Andrew sinirle annesini çalışma odasına çıkartıp masasına oturdu ve onun da karşısına geçmedini bekledi.
Rose zümrüt yeşili elbisesinin eteklerini sinirle savurup otunrunca,"Leydi Rose."dedi bastırarak. "Yemek sırasında yaptığınız rezilliği kabul edemem. Neden böyle yapıyorsunuz derhal izahat verin veya malikanemden çıkıp bir daha içeri girmeyin." Gayet netti. Sinirliydi. Ve resmiydi.
"Ben senin annenim!"diye çıkıştı Rose kırgın halde. Oğlu ona neden böyle bakıyordu!
Andrew kafasını salladı. "Peki soruyorum, bir annenin oğlunun huzur ve mutluluğuna sürekli kelt vurması ne kadar doğru leydi Rose? Neden üstünüze düşmeyen her konunun içindesiniz?"
"Oğlu aptalca kararlar alan her annenin yaptığını yapıyorum ben!"
Andrew kaşlarını çattı,"Ben sizin sadece oğlunuz değil aynı zamanda lordunuzum. Haddinizi bilerek konuşmaya devam edeceksiniz Leydi Rose." Soğuk ve mesafeliydi.
Rose aldığı dönüte şaşkındı. "Sana büyü yapmışlar!""diye ciyakladı. "Bu karşımdaki Andrew değil."
Andrew sabır dileyerek sakince,"Haddinizin olmadığı her şeyin içindesiniz Leydi Rose."dedi. "Buna daha fazla müsadem yok."
Rose'un yüzü sinirden domatese döndü. Andrew annesi sonunda konuşmayınca,"Bende öyle düşünmüştüm. "Diyerek kafasını salladı. Ve nefes verip ayaklandı,"Sizi misafir etmekten şeref duydum, Thomas!!" Aniden uşağına bağırdı. "Leydi Rose'a evine kadar eşlik et."
**
Bilge, Olivia 'nın ona getirdiği yemekleri yiyip teşekkür ettikten sonra odanın içindeki odada uyuyan oğlunu kontrol etti ve geceliğini giyinip yatağına geçti. Diğer odada Atilla bir bakıcı ile kalıyordu. Atilla'ya sütünü sağan Bilge onu gümüş biberonla soğukta saklatıyordu. Uyandığında muhakkak ki bebeği emziriyor, açıkçası her iki saatte bir uyanıyordu. Bu yaptığı sadece bir önlemdi.
Andrew içeri girdiğinde kafasını çevirip kapıya baktı. Andrew yorgun değildi belki ama kesinlikle bıkmıştı. "İyi misin?" Bilge sordu öylece cevabı az çok bilse de.
Andrew kafasını salladı ve soyunmaya başladı."yemek yedin mi?"
Bilge,"Yedim."dedi. Adamın durgun hali kızın yüreğini parçaladı, yavaşça yataktan kalkıp sadece iç çamaşırı ile geceliğini arayan adamın arkasından yaklaştı.
•+18 sahne•
Elini genç adamın kaslı omzuna koyup,"Andrew,"diye mırıldandı.
Andrew karısının bu hamlesine şaşırdı,"Efendim?"dedi heyecanını belli etmeden. Bilge diğer eliyle adamın karın kaslarına dokundu ve yavaşça okşadı. Omzuna tüy kadar hafif bir öpücük kondurarak,"Ben,"dedi. Utanıyordu. Ama yapacak bir şey yoktu. İstiyordu da, onu, onu mutlu etmeyi. Andrew 'i istiyordu Bilge.
Andrew karşısındaki aynadan kızın hareketlerini izledi.
Genç adam bu basit dokunuşlarla sertleşmişti bile.
"Evet sen?"dedi kızdan ses çıkmayınca.
Bilge iç çekti,"Seni istiyorum,"
Andrew yandan sırıttı ve,"Ne istiyorsun?"diye sordu.
"Seni."dedi Bilge. Sonra parmak ucuna çıkıp adamın kulağına fısıldayarak ekledi. "İçimde istiyorum."
Andrew aniden kıza döndü ve belinden yakaladığı gibi dudaklarına sarıldı.
Bilge adamın bu hareketi ile korktu sonrasında öpücüğü eşliğinde gülümsedi. Genç adam aylardır çektiği hasretinin verdiği o yoğun duygularıyla öptü Bilge'yi. Bir alt dudağını emdi, bir üst.
Bilge'yi geri geri yürüttü yürütürken de geceliğinin askılarını omuzlarından düşürüp yeri boylamasını sağladı.
Genç kızın göğüsleri gün yüzüne çıktı. Andrew onu yatağa itip oturmasını sağladı. Sonra da eğilip kızın dudaklarına tekrardan sarıldı.
Bilge'yi yatağa yatırıp üstüne çıktığında genç kız inledi. Çünkü Andrew 'in elleri uslu durmuyordu.
Andrew kızın boynuna inip öperken göğüslerini okşamaya başladı. "Bedenini Bilge,"dedi ısırdığı yeri öpüp,"Bugün mühürleyeceğim."
Bilge adamın saçlarına ellerini götürüp dağıttı ve kendisini onun öpücüklerinin büyüsüne bıraktı.
Biraz sonra iç çamaşırları tamamen çıkan genç çiftin kalbi kulaklarında atıyordu. Bilge ona yukardan bakan adama,"Andrew,"diyerek gülümsedi. Andrew,"Sevgilim,"dedi. "Nasıl hissediyorsun?" Dikleşmiş erkekliğini kızın sıcaklığına şöyle bir sürttüğünde Bilge gözlerini yumdu ve iç çekti,"Bulutların üzerinde."
Andrew gülümsedi. Sürtmeye devam ederken,"Emin misin?"diye sordu. Bilge inledi. "Evet eminim."
Andrew kıza biraz daha acı çektirmek istedi. Eğilip göğüslerini öpmeye başladı. Bir tanesinin tepeciğini ağzının içine alarak emmeye diğerinin ucunu ise iki parmağının arasında kıstırmaya başladı. Bilge kaç kere yutkundu sayamıyordu. "Lütfen Andrew lütfen,"diye daha çok istediğini belli etti.
Andrew heyecanlıydı.
Tekrar doğruldu ve erkekliğini kızın kadınlığının girişine koyup Bilge'nin dudaklarına eğildi. Onu öpmeye başladı, sonra aniden içine girdi ve Bilge'nin minik çığlığını kendi dudaklarına hapsetti. Bilge bu dolululuk hissini neredeyse unutmuştu.
Gerçi hayatında maksimum kaç kere sevişmişti ki sanki?
Beş?
Altı?
Adam hızlıydı ve kesinlikle çevikti. Bilge gözlerinin kaydığını hissetti. Adam onu öpmeyi kesmiyordu ancak genç kadın yaşadığı zevkten adama karşılık veremiyordu. Andrew bu durumdan çok memnundu.
Ait olduğu bedendeydi.
Andrew aşık olduğu kadınlaydı.
Bilge,"Ge-geliy-"diyecekken Andrew içinden çıktı ve kızı yan yatırıp arkasına uzandı. Bilge doyuma ulaşacakken yarım kalmışlığın verdiği mahmurlukla adamın ne yaptığını anlamadı ancak genç adam arkadan sarılıp kadınlığını tekrar girdiğinde inledi.
Andrew karısının kadınlığını eliyle de rahat bırakmadı ve Bilge'ye uzun zaman sonra ilk defa şiddetli bir tatminlik yaşattı.
Andrew durmadı. Tekrar Bilge'nin üstüne çıktı ve kız içine giren adamla az önceki doyumla birlikte ufak bir çığlıkla kasılarak kaçtı ancak adam bırakmadı. Bilge çığlıkları oğlunu ve yanındaki hizmetçiyi uyandırmasın diye dudağını dişliyordu ama dayanılır gibi değildi. Elini yatağın başına uzatıp ilk gelen yastıkla yüzünü kapattı ve Andrew sert bir şekilde git gel yaparken çığlıklarını yastığa hapsetti.
Andrew kızın tekrar doyuma ulaşmasıyla kaçmaya çalıştığını fark edince bedenini bedenine sertçe kilitledi ve Bilge sarsılarak tekrar tatmin oldu.
Yaşadığı zevkten canı acıyordu. Andrew bu huzurlu his bitsin istemedi ve durmadı. Bilge'nin gözünden zevk göz yaşları aktı. Andrew daha da sert oldu. Bilge inim inim inledi, Andrew hızlandı.
Bilge tir tir titriyor, kasım kasım kasılıyordu.
Andrew kızın bu haliyle daha da tatmin oldu.
Çok özlemişti bu bedeni.
Bilge sırtında bir sürü tırnak izi bırakmıştı ama umurunda değildi.
Daha fazlasını bırakması için çok uğraştı.
Bir buçuk saat boyunca genç çift özlemle sevişti.
Sonunda Andrew boşaldığında Bilge baygınlık geçirdiğine emindi. Genç adam kafasını kızın boynuna gömerek soluklanmak istedi.
Bilge eliyle adamın saçlarını sevdi ve derin derin nefesler eşliğinde,"Seni seviyorum Andrew." Dedi.
Genç adam kafasını kaldırıp karısına baktı. "Seni çok seviyorum." Bilge adamın arzudan koyulaşmış lacivert gözlerini izledi ve tekrarladı.
Andrew mutluluk içinde kızın dudaklarına eğildi ve sakince, hissettiği aşk ve sevgiyle öptü onu.
Bilge gözlerini yumdu. Adamın yanaklarını tutup başına yön verdi.
Birkaç dakika sonra ayrılan genç çiftin nefesi kesilmişti. Andrew alnını kızın alnına yaslayarak,"Bende seni seviyorum."diye fısıldadı. "Çok seviyorum."
Bilge adamın bacaklarına değen erkekliğine kendini sürtünce Andrew kızın bir kere daha istediğini anladığı.
Ve onu öpüp tekrardan bedenini bedenine kattı.
Yarım saat sonunda genç adam kendisini kızın yanına attı. İkisinin de alnında terler damla damla duruyor, aldıkları nefesler göğüslerini şişiriyordu.
Bilge az önce yaşadıklarının şaşkınlığındaydı. Andrew ise büyülenmiş gibiydi.
Kafasını çevirip kıza bakınca yanaklarının kırmızı olduğunu gördü Andrew ve gülümseyerek,"İyi misin güzelim?"diye sordu.
Bilge adamdan duyduğu samimi iltifat ile şaşkın, yorgunluğunu unutmuş bir şekilde ona döndü,"Ne dedin?"
"İyi m-"
Bilge heyecanla sözünü kesti. "Hayır, diğeri."
Genç adam yanlış bir şey mi söyledim acaba düşüncesiyle temkinli bir şekilde tekrar etti.
"Güzelim?"
Bilge ,"Andrew sen gerçekten çok değiştin."dedi gözleri doldu ve adama sarıldı. "Teşekkür ederim."diyerek sessizce ağlmaya başladı.
Andrew kızı sarmalayarak,"Hadi ama Bilge yapma şunu."dedi. "Az önceki dakikaları düşün."
Bilge adamın göğsüne gömdüğü başını çocuk gibi iki yana salladı. "Elimde değil."
Andrew iç çekti ve kızın saçlarını öptü. "Uyu güzelim,"dedi az önceki gibi. "Düşüncelerini boşver ve uyu."
**
Bilge gözünü açtığında hava hâlâ karanlıktı. Andrew 'in kollarından sessizce kalkmaya özen gösterip yatakta doğruldu ve Atilla'yı emzirmeye gitmeye hazırdı.
Yavaşça ayağa kalktı. Geceliğini yerde aradı.
Bulup üstüne geçirip arkasını dönerek yatakta uyuyan adama baktığında mavi gözlerin açık olmasıyla korkuyla sıçradı.
Andrew erkeksi kıkırdaması eşliğinde sordu. "Ne oldu?"
Bilge kaşlarını çattı,"Ürkütücü herifin tekisin Andrew!"
"Savaşçı bir kocaya sahip olmak senin lanetin." Adam bunun kibriyle doğruldu ve "Atilla'yı emzirmeye mi gidiyorsun?"
Bilge kafasını salladı. Yan taraftaki odanın kapısına yaklaştığında,"Seni seviyorum koca oğlan,"dedi ona bakmadan.
Andrew tebessüm etti ve fısıldadı.
"Sana aşığım küçük kız,"