YOZLAŞMIŞ HARABELER

By emregul_

293K 19.1K 130K

Sürekli aynı kâbuslarla uykuları bölünen Rena, yine bir gece aynı kâbusun etkisinden korkuyla uyanır. Rüyanın... More

GERİ DÖNÜŞ
1.Bölüm: KÂBUS
2.Bölüm: KÂBUS EFENDİSİ
3.Bölüm: AYNANIN LANETİ
4.Bölüm: YOZLAŞMIŞ SIR
5.Bölüm: RUH MÜHRÜ
6.Bölüm: AYNA MUHAFIZLARI
7.Bölüm: İLK YANSIMA
8.Bölüm: MİENAS
9.Bölüm: KARGA VE GÜVERCİN
10.Bölüm: KRALLIĞIN İZLERİ
11.Bölüm: KEHANETİN KUKLASI
12.Bölüm: KALBİN ORTAĞI
13.Bölüm: KARGANIN KALBİ
14.Bölüm: TOPRAK ANA
15.Bölüm: YIKAN VE YOK EDEN LORD
16.Bölüm: ESKİ UYGARLIK
17.Bölüm: GÜNAH TOHUMU
18.Bölüm: PERİ KÖYLERİ
19.Bölüm: GECE KULESİ
20.Bölüm: ESTER
21.Bölüm: KARANLIĞIN FISILTISI
22.Bölüm: ŞAFAK VAKTİ
23.Bölüm: SAKLI DİYAR
24.Bölüm: YANSIYAN RUHLAR VAHASI
25.Bölüm: GÖLGELERİN ŞARKISI
27.Bölüm: AYNALAR KENTİ
28.Bölüm: KARA ÖLÜM KORUSU
29.Bölüm: GELECEĞİN ÇAĞRISI
30.Bölüm: SANRILARIN İHANETİ

26.Bölüm: BEYAZ ALEV

2K 398 504
By emregul_

Merhaba^^  Sessiz bir köşede hikayemize kaldığınız yerden devam edelim✨

Keyifli okumalar minik kabuslarım^^

Bölüme başlamadan önce yıldızı parlatmayı ve satır aralarına çokça yorum yapmayı unutmayın, lütfen.

*
Beyaz Alev
*

Diz çöker gölgeler, karanlığın efendisi şahlandığında...

Diz çöker gölgelerin efendisi, karanlık onu yuttuğunda.

Bir kuzgunun karası...

Bir gecenin ayazı...

Bir kalbin yarası...

Bir kuzgun kafese düşerse... Gece, güneşe boyun eğerse... Bir kalp yara alırsa...

Gölgelerin şarkısı sağır eder yüreğine ket vuran yozlaşmış inançları.

Yansıyan Ruhlar Vahası'nda yapayalnız kalmıştı Kâbus Lordu. Tek düşündüğü burada geçireceği yıllar değil; kollarının arasından yitip giden aşkının kendisini unutup unutmadığıydı.

O hatırlamıştı. Unutmamıştı güzel leydisini.

Rena efsunluydu ve onu ilk gördüğü gün anlamıştı bunu. En büyük ve en güçlü sihrini daha aynadan kurtulmadan önce yapmış, Aryen'le ruhlarını mühürlemişti ve bundan haberi bile yoktu.

Şimdiyse... Tamamen Aryen'in varlığından haberi yoktu, kim bilir.

Rena'nın bir gün yeniden kendisini hatırlayacağına inancı tamdı çünkü aralarındaki şey basit bir duygusal bağlanma değildi. Çok daha fazlasıydı, çok daha güçlüsü... Onlar ruhlarıyla bağlanmışlardı birbirlerine, kaderleriyle. Biri olmazsa diğeri hep eksik kalırdı.

Bir bütün olduklarında herkes önlerinde diz çöker, diyar dize gelirdi.

Saklı Diyar ayırmıştı onları.

Rena'nın özgürlüğü uğruna kendi özgürlüğünü ve diyardaki varlığını feda etmişti Kâbus Gözcüsü.

Rena için... Ona yaşattıklarını telafi edebilmek için ve ilk kez kalbinin sesini dinlediği için birini kendinin ya da krallığının önüne koymuştu.

Keybos Krallığı düşmüş, Düş ve Kâbus Sarayı'na yıkım getirmişlerdi. Aryen krallığını yeniden kurmak için aynadan kurtulduğunda diyarın görüp göreceği en güçlü kral olmaya yemin etmişken şimdi tüm bunları ardında bırakıp Rena'nın yerine geçtiği için şaşkındı.

Mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Tıpkı yıldızlı bir gökyüzü gibi ışıldıyordu gözleri ama gölgeler ışığını çalıyordu.

Rena için kendisini feda ettiği için pişman değildi ama Rena'nın söyledikleri onu buhrana uğratmıştı. Rena dilediği zaman çıkabilirdi, tutsak değildi ama o bunu bilmeden anlaşma yapmıştı Aynalar Kenti'nin efendisi Kenta'yla.

Kahretsin.

Düşünceler dikenli bir sarmaşık gibi zihnine batıp tüm keyfini yok etti. Daha fazla yürümek istemiyordu. Rena'nın çığlıkları kafasının içinde yankılanıyordu hâlâ, gözyaşlarını akıttığı çıplak göğsündeki sızı geçmiyordu bir türlü.

Bir ağacın dibine çöküp sırtını yasladı. Pelerinin iki ucunu tutan kuzgun broşunu iğnesinden çekip çıkardı. Parmaklarının arasında evirip çevirirken ayna ruhlarının ne zaman işkence etmeye başlayacağını düşündü. İç geçirip başını geriye atarak ağaç kovuğuna yasladı. Gökyüzünü izlemeyi severdi Kâbus Lordu. Öyle ki aynanın lanetinden kurtulduğu günden beri Gece Kulesi'nin terasında gökyüzünü izlerken uyuyakalmıştı çoğu kez.

Hüzün kaplamış kalbini duymazdan gelmek istedi ama derin bir soluk aldığında nefesinin titrediğini fark etti. Başını kaldırıp etrafına bakındı, kimse yoktu. Hâlâ Keybos Krallığı'nın kuzeyindeki Unutulmuş Kapı'nın oradaydı. Kızıl Köy halkının mutlu günlerinden geriye tek bir iz dahi kalmamıştı, bu topraklar kurak ve ıssızdı... Birkaç kez gelme şansı olduğu bu köyde duyduğu cıvıltılar kulaklarında tekrar şakırken yüreği sızladı.

Çocuk sesleri...

Köy halkının neşesi...

Burada kurulan pazar yerlerindeki meyvelerin ne denli taze olduğunu hatırlayınca buruk bir tebessüm ilişti dudaklarının kenarına. Kâbus Sarayı mutfağına giren meyveler hep Kızıl Köy'den gelirdi.

Kuş sesleri hâlâ kulaklarında çınlıyordu. İlk geldiği günkü gibi...

Hayır, bir dakika...

Kanat sesleri yükseliyordu kızıl semada. Efendisi olduğu karanlığın boğucu etkisi üzerinden kalkarken sanki Kızıl Köy'e yüzyıllar sonra güneş yeniden doğuyordu.

Kanat sesleri yaklaştıkça yaklaşıyordu.

Beyaz bir ışık topu gibi kendisine yanaşan güvercine dehşete düşmüş bir ifadeyle bakarken ne ara oturduğu yerden kalktığını fark etmedi bile.

"Yaklaş bize Yozlaşmış Harabeler'in lordu." Güvercin, küçük bir kız çocuğu gibi şakıdığında kasıldı Aryen.

"Sen de kimsin?" Aryen'in kibirli ifadesi ve hoyrat sesine bakan kimse onun burada tutsak edildiğini söyleyemezdi. Aksine buranın efendisiymiş gibi görünüyordu.

Her şeyin sahibi ve her şeyin anahtarı... Kibir en büyük yaraları.

"Sana bir bilmecem var."

Aryen'in neşeden yoksun şaşkın kahkahası kuzgun sürüsüne diz çöktürecek türden bir tizlikte yankılanınca güvercin kanat çırptı.

"Beni benim taktiğimle vurmak..." Aryen'in gülüşü lafını kesti. Hayretle başını sallarken kollarını iki yana açıp, "Gönder gelsin bakalım, neymiş şu bilmece?" dedi.

Güvercin biraz daha alçalıp Aryen'in yüzüyle aynı hizaya geldi. Çocuksu kıkırtısıyla Aryen'in ifadesi gerilse de sessizce bilmeceyi bekledi.

"Kadimdir benim varlığım,

Yıkım getirir yokluğum.

Yükselirim her bedende,

Yansırım ruhun derinlerinde."

Aryen gözlerini kısmış bir yırtıcı edasıyla güvercini süzüyordu. Bilmeceye odaklanırken karşısındaki kılık değiştirmiş ayna ruhunun kanat sesleri hiç yardımcı olmuyordu.

Bilmecenin cevabını bulduğunda haylaz bir ışıltı gözlerine yansıdı. Hemen cevap vermeyecekti elbette. Bilmecelerin güçlü tılsımlar olduğunu ve temkinli olması gerektiğini gayet iyi biliyordu. Bir bilmeceyle Rena'nın yansımasını çalmıştı, kim bilir bu sinsi ayna ruhları neyin peşindeydi.

"Söyle bakalım Kâbus Lordu, ben neyim?"

Düzenbaz piçin teki.

"Söyle bakalım küçük kuş, neyin peşindesin?" Sahte bir tebessümle öne çıktı. Yüzündeki ifade düşmanının yüreğine korku salacak kadar ürkütücüydü. Ölüm sakinliği çökmüştü yüz hatlarına.

"Bilmeceye cevap vermelisin."

Bembeyaz tüyleri, ışığını güneşten alıyordu sanki. Göz alıcı bir güzelliği vardı güvercinin ama Aryen kargaları severdi. Etkilenmedi karşısındaki ışıltılı yaratıktan. Aksine kendisine bilmece sormaya cüret ettiği için boynunu koparmak istedi.

"Ya vermezsem?"

"Sonsuza kadar burada kalırsın." Gecikmeden yanıtladı güvercin. "Gözcüsü olduğun kâbuslar yakanı bırakmaz."

"Peki cevaplarsam?"

"Doğru cevabı verdiğinde yanıtlarını da almış olacaksın taçsız kral." Kelimelerini özenle seçiyor ve iğneliyordu. Aryen'in sakin kalabilmek adına aldığı soluklar hızlandı.

"Neyle karşılaşacağımı bile bilmiyorum."

"Sen çok iyi biliyorsun Kâbus Gözcüsü," dedi kinayeli bir homurtuyla. "Burada geçirdiğin yüzyıl sana çok şey öğretmiş olmalı."

"Bu yüzden bilmecenin cevabını vermiyorum zaten." Omuz silkerek bir adım öne çıktı.

"Belki de senin için doğru bir adımdır? Her bilmece zarar vermez."

Ayna ruhu ve Aryen arasındaki gerginlik yükseldikçe hava bozuyordu.

"Bilmeceni sordun ama hâlâ bilmece gibi konuşuyorsun."

Güvercin kısa bir süre sessiz kaldı.

"Krallığını kaybettin. Yüzyıl boyunca hapsoldun ama diyara geri döndüğünde her şey düzelecek sandın." Küçük bir kız çocuğunun sesiydi ilk duyduğu. Şimdiyse hüzünlü bir kadının sesiyle konuşuyordu güvercin. "Oysa her şey yeni başlıyor Kâbus Lordu. Buna dayanabilecek misin?"

"Ya sen? Benimle açık konuşmazsan kopardığım başının yerini doldurabilecek misin?"

Kanat sesleri coştu.

"Beni tehdit etmen boşa, bunu biliyorsun. Ruhlar ölmez."

Aryen tehditkâr bir adımla savuştururken "İstersen deneyelim," dediğinde güvercin kanat çırparak yükseldi.

"Zamanını boşa harcıyorsun Aryen," dedi yeniden alçaldığında. "Burada zaman yoktur. Diyarında günler, haftalar geçiyor belki de ve sen tüm bunları kaçırıp benimle didişiyorsun."

Aryen sıkıntılı bir nefesle omuzlarını düşürüp güvercinin sözlerine kulak verdi. Haklı olduğu için ona sataşmak yerine bir adım geriye çıkarak gergin ifadesini düzeltti ve sordu.

"Ne istiyorsun kuş?" dediğinde sesi, yüzü kadar ifadesiz kalamamıştı. "Neden buradasın?"

"Senin için." Kıkırtılar yükseldi göğe. "Seni uyarmak için..."

"Ne uyarısı?"

"Yıkım geliyor Kâbus Lordu," diye tısladı ayna ruhu. "Büyük yıkım... Bu zamana kadar hiçbir diyarın şahit olmadığı kanlı bir yıkım. Her şey yeni başlıyor."

Aryen'in kafası karıştığından bir şey söyleyemedi. Bakışları güvercinde asılı kalmış olsa da zihni çok daha ötesine, karanlığa sürüklenmişti.

"Ne yıkımı? Açık konuş benimle, ne biliyorsun?"

Güvercin bir kez daha göğe doğru uçuştuğunda Aryen dişlerini sıktı. Saniyeler içinde yeniden yüz yüze geldiklerinde güvercin konuştu.

"Varis için. Elementlerin varisi, âlemlerin dengesini yeniden kuracak ve buna engel olmak isteyenler olacak. Varisi koruyacaksın ya da yıkım seni de bulacak."

Aryen reddetti bunu.

"Rena'ya kimse zarar veremez."

"Çoktan yola çıktılar." Güvercin yaşlı bir kadının sesiyle fısıldadı bu kez. "Onun ölümü diyarın kalbini kurutacak. O ölürse diyar ölür. Onu koruyacaksın Lord Aryen...ya da onunla öleceksin. Kehanet onu işaret ediyor, ışık onu ele verecek."

Aryen, güvercinin zırvalıklarından bıkmıştı. Hiçbir şey anlamıyor, ne yapmasını gerektiğini bilmiyordu.

"Herkes varisi istiyor. Varisin kalbi eski uygarlığı uyandıracak." Dört kadim krallık...

"Er ya da geç, varis evini bulacak." Saklı Diyar...

Aryen'i nabzı yükseldikçe sesler kulaklarında uğulduyordu. Ne pahasına olursa olsun Rena'yı koruyacaktı ama köşeye kıstırılmış gibi hissediyordu.

"Taht ve taç seninle yükselecek Kâbus Lordu. İstediğini alacaksın." Aryen duyduklarının gerçekliğini sorgularken duruldu. "Peki ya varisin istediği... Ona istediğini verebilecek misin?"

Rena'nın istediği neydi?

"Yeni bir çağ başlıyor. Aynalar Çağı yükseliyor." Güvercinin kanat sesleri sağır ediciydi. "Sen hangi tarafta olacaksın Aryen?" Aynanın ruhu iyice sokuldu. "Tacını ve tahtını mı koruyacaksın... yoksa kâinatın varisini mi?"

Krallığı ve Rena arasında bir seçim yapması isteniyordu.

"Bilmecenin cevabını söyle Kâbus Gözcüsü." Çocuk sesi geri döndü. "Bir günah işleyerek girersin Yansıyan Ruhlar Vahası'na ve bir fedakarlıkla çıkabilirsin ancak."

Aryen bilmecenin cevabından emindi ama yine de zihninde olasılıkları tartmaya devam etti.

"Bugün varis için yaptığın şey büyük fedakarlıktı." Neşeyle şakıdı. "Bu yüzden Aynalar Kenti'nde yaptığın anlaşma yerine getirilmeyecek ve özgürlüğün geri verilecek."

Aryen duyduklarına inanamıyordu. Güvercin her konuştuğunda kafası daha da karışıyor, sarf edebileceği kelimelerin sayısı azalıyordu.

"Kadimdir benim varlığım,

Yıkım getirir yokluğum.

Yükselirim her bedende,

Yansırım ruhun derinlerinde."

Kanatlarından esen rüzgâr Aryen'in yüzüne çarptı.

"Söyle bana... Ben neyim?"

Aryen tereddütsüz bir adımla öne çıktı. Çenesi ve omuzları dikti. Dudaklarında her zamanki vakur gülüşü, gözlerinde kendini beğenmiş bir ışıltı harelerini aydınlatıyordu.

"Sadakat," dedi tok sesiyle. En ufak bir tereddüdü bile yoktu verdiği cevapla ilgili. "Yaratılışta tanrılar, ilk yaratılanların sadakatsizliğiyle yüzleştiler önce; bu yüzden kadimdir. Sadakat yüzünden insanlar ve periler defalarca kez büyük yıkımlarla cezalandırıldı. Hepsinin içinde sadakat vardı ama çoğu onu köreltti."

Aryen, bilmecenin cevabıyla birlikte açıklamasını da hiç beklemeden sunduğunda güvercin coşkuyla kendi etrafında uçup Aryen'e yanaştı.

"Doğru bildin Kâbus Lordu." Kanatlarını açtı iki yana. "Artık özgürsün. Gidebilirsin."

Aryen bunun bir tuzak olduğundan endişeliydi hâlâ. Bir felaketle sınanmayı bekledi ama olmadı. Korkuları yersizdi. Unutulmuş Kapı'nın ışığı gözlerini kamaştırıp siper ettiği ellerinin altından açılan portal ruhunu azat etti endişesi.

Aryen birkaç adım geriledi. Dilediği gibi çıkıp gidecek miydi gerçekten?

Yüzyılı aşkın zamanını çalan bu zindanda kısacık bir zaman sonra çıkabileceği ihtimali çok uzak geliyordu ona.

Oradaydı işte. Kapı onu kendi sarayına yansıtmak için hazır bekliyordu.

"Son bir şey daha." Ayna ruhunun sesi yeniden genç bir kadınınkine dönüşmüştü.

Omuzunun üstünden portala bakmayı bırakıp önüne döndüğünde irkilerek geriye kaçtı. Güvercin bir nefes kadar uzağında kanat çırpıyordu.

"Varis senin sayende bulundu Kâbus Lordu," diye cıvıldadı kuş. "Eski Uygarlığın uyanışında katkın büyük. Eğer sen; kendi özgürlüğüne karşılık varisin yansımasıyla pazarlık yapmasaydın onun uyandığını bilemezdik."

"Ondan uzak duracaksınız." Aryen açıkça tehdit etti karşısındaki ruhu ve hatta tümünü. Onu duyabilecek herkesi net bir dille uyarmak istemişti. "Ne Mienas ne saklı diyar, onun kılına dahi dokunursa karşısında beni bulacak."

"Sakin ol lord." Güvercin pek oralı olmamıştı. "Varise kimse karışmayacak. O, evine döndüğünde eski uygarlık yükselecek."

Aryen'in tedirginliği yalnızca gözlerinden okunuyor, yüzünde en ufak bir mimik bile kıpırdamıyordu. Tüm duydukları Mienas'ın başına gelebilecek felaketlerin habercisiydi. Kendi diyarının üzerine çöken gölgelere hükmedemeyeceğini biliyordu. Ölüm kapıya dayanmıştı ve Mienas'ın kapısını yumrukluyordu.

"Lordum kimseye borçlu kalmaz." Son duydukları Aryen'i düşünce kuyusundan çıkarıp hırçın dalgalı bir okyanusun ortasına fırlattı.

"Kim?" Ayna ruhunun kimden bahsettiğini anlamamıştı. "Lordun kim?"

"Buraya geldiğin gün senden alınanı geri vermek için buradayım."

Güvercini çevreleyen ışık huzmesi dev bir ışık topuna dönüşürken Aryen geriye çekilip elini gözlerine siper ederken ancak parmaklarının arasından bakabiliyordu.

"Seni zayıflatsın diye alınan güçlerine kavuşma vaktin Kâbus Lordu... Alevine kavuşacaksın. Tahtlar ve taçlar senin olacak."

Güvercin ışığıyla karanlığı yırtarak göğe yükseldi.

Uçtu güvercin. Işığı güneş olup Kızıl Köy'ün kurak topraklarını aydınlattı.

Aryen neler olduğunu anlayamamıştı. Öylece baktığı gökyüzündeki hareketlilik başını döndürdü. Bir okun hedefiydi ve ok hızla hedef aldığı kalbine doğru geliyordu.

Güvercin bir yıldız misali gökyüzünden kayıp Aryen'in kalbine doğru süratle geliyordu.

Yaklaştıkça yaklaştı. Aryen kıpırdayamadı. Göremediği diğer ruhlar tarafından esir alındığını geriye çıkmak istediğinde anladı. Korkmuyordu elbet. İradesi dışı yapılan şeyler yüzünden geriliyordu yalnızca.

Kaskatı kesilen vücudundaki damarlar zonkluyordu. Boynunda ve alnındaki damarlar bile kabarmış, sıktığı yumrukları bembeyaz olmuştu.

Güvercin göğüs kafesini yarıp kalbine saplandığında sersemleyip dizlerinin üzerine çöktü Kâbus Lordu. Gözbebekleri büyüdü, sabitlendi ve yukarı kaydığında Aryen bilincini yitirip olduğu yere yığıldı.

Baygın bedeni Unutulmuş Kapı'ya doğru çekilirken yıldız tozları yağdı kurak toprakların üzerine. Aryen'in üzerine yağan ışıklar teninde patladı, saçlarının arasına karıştı ve kusursuz yüzünü okşadı.

Kâbus Gözcüsü bugün alevine kavuşmuştu. Aynadan kurtulduğundan beri güçlerinin tamamını kullanamıyordu ama şimdi Mienas'ın korktuğu lord güçlerine tamamen geri almıştı. Kendi özgürlüğünü hiçe sayarak yaptığı fedakarlığın karşılığında yine özgürlüğünü kazanmıştı.

Ayna ruhunun anlattıklarını kazıyarak ayrılıyordu buradan. Mienas'ı... topraklarını korumaya yemin etmişti içten içe. Gerekirse Saklı Diyar'ı yok edecek, bütün tehditleri ortadan kaldıracaktı.

Tek endişesi... Ailesini bulmak için Saklı Diyar'a geçmek isteyen Rena'yla bu yüzden karşı karşıya geldiğinde hangi tarafı seçecekti?

Tacını ve tahtını mı yoksa aşkını mı koruyacaktı?

*

Bölüm sonu.

+Aşabildin mi o sahneyi?
-Hangi sahneyi?
+Aryen'in yüzyıl boyunca hapsolduğu aynaya aşkı uğruna yeniden dönüp özgürlüğünden vazgeçtiği sahneyi...

😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭

Bölüm hakkındaki düşünce ve fikirleriniz neler????

Şimdilik benden bu kadar... Bol bol yorumlarınızı bekliyorum❤️ Haberi olmayanlar için söyleyeyim 1 saat sonra yeni bölüm gelecek. 27.Bölümü de bugün okuyacağız^^

Ailemizin çok daha büyümesi için hikayemizi arkadaşlarınıza önermeyi unutmayııınnn^^

Twitter'da #yozlaşmışharabeler tagiyle tüm düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın! Tüm sosyal mecralardan yaptığınız paylaşımları takip ediyor olacağım<3

Sizleri çok çok seviyorum minik kabuslarım^^

Yeni kabusta görüşmek üzere...

instagram: _emregul

twitter: ewregul

Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 21.2K 5
Ephesus Yayınları aracılığıyla raflarda! Ben Bora Ateş... Ateş grubunun lideri... Sizi müzik grubumun hikâyesine davet ediyorum. Fakat dikkatli o...
243 51 14
Doğu İmparatorluğunun İmparatoriçesi Sarah Bir Zaman Sonra Kocası Jack'in Ona Soğuk Davrandığını Hisseder Ve Bir Süre Araştırma Yapar Yoğun Bir Araşt...
647 81 23
Gelecek sadece geçmişin parçası ve acı... O ise gerçeklerin tamamı. Kadere bir etkimiz var mı yoksa sadece oyunun bir parçası mıyız? Ölüm , acı , aşk...
10.5K 672 104
Tüm Miraculous hayranlarını buraya çağırıyorum.Bu kitapta çoğunlukla miroculous 2. sezonun ueni bölümleri ve 2. sezonla ilgili şeyler olacak ama ar...