Takıntılı Zorbam

By azralaj

203K 7.6K 3.7K

Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür!. Kurgu cringe gelebilir çünkü, bu kurguyu ciddi olarak yazmıyorum. Sadece k... More

[1]*Zorba*
[2]*Sıkıştırılma*
[3]*Saç*
[4]*Şımarık erkek*
[5]*Kaybolmak*
[6]*Havuz*
[7]*Düşman topluluk*
[8]*Yeni kural*
[9]*Kıskançlık*
[10]*Zebani*
[11]*Balo*
[12]*En güzel hediye*
[13]*Gariplik*
[14]*Aşk mı? takıntı mı?*
[15]*Özür ve güven"
[16]*En baştan*
[17]*İntikam*
[18]*Sarhoş"
[20]*Bu nasıl güzel kafa?"
[21]*Sensizlik*
[22]*Kavga*
[23]*Sevgili*
[24]*İddia*
[25]*güven sorunu*
[26]*Fotoğraf*
[27]*Eski sevgili*
[28]*Ayrılık*
[29]*dinmeyen öfkenin iki ateşi*
[30]*Çıkma teklifi*
[31]*Takıntılı*
[32]*Özlem*
[33]*Kaza?*
[34]*Yeniden*
[35]*Abla*

[19]*Hastalık"

4.2K 183 84
By azralaj

Aradan 5 gün geçmişti.

Koskoca 5 gün. Ve inanırmısınız? İlk defa Çağandan bu kadar uzak kaldım. Ciddiyim. O günden beri Çağan ne göründü, ne de mesaj attı. Akın ve Poyrazda haber alamıyordu. Çağan onlara onu rahatsız etmemesini söylemiş.

Delirircesine merak ediyordum. Bir kaç kez mesaj atmıştım. Ama bakmıyordu. Aramaya çalıştım. Evet tam 52 kere aradım. Ama yinede cevap vermiyordu.

"Hadi Tuana! Yapabilirsin!" dedim kendi kendime. Şuan Yeliz hocanın odasının önündeyim. Neden mi? Tabiki de Çağanı sorucam. Umarım yanlış anlamaz.

Nefesimi verdim. Ve kapıyı çaldım. İçeriden "gel" komutu gelince içeriye girdim. Yeliz hoca beni gördüğünde gülümsedi.

"Bir sorun mu var Tuananaz?" Dedi.

"Hayır hocam size bir şey soracaktım" dedim çekinerek.

"Sor" dediğinde nefesimi dışarıya verdim.

"Çağan nerde? Ya da o iyimi?" Diye sordum en sonunda. Yemin ederim rahatlamıştım.

Kaşları hafif havalandı. Ama hemen kendini düzeltti.

"Çağan hasta" dediğinde şok oldum.

"N-ne?" Diyebildim.

"Bir kaç gün boyunca soğuk suyun altına girmiş ve saatlerce çıkmamış" dediğinde gözlerim açılmıştı.

"Şuan ateşler içinde yanıyor. Aslında evde kalacaktım ama, zorla beni işe gönderdi. Yemek falanda yemiyor. Napıcağımı şaşırdım" dedi sıkıntıyla nefesini vererek.

Cidden hala şaşkınlık içerisindeydim. Çağanın şuan bu halde olması tamamen benim suçumdu. Allah'ım! Vicdan azabından ölücem galiba.

"Hocam evinizin adresini vere bilirmisiniz?" Dedim aniden. Yeliz hoca bakışlarını çevirdi.

"Çağanla konuşmam gerek" dedim.

"Lütfen çok acil" diye yalvarıcı bakışlarımı da attım.

"Peki ya derslerin?" Diye sorduğunda hemen öne atıldım.

"Son iki dersimiz boş" dedim. Yeliz eline bir kağıt parçası ve kurşun kalem aldı. Birşeyler yazıp bana verdi.

" Al canım" dediğinde hemen aldım.

"Teşekkür ederim" dedim.

"Rica ederim" dedi.

"İzninizle" dedim ve odadan çıktım. Hızla sınıfa ilerledim.

Sınıfa geldiğimde Alisada buradaydı. Hemen çantamı ve ceketimi aldım.

"Tuana noluyor?" Diye Alisa bana soru yöneltdiğinde ona döndüm.

"Şimdi acelem var Alisa. Daha sonra anlatırım" dedim ve cevabını beklemeden sınıftan çıktım.

Okulun önünde taksi beklemeye başladım ki şansıma boş taksi gördüm. Hemen koştum ve bindim.

"Bu adrese lütfen" dedim elimdeki kağıtı uzatarak. Adam kağıtı aldı ve kafasıyla onayladı. Ardından adam direksiyonu çevirdi ve sürmeye başladı.

***

"Teşekkürler" diyip taksiden indim. Beni büyük bir villa karşılamışdı. Hemen kapının pervazınaz yaklaştım. Ama bir sorun vardı. Korumalar!

"Kimsiniz?" Diye sordu 35 gösteren koruma. Başımı dik tutarak.

"Ben Çağanın arkadaşıyım ve onunla görüşmek istiyorum" dedim. Adam ikna olmamış gibiydi.

"Küçük bey hasta! Onunla görüşemezsiniz" dedi kararlı sesiyle. Ama tabi bende dururmuyum!

"Israr ediyorum! Hem, Yeliz hocanın haberi var! Hatta arayıp sora bilirsiniz!" Dedim. Adam bana baktı ardından eline telefonunu alıp yanımdan uzaklaştı.

İki dakika sonra geri geldi ve kapıyı açtı.

"Buyrun" dedi. Bende hemen girdim.

Büyük bir bahçeden geçiyordum. Yan taraflarda kırmızı ve beyaz güller vardı. Çok güzel duruyordu.

Çok geçmeden kapıya yaklaştım. Ve zile bastım. Bir kaç saniyenin ardında kapıyı beyaz gömlekli, dizine kadar gelen siyah düz etekli bir kadın açtı. Galiba hizmetçi diye geçirdim içimden.

"Buyrun kime bakmıştınız?" Dedi kadın.

"Çağanla görüşmek istiyorum" dedim.

"Üzgünüm, ama küçük bey hasta" dedi kadın.

"Görüşmek istiyorum. Merak etmeyin Yeliz hocanın izni var" dedim ısrarla. Kadın ikna olmuşa benzemiyordu.

"Korumalar izin verdi. Bu durumda Yeliz hocanın haberi var demektir" dedim. Kadın en sonunda geri çekildi.

"Buyrun" dedi. Memnuniyetle gülümseyip içeriye girdim.

Hizmetçi bana eşlik ederek beni ikinci kata getirmişti. Bir kapının önünde durdu.

"Burası" dedi. Kafamla onayladım.

"Bir ihtiyacınız varmı?" Diye sordu.

"Hayır teşekkürler" dedim hizmetçi gitti. Bende nefesimi dışarıya verdim.

Yavaşça kapıyı açtım. İçeriye girip kapıyı kapattım.

Bakışlarımı yatağa çevirdiğimde Çağan yatakdaydı. Yatağa yaklaştım. Gözleri kapalıydı. Ve zorla nefes almaya çalışıyordu. Yutkundum.

"Çağan.." dedim. Anında gözünü zorla açtı.

"T-tuana" diyebildi zorla. Hemen yanına çöktüm. Yarı baygın gözlerle bana bakıyordu.

Elimle alnına dökülen saçlarını geri taradım. Ve dudaklarımı alnına bastırdım. Tanrım! Diri diri ateşde yanıyordu sanki. Hemen geri çekildim. Hala bakıyordu.

"Çağan! Yanıyorsun!" Dedim telaşla. Tam birşey diyecek ken öksürmeye başladı.

Hemen ona yardım ederek yerinde doğrulamasını sağladım. Aklıma gelen şeyle ayağa kalktım.

"Çağan! Banyo yapmalısın!. Yapabilirsin demi?" Dedim. Omuz silkti.

Hemen banyoya girdim. Suyu ayarlayıp çıktım. Çağan uzanmıştı. Göz devirdim.

Hemen yanına geldim ve üzerindeki yorganı çektim. Mızmızlanmaya başladı.

"Üşüyorum!" Dedi. Kolundan tuttum ve yatakdan kaldırdım.

"Ya üşüyorum!" Dedi. Şuan 7 yaşındaki çocuktan farksızdı.

Zorla canım çıkarak Çağanı banyoya getirdim. Elimi suya soktum. Su ılıktı. Çağana döndüm.

"Hadi zorlada olsa banyo. İyileşmen için" dedim.

"Ama üşüyorum!" Dedi.

"AA napayım paşam!? Girmeyecektin soğuk suya!" Dedim. Dudaklarını büzdü.

"Bak gidiyorum geldiğimde banyo yapmış olucaksın! Yoksa kabusun olurum, hiç çekmezsin!" Dedim ve banyodan çıktım. Çağanın oflama seslerini duyuyordum tabi..

***
Elimdeki tepsiyle Çağanın odasına ilerliyordum. Hizmetçiler den çorba yapmalarını ve ilaç istemiştim. Çağanın düzelmesine umutluydum.

Sonunda odanın önüne gelmiştim. Tepsiyi bir elimde tutmaya çalışarak kapıyı açtım ve içeriye girdim.

Çağan bu sırada banyosunu yapmış, üstünü değişmiş, yatağında yorganına sarılıyordu. Ama bir sorun vardı. Saçları ıslaktı!

Oflayarak tepsiyi bir kenara koydum. Ve bulduğum havluyla Çağana yaklaştım.

"Kalk bakayım" dedim sitemle.

"I-ı istemiyorum" diye mızmızlandı gene. Nefesimi dışarı verdim.

"En azından yatakta doğrul!" Dedim. Yine mızmız lanınca sabır çektim. Kolundan tutup yatakta oturmasını sağladım.
Ardından havluyla saçlarını kurutmaya başladım.

Kuruttuktan sonra havluyu banyoda kirli sepetine attım. Tepsideki çorbayı alıp Çağanın yatağının kenarında oturdum.

Çorbadan bir kaşık alıp Çağana uzattım. Yüzünü yan tarafa çevirdi.

"Ciddimisin?" Dedim. Tekrar uzattım. Ama yine bakmadı.

"Çağan.." dedim. Cevap vermedi. Konuşmuyordu. Hepsi şu Giray meselesi yüzünden di.

"Hiç kimseye aşık değilim" dedim. Ve kurumuş dudaklarımı yaladım.

"Giray sadece arkadaşım" dedim ve devam ettim.

"Yalan söyledim.." bakışlarımı şuan elimdeki çorbaya dikmiştim.

"İçim soğumadığı için senden intikam almaya çalıştım. Bu yüzden Giray meselesini uydurdum. Beni sevdiğini biliyordum. Ve sana böyle bir oyun kurdum. Ben.." dedim ve durdum.

"Herşey için özür dilerim. İntikam hırsı gözümü kör etmişti. Ben böyle olacağını hiç düşünmemiştim" dedim. Uzun bir sessizlik oluştu. Kafamı kaldırdığımda bana baktığını farkettim.

"Çorbayı bana sen içirirmisin?" Diye yönelttiği soruyla gülümsedim. Elimdeki çorbadan bir kaşık alıp uzattım..

Çorbayı bitirdiğinde elimdeki tabağı tepsiye koydum. Bir peçete alıp ağzını sildim. İlaç ve suyu ona doğru uzattım. İlacı yutup üzerinden su içti.

"Tuana ateşimi ölçsene" dedi.

"Tamam termometre nerede?" Diye sorduğumda dudağını büzüp kısa bir bakış attı.

"Ya ne gerek var. Az önceki gibi ölç işte lütfen!" Dediğinde niyetini daha yeni anlıyordum. Kaşlarımı çattım.

"Çağan.." dedim uyarıcı sesle.

"Off tamam gerek yok!" Dedi. Ve bakışlarını yan tarafa doğru çevirdi. Gülümsedim.

Yüzüne doğru yaklaştım ve dudaklarımı alnına bastırdım. Şükür ateşi düşmüştü.

Geri çekildiğimde gülümseyerek bana bakıyordu. Boğazımı temizledim.

"Ateşin düşmüş. Bu iyi oldu. Hadi şimdi uyu" dedim.

"Tamam" dedi ve olduğu yerde biraz daha yaklaşıp kafasını dizime koydu. Yutkundum.

"Çağa-" derken beni susturdu.

"Uykum var, uykum va.." derken gözleri kapandı ve uyudu. Gülümsedim. Elimi nemli olan saçına götürüp karıştırdım..

Kestik!

Naber?

Bölüm nasıldı?

Gördüğünüz üzere Çağan ve Tuana barıştı!

Çağan artık daha mutlu.
Tuana da öyle.

Sence bundan sonra ne olur?

Yazım yanlışları için özür dilerim.

Yeni bölüm 70 oyda.

Kalın sağlıcakla!

Continue Reading

You'll Also Like

112K 6.1K 33
civciv: sarma mı yaptin gercekten __ #galatasaray 'da 1. 01.08.24 #barışalper 1. #yunusakgün 1. #millitakımlar 1. __ başlama tarihi 19.08.23 bitirm...
12.6M 604K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
42.5K 5.6K 43
çünkü hiçbir kelebek tek başına yaşayamaz sevdasını
43.2K 4.1K 37
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.