PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\

By Maysa_58

5.5M 308K 54.7K

🌹 Genç adam, karşısında melekleri kıskandıracak derece güzel olan karısına doğru adım attı. Tam önünde durdu... More

~Tanıtım~
~1.Bölüm~
~2.Bölüm~
~3.Bölüm~
~4.Bölüm~
~Gelecek bölüm Alıntısı~
~5.Bölüm~
~6.Bölüm~
~7.Bölüm~
~8.Bölüm~
~9.Bölüm~
~10.Bölüm~
~11.Bölüm~
~12.Bölüm~
~13.Bölüm~
~ Şahan & Yağmur ~
~14.Bölüm~
~15.Bölüm~
~16.Bölüm~
~Şahan & Yağmur 2~
~17.Bölüm~
~18.Bölüm~
~19.Bölüm~
~Senem & Barut Karadağlı~
~20.Bölüm~
~21.Böüm~
~22.Bölüm~
~23. Bölüm ~
~24.Bölüm~
~26.Bölüm~
~27.Bölüm~
~28.Bölüm~
~29. Bölüm ~
~30.Bölüm~
~31.Bölüm~
~32.Bölüm~
✨Kesit✨
~33. Bölüm~
~34.Bölüm~
~35.Bölüm~
~36.Bölüm~
🍬 Bayrama özel bölüm 🍬
~37.Bölüm~
~38. Bölüm~
~39.Bölüm~
~40. Bölüm~
~41. Bölüm ~
~42. Bölüm ~
~43.Bölüm~
~44.Bölüm~
~45. Bölüm~
~46.Bölüm~
~47. Bölüm~
~FİNAL BÖLÜMÜ~

~25.Bölüm~

81.4K 5.6K 1K
By Maysa_58

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🌹

Gece gözlerini kıstı ve elindeki telefonu biraz daha yaklaştırdı yüzünde buruk bir tebbesüm oluştu. Şahan ağabeyinin attığı  söz fotoğraflarına bakıyordu öyle güzellerdi ki, içi gitmişti resmen orda olmak için canını hiç şüpehesiz canını verirdi. Boğazında oluşan düğüm ile telefonu yatağın üzerine koydu ve kollarını birbirine bağladı. Bu konaktan, Miran'dan gitmek istiyordu ailesinin yanına dönmek o hiç istemdiği okuluna geçte olsa dönmek istiyordu. Herşey için çok pişmandı büyük konuşmuştu ve konuştuğu her lafın altında kalmıştı. Keşke zamanı geriye alma şansı olsa idi o zaman Miran'ı hayatına hiç sokmazdı. Ona karşı içinde sevgiye dair bir kırıntı ile olduğunu düşünmüyordu derken günler sonra odanın kapısı açıldı ve içeri Miran girdi. Hiç ona bakmadan giysi dolabının önüne geçmiş ve kıyafet ayarlıyordu kendine. Daha sonra askılık ile eline aldığı lacivert takımı koltuğun üzerine koydu. Aynanın önüne geçip parfüm sıktı boynuna Ayşe istemesizce kaşlarını çattı bu adam gece gece bu kadar süs ile kimin yanına gidiyordu merakına yenik düştü ve sordu.

- Nereye gidiyorsun gece gece!?"

- Karım, karılık görevini yapmadığı için başka kadınlara gidiyorum itirazın mı var Ayşe?" diye sormuştu eliyle yüzünü sıvazlarken

İçinden birşeylerin koptuğunu hissetti Ayşe, canı yandı ama yinede o güçsüz tarafını Miran'a göstermedi.

- Cehennemin dibine kadar yolun var!" demişti öfke ile yatağına uzandı nereye giderse gitsin umrunda değildi artık onun tek dedi bu konaktan gitmekti.  En kısa zamanda gitmek artık gerçekten bıkmıştı. Geçen hafta kaynanası ile yaşadığı olayı duymuştu Miran ve aynen şöyle demişti; Anama karşı gelme Ayşe! Yoksa sana daha kötü davranır." Resmen anasının kölesi olmasını istiyordu ama yok! Ayşe asla boyun eğmeyecekti ne yaşarsa yaşasın asla Avzem hanıma boyun eğmeyecekti! Derken yatağın yan tarafının çökmesiyle derin bir nefes aldı ve Miran'ın elini kolun da hissetti. Midesi resmen bulanmaya başladı bu dokunuş ile.

- İnat etme işte, gir koynuma  uslu bir kız ol." demişti dudaklarını genç kızın boynuna bastırırken, eğer bugün de  onu red ederse gerçekten çok kötü şeyler olacaktı çünkü genç adam bu durumdan oldukça sıkılmıştı.  Karısına dokunamıyorsa ne anlamıştı bu evlilikten ila zorlaması mı lazımdı? Hiç sorun değildi zorlardı! Derken Ayşe'nin sinirle nefes aldığını hissetti.

- İstemiyorum! Ben senin koynuna girmek gibi bir hatayı zamanında yaptım aynı hatayı bir daha yapmam! Şimdi siktir git kimin koynuna giriyorsan gir!" demişti sertçe umrunda değildi çünkü o artık eski Ayşe değildi ve olmak gibi bir düşüncesi de yoktu!

- Çok yakında  kuma gelecek! Bunu sen istedin madem koynuma girip erkek bebek vermeye razı değilsin kumaya razı olursun!" demiş ve yataktan öfkeyle kalkmıştı. Ayşe ise duydukları ile oturur pozisyona geldi ve öfke ile Miran'a baktı. Bu aile harbi erkek çocukla kafayı bozmuştu. Mardin halkı Korkmaz aşireti kötü derken şaka yapmıyormuş!

- Erkek çocuk! erkek çocuk! kafayı yemişsiniz siz! Ailecek hemde biliyor musun? Anan'da doğurmuş iki tane erkek çocuk ama pek bir halta yaramıyorsunuz!" demişti sinirle ama Miran'ın bir anda dönüp boğazını sıkmasını beklemiyordu! İri elleri boğazını sıkarken nefessiz kaldı ve gece gözleri irileşti ve biranda gözleri dolmaya başladı.

- Sen de  bir Payedâr kızı olmasan, bir halt değilsin biliyor musun Ayşe?  dönüp bakacağım bir kadın bile değilisin! Bir daha benim erkekliğime laf edersen seni öldürürüm!" tıslarcasına konuştu ve genç kızın boğazını sıkmayı bıraktı. Nefes nefese kalmış kıza zerre acıması yoktu! Onun tek derdi Yusuf ağayı en güvendiğinden vurmaktı ve bunu başarmıştı. En sevdiğinden kız kardeşinden vurmuş canını yakmıştı.

Ayşe'nin elleri istemsizce boğazına gitmiş ve öksürmeye başlamıştı gözlerinden ağır ağır yaşlar akarken, karşısında ki adama baktı. Bir zamanlar ailesi yerine tercih etti kişiye baktı. Kendinden nefret etti. Ağabeyine bu ihaneti yaptığı için ona akıl vermek isteyenleri dinlemediği için kendinden ölesiye nefret etti.

- Ben  gidiyorum, birkaç gün gelmem o zamana kadar akıllı ve uslu bir kız ol eğer anama karşı bir aptallık daha yaparsan sonuçlarına katlanırsın." demiş ve koltuğun üzerine bıraktığı lacivert takımı alıp odadan çıkmıştı. Yataktan kalkıp ağlaya ağlaya banyoya doğru adımladı Ayşe, aynadan boynuna baktı ve kızardığını hatta morarmaya başladığını görünce sinirle alt çekmeceyi açtı ve bulduğu krem ile odaya tekrar döndü. Koltuğun üzerine oturdu kremin kapağını açıp boynuna sürmeye başladı. Ucunda ölüm de olsa ki, bu konakta yaşamak resmen ölümdü kaçacaktı sonuçu ne olursa olsun ilk fırsatta bu konaktan kaçacaktı.

~~~~~

Sabah erkenden'den Yağmur'uda alıp çarşıya çıkmıştı Gülhanım, Yağmur'un evde tek başına durup depresyona girmesini bekleyemezdi o yüzden kafasını dağıtacaktı bugün resmen çarşının altını üstüne getirmişler. o mağaza senin, o mağaza benim dolaşmış durmuşlardı.Gülhanım birkaç tane hamilelik elbisesi almış ve bebek kıyafetlerine resmen içi gider bakmıştı. Kendi ördüğü bir sürü kıyafet vardı ama yinede gözü kalıyordu o minik kıyafetlerde hele bir cinsiyeti öğrensinler o zaman çeşit çeşit alacaktı tüm kıyafetlerden, Yağmur ise sadece dolaşmış ve gözüne çarpan siyah bir bluz almıştı onun dışında hiç birşey yapmamıştı çünkü canı bu sabah giden Şahan'ın ardından acı çekiyordu. Resmen onu bırakıp gitmiş ve bir kaç ay sonra Şahin'in düğününde geleceğini söylemişti.

- Tüm enerjimi sömürdün Yağmur!" diye dert yandı Gülhanım önündeki çaydan bir yudum alarak, yorulunca en yakın bir kafeye gelmiş oturmuşlardı ve açıkmıştı.  Ama birşeyler yemek için Azra ve yeni eltileri Melek'i bekliyordu çünkü az önce onlara  kafenin konumunu atmıştı ve birazdan ellerinde pasta ile gelirler Yağmur'un doğum gününü kutlarlardı.

Yağmur ise dudaklarını küskünce büzdü, Gülhanım onun iyi olması  için çabalıyordu ama Yağmur iyi olmak istemiiyordu.

- Canım hiç birşey yapmak istemiyor ki, Şahan'ın gidişi beni çok üzdü." diye itirafta bulundu hem derdini Gülhanım'dan başka kime anlatabilirdi ki, onu kınamayacak,  üzmeyecek, tek kişi Gülhanım'dı

-Hakkınızda hayırlı olan buymuş Yağmur, Şahan ağabeyin gitmesi sizin için en hayırlısı hem geçici süreliğine gitti. Sen on sekiz yaşına geldiğin zaman mecbur geri gelecek. Ve inan bana o zaman herşey daha farklı olacak." tüm kalbiyle inanıyordu ki Gülhanım, Yağmur ve Şahan çok mutlu olacaktı.

- Ben ne yapacağımı bilmiyorum." Dedi Yağmur

- Ne yapacaksın biliyor musun Yağmur? Ders çalışacak ve o üniversiteyi kazanacaksın! Şahan ağabeyin arkasından yas tutmayacaksın! Zor olacak biliyorum ama senin şuan önceliğin okulun! Ağa babana ve anan'a verdiğin sözü tut."

Başını olumlu anlamda salladı Yağmur, eltisi haklıydı yas tutmayacak canını sıkmayacak ve  Şahan'ı düşünmeyecekti. Sadece okulunu düşünecek ve o üniversiteyi kazanacaktı. Bu zor olacaktı ama  deneyecekti daha sonra yaklaşık beş dakika sonra elinde pasta ile Azra ve Melek gelmişlerdi yanlarına Yağmur pastayı görünce sevinç göz yaşlarına boğulmuştu. Ve hepsine sıra ile sarılmıştı. Daha sonra ise dört genç kız oturmuş pastayı yemişlerdi. Gülüşlerin eksik  olmadığı bir buluşma olmuştu resmen. Melek'in tıpkı Şahin gibi yaptığı espiriler de resmen renk katmıştı masaya.

- Şimdi, Azra sen tekrardan üniverste sınavına mı gireceksin?" diye sordu Yağmur elinde ki çatalı tabağın yanına bırakırken, Azra başını olumlu anlamda salladı. 

- Baktım koca bulamıyorum bende tekrar okumaya karar verdim." dedi gülerek tabi ki de bu işin şakasıydı onun hayali öğretmen olmaktı ama, geçen sene girdiği sınavı kazanamayıca bu sene tekrar girmek istemişti.

-Hangi bölümü okumak istiyorsun?" diye hevesle atıldı Melek, lafa oda çok okumak istemişti ama ağa babası izin vermemişti. Liseyi bile açıktan zar zor kaçak,göçek sınavlara giderek bittirmişti.

- Ana sınıfı öğretmenliği." diye neşeyle cevap verdi Azra,

- Atanamayınca gelen pişmalık hissi." dedi Melek birraz espiriye karışık ama öyleydi öğretmenlik ataması çok zor oluyordu. Binde bir insan atanıyordu. Azra göz devirdi ve hala pastanın parçalarını yiyen Gülhanım'a baktı. Bu kıza hamilelik hiç yaramamıştı sürekli tatlı birşeyler yiyor ağzı hiç boş durmuyordu. Elini uzattı ve hafiften çok şiş olan karnına dokunup sevdi.

- Yeğenim babasına deriz, o bana özel okul açar." demişti şakaya karışık

- Ay! Yusuf ağabey net açar elli çok bol." demişti Yağmur kendisine ev aldığını sabah konaktan çıkmadan kaynanasından duymuş ve çok şaşırmıştı. Asla böyle bir hareket beklemiyordu. Gülhanım ise ortamda dönen muhabetti gülerek izliyordu derken Melek'in espirisi ile daha çok gülmüşlerdi.

- Eli bol diyince aklıma iki kişi gelir; Bir Yusuf Mirza Payedâr iki yeni çamoluk otomotiv."

~~~~~~

Yatakta bir sağ bir sola döndü durdu Gülhanım. Ama yok uyuyamıyordu canı birşey çekiyordu ama ne çektiğini bilmiyordu.   Kocasının kolları arasından zar zor çıktı. Uykusu zaten hafif olan Yusuf Mirza'da karısının bu hareketi karşısında uyandı ve tek gözünü açıp yatakta oturan karısına baktı. Karısının gece uyanma gibi huyları yoktu acaba sancısı mı vardı?  İçinden  hayır olsun dedi ve oda oturur pozisyona geldi.

-Yavrum, birşey mi oldu?" diye sordu endişe içinde karısını izlerken.

-Canım birşey istiyor ama ne olduğunu bilmiyorum." dedi sesindeki ağlama hissi ile şuan oturup ağalaybilirdi canın ne çektiğini bilmediği için ağlayabilirdi. Yusuf Mirza tebbesüm etti ve karısının al yanaklarına derin bir öpücük kondurdu. Yataktan kalktı ve üzerine birtane t-shirt geçirdi koltuğun üzerine duran  karısının kıyetlerini aldı.

- Hadi üzerini giy, mutfağa gidelim gülüm belki o zaman bulursun ne aşerdiğini."  demişti Gülhanım çocuksu, bir heyecanla başını olumlu anlamda salladı ve bir çırpıda üzerini giynip başına yazmasını taktı ve kocasının elini tutarak odadan çıktı. Soğuk hava bedenini ürperti ile ele geçirdi ve ufak bir titreme yaşadı. Yusuf Mirza karısının üşüyen halini görünce elini bıraktı ve iri kollarını karısına sardı. Başına bir öpücük kondurdu ve daha sıkı sarıldı. Mutfağa geldikleri zaman Gülhanım, direkt buzdolabını açtı ve gördükleriyle alt dudaklarını yaladı. Resmen gördüğü şeyler ile sanki bir dolu küp altın bulmuş gibi sevindi. Bu hamilelik çok farklıydı o kadar saçma şeyler aşeriyordu ki,

-Brokoli, ketçap, zeytin yağı ve nutella istiyorum." dedi Gülhanım Evet! evet şuan canın ne çektiğini bulmuştu bunları karıştırıp yemek istiyordu.

Olabildiğince kaşlarını çattı ve

-Gerçekten mi gülüm, bunları mı aşerdin?" diye sordu Yusuf Mirza anlam veremeyerek çünkü hepsi birbiriyle alaksız şeylerdi.

-Evet! canım öyle çok istiyor ki Yusuf'um." deniz gözlerini kıstı ve kocasına baktı. Yusuf Mirza başını olumlu anlamda salladı ve mutfak masasından sandaleye çekti ve karısını oturturdu. Buzdolabından karısının istediklerini çıkardı ve önüne koydu. Daha sonrada kaşık tabak koydu ve kendiside yanına oturup karısını izlemeye başladı. Önce Zeytin yağını, sonra ketçapı, nuttelayı karıştırdı ve brokoliyi o yaptığı karışıma batıp büyük bir ihtiyacla yedi. Sanki dünyanın en lezziz yemeğini yiyormuş gibi davranıyordu karısı ve bu durum Yusuf Mirza'nın çok fazla hoşuna gidiyordu. Gülhanım normal hayata bunu yiyen kişiiyi görse net midesi bulanırdı ama hamilelik öyle birşeydi ki, neyi yerse yesin ona çok güzel geliyordu. Biraz daha yedikten sonra mutfağı toparlamışlar ve odalarına geçmişlerdi. Yarın büyük gündü evlatlarının cinsiyetlerini öğreneceklerdi.

Elinde çubuk kraker ile randevu saatinin gelmesini bekliyordu Gülhanım, sabaha şirkete getmişler randevu saatine yakında hastaneye gelmişlerdi. Yolda biraz acıkmıştı ve kocasından çubuk kraker istemişti. Sürekli birşeyler yemek istiyordu eğer böyle giderse yakında çok fazla kilo alacaktı yada bebeği tombiş birşey olacaktı. Son krakeride yerken sıranın onlara geldiğini gördü ve hemen ayağa kalkıp kocasının elinden tuttu ve doktor Kardelenin odasına girdiler. Kısa bir konuşmanın ardından muayne yatağına yattı ve göbeğini açıp kocasının elini sıkıca tuttu. Karnına dökülen beyaz sıvı ile önce irkildi Gülhanım ve deniz  gözlerini kısıp siyah ekrana çevirdi. Bebekleri diğer aya göre daha belirgin olmuştu. Gözleri istemsizce dolarken kocasının iri elini daha çok sıktı. Karnındaki alet kasıklarına kadar iniyor daha sonra tekrar göbeğine çıkıyordu. Kardelen doktorun uzanıp  bastığı düğme ile odayı güçlü bir kalp atışı doldurdu.

- Sanırım oda sizin kadar heyecanlı." Kardelen doktorun cümlesi ile tebbesüm etti Gülhanım, şuan kalbi heyecendan durabilirdi ilk defa bu denli bir heyecan yaşıyor nasıl tepki vereceğini şaşırıyordu.

- Her hangi bir sorun yok değil mi?" Yusuf Mirza'nın gür sesine karşılık, Kardelen başını olumsuz anlamda salladı her gelmelerinde aynı soruyu soruyorlardı ama çok şükür hiç bir sorun yoktu. Gülhanım gayet sağlıklı bir hamilelik geçiyordu.

- İşte burada! İlk defa kendini bu kadar belli eden bir bebek görüyorum, tebriik ederim bebeğiniz erkek!"



Bölüm sonu...

Kısa oldu diyeceksiniz ama inanın defalarca yazıp sildim ortaya bu bölüm çıktı. 😔 Nazara geldik galiba aklımdaki sahneleri yazamıyorum.🥺

Veee bebeğimiz erkek! Sütlaç sahnesinde bebeğin cinsiyetini tahmin edenler doğru bildi. Bebeğimizin isimide hazır 😍 Benim o kadar çok içime sinen bir  isim oldu ki, umarım öğrenince sizde seversiniz 🤍

Instagram; Maysa_58_ 

Continue Reading

You'll Also Like

26.8K 3.3K 90
🏆Wattpad RomanceTR Gençlik Rüzgârıyla Savrulanlar Okuma Listesinde🏆 19 yaşındaki Pınar'ın Aysar Vakıf Üniversitesi'ni kazanması ile hayatındaki tüm...
Yürek Sızım By Elanur

Mystery / Thriller

40.2K 1.8K 9
... Güzelliğiyle Mardin'e nam salmış bir çok kişinin onun okyanuslarına yenilmesine rağmen 19 yaşına kadar kimseye gönlünü vermeyip eli eline değmemi...
1.3M 100K 27
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
668K 41.1K 26
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...