Seungmin & Jisung
Seungmin
Yazmayacak mısın şimdi
Okulda da köşe bucak kaçıosun çocuktan
Ne dicem Seung
İçtik kahve bitti işte
Seungmin
Jisung
Yanlış anlama ama
Acaba sen
Hislerim oluşur korkusuna mı
Uzak duruyorsun bu çocuktan
Ne alaka
Öyle birinden hoşlanmam Seung
Saçma sapan konuşma
Seungmin
Kendini mi ikna etmeye çalışıyorsun
Bizi mi anlamıyorum bazen de neyse
Öyle diyorsan öyledir
En azından peşimi bırak falan yaz çocuğa
Pervane gibi dolaşıyor götünde
Felix görmese bile
Okulda yayılacak
Biri söyleyecek gidip
Bok gibi öğrenecek sonra
Yazarım akşam
Yani
Umarım
Seungmin
Yaz Jisung
Felix geliyor ayrıca
Kapa telefonu
Mesajları sil
_________
Klasik sakinlikte bir öğle yemeği için masaya geçtiğimizde ağrıyan kafamı ovuşturdum.
"Kimyacı ne boş insan ya, bık bık susmuyor abi banane senin eşinle boşanma hikayenden."
Sinirle mırıldandığımda üçlü gülüp yemeklerine gömülmüşlerdi. Ben de istemsizce gülüp pilavımdan bir kaşık alırken gözüme direkt kantinin girişinde gelen Minho çarpmıştı.
Mesajına cevap vermeyeli 1 hafta ya da daha fazla olmuştu. Genelde birkaç günde bir mesaj atıyor ya da okulda yalnız an yaratıp konuşmaya çalışıyordu. Ama nedensizce onun yanında kendimi gram güvende hissetmiyordum ve midem tamamen kasılıyordu.
Bu süreçte onu da zar zor görmeye başlamıştım ama yine de birkaç gündür eski haline nazaran çökmüş olduğunu fark etmiştim.
"Tanıştığın herkes senin hakkında hiçbir şey bilmediğin bir savaş veriyor. Kibar ol. Her zaman."
Sanki beynim kendiyle çatışıyor gibi duvarımı hatırlatıp dursa da kafamı iki yana salladım. O hala iki gün önce felixe bok gibi davranan piçin tekiydi, öyle olmalıydı.
Göz göze geleceğimizi hissettiğimde kafamı önümde dikkatle bana bakan Seungmine çevirdim. Bakmaması için masanın altından ayağımı bacağına geçirdim.
"Haftasonu planınız var mı?"
Felix sanki çok sosyal insanlarmışız gibi otuzuncu kere aynı soruyu sorarken kafamı iki yana salladım.
"Bir şeyler yapalım ama içmeli olsun." Jeongin sırıtarak bize baktığında emin misiniz modunda onlara döndüm. En son içtiğimizde hayatımızın en saçma günlerinden birini yaşamıştık çünkü.
"İçkili olursa ben gelir miyim bilmiyorum, götünüzü toplamaktan bıktım."
"Geçen sefer topladın baya sağol." Seungmin alkışlarken gülüp bacağına vurdum tekrardan.
"Ben yaparım plan, haber ederim." Felix mırıldanınca hepimiz onaylayıp yemeklerimiz de bitince tepsileri hızlıca temizledik.
"Siz sınıfa geçin biz Jisungla dolabımıza uğrayacağız bir." Seungmin kolumu dürttüğünde bu plandan benim haberim olmadığı için ona dik dik baksam da çaktırmayıp onayladım. Jeongin ve Felix sınıfa çıkarken Seungmin beni aşağı inmek için merdivenlere çekiştirmişti.
"Ne zamandan beri dolaplar en aşağı katta Seungiee??" Seungmin'i gıcık etmek ona saçma sapan lakaplar takmak kadar kolaydı. Seungmin sinirle bana bakarken güldüm ve merdivenden aşağı inerken bir anda aşağıdan yukarı çıkan iki kişiyle kesiştiğimizde göz ucunda etrafa baktım. Dördümüz dışında kimse ne yazık ki yoktu.
Seungmin, Chanı görür görmez en büyük düşmanı gibi dik dik bakarken bense benden birkaç basamak aşağıda duran Minhoya bakmamaya çalışsam da gözlerimizin birleşmesine izin veriyordum.
"Kaçmak da bir yere kadar ha?" Minho hafif bir sırıtışla mırıldanırken cevap vermemek için omuz silktim.
"Mesajlarıma neden cevap alamadığımı öğrenebilir miyim?" Minho, Chan'ın ona olan anlamsız bakışlarını umursamadan tüm dikkatini gözlerime yoğunlaştırmışken gergince güldüm.
"Şarjım yoktu." Tek kaşını kaldırdı alayla.
"10 gündür mü?" Minho'nun cevabıyla Seungmin yanımda sanki hadi cevap ver şimdi der gibi koluma çarpmıştı.
"Teknoloji işte. Gelişiyor ama kalite düşüyor. Bataryalar da kalitesiz eskisinden. Ondan normal."
Minho alaylı yüzüyle baksa da ağzımdan çıkan her kelimeyi anayasayı okuyormuşum gibi dikkatle dinliyordu. Bu sırada cebimde duran telefondan gelen bildirim sesiyle öksürdüm. Sebepsizce suç işlemiş bir çocuk gibi bana kızmasını beklesem de birkaç saniye garip bir sessizlik eşliğinde sadece yüzüme bakmıştı.
"Sikeyim... Çok güzelsin."
Minho mırıldanırken birkaç saniye afallamıştım, gözleri sanki tüm galaksi içindeymiş gibi büyük ve parlaktı.
"Minho... Vazgeç." Tek bir kelimeyle kendimi anlatmaya çalışıyordum ve bakışından beni anladığını da biliyordum.
"Kolay kolay vazgeçmem."
"Zorundasın artık."
"Beni ne kadar itersen o kadar seni isteyeceğimi söylemiştim Jisung."
"Boş çabana devam et o zaman." Derin bir iç çekip ikilinin arasından yine Minho'nun omzuna çarparak geçtiğimde hala sırıttığını fark etmiştim.
"Dağ ayısı çekil."
Seungmin'in sinirli sesi sonrası Chan geçmesi için yol verince aşağı inmiştik.
"Cidden dağ ayısı mı dedin çocuğa?"
"Ne diyim?"
Tuttuğum gülüşüm elimde olmadan dudaklarım arasından kaçmıştı.
________
nasıl olsa ölmicez mi
Felix
Şimdi
Bana
İnanmayacaksınız
Ama
Bana
Minho
Yazdı
Seungmin
Tek tek yazma
Götünü sikmiim
Ne yazdı
Felix
Haftasonu evinde parti veriyormuş
Okuldan çok nadir kişiyi davet ediyor genelde evdeki partilerine
Bizi de davet etti
Dördümüzü
Özellikle Jisungun gelmesini rica etti
Seungmin
Hay sikeyim|
Jeongin
Jisung ne alaka amk
Felix
Herhalde ara düzeltmek için ya
Sürtüştüler ya
Benden özür dileyince
Gerginlik olmasın istemiştir
Seungmin
Ayn
Bnce de
Jisung
Götünü sikcem az kaldı Minho|
Ben gelmeyeceğim sağolsun
Felix
Of jisung hadi
İnat yapma
Benim için
Hem eğleniriz de az
Plan yapamadım ben daha zaten
Jisung
Evine gidesim yok o ibnenin
Jeongin
Sikecek değil ya Jisung
Seungmin
Belli olmaz amk|
Gideriz Jisung
Ama çok durmayız
Dimi?
Jisung
Amınakoyim|
Oke
1 saat sadece
Hiçbirinizi toplamam söyliyim
Yarın mı şimdi parti
Felix
Aynen
9da başlayacakmış
Taksiyle gideriz
Konum attı bana
Jeongin
Oke
Tüm ekip olacak mıymış Minhonun
Seungmin
Özellikle merak ettiğin biri mi var
Jeongin
Ne alaka
Felix
Olurlar %99.9
Jeongin
Oke