PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\

By Maysa_58

5.5M 307K 54.6K

🌹 Genç adam, karşısında melekleri kıskandıracak derece güzel olan karısına doğru adım attı. Tam önünde durdu... More

~Tanıtım~
~1.Bölüm~
~2.Bölüm~
~3.Bölüm~
~4.Bölüm~
~Gelecek bölüm Alıntısı~
~5.Bölüm~
~6.Bölüm~
~7.Bölüm~
~8.Bölüm~
~9.Bölüm~
~10.Bölüm~
~11.Bölüm~
~12.Bölüm~
~13.Bölüm~
~ Şahan & Yağmur ~
~14.Bölüm~
~15.Bölüm~
~16.Bölüm~
~Şahan & Yağmur 2~
~17.Bölüm~
~18.Bölüm~
~19.Bölüm~
~Senem & Barut Karadağlı~
~20.Bölüm~
~21.Böüm~
~22.Bölüm~
~23. Bölüm ~
~24.Bölüm~
~25.Bölüm~
~26.Bölüm~
~27.Bölüm~
~28.Bölüm~
~29. Bölüm ~
~30.Bölüm~
~31.Bölüm~
~32.Bölüm~
✨Kesit✨
~33. Bölüm~
~34.Bölüm~
~35.Bölüm~
~36.Bölüm~
🍬 Bayrama özel bölüm 🍬
~37.Bölüm~
~38. Bölüm~
~39.Bölüm~
~41. Bölüm ~
~42. Bölüm ~
~43.Bölüm~
~44.Bölüm~
~45. Bölüm~
~46.Bölüm~
~47. Bölüm~
~FİNAL BÖLÜMÜ~

~40. Bölüm~

77.5K 5.4K 909
By Maysa_58

                 Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🤍


Payedâr halkı yine her zaman ki gibi, Mehran Efe'nin bağırma sesine uyanmıştı. Sabahın en erken saatinde kalkıp, nasıl bu kadar enerjik olduğuna şaşırıyorlardı. Yusuf Mirza, oğlunu güzelce sakinleşmiş ve yeni boyalar alacağına söz vermişti. Ama Mehran Efe yinede kahvaltı boyunca amcasına çattık kaşlar ile bakmıştı. Hatta amcasına o kadar çok sinirlenmişti ki,

- Bundan sonya sana, Gaygamel diyeceğim." Demişti. Öfke ile, Şahan ise  buna fena halde bozulmuştu. Obur şirin olmaktan gayet memnundu o, Gargamel de nereden çıkmıştı?

Daha sonra Ayşe ve Barut'u, İstanbul'a yolcu etmişlerdi. Yıllar geçtikçe Ayşe ve Barut birbirlerine daha çok alışır olmuştu. Hele Mardin'e geldikleri zamandan beri yatağa girmek için birbirlerini bekler olmuşlardı. Barut Ayşe'ye alışmıştı. Ayşe, Barut'a alışmıştı. Bu durumdan en çok Ela mutluydu, Ayşe ile vakit geçirmekten, onunla konuşmaktan, birlikte yaptıkları aktivelerden öyle mutlu oluyordu ki, Ayşe'yi çok seviyordu. Olgunlaşmıştı Ayşe, geçmişte yaptıkları aklına geldikçe utanıyor ve kendine kızıyordu. Çok toydu o zaman, şimdi ise kendinden emin bir genç kadındı. Nerede nasıl davranacağını ve ne konuşacağını artık  biliyordu ve yeni hayatında çok mutluydu.

Şahan ise, dün gecenin etkisinde idi hala, Yağmur'u öpmek istemişti ama Yağmur onu kesin bir tavırla, red etmişti. Bozulmuştu ama Yağmur'un haklı olduğunu bildiği için ses etmemişti. Zaten Yağmur'dan herhangi bir beklentisi yoktu. Yada vardı bilmiyordu bunların hepsini zaman gösterecekti. Burunun direğinde hala Yağmur'un kokusu vardı. Aklına gelenle tebessüm etti, Yağmur, portakal kokuyordu... Ve kokusu resmen tüm odayı kaplıyordu, çok fazla güzel kokuyordu. Bir yandan da değişik hissediyordu, ilk defa bir kadınla, aynı yatakta uyumuştu. Ve bu kadın onun hem Allah katında, hemde resmi nikahlı karısı idi. Derin bir nefes aldı ve aşağıda oturan üç eltiye baktı.  Aralarındaki bağ çok güzeldi, Gül yengesi, hararetli şekilde birşeyler anlatıyor ve Yağmur gülerek cevap veriyordu. Melek ise ara sıra, başını sallayarak onaylıyor ve bu sefer kendisi hararetli şekilde birşeyler anlatıyordu. Merak ediyordu, Şahan ne konuştuklarını çok fazla merak ediyordu. Acaba gidip merdiven başında dinlese miydi?  Daha sonra böyle terbiyesiz bir düşünce için kendine kızdı....

Yağmur, güldü ve kahvesinden bir yudum aldı... Üç gün sonra Şahan ile İstanbul'a gidecekti ve bu üç günü çok iyi değerlendirmek istiyordu. Bir yanı buradan hiç gitmek istemese de, geleceği için gitmesi lazımdı. Mesleğini eline alması lazımdı.

- Ben bir hafta veriyorum." Demişti Melek gülerek, Gülhanım başını olumsuz anlamda salladı ve Yağmur'a göz ucuyla baktı. Tekrardan deniz gözleri Melek'e dönmüş ve

- İki hafta, iki hafta içinde o geceliklerin hepsini giyecek." Dedi kendinden emin bir sesle, eltisi dün gece seçtiği geceliği beğenmemiş üstün birde bir ton laf söylemişti. Yağmur, anında kaşlarını çattı.

- Ben o geceliklerin hiçbirini giymem! Sevmiyorum öyle şeyleri,  ben ayıcıklı pijamalarım ile mutluyum." Kendinden emin çıkan sesine karışıklık, Gülhanım ve Melek, Tamam inandık, dercesin de başlarını sallamışlardı. Ve Melek aklına düşenle hemen, konuştu.

- Bu kızı İstanbul'a göndermeden, önce lütfen alışveriş yapalım. Dolabını baştan, aşağı değiştirelim. Yoksa  kot pantolon ve t-shirt giymekten vazgeçmez."

Yağmur göz devirdi, Ne vardı acaba kot pantolon ve t-shirtlerin de? O birkere öyle giyinmeyi seviyordu. Elbise tarzı şeyleri sevmiyordu hele  gecelikleri hiç sevmiyordu. Bu iki eltisi istediği kadar alışveriş yapsınlardı. İstanbul'a gidince yine kot pantolon ve t-shirt giyinmeye devam ederdi. Derken gözlerini birkaç saniyeliğine terasa çevirdi ve ona bakan bir çift ela göz ile göz göze gelince kalbi ağızında attı. Her defasında kocasını, gördüğü zaman böyle heyecanlanacak mıydı? Sertçe yutkundu, gözlerini istemeye istemeye çekti. Ayrı ev, baş başa geçirilecek zamanlar, Yağmur'u çok fazla heyecanlandırıyordu..

Şahan ile baş başa aynı evde, kim bilir ne maceralar yaşanacaktı.

~~~~~

( Bundan sonraki sahne Ayşe ve Barut'un  sahnesi. Okuyup, linç edecekseniz hiç okumayın derim. Yorumlara kitabı bırakıyorum gibi şeyler yazmayın lütfen. Bırakıyorsanız bunu sessiz sakin yapın.🌺)

Birkaç gün sonra İstanbul.

Gecenin sükunetinde neredeyse bir nefes kadar sessizce aralamıştı evin kapısını Barut. Onu karanlık bir salon karşılamış, dışarıdan vuran loş ışık duvar dibindeki konsolun üzerindeki fotoğraflara yansımıştı. Birinde Ela'nın küçüklük hallerinden tatlı bir kare vardı. Birinde Ela daha birkaç saatlik yeni doğmuş bir bebek olarak annesinin kucağındaydı. Diğerinde ise Ayşe ile kıydıkları sade nikahta Ela'nın beyaz tütü elbisesiyle ikisine sımsıkı sarılmış bir pozu. Dudaklarının istemsizce kıvrılmasına engel olamamıştı. İş için sabahın kör karanlığında evin kızları uyurken yola çıkmış, şimdiyse gün bitmişken yine kızlar uyurken eve gelmişti. Aslında gittiği şehirde konaklamayı planlamıştı. Fakat işi erken bitince, birazda hasretlerine dayanamayınca dinlenmek yerine dönmeyi yeğlemişti. Hızlı ama sessiz adımlarla yürüdü kızının odasına. Gidip mis kokusunu içine çekmek için sabırsızlanıyordu. Yirmi dört saat onların aralarına giren koca bir yıl gibiydi. Odaya varmış, lakin gördüğü boş yatak ile afallamıştı. Tabii ya! Ela onun yokluğunda elbette Ayşe'yi ayartacak ve kız kıza pijama partileri düzenleyerek geç vakte kadar eğleneceklerdi. Muhtemelen şimdi onun odasında uyuyup kalmıştı. Ama yarın sabah okulu vardı. Ve en iyisi kendi yatağında uyumasıydı. Birazda onu kucağına alıp koklayabilmek için bahane üretiyor da olabilirdi tabii.

Usulca Ayşe'nin odasına yönelmiş, kapıyı duymayacaklarını bilse de nezaket gereği tıklatarak içeri süzülmüştü. Evin kızları tam tahmin ettiği gibi koyun koyuna uyuyorlardı. İçerideki çiçeğimsi kokulara bakılırsa bazı partiler yapılmış, makyaj malzemeleri ve kremler sürülmüştü. Nitekim ikisininde yastıklarına serilmiş saçları kıvır kıvırdı. Hep Ela'nın işleriydi bunlar. Ayşe'yi de kendi gibi süslemiş durmuştu. Eğilip kızını kucağına almış, bakışları yatağın diğer ucunda derince uyuyan karısına takıldığında ise hafifçe tebessüm etmişti. Fena halde alışmıştı varlığına. Ve bir gün gitmek isterse bu evde Ayşe'nin yokluğu içini üşütecekti. Ela'yı kucaklamış, öpe koklaya odasına götürüp prenses yatağına yatırmıştı. Bir kez daha eve döndüğü ve bu geceyi bir otel odasında geçirmediği için tebrik etmişti kendini. Şimdi gidip kısa bir duş alacak... Hayır hayır. Duşu sabaha erteleyece ve derhal yatağa girecekti. Yorgun hissetmiyordu. Fakat kafasının içi toplantıda konuşulmuş zırvalıklar ile kaynıyordu. Zihnini boşaltmaya ihtiyacı vardı.

Ela'nın odasından çıkıp kendi odasına doğru yönelmiş, ama daha attığı ilk adımla Ayşe'nin odasından gelen sesle duraksamıştı. Genç kadın uykusunda inliyor gibiydi. Kaşları istemsizce çatılmıştı. Tüm gün Ela ile ilgilenmiş ve hastalanmış olabilir miydi? Tereddütsüzce dönmüş, kapıyı yavaşça aralayıp içeri girmişti. Ayşe tam da duyduğu gibi uykusunda bazı mırıltılar çıkarıyordu. Hatta hızlı hızlı nefesler alıyor, giydiği ip askılı pamuklu geceliğinin açıkta bıraktığı göğsü aceleyle inip kalkıyordu. Genç adam karısına doğru bir adım atmıştı. Kabus görüyor da olabilirdi. Onu uyandırmalı mıydı? Derken Ayşe birden irkilerek gözlerini açmış, bakışları önce Ela'nın boş yerine takılmış, ardından loş odada ayakta dikilen Barut'a dehşetle dönmüştü.

-Ba..Barut?'demişti kesik bir nefes üflerken. Yattığı yerden doğrulup oturur bir poziyona geçmiş, elleriyle saçlarını geriye ittirmişti.Genç kadının bu haline endişelenerek usulca ilişmişti yatağa Barut. Büyük elini uzatıp Ayşe'nin koluna dokunmuştu.

-Ela'yı odasına götürürken fark ettim. İyi misin? Kabus mu görüyordun?'

Ayşe derin nefesler çekerken başını kaldırıp düşünce dolu gözlerle bakmıştı kocasının yüzüne. Az evvel rüyasında gördüğü şeyler bir an gözlerinin önüne gelmiş, yanaklarına basan sıcaklık ile sertçe yutkunmuştu. Başını hafifçe sallamıştı iki yana. Rüyasında onu öptüğünü, ona dokunduğunu ve bunu büyük bir arzuyla yaptığını nasıl söyleyebilirdi ki? Mahcubiyetle dişleri arasına almıştı alt dudağını. Onlar evliydi. Bu başından beri saygı ve sevgi çerçevesinde yapılmış bir evlilikti. Karşılıklı olarak bugüne dek birbirlerinden herhangi özel bir istekte bulunmamışlardı. Yeri gelmiş aynı yatakta da uyumuşlardı ve kimse kimseye başka bir manada dokunmamıştı. Ama şimdi tuhaf hissediyordu. Araya giren tüm zamanlar onu Barut'a alıştırmamış, Barut'la bir etmiş gibiydi. Aşk değildi bu. Aşktan öte birşeydi. Aşk gibi bir gün solup gidecek bir duygu değildi. Öyle olsa kadınsı kıskançlıklara , absürt davranışlara girebilirdi. Bu başka birşeydi. Bambaşka birşeydi. Kendini onunla bulmuş gibiydi. Dostluk yahut da yol arkadaşlığıydı bu. Barut'la bir ömür yaşamak istiyordu. Acısıyla tatlısıyla yanında olmak, her manada eşi olmak istiyordu. Her manada... Bir yutkunma daha geçti boğazından. Bakışları genç adamın her zamanki gibi karizmatik olan çehresinde beğeniyle gezindi. Aralarında nikah da varken onu arzuladığı için kendini ayıplamalı mıydı? Her günü onunla dip dibe geçerken ister istemez etkilendiği için kendine kızmalı mıydı?

-Şey. Barut...'dedi hızlı nefesleri arasından mırıldanarak. Gözleri Barut'un hala kolunda duran sıcacık ve büyük avucuna değmiş, şu dokunuşun dahi içinde farklı duygular uyandırmış oluşu yanaklarını kızarmaktan patlayacak hale getirmişti. Barut ise gözleri bir an bile kaçırmadan karısının yüzüne bakıyordu. İrisleri loş odada Ayşe'nin dişleriyle çekiştirdiği dudağında , yutkunduğunda kıpırdayan boğazında ve hızlı hızlı inip kalkan dekoltesine değmişti. Anlamaya çalışıyordu. Karısının bu tuhaf halinin altında yatan sebebi kavramaya çabalıyordu. Düşünceyle kıpırdattı kolunda duran elini. Avucu genç kadının sıcak tenini boylu boyunca turlamış, bu dokunuşunun nefesini daha da hızlandırdığını fark etmişti. İstemsizce havalanmıştı kaşları. Hislerinin onu yanıltmayacağını biliyordu. Nitekim farkında olmasa da karısının göğsünde yattığı o gece uykusunda ona denli alıştığını, kokusunu ve tenini benimsediğini anlamıştı. Boştaki elini ağır ağır kaldırıp tepkisini ölçmek ister gibi Ayşe'nin kısa geceliğinin açıkta bıraktığı bacağına koymuştu.

-Söyle. Çekingenlik hududunu çoktandır aştığımızı sanıyorum.'demişti az öncekine nazaran daha yumuşak bir ses tonuyla. Genç kadın bacağında hissettiği el ile içine kesik bir nefes çekmişti. Önce o yanaklarını ateşler bastıran o rüya, şimdide ona işkence eder gibi teninin her köşesine yaslanmış eller. Hem bu adam şehir dışında kalmayacak mıydı? Burada, üstelik de onun odasında ne işi vardı? Kalp atışları üzerine üzerine basan sıcaklık ile eşit artıyordu. Evet çekingenliklerini geride bırakmışlardı. Birbirleri hakkında asla kötü bir düşünceye kapılmayacakları mevzusunda sözleşmişler ve her an her şeyi konuşabilir olmuşlardı. Boğazından kısa bir yutkunma geçti. Bu konuyu da konuşabilirlerdi öyle değil mi? Sonuçta ikisi de yetişkin, üstelik de evli insanlardı ve cinsel arzularını bastırarak yaşamak zorunda değillerdi. Deli cesareti binmişti omuzlarına.

-De..denesek mi?'dedi vazgeçmemek için konuya paldır küldür bir giriş yaparak. Bakışları hızlı nefesleri arasında kocasının yüzüne tırmanmış, irisleri dudaklarına değdiğinde sertçe yutkunmuştu. Barut ise gelecek olanın ne olduğunun farkındaydı. Rahatsız değildi bu durumdan. Aksine memnuniyet duyacaktı. Yanlış olan birşey yoktu. Evli insanlardı onlar. Ve bu durumu geçmişe çekerek dramatize etmeye asla lüzum yoktu. Karısını desteklemek ister gibi bacağında duran elini hafifçe kıpırdatmış, ürperen tenini ağır ağır okşamıştı. Geceliğinin kumaşını avucunda sıkmıştı Ayşe. 'Diyorum ki. Biz... Gerçekten evli iki insan olmayı...'

Cümlesini tamamlayamadı genç kadın. Çünkü kocası onu daha fazla kıvrandırmak istememiş, gerekeni yaparak usulca dudaklarını dudaklarına bastırmıştı. İlk anda yaşadığı şokla gözleri açılsa da havada asılı kalan ellerini yanaklarına yaslayarak karşılık vermişti Barut'a. Bir anda. Herşey bir anda, bir rüya ile gelişivermişti. Lakin ikisi de bu durumdan zerrece şikayetçi değildi. Bu evlilik uzun zaman önce gerçek olmayı hak etmişti. Genç adamın öpüşü derinleşirken kolunu nazikçe karısının beline sarmalamış, nahif bedenini yatağa doğru indirirken bacağında duran elini mahrem köşelerine doğru sızdırmıştı. Yıllar sonra ilk kez bir kadına dokunacaktı. Ve bu kadının bir başkası değilde kızının kendine bir nevi anne olarak seçtiği, kendine aylardır yol arkadaşlığı yapan kadının oluşu onu mutlu etmişti. Ayşe dudaklarından derin bir nefes çekerek ayrılırken öpüşleri genç kadının gerdanına kaymıştı. Üzerine uzandığı küçük bedenin her kıpırtısı bu birlikteliği nasıl istediğini hissettiriyordu. Başını kaldırıp dudaklarını karısının çenesinin altına doğru sürüklerken sımsıkı kapanmış gözkapakları ile tıpkı az önce uykusundaki gibi inlediğini fark etmişti. Birkaç salise ayrılıp ince kazağını üzerinden sıyırmış, esmer ve kaslı üst bedeni loş odada ayyuka çıkarken bir kez daha karısının üstüne uzanmıştı. Ve dudakları ince dudakları bir kez daha tutkuyla kavramadan önce alev alev bir sesle fısıldamıştı.

-Olalım. Biz... Gerçek olalım!'



Bölüm sonu...

Yeni bölümde buluşmak üzere.🌺

Bu bölüm canımın içi, ablam BursaliGelin gelsin.🌺 

Continue Reading

You'll Also Like

13.2M 431K 57
Sessizliğe haps olmuştu kadının ruhu ve o, kadının sessizliğine bile ölen, ruhunu sevdasıyla iyileştiren bir adamdı. Fakat aşka giden yol dikenliydi...
2.3M 134K 58
Wattpad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır. Gökçe tacize uğradığı gecenin sabahında sev...
56.7K 7.2K 17
Adı Bürge İlya Solmaz... O evin Asi Kızı'ydı ve bir gün babasına baş kaldırdı. Sonra kendi mutluluğunu bulmak için özgürlüğe kanat çırptı... Bazen ha...
1.3M 99.8K 27
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...