Köy Güzeli (Texting)

By Kfrancessca

15.5K 1K 322

05**: Pişt 05**: Köy güzeli 05**: seni peşleyen tavuğun yumurtasını yere atarsan 05**: kovalamayı bırakır... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
11
12
13
14
15
16

10

1K 59 28
By Kfrancessca


Merhabaa <3 Nasılsınız bakalım?

Bu bölüm için çok sabırsızlanıyorum çünkü Kiraz ve Araf'ın birlikte gittikleri ilk yeri okuyacağız. Aklınızda net görseller oluşturmak için ara ara fotoğraflar koyacağım. Kiraz karakteri için bir model seçtim. İnstagram kısımlarında modeli göreceksiniz, eğer beğenmezseniz temsili olarak da düşünebilirsiniz. Açıkçası ben sevdimm

Bu arada lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. Yani oy atınca sizi yemiyorum gençler hshshs ya da yorum yapıncaaa :D

Neyse, iyi okumalarr

At Ağız: Köy Güzeli

At Ağız: uyandın mı?

At Ağız: aramaya biraz çekindim. Saat öğlene geliyor, bugün birlikte gezecektik. O yüzden erken mi çıksak?

Kiraz: ukm xk vr yrn gdk

At Ağız: Anlayamıyorum seni.. Köy Güzeli, sen misin?

Kiraz: Allah bln vrsn sn bnm tb bşk km olck

At Ağız: Sanırım ilk cümleni anladım, Allah seni özene özene yaratmış, maşallah dedin :D teşekkür ederim köy güzeli

Kiraz: At yalanını

Kiraz: Seveyim inananı - Namık Kemal

At Ağız: HEHDHSHSHSHSHHS

Kiraz: Başladı anırmaya

Kiraz:


At Ağız: Niye öyle diyorsunuz hanımefendi? Alındım..

At Ağız:

Kiraz: Allahım sen bana sabır, bu yüce kuluna da azcık beyin ver yarabbim.

At Ağız: Amin güzelim, amin.

At Ağız: hadi sen hazırlan, çıkalım :D

At ağızlı Araf'a cevap verme zahmetine girmeden yataktan kalktım. Bugün maalesef ki onun isteği üzerine köyü gezecektik ve ben hiç böyle bir şey istemiyordum. Ama gelin görün ki, işin sonunda şehire inebilme ihtimalim çok yüksekti Araf'ın dediğine göre.

Gri pijama takımımın üzerine siyah hırkamı giyinerek odadan çıktım. Annem ve babam hâlâ uyurken, ananem ve dedem çoktan kalkmış, işlere koyulmuşlardı.

"Günaydınlar anamın anası ve anamın babası" diyerek tüm dikkatleri üzerime çektim. Beni gören ananem, bahçe ile uğraşmayı bıraktı ve yanıma geldi.

"Oo, Kızımın kızı. Dün gece nerelerdeydin bakalım? Gözümüz yollarda kaldi vallahi"

Gözlerimi devirdim bir müddet. Hayır, meraklı ananem bu işin peşini ben anlatana kadar bırakmazdı. Sahte bir gülümseme takındım yüzüme, kuşku dolu bakışlara rağmen.

"Aa, anamın anası! Ben bugün dışarıya çıkacağım? Sen beni niye tutuyorsun!" Diyerek odaya koştum ki arkadan o keskin ses duyuldu. "Sana şu sıralar pek bir dışarıya çıkma isteği geldi ama hayırlısı"

Kardeşim camış gibi yatarken, usul usul beyaz dolaba doğru yöneldim. Rahatına düşkün bir insan olduğumdan dolayı pek elbise ve etek giyinmezdim bu nedenle dolabımda daha çok geniş ve rahat olduğunu düşündüğüm beyaz bluz ve pantolonu giyinmeye karar verdim. Üzerime de kahverengi bir yelek giyerek kombinimi tamamlamış oldum. Normalde tepeden topuz yaptığım saçlarımı açtım. Bakım yağını sürdükten sonra kendinden dalgalı oldukları için herhangi bir işlem yapmadan açık bıraktım.

Aynadaki görüntüme tebessüm ederken, telefonumun bildirim sesi çaldı. Baktığım zaman mesajın Araf tarafından gönderilmiş olduğunu anladım.

At Ağız: Seni bekliyorum köy güzeli.

O göremese bile kafamı sallayarak almam gereken eşyalarım ile birlikte odadan çıktım. Canım babacım uyanmış, köyü seyrediyordu. Bu manzaraya gülümseyerek yanağına kuvvetli bir öpücük bıraktım.

"Günaydın güzel kızım." Diyen babama karşılık olarak "Günaydın babacım" dedim. Elimdeki çantaya göz gezdiren babam; "Nereye gidiyorsun yavrum?" Diye sormayı ihmal etmemişti tabi.

Şimdi adama da denilmez ki ben at ağızlı Araf ile buluşacağım diye.

"Hiç, öyle köyü gezeceğim bir arkadaş ile babacım, çok mühim bir yere gitmiyorum yani."

Babam kafasını sallasa bile, kaybolmamdan endişelendiğini anlayabiliyordum. Sorun yok dercesine tekrardan gülümsedim ve artık evden çıkmam gerektiği aklıma gelmiş gibi ayağa kalktım hızlıca.

"Ben çıkıyorum babacım, annem ve Yasmin sorarsa onlara durumu anlatır mısın? Ayrıca beni merak etmenize gerek yok. Köyde en fazla başıma ne gelebilir ki?" Demiş ve alaylı bir şekilde gülümsemiştim. Oysa bu düşünceden sonra başıma gelmeyen kalmamıştı.

Babam da olumluca kafasını salladı ve ben evden çıktım. Araf mesajında belirttiği gibi beni bekliyordu. Onun beni görmesi için yalandan bir öksürük krizi geçirdim ve onun da gözleri bana döndü. Siyah bir badi ve siyah bir pantolon giymişti.

La, siyah yakar oğlum yaw!

"Merhaba, köy güzeli."

Ona kınarcasına baktım. "Şşt! Olmadı bu delikanlı. Nerede Allahın selamı? Haydi canım, ver Allahın selamını da günümüz hayırlı geçsin." Dediğim sırada gülümsedi ve kafasını salladı.

"Değişik olduğunu sana da söylemiştim değil mi köy güzeli? "

"Evet canım. Aynı zamanda mükemmel bir varlık olduğumdan da bahsetmiştin"

"Selamınaleyküm Köy güzeli " diyen Araf'a kahkaha attım. Ne komik söylemişti ama! Ben de "Aleykümselam Arafcım. Hadi artık Arafta kalmadan gidelim."

Espri yeteneğime alkış vermeyeni vururum!

Gözlerim bineceğimiz herhangi bir arabayı ararken, bu durum Araf'ın dikkatini çekmiş olmalı ki, bana sormuştu. "Ne arıyorsun?"

Ona şaka mı yapıyorsun laaaağn bakışlarımı atarken; "Senin araba nerede Arafcım, benim gözüm kör göremiyorum pek. Sen getir arabanı nereye parkettiysen, çıkalım artık yola" demiştim.

Araf, bir adım geri çekilirken " Araba?" Diye sorguladı. Yarabbim...

"Evet. Hani böyle dört tekeri olan, renkli bir şey. Böyle direksiyon diye bir şey var. Onu çeviriyorsun, araba gidiyor. Benzinle falan çalışıyor."

Araf gözlerini devirdi. "Arabanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum Köy güzeli, anlattığın için de teşekkür ederim ama bir arabam yok benim."

"Şaka yapıyorsun değil mi? Yine o komik şakalarından yapıyorsun değil mi? Şakacii seniii!" Diyerek dalgaya vurdum ama Araf'ın yüz ifadesi şaka yapa gibi değildi maalesef. Kaderime yenildiğimi anladığım için omuzlarımı indirdim ve yenilgi içinde konuşmaya başladım. "Peki, ne ile gezmeyi düşünüyorsun? Çünkü arabası olmayan bir insan bunu akıl etmiş olmalı!

Araf gülümsedi ve önümden çekildi. Görüş alanıma kırmızı bir kamyonet girdi ve kamyonetin hemen yanında pala bıyıklı bir dayı belirdi.

"Bizi gideceğimiz yere Recep dayı kamyoneti ile bırakacak köy güzeli." Dedi Araf ve tekrardan gülümsedi. Recep dayı diye nitelendirdiği kişi bana bakarken, kafa selamı verdim ve Araf'a döndüm.

"Arafcım, bi telefonuna bakar mısın?"

At Ağız: Ne oldu köy güzeli :d

Kiraz: Zıkkımın kökü oldu

Kiraz: Lan mal! Ne kamyonetinden bahsediyorsun sen!

Kiraz: oğlum deli etme lan beni

Kiraz: lan baksana şu mesajlara

Kiraz: Allah belanı versin Araf

Kiraz: Araflarda kal inş

Kiraz:


At Ağız:


At Ağız: Recep abi değişik bir surat ifadesi ile sana bakıyor :D Telefonu cebine koy derim köy güzeli

Kafamı kaldırdığım zaman gerçekten de adamın bana değişik bir şekilde baktığını gördüm.

Ne bakıyon dayı dayı?!

Şirince gülümsedim. "Ee Arafcım, hadi ne bekliyoruz?" Dedim sanki az önceki küfürleri saymamışım gibi. Araf, benim bu değişik hallerime alıştığı için uzatmadan Recep abinin yanına götürdü.

Recep abi, kilolu, kısa boylu, sert ve keskin bakışlı, bıyıklı bir adamdı. Bana öyle bir bakıyordu ki, sanki ona küfür etmişim izlenimi veriyordu.

"Merhaba Recep abi, Kiraz ben." Diyerek kendimi tanıttığım an Araf lafa atladı. "Nam-ı değer köy güzeli Recep abi."

Recep abi birden "Vay, Kiraz bacum. Ne ediysen?" Dedi. İki dakikada ne olmuştu bu adama bilmiyorum ama, o sert halinden eser kalmayışına biraz sevinmiştim.

"Teşekkürler Recep abi. Arafcım ile köyü gezeceğiz."

"Tabi bacum. De hayde geçin kamyonete. Biraz küçük ama sığaruz"

Recep abi, ben ve Araf kırmızı kamyonete bindik. Az önce bacaklarımı korkudan titreten adam, şuan çok sıcak gelmişti bana. Recep abi kamyoneti çalıştırdı.

"Kiraz bacum, nasıl beğendin mu buraları da?" Diye soran Recep abiye olumsuz bakışlarımı gönderdim. "Yok be abi, beğenemedim pek."

"Arkadaş çok önyargılı Recep abi. Şu inadından vazgeçerse beğenecek ama, keçi inatlı köy güzeline katlanıyoruz ne yapalım.." dedi Araf ve gülümsedi. Dirseğimi karnına geçirdim. O inlerken ben masumca gülümsüyordum artık.

Recep abi de bize katıldığı sıra "Aha şu radyoyu bi açsana Kiraz bacum. Az keyfumiz yerune gelsun da!" Dedi. Radyoyu açtım. Şansımıza güzel bir karadeniz türküsü çalıyordu.

Araf kulağıma eğilip "Yüzünün ilk defa bu denli güldüğünü görüyorum Köy güzeli." Demişti. Ona hiç kızasım olmadığı için "Doğru diyorsun uşağum da!" Demiş ve tekrardan kahkaha atmıştım. Araf'da benimle birlikte güldüğü an, Recep abinin şarkıya eşlik eden sesi duyuldu kamyonetin içinde.

Çay elinden öteye
Gidelum yali yali
Gidelum yali yali
Gidelum yali

Sirtındaki sepetun
Ben olayım hamali
Ben olayım hamali
Ben olayım ha


Bu anı kaçıramazdım. Direkt telefonumu çıkardım ve üçümüzü de videoya almaya başladım. Ben, Araf ve yeni tanıştığım Recep abi, birlikte şarkı söylüyorduk.

Sepetunun ipleri
Keseyi omuzuni
Keseyi omuzuni
Keseyi omu

Aç beyaz peştemali
Bir göreyum yuzuni
Bir göreyum yuzuni
Bir göreyum yu

Şarkı bittiği zaman, bizde gideceğimiz yere gelmiştik. Önce Araf indi komyonetten daha sonra benim inmem için elini uzattı. "Eyvallah Recep abi, zahmet verdik sana da"

"Ha o nasul söz Araf uşağum! Çok keyufliydi da! Sen de kendune çok iyu bak Kiraz Kizum!" Dedi Recep abi ve yanımızdan ayrıldı.

Şimdi ise, Araf ile birlikte yürüyorduk. Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama sorasım da gelmiyordu açıkçası. Aramızdaki sessizliği Araf bozdu. "Önce güzel bir köy kahvaltısı yapalım köy güzeli. Daha sonra seninle buraları gezeceğiz ve emin ol gün sonunda köyden gitmek istemeyeceksin."

"Bakıyorum da çok eminsin kendinden Arafcım." dedim ve o da havalı bir şekilde kafa salladı. Göreceğiz be delikanlı bakışlarımı ona gönderirken, kahvaltı yapacağımız yere gelmiştik.

Fatma Nene'nin Yeri

İçeriye girdik. Küçük bir kulübe idi burası. Sobalı, rengarenk bir yerdi ve ben şimdiden çok sevmiştim bu sıcacık yeri. Yaşlı bir kadın bizi görünce ayağa kalktı ve kalktığı gibi gözlüğünü yere düşürdü. Daha sonra yanına bir adam geldi ve sanırım kavga etmeye başladılar.

Biz Araf ile şaşkınca onlara bakarken, onlar bizi kırk yıldır tanıyorlarmış gibi kavgalarına devam ediyorlardı.

"Böyle ani kalkınca başun dönüyor! Niye anlamak istemiyorsun karicum!" Diyen yaşlı adam ile karısı olduğunu öğrendiğim kadın da bağırmaya başladı. "Abartiyorsun Mehmet da! Senun kara Fatmana bir şey olmaz da!"

"Burada ne oluyor sence?" Diye sordum Araf'a. O da ne olduğunu tam olarak anlayamamıştı ve bilmiyorum dercesine kafasını salladı.

"Merhaba" diyerek söze atıldım. Yaşlı kadın ve adamın bakışları bize dönerken, varlığımızdan yeni haberdar olmuş gibi bir halleri vardı. Yaşlı kadın adama son kez baktı ve bize döndü. "Ha hoş gelduniz da! Buyrun geçun!"

Araf ile birlikte, teyzenin bize gösterdiği yere oturduk. Masa ve sandalye yoktu. Eski usül yerden sofralar vardı ve bu güzel bir izlenim veriyordu. Kadın ve adam yanımıza gelirken "Ne alurdunuz uşağum!?" Diye sormayı da ihmal etmemişlerdi.

Bu defa Araf söze atıldı. "Biz köy kahvaltısı istiyoruz teyzecim. En doğalından.."

Teyze gülümsedi. "Tabi uşağum!"

Onlar birlikte içeriye girerken, ben etrafı inceliyordum. İkisi mi işletiyordu bu güzel yeri? Gözlerim Araf ile buluşunca onun da gülümseyerek bana baktığını gördüm. "Hayırdır Arafcım, ne bakıyorsun?" Diye sorduğum sırada, Araf telefonunu çıkardı ve yukarıya kaldırarak bizim fotoğrafımızı çekti.

"Lan oğlum! Ne yapıyorsun! Çok tipsiz çıkmışım, sil onu hemen!"

Araf beni takmadı ve fotoğrafları silmeden telefonunu tekrar cebine koydu. "Anı kalsın köy güzeli. Ayrıca ben de mükemmel çıkmadım ki."

İtiraz edeceğim sırada, yaşlı adam ve kadın mutfaktan çıktılar ve ellerindeki tepsi ile bizim oturduğumuz masaya doğru ilerlemeye başladılar. Getirdikleri tepsiye hayranlıkla baktım. O kadar güzel kokuyordu ki, yemeden doğal olduğunu anlayabiliyorduk.

"Eyvallah amca. Ellerinize sağlık" dedi Araf ve gülümsedi. Yaşlı kadın ve adam da aynı tebessümü bize yolladılar.

"Buyrun lütfen. Siz de bize eşlik edin" dediğim sıra da kadın itiraz etmeye başladı. "Olur mu hiç öyle şey güzel kizum! Size getirdiğumiz şeyleri biz mu yiyeceğuz!?"

Araf da bana destek vermek verdi ve "lütfen teyzecim. Hem bize de güzel bir sohbet olur" dedi. Kadın ve adam beş saniye kadar birbirlerine baktılar ve daha sonra bizim yanımıza oturdular.

Domates ve biberleri yerken kendimden geçmiştim resmen. O nasıl tat öyle yaw dememek için de kendimi zor tutmuştum. Yanıma oturan teyze kulağıma eğilip " Allah nazarlardan saklasun kizum. Pek yakişiyorsunuz da!" Dedi. O an öksürmeye başlamıştım da Araf'ın uzattığı su ile kendime gelmiştim.

"Yok teyzecim, biz arkadaşız."

"Aman kizum! Biz de arkadaştik da! Şimdu yillari devurduk!"

Kafamı salladım. Konuşursam işin içinden çıkamayacaktım çünkü. Kahvaltımızı sohbetler için de yapmıştık. Adının Fatma olduğunu öğrendiğim teyze ve eşi Mehmet amca bizi çok güldürmüşlerdi. Kahvaltımız bitince Mehmet amca, "siz bahçeye çikun uşağum! Kahve içmeden göndermem sizi!" Demiş ve bizi bahçeye yollamıştı.

"Nasıl, beğendin mi köy güzeli?" Diye sordu Araf bahçede yürürken. Ben de "Bayıldım be Araf. Beğenmek ne kelime.." diye cevap verdim. İleride gördüğümüz inekler ile duraksadım.

"Araf! İnekleri gördün mü?" Diye heyecanlı sormuştum ki, onun cevabını dinlemeden gördüğüm ineklerin yanına doğru koştum. Tabii, bi abdulhamit etmezdi ama abdulhamit2 diye isim verebilirdim bu ineğe de.

Araf'da yanıma geldiğinde, "Beni fotoğraf çeksene oğlum! Abdulhamit2 ile bir selfie yapalım!" dedim.

"Ver köy güzeli, ver."

Araf'a şirince gülümsedim ve kameranın bizi çekmesini bekledim. Araf bitti deyince, koşarak elindeki telefonu kaptım ve fotoğraflara bakmaya başladım! Harika çıkmıştık Abdulhamit2 ile!

"Muhteşemiz değil mi Arafcım?"

"Muhteşemsiniz Köy güzeli.."

Fotografları hemen instagrama koydum ve altına bana yakışacak bir yazı yazdım.

@Kiirazz1: Abdulhamit2 ile Abdulhamit1'i kıskanırmaca.

Araf, altına yazdığım yazıya gülerken, Fatma teyzeler gelmiş ve kahvelerimizi içip ayrılmıştık yanlarından. Biz yine yollara düştüğümüz sıra nereye gideceğimizi düşünüyordum. Araf ise, düşüncelerimi okumuş gibi konuşmaya başlamıştı.

"Şimdiki durağımız, dereler. Buralar kaygan köy güzeli. Elimi tutmak ister misin?"

Elini tuttum ve birlikte bayır yoldan indik. Araf'ın dediği gibi, bir dereye gelmiştik ve suyun maviligi buradan gözüküyordu. Ayağımdaki çorapları çıkardıktan sonra hemen içine soktum ve soğuk suyu bedenimde hissettim. Derin bir oh çekmiştim!

Araf bu halime gülümsedi ve o da benimle beraber ayaklarını suya uzattı. Aynı zamanda nerden geldiğini bilmediğim bir meyve salatası önümüzde duruyordu. "Bu nereden çıktı?" Diye sordum.

"Şu ileride bir manav var. O manavın sahibi benim çok yakın bir arkadaşım. Ondan rica ettim."


Çok güzeldi her şey. Buraya gelen bir insanın huzur bulmaması imkansızdı resmen. Kendimi anın ortasına bıraktım. Araf'a baktığım zaman onun da gözlerinin kapalı olduğunu gördüm.

"Çok güzel değil mi?" diye sordu Araf. "Çok güzel." Diye cevap verdim büyülenmiş sesim ile ve sonra konuşmadık. İkimizde kendimizi doğanın sesine bıraktık.

Hava kararmaya başladığı için bugünlük yeterli olduğunu düşündük. Eve dönebilmek için köy otobüslerinden birine bindik ve birlikte köye vardık. Araf yolda sessizdi ve ben de öyle. Cevabımı da merak ediyordu. Açıkçası bugünden sonra fikirlerim değişmişti. Ben sanırım köyü sevmiştim!

Hadi lan!

Araf ile bizim evin önüne gelince durduk. Araf yüzüme bakıyordu. "Sevmedin mi? Kötü müydü bugün?" diye sessizce mırıldandı. Gülümsedim. "Hayır! Hayatımda geçirdiğim en güzel gündü Araf! Şaka mısın oğlum? Ben sanırım kalmaya karar verdim."

Araf, kocaman gülümsedi. "Biliyordum köy güzeli, ne kadar eğlendiğini gözlerinden bile anlayabiliyorum. Bugün güzelce dinlen. Artık üzerinden köy fobini de attığına göre, bol bol vakit geçirebiliriz. Olur mu?"

"Olur. Görüşürüz o zaman?"

"Görüşelim Köy güzeli, lütfen görüşelim."

O, ben eve girene kadar gitmemiş arkamdan bakmıştı. Ben ise eve yüzümdeki salak bir sırıtış ile girmiştim. Tabii, girdiğim gibi ananem, annem ve Yasmin'in bana baktığını görene kadardı o sırıtış.

Cafer, gel canım sen yavaştan.

Continue Reading

You'll Also Like

131K 7.1K 61
~Bu kitap +18 ögeler ve cinsellik içerir!! Rahatsız olacaklar okumasın lütfen..~ Yaz Yağmuru isimli kurgumun devam kitabıdır. İlk kitaba profilimden...
34.1K 1.6K 13
Bir sabah uyandığınızda evcil kedinizin insana dönüştüğünü görseydiniz, ne yapardınız..?? Muhtemelen böyle bir şeyin gerçek olduğuna inanmazdınız, de...
127K 3.3K 50
Abisinin arkadaşına aşık olan Ece
27.3K 2.6K 8
Evliliğinin gittikçe daha da kötüleştiğini fark eden Açelya, bir blog sayfasında denk geldiği 21 tavsiyeyi denemeye karar verir. : kitap kapağı için...