Hatırla Beni [gay]

By Mutsuzkertenkele

9.2K 518 70

Barış yıllar sonra çocukluğunun geçtiği mahalleye döner ve burda eski arkadaşları ve çocukluk aşkıyla yüzleşi... More

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm.
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51.Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66.Bölüm
67.Bölüm

32. Bölüm

121 10 0
By Mutsuzkertenkele

[12 Eylül 2008]

Yatakhanede her oda dört kişilikti ve Atlas bundan fazlasıyla rahatsızdı. Her şeyden çok etrafındaki çocukların bir domuzdan bile daha aptal olması yüzünden rahatsızdı.

Okulun üniformasından nefret ediyordu, tişörtü mordu. Hangi geri zekalı okul üniformasının mor olmasının harki bir fikir olacağını söylenişti acaba. Okulun adını reklam yapmak ister gibi kocaman tişörtün üzerine basmışlardı. Bu lanet şeyi giymek zorunluyudu.

Ön bahçede oturuken sadece hafta sonunu bekliyordu. Eve dair her şeyi özlemişti. Gözünün önüne gelen kırmızıya çalan koyu kahve gözlerle kafasını dizlerine gömdü.

Acı içinde ve yalnız hissediyordu.

Tek başına oturmaktan sıkılınca kalkıp yatakhaneye doğru yürümeye başladı. Kendi odasına girdiğinde yatağının yanında toplanmış gülerek konuşan oda arkadaşları ve karşı odadan gelmiş bir kaç çocuğa kaşlarını çatarak baktı.

"Noluyor?" Hızla aralarına girdiğinde aynı odayı paylaştığı kendisinden iki yaş büyük olan ama ondan oldukça kısa olan çocuğun elindeki siyah defteri gördüğünde. Kan beynine sıçları.

Defteri hızla onun elinden alırken "naptığını sanıyorsun sen!" Diye bağırdı.

Çocuk sırıtarak ona baktık "kusura bakma Atlas günlüğün olduğunu bilmiyorduk. Her gece onu sır gibi sakladığını görünce biraz merak ettim sadece" dedi.

Yüzünü sadece bir kaç kere gördüğü bir çocuk "kızmısın lan? Günlük falan ne iş?" Dedi, Atlas dişlerini sıkıp sakin olmaya çalıştı "sizi ilgilendirmez defolun" dedi.

Herkesin İri Baş diye lakap taktığı çocuk -kendisinden büyük olmasına rağmen oldukça kısa olan çocuk- "iyi be yemedik" diyip arkadaşlarıyla birlikte uzaklaşırken "istediğin kadar yaz Barış'cığını" dedi.

Etraftaki çocukların kıkırtılarıyla birlikte duyduğu şeyle hızla çocuğa döndü çocuk sırıtarak "olum kızların suyumu çıktı lan? Ne diye taktın çocuğa" dedi.

İri Baş denen çocuğun yanındaki adınu bilmediği başka bir çocuk saçma bir dramatik sesle "Babamdan nefret ediyorum. Hayatımdaki her anı mahvetmekten başka bir şey yapmıyor. Keşke o gün Barış'a evet deseydim, onun nereden haberi olacakti ki. Tam bir aptalım" dedi.

Atlas göğsünün sıkıştığını hissetti. İri Baş yanındaki çocuğu sarsıp "sus lan çocuğu ağlatacaksın şimdi" dedi, dalga geçtiği her halinden belliydi.

Gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Babasının kulağına gitmediği sürece bunlara katlanabilirdi. Gözlerini açtığında hala gülen geri zekalılara bakıp "bittimi?" Dedi.

Geri zekalılar çetesi duraksadı. Belliki bekledikleri tepki bu değildi. Kavga etmelerini yada Atlasın ağlamasını bekliyorlardı.

"Bir daha eşyalarıma dokunmayın" dedi defterini yatağının üstüne bırakıp merdivenlere tırmanacakken biri kolundan tutunca durmak zorunda kaldı.

İri Baş denen çocuk "bitmedi, bu kadar kolay olacağınımı sandın?" Dedi, Atlas'ı arkadaşlarına doğru fırlattığında yere düşecek gibi oldu ama iki kolundanda birileri tutup onu ayağa kaldırdı.

"Senin tavırlarından bile belliydi ne bok olduğun"

Aniden karnına bir yumruk yediğinde nefesi kesildi. Acıyla iki büklüm oldu.

"Biz sana hoş geldin seromonisi yapmamıştık değil mi?"

Birileri ayaklarından tuttuğunda birden bedeni havalandı. Kurtulmaya çalıştı ama imkansızdı. Zaten pek çok çocuk kendisinden hem yaşça hemde boy olarak büyüktü.

Erkekler tuvaletine girdiklerinde hala çırpınmaya devam ediyordu "BIRAK!"

En sonunda onu sertçe yere fırlattıklarında dirseği soyuldu. Kafasını kaldırıp kendisine tepeden bakan çocuğa baktı.

"Senin gibilere ne olduğunu arada hatırlatmak gerekiyor, baksana hala utanmadan gözlerime bakabiliyorsun"

Ayağa kalkmaya çalışırken "ben utanılacak bir şey yapmadım!" Dedi, karnına yeni bir tekme yediğinde yeniden yere kapaklandı.

Bu sırada arkada sınıftan getirdikleri çöp poşetinin içine su dolduran ikili. Ellerindeki siyah poşetin içindeki pis suyu doğrudan Atlas'ın üzerine boşalttı.

****

Artık iyice paronayak olmuştu. Defalarca yıkasada üzerindeki koku çıkmamış gibi hissediyordu.

Bu gün olan şeyden hiç bir öğretmenin haberi yoktu. Atlas gidip söylese bile kimsenin o çocuğu satacağını sanmıyordu. Öğretmenin söyleyeceği bir kaç nasihatle konu kapanıp gidecekti. Bunu biliyordu çünkü daha öncede yaşamıştı.

Okulun girişinde bekleyen nöbetçi öğretmenin yanına gidip "ailemi aramak istiyorum" dediğinde hocanın telefonuyla direkt annesini aradı.

Bir süre bekledikten sonra açılan telefonala hemen "anne benim Atlas" dedi, boğazını temizleyip "şu an çalışıyorsun büyük ihtimalle ama babamla konuştunmu onu merak ediyorum. Artık buraya katlanamıyorum anne. Burayla ilgili herşeyden nefret ediyorum. Nolur eve geleyim bir daha hiç sözünüzden çıkmicam yemin ederim" dedi.

Bir süre sessizlik oldu ardından tanıdık bir erkek sesi "Atlas.." dediğinde irkildi. Titreyen bir sesle "baba?.." dedi

"Baba ya, anlaşıldı annenin neden son zamanlarda bu kadar kafa ütülediği"

"Baba ben-"

"Kes, ben seni oraya ceza olarak mı gönderdim sanıyorsun? Pek çok arkadaşımın çocuğu orda okuyor. Kenar mahalledeki saçma bir okuldan çok daha iyi. Sana böyle bir imkan verdiğim için mutlu olacağına söyleniyorsun"

"Öyle değil-"

"Öğretmenlerinle konuştum. Derslere neden çalışmıyorsun sen? İlle başındamı durmamız lazım. Hiç bir boka yaramayacak mısın sen? Tek yaptığın sorun yaratmak. Dua et uzaktasın yanımda değilsin yoksa ben sana yapacağımı bilirdim"

Bir süre sustu babasının sakinleşmek için aldığı nefesleri dinledi gözleri dolmaya başlamıştı. Ağlamak üzereydi. Her ağladığında kıp kırmızı olurdu o halinden nefret ediyordu.

"bana bak bir daha anneni arayıp böyle duygu sömürüsü falan yapmaya kalkma yoksa gebertirim seni. Anladın mı?"

Sessizce kafasını salladığında babasının onu göremeyeciğini unutmuştu taki kulağının dibinde gürleyen öfkeli sese kadar "Anladın mı!?"

Telefon az daha elinden düşüyordu "a-anladım!" Dedi.

Telefon yüzüne kapandı. Islak gözlerini gizlemeye çalışarak nöbetçi öğretmenin yanına gidip telefonu verdi. Yatak odasına gitmek yerine erkekler tuvaletine gitti.

Lavobo tezgahına oturmuş sigara içen tanımadığı çocuğa göz ucuyla bakıp direkt musluğa yönelip soğuk suyu yanan gözlerine ve yanaklarına vurup kızarıklığı dindirmeye çalıştı.

Burnu çekip çenesinden tezgaha yaslayan su damlalarının sesni dinledikten sonra yanındaki çocuğa göz ucuyla bakıp "deneyebilir miyim?" Dedi.

Çocuk dönüp ona baktı. Giydiği siyah geniş kapşonlunun şapkasını kafasına geçirip koyu kumral saçlarını gizlemişti. Hafifçe sırıtıp "sen içmeyi biliyor musun ki?" Dedi.

Atlas omuz silkti "deneyeceğim sadece" dedi, çocuk cebinden pakedini çıkarıp içinden bir dalı Atlas'a doğru uzatıp çakmakla ucunu yaktı.

Atlas zehirli dumanı içine çeker çekmez öksürmeye başladı.

****


Bölüm yazmadığımda ne yapıyorum...

Continue Reading

You'll Also Like

358K 9.5K 40
soğuk ve acımasız mafyanın bir kıza aşık olup onu takıntı haline getirmesi ve piskopatlaşması ama bunu kıza yansıtmamaya çalışarak unutulmaz bir aşk...
115K 6.8K 19
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...
84.5K 5.5K 62
(Küfür bulunur!) Adel ailesi tarafından hiç sevilmemiş bir kızdı en yakın arkadaşı ablası ve abisi gibi gördüğü kişilerin ısrarlarıyla İzmir'e gider ...
86.7K 5.8K 10
Henüz 6 yaşındayken ailesi tarafından terk edilen Lara ablası tarafın büyütülür ve başarılı bir boksör olur. 18 yaşındayken Amerikadan teklif gelir v...