬¬¬¬¬¬
Ben ve uzun bolum????
Biraz kotu mu oldu sanki ya bilemşyorum ama oldu da gibi ya
Allah kahretmesin hikayeye yanlısıkla yeni kaos ekledim CIKAMIYORUM İSİN İCİNDEN YARDİM EDİN
Surekli yeni bi kaos ekleniyo yanlısıkla
Boyle giderse bi 2038 bolum surecek arka sokaklari gecmek gibi olmasin da
Neyse oy yorum seri now
Espri