[12]*En güzel hediye*

6.4K 248 137
                                    

Arabadan indim ve hızla apartmana doğru irelledim. Asansörün düğmesine bastım. Bu sırada babam gelmişti. Asansör geldiğinde ikimizde binmiştik ve asansör çalışmaya başlamıştı.

"Tuana üzerindeki kimin ceketi?" Aniden babam dediğinde yutkundum.

"Baba bana okulda işkence yapan ve tehdit eden zorbamın ceketi" demiyecektim herhalde. Olay çıkardı. Zaten hayatımda olaylar hiç eksik olmuyo.

"Bir arkadaşımın baba. Üşüdüğüm için vermişti" dedim.

"İyi. Sende evdeb çıkarken birşeyler al üstüne. Malum hava soğuk olabiliyor" babam dediğinde. İçimden oh çektim. Canım babam bana zaten hep güvenirdi.

"Tamam baba" dedim. Ve bu sırada asansör bizim kata gelmişti. Hemen asansörden indim. Kapı açmaya mecalim olmadığı için zile iki defa ard arda bastım. Annem kapıyı açtığında oh çekti.

"Kız sakin olsana. Ne bu tantana. Birşey oldu zanettim" dedi annem. Ayağımdaki topukluları çıkardım ve elime aldım.

"Ölüyorum! Ve uyumak istiyorum!" Dedim içeri girerek. Hemen odama koştum. Odama geldiğimi gibi kapıyı kapattım. Kırmızı, kareli pijamalarımı giydim.

Kendimi bana Özel olan tekli koltuğa attım ve telefonu elime aldım. Biraz Instagramda gezinmeye başladım. Deli gibi uykum geliyor olabilir. Ama telefon ve Instagram vazgeçilmezimdi. Mutlaka azda olsa gece yatmadan önce bakmalıydım.

Yeliz hocanın hesabına girdim. En son Çağanın fotoğrafını paylaşmıştı. Balodan önce paylaşım yapmıştı ve Çağanın üzerinde bu geceki takım elbisesi vardı. Açıklamayı okudum.

"Yakışıklı paşam 💖"
3.457 kişi beğendi.

Üstündeki cekete takıldı gözüm. Sahi nereye koydum ben onu?. Etrafa göz gezdirdim ve buldum.

Ayağa kalktım ve makyaj masasına irelledim. Ve ceketi aldım. Anında burnuma hoş parfüm kokusu dolmuştu. Öyle her parfümü beğenmeyen ben, bu kokuya adeta aşık olmuştum.

Ceketi bir kenera koydum. Ve kendimi yatağıma attım. Gözlerimi kapanıyordu. En sonda kendimi uykuyu teslim ettim.

****
Okula gelmiştim. Alisa hanım olmiyacaktı sabah bana hasta olduğunu gelmiyeceğini söylemişti. Onsuz bir okul çok sıkıcı olucaktı. Okula girdiğim gibi sınıfa irelledim

Sınıfa geldiğimde sınıfta sadece Çağan vardı. Bakışları beni bulmuştu. Hemen yerime geçtim. Ardından çantamı hemen açtım. İçinden Çağanın ceketini çıkardım. Katlamıştım ve aynı zamanda küçük bir poşete koymuştum.

Biraz yaklaşıp sırasının üstüne koydum. Bir an olsun bakışlarını benden çekmemişti.

"Ceketini verdiğin için sağol" dedim. Fazla yüz vermiyordum. Bana yaptıklarını elbette ki unutmuyordum. Sırıtmaya başladı.

"İyiki varım da senin gibi bir hayırsıza yardım etmişim" dediğinde. Arkamı döndüm ve göz devirdim. Çağan hiç bir zaman değişmeyecek. Milyon tane sıfatı zaten. Bir iyi oluyo, zorba oluyo, canavar oluyor vesaire vesaire.

Gelip yerime oturdum. Onu takmıyordum. Beni sinirlendirmek hoşuna gidiyordu. Stres topuyum ya ben!. Konuşur konuşur susar.

Zaten sınıfta dolmaya başlamıştı. Aradan geçen 10 dakika sonra Yeliz hoca içeriye girdi. Onun dersiydi.

"Günaydın gençler"

"Günaydın hocam!"

Yeliz hoca çantasını masaya koydu.

Takıntılı ZorbamUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum