"Tuana şarjım bitti. Kendi telefonundan saate baka bilirmisin?"
"Tamam dur bir dakika" ellerimi cebime götürdüm. Ama telefon yoktu! Hemen çantama bakmaya başladım.
"Hassiktir!" Diye küfür savurdum.
"Noldu?" Diyen Alisaya döndüm. Şuan okulun önündeyiz, okula gitmek üzereyiz. Ama telefon sınıfta kaldı! Aman ne iyi, ne güzel!
"Telefonum okulda kalmış onu alıp hemen geliyorum. Çantamı tutar mısın?" Dedim. Kafasını salladı ve çantayı aldı. Bende ardından hiç düşünmeden okulun içine girdim ve sınıfa doğru koşmaya başladım.
Sınıfın önüne geldiğimde nefes nefeseydim. Kendime geldikten sonra kapı kolunu indirdim. Ve içeriye girdim. Ama pek de hoş bir manzarayla karşılaşmadım. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Çağan şuan pencerenin önünde oturmuş, telefonuda elimde. Pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Tanrım gene ne yapmaya çalışıyor bu deli!?
"Telefonumu ver!" Dedim öne atılarak. Sanki ben dediğime verecekte.
"Bir şartla vererim" dedi. Genelde şartlar hiç istemediğimiz türdendir.
"Kabul etmiyorum! Senden de iyi bir bok çıkmaz!" Dedim. Aferin bana aferin. Bir koysa kemiklerim kırılacak. Bu cesaret nerden geliyor bana Yarabbim.
"Telefonu veda et" dedi ve telefonu pencereden dışarı çıkardı. Şuan elinde bıraksa yere düşücek ve parça pincik olacaktı. Ağlamak istiyorum. Telefona gıcık kuzenimden daha da değer veriyorum!
"Yapma!" Dedim bir an. Sonraysa yutkundum.
"Şartın nedir?" Dedim.
"Benimle baloya geliceksin" dediğinde. Ağzım açık kaldı. Ne diyordu bu!?. Napıcam amına- bir dakika!
"Sen neden benim gibi bir ucubeyle, çirkinle gitmek isteyesinki? Yada neden sahiplenesin?" Dedim. Mükemmel, aşırı derecede olağanüstü bir cümle (!)
"Canım öyle istiyor" dedi. Senin canını si- neyse.
"İstemiyorum! Şartını kabul etmiyorum!" Dedim kararlı sesimle.
"Öylemi?" Dedi ve telefonu dışarıya tuttu.
"Umrumda değil! Yenisini alabilirim!" Dedim. Telefon fiyatları içimden geçicek. Aniden gülmeye başladı. Kaşlarımı çattım.
"Sadece bununla biteceğini mi sanıyorsun?" Dedi. Aynı ifadeyle bakıyordum yüzüne.
"Biricik arkadaşın Alisaya senin yaşadıklarının beterini yaşatırım" dediğinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.
"N-ne?"
"Aynen öyle! Bütün okul ona düşman olur! Her dakika rahatsız eder! Ve yolun sonu hiç iyi sonuçlanamayabilir! Peki bunun sorumlusu kim olucak? Tabiki sen!" Dedi. Dudaklarımı bir birine bastırdım.
"Y-yapamazsın!"
"Öyle bir yaparım ki!"
"Lütfen Çağan! Hem sen benim gibi ucubeyi naparsın ki?"
"Hiç birşey umrumda değil! Baloda yanımda seni görmek istiyorum!"
"Aa tabi beni rezil etmek için evet! Çünkü sen böyle bir adi herifsin!"
"Doğru konuş!" Dedi sinirli sesiyle. Bende sustum. Başka bir çarem yoktu. Onunla gitmezsem Alisaya çok kötü şeyler yapacaktı.
"Kabul ediyorum" dedim sesim kısık çıkmıştı. Zaferle sırıttı. Ardından telefonu bir sıranın üzerine bıraktı.Ve yanımdan yürüyerek geçip gitti. Hemen telefonumu aldım ve sınıftan çıktım.
2 gün sonraki balodan bahsediyordu. Ve onunla gitmemi istiyordu. Ben istemiyordum. Kesin bana birşey yapıcaktı!. Umarım yanılıyorumdur..
***
"İyi eğlenceler kızlar" dedi babam. Alisayla arabadan indik.
"Teşekkür ederim baba"
"Eve dönmek isteyince beni ararsınız" dedi. Kafamla onayladım. Ve babam arabayla gözden kayboldu.
Bugün balo vardı. Ve babamda bizi götürmesini istedim. Sağolsun kırmadı beni. Ve balo olacak yerin önüne geldik.
Abartılı olmayan göğüs dekolteli, dizimden biraz yukarda, mor renginde elbise giyinmiştim. Ve altın renginde kelebek bir kolye takmıştım. Ve abartılı olmayan siyah topuklularla herşey tamamdı.
Alisaysa bordo renginde, omuzları düşük, dizden yukarıda elbise giyinmişti. Çok şık olmuştu.
"Ayh dayanamıyorum ben gidiyorum sen arkadan gelirsin" dedi Alisa içeri girerek. Bu haline hafif güldüm. İçeriye doğru addımlamaya başladım. Kapının önündeki kişiyle yerimde durdum.
Siyah gömlek ve siyah dar olmayan kot pantolon giyinmişti. Üzerinde de siyah ceket vardı. Telefonuyla ilgileniyordu. Varlığımı hissetmiş olucak ki kafasını kaldırıp baktı. Gözleri biraz açılmıştı.
Ardından sırıtmaya başladı. Telefonu ceketinin cebine koydu. Üzerime doğru geldi. Bir elini belime dolayıp, hafif kendine çekti.
"Hayret dahada çirkin olmuşsun" dedi Çağan. Göz devirmemek için kendimi zor tutuyordum. Bir an iltifat edicek sandım. Gereksiz odundan ne beklenir ki?.
Ama hakkına girmeyeceğim. Dağınık kıvırcık saçlarıyla çok çekici ve yakışıklı olmuştu. Parfümü burnuma dolmuştu. Çok hoş bir kokuydu. Erkek parfümlerine zaafim vardı.
"Daha bekliyecek miyiz?" Dedim.
"Hay hay" dedi. Bir eli belimdeydi. Ona ayak uydurarak içeriye girdim. Tanrım burası muhteşemdi!. Yeliz hocanın zevkine aşık oldum galiba!.
Bir masaya geçtik. Bilin bakalım ne oldu?. Evet. Bütün bakışlar bizde. Bazıları şaşırsada, bazıları bunu normal varsayıyordu.
Etrafındakilere bakarken Alisayla göz göze geldim. Alisa ağzı açık bir şekilde bakıyordu. Yutkundum. Dudaklarımı oynatarak "sonra açıklarım" dedim. Hala şaşkınlıkla bakıyordu.
Bende önüme döndüm tabi. Herkes hala mal gibi bakıyordu. Bu yanımdaki de bana bakıyordu. Gözlerini kısmış her yerimi süzüyordu.
"Fiziğin.." dedi ve durdu. Kim bilir yine ne söyleyecek acaba.
"Güzelmiş.." dediğinde şaşkınlıkla ona döndüm. Bu bana yaptığı ilk iltifatdı galiba. Normalde bi ucubeden daha çirkin olduğumu söylüyorda.
"Sağol.." dedim ve bakışlarımı ondan kaçırdım. Hayır! Kendine Tuana! Kaptırma kendini.
Şarkı çalmaya başlamıştı. Bu benim çok duyduğum bir şarkıydı. "l wanna be yours".
Şarkı çok hoştu ve kulağa çok iyi geliyordu. Bunu mutlaka eve gidince indirmeliydim!.
Tabi şarkı başlayınca bir çok kişi dans etmeye falan başladı. Yutkundum. Önüme döndüğümde Çağan bana bakıyordu. Elini belime koydu.
"Benimle gel" dedi. Ve dans edenleri yanına geçtik. İki elinide belime doladı ve kendine çekti. Refleks olarak ellerimi omuzlarına koydum.
Şarkının ritminde dans etmeye başladık. Etrafıma kısa bir bakış attım. Tabiki herkes sanki sirk oyunu dönüyormuş gibi bakıyordu. Hay anlamıyorum! İnsan mı görmediniz be!.
Bazı kızlar tabi tarif edilemez. Onlar kıskançlıkla bakıyordular. Ee güya onların dilinden sevdikilerini çalmışım(!).
Mecbur kalmasam iki dakika burada durmam. Çağandan korkuyorum. Çünkü bütün okul şuan burda ve inşallah beni rezil durum düşürmez.
Korkuyla yüzüne çevirdim bakışlarımı. Elalarını yüzüme dikmişti. Korkak ceylan gibi bakıyordum. Hem beni rezil düşürmesinden, hemde bana bakan bu varlıklardan. Çünkü bakışlar beni geriyordu aynı zamanda böyle şeylerden nefret ediyordum.
Çağanın nefesini kulağımda hissettim.
"Korkma yavru ceylan. Birşey yapmiyacağım" dediğinde birazda olsa rahatlamıştım. Nefesi boynuma çarpıyordu. Ve bu beni huylandırıyordu. Sıcak nefesi aynı zamanda boynumu ısıtıyordu.
Kalbim maraton koşusuna çıkmış gibiydi. Heyecandan ölücek gibiydim. Hoş kokusu burnuma doluncada içim adeta kıpır kıpır oluyordu.
Aniden Çağan elimden tutup etrafımda döndürdü ve yine kendine çekti. Bu haraketi hoşuma gitmişti. Hafif tebessüm etmiştim.
***
Gitme zamanıydı babam birazdan gelicekti. Balo salonunu önündeydim. Alisa ceketini almak için içeriye girmişti.
Hava rüzgarlıydı ve esince üşüyordum. Ellerimi kollarıma götürüp ovaladım. Çok üşüyordum. Hasta olmasam iyidir.
Aniden birisi omzumdan sıcak birşey giydirmişti. Dönüp baktığımda Çağandı. Ve ceketini bana vermişti. Doğrusunu söyleyeyim artık üşümüyordum. Ona baktığımda elini ensesine attı.
"Üşüme diye, sonra verirsin" dedi ve arkasını döndü. Lüks bir arabanın önüne geldi. Şoför bildiğim adam kapıyı açtı. Çağan arabaya bindi. Adamda kendi yerine geçti. Ve araba yavaş yavaş gözden kaybolmuştu.
Arkasından bakıyordum. Gülümsedim ve içimden ona üşümediğim için teşekkür ettim:)
@sex3fly 1023 kelime bölüm yazdım. Sıra sende. Anlaşmamızı unutma.
Anlaşma sonucu attığım bölüm. Umarım sevmişsinizdir.
Yeni bölüm anlaşma olmazsa 65 oyda falan gelir. Kalın sağlıcakla