Love Me Wrong | Taegi

By fernwehimben

7.9K 951 1.3K

Çeşitli bahanelerle kavga edip odada ne varsa birbirlerine attıktan sonra akşam çöktüğünde beraber uyuyan, be... More

Giriş
1. Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11. Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16.Bölüm
17. Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm| Final

5.Bölüm

337 47 33
By fernwehimben

Gece yarısını geçeli çok olmuştu, odadaki bütün ışıklar uyuyacağını söylediğinden beri kapalıydı, ondan sonra yatan Woobin çoktan uyumuştu, kısık horultusunu duyabiliyordu. Yüzü duvara dönük olduğundan Taehyung'un ne yaptığını göremiyordu ama cılız telefon ışığından uyanık olduğunu biliyordu.

Sıkıntıyla nefes vererek onun yatağına doğru döndü. Yatağın ters tarafında yüz üstü yatmış telefonunu yastığına dayamıştı, dirseklerine yaslanıp yüzünü ellerine yaslamış ilgiyle ekranı izliyordu. Hiç ses gelmediğinden kulaklık taktığını anlamıştı, seslense de duymazdı muhtemelen.

Tekrar sıkıntılı bir nefes verip bu sefer yüzünü tavana döndü.

Taehyung'un olur da seslenirse diye kulaklığın sadece tekini taktığını bilmiyordu.

En azından "Pisi? Uyuyamıyor musun yine?" diye sorana kadar onu duymayacağına emindi.

"Hayır," diye söylendi Yoongi tekrar ona dönüp "uykum gelmiyor."

"Benim de uykum yok," dedi Taehyung "gelsene yanıma."

"Yok,"diye mırıldandı Yoongi "izle sen ne izliyorsan,"

"Beraber izleyelim?" diye sordu Taehyung da "Yeni başladım zaten başa alırım." dediğinde Yoongi kalkmak için doğruldu.

Taehyung da hızlandırarak izlediği için çoktan onuncu bölümüne geldiği animenin ilk bölümünü açtı hemen, siteyi oluşturanlara 'ilk bölüme dön' butonu için kendi içinde teşekkür ediyordu bu sırada.

Yoongi yanına geldiğinde kenara kaydı, kendini yapabildiği kadar yanındaki duvara yaslayıp ona fazlasıyla yer bırakmıştı bu şekilde.

"Ne izliyorsun?" diye sordu yanına uzanırken.

"Anime," yanıtını aldığında güldü Yoongi.

"Çizgi dizi izliyorsun yani," dediğinde hemen karşı çıktı Taehyung.

"Yanlışın var pisiciğim, çizgi diziler veya çizgi filmler çocuklar içindir ama bütün animeler değildir." dedi kendinden emin bir şekilde.

"İzleyince göreceğim o zaman."diyerek o da Taehyung gibi yüzünü ellerine yasladı "başlat hadi."

Taehyung onu bekletmeden başlattığında bir süre konuşmadan izlediler, biraz sonra Yoongi yorumlamaya başlamıştı bile.

"Çocuğa bak bacak kadar hâliyle koca koca adamlara dikleniyor." dediğinde Taehyung güldü.

"Haksız olduğunu söyleyemezsin,"dediğinde hmmladı Yoongi.

"Haklı tabii iş başındayken içip oyalanmaları yanlış ama yüz yıldır hiçbir hasar verilemeyen surları korurken rahat olmaları da normal bence." parmağının üstüyle burnunun ucunu kaşıdı hafifçe "Tehlikeyi görmeyen birine tetikte olması gerektiğini anlatman bir şeyi değiştirmez sonuçta ve Eren çocuk yani kimse kalkıp tamam çocuğum haklısın şimdi nöbet yerime geçiyorum demez böyle gülerler sadece."

Taehyung kıkırdadı "Evet, öyle."

İzlemeye devam ederlerken "Dışarıya karşı bu kadar meraklı olmasını, surların içinde sıkışıp kalmak istememesini anlıyorum aslında." diye mırıldanmıştı. "Düşünsene sadece belirli bir bölgedesin, etrafında dev gibi surlar var ve dışarısı hakkında konuşman bile hoş karşılanmıyor." yanağını kaşıdı hafifçe. "Dışarıdan korunan sen misin? Yoksa dışarıyı mı senden koruyorlar? Çok belirsiz, Eren gibi zıpır bir çocuk için bu tarz yasaklar hep daha körükleyici olur."

Önceden çok fazla spoiler gören ve konuya az çok hakim olan Taehyung Yoongi'nin söyledikleri üzerine şaşırsa da bunu belli etmedi, izlencenin temel sorularından birini sormuştu aslında.

Devamında bahsi geçen surlar ani bir saldırıyla yıkılınca Yoongi "Ne şom ağızlı çocuk."diye söylenmiş Taehyung ise sadece dediğine gülmüştü. Bir süredir animeyi pek izlediği de söylenemezdi zaten.

Arkasından gelen sahnelerde parmak uçlarını şaşkınlıkla küçük dudaklarının önüne kapatmış ve soluksuz izlemişti "daha ilk bölümden mi?" diye sorduğunda gülerek yanağını tek avcuna yaslayıp ona döndü.

"Ee, çocuklara göre miydi?" diye sorduğunda Yoongi hâlâ biraz şaşkındı "değilmiş, öğrenmiş oldum." dediğinde kıkırdadı.

"Uykun geldi mi?" diye sordu Yoongi, aslında biraz mayışmıştı ama Yoongi'nin gözleri böyle parıldarken dönüp yatacak değildi ya.

"Yok, devam edelim mi izlemeye?" diye sorduğunda kafa salladı Yoongi.

Yoongi'nin yorumlarına Taehyung da eşlik etti ki bunu Jungkook yaptığında susması için eline atıştırmalık veriyordu. Biten her bölümün sonunda birbirlerine 'Uykun var mı?' diye soruyorlardı ve ikisinin cevabı da aynı oluyordu.

Tartışmadan, didişmeden vakit geçirdikleri çok nadirdi, hatta muhtemelen sadece uyudukları zamandı. Bu yüzden birbirlerine sataşmadan vakit geçirebilme fırsatını yakalamışken, biraz tadını çıkarmak istiyorlardı.

Tabii bunu dile getirmediler.

Birkaç bölüm sonra Taehyung yeni bölüme başlayalı on dakika olmasına rağmen hiç yorum yapmadığı için Yoongi'ye döndüğünde avuçlarının arasında duran tatlı suratının yatağa doğru eğildiğini ve bu şekilde uyuyakaldığını görünce sessizce güldü.

Bu sefer onu uyutmayı başarmıştı.

Telefonu komodinine bırakıp yüzü eğildiği için gözüne doğru düşen saçlarını parmak uçlarıyla çekti uyandırmaktan çekinerek.

Dudaklarında dingin bir tebessüm varken bir süre onu izledi, gökyüzünün rengi gittikçe açılıyor, güneş yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Sessizce iç çekti, rahatsız etmek istemiyordu ama bu şekilde uyumayı sürdürürse her yeri tutulurdu.

Kendisinden hiç beklemediği bir naziklikle Yoongi'nin yanağını kavrayıp ellerini indirdi. Yoongi onun müdahalesiyle biraz homurdanarak yönünü değiştirip ona döndü. Yüzünü yastığa sürtüp tatlı tatlı mırıldandığında Taehyung burnunu kırıştırarak tatlılığına güldü.

Genelde de kediye benziyordu ama uyurken gerçek bir kediye dönüşüyordu Yoongi.

Taehyung da Yoongi'ye dönüp başını yastığa koydu, bakışları usulca Yoongi'nin güzel yüz hatlarında gezinirken çok geçmeden kendisi de uyuyakalmıştı.

Yoongi uyandığında sırtı Taehyung'un göğsüne yaslıydı. Taehyung onu kollarının arasına almış sımsıkı sarılıyordu. Saate bakmak için Taehyung'un telefonuna uzanmak istedi ama kollarıyla beraber kafeslendiği için çabası başarısız olmuştu.

Kollarından kurtulmak için kıpırdanıp durduğundan Taehyung homurdanarak onu daha sıkı sarınca Yoongi nefes vererek durdu.

"Hadi uykun ağır anlarım da bir insan uyurken nasıl tam güç uygulayabilir?" diye söylenerek tekrar kıpırdanmaya başladı, saati bilmediği için onu şu an uyandırmak istemiyordu yoksa kollarına çimdik atardı uyanana kadar.

Bu sırada Woobin odaya girince birkaç saniye tuhaf tuhaf bakıştılar, sonra Woobin kıkırdayınca kaşlarını çattı Yoongi.

"Gülme," dediğinde Woobin dudaklarını birbirine bastırdı.

"Tamam,"

"Saat kaç şu an?" diye sordu Yoongi, hafta sonu olduğu için dersi yoktu zaten ama hâlâ işe gitmesi gerekiyordu.

"Dokuzu çeyrek geçiyor," diye yanıtladı Woobin.

"Sağ ol," dedikten sonra Taehyung'u uyandırabileceğine kanaat getirip kollarını minik minik çimdiklemeye başladı, acıttığına emin olarak tabii.

Taehyung'un tepkisi ise kolunu kaşımak ve "Bir rahat dur güzelim ya," diye homurdanmak olmuştu.

Güzelim demiş olması kalbini tekletmekle beraber sinirlerini de bozmuştu, onunla uğraşıp durmasının sebebini ya da neden sorunlarıyla ilgilendiğini ne zaman sorsa aldığı cevaplar 'hoşuma gidiyor', 'arkadaşımsın ya ondan' veya 'canım istiyor,' şeklinde belirsiz ve rahatsız edici cevaplar oluyordu.

Ona çeşitli sevgi sözcükleriyle hitap ediyordu, adıyla hitap ettiği anlar bir elin parmaklarını geçmezdi. Sabrını ne kadar sınarsa sınasın hiç gerçekten kızmıyor, kavga ederken bile Yoongi kitap atarken o yastık atıyordu.

Her gün kafeye geliyor onunla uğraşıyor yoğunluk varsa yardım edip kendi işine öyle gidiyor hatta haber verdiği saatten geç gittiği için kendini Namjoon'un 'sorumsuzluk yaptın.' temalı kızmalarına maruz bırakıyordu

Namjoon onlara her zaman abi gibi yaklaştığı için kulaklarını çekip kafalarına şaplak atmasını sorun etmiyorlardı elbette ama Taehyung'un, Namjoon'un kızacağını bilmesine rağmen kendisi için bunu yapmasına anlam veremiyordu.

Başkası sorduğunda 'Alışkanlık,' olduğunu söylüyordu.

Yoongi belirsizliklerden nefret ederdi, kendisinin de pek net olduğu söylenemezdi belki ama Taehyung ona nasıl yaklaşırsa o da öyle karşılık veriyordu işte.

Düşündükçe iyice sinirlendiği için kafasını geriye doğru atıp ona vurdu. Taehyung acıyla inleyerek onu bırakıp ağzını tuttuğunda Yoongi de yataktan kalkıp lavaboya gitti.

Dişi yüzünden dudağının iç tarafı patlamıştı muhtemelen ama bunu çok umursamamıştı, hatta acısını bile unutmuş şaşkın şaşkın Yoongi'nin arkasından bakıyordu.

"Ne oldu şimdi?" diye sordu Woobin'e bakıp.

Omuz silkti Woobin "sana kızdı."

"Niye ki?"

"Bilmem, genelde niye kızıyor?"

"Bilmiyorum ki."

***

Yoongi üstünü değiştirip kahvaltı bile yapmadan doğrudan kafeye gittiğinde Taehyung da çıkmıştı, önce kafeye gitmişti tabii.

Hep yaptığı gibi önündeki oturaklardan birine yerleşip "Pisi?" diye seslendiğinde Yoongi sadece yüzüne bakıp işine dönmüştü.

Taehyung dudaklarını büzüp doğrularak tezgaha yaslandıktan sonra ona doğru eğilmişti "Pisiciğim?" dediğinde Yoongi yine bakmadan kahvesinin kapağını kapatıp Taehyung'un önüne bıraktıktan sonra çekirdek öğütmek için diğer tarafa geçmişti.

Seokjin gelip yanına oturduğunda somurtarak hyunguna döndü Taehyung.

"Geldiğinden beri böyle," diye fısıldadı Seokjin "Ne yaptın da sinirlendi bu kadar?"

"Bilmiyorum ki hyung, uyuyordum ben." diye cevap aldığında gülmüş ve Taehyung'un omzuna vurmuştu hafifçe.

"Namjoon'a sorsan o da uyuyordu Taehyung, iyi düşün." dediğinde Taehyung hafifçe güldü.

"Hyung cidden uyuyordum, gece hiç didişmeden anime izledik sonra uyuduk, sonra sabah kafa attı bana, öyle uyandım." dudağını kıvırıp içindeki yarayı gösterdi "Bak, içeriden yardı resmen."

Seokjin güldü, "Durup dururken seninle konuşmamazlık etmez, ya sor ya da düşün ya da yapabiliyorsan gönlünü al."

Nefes vererek kahvesinden içti, içer içmez kahvenin acı tadıyla yüzünü buruşturup Yoongi'ye baktığında Yoongi kenarda fincanları siliyordu.

Seokjin gülerek dizini pat patladı "iyi sinirlenmiş bu sefer, kolay gelsin." diyerek kalktığında Taehyung tekrar seslendi ona.

"Pisiciğim ama neden böyle yapıyorsun?" diye sorduğunda Yoongi ters ters baktı ona ve yine bir şey söylemeden hemen önüne döndü.

Konuşursa söylemek istemediği bir şeyi dile getirmekten çekiniyor yüzüne çok fazla bakarsa düşündüklerini unutmaktan korkuyordu.

"Ama bak sen bana küs kalırsan ben dibinden ayrılmam sonra Namjoon hyung döver beni." dediğinde istemese de bir an için güldü Yoongi.

"Dövsün."

"Çok döver ama,"

"Benim yerime de tokatlasın,"

"Aşk olsun pisiciğim," dedi Taehyung tezgahın arka tarafına geçip "kamp kurarım kapının önüne barışana kadar bak, barışalım hadi,"

Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını başka yöne çevirdi Yoongi, sabrı sınanıyordu cidden.

"Hadi ya, barışalım hadi hadi..." derken iyice yaklaşıp başını eğerek yüzüne bakmaya çalışıyordu.

Yoongi yakınlığına alışık olsa da uyanıkken suratının bu kadar yakınında olmasına pek alışık değildi, elini yüzüne koyup ittirdi onu.

"Değilim küs falan," dedi nihayet dayanamayıp.

"Değil misin? Barıştık mı yani?"

"Barıştık git."

"Gül bir kere inanayım." dediğinde Yoongi istemsizce diş etlerini göstere göstere gülmüştü ona.

"Tamam git." dediğinde Taehyung gülerek saçlarını karıştırdı onun.

"Döverim bak,"deyince iyice keyiflendi Taehyung.

"Rahatladım ya," dedi sonra "kesin barıştıysak gidiyorum bak?"

"Barıştık git, cidden dayak yiyeceksin artık."

"Tamam gidiyorum," dedi tezgahın arkasından çıkarken, gerçekten rahatlamıştı

Kafeden de çıkarken "Akşam görüşelim pisi, adresimi biliyorsun." demişti ona göz kırpıp, Yoongi de arkasından şeker fırlattığında Taehyung gülerek kaçmıştı.

O gittikten sonra biraz önce çıktığı kapıya bakarak durdu bir süre, sessizce iç çekti.

Taehyung feci şekilde kafasını karıştırıyordu.

***
Burada kalsın bu da, şimdi gidiyorum gelirim yine 😌😌😌

Continue Reading

You'll Also Like

9.6K 640 14
Jimin üzerinden iddiaya giren Yoongi ruh eşi çıkacaklarını bilmiyordu.
8.8K 599 8
Minik melez Taehyung ile onu sahiplenen dövmeli ve yakışıklı veteriner Jungkook.
19.6K 1.4K 21
Jimin eski sevgilisine olan hislerinin yaşattığı tüm karmaşalardan kurtulmak istiyordu. Threesome. Poliamori. Yoonminseok.
165K 9K 58
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..