Taç Kimde?

Від _ecem_araz_

6.1K 663 101

Hayat inanılmaz zorlayıcı koşuşturmaları ve bu da olmaz artık dediğin engellerinin arasında yitip giderken ba... Більше

1. Bölüm - Çöpçatanlık Yarışı
2. Bölüm-Fanatik
3. Bölüm - Maç
4. Bölüm - Seans
5. Bölüm - Yakın Arkadaşlar
7. Bölüm - Doğum Günü
8. Bölüm - İlk Maç
9. Bölüm - İlk Buluşma
10. Bölüm -Kod Adı İlk Randevu: Büyük Ada
11. Bölüm - İfşa
12. Bölüm - Düğün
13. Bölüm - Ayrılık
14. Bölüm - Fenerin Maçı Var
15. Bölüm - Memleket
16. Bölüm - Kavga ve Gerçek
17. Bölüm - Aşk ve Kariyer
18. Bölüm - Rüya
19. Bölüm - Can
20. Bölüm - Sözleşme
21. Bölüm - İzdivaç mı?
22. Bölüm - Sergi
23. Bölüm - Tatil
24. Bölüm - Çıkrıkçı İlyas
25. Bölüm - Kız Kulesi
26. Bölüm - Tesadüfler Silsilesi
27. Bölüm - Bir Ömür Böyle...
28. Bölüm - Yenge
29. Bölüm - Yara
30. Bölüm - Nikahta Keramet Vardır
31. Bölüm - Bütün Kızlar Toplandık
32. Bölüm - Bisküvili Pasta
33. Bölüm - Yanlış Anlaşılma

6. Bölüm - Nevzat Demir Tesisleri

162 18 18
Від _ecem_araz_

Elimde dolu dolu poşetler ile kendimi Nevzat Demir Spor Tesisleri'nde bulduğumda olduğum durumu biraz yadırgadım açıkçası.

Mesela ilk olarak ben neden buradaydım? Ve neden elimde kaplara doldurulmuş biber ve kabak dolması vardı?

Bunlar kafamın içinde dönüp dolaşan sorular olsa da buraya kadar geldikten sonra bunları sorgulamam da ayrı bir konuydu. O yüzden boşverdim.

Tesislere girdiğimde güvenliğe ilerliyordum ki o sırada güvenlik beni gördü.

Evet, başlıyoruz. Hızlıca kendimi sorgulamaya hazırladım.

Evet abi evet. Nevzat Demir Tesisleri'ne elimde dolmalarla geldim. Niye diye sorma abi. Evet, Dinçer Şahaplı kankam bende Arda Turan'ım.

Güvenliğe iyice yaklaştığımda güvenlik birden "Elif Hanım değil mi?" dediğinde bir an afalladım. Biraz idrak etmem lazımdı sanırım.

"E...evet."

"Hoşgeldiniz. Hocam haber verdi bize geleceğinizi. Eşlik edeyim ben size. Alayım onları da." dedikten sonra elimdeki poşetleri aldığında ben hala alık alık adama bakıyordum.

İçeriye doğru ilelerken güvenlik bana dönüp gülerek "Şimdi siz bizim neyimiz oluyorsunuz Elif Hanım? Yengemiz mi?" dediğinde "Yok hayır hayır!" dedim hemen telaşla.

"Kuzeni misiniz?"

"Yani. Arkadaşıyım."

Güvenlik abi sadece "Hmm." dedi.

"Hmm." ne demekti ya? Neye hmm? Sana hmm bir kere! Arkadaşız diyorum işte arkadaşız!

İçeriye doğru ilerlerken güvenlik abimizle birlikte halı sahanın olduğu yere gittik.

Peş peşe girdiğimizde güvenlik abimiz elindekileri trübündeki oturma yerlerine bıraktıktan sonra "HOCAM!" diye bağırdı.

Gözlerimi kısıp ileriye bakarken kalabalığın oradan birisi bize döndü. Ardından eldivenlerini çıkarıp bize doğru yürümeye başladı. Tabi ki bu Dinçer'di.

Koşar adım halı sahadan çıkıp tribünlerin olduğu yere, yani bize doğru geldi.

Yanımıza vardığında nefes nefeseydi.

Güvenlik abimizin omzuna dokunup "Eyvallah Şeref Abi! Sağ olasın." dedi.

"Ne demek hocam. Ben şimdi kapıya geri dönüyorum. " dedi.

"Tamamdır abi. Birde dönerken bi zahmet şu poşetleri içeri götürüp yemekhaneye versene. Masaları hazırlasınlar."

"Tabi Hocam. Siz de tekrar hoş geldiniz Elif Hanım."

Gülümseyip "Hoş buldum." dedim.

Şeref Abi'de yanımızdan uzaklaştı.

Dinçer bana bakıp "Hoş geldin." dedi gülümseyerek. Üstünde bildiğimiz soğuk kokusu vardı. Ne zamandır soğukta duruyordu ki?

"Hoş buldum da... Hava soğuk değil mi ya?"

"Öyle ama maçımız var. Boşlayamayız." dedi ve sahadaki futbolculara baktı.

"Nasıl gidiyor?"

"Eh işte. Daha çok yolumuz var."

"Hadi bakalım. Kazasız belasız devam edin. Ama şartımızı unutma."

Gülerek "Fenere gol atmak yok. "dedi.

Bende gülerek başımı salladım.

"Şimdi ben seni Fener deplasmanına çağırsam gelmeyecek misin?"

"Yo gelirim. Niye gelmeyeyim? Sadece karşı tarafta olurum."

Kaşlarını kaldırıp "Hadi ya!" dedi.

"Sen bizi dönek sandın herhalde."

"Yok da... Gönlünün mekanını değiştirebiliriz belki demiştim."

"Yok benim gönlümün temeli sağlamdır. Mekanına sıkı sıkı tutunuyor."

"Ya o mekan gönlüne iyi gelmezse." dedi hafifçe gözlerini kısarak.

"Olsun. Karıncaya sormuşlar nereye gidiyorsun diye. Karıncada sevdiğimin yanına demiş. Bu ayaklarla varamazsın ki demişler, karıncada olsun varamazsam da yolunda ölürüm demiş."

Sözlerime bir süre öylece baktı. Videoyu mu bilmiyordu acaba? Tamam anlaşılan sosyal medya ile arası iyi değildi de YouTube ile de mi iyi değildi. Orda shotslarda çıkıyordu Kısmetse Olur kesitleri. Şu an açıp izletsem tuhaf kaçar mıydı? Bir turda benimle 'Sen kısmetse olur mu izliyorsun?' diye dalga geçer miydi?

O sıra ben bunları düşünürken kahkaha attığında bende gergince güldüm.

"Hadi ya. Baya fanatiksin desene. Seni Rambo Okan diye mi kaydetsem napsam?"

Videoyu bilmiyor demek ki. Şakaya değil de benim fanatikliğime gülmüş...

"Elif De Souza diye kaydedersen beni çok mutlu edersin."

Güldüğünde "Elbet değiştireceğim günlerde olur." dedikten sonra arkasını dönüp "Gençler!" diye bağırdı yeniden ciddi bir ifade ile.

Sahada oturanların hepsi bize döndüğünde "İki sıra halinde on tur koşup içeri gelin. Hocalarım sizi izliyor. Kaynatmayın!" diye bağırdıktan sonra yeniden bana döndü.

"Bu arada yemek için sağolasın. Sende olmasan vallaha..."

"Önemli değil ya." dedikten sonra kaşlarımı çatarak işaret parmağını ona doğru salladım.

"Bak bunlar hep sen sözlerini tut diye."

"Gerçekten söz verdiğimi unutmuşum. Gelince sorduklarında hatırladım."

"Yani genelde baklava sözü verilir ama..."

"Bende anlamadım. Canları biber dolması çekmiş herhalde. Bende tamam dedim."

Gülerek "Aile babası gibi konuştun." dedim.

Dinçer ise gülümseyerek "Önden hazırlık." dedi.

Ardından iç çekip "Bu arada seninle görüşmeyeli de baya oldu. Sanırım en son senin iş yerine geldiğimde görüştük." dedi.

"Evet öyle oldu. Yoğunduk sanırım. Ama bir gün buluşalım yine." dediğimde gülümsedi.

"Hazal'lar, Esin falan hep birlikte." dediğimde ise gülümsemesi biraz yüzünde asılı kalır gibi oldu.

Kaşlarımı çatıp "O ifade ne öyle ya? Sen Esin'den falan mı haz etmiyorsun? Yoksa Hazal'dan mı?Yoksa...! Yoksa o yüzden mi nişana falan çok katılmadın, düğüne geç geldin?" dedim şaşkınca.

"Hayır canım. Ne alakası var?" dedi bir anda kendini savunma moduna geçip.

"Öyle suratın falan bir düştü. Gerçekten bozuşuruz bak." dedim ciddi bir şekilde.

Gülerek "Hayır ya. Yok öyle bir şey. Anlık öyle olmuştur tepkim."

"İnşallah bakalım." dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Neyse. Aç mısın? Geçelim içeride beraber yiyelim."

"Olur. Zaten dolmalarda baya güzel görünüyordu. İstanbul'daki ev yemeği yapan bir kaç dükkanın biber dolma stoğunu erkenden bitirdiğim sırada hepsini inceleme fırsatım oldu. "

"Ne kadar verdin bu arada. Onu sana vereyim ben."

"Saçmalama ya." dedim gülerek.

"Asıl sen saçmalama. Ne kadar ödedin, söyle."

"Hayır ya!" diyip hızlı adımlarla içeriye girdiğimde Dinçer arkamdan girdi.

"Ne kadar ödedin, söyle hadi!"

"Hayır." dedim gülerek.

"Fişi vardır paketin içinde." dedikten sonra ileriye doğru gittiğinde hızla peşinden koşup "Hayır ya!" dedim ve kolundan tuttum. Ancak Dinçer beni umursamadan ilerliyordu. Bense ayakkabılarım fayansta kaydığı için koluna asıldığım Dinçer ile beraber ilerliyordum.

"Tamam tamam söyleyeceğim."

Dinçer durup "Tamam hadi söyle." dedi.

"Mesaj atarım. Şimdi boşver napacaksın, cebime al lazım olur diyip para mı sıkıştıracaksın."

"Iban da at."

"Tamam atarım."

"Saçma sapan iş yapıyorsun yani. Burda kaç kişilik yiyecek buldun aldın. Kim bilir ne kadar ödedin?"

"Ya çok bir şey değil."

"İstanbul'da tek başına geçiniyorsun. Böyle yok verme falan deme."

Şaşkınca Dinçer'in ciddi ifadesine bakıp "Şaka mı yapıyorsun? Muhtaç mıyım ben sanki? Allah allah. Şükür iyi kazanıyorum bir şeyler." dedim gülerek.

"Olsun. Genç kadınsın, kendine bir şeyler alırsın buna harcadığın parayla."

Şaşkınlık içinde kahkaha atıp "Dinçer!" dedim.

"Hayretler içerisindeyim gerçekten! Babam gibi konuşuyorsun."

Söylediğim söz ile duraksadı. Ardından kaşlarını çatıp gülerek "Öyle mi oldu?" dedi. Bende gülüp "Lütfen bir daha yapma." dedim.

. . .


Cumartesi günü eşek ölüsü gibi öğlene kadar yattığımdan dolayı uyandığımda ikindiye bir saat kalmıştı. Oflaya puflaya kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynada bi beş dakika kendimle bakıştım. Abdest alıp öğlen namazını kıldıktan sonra ise mutfağa geçip kahvaltılık bir şeyler ayarladım kendime.

Telefonumu çıkarıp karşıma koyduktan sonra yine bir sabah rutinim videosunu açtım ve yemeğime başladım.

Yemeğimi bitirdikten sonra ise bir hafta boyunca dağıttığım evi toparladım.

İşlerim bittiğinde ise salondaki koltuğuma uzanıp telefonumu elime aldım.

Biraz sosyal medya hesaplarımda takılayım dedikten sonra keşfetimde gezinmeye başladım. O sırada 'Bjkmags' adlı bir hesap karşıma çıktı. Hesabın paylaşımı takımdan bir oyuncunun gece kulübü çıkışı görüntülenmesiydi.

Açıklamayı okuduktan sonra hesaba girdim ve gönderilerine bakmaya başladım. Beşiktaşlı oyuncuların magazini paylaşılıyordu sayfada. Bunun Fenerbahçe gibi benzerini bende takip ediyordum.

Fotoğrafları yavaş yavaş kaydırırken en son tanıdık bir manzara gözüme ilişti. Hatta daha dikkatli baktığımda elim titreyip nefesim kesildi bile diyebiliriz. Biraz daha abartsam gözüm kararıp bayıladabilirdim.

Yutkunup fotoğrafı büyüttüm. Ardından yeniden vücudum alev almaya başladı, nefesim kesildi.

"Allahım! Allahım hayır!" dedim. Ardından tekrar fotoğrafa baktım.

Bilmem ne kadar zaman önce Dinçer'in bizim ofise geldiği ve beraber yemeğe çıktığımız gün Dinçer'e kahve ısmarlamıştım. Ve fotoğraf o kahveciden, uzaktan çekilmiş bir fotoğraftı.

Zaten ben ne akla hizmet adamı ortalık yerde kahve içmeye çıkarmıştım!

Açıklama baktım hemen.

"Dinçer Şahaplı Çengelköy'de bir kız arkadaşı ile görüntülendi."

Fotoğrafı hızla Hazal'a attıktan sonra yorumlara girdim.

-Abim benim! Baktı Miss Turkey'lerde hayır yok şimdi de hayır yolunu deniyor.

-Mutlu ol yeter be abim!

-İMANLI VE ÖFKELİ!

-Muhammed Salah'ı transfer ettirecek sanırım, ben öyle yorumladım

-Sendeki güzellik beş para etmez bendeki bu aşk olmasa. Bizden malum kişiye gitsin

-Abimin yüzü gülüyor, kıyamet kopacak herhalde

-Yüzü gülen bir Dinçer Şahaplı'nın o yıl bereket getireceğine inanılırmış, bilgiyi nerden aldığımı sormayın

-Kimmiş bu ablamız? Topluca dua isteyek de şu takım kendine gelsin.

Yorumlardan çıktıktan sonra mesajlara girdiğimde Hazal çoktan ona attığım gönderiyi görmüştü.

Hazal: MAGAZİNE DÜŞMÜŞSÜN DELİRCEM! AĞAĞAĞAĞ KAFAYI YİCEM BİLDİĞİN MAGAZİNE DÜŞMÜŞSÜN!

Hazal: YORUMLARDKFDKFJFDKDK

Hazal: BABAN GÖRMESİN AMA...

Elif Ela: İnşallah görmemiştir

Hazal: Yok ya. Yayılsa ilk biz görürüz buralardan. Bir şey olmamıştır.

Elif Ela: İnşallah.

Sosyal medyada bir çok sitede gezindim ve herhangi bir yerde resmimin yayılmadığından emin olduktan sonra geri çıktım.

Bir süre evde yayılarak vakit geçirdim, film izledim ve biraz kitap okudum. Ardından tekrardan sosyal medyaya girdim ve hikayelerde en başta Dinçer'i gördüm.

Hikayeye tıkladığımda ise az daha kalp krizi geçiriyordum.

Dinçer Volkan Demirel ile fotoğraf atmıştı!

Boğaz köprüsünün manzarasını arkalarına aldıkları ve büyük ihtimal yatta çekilen bu pozda kimin birden telefonu çıkarıp "Hadi bi selfie yapalım." dediğini tahmin edemesem de selfie'yi Dinçer çekiyordu. İkiside hem aşırı ciddi hemde aşırı mutlu görünüyordu. Bu dengeyi sağlamayı benim de öğrenmem gerekiyordu.

Fotoda ise sadece Volkan Demirel'i etiketlemiş ve kalp koymuştu. Ya şaka mıdır bu? Sevgilinle foto mu atıyorsun Dinçer gözünü seveyim ya!

İnsan en azından bi "Abim!" falan yazar bir şey yazar. Olmadı sarı lacivert kalp atar, kırmızı kalp ne gözünü seveyim. Birileri şu sosyal medyayı futbolcuların elinden alsın gerçekten bıhtıh ya bıhtıh!

Ayrıca benim çok acilinden Dinçer'e beni Volkan Demirel ile tanıştırmasını söylemeliydim! Bu kadar artık elindeki fırsatı kaçırmak oluyordu!

...

Şansı kaçırmamak lazım tabi!
Yüzyılda bir gelen Dinçer Şahaplı tutulmasının yeri de ayrıdır. Onu da unutmamak lazım<3

Peki siz ne diyorsunuz bu ikiliye? Yorumlarınızı bekliyorum.

İyi günler, iyi okumalar ve iyi eğlenceler💛

İnstagram: _ecem_araz_

Продовжити читання

Вам також сподобається

Savaş Ağa Від Berna

Романтика

3.6M 131K 73
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
505K 28.5K 67
DÜZENLENECEK 4.bölüme kadar düzenlendi. 5.bölüme geçtiğinde bağımsız gelebilir Aksiyon #1. 17.04.2017 Mizah #34. 19.12.2017 Unutmak etiketi ile 1. 24...
NEFER (Askeri Kurgu) Від Sincap

Сучасна проза

112K 4.1K 37
Beyaz önlüğe düşen bordo berenin hikayesiydi bizimki. Al bayraktan öğrenmiştik aşkı. Doktor Yağmur vatan sevdalısı bir adamı sevmişti. Hayatı boyunc...
1.3M 102K 85
• KİTAP YENİDEN YAZILDI • (Bu kitap yazılmaya 07.05.2023 tarihinde başlanmıştır.) (Bu kitap 31.07.2023 tarihinde bitmiştir.)