Gözlerimi açtığımda hemen komidinden telefonumu aldım. 12:34. Cidden mi sanki sadece 1 saat uyumuş gibiyim. Rehber'e girip Buğra'nın adını buldum ve aradım.
Aranıyor: Yaz Belası
Öksürüp sesimi düzletmeye çalıştım. "Buğra? Nerdesin?" dedim.
"Derin. Ben evdeyim yani kendi evimde değil babamla annemin evindeyim. Şimdi kardeşimin yanındayım sonra seni arasam." dedi hızlı ve sessizce.
"Buğra neler oluyor?" dedim. Gerçekten sanki bir şeyler oluyordu.
"Derin. Yok bir şey." dedi.
"Ama sanki farklı davranıyorsun Buğra. Kötü gibisin. Kötü olmanı istemiyorum." dedim. Sesim sonlarına doğru kısılmıştı.
"Yok birşey Derin!" dedi. Bu sefer sesini yükseltmişti.
"Tamam Buğra görüşürüz." dedim.
Buğra'da "Görüşürüz." dediğinde kapattım.
Beni kırmıştı ama kesinlikle bir sorun var. Beni ilgilendirir mi o kesin değil ama olsun. Belki Buğra rahatlamak için anlatır. Sonuçta şu aralar hiç rahat değil. Ailevi sorunlarda olabilir işte o zaman konu beni aşar.
Yataktan kalkıp perdenin kapalı olduğunu kontrol ettim. Kapalıydı. Pijamalarımı çıkartıp banyoya ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kilitledikten sonra iç çamaşırlarımı da çıkarıp küvete girdim.
Ben banyoda her zaman 1 saatimi harcarım. O 1 saatin 15-20 dk'sı suyu ayarlamakla geçtiğinden suyu ayarlamaya çalıştım. Tam suyu ayarladığımda saçlarımı ıslattım. Çikolatalı şampuanımı saçlarıma sürüp duruladım. Ellerim kırışana kadar durup çıktım. El kırışması önemli sonuçta.
Bornozuma girip banyodan çıktım. Siyah takım olan iç çamaşırlarımı çıkarıp giydim.
Dolaptan siyah bir tayt üstüne sarı bol tişört aldım. Bacaklarımı iyice kurulayıp onları da giydim.
Kapıdan çıkıp aşağı indim yengem kahvaltı hazırlıyordu gidip yardım etmeye başladım. Dün Buğra gittikten sonra Beril de gitmişti zaten onlardan yaklaşık 1 saat sonra yengemler gelmişti.
Kahvaltı masasına oturmadan önce yengem gidip Burakla Amcamı uyandırmamı söyledi.
İlk önce amcamın odasına çıkıp amcama seslenmeye başladım. "Amca. Amca. Amca. Amca. Amca. Amca. Amca. Am-" amcamın dönmesiyle sözüm yarıda kalmıştı. Böyle bir yerde yarım kalması şart mıydı ?
"Amca hadi kalk ya." dedim tekrar.
"Tamam" diye mırıldandı.
Kapıdan çıkıp merdivenden yengeme bağırdım. "Yenge amcam 'Tamam' diyo." dedim. O da bağırdı. "Tamam sen Burak'ı uyandır şimdi." dedi.
Burak'ın odasına girdim. Hep aynı taktik. Elimi omzuna koyup sürekli vurmaya başladım. "Burak. Burak. Burak. Burak. Burak. Burak! diye bağırdım en sonunda.
"Ne he ne noldu hı? Kalktım noldu?" dedi. Cidden kalktı be.
"Kahvaltı yapıyoz. Hadi. Kalk."
"Banane ben kalkmıcam bugün."
"Beril'de gelcek."
Hemen ayaklandı. "Harbi mi? Gelmesin ya tek başına. Ne olur ne olmaz. Gelmesin gelmesin. Yada gelsin ya özledim aşkımı." Ya He He.
"Tamam hadi gel ben uyandıysam sende uyanmak zorundasın. Beril falan da yok." dedim. Kapıdan çıkarken nah çekmeyi de unutmadım. O da bana orta parmak gösterdi.
Gülüp merdivenden aşağı hızlıca indim.
"Günaydın." dedim tüm samimiyetimle.
Yengem "Günaydın canım." derken amcam yarı uyuyan sesiyle "Hıhı günaydın" dedi.
Bugün cumartesi ve amcam cumartesi günleri çoğunlukla işe gitmez. Ama bazen -ki bu neredeyse her cumartesi- öğleden sonra gider.
Merdivenlerden saçlarını karıştırarak inen Burak'ı gördüm. O da oturduğunda yengem çayları koymaya başladı. "Bugün alışverişe gidiyoruz. Geri çekilmek yok." dedi.
"Ben gelmiyim anne. Siz şimdi girdiniz mi çıkmak bilmezsiniz." dedi.
Amcam "Yok oğlum ben onları bırakmam gezmelerine sende gel." dedi Burak'ı destekleyerek.
Yengem "Hiç kusura bakmayın. Çok gezicez." dedi.
Tabiki kıyafetlerim azaldığıdan işime geldi ama... Çok gezmek. Cık.
"Sen ne diyorsun Derin?" dedi amcam.
"Valla benim fazla kıyafetim yoktu o yüzden işime geldi ama çok gezmek konusunda sizinle aynı fikirdeyim." dedim.
"Ben sizin annenizim ve bu durumda benim istediğim oluyor. Şimdi kahvaltınızı yapın 2 de çıkıyoruz." dedi. Yengem vurdu gol oldu. Yapacak bir şey yok.
-----
Kendime 2 şort 1 yırtık pantolon ve 2 tişört almıştım. Bir de yengemin zoruyla bir yarı spor yarı şık bir elbise almıştık. Ve yine yengemin zoruyla bir topuklu ayakkabı. Nedense artık. Ve hala geziyorduk. Ayaklarımdan alev çıktığını hissediyordum. O yangını söndüren aletten getirin!
"Anne yetmez mi sence?" dedi Burak.
"Hayır daha size bakıcaz." dedi yengem.
"Anne neden bakıyoruz ki?" dedi Burak.
"Babanı evlendiriyoruz." dedi yengem gülerek. Biz de güldük. Benim annem ve babamda yengemle amcam da hep böyle şakacı evli olmuştur.
"Harbiden yenge neden bunlar?" dedim.
"Murat amcanızın nişanı var." dedi. Murat amca babamla amcamın kardeşi.
"Hülya ablayla mı?" dedim. Hülya abla Murat amcamın nişanlısı zaten eskilerden beri sevgili olduklarından abla demeye alışkın olduğumdan yenge diyemiyorum.
Celal amcam kafasını sallarken Şule yengem "Evet." dedi.
"E Kütahya'ya mı gidicez?" diye sordu Burak yengeme.
"Evet. Hemen yarın çıkıyoruz sonraki gün nişan diğer gün akşam yola çıkarız. Bizim arabayla gidiyoruz zaten." dedi yengem. Üç gün Buğra, Beril ve Doğukan'sızlık... Bunu Ece'ye söyelesem bana trip atar 'benden bu kadar ayrı kaldın koymadı onlardan ayrılınca mı koycak' der trip atar konuşmaz sonra yarım saat geçince arar 'kanka naber ya' derdi. Çok seviyorum be o kızıda.
"Ay valla çok sevindim." dedim gülüp.
Elbisem gerçekten çok güzel ve sadeydi. Mavi -edit:maviye karşı aşırı sempatım var :3- üstünde küçük çizgi desenleri olan ve arkasında kalp şeklinde dekoltesi olan dizimin bir karış üstünde bir elbiseydi. Ayağıma yakın bir akrabam olduğundan siyah uzun topuklu ve bilek kısmında ince bir şerit olan ayakkabı almıştık. Bence güzel.
-----
Gönderilen:Yaz Belası
Buğra? Amcamın nişanı varmış. Hayır Celal amcam değil. Sjsjsj. Üç gün yokuz işin yoksa buluşalım mı?
Gönderilen:Yaz Belası
Buğra?
Neden cevap vermedi ki şimdi? Onu görmeden gitmek istemiyorum.
Aranıyor:Yaz Belası
Çalıyor. Çalıyor. Çalıyor. Açtı.
"Buğra?" diye sordum.
"Derin?" dedi en sevdiğim tatlı ve şirin uykulu sesiyle. Uykulu? Saate baktım. 17:35. Bu saatte neden uyusun ki?
"Buğra uyuyor muydun?" dedim.
"Evet dün gece uyumadım öğlen 3 gibi eve geldim ne oldu ki?" dedi. Tabiki ben onun uykusundan daha önemliyim.
"Ya üç gün yokum amcamın nişanı var. Kütahya'ya gidiyoruz. Müsaitsen buluşalım mı?" dedim.
"Hıhı müsaitim. Şimdi sen... Saat tam 18:00 de aşağı in ben seni alırım." dedi.
"Tamam. Görüşürüz." dedim seslice.
O da "Görüşürüz." dediğinde telefonu kapattım.
Etek giyme gibi gelen bir istekle dolaptan bordo eteğimi çıkardım. Üstüne de siyah bol ve kısa tişörtümü çıkardım. İkisini de hızlıca giydim. Saçlarımı tepeden bir topuz yapıp yatağımın altından siyah vans'larımı çıkarıp elime aldım. Telefonumuda alıp merdivenlerden aşağı indim.
Amcam gitmişti. "Yenge ben çıktım." diye bağırdım yengeme ayakkabılarımı giyerken.
"Bu ne ya herkes bir çıkma derdinde Burak'da gitti. Celal'de işi çıkmış." diye isyan etti. Güldüm.
"Neyse sana iyi eğlenceler." dedi.
"Öptüm." deyip kapıdan çıktım. Buğra bahçenin duvarına yaslanmış duruyordu. Telefonumdan saate baktım. 18:03. Yanına gittiğimde o da telefonumdan saate baktı.
"Geç kaldın bu yüzden bana sarılmak zorundasın." dedi. Gülümsedim. Gülümsedi. Kollarımı yavaşça boynuna sardım ve ellerimi saçlarına daldırdım. O da kollarını belime sardı ve yüzünü boynuma yerleştirdi. "Seni özledim." dedi boğuk çıkan sesiyle. "Bende seni özledim Buğra." dedim saçlarıyla oynarken.
"Buğra ya ben sana kızmıştım. Küscektim sana, trip atcaktım sana sen gelince neden böyle oldu ki?" dedim gülerek.
"Demek ki biz küs kalamazmışız." dedi.
Kahkaha attım. Ayrıldık ve kumsaldaki kafeye doğru ilerlemeye başladık. Elini elimde hissettiğimde hiç bırakmak istemezmiş gibi daha çok sıktım. Kafeye girdiğimizde bir de ne görelim? Doğukan ve o bardaki kız bir şeyler konuşuyorlardı. Çok farklı bir şekilde. Nasıl farklı mı? Çok fazla bağırarak. Yani sesleri buraya kadar geliyordu. Doğukan hızlıca ellerini saçlarından geçirdi. Kız hızlıca kafasını olumsuz anlamda salladı. Daha dikkatli bakınca farkettim ki... Kız ağlıyordu.
"Ne oluyor?" dedim Buğra'ya.
"Şu kız bardaki kız onu biliyorsun zaten. Ama olaylar büyük. Bu ikisi öpüşürken Doğukan'ın sevgilisi ama değil yani çok farklı olan bir arkadaşı görmüş. Çok anlatmaya çalışmış ama kız kabul etmemiş. Bu kızın ona söylemesini istiyor ama kız da bu sefer söylemeyi kabul etmeyip ona aşık olduğunu söylüyor. Anlayıcağın gidip yardım edelim şuna." dedi ve beni onların yanına çekmeye başladı.
Ben o kızın yanına oturdum o da Doğukan'ın yanına oturdu. "Evet. Şimdi kızımızın adı ne?" dedim hemen söze girip.
Kız burnunu çekti ve "Duygu." dedi.
Peqi.
"Doğukan sevgilinin adı ne?" diye sordum Doğukan'a.
Derin bir nefes aldı ve verdi sonra "Beyza." dedi.
Peqi.
"Doğukan'a gerçekten aşık mısın Duygu?" dedi Buğra.
"Evet." dedi ve tekrar ağlamaya başladı.
"Ağlama artık yeter!" dedi yüksek sesle Doğukan.
"Bığırmısını kızı sılık." dedim dişlerimin arasından. Sonra söyleme şeklime güldüm.
"Ben ilk görüşte aşka inanırım ama barda öpüşerek tanıdığın birine aşık olman da saçma be ablam." dedi Buğra.
"Bende öpüşmesine aşık oldum zaten." dedi. Cidden mi? Tam seni korumayı düşünüyordum.
"Arasana kızım şunu!" dedi tekrar bağırarak Doğukan.
"Of tamam be bende aşkımı kalbime gömer üstüne ev yaparım. Ara şu kızıda kurtulalım." dedi Duygu.
"Bizim işimiz bitti gel başka masaya geçelim Derin." dedi Buğra. Kafamı salladım ve birlikte başka bir masaya oturduk.
Garsonu çağırdı ve bana dönüp "Limonata?" diye sordu. "Limonata." diye cevap verdim. Güldük.
Limonatalarımız geldiğinde Duğukan'lar bize selam söyleyip kalkmışlardı.
-----
Buğra'nın 'yola çıktığınızda mesaj at' sözüne uyup telefonumu açtım.
Gönderilen:Yaz Belası
Biz yola çıktık. Bensiz eğlenme! Skjsksjksjk şaka şaka eğlen. Sonra ben gelince üzgün falan olma. Zor olur seni mutlu etmek.
Yola çıkmamızdan yaklaşık 10-15 dk geçmiştir. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Gelen bildirimle mesaja girdim. -bu nasıl bir anlatım biçimi-
Gönderen:Yaz Belası
Sensiz eğlenen sensiz kalsın. (Çok büyük yemin.)
Güldüm. Burak bana öyle bir bakış attı ki arabadan atlamak istedim bir anlığına.
Gönderilen:Yaz Belası
Aa bir espri buldum skjdks. İntihar etmeyeceğine söz ver.
Gönderen:Yaz Belası
Düzgün bir şey olsun.
Gönderilen:Yaz Belası
Büyük. Büağırlık. Skskshsjsjshsjsksjjssjshsjjsisndjskddudjeudjxnxjdjdhdidnhejdnhdjdnsksksjsisksjhsjshsisjshsjskshdisjsj.
Gönderen:Yaz Belası
Randomunu sevdiğim. Yapma.
Gönderilen:Yaz Belası
Hihihi.
Buğra'nın Ağzından:
Derin'siz olmaktan mı bilmem ama bu hafta lanet olası üvey babam beni rahat bırakmayacak biliyorum.
-----
Biliyorum bölüm geç geldi ve kısa oldu ama bu aralar çok saçma olaylar yaşıyorum ve hayatım çok değişik. Bölümler geç ve kısa gelebilir kusura bakmayın. Yine ben aynı yazarım yani öyle psikolijik bir sorun yok yine ciddileşemiyorum ksjsjs. Sadece biraz doluyum skjdjsk. Bu arada 29 Mayıs doğum günüm belki bir süpriz falan gelir. Kim bilir sksjskjs. Her neyse...
Vote ve yorum atmayı unutmayın! Sizi çoook seviyorummmm! ♥ ^-^