PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\

By Maysa_58

5.5M 308K 54.7K

🌹 Genç adam, karşısında melekleri kıskandıracak derece güzel olan karısına doğru adım attı. Tam önünde durdu... More

~Tanıtım~
~1.Bölüm~
~2.Bölüm~
~3.Bölüm~
~4.Bölüm~
~Gelecek bölüm Alıntısı~
~5.Bölüm~
~6.Bölüm~
~7.Bölüm~
~8.Bölüm~
~9.Bölüm~
~10.Bölüm~
~11.Bölüm~
~12.Bölüm~
~13.Bölüm~
~ Şahan & Yağmur ~
~14.Bölüm~
~15.Bölüm~
~16.Bölüm~
~Şahan & Yağmur 2~
~18.Bölüm~
~19.Bölüm~
~Senem & Barut Karadağlı~
~20.Bölüm~
~21.Böüm~
~22.Bölüm~
~23. Bölüm ~
~24.Bölüm~
~25.Bölüm~
~26.Bölüm~
~27.Bölüm~
~28.Bölüm~
~29. Bölüm ~
~30.Bölüm~
~31.Bölüm~
~32.Bölüm~
✨Kesit✨
~33. Bölüm~
~34.Bölüm~
~35.Bölüm~
~36.Bölüm~
🍬 Bayrama özel bölüm 🍬
~37.Bölüm~
~38. Bölüm~
~39.Bölüm~
~40. Bölüm~
~41. Bölüm ~
~42. Bölüm ~
~43.Bölüm~
~44.Bölüm~
~45. Bölüm~
~46.Bölüm~
~47. Bölüm~
~FİNAL BÖLÜMÜ~

~17.Bölüm~

101K 5.8K 1.5K
By Maysa_58

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🤍

Bebek haberinin üstünden birkaç gün sonra Payedar konağında kazan kazan yemekler pişmişti. Mardin'de yok yoksul kimse varsa giyinilip kuşatılmış ve tepsi tepsi baklavalar dağıtılmıştı. Tebrik için gelen ağaların haddi hesabı yoktu düğün konvoyu gibi arabalar sıra sıra dizilmişti konağın önüne. Kolay değil, koskoca aşiret ağası Yusuf Mirza baba oluyordu! Haberi alan Demir aşireti ise hemen kızlarını tebrik etmek için gelmişti. Evin hanım kızını görür görmez, boynuna sarılıp ağlamıştı. Evlerinin küçük kızı büyümüşte anne olacaktı. Zaten her an ağlamaya hazır olan Gülhanım'da eşlik etmişti. Daha sonra küçük eltisi Yağmur ile yörsel elbiselerini ve altınlarını takıp misafirleri ağırlamışlardı. Gelen kadınlar ise  Payedâr gelinlerinin  güzelliğine resmen hayran kalmışlardı. Yusuf Mirza ise Yâde'sinin ondan önce baba olacağının tribini karısından çıkaramayacağı için çareyi Yâde'sinin önünde on dilim baklava yiyerek kendince intikam almıştı. Hiç sevmediği tatlı çeştini sırf  Yâde'sine inat için yemişti. Zelal kadın ise kedinin ciğere baktığı gibi bakmıştı bu manzaraya. Son bir hafta böyle telaş içinde gelip geçmişti.

Şimdi ise herkes akşam yemeği için masa başında toplanmış ve yemek sessizce yemek yiyorlardı. Son aylarda olduğu gibi  herkes yemek başında sessizdi. Ezma hanım kızının her zaman ki oturduğu sandalye bakıyor ara sıra iç çekiyordu. Öyle böyle değil çok özlemişti kızını. Zamanı gelince telli duvaklı gelin çıkaracağı kızına bir düğün bile yapmamıştı korkmaz aşireti. Bu duruma o kadar çok üzülüyordu ki, derken Şahin'in yaptığı hareket ile ağızı şaşkınlıkla açılmıştı.

Şahin, bulgur pilavının tam ortasına kaşık dikmişti!

Yusuf Mirza, göz ucuyla önce Yâde'sine bakmış daha sonra elindeki çatalı tabağının kenarına koymuştu.  Ve Şahin'e dönmüştü bu sefer kara gözleri, Şahin ise bir anlık yaptığı cesaret ile kafasını etmişti. 

- Oğlum sen evlenmek mi istiyorsun?" Diye sordu Ezma hanım, şaşkınlıkla asla oğlundan böyle bir hareket beklemiyordu.

- Yani,  zahmet olmasa beni de evlendirin artık." Diye isyanını dile getirdi Şahin, artık canına tak etmişti Melek'e kavuşmak istiyordu. Ağabeyi ve ikizi evlenmiş aradan çekilmişti sıra şimdi ona gelmişti hatta geç bile kalmıştı.

- O zaman senin aklında biri Şahin ağabey." Dedi Gülhanım heyecanla, ay konağa resmen yeni gelen gelecekti.

- Var yengelerin gülü var,  bir kara çift  göze vuruldum." sesindeki hayransı bit tınıyla.

- Ayy peki kim Şahin ağabey biz tanıyor muyuz?" diye sordu Yağmur'da yerinde dikleşip. Şahan küçük karısı ve yengesinin merakına gülerek bakmıştı. Şu kadınlar harbi meraklılardı.

- Haşim ağan kızını Melek, çeyrek yengem" demişti Yağmur'a yaşından dolayı artık çeyrek yenge demeye karar vermişti.

Zelal kadın duyduğu isimle kaşlarını çattı ve Şahin'e baktı. Melek'i birkaç kere düğünlerde görmüştü. Allah var kız şimdi çok güzeldi.

- O kız çok güzel, kızın senin varlığından haberi var  değil mi ?" diye sordu sofrada bir kahka tufhanı koparken, Şahin kaşlarını çattı. Şu yadesi neden sürekli torunlarını gömüyordu.

- Var tabi Yâde!" dedi alınmış sesle ve karşısında otuz iki diş sırıtan ikizine sinirle tuzluğun kafasını çıkarıp attı. Şahan göğsüne gelen plasik tuzluk kapağı ile  daha çok güldü ve eline alıp aynı şekilde  ikizinin yüzüne attı.

- Burnuma geliyordu! Salak mısın sen yaa orijinal burnum." sesini incelterek kısmetse olur Cansel gibi  konuşması ile komik bir hal almıştı Şahin'in durumu.

- O zaman haftaya gidelim." dedi Ezma hanım neşeyle evlatları resmen tek tek evleniyordu.Bu büyük gelini Gülhanım sayesinde idi. O bu konağa gelince herşey sanki daha güzel olmuştu. Özellikle Ayşe konusun da en büyük destekçisi olmuştu gecelerce birlikte dertleşmişlerdi onun gibi bir gelini olduğu için çok şanslıydı.

- Ya hayır ya! Yarın gidin isteyin." dedi Şahin beş yaşındaki çok gibi mızmızlanarak

- Hoşt! kudurdun mu bu ne acele?  hele anan Diyar teyzene bir haber versin." demişti Zelal kadın önce dünürcü başı gelsin ve kızın evine bir haber sallınsa idi hem acele işe şeytan karışırdı.

- Yusuf ağabeyim de niye hemen gittiniz?" dedi Şahin öyle ya hemen düğünden iki sonra gitmişlerdi yengesini istemeye. Yusuf Mirza kaşlarını çattı konu dönüyor dolaşıyor ona geliyordu resmen! Zelal kadın kocaman gülümsedi.

- O evde kalacak diye korktuk  oğlum. Kendisi huysuz biri olduğu için tez elden aradan çıkaralım dedik."

Gülhanım hafif bir tebbesüm ederken Yusuf Mirza karısına Sende mi bakışı atıyordu.  Sustu Yusuf Mirza cevap vermeyecekti. Yâde'sinin oyuna gelmeyecekti. Gülüşmelerin havada olduğu bir akşam yemeği olmuştu, herkes yavaş yavaş yavaş odalarına geçmişti. Şahin büyük bir mutluluk ile sevdiği kadını aramış müjdeyi vermişti. Gülhanım ve Yusuf Mirza ise çalışma odasına geçmiş yarın ki toplantı için hazırlık yapıyorlardı.

Şahan ise elindeki hediye paketini masanın üzerine koymuş Yağmur'u bekliyordu. Çok istediği bir kaç kitap olduğunu duymuştu yengesi ile konuşurken, bugünde çarşıya çıkmışken hemen almıştı. Yağmur kitap okumayı çok seviyordu hatta birkaç kere kitap okurken ağladığını görmüştü nedeni ise başrol kadının kitap sonunda ölmesiymiş. Şahan cidden buna ağladığına şaşırmıştı çünkü ölen kişi gerçek kişi değildi. Alt tarafı hayali ürünlerdi tıpkı kendileri gibi. Merdivenlerden gördüğü karısı ile hafif yerinde dikleşti. Elindeki tepsi ile dikkatli bir şekilde geliyordu. Gelip masaya dikkatlice koydu tepsiyi Yağmur.

-Oh be! dökmeden getirebildim, senin kahveni bol şekerli yaptım." dedi ve tepsiden kahveyi alıp Şahan'ın önüne koydu. Şahan onunla birşey konuşmak isteyince oda hemen kahve yapmış ve getirmişti ve ilk defa kahve yapmıştı! Tadının nasıl olduğu hakkında tek bir bilgisi yoktu. Geçip Şahan'ın karşısına oturdu daha sonra gözlerine çarpan hediye paketi ile kocasına baktı.

- Evet dökmeden getirdin aferin sana şimdi ise tadında bakalım. Yengem ve Esma abla gibi güzel yaptın mı?" dedi geçen hafta kahve tepsini getirirken ellerinin titremesiyle hep dökmüştü Yağmur. Kast ettikleri oydu derken masanın üzerinden hediye paketini Yağmur'a karşı uzattı.

- Bana mı aldın?" Şaşkınlık ile sorduğu soruyla hemen hediye paketini açmaya koyuldu Şahan ise onun bu halline gülüp kahveden bir yudum aldı. Öğürmemek için kendini zor tuttu. Bu... bu bildiğin şerbet olmuştu üstelik içinde doğru düzgün kahve telvesi yoktu tadı berbattı. Hevesli gözüken genç kızı kırmamak adına tek dikişte kahveyi içti. Ama kahvede resmen onu içmişti o nasıl bir tadı öyle resmen kahveden soğmuştu.

Yağmur hevesle paketi açmış ve ve gördükleriyle şok olmuştu. Geçen hafta Gülhanım ile  konuşmuşlardı bu kitaplar hakkında ve şimdi ellerin de idi gözleri minnetle Şahan'a bakarken konuştu.

- Yaaa çok teşekkür ederim."

Şahan başını olumlu anlamda salladı ve uzanıp genç kızın önündeki kahveyi de aldı. Şimdi içerdi falan yapamadım diye özgüveni düşmesindi.

- Rica ederim bunu da ben içiyorum çok güzel olmuş." dedi yalan söylerek Yağmur'un gözlerindeki ışıltıyı görünce doğru yolda olduğunu anladı.

- Benimle birşey konuşmak istiyordun?" dedi Yağmur, Şahan başını olumlu anlamada salladı ve yerinde dikleşti. Çok fazla uzatmıştı bu konuyu artık konuşup Yağmur'un bu fikir hakkında düşüncesini öğrenmek istiyordu.

- Şahan ağabey! Yusuf Mirza seni çağırıyor önemliymiş." yengesinin sesini duymasıyla hemen kalktı. Ağabeyi çağrıyor ise hemen kalkar giderdi. Yağmur'a son kez baktı ve

- Çok önemli değildi ya sonra konuşuruz." demiş ve arkasını dönüp gitmişti Yağmur ise giden kocasının arkasından gülerek baktı ve kitaplarını büyük bir çoşku ile kucakladı daha sonra Şahan'ın kahveyi içmediğini görünce uzandı ve kendi aldı. Kahveden bir yudum almasıyla tükürmesi bir olmuştu. Berbattı bu! Şahan bunu nasıl içmişti? Üstelik çok beğendiğini söylemişti.Tabi ya

Onu üzmemek içmişti yüzündeki şapşal gülümseme ile odasına gitmeye başladı.

~~~~~

Bağırış sesleri yükseldiçe Ayşe'nin içinde ağlama isteği oluşuyordu. Yatakta oturur pozisyona geldi ve yerde yatakta mışıl mışıl uyuyan sözde kocası Miran'a baktı. Bu kadar bağrış sesi varken nasıl uyuyabiliyordu? Son altı ayda doğru düzgün ne zaman uyumuştu hatırlamıyordu. Ya Ahmet ağa kuma karıları ile kavga ediyordu yada kaynanası Avzem hanım saçma sapan neden yüzünden gelinlerine kızıyordu. Şimdi'ye kadar kendisine sesi yükseltmemişti ilk günlerde düşman aşireti kızı olduğunu sürekli yüzüne vurmuştu. Ama Miran ağa(!) bu konuda anasına biraz sert konuşmuş ve bir daha öyle bir olay yaşamamıştı. Miran gerçekten bazı sözlerinde durmuştu. Mesela hiç bir işe el sürmüyordu akşama kadar odasında oturuyordu. Kimse'de ona tek kelime etmiyordu. Akşam'ları da bazen yemeğe iniyordu o bazende evin çalışanı Nazmiye abla ona özel tepsi hazırlıyor ve odasına getiriyordu. Nazmiye hanımı çok seviyordu Ayşe, bu konağa geldikten bir hafta sonrada Nazmiye hanım işe başlamıştı. Onunla oturup sohbet etmeyi ona birşeyler anlatmayı seviyordu. Bu konakta en sevdiği kişi oydu. Derken daha fazla dayanamamıştı ve öfke üzerinden yorganı atıp yataktam çıktı ve Mirzan'ı eze eze kapıya gitti. 'Oh olsun' diyordu içinden tam kapı kulpuna uzanmıştı ki.

- Ayağımı ezdin!" diye bağıran Miran'a belli bellirsiz gülümsedi ve arkasını döndü. Yer yatağının içinde kocaman duran kocasına baktı. Tabiki de Miran ile aynı yatakta yatmıyordu onu yer yatağında yatırıyordu. Başlarda Miran inkar etse de sonunda eşek gibi kabul etmişti!

- Kafanı ezseydim keşke!" diye karşılık verdi Miran ayağını sertçe ovalarken kapı ağızında duran karısna sinirle bakarken gördüğü manzara ile sertçe yutkundu. Baldırlarına kadar şort ve ince askılı bir atlet giymişti.

- Nereye gidiyorsun sen bu vaziyet?" tek kaşını kaldırdı ve karısını süzmekten asla çekinmedi.

- Her akşam cingan gibi bağıran aileni susturmaya gidiyorum!" diye sertçe konuştu Ayşe, bu da kafayıdı canım altı aydır doğru düzgün uyku uyuyamamıştı bağrışlardan.

- Sen o vaziyet dışarı adımını at yemin ederim seni bu yatağa gömerim Ayşe!" Tehdit dolu sesini duymasıyla üstüne bakma gereği hissetmişti ve Mirzan haklıydı asla böyle dışarı çıkmazdı. Hem aşağıda ki seslerde kesilmişti. Emin olmak iiçin kulağını kapıya yasladı evet gerçektente kesilmişti sesler  çok şükür dedi içinden ve tekrardan yatağına doğru yürümeye başladı. Yine aynı sinirle Miran'ın ayaklarına basarak geçmişti ki aniden kolundan tutulup yer yatağına düşmesiyle olduğu ağzından bir çığlik firar etmişti. Miran onu tek hamlede altına almıştı. Sertçe yutkunduğunu görmüştü yeşil gözlerinde arzuyu görünce bu sefer Ayşe yutkundu.

- Seni... seni istiyorum." dudakları genç kızın boynunda gezerken elleri bacaklarını bulmuştu.

- Bu sefer kamerayı nereye yerleştirdin?"

Sıcak bir suya değmiş gibi çekmişti ellerini Ayşe'nin üstünden, ve altında tepksizce yatan genç kızın gece gözlerine, yeşil gözlerini sabitledi ve konuştu

- Kamera yok! sildim o görüntüleri de." dedi aklındaki düşünceleri yok etmek amacıyla.

Ayşe alayla güldü asla bu adama inanmıyordu. Güvenini öyle bir yerden kırmıştı ki ölse bile güvenmezdi bu saaten sonra.

- Zahmet olmuş paşam açar açar izlerdin niye sildin?"

- Gerçeğini izlemeyi tercih ettim çünkü" Miran'ın arsızca söylediği cümleye karşılık

- Nah izlersin!" dedi öfkeyle ve küçük ellerini Miran'ın sert gövdesine koyup sertçe kendinden uzaklaştırdı. Ve yer  yatağından  kalktı karşısında artık o saf Ayşe yoktu! Biraz geç olmuştu ama gözleri açılmıştı ve ona bu kötülüğü yapan adamı asla affetmeyecekti! Az daha sabır etmesi lazımdı çünkü zamanı gelince bu konaktan çıkıp gidecekti. Kendi yatağına girdi ve yorganı kafasına kadar çekti. Ailesin özlemişti en çokta Yusuf ağabeyini özlemişti. Onun güvenli kanatlarını özlemişti. Baba yarısını... aklına gelenle bu sefer hıçkıra hıçkıra ağladı. Ağabeyi baba olacaktı ve hiç şühesiz dünyanın en güzel babası olacaktı ve hiçbir zaman onu tebrik etmeyecekti. O anlara hiç bir zaman şahitlik edemeyecekti. Yatakta tekrardan oturur pozisyona geldi. Elleri ie göz yaşını sildi ama kalbindeki ağrıyı hiç birşey silemezdi. Yatağın diğer tarafının çöktüğünü hissetti ve Miran'ın onu tutup göğsüne yatırdı. Ayşe daha çok ağladı, en çokta Miran'ın göğsünde ağladığına ağladı. Kendi elleriyle kendini yakmıştı.

-Senden nefret ediyorum... Sana güvendiiğim için kendimden lanet ediyorum. Ben ağabeyimi çok özledim ailemi özledim." dedi hıçkıra hıçkıra o Miran'ın göğsünü değil Ağabeylerinin göğsünü istiyordu. Kaç saat ağladının haddi hesabı yoktu en sonunda ağlamaktan helak şekilde uyumuştu.

~~~~~

Bilgisayardan birkaç birşey okuyup kapattı yarın kocası ile İstanbul'daki şirkete gideceklerdi ve eve gidip hazırlık yapması lazımdı. Ama mesaisinin bitmesini bekliyordu. Son on dakika kalmıştı bitmesine sonra gidip kocasına sarılacaktı öyle anlaşmışlardı çünkü iş saatinde karı koca değillerdi. Patron çalışan olarak davranıyordı. Önündeki ağızı açık krakerden bir tane aldı mide bulantısına çok iyi geliyordu bu kraker. Sağolsun Yusuf Mirza'da birsürü almıştı. Derken odasının kapısı tıklandı.

- Gel" ince sesiyle içeriye çağırmıştı gelen kişiyi ve içeri giren kişi görünce kocaman gülümsedi  kocası gelmişti. " Birşey mi isteyecektiniz Yusuf bey?" Dedi Yusuf Mirza başını olumlu anlamada salladı ve karısının yanına gitti.

- Evet Gülhanım. Hemde çok önemli birşey." Dedi ciddiyetle Gülhanım kaşlarını çattı.

- Nedir?"

- Size sarılmak eğer size biraz daha sarılıp kokunu solumasam. Çok kötü şeyler olur." Dedi karısının elinden tutup kaldırdı ve sıkıca sarıldı. Gülhanım' da güldü ve ellerini kocasının sırtına koydu. Yemişler  mesai saatini!  Karı koca sıkıca sarıldılar. Yusuf Mirza karısından ayrılıp ellerini küçük yüzüne koydu ve tam dudaklarını öpecekti ki kapı çaldı. Gülhanım gülerek bir kaç adım geri kaçmıştı. İnce sesiyle gel dedi ve içeri pişmiş kelle gibi sırıtan  Şahin girdi. Onun bugün çok farklı bir enerjisi vardı çünkü Ezma hanımlar Melek'e görücü gitmişlerdi.

- Yenge çabuk aşağı gelmen lazım." Dedi Gülhanım nedenini sormadan başını salladı ve kocasına bakıp odadan çıktılar. Arkadan Yusuf Mirza'nın homurdandığını duydu ama umursamdı eve gidince bol bol öperdi artık.  Şirketen dışarı çıktılar ve Gülhanım kaşlarını çatarak Şahin'e baktı. Nedenini sormamıştı ama merak ediyordu. Tam o esnada şirketin önünde lüks bir siyah araba durdu içinden Şahan indi ve yengesine doğru geldi. Elindeki arabanın anahtarını yengesine uzattı.

- Şahin ve benim sana yeğen hediyemiz." Dedi Gülhanım'ın ağızı şaşkınlıkla açıldı. Bu arabayı ona hediye mi almışlardı?

- Yaa ben dedim ki, Pempe araba alalım ama Şahan' Yengem gibi asil olsun." Diyip siyah aldı." Dedi Şahin

Gülhanım şaşkınlıkla kayınlarına bakıyordu hala şaka gibi ona araba almışlardı. Böyle birşeye ihtiyacı yoktu ama arabada şimdi Allah var çok güzeldi! Gözleri arkasında ona gülen kocasına değdi ve Yusuf Mirza başını olumlu anlamada salladı.

- Yaaa ikinizi de çok teşekür ederim." Dedi Şahan'ın elinden arabanın anahtarını dikkatlice alıp arabasını incelemeye başladı ay resmen arabası olmuştu!

- Vallahi yenge yarın ağabeyimin hediyesini görünce bu hediye mi diyeceksin?" Dedi Şahan ağabeyi yengesine baya büyük bir hediye almıştı.  Arkasını döndü ve kocasına baktı.

- Bu kadar gevezelik yeter! Güle güle kullan arabanı güzelim. Biz çarışıya gidiyoruz. Birşey istiyor musun?" Diye sordu Gülhanım başını olumsuz anlamda salladı. Kocasının hediyesini merak etmişti üstüne gidip sürprizi bozmak istemiyordu. Son bir kez daha teşekkür etmiş ve yeni arabasına mutlulukla binmişti. Arabayı çalıştırmadan önce karnına dokunmuş ve bebeğini hissetmeye çalışmıştı.

- Hazır ol bebeğim. Annen seni biraz uçuracak!

🤍

Tüm işlerini çarşıda bitirmiş  konağa doğru yola çıkmıştı Ayşe, uzun zamandır dışarı çıkmamıştı iki yabancı insan yüzü görmek iyi hissetirmişti. Kaynanası Avzem hanım ve kuma eltilerinin suratsız yüzlerini görmekten gına gelmişti resmen. Derken çarşının girişinde gördüğü kişiler ile sertçe yutkundu

Ağabeyleri...

Şahin ve Şahan ağabeyi  gülerek konuşuyorlar. Yusuf ağabeyi ise yine o her zaman ki gibi kaşları çattıktı. Çarşının ortasında gözleri  dolmuş vaziyette ağabeylerine baktı. Onlar yaklaştıkça kalbi sıkıştı Ayşe'nin içinden  gidip koşarak sarılma isteği vardı ama korkuyordu ya onu red ederlerse derken. Şahan ağabeyi ile yüz yüze geldi adımlarının yavaşladığını hisseti ağabeyinin. Ama Yusuf ağabeyi hiç yüzüne bakmadan gitmişti yanından. Bir yabancının yanından geçer gibi geçmiş ve gitmişti. Şahin ise birkaç saniye yüzüne bakmış ve oda hemen yoluna devam etmişti. Gözünden yaşlar süzülürken Şahan ağabeyine boynu bükük baktı bir o gitmemişti. Derken ona doğru adım attı Ayşe gördüğü o bir  adımla umut etmiş ve hemen koşarak Şahan ağabeyine sarılmıştı. Ayların özlemiyle öyle sıkı sarılmıştı ki, hiç bırakmak istemiyordu.

Şahan'da aynı özlemle sarılmıştı kız kardeşine kıyamazdı ki o Ayşe'sine onların göz bebekleriydi Ayşe... Saçlarına öpücük kondurdu ve daha sıkı sarıldı. Ela harelerinden akan yaşı umursamadı çarşıda onları böyle gören buruk bir tebbesümle izlemişti.

- Bakmadı... Bir Kere olsun dönüp bakmadı yüzüme... bir yabancı gibi geçti gitti yanımdan Yusuf ağabeyim" hıçkıra hıçkıra ağlayan kardeşine daha sıkı sarıldı gözünün nuruna.

- Herkes gibi oda sana sinirli." dedi Şahan doğruları söylerek.

- Ağabey ne olur beni affedin!"dedi Ayşe ağlayarak o  kadar kötü hissediyordu ki kendini. Kendinden nefret ediyordu resmen.

- Sakın kendini onlara ezdirme olur mu? Yemin ederim Yusuf ağabeyimi bile dinlemem alırım seni!" Dediklerini yaparadı Şahan kimseyi dinlemez çeker alırdı kardeşini oradan ayların özlemi ile biraz daha sohbet ettikten sonra konuşmuşlardı daha sonra kendi kredi kartını Ayşe'ye zorla vermiş yoluna devam etmişti. Ayşe ise büyük bir mutluluk ile Korkmaz konağına dönmüştü. Şahan ağabeyi ile barışmıştı! Bugün ondan mutlusu olmazdı yüzündeki kocaman gülümseme ile odasına girdi.

🤍

Önce bir çift mavi göz girmişti açısına daha sonra adımları yaklaştıkça yüzünü görmüştü. Karısı idi! Bir dakika ! onun kucağında bebek kundağı mı vardı. Beyaz bir kundak ile karısı yanına gelmişti. Her zaman ki gibi yüzünde gülücük vardı ve üzerinde o çok sevdiği elbisesi vardı.

- Yusuf'um... bebeğimize bak! " demişti kucağındaki bebeği kocasının kollarına vermişti.

Yusuf Mirza hiç birşey anlamıyordu! Bebeğini kucağına aldı büyük bir mutluluka ve kundağın yüzünü açtı. Bembeyaz siyah saçlı bir bebekti yüzünde kocaman bir gülümseme oldu.

- Bebeğimiz." demişti ve elinde ıslaklık hissetmesiyle parmaklarına baktı.

Kırmızı! Kandı bu !gözleri dehşetle açılırken bebeğinin kundağına baktı bembeyaz kundak kan olmuştu ve bebeği ağlıyordu!

- Bu kan nerede-

Karısının da üstü kan olmuştu ama Gülhanım hala gülüyordu. O hep gülerdi zaten ona gülmek yakışırdı çünkü!

- Bebeğimize iyi bak olur mu? Ben  artık yanınızda değilim."

Sıçrayarak uyandı Yusuf Mirza uykusundan kan ter  içinde kalmıştı. Hemen yanı başında uyuyan karısının üzerindeki yorganı kaldırdı ve kan var mı diye baktı. Daha sonra derin bir nefes aldı ve karısının boynuna öpücük kondurdu. Derince kokusunu içine çekti ve karısını uyanmamasına dikkat ederek yataktan kalktı.Kalbi hala korku ile atarken telefonu aldı ve odadan çıktı. Rehberine girdi ve her akşam yaptığı gibi onu aradı. Birkaç çalıştan sonra telefon açılmıştı. Bu gece yarısı açtığına şükür etmeliydi.

- Alo... Rahatsız ettim kusura bakma. Bugün onu gördüm nasıl iyi mi?" diye sordu karşı tarafı dinledi ve tekrar konuştu aylar sonra adını ilk kez zikretti "Tamam Nazmiye abla... Ayşe sana emanet kötü birşey olursa ara beni."


Bölüm sonu... 🤍

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.🤍

Instagram;Maysa_58_

Continue Reading

You'll Also Like

2.3M 136K 59
Wattpad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır. Gökçe tacize uğradığı gecenin sabahında sev...
1.6M 109K 56
Birbirlerine kalplerini tamamen emanet ederek çıktıkları evlilik yolunda Tugay'ın değişen tavırları, Ece'nin her seferinde kırılan kalbi sonucunda bu...
32.2K 2.6K 6
Jimin, ünlü idol Jeon Jungkook ile altı yıl önce gizlice evlenen bir iç mimar. Jimin'in ailesi cinsel kimliği yüzünden onu küçümsüyor ama o her şeyi...
8.4K 611 30
+18 "Ne istiyorsun?" sorusu bir fısıltıdan ibaret döküldü dudaklarımdan. "Bu geceyi bana vermeni istiyorum," dedi pürüzlü bir sesle. "Uyuyamadığım...